2018 yılında okuduğumuz kitaplar

Başlatan dean, 03 Ocak, 2018, 13:29:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    2018 'in ilk ayı itibariyle güzel ve iştahlı okumalar yaptım...Yeni haberdar olduklarıma ya da haberdar olsam da gecikmeli olarak tadına varmaya başladıklarıma yenileri eklenirken, geçen seneden tadını aldığım bazı yazarların kara günler için sakladığım kitaplarına da devam ettim...

    1.  Canlı Bayraklar - Kerim Korcan



    Yeni yılın ilk günlerinde canım feci şekilde Kerim Korcan öyküleri okumak istedi...Ben de geçen sene aldığım ve elimde kalan son öykü kitabı olan Canlı Bayraklar 'ı devirdim...

    İlk öykülerde az biraz durağanlık yaşasam da, Korcan 'ın kendine has açılışları, takdimleri ve anlatımıyla kitabın genelini yine beğendim...Okuduğum en güzel öyküleri diyemem tabi ama genel olarak bir Kerim Korcan krizinde dört elle sarıldığım ve beni yatıştıran bir kitap oldu...Ayrıca birkaç öyküyü çok iyi bulduğumu söyleyebilirim...

    Bu adamın öykülerinde ve üslubunda beni çeken çok acayip bir şey var...


    2.  Önce Ekmek - Orhan Kemal



    Orhan Kemal 'i ilk okumam değildi...Seneler evvel El Kızı romanını okumuş, zaman içerisinde sevdiğim kitaplara yaptığım gibi aralarda tekrar tekrar dönüp tazelemiştim kitabın hissiyatını...Ne var ki Orhan Kemal 'in o çok meşhur öykü üslubundan habersizdim...Sonbaharda, Eskişehir 'de boş bir arsada kurulan, iftar çadırından bozma kitap fuarının Everest standında hemen canımın çekip satın aldığım üç kitabındna biriydi bu da...

    Kitaptaki öyküler de, anlatım şekli de, genel olarak Orhan Kemal 'in kurgu ve öyküleme anlayışı da mest etti beni...


    3.  Mecburiyet - Stefan Zweig



    Zweig ile ilk tanışmam oldu...İş çevremdeki birkaç arkadaşımın dediği kadar varmış Zweig kitapları...Kendini her koşulda ve her türlü okutabilen, hızlı tüketilen etkili ve lezzetli bir ilk deneyim oldu...


    4.  Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam - Jean-Louis Fournier



    Geçen sene ''Nereye Gidiyoruz Baba'' ve ''Dul'' adlı kitaplarıyla okuyup sevdiğim yazar, bu kez babasını anlatıyor...Okurken, anlattığı baba figürüne öyle aman aman ısınamıyorsunuz ama anlatımın biçimi ve üslubu, sizi adeta o zamanın ve yazarın çocukluğunun kısa soluklu tanıklıklarına sokuyor...

    Pişman olmadığım, bir pazar öğleden sonrasını dolu dolu tamamlamamı sağlayan bir diğer Fournier kitabı oldu...


    5.  Büyümenin Türkçe Tarihi - Kolektif



    Murathan Mungan 'ın seçtikleriyle, Türk edebiyatından çocukluk ve ilk gençlik üzerine çok sağlam öyküleri barındıran, beni hiç bilmediğim iki yazarla tanıştıran, senenin benim açımdan ilk önemli kitabı oldu...

    Orhan Kemal 'in bendeki kitaplarında yer almayan ve vaktiyle forumda da masaya yatırılmış olan ''Çikolata'' adlı o muhteşem kısa öyküsü de, uzun yıllar evvel okuyup unuttuğum halde yeniden okuduğumda bazı detaylarının belleğimin derinlerinde kalmış olduğunu farkettiğim Refik Halid Karay elinden çıkma ''Eskici'' öyküsü de bu kitaptaydı...Ayrıca kısa öykü üslubunu çok merak ettiğim Sabahattin Ali ile öyküleri aracılığıyla ilk kez kendilerinden haberdar olduğum Vüs'at O. Bener, Osman Şahin gibi yazarlarla bu kitap vesilesiyle tanışmış oldum...

    Kitapta beni en çok etkileyen hikayeler arasında Vüs'at O. Bener 'in ''Havva'' sı ve Osman Şahin 'in ''Beyaz Öküz'' adlı eserleri de var...Öyle ki, Osman Şahin 'in Can Yayınları 'ndan çıkan öykü seçkilerinin yer aldığı üçlemesini de, Vüs'at O. Bener 'in ''Havva'' sının adını alan ve ikinci öykü olarak içeriğinde barındıran YKY baskılı kitabını da, diğer birkaç öykü kitabını da düşünmeden temin ettim...Yerli öykü krizim geldiğinde okuyacak epey nitelikli stoğum var şimdi kenarda...

    Bu kitabın içerik yerleşimi hakkında şöyle bir olumsuz eleştirim olacak...Kapakta adı geçen yirmi küsur yazarın yalnızca yarısının öyküleri var...Diğer yarısı, yani güncel sayılan ve üreten yazarlar, kitapta yer alan öyküleri yorumlamışlar ve her öyküden önce bir yazar, söz konusu öykü hakkında anısını, yorumunu ve ilk ne zaman okuduğunu falan anlatıp incelemesini yapmış...Buraya kadar da sorun yok...Hatta gayet çekici bir içerik pekiştirme yöntemi...Ne var ki kitabın başında Füsun Akatlı 'nın yazısını okuduğunuzda anlıyorsunuz ki, hemen sonrasındaki Refik Halid Karay 'ın öyküsünü okumaya lüzum kalmamış...Çünkü öykünün öncesindeki inceleme yazısında öykü çırılçıplak bir şekilde irdelenmiş, spoilerler havada uçuşmuş...Keşke önce öykü, sonra yorumcunun inceleme ve irdelemesi gelseymiş...İlk iki öyküde gaflete düştüm, içeriği idrak edemediğimden ilk iki öykü resmen piç oldu öncesine konan inceleme yüzünden...Oysa sıralamada önce Refik Halid Karay 'ın öyküsü olsaydı, sonrasında Füsun Akatlı 'nın yorum ve çözümlemesi gelseydi daha mantıklı ve uygun olmaz mıydı?..Bu sebeple çok içerledim ve kitabı alıp yere çalasım geldi başlarda...Sonradan sakinleşince evvela yazarı, hemen ardından da yorumcu yazarını okumak suretiyle iki ileri bir geri taktiğiyle kitabı ilerletip tamamladım...


