Emre Özdamarlar'dan Manga Tanıtımları

Başlatan emre ozdamarlar, 08 Eylül, 2010, 15:12:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

emre ozdamarlar

Tsutomu Nihei'den Blame!
Korkutucu, karanlik bir manga. Bu kitapta en hosuma giden sey yaratilan atmosferdi. Aslen mimar olan cizer dökturmus resmen.
Nihei, Marvel icin de Wolverine:Snikt! adli macerayi yazip, cizmisti.

























emre ozdamarlar

Bugun Jiro Taniguchi'nin A Distant Neighborhood adli eserini bitirdim.
Eserin ingilizce versiyonu 2 cilt halinde yayinlanmis, toplam 400 sayfa civarinda.

Konusuna gelirsek esas karakterimiz Hiroshi Nakahara 48 yasinda, evli 2 cocuk babasi, hayatindan bunalmis, hafiften alkole egilimli bir is adamidir. Bir gun is gezisi esnasinda ailesinin mezarligini ziyarete gider sarhos halde ve kendinden gecer. Tekrar uyandiginda ise kendisini 14 yasindaki bedeninde bulur. Isin saskinligini atlatinca farkederki babasinin bir gun aniden evi terkedip ortadan yok oldugu senededir, ve babasinin gitmesine 4 ay vardir...

Kisaca özetlersek hayati yeniden yasamamiza izin verilseydi bazi seyleri degistirebilir miydik sorusunu kurcalayan guzel bir kitap.

Eser 2003 senesinde Angouleme'de en iyi senaryo ödulunu de almis ve pek cok dile cevrilmis.

Cizimlerine gelirsek benim cok hosuma gitti, o kadar cok detay var ki kimi sayfalarda incelemekten gözlerim yoruldu. Artist Jiro Taniguchi 2001 senesinde Moebius ile beraber calisip Icaro adli kitabi da cizmis.







emre ozdamarlar

Manga sanatcisi Hideo Azuma is hayatinin getirdigi stresten 2 kez evini terkedip sokaklarda yasamaya baslar. Evden ilk kacisinda 2 ay, ortadan 2. kez kayboldugunda ise ancak 1 sene sonra bulunur. Bu 1 sene icersinde dogalgaz borularini dösemekle sorumlu sirketlerde calisir. Eve her döndugunde manga cizmeye devam eder, is temposu ayda 130 sayfaya kadar cizmesini gerektirmektedir. Editör baskilari, isi yetistirme telasi derken bu sefer de kendisini tamamen alkole kaptirir ve 2 kez ortaliktan yok olmasina karsin kendisini eve geri kabul eden karisi tarafindan hastaneye yatirilir. Psikolojik ve fiziksel alkol bagimliligindan kurtulmak icin 4 ay hastanede kalir.

Buraya kadar bahsettiklerim sanatci Azuma'nin gercek hayat hikayesi. 1989 ve 1992'de evsiz takilmis, hastaneye yatirilisi ise 1998. Tum bu basindan gecenleri komik cizgilerle, isin aci gercekligini atarak espirili bir sekilde anlatmis Hideo Azuma ve bu öykuleri Disappearance Diary adi altinda 200 sayfalik bir kitapta toplanmis.

Evsiz takildigi gunler ilginc ama beni asil etkileyen kismi alkolikliginden bahsettigi kisim oldu. Yani cevremde alkolizm hastaligina yakalanmis bir tanidigim olsa alir okuturum, o derece.









ferzan

    Çok enteresan...Ayda 130 sayfayla taş olsa dile gelir,hayata küser...Diğer yandan,müthiş samimi bir eser izlenimi bıraktı...132.sayfaya bayıldım...Sözkonusu kişi şu an ne yapıyor acaba?.. ???
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

emre ozdamarlar

Bu kitap 2008 de Angouleme özel seckisine girdi, sanatciya uluslararasi bir un getirdi ama cuzdana ne kadar yansimistir bilinmez, eli mahkum ciziyor buyuk ihtimal hala :) Wikipedia'ya göre en son 2007'de yeni bir kitap yayinlamis.

alan ford

 Ayda 130 sayfa mı  ??? Dün arkadaşlarla konuşuyorduk. çalışmak mı daha öldürücü savaşlar mı diye. Cahillikler Kitabı ' na göre iş kazaları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı , savaşta ölenlerden fazlaymış. Birde böyle mahvolan hayatlar var çalışma temposu yüzünden. Ama tüm bunlara rağmen çizgilerine bayıldım. Buralarda yayınlayacak bir babayğit var mıdır ki
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

emre ozdamarlar

Gectigimiz yaz manga uzerine konusmustuk, bunun uzerine biraz arastirip manga okumaya baslamistim. Lone Wolf tanitimi bunun bir sonucuydu mesela. Bir kac okudugum manga daha var, sirasi geldikce, zamanim oldukca tanitmaya devam edecegim.

