TEKS - NOTLAR HALİNDE SIRALI MACERA LİSTESİ

Başlatan köstebek, 17 Şubat, 2016, 17:14:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

köstebek

Birinci Macera: ESRARENGİZ TOTEM (Esrarengiz Totem; Konuşan Kaya; Calver city'de Dehşet; Teks 1)

Sayfa sayısı: 32
İtalya'da yayımlanışı: 30 Eylül 1948 - 14 Ekim 1948 (Serie Prima 1-3)
Ülkemizde kaç kere yayımlanmış: Oğlak, altın Seri 1; daha öncekileri Caretta Abi'ye sorarız.

. Teks o günlerde kanundışı bir adam ve karşımıza çıktığındaki ilk cümlesi: "Lanet olsun, hâlâ peşimdeler mi?"
. Atının adı Dinamit.
. Teks'i giysileri bugünkinden çok farklı: Püsküllü bir gömlek, siyah fular, siyah pantolon, çift tabanca, şapka. Gerçi kapakta Galep tarafından kırmızı gömlek ve yeşil bir pantolon giymiş olsa da, bu ayrıntıyı önemsemeyin...
. Tavrını daha ilk andan koyuyor: "Yalnızca mecbur kaldığımda adam öldürürüm."
. Ama her şeyden önemlisi düşmanlarına karşı bayağı bir amatörce davranıyor. Coffin denen berbat bir herif tarafından iki defa yakalanıyor (adamın burnunun dibine kadar sokulup sırtına tabanca dayamasını bile fark edemiyor) ve her ikisinde de ölümün kıyısından dönüyor. Böyle davranmaya devam ederse, üç beş macera sonra kesin birileri tarafından öldürülür... :)

. Serüvenin kayda değer sahnesi: Kötü adamların takibinden kurtulmasının ve silahlı çatışmaların ardından yorgun argın, Tesah adlı genç kızılderili kadının yanına gelir. Atından iner ve kadının yanına yürür.
Tesah: Teks! Sen gerçekten halkımızın dostusun!
Teks: Bırak bunları da bana hemen bir kahve ısıt Tesah! Sonra da biraz uyuyayım; gerisini sonra düşünürüz.
(Bu cümleyi duymadan önce Tesah, gülümseyerek Teks'le konuşmakta ve eliyle kahramanımızın kaburgalarına dokunmaktadır.)
Tesah (epey bozulmuş bir tavırla, biraz uzakta Teks'in uyuması için yere bir battaniye sererken) : Haklısın kardeşim...

köstebek

. Yeni dönemde olsa yüzlerce sayfaya uzatılabilecek bir konuyu 32 sayfada kestikleri için çok yoğunlaştırılmış bir serüven olmuş. Koskoca Pavni sakemi Gri Ayı, tek karede görünüp ölüyor.

. Hazine odası dediğim şey, basamaklarla çıkılan, içinde bir put (gecelerin tanrısı wakantanka'nın heykeliymiş) ve sütunlar barındıran kocaman taş bir salon. Pek de bizim kızılderili halkının sahip olduğu teknolojiyle yapabileceği bir yer gibi görünmüyor. İnkalar, Aztekler, Atlantis veya Mu gibi çok eski medeniyetlerle falan bir ilişkisi olabilir?

. en fazla soru işareti barındıran nokta: Teks ve Tesah, bağlandıkları direkten kurtulduktan sonra Tesah bizimkine soruyor: "Niyetin nedir?"
Teks: "Pavnilerin hazinesini güvenli bir yere taşımak. Nehrin başlangıcında uygun bir yer görmüştüm."
Şimdi sadece Tesah'ın yardımıyla koca hazineyi nasıl taşıyor, nasıl saklıyor. Bu hazine daha sonra ne oluyor? bilinmezlerle dolu...
Hazine avcıları için  not: Nehir dediği yakınlardaki "Blue River" olabilir ve o civarda "Black CanyonGeçidi" denen bir yer var.