    6.  Herkes Herkesle Dostmuş Gibi - Barış Bıçakçı



    Bu senenin ilk, benim ise geçen seneden beri okuduğum beşinci Barış Bıçakçı kitabım oldu Herkes Herkesle Dostmuş Gibi...

    Barış Bıçakçı kitaplarını öyle her zaman, her ortamda okuyamıyorum...Belli bir aralığı oluyor benim için...Geçen sene yaptığım gibi kış ile bahar ayları arasında, sessiz ve yalnız bir ortamda tüketmeye özen gösteriyorum...Bu kitap için de aynı koşullar bir araya gelmiş oldu...

    Kitap, başlarda adapte olamasam da sonraları bir anda içine çekildiğim çok güzel ve tam benim bayılacağım tatta bir kurguya sahip...

    Çarşı izninde, komutanının verdiği bir dövizi bozdurmaya giden ve büro önündeki sıraya giren bir askerin gözü ve düşünceleriyle başlıyor...Şimdiki zaman, geriye dönüşler, anlık git geller, kısaca askerin kafasındayız ve önündeki adamın ensesine takılıyor...Şişmanca, kalantor bir ense...Sonra o saatlerde oraya gelmesi muhtemel dostu Abidin aklına geliyor, sonra yine önündekinin ensesi...Önündeki işini görmüş ve sıradan çıkarken, askerin kafasının içerisindeyken bir anda kalın enseli adamın kafasının içine giriyoruz...Bir banka oturuyor, terini siliyor...Düşünüyor, sağdan soldan geçene bakıyor ve ilerideki bir iş hanının önünde sigarasını içen bir kıza kilitlenmişken hoop, kızın kafasına geöiyoruz ve böyle böyle çaycısından nişan arifesindeki genç kızına, ayakçısından dükkan sahibine, küçük çocuğundan kebapçısına, ev hanımına, muzuruna, hınzırına, masumuna, garibanına, 2000 'lerin başındaki Ankara 'yı ve insanların kafalarını dolanıyoruz...Kısa süreli olarak onların yerine geçip sonra onları kendi dertleriyle baş başa bırakan bir devir daimin merkezinde yer alıyoruz...Ve finalde gülümseten bir detayla döngü başa dönerek devrini tamamlıyor...Tüm kitabın aynı muhitte, yaklaşık yarım saatlik bir süreçte geçtiğini idrak ediyoruz...

    Bu tarz anlatımlara bayılıyorum...Hele ki ekstra gerçekçi ve samimi bir yansıtma içerisindeyse...


    7.  Kuzeyli Annem - Jean-Louis Fournier



    Yine bir pazar öğleden sonrasına bıraktığım bir başka Fournier anlatısı...Bir önceki hafta babasını okumuşken, bu kez annesini okuyoruz ve çok daha güçlü bir eser tüketmekte olduğumun farkına varıyorum...Aşağı yukarı ''Kırık Kanat'' tan (Altarriba & Kim) aldığım tadı aldığımı söyleyebilirim...Güçlü ve yalnız kalmaya mahkum emektar bir kadının, annesinin hikayesini anlatıyor...

    Kitapla ilgili şöyle bir merakım var...Kapak ve kapak arkasının solunda kalan kısım haricinde kitap içerisinde fotoğraf yer almıyor ama kitabın hemen hemen yarısına dağılmış olan sol taraf sayfalarında ince bir açıklama yazısı altında fotoğraf olması gerektiği hissine kapıldım...Bu açıklama yazıları resmen o sayfada olması gereken fotoğrafı tarif ediyor ve çoğu kez de ''fotoğrafta görünen'' tarzı ifadelerle bir fotoğrafın açıklamasını okuduğumuzu anlıyoruz ama sayfada fotoğraf yerine kocaman bir boşluk yer alıyor...Şayet YKY fotoları basmayı ihmal ettiyse, devasa bir amatörlük ve rezillik söz konusu...Öte yandan, fotoğraf olmasa niye o kadar boşluk bırakılsın ve üstünde fotoğraf açıklamaları yazsın...

    Gene sinirim bozulmaya başlayacak, ben bir şey demiyorum artık...Şayet kitapta en az 20-25 sayfada yer alan açıklamaların altında fotoları unutuldu ise ben hiçbir şey demiyorum ''yazıklar olsun'' dan başka...


    8.  Ekmek Kavgası - Orhan Kemal



    Yine dayanamıyorum ve hafta içi akşamlarımı anlamlandırmak için elimde kalan son Orhan Kemal öykü seçkisine el atıyorum...

    Kitapta bir tane bile ''iyi'' diyebileceğim öykü çıkmadı...Hepsi ''çok çok iyi'' kategorisindeydi benim için...Yine mest oldum, yine şaşırdım, yine hayranlıkla şapka çıkardım ve özgün üslubun tadını çıkardım...Bunları yazarken bile iştahla yalanmaya devam ediyorum...


