Southern Bastards

Başlatan ferzan, 06 Eylül, 2016, 00:28:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    Nihayet bu başlığı açabildik... :) Bana gelene kadar 10 defa açılır diyordum ama bir Jason Aaron özgün üretimine daha övgüler sıralamak için ihale gene üzerime kalmış oldu... :)

    2014 sonlarında yayın hayatına başlayan bu seriyi o zamanlardan beri ilgiyle takip ediyordum internet üzerinden...Gerek yazarının yoğunluğu, gerekse çizerinin ekstra işleri sebebiyle seri, 2 yıla yakın bir sürede ancak 14 fasikül yayınlayabildi ve bu 14 sayı da 3 adet ciltte toplandı...Her sayısının dijitallerini coşkuyla incelememe rağmen ısrarla okumayıp birikmesini istemiş, elimde okumayı arzu etmiştim...Bugün 3 cildin de elime geçmesiyle nihayet muradıma ermiş oldum ve ilk cildi bir solukta okudum...



    Earl Tubb, 60'ına merdiven dayayan; gençliğinde Vietnam'da savaşmış somurtuk bir ihtiyardır...40 yıl sonra Alabama'daki Craw County'e birkaç gün için döner...Babadan kalma, çocukluğunun geçtiği eski evi toplayacak, emlakçıyla görüşecek ve huzurevindeki Bruhl amcasını ziyaret ettikten sonra onda en ufak iyi anısı olmayan bu sefil taşra yerleşiminden hızla defolup gidecektir...En azından teoride...

    Craw County'de herşey bir o kadar tanıdık, ama bir o kadar da yabancıdır...Earl'in gözüne birkaç tabelada gördüğü aynı isim takılır gibi olur ama fazla üzerinde durmaz...Boss Hırdavat, Boss BBQ Restaurant, Boss bilmemne ve saire yazan birkaç tabeladan sonra harabeye dönmek üzere olan eski baba ocağına varır...Geçmişin anıları da bu varışla beraber canlanır...

    Evin bahçesinde Earl'ün babası Bertrand Tubb'ın da mezarı yer almaktadır...İşin ilginci, mezarın başında 40 yıl içerisinde bir ağaç bitmiştir ve ihtiyar haliyle bu ağacın altında, babasının mezarı başında dururken bile hala onun gölgesinde olduğuna ilişkin ironik bir benzetme yapmaktan kaçınamaz...Bertrand Tubb, Earl'ün nefret ettiği ve sırf bu yüzden reşit dahi olmadan Vietnam'a gönüllü gitmesine sebep olan babası, 1972 yılındaki ölümüne dek Craw County'nin şerifliğini yapmış, yöntemleri şaibeli, silahıyla değil de ağaç sopasıyla asayişi sağlayan biridir...Earl'ün zihninde kısa kısa geçmişin görüntüleri canlanmaya devam eder...

    İşlerini birkaç güne halledemeyeceğini gören Earl, sıkıntılı bir öğle sonrası Boss BBQ Restaurant'ta birşeyler atıştırırken, kendisini tanıyan ilk kişi ile mesafeli bir sohbete girer...Ne var ki gerek Boss BBQ içerisinde, gerek de yerleşke genelinde ilginç bir hava vardır...Alışılmadık biçimde it-kopuk tayfasının kol gezdiği, gurur kavramı tamamen futbol (Amerikan futbolu) endeksli pasif yerli halktan ibaret bu yerleşkede belediyenin de, şerifin de laf olsun diye yer aldığını anlaması uzun sürmez...Craw County, ahalinin gururu Runnin' Rebs takımının koçu Euless Boss'un meskenidir ve burada yalnızca Boss'un sözü geçmektedir...Yalnızca Boss'un köpekleri havlayabilmektedir...

    Zamanını iş harici sürekli olarak ulaşamadığı birine cepten sesli mesaj bırakarak geçiren Earl, çok geçmeden tanık olacağı bir olay sonrası Boss'un köpeklerinden birine çatacak, Boss oralı olmak istemese de ilerleyen zamanlarda ısrarla Boss'un dikkatini çekecektir...Birkaç günlük taşınma işi uzayacak gibidir ve Earl'ün gelişen bambaşka trajik olaylar sonrası kayışı koparması kaçınılmaz gibi birşeydir...Üzerine bir de zamanlaması ironik bir yıldırım düşmesi olayı akabinde babasının 40 yıllık eski ağaç sopasını da bulmasını bir işaret olarak algılayarak, Tubb ailesinin genlerine işlemiş olan bir dik başlılık ve kendince bir ahlak anlayışıyla Koç Boss'a pabuç bırakmamaya kararlıdır...En azından teoride...Pratikte işler öyle gelişecek midir, bilinmez...





