KEN PARKER RODEO YAYINCILIK

Başlatan hanac, 07 Kasım, 2009, 18:01:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lami Tiryaki

12 Mayıs 2010 tarihli "Kızılderili Savaşları, Entrikalar ve Poe..." başlıklı yazımın ikinci paragrafında aşağıdaki cümleleri kullanmışım( bu yazıyı forumda bulamadım, silinmiş olabilir diye Büyülü Rüzgar bölümüne yeniden koydum).

"43. sayıda Wild Bill Hickok'un yaşamının iç hesaplaşmayla geçen döneminde
başlayan hikayede Sioux ve diğer yerli kabilelerin askerler ve politika
çemberinde nasıl bir entrikaya sürüklendiğinin ilk sinyallerini alırız. Bu
hikaye aslında Giancarlo Berardi'ye bir saygı duruşu gibidir. Öykünün anlatımı,
iyi-kötü arasındaki Hickok karakterinin başat kişi olması, Ned'in sadece denge
unsuru olarak yer alması filan, hani bu öyküyü Berardi yazmış deseler insanı
gözü kapalı inandıracak cinstendir. Bence hikayenin en can alıcı bölümü de
finalidir. Kardeşinin intikamını almak için peşine düşen adamın ateş etmesine
izin veren Bill, ateş edemeyen silahşör, bardaki kıza tecavüze yeltenildiği
sahneler filan akıllara Ken'i getiriyor da getiriyor."

Manfredi'nin yazdığı öykü Berardi'ye bir saygı duruşu gibi değilmiş. Bizzat Berardi'ye saygı duruşuymuş!

Ken Parker'ı idareli okuyorum! Malzeme az olduğu için hemen bitsin istemiyorum. İki hafta evvel 28. sayı Oliver Price Vakası (Il Caso Di Oliver Price)'nı okumuştum. Son sayfa beni epeyi etkilediği için uzun süre Ken okuyamam sanmıştım ama dün akşam Ken açlığım depreşti ve dayanamayıp 29. sayı Muhteşem Silahşör (Il Magnifico Pistolero)'ü okudum. Gecenin bir vakti yukarıda yazdıklarım bir bir gözlerimin önünden geçti. Hikayenin orijinalini meğer Berardi ve Alfredo Castelli yıllar önce yazmışlar. Manfredi arka fona yerli-asker çekişmeleri ve entrikalarını koyarken, Berardi&Castelli, bizzat Hickok'u hikayenin tepesine yerleştirmiş. Her iki hikayedede Hickok'un yaşamının son dönemlerinde gözlerindeki iltihaplanma nedeniyle girdiği bunalım günleri incelenmiş. İki hikayede de Bill'in düelloda öldürdüğü bir kişinin kardeşinin Bill'in peşine düşmesi ve intikam aksiyonu yer alıyor. Ancak Berardi&Castelli ve Manfredi olayı iki farklı açıdan-ve iki farklı sonla-incelemiş. Bana Berardi'ninki daha gerçekçi gibi geldi(Manfredi olayları biraz daha romantik yaklaşımlı ele alıyor). Her iki hikayedede Bill'in çalkantılı iç dünyası vurucu şekilde ön plana çıkıyor. Ayrıca Muhteşem Silahşör'de Bill'in geçmişiyle de yüzleşiyoruz.

Muhteşem Silahşör, Ken'in ön planda olmadığı ancak başrolü hikayenin anti kahramanıyla ortaklaştığı bir eksen üzerine kurulmuş. Ken ve Bill Hickok arasında geçen bazı diyaloglar hakikaten enfes. Ken'in "insanın nasıl öleceğine karar vermek sana mı düştü, Tanrı'mısın?" mealinde söylediği laflara Bill "belkide öyle olması gerekiyordur, ne biliyorsun" gibisinden ustalıklı yanıtlar verir. Çarpıcı finalinde Bill, "öldürmek, bazı insanların doğuştan içine yerleşmiş bir özelliği olabilir. Onun için görmek gerekmez, o kendiliğinden ortaya çıkar" diyerek atını sürüp gitmesi ve akabindeki kareler müthiş(benzer bir sahne Büyülü Rüzgar'da da  birebir yaşanır).