    9.  Yol (Özgün Senaryo Metni) - Yılmaz Güney



    Yol filmi, yılda birkaç kez baştan sona izlediğim, en az da 30 kez hızlı hızlı üzerinden geçtiğim ve sahnelerini incelediğim başucu filmlerimden biridir...Dolayısıyla geçen yıl çıktığı gibi özgün senaryo metninin yer aldığı bu kitaba balıklama atlamış, başladığım halde bir aksilikten ötürü geçtiğimiz yaz yarım bırakmıştım...Dün akşam yeniden başladım ve bugün itibariyle kitabı su gibi içip bitirdim...

    Daha önceden çeşitli kaynaklardan okumuştum...Yol filminin ilk adının ''Arife-Bayram'' olduğunu, 5 değil 11 adet karakterin hikayesini barındırdığını, Şerif Gören 'den önce başka bir yönetmen ve ekiple 40 günlük bir çekim ve yarım kalma hezimetine uğradığını, bizzat Yılmaz Güney tarafından iptal edildiğini, sonradan senaryoyu elden geçirerek bambaşka bir yönetmen ve ekiple çekim sürecini hapishaneden takip etmeye çalıştığını biliyordum...

    İthaki, daha evvel Yılmaz Güney 'in sevdiğim bir diğer filmi olan Sürü 'nün de senaryo metnini kitaplaştırmıştı...Güney 'in başka birkaç filmi ile ''Boynu Bükük Öldüler'' adlı bir de romanını bastılar ama Sürü 'nün senaryo metnini okumak için bu denli bir istek duymamıştım...Çünkü Sürü 'nün kitabında bizzat çekim senaryosunu koymuşlar, senaryonun ilk halini koymamışlar...Oysa ben çekim değil, özgün ve ham ilk haliyle ilgileniyordum bu senaryoların...O sebeple Yol 'un kitabı çıktığında ve ilk senaryo metninin yer aldığını öğrendiğimde takla atmıştım...Çok sevdiğim bu filmi, olduğunun iki katı büyüklüğü ve ekstra karakterleriyle yeniden izliyor gibi oldum...

    Öyle bir ilk metin, öyle bir çeşitleme ve paralel anlatımlar var ki, şapka çıkarmamak elde değil...Detaysız senaryo anlatımıyla bile 350 sayfa kadar tutuyor ki, şöyle az daha detaylı ve betimlemeli, hakkını vererek yapılacak bir yazın ile 900 sayfaya yakın muhteşem bir roman olabilirmiş...Filmde zaten belli oluyor da, ham özgün senaryoda bile metin öyle kuvvetli, öyle etkili ki...

    Filmde Seyyit Ali (Tarık Akan), Memet Salih (Halil Ergün), Yusuf (Tuncay Akça), Mevlüt (Hikmet Çelik) ve Ömer (Necmettin Çobanoğlu) karakterlerinin hikayeleri üzerinde duruluyordu...Süleyman karakterini ise filmin başlarında görüyorduk ve Adana otogarında hamama gitmek üzere arkadaşlarından ayrılıyordu bu alkolik kabadayı tipli adam...Dolayısıyla izne çıkan mahkumlardan beş tanesinin hikayesini işliyor, Süleyman karakteri üzerinde bile durulmuyordu...Meğer son montajda Süleyman 'ın sonraki sahneleri, kendisine eşlik edenlerin başarısız oyunculukları dolayısıyla kırpılmış ve Süleyman, adı bile geçmeyen figüran gibi kalmış...Ben de adını kitap vasıtasıyla öğrendim bu karakterin...

    Kitapta ve dolayısıyla özgün ilk senaryoda yer alan ekstra beş karakter; Hıdır, Mercan, Abbas, Battal ve İsmail 'in hikayeleri de en az filmde bırakılan beş karakter kadar iyi ve çok orijinal...Sayamayacağım kadar çok yan karakter ve filmde yer almamış ekstra sahne ve anlatımlar da cabası...

    Ben bu senaryo metnini adeta roman gibi iştahla okudum...Normal şartlarda bir oturuşta okunan sayfa sayısı kişiden kişiye değişse de aşağı yukarı bellidir ya...Bu kitap şayet ilgisini çeken varsa tek oturuşta ve tek nefeste okutuyor kendini...Kitabın baş ve son kısımlarında da filmin perde arkasına yönelik dipnotlar, söyleşiler ve saireler yer alıyor...

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Ahmet Oktay

1) Aziz Nesin - Damda Deli Var [Nesin Yayınevi] 10/10

Aziz Nesin'le tanışmak için güzel bir seçim olmuş bu kitap. Tarzını sevdim zamanla diğer kitaplarına da bakacağım mutlaka. Hem güldürdü hem düşündürdü. Tavsiye ederim.

Çok beğendiğim birkaç alıntıyı ekleyeceğim buraya;
"Tarihimiz boyunca bütün kötü, yanlış, gülünç işlerin eski dönemde yapılmış olduğunu söylemek gelenektir."
-Apona Fuarı öyküsünden-

"Ne kadar çok parti olursa, memlekete o kadar iyilik gelir. Yalnız bir biri, bir öteki hükümete geçmeli ki, birbirlerine kızıp iş görsünler."
-Bir Parti Örgütü Kuruldu öyküsünden-

"Ciğerci kısrağının arkasına düşen kediler gibi kızların yöresinde dolanıyorum, ama iş yok... Seçimi atlatmış iktidar gibi hiç yüz vermiyorlar."
-Bedava öyküsünden-


2) Sarkis Minasyan - Kramponlu Filozoflar [Karakarga Yayınları] 6/10

Güzel aforizmalar da vardı ancak ortalamaydı bence genele baktığımızda, en eğlenceli kısım tabi ki Sergen Yalçın'ın olduğu kısımdı ;D


3) George Orwell - Hayvan Çiftliği [Can Yayınları] 10/10

George Orwell ile tanışma kitabı oldu. 1984 ile beraber almıştım, çok kez elim 1984'e gitti başlamaya niyetlendim ama bir türlü olmadı, sonunda kısa olmasının da etkisiyle bu kitap daha önce okunmuş oldu. Kitapta günümüz dünyasından, siyasetinden birşeyler bulmak mümkün. Kesinlikle okunmasını tavsiye edeceğim eserlerden biri.


