Güney Amerika'ya Dönüş

Başlatan Nemo, 14 Ekim, 2017, 15:42:41

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nemo

GÜNEY AMERİKA'YA DÖNÜŞ

Hayat ne guzel hos, haydi durma sevdigine kos...

Yaklasik 1.5 yil aradan sonra nihayet o gun gelmisti. Guney Amerika'ya donus zamaniydi. Istanbul'dan Sao Paulo'ya ordan da Sili'nin baskenti Santiago'ya olan ucusum yaklasik 18 saat surdu. Yerel saat ile geceyarisi 2'de Santiago havalimanindaydim. Turbus isimli servislerle kalacagim otele vardim. Ertesi gun sabah erkenden, sehir merkezine dogru yurumeye gectim. Sili, Guney Amerika'daki en zengin ülkesi oldugunu sehir merkezinde bana kanitladi. Plaza de Armas meydanini dolastiktan sonra, sehrin icinden akan Mapucho nehrini takip ederek, Bellavista bolgesine vardim. Barlar ve kafelerin oldugu bolge genclerin eglence alani. San Cristobal tepesinden sehri ve And daglarini izledim.



Gozlerimi kapayip, Mister No'nun piper'i ile And Daglarinin ustunde dolastigimi hayal ettim. Ne de olsa Ay Vadisi oradaydi.  Jerry ile birlikte ordaki mumyalarin sirrini cozecektik.



Ertesi gun ise once Mustafa Kemal Ataturk'un anitinin oldugu parki buldum. Hava kapali ve yagmurluydu ama bu beni durdurmadi. Sili, Guney Amerika ulkeleri icinde, Turkiye Cumhuriyeti'ni taniyan ilk ulkeymis.



Bu bilgiyi de ogrendikten sonra Santiago'nun Providencia ve Las Condes bolgelerini gezdim. Bu bolgelerde yuksek gokdelenler oldugu icin yerel halk buraya Sanhattan ismini takmis. Guney Amerika'nin en yuksek gokdeleni de Santiago'da yer aliyor. Ardindan solugu Pasifik kiyisindaki Valparaiso sehrinde aldim. Tepelerinde bol bol renkli gecekondular olan bu sehirden okyanusu seyrettikten sonra Santiago'ya dondum. Ama bu kitayi cok sevmeme ragmen, gordugum sefalet her seferinde beni uzuyor malesef.

Sili'de Atacama colune gitmeyi cok istesemde, vakit sebebiyle baska bir zamana ertelemek zorunda kaldim. Santiago'dan havayolu ile Peru'nun baskenti Lima'ya yollandim. 4 saat suren ucustan sonra Jorge Chaves havalimanina indim. Iste... Peru karsimda. Mi Peru! Macchu Picchu'nun,  inkalarin vatani. 



Havaalani servisi ile sehir merkezine giderken yollar buyuk duvarlarla cevrelenmis. Sebebi ise sehri cevreleyen gecekondular. Miraflores bolgesine gelince, kalacagim otele ulasmak icin halk otobusune atladim. Otobusun icinde yuksek sesle muzik dinleyenler, gurultulu sohbet edenler, korna sesleri, trafik kurallarina uymayan otobus soforumuz...Seni seviyorum Guney Amerika :)
Turkiye ve Peru arasindaki saat farki 8. Sabah uyaninca sahil kenarina kurulmus sehrin en zengin bolgesi Miraflores'i dolastim. Asiklar Parki bu bolgede. Sahil ile sehrin goruntusu muhtesem. Pisco Sour isimli Peru'nun meshur iceceginden tattim ki alkollu bir icki oldugu icin hemen etkiledi beni. Arequipa Bulvari sehrin en onemli ve en uzun caddesi. San Martin meydani ise Avrupa'daki benzerlerini aratmadi.



Sonrasinda Peru'ya esas gelme sebebim olan yere gitmek icin havalimanina donuyorum. Yani Machu Picchu'ya! Ama havalimaninda beni bir surpriz bekliyor. Cuzco'ya ucuslar iptal. Hava sartlarindan dolayi. Havayolu sirketi bizleri bir otele yerlestiriyor. Boylece malesef bir gun kaybediyorum. Ve Nazca colu gezimi de ertelemek zorunda kaliyorum. Bir gun yolum yine bu kitaya duserse Atacama, Nazca ve Patagonya'yi gezecegim. Iyi kalpli yasli Martin amca ile birlikte Nazca isaretlerinin sirrini cozmek bir sonraki maceraya kaliyor.



Sabah yine erkenden uyandiktan sonra havalimaninin yolunu tuttuk. Viva Air ile Cuzco'ya ucus 1 saat surdu. Kalacagim hostelin sahibi Walter, tam cizgi romanlik bir karakter. Yasli ama bilgili, ingilizce konusabilen sempatik bir amca. Basindaki sapkasi ise ona ayri bir hava katiyor.
Cuzco'da ilk gunum Plaza de Armas'i gezmek oluyor ki Guney Amerika'da her sehirde bir Plaza de Armas mevcut. Yasli bir perulu teyze, bana kucuk bir peru hediyesi verdi. Hayatimda aldigim en icten hediyelerden birisi bu oldu. Sonrasinda Mercado denilen pazarda dolastiktan sonra beni Machu Picchu'ya goturmesi icin bir tur sirketi ile anlastim.



