Bihikâye - KaraKarga Yayınları

Başlatan Nightrain, 23 Kasım, 2017, 16:33:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain


Bihikaye, parçalanan bir adamın çok parçalı hikâyesini anlatıyor. Silvano Landi, yakın zamanda karısı tarafından terk edilmiş 50'li yaşlarında bir yazar. Kendi savaşının ve Birinci Dünya Savaşı'nı yaşayan büyükbabasının hikâyesi; gerçeklik ile sanrılar, karanlık ile aydınlık; farklı çizim teknikleriyle iç içe geçerek tek bir öyküye dönüşüyor.

Bihikaye, boşluğa düşüşün hikâyesi. Ve her seferinde geri dönüşün, tekrar yola çıkışın imkanı üzerine etkili bir anlatı. Usta çizer Gipi, dağılmış bir belleğin parçalarını bir araya topluyor.
Fiyati: 24 TL
Sayfa sayisi: 128

http://www.postcardcult.com/articolo.asp?id=6378&sezione=11

https://www.bedetheque.com/BD-Unastoria-224039.html

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

guneseral

Karakarga iyi ki varsin güldürdün biz frankofonlarin yüzünü  :D

memospinoz



Bihikaye, parçalanan bir adamın çok parçalı hikâyesini anlatıyor. Silvano Landi, yakın zamanda karısı tarafından terk edilmiş 50'li yaşlarında bir yazar. Kendi savaşının ve Birinci Dünya Savaşı'nı yaşayan büyükbabasının hikâyesi; gerçeklik ile sanrılar, karanlık ile aydınlık; farklı çizim teknikleriyle iç içe geçerek tek bir öyküye dönüşüyor.

Bihikaye, boşluğa düşüşün hikâyesi. Ve her seferinde geri dönüşün, tekrar yola çıkışın imkanı üzerine etkili bir anlatı. Usta çizer Gipi, dağılmış bir belleğin parçalarını bir araya topluyor.

Boyut: 16.5x23.5 cm
Sayfa Sayısı: 128
Etiket Fiyatı: 24 TL

ferzan

    Bugünün ilk okuması oldu...

    Hikayeye hemen giremedim, anlamlandırmam ve dahil olmam bir 40 sayfa kadar geç oldu ama bitirdiğimde beğendiğimi farkettim...''Oğullar'ın Diyarı'' kadar net ve akışkan değildi ama ilgiyi cezbetmeyi biliyordu...Yine de anlatının zamanına göre stil değiştiren o güzelim çizgiler ve suluboya teknikle verilmiş muhteşem atmosfer; yani Gipi 'nin yıllardır hayran olduğum o sanatı olmasaydı, başka bir çizerin elinden çıksaydı o kadar beğenmeyebilirdim belki...

    Öyküde 1. Dünya Savaşı yıllarına yönelik kısımların suluboya renk paleti ve görsel anlatımda verdiği hissiyat, neredeyse Tardi 'nin ''Siperlerdeydik'' eseri kadar vurucu (belki daha bile vurucu) geldi bana...Gipi 'nin dokunuşu yeter dediğim, bitirdiğimde pişmanlık duymadığım bir eser oldu...Yine de başına otururken ultra sürükleyici bir dinlenmelik değil, azıcık yoğunlaşma ve konsantrasyon isteyen sıradışı bir okumalık olduğunu belirtmek isterim...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com