4) Alper Saldıran - Beyaz Odadan Hikayeler [Karakarga Yayınları] 7,5/10

Oyuncu Alper Saldıran'ın yer yer aile ve iş çevresine dair anılarını paylaştığı, yer yer hayata dair hikayeler anlattığı, bazı yazılarını pek beğendiğim, hatta bazı sanatçılarla olan anılarını anlattığı yazılarda zaman zaman Haldun Taner'in Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil'indeki portrelerden birini okuyormuş tadı aldığım bir kitap oldu. Berberdeki gazetede haber olarak görmesem muhtemelen haberim olmazdı bu kitaptan :)


5) C.S. Lewis - Narnia Günlükleri 4: Prens Caspian [Doğan Egmont Yayıncılık] 6,5/10

Serinin önceki kitabına göre daha akıcı bir okuma oldu, ne var ki yine pek keyifli olmadı. Beğenilerim mi değişiyor, bunun sebebi nedir henüz çözemedim. Yıl içerisinde -hatta mümkün olursa önümüzdeki 1-2 aylık süreçte- kalan 3 kitabı da okuyup seriyi bitirmek istiyorum artık.


6) Stefan Zweig - Bir Çöküşün Öyküsü [İş Bankası Yayınları] 8,5/10

Geçen yılın en büyük kazancı muhtemelen Yakıcı Sır kitabıyla birlikte Stefan Zweig ile tanışmam oldu benim için. Elimde hali hazırda okunmayı bekleyen 15 kitabı daha var. Kalemi sihirli yazarlardan biri Zweig. Yazdığı karakterlerle birlikte siz de onların psikolojisini yaşıyorsunuz. Bu kitabında da hayatı boyunca saraylarda yaşamış bir kadının sürgün edilmesinden sonra yaşadığı psikolojiyi aktarıyor bize Zweig.
Alıntı YapSonra içini ansızın bir sıcaklık bastı ve çaresiz hıçkırıklara boğuldu. Önce ürküp karşı koymak istedi. Ama kimse yoktu ki burada, rol yapması gerekmiyordu, ilk kez kendisiyle baş başaydı. Sıcak gözyaşlarının buz kesmiş yanaklarından süzülmesini hissetmenin ve korkunç sessizlikte kendi hıçkırıklarını duymanın sancılı lezzetine gönüllü teslim oldu.


7) Stefan Zweig - Mecburiyet [İş Bankası Yayınları] 10/10

Yılın ilk ayını Zweig ile kapamış oldum. Zweig savaş karşıtı bir yazar ve bu eserini 1. Dünya Savaşı sırasında kaleme almış. Savaşa gitmek istemeyen ama vatani görev olarak kendini mecbur hisseden bir adamın, sevdiği kadın ve vatanı arasında kalmasını işliyor Zweig. Bolca soru sorup hem kendine hem de okuruna bu soruların cevabını aratıyor.
Alıntı Yapİnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içerde ya da dışarda olmuş hiç fark etmez.

Bir yerlerde bir çizgi, bir ayrım olmalıydı. Sınırda giderken, bir ayağı köprüde, bir ayağı toprakta olunca ne olacaktı - özgür mü, yoksa asker mi?
...
Peki ya su, nehir, savaş bölgesinde miydi, barış bölgesinde mi? Ve oralarda bir yerlerde nehrin dibinde bir çizgi var mıydı, ülkenin bayrağının renginde? Peki ya balıklar, balıkların savaş alanına yüzmelerine izin var mıydı?
...
Bunları düşününce kendisi de korktu, silkinip toparlandı. Sınırı kendi gözleriyle gördüğünden beri, bu köprünün ölümle yaşam arasında olduğunu anladığından beri, içinde bir şeylerin harekete geçtiğini hissetti.

Ahmet Oktay

Şubat ayı, yılın ilk ayına nazaran daha bereketli oldu diyebilirim benim açımdan. 10 kitap ile ayı kapadım.

8 ) Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya [İthaki Yayınları] 10/10

Bu ayın yıldızı oldu. Fordist bir dünya ile karşı karşıyayız. Takvim Ford'dan önce ve Ford'dan sonra diye ayrılmış vaziyette. İnsanlar şaşırınca "Aman Ford'um" (Oh my Ford, ingilizcedeki oh my Lord kalıbı yerine kullanmış yazar.) diyor. Bu dünyada insanlar üremiyor, Fordist bant sistemi ile kuluçka ve dölleme merkezlerinde üretiliyor. Doğurganlık yasak. Sadece devletin size uygun gördüğü şeyleri okuyabilirsiniz, düşünmenizi sağlayabilecek kitaplar yasak. Herkes herkese ait, birine bağlanmak, onu sevmek, uzun süreli ilişki yürütmek ahlak dışı şeyler. Soma denilen uyuşturucu benzeri bir hap var. Yan etkisi yok, canınız mı sıkkın? Atın bi' soma derdiniz tasanız yok olsun, hülyalara dalın. (Goodreads'te bir yorumda soma için günümüzdeki internet benzetmesi yapılmış. Oldukça makul bence de.)

