Fantastik Dörtlü - Alfa Yayınları

Başlatan pizagor, 23 Mart, 2017, 15:07:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 1
Tuhaf Çeviriler – Küfürlü Paneller

Yıl 1988. Alfa Yayınları, Fantastik Dörtlü'nün birinci sayısını okurla buluşturuyor. Heyecanlıyım, Bilka Örümcek Adamlarından tanıdığım - yıllardır hayalini kurduğum bir seriyi daha okuyabileceğim. Ufaltılmış boyutlar, renksiz hatta yer yer silik baskı umurumda değil. Çevirinin özgün panellerden sapmalarından, çevirmenin hikayeye katkılarından bihaberim. Hele hele, aradan geçen otuz yıl sonrasında şimdi okurken yadırgadığım, balonlarda tercih edilen tuhaf kelimelerin - sözcük gruplarının farkında bile değilim. Tatmin çocuk halimizle ne kadar kolaymış. Hakeza karşılığında duyulan minnet de..

İstedim ki okurken hala keyif veren bu sayfalarda aralara sıkıştırılmış bu hafif küfürlerin, tuhaf panellerin izini süreyim, yadırgadıklarımı kayıtlara geçireyim..

Fantastik Dörtlü'nün Türkiye macerası orijinal 190. sayıyla başlar. Reed Richards'ın güçlerini kaybetmesi sonrası dostlarımız yepisyeni bir ayrılığın başlangıcındadır ve Günlük başlıklı bu fasikülde söz konusu sayıya gelene kadar çeşitli sebeplerle defalarca dağılmalarının bir çetelesi sunulur okura. Birinci sayının sonraki fasiküllerinde görürüz ki Baxter binasının üst beş katına kiralık ilanı asılmış, buradaki her türlü teknolojik ıvır zıvır Shield'a teslim edilmiştir. Reed artık sıradan bir bilim adamı olarak perde arkasında Doom'un olduğu bir organizasyona çalışmaktadır. Susan ise film endüstrisinden gelen teklifi değerlendirmeye karar vermiştir. Ben Grimm'in ise yolu Nasa'yla çakışmıştır. Johnny ise kıtanın batısını tercih etmiş, o diyarlarda yarış dünyasına hızlı bir dönüş yapmıştır..

Ancak kahramanın yazgısında gün yüzü görmek, sıradan bir insan gibi yaşamak, ne bileyim sıkıcı bir işte çalışmak, eve giderken markete uğramak, akşam televizyonun karşısında ayaklarını uzatıp çekirdek çitletmek yoktur. Dolayısıyla sorunlar gelip her birinin ayrı ayrı yakasına yapışırken Ateş Adam'ın payına da pos bıyıklı kötü 'Teksas Kasırgası' düşecektir. Edepli kahramanımız ise olayın sıcağıyla ve adrenaliniyle bir ara kendini kaybedecek, dudaklarından 'Evet ulan!' kelimeleri kaçacaktır..



http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/evet-ulan.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 2
Tuhaf Çeviriler

İskandinav folklorunun bir parçasıdır Sandman. Kuzey Avrupa söylencesine göre Sandman'in, uyurlarken insanların gözlerine serptiği kum onları kabuslardan uzak tutar. Hatta sabahları gözlerimizdeki çapak Sandman'in o geceki yoğun çalışmasının kalıntılarıdır..

Peki bunun konumuzla ne alakası var, değil mi! Şöyle ki, o güne değin Örümcek Adam albümlerinde defalarca karşılaştığımız, çubuklu formalı Sandman, bu kez de Fantastik Dörtlü'nün henüz ilk sayfalarında karşımıza çıkar. Fakat affedilmez bir hata barındırmaktadır o panel:

Yılların 'Kum Adam'ı olmuştur 'Uyku Perisi'..



http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/uyku-perisi.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 3
Tuhaf Çeviriler – Küfürlü Paneller



Ekibin dörtte üçü Latveria'da tutsak haldedir. Lakin sürpriz bir şekilde Doom tahtı bırakmayı planlamakta, bir yandan da büyük bir kumpasın parçası olacak olan heykelini yaptırmaktadır. Sanatçı ise yine tanıdık birisi, o sıralar Ben Grimm'in yavuklusu olan Alicia Masters'tır. Alicia, 'sözde' o mahvolmuş yüzün ardındaki yüce ruhu bu heykele yansıtabilecek kişidir. En azından Doom'un iddiası bu şekildedir..

