Suat Yalaz,Habertürk televizyonunda ve cihan demircinin elestirisi

Başlatan yunusmeyra, 01 Temmuz, 2010, 01:42:52

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yunusmeyra

Suat Yalaz ustanin habertürk televizyonunda fatih altayli ve murat bardakçonin programina katilmasi sonrasi,karikatür ve çizgi-roman karsilastirmalari üzerine karikatürist ve mizah tarihi arastirmacisi cihan demircinin elestirisi ve suat yalaz ustanin verdigi cxevaplari kaçiranlar için buraya aliyorum..
Türkiye'de çizgi romanin öncü isimlerinden "Karaoglan"in yaraticisi Suat Yalaz, geçen hafta Habertürk televizyonunda Fatih Altayli ile Murat Bardakçi'nin konugu oldu. Yalaz, keyifli bir anlatimla uzun uzun çizgi-roman macerasini anlatti. 50 kusagindan kalan birkaç isimden biri olan Suat Yalaz bu keyifli söyleside ne yazik ki konu karikatüre geldiginde, karikatürü küçümseyen-önemsemeyen bir tavir gösterdi. Zaten pek çok sorun yasayan karikatürün hiçbir sorununa deginmedigi gibi karikatürü bir de küçümsemesi dogrusu bizi üzdü...

"HABERTÜRK televizyonu ekraninda Suat Yalaz ustayi izliyorum...Fatih Altayli ve Murat Bardakçi'ya konuk olmus, çizgi romanciligini anlatiyor. "Karaoglan"in yaraticisi özellikle "Karaoglan"in ortaya çikisini ve geldigi noktayi özetliyor. Suat Yalaz'la 1982'de Günes gazetesinde çalistigim dönemde tanismis, Karaoglan'i hazirladigi büroda onu çalisirken izleme olanagi da bulmustum. Onun deyisiyle kendi döneminde birazcik Sezgin Burak ve Ayhan Basoglu var çizgi romanci olarak, onlari da yeterli bulmuyor. Kendisi Fransa'ya gitme olanagi bulup "Karaoglan'i orada "Kebir" adiyla yayimlamisti.

Derken konu karikatüre geliyor. Aslinda çok da iyi bir karikatür çizgisi olan, usta bir karikatürcü olan Suat Yalaz, "Karikatür dedigin nedir ki, iki tane patlak göz yapacaksin, ortaya bir burun koyacaksin, sonra bir de sivilce filan, al sana iste karikatür" gibisinden sözler sarfediyor karikatür için. Ülkemizde çok iyi karikatürcüler var dedikten sonra sadece Mehmet Çagçag'in ismini zikredebiliyor. Isin ilginci o da Gazete Habertürk'ün karikatürcüsü zaten. Fatih Altayli da "Bizim gazetenin karikatürcüsünü söylüyor" diyor. Ardindan Altayli'nin animsatmasiyla bir de "Latif"in adi geçiyor. Sonrasi tisss!.. "Penguen'de de iyi çizerler var" gibi bir sözcük duyuluyor Suat Yalaz'dan ama öylesine kayniyor arada, alti çizilmiyor.

Fatih Altayli bile, "Acaba hata bizde mi, hata gazetelerde mi, yeterince yer vermedik mi" diyor karikatür ve çizgi roman için... "Hadi Suat Yalaz usta, tam zamani, yeterince yer vermediniz diye gir artik konuya" diyorum ekran karsisinda içimden ama ustadan bu önemli sorun konusunda "gik" çikmiyor. Çizgi romani ve karikatürü önemsemeyen, giderek yok sayan bir medya elestirisi yapma olanagi varken Suat Yalaz öylesine hesapli-kitapli bir söylesi yapiyor ki, medyayi da bu anlamda zerre kadar elestirmeden konuyu baska noktalara çekiyor. Anladigimiz kadar Karaoglan'i yeniden film yapma derdi içersinde. Sözcüklerini ölçerek-biçerek seçiyor medyayi zerre kadar kirmamak için.