Konuyu fazla anlatmak istemiyorum. Spoiler olacak pek bir şey yok, hikaye bildik epik Berardi anlatımıyla ilerliyor. Ancak yine de kareleri ilk kez okuyarak "yiyip içmek" lazım. Ee, Ken okuyoruz şaka değil. Maceranın çizeri Giovanni Cianti'yi 23. sayıdaki Missouri Kraliçesi (La Regina Del Missouri)'sinden tanıyoruz. Sanatçı kendini Milazzo, Alessandrini gibi duayenler arasında hiç ezdirmiyor. Karanlık, gece, güneşin doğuşu, ışık kontrastları, geçişler itibariyle gözlere ziyafet bir iş çıkarmış yine. Ken'i biraz Milazzo'dan farklı çiziyor olsa da rahatsız etmediği gibi oldukça sıcak buldum. Sanatçıyla üçüncü randevum 35. sayı Devlerin Yolu(Il Sentiero dei Giganti)'nda olacak. Cianti bence oldukça başarılı bir fumetti çizeri. Marraffa'ya verilen kıymet keşke bu adama verilseymiş.

Bu arada Ken'imiz nihayet iznini alıp evine doğru yola çıkmayı başarmış durumda. Bir sonraki sayı Evim Evim Güzel Evim (Casa, Dolce Casa)'de 8 yıldır görmediği sevgili anne ve babasına kavuşacak, ben de onlarla tanışacağım. Bu sayı için de biraz bekleyeceğim. Oliver Price Vakası ve Muhteşem Silahşör'ün tadı zihnimden gidene kadar acelem yok.

Ken Parker serileri pek fazla sayı içermiyor ancak tamamı biraraya geldiğinde iyi bir koleksiyon ve tamamı muhteşem hikayelerden oluşan bir çizgi roman ziyafetine dönüşüyor. Bizi telifi melifi bile varken bu zevkten mahrum eden yayıncısına tekrar sitem ediyorum. Lütfen Ken Parker'ı daha sık yayınlayın. Bütün serilerini yayınlayın. Ya da birileri bu işe sahip çıksın. Ken ve Julia belki herkesin satınalacağı çizgi romanlar arasında değildir. Ama beklenen en çizgi üstü fumettiler olduğuında herkes hemfikirdir. Her şeyde satış değildir yahu...

Selamlar
Lami         

darkwood



Ken Parker'i Tay zamanından beri takip ederim ve okurum. Beyaz Balina ve takip eden maceralarını soluksuz okumuştum.
Tay dan sonra çıkan Aksoy'un 4.ciltlik mini serisi biraz basit maceralardan oluştuğu için beklentilere yanıt veremedi. Daha sonra Rodeo ve Parantez in yayınları ile biraz kendini buldu. Yeni yayınlarınında devamını bekliyorum, bu konuda sanırım bir çalışma var. Çok yakın bir zamanda güzel gelişmeleri bekliyoruz.


Darkwood Sakinleri..

tommikser

NASIL BİR GELİŞME ABİ BAK HEYECANLANDIRDIN ŞİMDİ AÇSANA BİRAZ.

hanac

Hayırlı olsun.  :)



Ken Parker, serinin 43. kitabıyla satış noktalarında! Cennete İki Adım isimli maceranın yazarı Giancarlo Berardi, çizeri ise Giorgio Trevisan.

Neredeyse her sekansta yeni bir sürprizle açılarak ilerleyen Cennete İki Adım, İtalya'daki ilk yayınlanı ile, o vakte kadar ülkenin çizgi roman geleneğinde pek suyüzüne çıkartılmamış bir başka konu olan keyif verici maddeleri mercek altına alıyordu.

Toplumsal ve bireysel sorumululukların gençlik hevesleri ile çatıştığı noktada devreye giren Ken, kendi ifadesiye "belki artık vazgeçmesi gereken" bilgece laflarla yaklaşıyor bazen mevzuya. Fakat maceranın geneli, adeta bir aksiyon fırtınası!