Doom'a bu 'Badi Ekrem'vari küfrü ettiren de Ben'in Alicia'nın durumuna dair ısrarlı soruları olur..

Panel, Alfa'nın Fantastik Dörtlü serisinin üçüncü sayısından (orijinal 198. fasikül) alınmıştır.


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/okuz-herif.html

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 4
Tuhaf Çeviriler – Küfürlü Paneller



'İt' Fantastik Dörtlü'nün sayfalarında Doom'a en sık yakıştırılan küfür. Serinin ikinci sayısının içerisinde yer alan orijinal 194. fasikülde, malum halinin sebebine duyduğu nefret ve kinle Darkoth perdeyi açmakta. Darkoth'un hikayesi aslında oldukça hüzünlü. Doğru bildiği yolda ilerlerken tamamen yanlış anlaşılmış, şans yoksunu bir insan. Ben Grimm'in ordunun ikinci en iyi test pilotu olarak nitelendirdiği yakın arkadaşı Desmond Pitt, Nasa'da görev yaptığı sırada bu organizasyonun içerisine Latveria ajanlarının sızmış olduğunu farkeder ve durumdan vazife çıkararak bunları kendi kısıtlı imkanlarıyla deşifre etmeye karar verir. Niyetini ne üstleriyle ne de ailesiyle paylaşır. Bu ajanlarla ilişkilerini ilerletirken yolu Doom ile dahi kesişir. Ancak bu esnada eşini kaybetmesiyle birlikte yaşadığı sarsıntı dikkatsizleşmesine yol açar ve sonrasında devlet tarafından ikili oynayan bir hain ve ölü ilan edilir. Hainin çocuğu ise yetimhaneye teslim edilir. Doom ise öldürmez süründürür, her ne kadar erkek güzeli olmasa da insan Desmond'ı canavar Darkoth'a dönüştürür. Karısı, çocuğu, itibarı, artık Darkoth herşeyini kaybetmiştir ve Doom'dan nefret etmek için çok sebebi vardır..



Serinin üçüncü sayısında ise Thing (ya da Alfa dönemi adlandırılmasıyla Yaratık) Doom'u mevzubahis küfür hususunda taçlandırıyor. Aslında kendisine göre daha az tutsak ve daha güvende olan sevgilisi Alicia adına duyduğu endişeyle az düşünme - bol aksiyon insanı Ben defalarca kendini tutamayıp Doom'a küfrü basıyor. Yazıya başlığını veren 'Doom iti!' orijinal 198 numaralı, 'Tamam it!' ise 199 numaralı fasiküllerden..



http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/doom-iti.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 5
Tuhaf Çeviriler

Fantastik Dörtlü'nün dördüncü sayısında, kuvvetle muhtemel postada geciken orijinaller sebebiyle (şu ifade ne kadar da tanıdık değil mi! Aradan geçen 30 seneye ve bir enformasyon çağına rağmen hala aynı sorunlar devam ediyor) bir atlama yaşanır. Seri, arada yaklaşık seksen fasiküllük bir boşluk bırakarak 1985 senesinin 19. annual sayısından devam eder. Bu esnada Baxter binası harap olmuş, Fantastik Dörtlü geçici bir süreliğine İntikamcılar'ın malikanesinde yaşamaya başlamıştır..

New York için artık sıradanlaşan bir dünyadışı canlı karşılaşmasında polisin aklına Fantastik Dörtlü'ye haber vermek gelince hemen İntikamcılar'ın malikanesi aranır. Telefona sürekli farklılaşan Avengers grubunun değişmeyen destek üyesi Jarvis yanıt verir..



Kahya de, yardımcı de, hadi hiç olmadı temizlikçi ya da ne bileyim gündelikçi de.. 'Kilercibaşı' nedir yahu!!! TDK'da karşılığı dahi yok..


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/kilercibas-jarvis.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 6
İzlenimler - Notlar

Maçodur o, maço!




http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/fantastik-maco.html


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 7
İzlenimler - Notlar

Geldik Fantastik Dörtlü serisinin altıncı sayısına..