Sabah saat 4'te otelin onunden beni ve diger yolculari  aldilar. Hava soguk. Sofor cilgin. Yol uzun. Machu Pichhu guzel... 2 saat suren minibus yolculugundan sonra Ollantaytambo isimli kucuk bir  kasabaya vardik. Burdan tren ile guzel manzaralar esliginde Aguas Caliantes isimli kasabaya gidiyoruz. Inca Rail isimli trenimiz oldukca havali.



Yuksek daglari asip Aguas Caliantes'e vardik. Burda bizi tur rehberi karsiladi ve hep beraber bizi Machu Picchu'ya goturecek olan otobusumuze kurulduk. Virajli yollar sonunda girise vardik. 2360 metre yukseklikte And Daglari'nin tepelerinden birine kurulmus antik sehir gurubumuzdaki herkesin nefesini kesti. Gurubumuzda cok sevimli insanlar var. Kolombiyali Juan: kanser tedavisi gormus ve su an kendisine moral olsun diye geziye cikmis. Rus kizimiz Dasha: Los Angeles'ta yasayan serbest fotografci. Machu Picchu'yu gezdikten sonra Ayahuacsa ritueline katilacak. Ayahuasca Peru'ya ozgu bir bitki ve bundan yapilan icecek sayesinde insanlar bir nevi kendi ic yolculuklarina cikiyor. Fakat bu rituel icin insanin hazir olmasi gerekiyor. Aksi halde aklini bile yitirmesi olasiymis.  Cek arkadasimiz, iki koreli sevimli dostlarimiz, ve beni Rus kizi Dasha ile eslestirmeye calisan Iranli teyze Mercy:)
Tur rehberimiz esliginde Machu Picchu'yu arsinlamaya basladik. Guzeller guzeli Alison ile buralari arastirmaya gelen Mister No gibi hissediyorum kendimi. Inka uygarligi tum gorkemiyle karsimda. Yemyesil daglarla cevrili antik sehirde bizlere lamalar eslik ediyor. Dagdan inisi ise yuruyerek yaptim. 3000 merdivenin mevcut oldugu inisim 2 saat surdu. Inerken bana agaclar, degisik bitkiler ve bocekler eslik etti. Urubamba nehrinin sesi ise ortama baska bir hava katti. Sonrasinda gruptaki dostlarla vedalasip, geldigim yolun aynisini katedip Cuzco'ya dondum. Donerken otobuste Dasha ile yan yana oturduk. Bir nevi Patricia oldu gezim boyunca:)






Cuzco'dan itibaren yoluma otobusle devam ettim. Titicaca golu kenarindaki Puno sehrinde bir gece konakladiktan sonra Bolivya'ya gectim. Peru sinirindan gecisim kolay oldu ama Bolivya sinirinda epey bekledik. Sebebi ise tembel gumruk gorevlileri oldu:) Titicaca golu, dunya uzerindeki en yuksek rakimli gollerden biri oldugu icin ozel bir yer. Aymara dilindeki anlami Puma Kayasi demekmis. Efsaneye göre ilk İnka Kralı Manco Capac, Güneş Adası'nda ilk olarak, kedi başını andıran bir kayaya çıkar. Göl haritasına baş aşağı bakıldığında, yatan kedi formu ayırt edilebilir. Golun bir diger ozelligi ise yuzen adaciklari. Golun bir kismini botlarla katettik ve Copacabana sehrini gecip baskent La Paz'a vardim.



La Paz, baris demek. Sehir El Alto isimli baska bir sehir ile birlesmis ve koca bir beton yigini halini almis malesef.  Sehir ici kesmekes. Ne kaldirim ne de dogru duzgun yollar mevcut. Mirador Killi Killi isimli tepeden sehri izledikten sonra Santa Cruz sehrine gitmek icin yola ciktim.



Santa Cruz, La Paz'a gore daha bir guney amerika sehri. Mister No'nun son olarak yerlestigi Rurrenabaque sehrine de daha yakin. Paraguay'a gecis zamanim yaklasiyor. Uzun surecek otobus yolculugunu goze alamayinca ''Amaszonas'' Havayollarinin 30 kisilik ucagi ile Asuncion'a ucuyorum. Gece suren yolculuk boyunca gokyuzunde simsekler cakti, ucak kucuk oldugu icin cok sallandi. Ama sonunda Asuncion'a sag salim vardim. Yemyesil ve Santa Cruz gibi Guney Amerika'yi yansitan bir sehir Asuncion. Paraguay insanlari Bolivya ve Peru'ya gore daha uzun boylu. Sehri yine yuruyerek dolastim.

