Teks Sohbet Odası

Başlatan hanac, 07 Eylül, 2010, 21:16:12

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mrtekin

Nizzi-villa ikilisinden çıkan Mephisto macerası şimdi bitti.

Yani ben daha önceki maceraları okumadığım için, mefisto-yama ikilisinin yaptıgı hinzirliklardan çok haberdar değilim ama sunu soyleyim.

Ben bu macerayı çok vasat buldum.

Birincisi Carson, Kit ve Tiger çok kolay tuzağa dusurulduler. Ben hiçbir macerada bu kadar kolay paket edildiklerini hatırlamıyorum.

İkincisi, Mephisto'nun intikam plani cok zayifti.
Senaryo açılmaya cok musaitti ama
her yonden çok eksik kalmış gibi.

Çizimler dehşet ama, Villa dokturmus. Bayildim, gözlerim bayram etti...

Nizzi yerine Boselli ya da Faraci ye Mefisto nun dönüşü emanet edilse idi, ne olurdu acep?
They drew first blood...

darkwood

Bu kadar itkiden sonra Çizgi Düşlerin Altın klasik serisine hızlı bir giriş yaptım. İlk 2 cilt iki günde bitti.
Bonelli/Letteri üretimi (!) "şiddet saati" adlı 3.cildi ise yarıladım.  Son durum, Tex ve arkadaşlarının başı çinliler ile büyük bir belada, macera devam ediyor.  ;)
Darkwood Sakinleri..

Mrtekin

Nizzi/ Ortiz Usta'dan "Dehşetin Maskesi" şimdi bitti.

Teks ve Carson, komşu Köyden Savaşçı çekmeye başlayan, Kurukafa adlı savaşçının maskesini indirmek için zorlu bir mücadeleye girişiyorlar.

Oyun içinde oyun, ince taktikler, planlamalar, ilginç karakterler (FRANSIZ...) ve muhteşem çizimler.

Sonu biraz "cheesy soap opera"ya bağlasa da (Nizzi de böyle bir klişeli şeyler kullanma merakı sezmeye başladım. Boselli ya da Faraci'nin sanki senaryodaki yaratıcılığı daha fazla.) bu macera, çizimleri ile cidden aşmış...

Eline sağlık Ortiz Usta..Huzur içinde yat...
They drew first blood...

darkwood

Tex ve tayfası, çinli hatun ve çetesine haddini bildirdikten sonra, acımasız Kuru kafa avcıları ile (Altın klasik Tex 4  Bosnelli/Gallepini) hikaye soluksuz bir şekilde devam ediyor.
Bu altın klasiklerin en keyifli hikayelerini basmak Çizgi Düşlere nasip oldu bunu da dip not olarak belirtelim.
Darkwood Sakinleri..

antiochia

423-24 ve 25. sayılarındaki Bizimkilerin silah kaçakçılarının peşinde olduğu, Kit'İn vurularak hafızasını kaybettiği maceranın sonunda Kit Willer ve Ay Çiçeği'ne çok üzüldüm..
Bu arada bizim Kit isim babası gibi çapkın mı ne:)

Mrtekin

They drew first blood...