caretta

Köstebek Bey Teks'in ilk macerası olan "Esrarengiz Totem"ülkemizde defalarca yayınlandı.Sondan geriye doğru:Oğlak Altın Seri 1;186'lık Ceylan Teks
95,Karakoç fasikül 83-84.Pijamalı Teks de kesin.1960-64 arası yayınlanan 3 seri "Kinowa Teks"serilerinin 2 tanesinde.
       Çetin Bey zor ve uzun vadeli bir işe soyunmuşsun.Aynı çalışmayı ben de başlatmıştım ancak 10 sayıyı tamamlayabildim.Galep ve baba Bonellinin
bu ilk dönem çalışmaları çok sabırla okunması gereken maceralar.Ya bunları okuyarak Teks evrenine dahil oluyorsun ;ya da Teks'den tamamen
soğuyorsun.Maalesef çoğu arkadaş bu soğuma olayına yakalandı.Daha önce de yazmıştım bu sayılarda birçok tarihi hata da var.Teks çok kolay silah
çekiyor.Maceralar kısa ve sığ.3.sayıda tanıştığımız Mefisto ancak 39.sayıda tekrar arz-ı endam ediyor.Karson ordunun rehberi be ranger binbaşısı.
Sonra Teks'in bayağı gölgesinde kalıyor.Çok erken yaşlanıyor.Kit Willer çok erken serpilerek gruba katılıyor.Tiger Jack karakteri de fazla irdelenmiyor.
       Neyse çalışmanızı ilgi ile takip ediyorum.Bu Klasik Seri'nin bana göre güzel maceraları 45.sayıda başlıyor.Hani şu ünlü "Esrarengiz Ses"adlı macera.Dev bir maymun gece vakti insanlara saldırarak kafalarını kesiyordu.13.Mumya,Kiralık Katil,Yılan İşareti,Büyük Kral,Yeşil Ölüm,Vahşi Horda
gibi fantastik ögeleri de içeren maceralar ne kadar güzeldirler.İnşallah bu maceralara kadar gelebilirsiniz.

Animvader

Caretta abi çok haklısın.Teks benim ilk elime alıp okuduğum çizgiromandı daha 4-5 yaşlarındayken ama hiç düzgün okumamıştım.İlla sıralı gitme takıntım yüzünden hadi baştan başlayayım dedim ve ilk iki altın kutuyu aldım ancak 5. sayıya kadar dayanabildim ve bıraktım.Diğer sayıların kapağını bile açmadım öyle duruyorlar.Bu konuyla ve sizlerin anekdotlarıyla beraber belki bir şans daha veririm eski kurtlara.

xmenac

Tex'in dostları ve düşmanları konusunda da yazdım ama burayı da esgeçmeyeyim, şahane ve bir o kadar da zor bir çalışma olacak gibi gözüküyor. Hem eline sağlık hem de kolay gelsin abi. :)

köstebek

. İlk maceraya dair kafamda  soru işareti şimdilik şu: o Pavni hazinesine ne oldu? Sanırım Teks'in sonraki 600 sayısında da buna dair bir iz yok. Koskoca hazine ırmak kenarında bi yere saklanır mı? Gömülür mü? Belki de her şeyi hallettikten sonra tekrar eski yerine götürüp bırakmıştır kimbilir?

köstebek

Alıntı yapılan: Animvader - 17 Şubat, 2016, 20:06:36
Caretta abi çok haklısın.Teks benim ilk elime alıp okuduğum çizgiromandı daha 4-5 yaşlarındayken ama hiç düzgün okumamıştım.İlla sıralı gitme takıntım yüzünden hadi baştan başlayayım dedim ve ilk iki altın kutuyu aldım ancak 5. sayıya kadar dayanabildim ve bıraktım.Diğer sayıların kapağını bile açmadım öyle duruyorlar.Bu konuyla ve sizlerin anekdotlarıyla beraber belki bir şans daha veririm eski kurtlara.

Animvader, aç bakalım, ilk altın kutuyu, topu topu 32 sayfa, senden ve diğer arkadaşlardan gelecek birkaç notu da merak etmekteyim...

Animvader

Alıntı yapılan: köstebek - 18 Şubat, 2016, 00:14:38
Animvader, aç bakalım, ilk altın kutuyu, topu topu 32 sayfa, senden ve diğer arkadaşlardan gelecek birkaç notu da merak etmekteyim...

İlk hikaye olarak taa o zamanlardan bu zamanlara bir şey değişmemiş, bir Bonelli klasiği olarak kahramanımızla ilgili pek fazla bir şey öğrenemiyoruz, herhangi bir orijin bilgisi verilmiyor. Senin de dediğin gibi ilk karelerden anladığımız Tex'in şeriften de kaçan bir kanun kaçağı olduğu.

Genel olarak güzel bir giriş hikayesi, Tex'in klişeleri haline gelecek "zıp" diye ıska geçen ve sıyıran kurşunlar, düşmanlarının ellerini vurup silahlarını düşürmesi gibi ayrıntıların ilk sayıdan gelmesi güzel.

Benim tek takıldığım Tex, Coffin ve Fred'i arkadan gördüğü sahnede "seni hapse attıracağım görürsün" gibi konuşuyor, sonra Fred'in içini kurşunla doldurup, Coffin'i de cayır cayır yanmaya terk ediyor  :-X fırsatı varken sokakta iki kurşun sıkıverip tertemiz halledebilirdi işlerini ama kahramanımız illa ilk kurşunu rakiplerinden bekliyor  :)

Hazineye gelince, belki ileride Martin amca bulup yetkililere teslim etmiş olabilir.

köstebek

Alıntı yapılan: Animvader - 18 Şubat, 2016, 01:55:23

Benim tek takıldığım Tex, Coffin ve Fred'i arkadan gördüğü sahnede "seni hapse attıracağım görürsün" gibi konuşuyor, sonra Fred'in içini kurşunla doldurup, Coffin'i de cayır cayır yanmaya terk ediyor  :-X fırsatı varken sokakta iki kurşun sıkıverip tertemiz halledebilirdi işlerini ama kahramanımız illa ilk kurşunu rakiplerinden bekliyor  :)


Bence bizimki kanundışı silahşör unvanından kaçmaya, kurtulmaya çalışıyor. Sokağın ortasında indirse, herkes görecek; o yüzden de işini genellikle dağ tepe bayır, nehir kenarı gibi yerlerde ya da doğrudan ev basarak halletmeye çalışıyor. Zaten bildiğim kadarıyla, daha sonra ranger olmasının ardından da çok fazla sokakta düello işlerine girmemeye çalışıyor; ancak buna zorlanıyorsa yapıyor. Etraftakiler seken (maganda) kurşunlardan zarar görmesin hikâyesi olabilir...

köstebek

İlk macera hakkında bir yayım notu daha verelim:
Bildiğiniz gibi ilk Teks maceraları "strip" bant formatında (32 bantlık) çıkmıştı. Buna göre bizim macera 30 Eylül 1948'de basılmaya başlayan ilk serinin (Serie prima) ilk 3 sayısını (Esrarengiz totem; Konuşan Kaya; Calver city'de Dehşet) içeriyor... yine bizim okuduğumuz 160 sayfalık sayı haline gelişiyse on yıl sonra Ekim 1958'de...

. Gavur kaynaklarını deşerken gördüm ki: Calver City diye çevrilen şehir orjinalinde "Culver city" diye geçiyor. Neden bizde isim değişti acaba; Zeynep'e bir sormak lazım...

köstebek

İkinci Macera: KIRMIZI EL (Kırmızı El, Ölüm Oku, Kanlı Yol, Hayalet El; Teks 1)

Sayfa sayısı: 50
İtalya'da yayımlanışı: 21 Ekim1948 - 18 Kasım1948 (Serie Prima 4-8)
Ülkemizde kaç kere yayımlanmış: Oğlak, altın Seri 1; daha öncekileri Caretta Abi'ye sorarız.

+) Olaylar nispeten daha bir eş dost ortamında geçiyor. Yani haydutlar ve halk Teks'i tanıyor, Teks de onları tanıyor, evlerini, takıldıkları mekânları eliyle koymuş gibi buluyor. Daha sonraki maceralara göre western filmleri gibi çok daha samimi bir ortam var...

+) İşlenen cinayet (aslında soygun ama) yüzünden Teks'in başına konan ödül 1.000 dolar.

+) Samimi ortama bir örnek: Kırmızı El (aslında Kızıl El dense daha iyi olurmuş) çetesi bizimkini Çinli bir berberde (Çinlinin adı Lin-fo, yani herkes birbirini ismen biliyor) saç tıraşı olurken kıstırıyorlar. Sanırım bu yüzden olmalı ki, daha sonraki maceralarda ben Teks'i berberde saç kestirirken hiç görmedim. Gören varsa ve bunu kanıtlayabilirse fikrimi değiştirmeye açığım...

+) Atı Dinamit'i çete üyelerinden Topler'e kaptırıyor ve sonrasında şans eseri tekrar buluşuyorlar (yani bizimki atını gözden çıkarmış gibi); bu da pek rastlanan Teks davranışlarından değil.

+) İlk macerasında görülen amatör davranışları devam ediyor ve arkasından yaklaşan düşmanlarına karşı epey açık veriyor.

+) İki ağır cümle:
Albay Hogart (suçsuz olduğunu söyleyen Tex'e söylüyor): "Geçtiğiniz yollar ceset dolu"
Saint Thomas şerifi (Tex'in ardından söylüyor): "Onun gibi birkaç adamım olsaydı bütün Batıyı temizlerdim."

köstebek

+) Dediğim gibi bu macera da daha çok bir western filmi havasında. Halk sürekli Tex'in yanında ve onun kendini korumak için kanundışı biri olduğuna inanıyor.

+) En anlamsız nokta: Çete üyeleri Teks'i yakalar ve onu bir madendeki "Şeytan Çukuru" denilen, çıkışı imkânsız bir yere atarlar, ardından madenin girişini dinamitle kapatırlar, ama yine içleri rahat etmez ve bir hafta boyunca bir tepenin üstünde oturup madenin girişini gözetlerler. Madem bu kadar kıllanıyorsun, adam önünde baygın yatıyor, sık kafasına iki kurşun bitsin gitsin; nedir o çukura kadar taşımalar, dinamitle maden uçurmalar, bütün bu organizasyona ne gerek var? Birisi anlatırsa dinlemeye hazırım...

+) Çetenin ikinci kamp kurdukları yer olan Saint Thomas, ilk macerada bizimkinin Tesah'ı "beni orada bekle" diye gönderdiği kasaba. Demek bizimki o aralar kaçak olmasına rağmen hep aynı yerlerde takılan bir delikanlı...

+) Bu arada, rangerlerin elinden kurtulup Saint Thomas'a gelen Teks sonunda püsküllü gömleğinden kurtulmuştur. Bu kez üzerinde açık reng düz bir gömlek ve boynunda güzel, ince, siyah bir fular var. Lakin gömlek güzel, ama garip bir gömlek, hem düğmesiz hem de yakasız, uzun kollu ve manşeti (!) hep kapalı. Sanırım, tişört gibi kafadan geçirilerek giyilip çıkarılıyor. Tarz sağlam...

+) Maceranın ortasında bizimki bir grup rangerin eline düşüyor. Onu Custer Kalesi'ne hapse götüren ranger yüzbaşısının dediğine göre: "Teks'i Red Mounts Geçiti'nde, açlıktan ve yorgunluktan ölmek üzereyken" bulmuşlar. Şimdi ilk maceralarında başına gelen bu olaylara göre bizimki daha insani bir kahraman. Her şeyden sıyrılan bir "süper" kahraman konumunda değil; kesin ölümden yırtışları hep rastlantılar ve şans eseri oluyor. Oysa daha sonraki Teks serüvenlerinde bizimkinin yanına yaklaşacak, kafaya baltayı geçirecek, arkadan üstüne atlayacak, suratına yumruğu indirecek bir rakipte, yerel deyimiyle "göt isterim".
Sonuç olarak: İlk serüvenlerinde Bonelli'nin Teks'i daha bir sarsak, daha bir sıradan insanoğlu, dağda bayırda aç kalabilen, kafasına baltayı, böğrüne bıçağı yiyebilen bir adam. Bu halleriyle bizim Uzun Tüfek'i de epey andırıyor...

köstebek

3. Macera: EL DIABLO (El Diablo, Ölümün Sınırında, El Paso'da Dehşet, El Diablo'nun İninde, Desperado'nun Kızı, Bill Mohican - Kız Kaçıran, Uçurumun Kıyısında; Teks 1)

Sayfa sayısı: 59
İtalya'da yayımlanışı: 18 Kasım 1948 - 30 Aralık 1948 (Serie Prima 8-14)
Ülkemizde kaç kere yayımlanmış: Oğlak, Altın Seri 1; daha öncekileri Caretta Abi'ye sorarız.