Bugun bahsedecegim eser, manganin babasi (veya dedesi artik neyse :) ) kabul edilen Osamu Tezuka'nin Buddha'si.
Seri Japonya'da 1972-1983 yillari arasinda yayinlanmis. Adindan da anlasilacagi uzere Budizm felsefesinin kurucusu Buda'nin hayatini anlatiyor.

Ingilizceye guzel bir edisyonla, 8 cilt halinde cevrilmis, simdilik ilk 2 cildini okudum. Hikaye dönemin Hindistan'ini iyi anlatiyor. Özellikle kast sistemi uzerine deginiliyor. Buda'nin da zaten felsefesi biraz buradan basliyor, insanlarin dogustan köle, dilenci, savasci, asil olarak siniflandirilmasinin kötulugu uzerine kafa patlata patlata ögretisini sekillendiriyor.

Ben henuz ilk 2 cildi okudum. Ilk ciltte buda'yi hic görmuyoruz, eserin sonunda doguyor, baska karakterlerin hikayesi uzerinden Hindistan'i ve mevcut tarihi kosullari ögreniyoruz. 2. ciltte ise bir prens olarak dogan Buda'nin gencligi ve ailesine karsi verdigi mucadeleyi göruyoruz. Ailesi dogal olarak cocuklarinin tahti alip yönetime devam etmesini istiyor, Buda ise dunyayi degistirme, insanlara yardimci olma hayalleri pesinde.

Cizimler ilginc, kimi sayfalar var, asiri basite kacilmis, kimi sayfalar var bu Osamu Tezuka'da ne sabir varmis böyle ince ince her detaya ugrasmis dedirtiyor. Eserin geneli karikaturize, dili oldukca esprili. Kimi zaman arka plandaki karakterler o dönemde olmayacak diyaloglar, hareketler sergiliyorlar. (örnek vermek icin atiyorum, bir asker digerine telefon mu caliyor diyor, hizlica kosmaya baslayan birinin cebinden sigara paketi dusuyor vs :) ) Böyle kucuk hos detaylar bol bol kullanilmis.

Eser 2004 ve 2005 yillarinda Eisner ödullerini de kazanmis.

Ingilizce versiyon baskisi itibariyle her kutuphaneye yakisacak bir edisyon. Bir fotografi ve kitap ici bir kac cizimi örnek olarak ekliyorum.









emre ozdamarlar

Daha önce "A Distant Neighborhood" adli kitabinin tanitimini yaptigim Jiro Taniguchi'nin bir baska eserini okudum bugun. A Zoo in Winter, 232 sayfalik bir ingilizce cevirisi var. Buyuk boy, kalin cilt, oldukca guzel bir edisyonla cikarmislar.

Hikayemizin kahramani 17 yasindaki Hamaguchi, Kyoto'da bir tekstil atölyesinde calisiyor, amaci kumaslarin uzerindeki paternleri cizmek ama kendisine surekli ayak isleri yaptiriliyor, Tokyo'daki bir arkadasi Hamaguchi'ye kendisini ziyaret etmesi icin gaz veriyor. Bu ziyaret esnasinda arkadasinin unlu bir manga artistinin studyosuna yakin oturdugunu ögreniyor, beraber studyoyu ziyaret etmeye karar veriyorlar ve bir projeyi yetistirmesi gereken takim hemen kahramanimiza bir masa verip kursun kalem silmek, buyuk siyah alanlari murekkeplendirmek gibi isleri kitliyorlar ve haliyle manga dunyasina adim atiyor genc arkadasimiz.

Hikayede özellikle bir manga studyosu nasil calisiyor iyi anlatilmis, cogu zaman hic uyumadan veya sadece arada kestirerek 3-4 gun durmadan calisiyorlar, bir artist ve ona yardimci olan 3 asistan calisiyor studyoda. Asistanlar asil islerinden arta kalan zamanlarinda bir de kendi mangalarini yaratabilmek icin ekstra calisiyorlar. Hamaguchi de kendi eserini yaratmaya calisiyor tabi. Kendi eseri uzerinde calisirken Tokyo'yu ögreniyor, ilk defa sarhos oluyor, ilk defa ciplak bir modele bakip cizim yapiyor, ilk defa kiz arkadasi oluyor vs vs.