1932 yılında yayınlanan bu romanı okurken ister istemez karamsarlığa düşüyor gelecek için kaygılanıyorsunuz. Hatta kitaptaki bazı şeyler günümüzde gerçekleşmiş veya gerçekleşmeye yakın şeyler olduğu göz önüne alınınca bu durum bir kat daha artırıyor etkiyi. Zaman zamam daldan dala atlayarak yapılan anlatım okuru yorsa da mutlaka okunması gereken bir kitap. Kitabın sonlarındaki "Bazen varolabilmek için ideallerden vazgeçmek gerekir" durumu da kitabın parmak bastığı bir diğer önemli nokta benim açımdan.


9) Edgar Allan Poe - Bütün Şiirleri [İthaki Yayınları]

Elimdekiler bittikten sonra orijinal yazıldığı dil Türkçe veya Farsça olmayan şiirleri okumayacağım artık sanırım.


10) Christy Brown - Sol Ayağım [Nemesis Kitap]  7,5/10

Christy Brown, Dublin'li bir duvar ustasının 22 çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiş. Doğuştan beyin felci olan yazar, yalnızca sol ayağını kontrol edebiliyormuş. Bu kitap yazarın otobiyografik romanı, orta okul yıllarımda sınıftan birisi okumuştu bu kitabı, 22 çocuk mevzusundan aklımda kaldı ;D Dayımın tavsiyesi üzerine okudum, güzeldi ama çok da ahım şahım diyemem, dayım benden daha çok beğenmişti. Kitabın ve yazarın hayatının asıl kahramanı yazarın annesi tabi. Gerçek süper kahramanlarımız onlar.


11) Şevket Rado - Eşref Saat [Bilge Kültür Sanat] 9/10

Arkadaşımın kitaplığından aşırdığım 5 kitaptan ilki. Rado'nun radyodaki konuşmalarını yazınsal dile aktararak bir araya getirmesiyle ortaya çıkan kitapta, insanlara, hayata dair yazılar var. Okurken yormuyor, sıkmıyor. Ben beğendim.


12) Başak Tan - No: Hayır'ın Öyküsü [Karakarga Yayınları] 7/10

Başlarken tamamen Şili'deki darbeci general Pinochet'nin devlet yönetimini bırakmasına sebep olan referandum odaklı bir kitap bekliyordum. Lakin yazar merkezine bu referandumu alarak dünyadaki ve Türkiye'deki başka olayları, direnişleri, köle ayaklanmalarını falan da yazmış. Sonuç "bazen hayır demeyi bilmek gerek" diyebiliriz. Yalnızca Şili odaklı bir okuma arayanlar için hayal kırıklığı yaratacak, öte yandan yukarıda bahsettiklerim göz önüne alınarak başlanırsa da fena bir okuma olmayacaktır.


13) Jules Verne - Zacharius Usta [İş Bankası Yayınları] 6,5/10

Okumadan önce konusuna bakınca çok ilgimi çekmişti ama okurken beklentimin altında kaldı. Kötü değil ama pek iyi de değildi benim açımdan.


14) Bir Güçlü Yazar, Bir Güzel İnsan: Haldun Taner 100 Yaşında [Yapı Kredi Yayınları] 10/10

Taner hayranları için arşivlik bir çalışma olmuş. Eşi Demet Taner ve ünlü spor spikeri ve gazeteci Halit Kıvanç tarafından kaleme alınan birer yazı ile toplam 3 tane yazı var kitapta. Bunun dışında Taner'in çocukluk, gençlik, öğrencilik, yazarlık yıllarından, gittiği yerlerden, oyunlarının galalarından, tatillerden,  ailesi ve dostlarıyla olan fotoğraflar var. Ek olarak aldığı çeşitli ödüller, belgeler, oyunlarının afişleri ve kitaplarının kapakları ile Taner'in çalışma odası ve kalem, saat gibi eşyalarının da fotoğrafları bulunmakta. Keşke o zamanlar kendisini tanısaydım ve 2015 yılında anısına açılan sergiye gitme şansım olsaydı.


15) Can Bonomo - Delirmek Belirmektir [Bibliyon Kitap] 6/10

Bonomo'yu çoğu kişi gibi ilk kez Eurovision'a katılması ve Love Me Back şarkısı ile tanıdım. Geçtiğimiz aylarda son albümünde Ceza ile düet yaptığı Terslik Var şarkısını beğenince şarkının bulunduğu Kainat Sustu albümünü ve önceki albümlerinden Tastamam, Hikayem Bitmedi ve Meczup şarkılarını dinledim ve sevdim bu şarkıları. Daha sonra Bonomo'nun 2 tane şiir kitabı yayınladığını öğrendim (geçtiğimiz haftalarda 3. kitabını da yayımladı) ve şarkı sözlerini beğendiğim için kitaplarını da siparişime ekledim. Gel gelelim bu ilk kitabındaki şiirlerini şarkı sözleri kadar beğenmedim, sevmedim. İçinde pek beğendiğim satırlar da oldu ama.


16) Sait Faik Abasıyanık - Az Şekerli [İş Bankası Yayınları] 7,5/10

Edebiyatımızın en büyük hikayecileri arasında başı çeken bir isim Sait Faik. Bugüne kadar okumamıştım. Ala ala gidip son öykükerinin olduğu kitabını almışım ;D Kitap 2 bölüme ayrılıyor; 5 öykünün bulunduğu ilk bölüm son öykülerini barındırırken, ikinci bölümde eski hikayelerinden derleme var. Son öyküleriyle kimyamız pek tutmadı, ama ikinci bölümün genelini beğendim. Diğer kitaplarını da alıp ara ara okurum artık.


17) Stefan Zweig - Geçmişe Yolculuk [İş Bankası Yayınları] 6,5 /10

Yazarın daha önce okuduğum 3 kitabına nazaran bu kitabı beni o kadar etkilemedi, kendine bağlamadı. Diğerlerinde ilk birkaç sayfanın ardından çabucak bağlanmıştım. Gözümdeki Zweig standardının altındaydı kısaca.