Sahi bu arada bir ara Turhan Selçuk ve "Abdülcanbaz" söz konusu oluyor. Murat Bardakçi "Abdülcanbaz neydi?" diye soruyor. Suat Yalaz'in yaniti: "Karikatürdü o" oluyor. Turhan Selçuk ustanin çizgi-romanini Suat Yalaz "karikatür" olarak görüyor, o sekilde tanimliyor. "Çizdigi karikatür karelerini yan yana getirmisti" gibisinden sözler sarfediyor. Anlasilan o ki, Suat Yalaz çizgi romani sadece resimli roman yapmak olarak görüyor. Onun tarzi disinda yapilanlar belli ki çizgi roman kapsamina girmiyor. Altini birkaç kez çizdigi gibi Sezgin Burak'in Tarkan'ini, Ayhan Basoglu'nun Malkoçoglu'nu yetersiz buluyor Karaoglan'in yaninda. Söylesinin bütününe baktigimizda, bu ülkede kendisinden baska bir "Çizgi romanci" pek tanimayan, bu anlamda "kendisinden sonraki kusaktan bir tek isim bile veremeyen" bir Suat Yalaz portresi çikiyor ki ortaya, bu dogrusu insani üzüyor...

Sevgili Yalaz usta; Karikatür "iki tane de patlak göz, bir kocaman burun çizmek" denilerek çizgi romanin karsisinda harcanamayacak kadar önemli bir sanattir, bunu sizde bilirsiniz. 19. yüzyilda ortaya çikan bu genç sanat, 20. yüzyilda altin dönemini yasamistir. Öyle Iki patlak göz denilerek geçistirilemez. Günümüzde her anlamda pek çok sorunu olan karikatürün sorunlarindan bir tekini bile konusmadan, onu sadece harcamak, küçümsemek için anmak en azindan hayatinin belli bir döneminde karikatür de çizmis böylesi bir çizgi ustasina yakismiyor... Bu tür konularda artik yazmaktan bikmis olsam da, 32 yildir karikatüre, 30 yildir da mizah yazarligina emek veren biri olarak en azindan bunu animsatmak istedim..."

Cihan Demirci - MIZAHHABER
29 haziran 2010
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

SUAT
YALAZ
USTADAN
YANIT
GELDI

Sevgili MIZAHHABER okurlari.. Cihan Demirci'nin dün MIZAHHABER'de yazdigi "Çizgi Romanin Büyük Ustasindan Karikatürü Küçümseyici Sözler" yazisini Akdag Saydut arkadasimiz Suat Yalaz ustaya iletmis. 2010 yilinda KARAOGLAN çizgi romani 50. yasina ulasan Suat Yalaz'in bu elestiriye yaniti da ustaligina yakisir bir olgunlukta olmus... Suat Yalaz'in yanitini ve Cihan Demirci'nin bu yanit üzerine yazdiklarini asagida aynen yayinliyoruz... Gelin okuyalim...

CIHAN BEY KARDESIM, MERHABA.

YAZINIZ ÇOK GÜZEL VE ÇOK HAKLI, ÇIZGIYLE VE YAZIYLA MIZAH SAN'ATINA GERÇEKTEN HAKIM BIR GENÇ ARKADASIMIN YAZISIYDI..

BENI SUÇLAMANA RAGMEN, YANLIS ANLASILDIGIM IÇIN KIRILMADIM.

"KARIKATÜR, ÇIZILMESI AÇISINDAN KOLAYDIR. GENÇLERIMIZ ONUN IÇIN O KOLAY YOLU SEÇIP, BIR DE ESPRI PATLATIYORLAR, OLUP BITIYOR."
DEMEK ISTEDIM.

BEN DE KARIKATÜR ÇIZDIGIM DÖNEMLERDE BUNUN TADINI ÇOK IYI ÇIKARIYORDUM...

KARAOGLAN'I ÇIZMEGE BASLADIGIMDA HAYATIM KAYDI ADI SANKI.. KARIKATÜRÜ 2O DAKIKADA ÇIZIYORDUM, OYSA BIR KARAOGLAN SAYFASI BÜTÜN GÜNÜMÜ ALIYORDU.. FUTBOL OYNAMAK, SINEMAYA GITMEK HAKGETIRE.. "MANITAM" RESMIN BITMESINI BEKLERKEN AGAÇ OLUYORDU.

PROGRAMA BENI ANSIZIN ÇAGIRDILAR, HAZIRLANAMADIM, BIIR.

KONUMUZ "KARAOGLAN"DI.. DOGUSU, FILMLERI, AVRUPA ÇIKARMASI... KARIKATÜR TOPLANTISI DEGILDI, IKII,, ( Bir KARIKATÜR programi yapilirsa orada, karikatürün nasil ince zekaya ve estetige dayali yüce bir san'at oldugunu
dilim döndügünce, sesim çiktiginca uzun uzun anlatirim.)