Bu sayı 'maalesef yine' postada geciken orijinal bir fasikülün (#203) araya girmesiyle başlar. Beşinci sayının sonunda Fantastik Dörtlü'nün üç üyesini uzayın uzak bir noktasında, Xandar sakinlerinin yanında, Skrulllar ile mücadele ederken bırakırız. Oysa New York sokaklarına hızlı bir dönüş yaptığımız söz konusu gecikmeli yayınlanan fasikülde ise hayal ettiklerini gerçeğe dönüştürebilen mutant bir çocuğun yarattığı kötücül ayrı bir Fantastik Dörtlü ekibinin bizimkilere kök söktürdüğünü görürüz..

Fantastik Dörtlü standartlarına ve hatta zamanın hikaye kurgusuna göre vasatın birkaç tık altı olan bu öyküde Thing'in 'belki de hiç ölmeyeceğini' ağzından kaçırdığı bir panel dikkatimi çekiyor:



Orijinal fasikülün 1978 senesinde (bizdeki yayın yılı ise 1988) yayınlandığını düşünürsek, Jonathan Hickman'ın otuz küsür yıl sonra okurla buluşturacağı bir Fantastic Four öyküsünde (#605, End of Line), Reed Richards'ın ve baba Nathaniel Richards'ın bin yıl sonrasına yaptıkları zaman yolculuğunda, Thing'in herhangi bir yaşlanma emaresi göstermeden hala ortalıkta olduğu ortaya çıkacaktır..

Dolayısıyla Thing'in kendine dair bu kehaneti (gerçi orijinal panele sadık kalarak mı yoksa konuşma balonuna sığacak şekilde mi çevirildiğini bilemesem de) gerçeğe dönüşecektir..

Acaba Jonathan Hickman bunun farkında mıdır?


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/kehanet.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 8
Tuhaf Çeviriler

Fantastik Dörtlü'nün altıncı sayısına Peter Parker da konuk olur, ancak affedilmez bir çeviri hatasıyla! Yılların 'Örümcek hissi' kimbilir kimin maharetiyle, vızıldayan 'Örümcek zekası'na dönüşür. Bir huysuz ihtiyar da yadırgar illaki bunu..



Sene 1988. Dönemin çizgiroman okuruna ulaşan 'super hero' ekolü yayınları bir elin parmaklarını geçmez. Bu yayın kıtlığında da, hadi çevirmeni geçeyim belki sadece işini yapan ve çizgiromanla alakası dahi olmayan biridir, varsa bir son okumacının ya da bir editörün Uyku Perisi ya da Örümcek Zekası gibi hataları es geçmesi kabul edilemez..

Çizgiroman ciddi iştir dostlar, ihmale gelmez!


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/konuk-oyuncu.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 9
Tuhaf Çeviriler – Küfürlü Paneller

Alfa Yayınları etiketli Fantastik Dörtlü serisinin altıncı sayısında yine seviyenin düştüğü anlar..



Küfürle birlikte çizgiromanda seviye mi düşüyor yoksa gerçek hayata mı yakınsıyor? Sanat idealin - ütopiğin hayalini mi kurmalı yoksa hayatı olanca kusurlu gerçekliğiyle yansıtmayı mı tercih etmeli? Bunlar da ayrı bir tartışma konusu aslında..

Öyleyse tartışma sonuçlanana kadar diyelim ki..

Haydi Nova, göster şu pavyon fedaisi kılıklıya anasının örekesini :)


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/ayp-ulan.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 10
Tuhaf Çeviriler

'İyi ki bu haliyle bugün yayınlanmıyor!' dememe sebep olan panellerden biri..



Fantastik Dörtlü serisinin 9. sayısında (orijinal 219. fasikül) geçen hikayede Barracuda, Denizaltı Prensi Namor'un denizin tuhaf yaratıklarına hükmetmek için kullandığı boynuzu ele geçirmek amacıyla Atlantis'e saldırır. Şiddetli saldırı esnasında devrilen sütunun altında kalmış olmasına rağmen Namor, yardıma koşan tebasına, kendisine yakışan o yoğun narsizmiyle, asaletini öne çıkaran bir söylev çekmeyi ihmal etmez. Ancak konuşma balonunda affedilmez bir saçmalık söz konusudur. Orijinal metinde muhtemelen '.. Prens olarak doğmuş olan ben .. ' manasında kullanılan '.. Prince born ..' çevirmenin penceresinden bir özel isme dönüşerek 'Prens Born' olur!