Cennete İki Adım, salt tematik derinliği ile değil, senaryo yapısı ile de kalburüstü bir macera. Üstelik, vahşi batıya has silah şiddetinin hâlâ hüküm sürdüğü özel bir kenti de betimliyor:

Geride bıraktığımız hafta içinde yeni bir silahlı saldırı ile ABD'nin ve dünyanın gündemine yerleşen, şerifinin de "Burası Amerika'nın Tombstone'u" diye eleştirdiği Tucson şehri, ilk kurulduğu yıllardaki haliyle anlatılıyor Cennete İki Adım'da: "Para kazanmak değil, para harcamak için gidilen bir yer..."

darkwood

Alıntı yapılan: gunessemerci - 05 Ocak, 2011, 12:36:49
NASIL BİR GELİŞME ABİ BAK HEYECANLANDIRDIN ŞİMDİ AÇSANA BİRAZ.
Sevgili Güneş, bahsettiğim Ken Parker Serisinin 43.sayısı olarak sahaflarda satışa sunuldu.  Macera adı, Cennete iki adım.
Sevgili Hasan kapağını ve bu müjdeli haberi alttaki başlıkta altında duyurdu.


http://altinmadalyon.com/altin/index.php?topic=2461.msg14838;boardseen#new
Darkwood Sakinleri..

tommikser

Dostum haberin için sağol.Aslında benim merak ettiğim şey serinin bir düzene kavuşup kavuşmayacağıydı.Bu konuda bizi kim bilgilendirebilir acaba?Asıl merakım bu.

Tarkan Kurt

Güzel Haber nihayet çıkmış  :) İnşallah seriyi tamamlamaya ömrümüz yeter.  ;D

Lami Tiryaki

La Collina Sacre(Kutsal Tepeler) yıllar önce Tay Yayınları tarafından Kanlı Tepeler olarak yayınlanmış. Missouri nehrinin batısında Sioux'ların kullanımına ayrılan rezervasyon bölgesinde bulunan ve Sioux'larca kutsal bilinen tepelerde altın bulunmasıyla başlayan, altına hücum arka fonunda yerliler üzerinden çevrilen entrikalar ve çıkar kavgalarının anlatıldığı öyküde, bu kez başından sonuna kadar Ken'i olayların merkezinde görüyoruz. Son sayılarda olaylara dışarıda müdahale eden ve gerektiğinide devreye giren kahramanımız bu kez öykünün bizzat yönetiminde müthiş bir performans gösteriyor. Ancak bu kezde hikayenin anlatımıyla ilgili sorunlar var. Aynı öyküyü Büyülü Rüzgar ve Tex'de daha detaylı olarak defalarca okuduğumdan mıdır nedir beni pek tatmin etmedi. Öykünün anlatımında tuhaf boşluklar var. Mary Lomax cinayeti çok üstü kapalı anlatılmış mesela. Finalde yapılan açıklamayla bile olaya adapte olmakta zorluk çekiyoruz. Olayların çok hızlı gelişmesi ve az sayfada çok fazla hikaye anlatma zorunluluğu varmış gibi pek çok detay bizim hayalimize bırakılmış. Ken'in altın arayıcısı kisvesinde teftişe başlamasına bile şaşırıyoruz aslında. Ken ne zaman bu kararı aldı neye göre uygulamaya koydu biraz aceleye getirilmiş. General Custer'ın askeri operasyonlara dayandırdığı entrikalı girişimlerin ilk haberlerinin de verildiği öykü bence tek sayıda anlatılamayacak kadar geniş tutulmuş, ancak dar anlatılmış. Berardi bu öyküyü iki ya da daha çok sayıda anlatsaymış daha iyi olurmuş.