ALTAYLI'NIN "ÇIZGI-ROMANIN GELISMEMESINDE BIZ BASININ DA SUÇU YOK MU ACABA ?" LAFI HARIKA BIR FIRSATTI.. HEP, BASIN DEVLERINE BUNU NASIL DUYURSAM, DIYE DÜSÜNÜRDÜM.. TAM KONUSACAKTIM, BARDAKÇI KONUYU DEGISTIRDI.. PROGRAMDAN SONRA ODASINDAKI 1 SAATLIK SOHBETTE BU KONUYU AÇTIM..

"GENÇLER, ÇIZGI-ROMAN OKUMUYOR, BILGISAYARDA OYUN OYNAMAYI SEVIYORLAR" DEDI.. ONLARA, GÜZEL ÇIZILMIS, SÜRÜKLEYICI RESIMLI-ROMANLAR VERMEZSEN, GENÇLER DE BILGISAYARDA OYUN OYNARLAR TABII.

CIHAN KARDES,
YAZINDAKI DÜSÜNCE SAGLAMLIGINDAN DOLAYI SENI KUTLUYOR, BIR KARIKATÜRIST OLARAK, GÖSTERDIGIN DUYARLILIK IÇIN TESEKKÜR EDIYORUM.

SELAM, SEVGI VE ÖVGÜLERIMLE,

SUAT YALAZ
----------------------------------------------------------

SEVGILI SUAT YALAZ USTA; Son yillarda hiçbir elestirime böylesine olgunlukta bir yanit almamistim... Hatta sizin programda begendiginiz bir çizer olarak ismini verdiginiz Mehmet Çagçag, bir kaç yil önce Leman'la ilgili elestirilerime çok agir, çok asagilayici, bir karikatürcüye yakismayacak düzeyde yanitlar vermisti dergisinden... Yanitinizla, en ufak bir elestiriye tahammülsüz davranan arkadaslara da örnek olacak olgunluk göstermis oldunuz. Sirf bu yüzden bile tesekkür edebilirim. Bu elestirileri zaten gelenin gidenin vurdugu, hayatlarimizin içinde hepten geriye düsen karikatüre ve mizaha sahip çikma güdüsüyle yapiyorum. Baskaca bir amacim yoktur. Günümüz gençligi çizgi romanin da, karikatürün de ne oldugunu bilmez bir haldeyken, bir çizgi roman ustasindan karikatür hakkinda böylesi tanimlamalar duyunca üzülmüstüm.
Karikatürün ülkemizde son yillarda, özellikle de Leman dergisinin 90'li yillarin ikinci yarisindan baslayarak yaptigi yanlislarla, yarattigi olumsuz ortamda karikatürcü yetistiremez hale gelmesi de bu isin görülmek istenmeyen baska bir aci gerçegidir. Günü geldiginde konusulacak bir derin konudur bu. Karikatür günümüzde bu isi çok kolay zannedenlerin, bu isi bilmeden yaptigi bir sanat haline gelmis olabilir ama onlari elestirmek ayridir, karikatürü çok basit bir sanatmis gibi göstermek ise baska...
Zamaninda bu tür bir kaç programa çiktigimda, orada insani konusturmadiklarini görünce, bu tür programlardan uzak durmayi tercih eder olmustum. Özellikle programi sunan birden fazlaysa konugun isi çok zor oluyor. Onlar konusuyor, hatta size kendi söylemek istediklerini söyletip programi bitiriyorlar... Konusamadiginizi tahmin ettigim bu tür programlarin asil amacinin konugu konusturmamak oldugunu da tecrübelerimle rahatlikla söyleyebilirim. O yüzden firsat bulunan anlarda da çok dikkatli konusmak gerekiyor sevgili Yalaz usta... Murat Bardakçi'nin yaptigi "Tarihin Arka Odasi"nda Pelin Batu'nun bir süs figürü olarak her hafta nasil konusamadigini dogrusu ben artik izlemez oldum. Midem kaldirmiyor bu tarih tiyatrosunu... Verdiginiz yanittan Murat Bardakçi-Fatih Altayli-Habertürk seytan üçgenine düstügünüz anlasiliyor. Gördügünüz gibi televizyon çok tehlikeli bir alet. Yanlis yaptirtmasi çok kolay, dogrusu ise çok az. Umarim ilk firsatta hem karikatür adina, hem de sizden sonra yetisen çizgi romancilar adina daha güzel sözler duyariz sizden. Aracilik eden Akdag Saydut arkadasima da tesekkür ediyorum. Sevgilerimle...
CIHAN DEMIRCI
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR