Kayıp Zamanın İzinde - YKY

Başlatan Parker, 13 Mart, 2016, 21:35:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Parker

Alıntı Yap" 'Mademoiselle Albertine gitti!' Istırap, insan psikolojisine, psikoloji biliminden çok daha derinlemesine nüfuz eder. Daha bir dakika önce, hislerini tahlil ederken, Albertine'le son bir kez görüşmeden, bu şekilde ayrılmanın, en çok istediğim şey olduğuna kanaat getirmiş, Albertine'in bana verdiği hazların vasatlığıyla beni mahrum ettiği hazların bolluğunu karşılaştırıp kendimi çok zeki bulmuş, onu artık görmek istemediğim, sevmediğim sonucuna varmıştım. Oysa, 'Mademoiselle Albertine gitti' sözleri, kalbime öyle bir acı saplamıştı ki, bu acıya pek uzun süre dayanamayacağımı hissediyordum. Benim nazarımda bir hiç olduğunu zannettiğim şey, demek ki aslında bütün hayatım, her şeyimdi."


Marcel Proust'un on yedi yılda tamamladığı (Türkçede) 7 cilt olarak yayımlanan nehir romanı Kayıp Zamanın İzinde, YKY tarafından çizgi-roman halinde basılıyor. Proust'un "Çok uzun zaman geceleri erkenden yattım" cümlesiyle başlayıp anılarının içinde yitik tüm geçmişini açığa çıkardığı, edebi üslup olarak edebiyatın zirverlerinden olan Kayıp Zamanın İzinde'yi zor bir metin yapan, yazarın uzun cümlelerinin yanı sıra bilinci sıklıkla bilinçdışına doğru yönlendirerek, geçmişini yitirdiği anlara anlık olarak gitmesi. Böylesi bir durumda, yitirilen bir geçmiş değil, Fransa'nın ve soylu sınıfın yaşayışlarından ilişkilerine kadar pek çok anı ve olay anlatının içerisinde kendisine yer buluyor. Kayıp olan geçmiş, belleğinde canlanmaya başladığında tüm anılarla yaşayan yitik izlerin arayıcısı olan insanlar gibi Proust, geçmişin dehlizlerine dalarak tanıdığı insanları sadece tanıtmıyor, onları anlatarak hislerindeki karışıklığın ve naifliğin sebepleri üzerine çekiyor okuru. Romanda böylesine başarıyla işlenen bir konu, çizgi-roman uyarlamasında nasıl oluyor peki?


Çizgiler görece başarılı çünkü karakterlere atfedilen "sevimlilik" çizgileri kitabın ve dönemin ruhuyla bağdaşmayacak bir teknik olmuş. Çizim böyleyken uyarlama da Proust'un anlatısının sadece "temel özetini" vermekle yetiniyor. Nihayetinde görsele dayanan anlatı ancak olaya odaklanabileceği için Proust'un anlatılarında hiç önemi olmayan olaylar üzerinde durulmuş oluyor. Romanda uzun uzadıya işlenen soyutlamalar yani tahlil, bilinçakışı ve anıların tortusunun silinmesi, temelde çizgiromanda birer olay olmaktan öteye gidemiyor. Konuşma karelerine uygun cümleleri seçmek için en doğru cümleler seçilmeye çalışılmış olsa da bütünlüklü olarak hafif kaldığından ötürü romandaki derinlikten öte adeta kıyısında kalan bir görünüm veriyorlar. Konuyu uyarlama çizgiroman olanakları düşünüldüğünde başarılı gözükse de Proust severlerin Proust için okuyacakları ya da Kayıp Zamanın İzinde'ye bir tür başlangıç yapmak isteyenlerin tercih edecekleri bir eserden öteye gidemiyor ne yazık ki. Her şeye rağmen çizgilerde Proust'u görmek ve bu büyük edebi lezzetin biraz da olsa tadına bakmak isteyenler için Stephane Heuet'nin uyarladığı ve çizdiği Kayıp Zamanın İzinde çizgi-roman serisi okunmayı hak ediyor, öyle ya sadece temel aldığı eserden hareketle bunu çoktan hak ediyor.

Yayımlanmış olanlar;
Combray - Swann'ların Tarafı: Kayıp Zamanın İzinde
Swann'ın Bir Aşkı 1
Swann'ın Bir Aşkı 2
Swann'ların Tarafı - Memleket İsimleri: İsim
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde - I

berkuralcan

Bunu benden başka alıp okuyan var mı diye merak ediyordum :)

Kayıp Zamanın İzinde belki de mecralar arası geçişe en az uyan kitaplardan biri. Sizin de değindiğiniz gibi, tamamen edebiyat sınırları içinde düşünülerek yaratılmış bir eserin, özellikle de anlatıcının içinde bulunduğu toplum ile ilgili düşünceleri, gözlemleri, çıkarımları ve tespitleri bu kadar ön plandayken, çizgi romana veya başka bir alana hakkıyla aktarılması çok çok zor.

Bu nedenle ben Stephane Heuet'nin çizgi romanı için temelde iki kullanım alanı görüyorum.

Birincisi, aynen yukarıda söylendiği gibi, Proust'u çizgi romanlaştırma projesi olarak, yani sadece kalkışılan işin "imkansızlığı" nedeniyle ilgi çekici bir proje. Stephane Heuet bu işi dışında tanıdığım bir çizgi romancı değil, keza Facebook üzerinde 288 beğenisi olması da genel anlamda fazla tanınmayan birisi olduğuna işaret ediyor, ama bir sanatçının bu kadar devasa ve cüretkar bir işe kalkışması gerçekten merak uyandırıcı. Dolayısıyla Proust ve çizgi roman seven / okuyan herkes mutlaka bir göz atmak isteyecektir.

İkincisi, Proust'un romanının uzunluğu nedeniyle, bu çizgi romanı bana kalırsa destekleyici bir malzeme olarak kullanmak da mümkün. Özellikle Proust'un ilk kitaplarını bitirdikten sonra, akılda kalmayan veya fark edilmeden unutulan konular için, sıfırdan başa dönüp okumak yerine, eş zamanlı olarak bu çizgi romanı okumak keyifli olabilir. Böylece hem romanın geri kalan kitapları için arka plan tazelenmiş olurken, hem de çizgi roman olarak Heuet'nin projesine bir şans verilir.

Benim şahsi görüşüm de bu eserin bir çizgi roman olarak çok olağanüstü bir şey sunmadığı yönünde. Ama bu iki açıdan yine de dikkate değer bir çalışma olduğunu düşünüyorum, umarım yarım kalmaz.

lampard

Bir de film vardı Swann'ın Bir Aşkı diye, Jeremy Irons oynuyor hatta. :) Sizlerin de söylediği gibi Proustu başka bir forma uyarlamaya çalışmak resmen imkansız, bence anlamsız bir uğraş, tek aklıma gelen açıklama romanın bilinirliğinden yararlanmak.

hanac

Bu güzel tanıtım için çok teşekkürler.

hanac