Çizimlerinden hiç hazzetmediğim Bruno Marraffa bu kez beni şaşırtan unsur oldu. Yine kötü anatomi ve kötü taramalarla, ama son derece canlı aksiyon sahneleriyle işlemiş hikayeyi. Çatışmaları ve yakın plan yüz ifadelerini büyük bir özenle çizmiş. Bu da vasat hikayeye bir miktar canlılık katmış gerçekten. Kısaca çizimleri iyi, senaryosu vasat bir öykü Kutsal Tepeler. Olağanüstü Evim Evim Güzel Evim ve Oliver Price Vakası'ndan sonra usta biraz dinlenmek istemiş galiba. Efsane General ve Gazeteci Leydi için hazırlık yapmış diyelim.

Cildin sonunda Rodeo'nun ilginç bir haberi var. Haberde Ersin Burak'ın Volto Nascosto çalışması için Rodeo'nun Bonelli'ye aracılık ettiği ve projeye büyük katkı yaptığı anlatılıyor. Gizli Yüz'den eskizler de veriliyor. Haber tarihi 2007. Sanki bütün proje Rodeo'nun sırtında yürümüş gibi bir hava var. O zaman Rodeo neden Gizli Yüz'ü Türkiye'de basmamışki. Hoş basmaya kalksa onu da 5-10 yıl beklerdik o da ayrı mesele ama. Bu haberin aslını bilmek isterdim.

Selamlar
Lami

poe

Alıntı yapılan: Lami Tiryaki - 15 Mart, 2011, 09:19:50

Cildin sonunda Rodeo'nun ilginç bir haberi var. Haberde Ersin Burak'ın Volto Nascosto çalışması için Rodeo'nun Bonelli'ye aracılık ettiği ve projeye büyük katkı yaptığı anlatılıyor. Gizli Yüz'den eskizler de veriliyor.

bu yeni bir haber değil, 2 sene önce bilgi üniversitesinde düzenlenen çizgili günler şenliğinde ersin burak rodeo'cu arkadaşlarla birlikte bu macerayı anlatmıştı.nasıl başlayıp rodeocularla nasıl paslaştığı falan filan...
hatta ersin amcanın kendi yazıp çizdiği yeni projeleri de vardı ve rodeocular "anadoludan çıkıp italyaya uzanan bu öyküye mutlaka italyan yayınevleri sahip çıkar" diyordu ama sanırım o projeleri gerçekleşmedi. bugün belli olduğu kadarı ile türk yayınevleri de sahip çıkmamış ki yayınlanmadı.

hatta artık çizgili günler şenliği bile mazide kaldı...

ercoktay


BAHADIR

D&R'ın bu şekilde bir satış gerçekleştirebilmesi mucize gibi bir olay...Görsel yok,kitap hakkında bilgi yok,kitabın adı bile yok...Tek bilgi var,yayınevi Lal olarak görünüyor...O'da yanlış...Sağlık olsun...

Ama Ken Parker'ın devam etmesi sevindirici...Ben Ken Parker'ın yılda bir iki albüm çıkmasına alıştım...Şimdi kalkıp bunu her ay basıp seriyi 1 sene gibi bir sürede tamamlarlarsa büyü bozulur gibime geliyor...Sindire sindire Ken Parker... ;)

drfuhrer

sevgili bahadır ken parker külliyatı için altın seri +özel seri şimdilik yeterli midir?yoksa arada çıkan maxi,gigante,dobişko:) vs. ciltler de var mı?59.sayıda bitecekmiş galiba.ondan sonra yayınının olma ihtimalşi var mı?

BAHADIR

Umudumuz, Ken Parker Altın seri bittikten sonra kaldığı yerden Özel seriye devam edilmesi...

Bu konu hakkında Megico Vento'nun 2008 yılında yaptığı kısa araştırması;

Alıntı YapArkadaşlar daha önce araştırdığım kadarıyla Ken parker'in kronolojik yayın sırası şöyle:
a) 59 sayı aylık seri
b) 3 sayı "Ken Parker Special"
c) 36 sayı "Ken Parker Magazin"
d) 4 sayı "Special"

****59 luk aylık serinin 57si Tay yayınları tarafından yayınlanmıştı. Yayınlanmayan sayılardan biri 46 nolu "Adah" adlı sayı ile 50'li sayılardan birisi. Bunların yanlanmayış nedeni olarak "Adah"ın eşcinsellikle diğerinin ise bir polisin öldürülmesi ile ilgili olması olduğunu tahmin ediyorum. Bu seriyi şu an Rodeo yayınlamakta ve 38. sayıdayız malumunuz.