Buyuk ihtimalle Taniguchi'nin kendi hayatindan fazlasiyla esintiler tasiyan, manga dunyasina nasil girdigini anlatan 1966-1968 yillari arasinda Japonya'da gecen guzel bir hikaye olmus. Cizimlere ise her zamanki gibi diyecek laf yok. (kac asistan calisti o arka planlarda merak etmiyo degilim :) )


V

Bu ara mangalara iyi kaptırdın Emre.. :)

Henüz okumadıysan Blame'yi de bul-oku derim..

     

 



"İstemem,eksik olsun.."

emre ozdamarlar

Abi Blame'in hastasiyim her ne kadar bastan sona okuma sansim olmadiysa da. Cizimleri olsun, atmosferi olsun 10 numara bir cizgi roman.

hanac

Emre'nin yaptığı manga tanıtımlarını bu başlık altında topladım.

Ne yazık ki fazla ilgi görmüyor Manga bölümümüz.

rumar80

  Manga birçoğumuzun hiç tanımadığı, bazılarımızın da yeni yeni yanımaya başladığı bir başlık.
  GON'a her gidişimde oradaki Manga'lara anlamsız gözlerle bakmaktayım. Bir de manga olayına girmeye kalkarsam başıma gelecekleri de bildiğim için küçük admlarla ve ülkemizde basılanlarla idare etmeye çalışıyorum.
   Emre'nin yazdıklarını okumuyor muyum? Büyük bir ilgi ve merakla okuyorum. Alır mıyım? Türkçe basılmadıkça maalesef hayır. Önümde okunacak o kadar yığınla çizgi roman varken zor..

hennessy

Umar abinin dediği gibi mangaya çok yabancıyız Death Note olmasa idi belki manga okumazdım bile ama Türkiye'de bile bayağ manfa okuru olduğunu çevremde görüyorum inşallah çeşitler çoğalır bizde okuruz.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

boca1907

Disappearance Diary'i ben de tavsiye ederim...Muazzamdır...

emre ozdamarlar

2010 senesinde henuz 46 yasindayken kaybettigimiz, Paprika, Tokyo Godfathers, Perfect Blue gibi efsane animelerin yönetmeni  Satoshi Kon'un erken dönem islerinden biri, kitap halinde basilacak uzunluga sahip (236 sayfa) ilk mangasi.

Hikaye kucuk bir balikci kasabasinda gecmektedir. Kasabanin dini adami esini bir deniz kazasinda kaybetmistir. Kasabada hastane olmadigi icin erken mudahale yapilamadigi icin, imkansizliklardan dolayi kadin ölmustur. Bu sebepten dolayi kendisi kasabaya gelen yatirimcilara her konuda yardimci olmaktadir. Bu kucuk balikci kasabasinin bir turizm merkezine dönusmesini istemektedir.

Ayni zamanda sorumlusu oldugu tapinakta kilitli kapilar ardinda bir deniz kizi yumurtasi vardir. Hikayeye göre zamaninda kasabanin insanlari deniz kizlari ile bir anlasma yapmislar, onlarin yumurtalarina koruyuculuk yapma sözu vermisler, deniz kizlari da denizin canliligini ve balikcilarin bol bol avlanabilmelerini saglamislardir. 60 senede bir kulucka suresi biten yumurta denize geri verilir ve deniz kizlari yeni bir yumurta verirmis insanlara.

Hikaye bu sekilde olsa da buna pek inanan yoktur, yumurtanin gercek olduguna kimse inanmaz. Kasabaya yatirim yapmaya gelen zenginler bu yumurtanin sirrini cözmeyi kafaya koyarlar, ama ayni gunlerde 60 senelik zaman dolmaktadir. Haliyle olaylar gelisir.

Cizimler 10 numara, hikaye biraz aksak ilerliyor. Kitabin sonunda Satoshi Kon bu kitabi nasil bir tempoda cizdiginden bahsediyor yetistirebilmek icin, ki insanustu bir emekten bahsediyor. Neredeyse hic uyumadan ve uyanik oldugu tum saatleri masa basinda gecirerek tamamliyor. Bu sekilde calismasi da sonucta sagligina mal oluyor.