    İlk cildi oluşturan 4 sayılık ''Here Was A Man'' isimli ilk bölümle yazar Jason Aaron ile çizer Jason Latour öyle bir iş çıkarmışlar ki, saygı duymamak elde değil...Bir Jason Aaron özgün üretim klasiği olarak tipler, mekanlar ve tasvirler kesinkes artistik değil...Öyle klasik Amerikan film ve dizilerinden fırlama güzel ve yakışıklı karakterler olmadığı gibi, her taraftan üstünkörülük, boşvermişlik, deformasyon ve çirkinlik akan, bunu üst düzey bir sanatsal estetikle öyküye yediren muhteşem bir görsel yaklaşım söz konusu...Şimdilik gördüğümüz en seksi kadın 40 yaşlarında, teni çözülmeye başlamış iri dişli bir garson kadın...En sevimli çocuk, yarı özürlü diyebileceğimiz gayet sevimsiz ve patavatsız bir oğlan çocuğu...En karizmatik karakter, hiçbir karizması olmayan öfkeli ve iriyarı bir altmışlık ihtiyar ile onunla aynı yaşlardaki bir başka göbek bağlamış eski bir sporcu...Kısaca, karakterlerin hepsi sahici...Jason Aaron'un da bir güneyli ve bizzat Alabamalı olduğunu hesaba katarsak, Jason Latour'un da taşraya yabancı olmadığını eklersek, bu başarılı tasvirler için başka bir gerekçeye lüzum olmaz...Diğer yandan, yine bir Jason Aaron klasiği olarak fazlasıyla sert bir anlatı...Argonun dozajı ve günlük konuşma dilinin yazınsal dile olan sirayeti de eserin gerçekçi atmosferini destekleyen diğer başarılı unsurlardan...

















    Diğer yandan, Southern Bastards serisi Earl Tubb'ın hikayesinden ibaret değil...Earl, ilk durak yalnızca...Devam eden bölümlerde Koç Boss başrole geçecek, çok sonraları bir başka sürpriz karakter sazı eline alacak anladığım kadarıyla...Kısaca Southern Bastards, bir çoklu karakter anlatısı ve başrolde olan yalnızca taşranın kendisi...Diğer iki cildi de en kısa zamanda okuyup sizlerle paylaşacağım gene spoiler vermeden...

    2016'da En İyi Devam Eden Seri ve En İyi Yazar kategorilerinde iki adet Eisner ödülünü cebe indiren ''Güneyli Piçler'' (ya da Güney'in Piçleri) için notum ;  9/10 

    Meraklısına, bulaşmayı düşünüp de tereddütte olanına ısrarla ve gözüm kapalı olarak tavsiye ediyorum...Scalped'in ve The Goddamned'in yaratıcı-yazarının kendi özgün serilerinde boşa kalem sallamadığı konusunda cümle çizgi roman alemi rahatlıkla ikna olabilir...

    2. cilt ''Gridiron'' ve 3. cilt ''Homecoming'' ile Southern Bastards irdelemeleri devam edecek...Böylelikle mevcut 14 sayıyı da halledip güncele yetişmiş olacağız...Zira 15.sayının yayın tarihi Kasım 2016 olarak görünüyor...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Mrtekin

Bana Clint'in "Gran Torino" filmini hatırlattı biraz.
They drew first blood...

hanac

Bu güzel ve detaylı tanıtım için teşekkürler Sn. Ferzan.

Nightrain

Kesinlikle basılacak çizgi romanların başında geliyor.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

peder clemente

Sayenizde, merak ettiğim bir seri hakkında bilgi sahibi oldum Ferzan, Sağolun.Yazıyı güzel ve doyurucu hazırlamışsınız."Southern Bastard" basılırsa ben alırım.

ferzan

   Volume : 2  ''GRIDIRON''



    Dün gece 2. cilt ''Gridiron'' u okuma fırsatım oldum...#5, #6, #7 ve #8 nolu sayıları barındıran bu cilt, ilki kadar soluk soluğa okutmasa da yine epey tatmin etti diyebilirim...Yavaş yavaş karakter derinliklerine girilmeye başlandı, bolca geçmiş zamana değinildi...Bu ciltteki esas adamımız Koç Euless Boss idi...Başlamadan iç sayı kapaklarını da paylaşalım...





    Bundan sonraki kısım, okumayı planlayan dostlar için tehlike arz edebilir...O sebeple uyarımızı da yapalım...