****3 sayılık "Ken Parker Special" serisinin birincisi bizdeki 8 sayılık büyük boy serinin 1. sayısında yayınlanan "Norma'nın prensi" adlı sayı. Sayfa sayısı 128.

İkincisi, yine bizdeki 8'lik serinin 2. ve 3. sayılara denk gelen 64'er sayfalık iki maceranın her ikisini birden içeriyor. 2*64=128 sayfa.

Üçüncüsü ise 104 sayfa ve renkli kısa maceralardan oluşuyor. "Il Respiro E Il Sogno" adlı bu sayı Bahadırın biğer başlıkta bahsettiği üç sayfa resmini verdiği Quack adlı macerayıda içeriyor. Bu kitaptaki kısa maceraların daha önce çeşitli yerlerde yayınlanmış olup bu albümde derlenmiş olduğunu tahmin ediyorum. Bu sayıyı Rodeo sene başında, yayınlayacağını duyurmuştu("Ken Parker'in rekli sayısı yakında yayınlanacak" diye ilanlar vardı hatırlayacaksınız). Ancak henüz yayınlanmadı.

Daha sonra Ken Parker'in İtalya'daki tekrar basımında (Serie Oro serisi) Bu üç albüm serinin sonuna eklenerek 60, 61 ve 62. sayı olarak yayınlandı. (http://www.ubcfumetti.com sitesinde Ken Parker Top 10 sıralamasını incelerseniz 62. sayıyı 4.sırada; 60. sayıyı 8. sırada göreceksiniz.)

****1992 yılında aylık Ken Parker Magazine dergisi yayınlanmaya başlıyor. Bu dergiler içinde (başka içeriklere de sahip daha fazla sayfadan oluşmakla beraber) her ay 48 sayfalık yeni Ken parker maceraları yayınlanıyor. Bu derginin ilk 5 sayısında yer alan 48 sayfalık maceralar bizdeki 8 sayılık büyük boy serinin 4-5-6-7 ve 8. sayısına tekabül ediyor. Bizdeki 4 ve 5. sayılar tam macera iken 6-7 ve 8 sayılar üç bölüm halinde "Ore D'angoscia" macerasını oluşturuyor. Rodeo 9. sayıdan devam ederse "Ken Parker Special"in 6. sayısındaki maceradan devam edecek.

Daha sonraki dönemlerde bu dergilerde yer alan 48 sayfalık ken parker'lar iki veya üç sayı bir arada ayrıca albüm olarak tekrar yayınlanıyor. Örneğin KP derginin 1 ve 2. sayısındaki 2*48=96 sayfalık malzeme bu serinin 1.kitabını; yine KP derginin 3-4 ve 5. sayısında yer alan 3*48=144 sayfalık malzeme bu serinin 2. kitabını oluşturuyor. "Le Storie Complete Di Lungo Fucile Pubblicate Da KP Magazine" başlığı altında 13 sayı süren bu seri ile 36 sayfalık Kp Magazinlerdeki Kp maceraları albümlere taşınmış oluyor.

****Son olarak 180'er sayfalık dört adet special varki (1-I Condannati, 2-Ai Tempi Del Pony Express, 3-Le Avventure Di Teddy Parker(Ken'in kardeşi olabilir mi bu Teddy), 4-Faccia Di Rame) bunlar 36 sayfalık Ken Parker derginin yayını bittikten sonra mı yoksa ara dönemlerde mi yayınlandı onu bilmiyorum işte. En az bilgi sahibi olduğum seri bu yani.

Bu seriler haricinde başka serisi ne yazık ki yok...Olsa kaçar mıydı... ;)

Cantürk


BAHADIR

Çıkmış mıydı? Çıkmışsaydı bile ben almamışım... (Ne cümle kurdum ama ;))

Evet çıkmışmış  :)