Yine yazacağım: Yok mudur bu yayınların bir editörü, bir son okumadan geçmez mi bu balonlar? Küçülen boyuta sığdırmak için kırpılan cümleleri, bu nedenle hikayeyle ilgili anlatılmayanları, açıklanamayanları, karanlıkta kalanları geçtim, böylesi özensiz bir yayıncılığa, böylesi basit hatalara mahkum mudur dönemin çizgiroman okuru?


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/prens-born-d.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 11
İzlenimler - Notlar

Fantastik Dörtlü yazarlarının deşmeyi çok sevdikleri bir mevzu şu Susan ve Namor arasındaki cinsel gerilim. Her ne kadar taraflar sürekli 'biz dostuz' kalkanının ardına sığınsalar da Namor'un Susan'a karşı gizlemeye pek de gerek görmediği zaafı hepinizin malumu. Susan tarafında da bu durumunun kesinlikle ve netlikle karşılıksız olduğunu söylemek mümkün değil. Her karşılaşmalarında, aralarında dostluk sınırlarında kabul edilemeyecek tensel bir temas, konuşmalarının satır aralarına gizlenmiş niyetler ve imalar söz konusu. Her görüştüklerinde, geçmişte duygu yoğun yaşananlara Namor'dan gelen hatırlatma ve bunun karşılığında da zayıf, titrek, azıcık zorlansa duvarların yerle yeksan olacağı hissiyatı yaratan itiraz sahnelerini içeren paneller çıkıyor okurun karşısına..

Gerçi bu hususta Reed'in suçu yok da diyemem. Geçiyorum sergilediği işten başını kaldıramayan, ailesini geri plana atmış, ilgisiz koca ve baba profilini, karısının çevresinde dolaşan niyeti belli ve tehlikeli bir alfa erkekle ilgili herhangi bir endişe taşımaz gibidir Reed Richards. Thing bile Namor'un Susan'ı 'gözleriyle yemesinden' sıkıntı duyarken, o rahattır bu konuda, geniş mezheplidir. Muhtemelen Namor, Baxter binasındaki o türlü çeşit elektronik ıvır zıvırlarından birine dokunsa kendisine daha sert tepki verecektir..



Alfa Yayınları Fantastik Dörtlü serisinin 9. sayısında yeralan 219. fasikülün yazarı Doug Moench ise bu ilişkiyi bir seviye öteye, flörtleşmeyi Reed'in gözlerinin önüne taşır. Bill Sienkiewicz'in çizdiği bu panel de Reed'in 'Sen nasıl erkeksin!' hanesine bir çentik daha attırır..


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/azck-iffet.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü – Alfa Yayınları
Kısım 12
İzlenimler - Notlar



Fantastik Dörtlü'nün 10. sayısından fena rahatsız olduğum bir panel. Sorun sadece kadına atılan tokat değil, Reed'in tokadı atarken elini büyütmeyi yeğlemesinin yarattığı şiddet efektinden de nefret ettim..


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/01/tokat.html

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü - Alfa Yayınları
Kısım 13
Tuhaf Çeviriler

Fantastik Dörtlü'nün yazarlık koltuğuna Doug Moench'in oturmasıyla birlikte hikaye konsepti de bir miktar farklılaşır, daha bir bilimkurguya kayar. Dünyevi kaynaklı tehditlerin yerine, uzaylı parazit benzeri yaratıklar ya da yüzyıllar önce dünyaya düşen ne olduğu belirsiz bir cismin neden olduğu radyasyonun ölümsüzleştirdiği bir Viking gibi sebebi dış uzayda yatan hikayeler sıklıkla okurun karşısına çıkmaya başlar..