    ----SPOILER----

   
    Earl Tubb'un, Koç Boss tarafından babasının sopasıyla kafasının parçalanmak suretiyle öldürülmesinden çok kısa bir süre sonra huzurevindeki Buhl Amca da yerleşkeye getirilerek Tubb'un cenazesi yok denecek kadar az bir katılım ile sade bir şekilde defnedilir...Cenaze, Buhl Amca'ya gösterilmediği gibi Tubb'un yüksek bir yerlerden düşerek kafasını kırdığı ölüm raporuna çoktan geçmiştir...Koç Boss'un Earl'ü Boss BBQ Restaurant'ın önünde dağıttığı sırada olaya tanık olan bir düzine kadar kasabalı ise olayı çoktan unutmaya hazırdır...Herkes olayı çok iyi bilmektedir, şerif ve kasabanın ileri gelenleri de dahil...Ne var ki bu durumda korkudan ziyade genel rutinin sekteye uğramaması için bu ufacık olay büyümeden, Boss ile de zıtlaşmadan herkes kendi dümenine devam edecektir...Ayrıca Earl Tubb, Boss'un ilki de değildir...

    Earl'ün cenazesinde bizzat bulunan ve Buhl Amca'yı da teselli eden Boss, Earl'ün beynini dağıttığı sopayı da Boss BBQ Restaurant içerisinde yüksekçe bir yere, manevi değeri olan imzalı bir beyzbol sopasının yerine koyarak kendince Tubb ailesine bir saygı duruşunda(!) bulunmuş gibi olur...Çok geçmeden herşey eski rutinine dönecek, en büyük kaygı gene Runnin' Rebs takımının sezondaki performansı olacaktır...


    ----SPOILER BİTTİ----


    Hikaye güncel seyrinde devam ederken, sıklıkla geri dönüşler olur ve 1972 öncesinde, Euless Boss'un lise çağlarına tanıklık ederiz...Runnin' Rebs bünyesinde oynamaya çalışmasını, koçu ve diğer genç oyuncular tarafından devamlı dışarıda tutulmasını, hatta aşağılanmasını ve bazı bazı tacizlere uğramasını, futbol ve Runnin' Rebs sevdası çerçevesinde Boss'un yeniyetmelik dönemini görürüz...Karavanını gezici geneleve çeviren berduş ve psikopat babasıyla olan ilişkisini, yine babasının günahları yüzünden Runnin' Rebs bünyesinde yapacağı ilk maç öncesi ayağından kurşunlanmasını ve uzun bir süre maça çıkamamasını, top toplayıcılık yapan, gözleri görmeyen  siyahi ihtiyar ''Big'' ile olan yakınlaşmasını, kısaca acılar, zayıflıklar, talihsizlikler ve başarısızlıklarla dolu ilk gençlik dönemini görürüz...Arka planda birkaç defa Şerif Bertrand Tubb da sahneye girip çıkar...Yavaş yavaş Euless Boss da ergenlikten çıkmaya ve Runnin' Rebs bünyesinde daha fazla söz hakkına sahip olmaya başlar...En yakınında yine ihtiyar zenci ''Big'' vardır...O yıllarda güneyde zencilerin hala hor görüldüğü göz önüne alınırsa, bu dostluk oldukça değerlidir...

    ''Gridiron'' un son sayfalarında, ilk cildin de kapanış sayfalarında hızlıca görünen bir karakteri yeniden görürüz...Bu karakter, ilk ciltte Earl Tubb'un ulaşamadığı ve sürekli sesli mesaj bıraktığı, Amerikan ordusu bünyesinde Afganistan'da bulunan kızı Roberta Tubb'dır...Eve dönüş zamanı gelmiştir...Ne var ki ev toplamak için birkaç günlüğüne Birmingham'dan Craw County'e giden babasına telefondan ulaşamamaktadır...































    Üçüncü ciltte Craw County ve Koç Boss odaklı gidişat, geçmiş ve günümüzle paralel seyrine devam edecek gibi görünüyor...Onu da en kısa zamanda okuyup paylaşacağım...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

peder clemente

Karakterizasyon çok güçlü.Kişiler çarpıcı.Roberta Tubb, ortalığı dağıtacak gibi geliyor bana."Valdez Geliyor" isminde bir Western vardı.Başrolde Burt Lancaster.Patronun adamını yaraladıktan sonra kulagına şöyle seslenmişti:"Git ve de ki VALDEZ GELİYOR...".100 Dolar için ortalığı dağıtmıştı.

ferzan

    Volume : 3  ''Homecoming''




    #9, #10, #11, #12, #13 ve #14 no'lu sayıları içeren 3. ciltle beraber Southern Bastards'ta sağ salim güncele yetişmiş oldum...Başlamadan evvel yine  iç sayı kapaklarını da paylaşalım...