ferzan

    Bu pazarı da adetten olduğu üzere westerne, yani Tex'e ayirdim. Oğlak Super Cilt 17 'de yer alan ve 18 'in başlarına tekabül eden, fasikül seride 66, 67, 68 ve 69 un ilk 42 sayfasına tekabül eden, orijinal 466, 467, 468 ve 469.sayılarda yer almış olan, Golden Geçidi ismiyle başlayıp Adsız Kasaba ismiyle devam eden ve Gecede Silah Sesleri ismiyle sona eren 372 sayfalık Nolitta-Ticci imzalı macerayı okudum. Sırf yazarı ve çizeri için bile beklentim çok yüksekti. Her zamanki Tex girişlerinden biriydi, fena olmayan bir dinamiklikteydi, sonra bir 120 sayfa kadar sitcom tadında komikli momikli ilerledi, 200.sayfalarda öykü ivme kazandı ve herşey ciddiye biniverdi. Son 150 sayfada da her zamanki Tex çatışmaları, hesaplaşmaları ve saireleriyle bitti. Nolitta ve Ticci isimlerine rağmen okuduğum en iyi Tex olmadığı kesin, en kötü de sayılmazdı gerçi ama bu maceraya bir parca vakit kaybı gözüyle bakmadım değil hani. Allah'tan son fasikülde toparlandı. Ondan sonra 18.ciltte Marcello ve De La Funte imzalı iki ayrı macera var. Pek nefis gözüküyorlar ama bugünlük western hakkımızı tükettik. Öte yandan, bu okuduğum maceranın da bana yegane katkısı şu oldu; Carson bazı geceler Tex uyurken gizlice hovardaliğa kaçıyor ve gün doğarken parfüm kokuları içinde yorgun argın geliyormuş. Bunu da pek sık yaptığını Tex 'in alaylı ignelemelerinden anlıyoruz ve bu macerada bizzat Tex e yakalanıyor zaten. Bir diğer katkısı da bu öykünün, Carson bir tombul sever imiş. Etine dolgun, kilolu kadınlar da gönlünde apayrı bir yere sahipmiş. Bizzat macerada karşılaştığı 20 yıl önceki göz ağrılarından, artık yaşını başını almış tombul bir olgun olan Mammie 'ye göz kırpıyor. :) Nolitta 'nin el attığı iyi olmuş. Nizzi 'ye kalsa karakterlerin cinsel kimliklerinin işlenişi Profesör ile Blek'inkinden ya da Mr Blöf ile Gamlı Baykuş erkekliginden öteye gidemeyecekmis. Maceraları şenlendiren Nolitta ve Boselli 'ye selam olsun, içi geçmiş Nizzi de hâlâ ugraşadursun aseksüel karakterizasyonlariyla. ;D Gerçi Carson da olmasa adam akıllı zamparalık yapan da yok. Willer junior zaten toy ve duygusal, Tiger da Tex gibi yaralı ve tövbeli. Haliyle sap ekibin tüm seksualite yükünü ihtiyar Carson omuzluyor ama iyi de omuzluyor.

    Şaka bir yana tabi. Nizzi de candır, Boselli de. Biz bilmiyor muyuz Tex 'in ve dostlarının halini, zaten bu şekilde sevmedik mi onları... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

rumar80

   Güzel yazın için teşekkür ederim Dorukhan.  Bu kalitede yazıların devamını bekliyoruz.

caretta

Ah Çizgi Düşler ah!Teks gündemden düşünce Altın Madalyon'dan western külliyen gitti.Ne yazan var ne de hatırlayan.

hennessy

Alıntı yapılan: caretta - 02 Ağustos, 2015, 21:07:59
Ah Çizgi Düşler ah!Teks gündemden düşünce Altın Madalyon'dan western külliyen gitti.Ne yazan var ne de hatırlayan.

Ah abi bu aralar Tex siz ve aksiyonsuz geçiyor günlerim............
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Mrtekin

Nizzi-De la Fuente ikilisinden gelen; Kanundan da  Üstün (456) ve Cinayetler Zinciri (457) şimdi bitti.

Şunu Söyleyeyim ki, Nizzi, koskoca bir damarı mahvetmiş. San Fransisco'da adalet önünde haklı oldukları halde mağdur olanların intikamlarını alan gizli bir vigilante örgütün (İnfazcılar) peşine düşen Kahramanlarımızın başına herşey geliyor diyemiycem tek yaptıkları mal gibi kötü adamların tekrarlayan pusularına düşüp şans eseri kurtulabilmek...Teks'in o muhteşem dedektif seZgileri ve akıl yürütme becerileri ile insiyatifi ele alıp kötülerin düşünsel ve eylemsel bazda önüne geçme taraflarını hiç mi hiç göremiyoruz....

Hele, hesapların Bağlandığı final chapter, tam bir felaketti...

Bu Nizzi'den ciddi soğudum artık.

Ha şunu söyleyim, Fuente'nin çizgileri muhteşem ama maalesef senaryo o kadar kötü ki adam da kurtaramıyor....

Okuyun ama beklentinizi sıfırlayın...
They drew first blood...