Ocak'tan sonra Şubat'ı da Zweig ile kapadım. Şimdiye kadarki 2018 okuma performansımdan memnun olmakla birlikte gelecek 3 ay için yaptığım planları ne kadar uygulayabileceğim meçhul. Diploma çalışması yapacak olmam nedeniyle bir süre okumalara ara vermem olası.

kedidiro

Alıntı yapılan: Ahmet Oktay - 28 Şubat, 2018, 18:34:07

16) Sait Faik Abasıyanık - Az Şekerli [İş Bankası Yayınları] 7,5/10

Edebiyatımızın en büyük hikayecileri arasında başı çeken bir isim Sait Faik. Bugüne kadar okumamıştım. Ala ala gidip son öykükerinin olduğu kitabını almışım ;D Kitap 2 bölüme ayrılıyor; 5 öykünün bulunduğu ilk bölüm son öykülerini barındırırken, ikinci bölümde eski hikayelerinden derleme var. Son öyküleriyle kimyamız pek tutmadı, ama ikinci bölümün genelini beğendim. Diğer kitaplarını da alıp ara ara okurum artık.

  haddim olmayarak üstadın "havuzbaşı-son kuşlar" ve "alemdağ'da var bir yılan" isimli kitaplarını tavsiye ederim. Bence Türkçe edebiyatın zirve eserlerindendir her ikisi de


Ahmet Oktay

Alıntı yapılan: kedidiro - 28 Şubat, 2018, 18:50:55
  haddim olmayarak üstadın "havuzbaşı-son kuşlar" ve "alemdağ'da var bir yılan" isimli kitaplarını tavsiye ederim. Bence Türkçe edebiyatın zirve eserlerindendir her ikisi de

Estağfurullah. Teşekkür ederim, ilk siparişime ekleyeyim önerilerinizi. Önerilere daima açığım.

kedidiro

 önce yılın ilk çeyreğinin okuma listesi;
1-bonzai - alejandro zambra
2-kör nişancı- kurt vonnegut
3-türkiye'de yahudi olmak
4- nerde kalmıştık - haldun dormen
5-ah mercimeğim - mustafa çiftçi
6- katalonya'ya selam - george orwell
7- anlatış- ursula k.le guin
8- piyano- trevor griffşths
9- harfler ve notalar - hasan ali toptaş
10- yarasa - jo nesbo
11- 95 yıldan serpintiler - aydın boysan
12- anneannem - fethiye çetin
13- amerika'dan bitlis'e william saroyan
14- ben annemi seviyorum - williamsaroyan
15- ödlekler cesurdur - william saroyan
16- liseden arkadaşlar - selçuk aydemir
17- ve yola çıktılar - anais m. martin
18- ölmeyi bilen adam muhsin ertuğrul - ayşegül çelik
19- dersim'in divane delileri - nurettin aslan
20- kendine ait bir roma- cemal kafadar
21-çanlar kimin için çalıyor - ernest hemingway
22- elveda alyoşa -oya baydar
23- tepetaklak - eduardo galeano
24-hamido - ahmet dinç
25- elia ile yolculuk - zülfü livaneli
26- ben adamım - joe starita
27- bizim köyün papazıdır - aziz yalap
28- deligözel bir yadigar ejder kitabı - erhan tuncer

kedidiro

 şimdi de genel yorumlarım;
1- her ne kadar okuma tempomdan ve okuduğum kitapların çoğundan memnun olsam da yılın ilk çeyreğinde bildiğim ve takip ettiğim ustaların eserleri dışında yeni bir keşfim pek olmadı.
2- sadece joe starita'nın ben adamım isimli belgesel romanını yılın ilk güzel sürprizi olarak söyleyebilirim. amerikan hükümetine karşı ilk kez mahkeme açıp bunu kazanarak abd'de yerli hakları mücadelesinin öncülerinden biri olan ponca şefi dinelen ayı'nın hikayesi hem bilgi verici hem de yeterince sürükleyici
3- belirli yazar ve konular üzerine okumalarım devam ediyor. özel ilgi alanım olan tiyatroya dair 3 kitap okudum.özellikle ülkemizde modern tiyatronun kurucu atası muhsin ertuğrul'un biyografisi sadece tiyatro severlere değil türkiye tarihine ilgi duyanlara da hitap ediyor
4- hasan ali toptaş, william saroyan, kurt vonnegut, ursula teyze ve eduardo usta okumalarım devam ediyor, devam edecek. hasan ali denemeleri harfler ve notalar en az romanları kadar etkileyici
5- orwell'in katalonya'ya selam kitabı vesilesiyle bu kez de ispanya iç savaşı okumalarına başladım ve ilk kez lise yıllarımda okuduğum çanlar kimin için çalıyor'un ne büyük bir klasik olduğunu bir kez daha farkettim. bu dönem okumalarım arasından okumamış dostlara tavsiyem kesinlikle bu kitaptır.
6- aynı minval üzere tekrar okumasını yaptığım bir diğer kitap da uçma sanatı oldu. şunu hatırlatmama izin verin; evet kırık kanat da çok güzel bir çizgi roman ama uçma sanatı kesinlikle başka bir kulvarda. yıllar sonra tekrar döndüğüm çizgi roman okumalarım hiç olmazsa uçma sanatı'nı gözden kaçırmamı engelledi ki onu okumamış her okurun çok şey kaçırdığına eminim.
7- son olarak listemden tavsiye ikinci kitap son derece ilginç bir sözlük olarak türkiye'de yahudi olmak.  bazıları o kültüre ait olan ama çoğunun bizde farklı çağrışımları olan kelimelerin türkiye'li yahudiler için ifade ettiği anlamları anılar ve çağrışımlar eşliğinde okumak güzeldi. hakkında okumayı sevdiğim konulardan öteki olanlara dair  genelin  aksine hüzünden çok  ince bir ironi içeren metinler...

alan ford

 Abi Cemal Kafadar nasıldı. Tarihçi olarak pek severim kendisini ama bu kitabını yeni gördüm daha
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kedidiro

Alıntı yapılan: alan ford - 01 Nisan, 2018, 12:07:39
Abi Cemal Kafadar nasıldı. Tarihçi olarak pek severim kendisini ama bu kitabını yeni gördüm daha

Daha önce " kim var imiş biz burda yoğ iken - dört osmanlı" isimli kitabını okumuştum.