    ----SPOILER----

   
    Big'in intiharı sonrası Koç Boss'un bir kolu kesilmiş gibi olur...Şimdiye dek hep en yakınında bulunan ve oyun taktiklerini beraber kurdukları siyahi ihtiyarın beklenmedik ölümünü kabullenemeyen Boss, bir bit yeniği aramaya başlar...Zira kör olan Big'in kafasına sıkmadan önce intihar notu yazmasını abes bulmuştur...Yaklaşmakta olan mezuniyet karşılaşması için Wetumpka County Warriors takımı ile kendi sahalarında karşılaşacaklardır ve bu çok önemli yıllık maç için elindeki en iyi taktikçi, ortağı ve arkadaşı Big'tir...Dolayısıyla Big'in karşı takımla alakalı biri tarafından karşılaşma arifesinde intihar süsü verilmek suretiyle katledildiği konusunda kendini ikna eder ve yaptırımlara başlar...Bilmediği nokta şudur ki, zaten yılların yorgunluğuyla bitap düşen ihtiyar Big'i kısa bir süre önce yıkan, manevi oğlu yerine koyduğu Euless Boss'un Earl Tubb'u güpegündüz ve herkesin içinde sopayla öldürdüğü yönünde aldığı duyumudur...Yıllarını geçirdiği Craw County'de, en yakınındaki insanın adının karıştığı şaibeli bir olayın da eklenmesiyle mevcut dejenerasyon ve gidişat dolayısıyla genel anlamda bir beklenti kaybına uğrayıp yaşamına kendi isteğiyle son vermesi kuvvetle muhtemeldir...Yine de şerif bu durumun üzerine gidecek gibidir...Diğer yandan, gittikçe yaklaşmakta olan karşılaşma günü için Koç Boss son derece gergin olmakla birlikte, Craw County'deki tek otorite olmadığını ona hatırlatacak ve asla kaybetmemesi gerektiğini salık verecek başka birilerinin olduğunu da görürüz...Babasını öldürdüğü günden bu yana asla dayak yemeyen ve aşağılanmamış olan Koç Boss için bu maç bir şeref meselesidir...Ne var ki şu ana dek oyun taktiklerini birlikte belirledikleri ihtiyar Big olmadan hiçbirşey sağlıklı yürümeyecektir...Runnin' Rebs 'i ve Koç Boss'u bekleyen ağır bir hezimet ufukta belirmektedir...


    ----SPOILER BİTTİ----


    Bu ciltte genel olarak Craw County'deki karakterlerin derinine inildi...Çok detaylı olmasa bile şimdilik tatmin edecek kadar işlendi bazı karakterler...Şerifin geçmişte Runnin' Rebs oyuncusu olduğunu, Koç Boss'un baş köpeklerinden vaizin oğlu Esaw ile Materhead'in kendi psikolojik savunma mekanizmaları ile olayları ele alışlarını, şimdiye dek hiç görmediğimiz esrarengiz bir vahşi doğa adamını ayrı ayrı bölümler halinde gördük...İlk ciltte Earl Tubb'ın sabrının taşmasına ve Koç Boss'un tayfasına bulaşmasına sebep olan yarı bitkisel hayattaki komşu çocuğunu, Boss'un iplerini ciddi ciddi elinde tutuyor gözüken felçli belediye başkanının karısını, geçmişte isimleri birkaç dedikoduya karışan Craw County'deki banka sahibi ikiz kız kardeşlerden biri olan Ms. Compson'u da aralarda gördük...Oldukça geniş çaplı kurgulanmış güzel bir hikayenin giriş bölümünden yavaş yavaş gelişme bölümüne geçmekte olduğumuzu hissettiren bu cildin son bölümü elbette Roberta Tubb'a ayrılmış...Terhis olup Afganistan'dan dönen Roberta, babası ile ilgili olayları annesinden öğrenmiş, senelerdir adımını atmadığı baba evine, babası olmaksızın dönmüştür...Bir parça sükunete ihtiyacı olduğu halde çevresindekiler ona ırkçılık, cinsiyetçilik ve sivil devrecilik yapmaktan geri kalmazlar...Ne var ki Roberta tahammülü geniş ve öteki yanağını çeviren bir kadın değildir...Çok geçmeden Tubb genlerine has siniri kendini gösterecek, akabinde içine düştüğü boşluk sebebiyle Craw County'de olan olayları ve babasının gerçekten başına gelenleri öğrenmek için yola çıkacaktır... 