Moench döneminin iki fasikül süren bir diğer hikayesinde ise milyarlarca yıl sonrasının bilim, teknoloji, felsefe ve ahlak babında mükemmele yakınsamış ancak ilerleme durduğu için tıkanmış ve çökmenin eşiğinde bir uygarlığı okura anlatılır. Bu medeniyetin tek umudu bilgi ve deneyim alışverişi yapacakları farklı yaşam formlarıyla, başka gezegenlerdeki kültürlerle tanışmaktır. Bu amaçla, toplumlarının aynı zamanda sevgili de olan iki mensubunu sonu belirsiz bir arayış için uzaya gönderirler. İki pilot kırk yıllık bir arayışın ardından bir kara deliğin çekim alanında terkedilmiş bir uzay aracı bulurlar. Kısa bir tereddüt anından sonra ekibin erkek üyesi kendi uzay aracını, akıllı bir yaşam formuna dair buldukları bu kanıtı görmek üzere kara deliğe doğru sürer. Kara deliğin çekimine kapılmanın peşisıra bir parçalanış ve küllerden saf enerji canlıları olarak yeniden doğuş gelir: Kara Arayan ve Şafak Ayazı. Kara deliğin çıkışı ise zamanımıza olur ve böylece Kara Arayan için dünyaları yokediş süreci, sevgilisi Şafak Ayazı içinse onu bu yoldan caydırma çabası başlar. Sırada da dünya vardır..

Görüldüğü üzere tehdit yine uzaylı, kurgu yine en yoğunundan bilimkurgu, mükemmel bir ütopyayı yaşayan ama tatmin olmayı beceremeyen bir canlı topluluğu..

Moench dönemi başarılı mıdır? Bence bir miktar tartışmalı! Şahsi fikrim bunun Fantastik Dörtlü için keskin bir geçiş olduğu, alışılageldik hikaye örgüsünün büyük revizyon gördüğü ve araya sıkıştırılmış eski tarz öyküler olmasına rağmen okura alışma süresinin tanınmadığı şeklinde..


229. fasikülden son panel - Kara Çukur


Ama bahsetmek istediğim esas konu bu değil, yine çeviri yetersizliği. Serinin onikinci kitabında yer alan 229. ve 230. fasiküllerden alıntıladığım (hem de ardarda) iki panelde, 'Kara Delik' gibi dönemin bu topraklarda dahi popüler olan bir fenomenine çevirmenlerin bir fasikülde 'Kara Çukur', diğerinde 'Siyah Delik' demeyi tercih etmeleri beni yine rahatsız ediyor, maalesef yine dürtüyor..



230. fasikülden ilk panel - Siyah Delik


Cehalet desem değil, belki salt özensizlik olarak tanımlayabilirim bunu. Keşke hikaye bir fasikül daha sürseymiş, çeviri belki de o son sayıda doğru kombinasyona ulaşacakmış :)


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/02/kara-cukur-siyah-delik.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü - Alfa Yayınları
Kısım 14
Tuhaf Çeviriler

918 sayfadır süren istikrar onikinci sayıda yer alan 230. fasikülde yok olur! Bu sayfaya dek Yaratık olarak bildiğimiz Thing motamot çeviriyle 'Şey'e...



... bundan birkaç sayfa sonra da Ateş Adam olarak alıştığımız Human Torch yine birebir çeviri olarak 'İnsan Meşalesi'ne dönüşür!!!



Editörü ve çevirmeni başta olmak üzere bu sayıya emeği geçen tüm Alfa Yayınları yetkililerinin haklarını teslim ediyor, kendilerini kutluyorum :)


http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/02/bravo.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Fantastik Dörtlü - Alfa Yayınları
Kısım 15
Tuhaf Çeviriler

Şaşırtıcı, asap bozucu, gözleri pörtletici çevirilerden biri daha. Çevirmen dostumuza nasıl bir çağrışım yapmıştır da X-Men üyesi Iceman'i, ki zamanın sınırlı yerli Marvel Comics yayıncılığında dahi çeşitli kereler Buz Adam olarak bahsi geçiyordur, 'Buz Satıcısı' olarak lanse etmeyi yeğlemiştir?



Bundan daha da saçması olabilir mi? Bana kalırsa karşılaşılması gayet mümkün... Misal bu 'Buz Satıcısı' serinin onüçüncü kitabında karşıma çıktı ve daha yedi sayı var Alfa döneminin sonlanmasına! Takipteyim...

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2017/02/buz-satcs.html


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...