Santa Cruz:



Asuncion:



Brezilya sinirindaki Cuidad del este sehrine otobus ile yola ciktim. 10 saat suren yolculuk sonunda anne kizin islettigi butik bir otelde kaldim. Kus sesleri ile uyanip yine yollara dustum. Ciudad del Este sehri bir nevi ucuz ve sahte elektronik esyalarin satildigi bir ticaret sehri. Sehrin karsisinda Brezilya'nin Foz sehri var. Brezilya-Paraguay sinirini yuruyerek gectim. Iki ulke sinirini Parana nehri olusturuyor. Nehir uzerindeki kopruyu gecmek ise harika bir deneyimdi.



Yolculugumun 13. gununde Iguazu selalerine gittim. Otobus terminale varinca 120 nolu otobus ile selalerin girisine yollandim. Dunyanin yeni 7 harikasindan biri secilen selaleler nefesimi kesti. Negatif iyonlarin bol olmasi sebebiyle insan kendini daha mutlu hissediyormus. Portekizce ismi Cataratas do Iguaçu. Bu  doğa güzelliğini, Álvar Núñez Cabeza de Vaca 1542 yılında keşfetmiş. Eleanor Roosevelt bu nefes kesici doğa mucizesine baktığında, ağzından şu iki kelime dökülmüş: "Poor Niagara" ''zavallı Niagara'':)



Sonrasindaysa Latam havayoluna ait ucak ile Curitiba sehrine gittim. Yardimsever Brezilyalilar sayesinde kalacagim oteli buldum. Herkesin uyarisi hirsizlara karsi cok dikkatli olmam. Ama kaldigim sure boyunca hicbir kotu olay ile karsilamadigimi soylemek isterim. Curitiba'daki ilk duragim yakin dostum Alex ( De Sauza)'nin evi. Saka saka..Botanik bahcesi. Jardim Botanico'yu gezdikten sonra sehri kuleden izledim. Manaus'taki gibi yolun ortasindan giden Onibus'lere bindim ( bizdeki metrobus :) Park Bagui ise sehrin ortasinda insanlarin nefes aldigi kocaman bir park. Oscar Niemeyer ise Brezilya icin onemli bir mimar ve Curitiba sehrinde ona ait bir muze mevcut.

Curitiba'yi da gezdikten sonra yolculuktaki son duragim olan Rio sehrine dogru yola ciktim. Rio'da ilk gunum Hz. Isa heykelinin bulundugu Corcovado tepesi. Tepeye fenikuler tren ile cikiliyor. Guarana Antartica isimli Brezilya'ya ozgu kolami icip, sehri tepeden izledikten sonra Ipanema ve Copacabana sahilini turladim. Maracana stadini gezdikten sonra, Leblon bolgesini dolastim. Suriyeli seyyar  satici Ali'nin hikayesini dinledikten sonra, ondan  icli kofte alip, memleket ozlemi giderdim. Istanbul'a donus icin hazirliklara basladim.



Guney Amerika'da son gecem...Biraz melankolik..Yagmur yagiyor. Bir yerlerde My funny Valentine sarkisi caliyor. Guney Amerika ile vedalasma zamani...Dostlarla vedalasip, Piper'ima atliyorum. Sehri son bir kez selamladiktan sonra yeni ufuklara, yeni karsilasmalara, yeni maceralara dogru yol aliyorum...

Özel Alfa Ajanı

Nemo

Asan abi,

fotograf yuklemeyi beceremediysem yardimlarini rica ederim.
Özel Alfa Ajanı

NIC

kardeşim sende olmasan  😉

kasaçalar için özelden mesaj atiyorum😗

Tuco Ramirez

Bu Brezilya'dakilerin Mister No'dan haberleri var mı acaba. Hep merak ettiğim sorulardan biridir.

Nemo

Zamaninda Mythos yayinevi yayinlamis Mister No ama artik yok ve malesef bizdeki gibi cok bilen, hatirlayan yok. Ama her gazete bayinde muhakkak Teks ve Zagor mevcut :)
Özel Alfa Ajanı

hanac

Alıntı yapılan: Nemo - 14 Ekim, 2017, 15:43:20
Asan abi,

fotograf yuklemeyi beceremediysem yardimlarini rica ederim.

Resimleri düzenledim. Emeğine sağlık, mükemmel bir yazı olmuş.

Hayal Kahvem

Hay canına sayın seyirciler! Harika bir yazı olmuş Nemo!  Darısı başıma demeliyim. :D

mersan0

Gerçek bir gezinin anlatımı mı. Gerçekse niye bu kadar hızlı oldu, güney Amerika turu paketiyle mi gitti kardeşim

Nemo

Murat abi, 2 haftalik sirt cantali tarzinda kendim ayarlayip gitmistim:) otobuslerde dolmuslarda... Hayalimdi, ozellikle Manaus :)
Özel Alfa Ajanı

mersan0

Ne güzel. Bizim arkadaş 3 yıl önce sırt çantası ile moskovadan girdi, trans Kafkasya tren yolu etrafında ilerleyerek 100 günde japonyadan çıktı. Çoğunlukla yürüdü, treme bindi, otostop çekti. Toplam 2500 dolar harcamış. Çok güzel bir macera