Lulu, Bir Kadın - Boabab Yayınları

Başlatan Nightrain, 06 Ocak, 2024, 21:44:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain

YAKINDA



Lulu bir gün eve dönmemeye karar veriyor, kocasını ve çocuklarını bırakıp kendine birkaç günlük özgürlük tanıyor. Önceden planladığı bir şey değil, birdenbire kendiliğinden oluveriyor... Tek başına, deniz kenarında, tek amacı da bu sıradışı tatilin tadına varmak, dolu dolu ve tasasızca.

Kendi cesaretine kendisi şaşkın, Lulu, bu "yolculuk"ta ilginç insanlarla tanışacak, onun gibi kıyıda köşede kalmış insanlarla. Şaşırtıcı, neşeli bir o kadar da tehlikeli ve acımasız bu doğaçlama deneyim Lulu'yü bambaşka bir kadın yapacak...


Yazar ve Çizer: Etienne Davodeau
Çevirmen: Damla Kellecioğlu
Grafik: Veli Okulan
Editör: Doğan Şima
Yayın Tarihi: Ocak 2024
Sayfa Sayısı: 160
Ebat: 19.5cm × 26.5cm
ISBN: 978-625-99019-8-5
Fiyat: 286 TL

Tadımlık
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

TKnKT

    Otomatikleşmiş düşüncelerden ötede, özümden gelen cümlelerle ilerlemek adına biraz paslandım. Öte yandan (fıs çıkan Uykusuz Kış sayısı hariç) uzunca bir süredir çizgili bir eser elime almayışım da ayrı bir tutukluk. Ancak söz konusu BAOBAB olunca benim kurtlar kıpırdanmaya başladı bir miktar.
    Öncelikle sizleri bireyselcilik ve özgürlüğün dünyasından selamlıyorum. Hiçbir sosyal sorumluluğun üstlenilmediği, sosyal ilişkilerin bir heves ve dürtüsellik üzerine inşa edildiği, güven ilişkilerinin harcandığı ve olabildiğince minimalist yaşantının pohpohlandığı bir dünyadan selam getirdim size. Yazının içeriği bir miktar sürpriz bozan içerebilecek olsa da bu kitabın temasından öte gelir tat kaçırıcı bir mesaj içermeyecektir. Elbette şurada el sıkışarak bir sonraki paragrafa geçelim, siz kalemi elinize aldıktan sonra her şeyin hikayesi kağıda akabilir. Ancak, değer yargılarından arınmış bir okuma da okuyucu için pek mümkün değildir.
    Hayır, tabii ki toprağa gömüp taşlayalım demiyorum. Olayı, ana karakterin kadın olmasıyla beslemek gayesinde hiç değilim. Kitap "Ali, Bir Adam" olsa da aynı noktadan tatminsizliğimi dile getireceğim. Evet, benim de desteklediğim sosyal düzenin çarkına çomak sokarımcı tutumlar mevcut; lakin bu başka bir kalkışma. Sevemiyorum ben romantik ve özgürleştirici gibi gösterilen ancak sorumsuzluğun dibini sıyıran hikayeleri. Burada aktarılan da onlardan birisi. Bir yandan da "AMA HAKLI GEREKÇELERİ VAR!!!!" mesajı ile pekiştirdikçe pekiştirmiş sevgili Davodeau. Hayır, içimde minik bir faşist yok. Sadece bu kadar bireyselleşmek yaklaşabildiğim bir kültürel kopuş değil.
    Okudunuz, okudunuz da "ahlaki" tepkim dışında ne ifade ettim yukarıda hiçbir şey! Haydi toplanın, meydanda yakıyoruz kitabı diyecek değilim elbette. Nitekim tema ne kadar uzak kalırsa kalsın, olay örgüsü ve aktarım bir hayli keyifliydi. Minik nefret tohumlarımı ekerken merakımdan eksilmediğini ve akıştan kopmadığımı dile getirmek isterim. Şöyle bir adım geri çekilip bir daha yazayım. Kitabı okuması keyifli mi? Evet. Kitabın akışı ve görselliği yerinde mi? Fevkalade evet. Kitabı önermek gibi bir gaflette bulunur muyum? Çok yüksek ihtimalle. Ne güzel bir anlatı bıraktı arkasında diyebilir miyim? Pek sanmıyorum.
    Çizgi Düşler'den çıkan "Her Şeye Rağmen" için durduğum bakış açısı birlikte ile tamamen paralel doğrular ya da ortak düzlem üzerindeyim diyebilirim. Bu iki eser ne kadar romantik ve özgürleşen bir noktadan yaklaşırsa ben o kadar muhafazakar bir hâl alıyorum sosyal sorumluluklarıma karşı. Bağnaz okur unvanı paylaşıma açıksa bir tutam gölgesi üstüme vurabilir. 
"The man who opens topics faster than his shadow"