Bu da onun gibi ufuk açıcı bir kitap. Hacmi küçük derinliği fazla. Türk - rum gibi etiketlerin kökenleri üzetine bir inceleme


alan ford

 Ekledim listeye o zaman Kim Var İmiş gerçekten ufuk açıcıydı, çok sevmiştim
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Ahmet Oktay

Alıntı yapılan: kedidiro - 01 Nisan, 2018, 11:57:42
şimdi de genel yorumlarım;
1- her ne kadar okuma tempomdan ve okuduğum kitapların çoğundan memnun olsam da yılın ilk çeyreğinde bildiğim ve takip ettiğim ustaların eserleri dışında yeni bir keşfim pek olmadı.
2- sadece joe starita'nın ben adamım isimli belgesel romanını yılın ilk güzel sürprizi olarak söyleyebilirim. amerikan hükümetine karşı ilk kez mahkeme açıp bunu kazanarak abd'de yerli hakları mücadelesinin öncülerinden biri olan ponca şefi dinelen ayı'nın hikayesi hem bilgi verici hem de yeterince sürükleyici
3- belirli yazar ve konular üzerine okumalarım devam ediyor. özel ilgi alanım olan tiyatroya dair 3 kitap okudum.özellikle ülkemizde modern tiyatronun kurucu atası muhsin ertuğrul'un biyografisi sadece tiyatro severlere değil türkiye tarihine ilgi duyanlara da hitap ediyor
4- hasan ali toptaş, william saroyan, kurt vonnegut, ursula teyze ve eduardo usta okumalarım devam ediyor, devam edecek. hasan ali denemeleri harfler ve notalar en az romanları kadar etkileyici
5- orwell'in katalonya'ya selam kitabı vesilesiyle bu kez de ispanya iç savaşı okumalarına başladım ve ilk kez lise yıllarımda okuduğum çanlar kimin için çalıyor'un ne büyük bir klasik olduğunu bir kez daha farkettim. bu dönem okumalarım arasından okumamış dostlara tavsiyem kesinlikle bu kitaptır.
6- aynı minval üzere tekrar okumasını yaptığım bir diğer kitap da uçma sanatı oldu. şunu hatırlatmama izin verin; evet kırık kanat da çok güzel bir çizgi roman ama uçma sanatı kesinlikle başka bir kulvarda. yıllar sonra tekrar döndüğüm çizgi roman okumalarım hiç olmazsa uçma sanatı'nı gözden kaçırmamı engelledi ki onu okumamış her okurun çok şey kaçırdığına eminim.
7- son olarak listemden tavsiye ikinci kitap son derece ilginç bir sözlük olarak türkiye'de yahudi olmak.  bazıları o kültüre ait olan ama çoğunun bizde farklı çağrışımları olan kelimelerin türkiye'li yahudiler için ifade ettiği anlamları anılar ve çağrışımlar eşliğinde okumak güzeldi. hakkında okumayı sevdiğim konulardan öteki olanlara dair  genelin  aksine hüzünden çok  ince bir ironi içeren metinler...

Yorumlarınız ışığında bazı kitapları alınacaklar listeme ekledim. Bir de Mustafa Çiftçi'nin Ah Mercimeğim kitabı için yorumunuzu merak ediyorum.

kedidiro

 Mustafa çiftçi ilk kitabı adem'in kekliği'nden beri giderek ustalaşan bir oykücü. Son kitabı ah mercimeğim'in şu ana kadarki en yetkin kitabı olduğunu söyleyebilirim. Mustafa çiftçi günümüzün taşra hikayecileri arasında mutlaka okunması gereken yazarlardan


kedidiro

   Bu yılın ilk " eğer okumasaymışım eksik kalırmışım" okumamı yapıyorum şu an. Mehmet yüce'den; " Al'el ıtlak baldırı çıplak" Türkiye'nin ilk futbolcuları ( o dönemdeki ismiyle "idmancıları") üzerine çok özenli bir tarih araştırması. Aynı yazarın yine iletişim'den çıkmış " osmanlı melekleri - ilk idmancılar" isimli kitabını gözden kaçırmışım ama anladiğım kadarıyla elimdeki kitap bu açığı kapatmak için de yeterli. Yazar bir arkeolog titizliğiyle osmanlı arşivlerini taramış, köklü kulüplerimizin müzeleriyle yetinmemiş dönemin avrupa kulüpleriyle de bağlantıya geçmiş, gazete arşivlerinde, hatıratlarda futbolumuzun emekleme dönemlerinin izini aramış ve sonunda ortaya okuması çok keyifli bir eser koymuş. Fotoğraflarla, dönem gazetelerinden karikatürlerle, osmanlıca mektuplarla bezeli bu kitabı yazana da yayınlayana da helal olsun. Fenerbahçenin ilk renkleri neydi ve nasıl belirlendi? İlk yabancı takımla maçımızı kim yaptı? İlk yıldız futbolcumuz kimdi?
  Futbolun ülkemizdeki ingilizlerden adım adım öğrenildiği,  seyircinin maçı neredeyse sahanın içinden seyrettiği, paranın hiç anılmadığı , top oynayanlarin sarayın adamlarınca takip edilip jurnallendiği bir çağa ait insanların hikayeleri. Ben çok severek okuyorum. Herkese hitap etmeyeceğini biliyorum. Ama bir kuşaği, bir çağı, bir duyguyu anlamak için güzel bir seçenek..


