Milliyet Pazar ekinden bir yazı

Başlatan Levent Suberk, 08 Şubat, 2017, 23:34:06

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Levent Suberk

Milliyet gazetesi 17.11.2002 tarhli Pazar ekinden bir yazı:

Bu sezon İstanbul Devlet Tiyatrosu, edebiyatımızda fazla örneği bulunmayan bir üslupla yazılan "Kırmızı Yorgunları" adlı oyunu sahneye koydu. Özen Yulanın yazdığı oyunda çizgi roman kahramanlarına farklı kimlikler yakıştırılarak özgün bir dünya kuruluyor. Biz de oyundan yola çıkarak farklı meslek gruplarından ünlülere "Çizgi roman karakteri olsanız hangisi olmak isterdiniz?" diye sorduk. Erdil Yaşaroğlu Tweety, Piyale Madra Safinaz, Ali Poyrazoğlu Tintin, Kenan Işık Abdülcanbaz olmak istiyor. Peki, siz elinizde olsaydı hangi çizgi karakter olmak isterdiniz?

Erdil Yaşaroğlu "Tweety çok cool ve herkes ona bayılıyor" "Benim için çok zor, hepsini seviyorum. Tintin olabilir çünkü çok rahat, dünyayı geziyor falan ya. Ama Tweety olmak da isterdim, bütün kadınlar ve erkekler bayılıyor. Tweety dünyanın en sevimli yaratığı ve ben de onu çok seviyorum. Herkesin sevdiği birisi olmak güzel bir şey. Bir de çok fazla derdi yok, çok cool. Kafası büyük, mesela o yüzden özdeşleşiyoruz. Benim de kafam çok büyüktür. Sarı olması eğlenceli, sarı güzel bir renk çünkü. Sürekli kazanan taraf. Gerçi birçok çizgi film karakteri öyledir ama mesela Tomun dayak yediği zamanlar olmuştur ya da Batmanin ailesi öldürülmüştür ve o çok acı çekmiştir. Ama Tweetynin böyle bir derdi yok. Uğraştığı sadece salak bir kedi. Salak kedi etrafımda çok ve ben onları da severim. Yani sorun değil benim için. Bu yüzden Tweety güzel olabilir."

Salih Memecan "Babişko gibi ehlikeyifim" "Kendimi zaten Sizinkilerdeki Babişko gibi görüyorum. O da rahat ve ehlikeyif bir karakter. Genelde çocuklar Siz tembel misiniz? diye soruyor. Aslına bakarsanız ben bu karakteri biraz karımın beni gördüğü gibi çizmişim. Çünkü o beni tembel ve ilgisiz olarak görüyor. Oysa ben kendimi çalışkan sanıyordum. Bir gün karımın eski bir sınıf arkadaşı Sizinkileri okuyarak Salihe şöyle söylüyorsun demiş. Karım da gelip bana Düşünebiliyor musun arkadaşım beni şişman bir tavuk olarak görüyor dedi."

Ali Poyrazoğlu "Doğruluktan yana, gezgin Tintin" "Tintin olmak isterdim. Çünkü içi dışı bir, inançlı, doğruluktan yana, maceraperest, gezgin ve herkes onu seviyor. Benim çocukluğum Tintin okuyarak geçti. Fransızcayı resimli romanlarla öğrendim. İlk okuduğum şeyler Küçük Prens ve Tintinlerdi."

Latif Demirci "Red Kitin de canı yanar" "Red Kit olmak isterdim çünkü hayatın içinden biri. Çok gerçek dışı bir karakter olmaması, gerektiğinde canının yanması, en önemlisi de mizah duygusu beni etkiler. Daltonlarla uğraşması da komik ve keyifli bir şey. Çok severek okuduğum bir tipti, tüm yan tipleriyle birlikte."

Elif Şafak "Gotik ve kasvetli Sandman" "Ben çizgi romanlara hayli düşkünüm, pek kimse bilmese de bu yanımı. Çok çizgi roman var keyifle ve tekrar tekrar okuduğum. Ama özellikle Neil Gaimanun gotik ve kasvetli Sandmanını çok seviyorum. Rüya ve Ölüm ve Yıkım ve Tutku başlı başına bir karakter, birer ölümsüz olarak çıkıyor karşımıza Sandman serilerinde. Çizimlerini ve barındırdığı gotik kasveti seviyorum."

Piyale Madra "Safinaz çok komik bir karakter" "Temel Reisin sevgilisi Safinaz olmak isterdim. Çünkü çok komik bir karakter. O çizgi roman gazetede çıkıyordu ve o kıza bayılıyordum. Hala da rastladığım zaman beni çekiyor. Uzun bacaklarıyla, saçıyla, her şeyiyle bana komik geliyor."