   




































    Jason Aaron metinleri ve Jason Latour çizimleriyle seri 12. sayıya kadar geldikten sonra 12. sayıda yazar koltuğuna serinin çizeri Jason Latour oturuyor...Bu tek sayıda çizer Jason Latour'un metinlerine de çizer Chris Brunner eşlik ediyor...Metin ve çizgi kalitesi olarak farkı anlamıyorsunuz bile...Çizerinin de en az yazarı kadar serinin öykülemesine hakim olduğunu görmek güven verici...

    Sonraki sayıda başlayacak olan ''Gut Check'' isimli bölümle olaylar nasıl gelişecek göreceğiz...İhtiyar Big'in kaybı sonrası Koç Boss'un taktik anlamda yarım kalışı, Watumpka County Warriors ile olan maçın sonuçlarının getirecekleri, Roberta'nın Craw County'e gelişi ve pek çok yan karakterin olaylar dahilinde müdahilini 15. sayıdan itibaren göreceğiz...Yayın periyodu neredeyse 3 aylığa dönen bu muhteşem seri için Jason Aaron'un Marvel için yazdığı serileri acilen bırakıp yalnızca Image Comics bünyesinde çıkan iki özgün serisine, yani Southern Bastards ve The Goddamned serilerine ağırlık vermesi en büyük dileğim...

    Kasım'dan itibaren incelemelere cilt olarak değil de aylık fasikül olarak devam edeceğim...2 ay sonra çıkacak olan 15. sayının kapağını da paylaşıp yazıyı sonlandıralım...

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

peder clemente

İmage comics'in bu serisi Vertigo çizgisinde.Katı bir gerçekçilik ve güney melankolisi hissediliyor.Preacher okumalarımdan da gördüğüm:U.S.A'da fikir özgürlüğü var.Bu ciltte de kendi başkanlarına küfrettirerek ırkçılığı teşhir edebiliyorlar.Roberta Tubb da maşallahı var kalıplı yani.Filme çekilse Serena Williams oynayabilir.

ZGeralt

İlk 4 cildi okudum, yanılmıyorsam henüz devamı gelmedi , diğer işleri nedeniyle sanırım bu seriyi çok uzun aralıklarda yayınlıyorlar.
Ferzan çok güzel tanıtmış, ekleyecek pek fazla bir şeyim yok. Özetle bu seri ile ilgili her şeyi, her detayı beğendim.
Umarım bir gün Türkçe olarak da basılır. Gerçi hikaye fazla "Amerikan", öykünün detaylarına vakıf olabilmek için  ana akım Amerikan kültürü dışında da biraz bilgiye sahip olmak gerekebilir. Özellikle Kuzey -Güney savaşı göndermelerine, "Güney'in" Amerika'da ne anlam ifade ettiğine falan...

Scalped kadar iyi değil ama ona yakın diyebilirim...


pizagor

Southern Bastards'ın en son 20. fasikülü yayınlanmıştı. Hikaye devam ediyor mu?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


ferzan

Alıntı yapılan: pizagor - 18 Mart, 2019, 11:42:41
Southern Bastards'ın en son 20. fasikülü yayınlanmıştı. Hikaye devam ediyor mu?

    Volume: 4 'te başlayan ''Gut Check'' adlı bölüm, Mayıs 2018 'de çıkan 20. sayı itibariyle finallenmiş ama serinin tamamen bittiğine ilişkin bir açıklama yok...Büyük ihtimalle The Goddamned gibi uzun aralıklarla yeni bölümler devam edecek sanıyorum...Yine de bu haliyle bile yeni sayı gelene kadar bitmiş gözüyle bakabiliriz sanırım...Gerçek anlamda bitmese de gözden ve gönülden ırak olacaktır bölüm sonu da yaptığına göre...

    Bu arada, 2 yıl aradan sonra The Goddamned serisi, Volume:2 ''Virgin Brides'' ile yeniden okurların karşısına çıkmaya hazırlanıyor...Çizer R.M. Guera, Teks ile birlikte çizimlerini sürdürüyordu bir senedir...Daha da hızlanmıştır herhalde...Bu örnekten ötürü Southern Bastards için tamamen bitmiş gibi bir düşünceye kapılamıyorum...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ZGeralt

Alıntı YapBu arada, 2 yıl aradan sonra The Goddamned serisi, Volume:2 ''Virgin Brides'' ile yeniden okurların karşısına çıkmaya hazırlanıyor

Ne güzel haber,tadı damağımda kalmıştı.

Southern Bastards'ın son sayısında şimdi net olarak hatırlayamıyorum ama " öyle ya da böyle devamı gelecek" anlamına gelen bir not vardı sanki. Eve gidince bir bakmam lazım.