+) Tex Willer'ın resmen ranger olduğu macera. Bir hayduttan kahraman olur  mu soruları karşısında Bonelli Bey de rahatlıyor böylece.  Kahramanımız önce "derin devlet"in hizmetine giriyor, başarılı olduğunu kanıtlayınca da "ranger gizli servisi"nin 3 numaralı ajanı oluyor. İlk ikisiyle de aynı anda tanışıyor: Kit Carson ve Arkansas Joe (hangisinin 1, hangisinin 2 numara olduğu belli değil, ama bence Kit Carson 1 numara). Böylece uzun yıllar sürecek bir dostluğun temeli atılıyor; ama olayın "kanka" boyutuna taşınması için görünüşe göre daha zaman var...

+) Aynı zamanda El Paso üzerinden sınırı geçip Meksika'da (Santa Cruz) ilk kez göründüğü macera. İşin ilginç yanı El Paso'ya girip ilk tanıştığı adamın, sevimli Felipe'nin mesleği: Mezar kazıcılığı. Kariyerin için kendine kimine tanışacağın önemlidir. Bonelli tarzı ince mizah örnekleri görülmeye başlıyor.

+) Yine "bar style" ilginç bir düello örneği: Barın iki ucuna birer tabanca konur, ortada iki adam sağa veya sola doğru koşturur ve silahı eline aldığı gibi karşısındakine ateş açar. Hızlı demek bu düello tarzında ayaklarının da hızlı olmasını gerektiriyor...

köstebek

+) Barda adam vurup sonra milleti tezgaha çağırıp içki ısmarlayarak meseleyi çözme yönteminin ilk örneği de sergilenir.

+) Yine bir ilk daha: Teks'in (daha sonra zaman zaman sergileyeceği) pokerdeki ustalığı da ilk kez karşımızda. Üstelik soyup soğana çevirdiği rakipleriyle "acemi gibi oynamayın siz de diye dalga geçiyor. Sonuç mu: İki ölü Meksikalı...

+) Teks'in atı Dinamit yavaş yavaş öne çıkıyor, ara sıra başına bela açsa da. Ve artık onun bir "aygır" olduğunu öğreniyoruz: Bir kenarda saklanmaya çalışan sahibinin yerini belli etme nedeni, gördüğü güzel bir kısrak. Bir sonraki karede Teks yine silahlı çatışmadan çıkarak kıçı zor kurtarmış, bizim "Dinamit" ise burnunu yanında duran nazlı kısrağın burnuna sürtüyor. Bonelli Beyin bize bilinçaltı mesajı: Sahibinin ondan öğreneceği bir şeyler var galiba...
Bu arada Teks de Dinamit'i yine bir ara kaybediyor, sonra tekrar şansa buluyor. Adam atına bir türlü sahip çıkamıyor...

+) Dinamit demişken bir ilk daha: el diablo'nun haydut yuvasını tek başına basan kahramanımızın ilk kez bol bol "dinamit" kullandığı görülüyor. Bu arada kemerine sokuşturduğu dinamitlere bir kaza kurşun gelecek diye tırsıyor bir yandan...


köstebek

bu arada hem Caretta Abiye hem de diğer Teks okurlarına, 1948'in o sefil günlerinde, büyük usta Galep'in yaptığı bir kurnazlığı göstermek istiyorum. Haftada 32bant üretmek başarılı ressamımızı bile baymış olmalı ki...

Kırmızı El macerasında kullandığı bir kareyi (Oğlak, Altın seri 1., 55. sayfa, orta sıra, ortadaki kare), "El diablo" macerasında da (Oğlak, Altın seri 1., 104. sayfa, orta sıra, ortadaki kare) çok hafif bir makyajla (gringoları, Meksikalılara çevirerek) aynen kullanmış. Hey gidi günler hey.

Belki s.b. kareyi buralara bir yere koyar...