Ahmet Oktay

18 ) Can Bonomo - Şu Sevdalar Tevatürü [Bibliyon Kitap] 7/10

İlk kitaba göre bir tık daha fazla beğendim diyebilirim. Yine de şarkılarını daha çok beğeniyorum :)


19 ) Haldun Taner - Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım [Yapı Kredi Yayınları] 10/10

Harika. Tek bir yazarla tanışma şansım olsa kesinlikle o Haldun Taner olsun isterdim. Türkiye'nin yaklaşık 60 yıllık bir periyoduna ayna tutuyor Taner bu oyunuyla. İyi bir ekiple sahnede izlemeyi de çok istiyorum. Finallerden önce derste işlediğimiz konularla harmanlayarak bir rapor yazmak üzere tekrar okuyacağım. Şiddetle tavsiye ederim.


20 ) C.S. Lewis - Narnia Günlükleri 5: Şafak Yıldızının Yolculuğu [Doğan Egmont] 7,5/10

21 ) Nazım Hikmet Ran - Yazılar 1: Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil [Yapı Kredi Yayınları] 4,5/10

22 ) Stefan Zweig - Mürebbiye [İş Bankası Yayınları] 8,5/10

Mürebbiye, Yaz Novellası ile Geç Ödenen Borç öykülerini bayağı beğendim ancak Kadın ve Yeryüzü öyküsünü okurken sıkıldım diğerlerinden sonra.


23) Orhan Veli Kanık - Bütün Şiirleri [Yapı Kredi Yayınları] 7,5/10

Alıntı Yap
Denizlerimiz var, güneş içinde;
Ağaçlarımız var, yaprak içinde;
Sabah akşam gider gider geliriz,
Denizlerimizle ağaçlarımız arasında,
Yokluk içinde.

...................................

Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Ekmek parası desem...
Değil!

Bir dert ki...
Dayanılır şey değil.


24 ) Mahir Ünsal Eriş - Öbürküler [Karakarga Yayınları] 6,5/10

60'ların atmosferine soktu ancak hikaye zayıf geldi bana. Bazı şeyleri çok rahat tahmin ettim. M.K. Perker'in çizgileri kitabı güzelleştirmiş kesinlikle.


25 ) Turgut Uyar - Veys [Yapı Kredi Yayınları]

Yazarın sağlığında yayınlamadığı bir oyun metni. Geçen yıl ailesinin onayı ile ilk kez YKY tarafından yayınlanmış. Okurken sıkıldım, ben ne okuyorum dedim defalarca. Oyun metni bittikten sonra 2 tane yazı var kitabın içinde. İşte o yazılar metinle ilgili taşların yerlerine oturmasını sağladı kafamda. 50'li yıllarda yazıldığı tahmin edilen (tarih yokmuş asıl metinde) o döneme çokça değinen bir metin. O dönemlere belli başlı olaylar dışında fazlasıyla yabancı kaldığım için çoğu şey havada kaldı sanırım.


26 ) Zafer Algöz - Haşırt Dı Bilekbord [İnkılap Kitabevi] 6,5/10

Zafer Algöz'ün anılarını yazdığı bir kitap. Hakkında "çok güldüm, koltuktan düştüm" vb. yorumlar da okuduğum bir kitap. Bende aynı etkiyi yarattı diyemem. Öztürk Serengil ile olan anının anlatıldığı ilk yazı olsun, Kemal Sunal ile olan dizi seti anısı olsun güldürdü evet. Ama ortalama bir kitapta bence.


27 ) Attila İlhan - Yağmur Kaçağı [İş Bankası Yayınları] 6/10

28 ) Sabahattin Ali - Değirmen [Yapı Kredi Yayınları] 10/10

Değirmen, Kurtarılamayan Şaheser, Kırlangıçlar, Viyolonsel isimli ilk 4 öyküyü çok beğendim. Yazar bazı öyküleri beğenmemiş ve sonradan kitaptan çıkarmayı düşünmüş ancak takdiri okuyuculara bırakmak adına bu düşüncesinden vazgeçmiş. Beğenmediği öykülerin hangileri olduğunu da yazmamış zaten.

Alıntı Yap"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
Dişi, gözlerinin içi buğulanarak:
"Ah" dedi, "tıpkı benim gibi düşünüyorsun."
Erkek cevap verdi:
"Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"

-Kırlangıçlar öyküsünden-


29 ) Orhan Veli Kanık - Hoşgör Köftecisi [Yapı Kredi Yayınları] 5,5/10

Orhan Veli'nin şairliğini öykücülüğünden daha çok sevdim.
Alıntı YapBu insanlar insanlıklarıyla hayvanlıklarını iyi bağdaştırmışlar. Kendi sınıflarından hiç kimse bu hali yadırgamıyor. Onların dünyası bu. Kendi dünyalarının içindeler. Bütün rahatsızlıklar, insanların kendi dünyalarının dışında kalmalarından geliyor.


30 ) Honore de Balzac - Sarrasine [İş Bankası Yayınları] 6/10




Bu kitaplarla Mart ayını bitirdim. Yılın ilk çeyreğinde bu kadar kitap okumayı beklemiyordum. İlk 3 ayda okuduklarım içinden Hayvan Çiftliği, Cesur Yeni Dünya, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Değirmen en beğendiğim 4 kitap oldular.

Hayal Kahvem