Leyla Umar "Mecnunun Leylası olmak isterdim" "Çizgi roman kahramanı değil ama Leyla ile Mecnundaki Leyla olurdum herhalde, romantik olduğu için. Çünkü ben de romantik bir insanım. Zaten Salih Memecan beni Leyla olarak çizmişti Mecnuna sarılırken. Müthiş komik bir şey yapmıştı, onun için kendimi Leylaya yakın buldum. Belki biraz alaturka ama Mecnunun Leylası olmayı tercih ederdim."

Murat Belge "Çizgi roman karakteri olmak istemezdim çünkü onlar iki boyutlu."

Çetin Altan "Türkiye gibi anadilinin yazı boyutundan kopuk olduğu topluluklarda yazarlar zaten çizgi roman karakteri gibidir."

Coşkun Aral "Kendim olmak isterdim çünkü şu anda yaptığım işi çok seviyorum. Daha geniş kitlelere belki öyle ulaşabilirdim."

Candan Erçetin "Roger Rabbitteki Jessica karakteri olurdum herhalde. Kızıl saçlı, hep tek gözü kapalı şarkı söyler. Hoş buluyorum bu karakteri."

yunusmeyra

Levent bey paylaşım için teşekkürler...
sadece yukarıda bahsi geçen değil, bir çok "entelektüelimizin" çizgi romana bakışındaki mesafeyi "anlamak" mümkün değil...
"entelektüel"in tüm tanımlarına bakabilirsiniz, ama bir ""işkembe-i kübradan sallayan kişi" tanımı yapılabilir mi? o zaman bu, çizgi roman konusundaki "cehalet"e ne diyeceğiz... bu konuda sağından soluna, siyasetçisinden eğitimcisine neler duyduk,ne "inciler" döküldü kalemlerden, pes! "çocukluğumdan beri okumam" bir cevaptır . "hiç sevmem!"(çok sert)cevabı bile içini doldurduğunuzda çok iyi cevap  olabilir. yahu, "korkuyorum!" bile bir cevap olabilir (bir "entelektüelin çizgi romandan korkusu üzerine bir çok teori geliştirilebilir  ;) )  ama "iki boyutlu" deyip, bu "yaratı evrenini" bilmediğinizi "haykırmanın" alemi var mı ya?  >:(
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Peyami



Bu oyundan haberdar ettiğiniz iyi oldu Levent bey. Çağımızın yoğun uyarlama trafiğinde ÇRdan tiyatroya uyarlama çok nadir rastlanan bir durum. Hele de TR'de. Notumu aldım. Burada yapılan bir uyarlama olmasa da buram buram ÇR kokan bir oyun olduğu anlaşılıyor. Bu arada Candan Erçetin'in seçimi animasyon olsa da tam oturmuş.  :) ÇR'dan tiyatroya yapılan uyarlamalar arasında başarısı konusunda hemfikir olunan örneklerden birisi de Tenten'in Castafiore'un Mücevherleri macerası.

http://www.ina.fr/video/1860966001042

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 09 Şubat, 2017, 03:31:26
Levent bey paylaşım için teşekkürler...
sadece yukarıda bahsi geçen değil, bir çok "entelektüelimizin" çizgi romana bakışındaki mesafeyi "anlamak" mümkün değil...
"entelektüel"in tüm tanımlarına bakabilirsiniz, ama bir ""işkembe-i kübradan sallayan kişi" tanımı yapılabilir mi? o zaman bu, çizgi roman konusundaki "cehalet"e ne diyeceğiz... bu konuda sağından soluna, siyasetçisinden eğitimcisine neler duyduk,ne "inciler" döküldü kalemlerden, pes! "çocukluğumdan beri okumam" bir cevaptır . "hiç sevmem!"(çok sert)cevabı bile içini doldurduğunuzda çok iyi cevap  olabilir. yahu, "korkuyorum!" bile bir cevap olabilir (bir "entelektüelin çizgi romandan korkusu üzerine bir çok teori geliştirilebilir  ;) )  ama "iki boyutlu" deyip, bu "yaratı evrenini" bilmediğinizi "haykırmanın" alemi var mı ya?  >:(

"Bilim, bilmiyorum dediğinde başlar" diyorlar ya sevgili Tarkan. "Bilmediklerini kabul etmek, bildiklerini de yok saydırır" korkusundan sıyrılmalı insan.