BAHADIR

Bende Boselli'nin yazıp Font'un çizdiği Oğlak 156 (556) Siste Ölüm macerasının ilk kitabını bitirdim daha yeni... Finali daha okumadım velakin Boselli bu öyküde de tiplere verdiği sertlik ve acımasızlıkla giriş bölümünde iyi iş kotarmış...

Tabi giriş kısmında Tex daha olaya müdahil olmadığı için kötü adamlarda ki sertlik ve acımasızlık had safhada... Tex olaya müdahil olduktan sonra mecbur beceriksizliğe ve aptala bağlayacaklar ama Font'un tiplemelerde ki ve karelerdeki kompozisyonları gerçekten keyif veriyor...

Nizzi için pek bir şey söylemeye gerek yok... Tamam bir Boselli değilsin, her hikayen Boselli ile yarışacak diye bir kaide de yok... Ama hiç olmazsa ara sıra dehşet olmasa bile Boselli ile yarışır sınıfı geçer hikayeler yaz... O da yok maalesef... 156. sayıdan önce okuduğum 3-4 hikaye peş peşe Nizzi olunca gerçekten dayanılacak gibi değildi... Bu hikayeden sonra Faraci ve Ortiz... Ardından yine Nizzi... İşkence kaldığı yerden devam edecek...

NIC

Söz konusu Nizzi ise pek beklentiye girmeyin  ama illaki bu adam esaslı bir hikaye yazmamışmı diye merak ediyorsanız Tiger'ın orijin hikayesini kesinlikle okuyun derim. (aksoy yayınları 5-6-7-8)

ferzan

    Bonelli çizeri Marco Fodera, Facebook'ta paylaşmış...Mario Alberti imzalı renkli ve sıradışı sayfa düzenlemeli Tex çalışması...İlk kez 3 bant klasik şablon bu kadar esnetiliyor, bir comics yahut frankofon sayfası misali dinamik bir panellemeyle ele alınıyor Tex...Bu başlığın eski sayfalarında da Alberti'nin yarım sayfalık renkli ve aynı dinamiklikte bir sayfa kesiti daha vardı...Geçmiş sayfalardan buluruz belki...Nette bir daha rastlayamadım...

    Sayfadaki karakter elbette Tex değil ama Tex yorumunu da çok merak ettim...Bu kadar ucundan kıyısından görsel paylaştıklarına göre herhalde çok bomba birşey gelecek...Eylül gibi bu çizerin resimlediği bir Tex çıkacakmış ama hangi seriden bilmiyorum...Renkli seridir de hangi renkli seri acaba?..

    Değişiklik iyidir ara sıra...Serpieri'yi çok yadırgamış ve yorumunu yakıştıramamıştım ama bu abinin yorumunu görmemiş olmamıza rağmen hayal kırıklığına uğrayacağımı düşünmüyorum...

    Yine de kemikleşmiş ve sınırları keskin bir fumetti başyapıtının bu kadar comics ya da frankofonvari açılması biraz aşırı kaçmış mı bilemedim...Tex gibi bir klasik için şu ana dek maksimum esnemeyi rahmetli Joe Kubert'in dev albüm 15 için çizdiği Yalnız Atlı serüveninde görmüştüm...Geri kalanı hep üç banttı...O da üç banttı ama esnemeler vardı...Yine de bu kadar uçuk değildi...Tipi en saptıran Serpieri bile panelleme adına İtalyan ve Latin normlarına sadık kalmıştı ki Tex zaten maksimum bu kadar esneyebiliyordu...

    Fena mı olur, hayır hiç fena olmaz ama Tex olmaktan da çıkmamalı diye düşünüyorum...Yine de sayfayı sevdim ben...Bakalım Tex'e ne kadar gidecek bu ekol dışı yaklaşım...Lafı uzatmadan sayfayı paylaşayım...Bir öncekini bulursam önceki sayfalardan onu da bir daha paylaşayım...Yanılmıyorsam o sayfaya yazdığım yorum da pek olumluyudu geçtiğimiz sene...


   
    Frankofon ve comics alemi için de üretmiş zaten Alberti Abi...Bu da sitesinin linki ;

    http://www.marioalberti.com/
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

sultanhisar