Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald

Başlatan dean, 04 Ağustos, 2016, 15:46:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain

Harry Potter'a remake şart. Del Toro gibi işini bilen adamlara emanet edilmeli. Gerçi kendisine geçmişte teklif edilmiş, fakat kabul etmemiş. Pişman olduğunu söylemişti.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dean


dean


dean

  Final fragmanı yayınlandı. Bir çok kez bahsettiğim üzere ilk filmi günahım kadar sevmiyorum. Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald'a ise hikayesi itibariyle en başından beri yükseliyorum. Bu final fragmanı beni acayip heyecanlandırdı.

https://www.youtube.com/watch?v=8bYBOVWLNIs&t

dean

  Filmi geçtiğimiz pazar izledim. Uzun bir eleştiri yazmayacağım. Zira karşımızdaki bir film değil. Bir başka filmin giriş kısmının, ticari kaygılarla uzatılıp bir filmmişçesine pazarlanması. Warner Bros. ve J.K. Rowling belli ki işin kolayını buldu. Seri 3 filmden 5'e çıktığında acaba gerçekten hikaye mi anlatacaklar diye düşündük ama The Crimes of Grindelwald, hikaye anlamında ilk filmin kopyası. Neredeyse hiç bir fark yok. İki saati aşkın koskoca bir film ki bu film Harry Potter gibi sınırsız bir evrende geçiyor bir karakterin gerçek ismi ne sorunsalı ile başlayıp, onunla bitiyor. Filmin adı The Crimes of Grindelwald ama bir tane Crime bile yok. Film o kadar boş ve kötü ki ancak bu ismi koymuşlar. Filmin ismini Fantastic Beast: Cebinizdeki Paraya Gözümüzü Diktik koyamayacakları için.

  Bu film bize şunu net gösteriyor ki herkes bildiği işi yapsa güzel olacak. J.K. Rowling bir yazar. Bir roman yazarı. Ama senaryo yazarı değil. Filmin hikayesini belli ki 700-800 sayfalık bir kitap gibi kurgulamış. Ama bunu 2 saatlik bir filme sıkıştırmak imkansız hale gelmiş. Keşke bu bir roman olsaymış. David Yates benim gördüğüm en yeteneksiz yönetmenlerden biri. Bu filmde de kendisine düşen görevi başarıyla yerine getirmiş ve filmi katletmiş. Filmde üç büyük şehir görünüyor. New York, Londra ve Paris. Bu üç şehrin görsel estetiği tamamen aynı. Filmi izlerken kendimi hep aynı şehrin farklı sokaklarında hissettim. İnsanda üç kuruş estetik algı olur. Hepsini birebir aynı yapmak ne demektir. Zaten kullandığı soluk filtre yüzünden çıldırmak üzereyim. Filmde renk yok renk. Simsiyah. Çok istiyorsan siyah beyaz çek kurtulalım bu işkenceden. Tarzan filmi de böyleydi. Tablo niyetine asılacak sinematografiler soluk berbat bir filtre ile rezil olmuştu.

  Sonuç olarak Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald bir öncekinden de büyük bir hayal kırıklığı. Hadi David Yates zaten kopmuş. En şaşırdığım nokta ise J.K. Rowling'in kendi yarattığı evren ile müthiş çelişmeye başlaması ve hikaye anlamında evreni daraltması. Keşke en başından beri bu hikayeler roman olarak karşımıza çıksaydı.