Solomon Kane ve Püritenlik..

Başlatan V, 26 Aralık, 2010, 17:51:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

V


Arapların  söylediği şekliyle Süleyman Kani,bizim tanıdığımız şekliyle Solomon Kane
Howard'ın kısa ömrü itibariyle yeterince zenginleştiremediği,oldukça ilginç bir karakter.
Püritenliğini saymazsak,Van Helsing'le benzerlikleri oldukça fazla bir karakter.
Sahi nedir bu püritenlik?

Püritenlik 1564′e doğru, Anglikan kilisesi­nin piskoposluğu tanımakta devam eden bazı mensuplarının, Prayer Book'ta. hâlâ muhafaza edilen katolik unsurlara baş kaldırmasıyle ortaya çıktı. Calvin ve Zwingli'den etkilenen püritenler, özellikle Cambridge üniversitesindeki mevkilerinden fay­dalanarak, Elizabeth I'in saltanatı boyun­ca büyük rol oynadılar; özellikle katoliklerden kalma âyin kıyafetlerinin kullanılı­şına karşı çıktılar ve böylece «kıyafet» kav­gasını başlatmış oldular. 1583′te kurulan Kilise Yüksek komisyonunun zulmüne uğ­rayınca, büyük topluluklar halinde Hol­landa'ya, sonra A.B.D.'ye göç ettiler ama bu arada, İngiliz toplu­munun en etkili sınıflarından bazı unsurla­rı kendi saflarına kazandılar. Çoğunlukla presbiteryen çevrelere katıla­rak veya Presbiteryenliği tercih ederek, Ja­mes I'in aşırı piskoposçu anlayışına no bishop, no king («ne piskopos, ne kral») avazeleriyle karşı çıktılar.

Püritenlik, İngiltere devriminde önemli rol oynayacak hale gel­di. Böylece püritenlerin, fertleri, kilise ile hiç bir bağı bulunmayan serbest topluluk­lar kurmakta serbest bırakma eğiliminde olan bir üçüncü grubu ortaya çıktı. Püritenîik, ağırbaşlılığa değer vererek, zen­ginliği bir seçkinlik belirtisi sayarak, İn­giltere'de kapitalist burjuvazinin oluşması­na ve parlamento rejiminin gelişmesine kat­kıda bulundu, öte yandan, dinî hayatta ferdin rolüne önem vererek, Alman piyetizm'i ile İngiliz metodizm'ine kaynaklık et­ti; sonradan, liberal protestanlığın geliş­mesinde de katkısı oldu; günümüzde Pü­ritenlik Aşağı Kilise (Low Church) içinde varlığını kısmen sürdürmektedir.


    Öykülerin tamamını okuduğumuzda Solomon Kane'nin tutucu tavırlarının sebebinin püriten bir rahip olmasına bağlanması  açıklığa kavuşmuş oluyor.



"İstemem,eksik olsun.."

tommikser

Abim bu nasıl bir bilgidir.Bu gidişle Hrıstiyan mezheplerini ve aralarında ki sorunları da öğreneceğiz.Ama sende ki bilgiye hayran kalmamak elde değil.

V


Alıntı yapılan: gunessemerci - 29 Aralık, 2010, 15:24:36
Abim bu nasıl bir bilgidir.Bu gidişle Hrıstiyan mezheplerini ve aralarında ki sorunları da öğreneceğiz.Ama sende ki bilgiye hayran kalmamak elde değil.

Solomon Kane hakkında daha ayrıntılı bilgi için filmiyle ilgili başlığa bakınız..

Üniversitede okuduğumuz siyaset bilimi dersleriyle alakalı bir merak var tabi.Bir de şu var.Okuduğumuz çizgi romanların
hemen hepsi batı kaynaklı.Bu insanların bizimkinden farklı bir din,kültür,ahlak anlayışları var.Bu durum çizgi romanlarına da
yansıyor tabiki.

 Bugün hristiyan aleminde protestanlık yani dünyevi ve uhrevi iktidarın kral(veya parlemento) ile kilise arasında
paylaşılması düşüncesinin ağırlıklı olduğu meshep yaygın kabul görmekte.Katolik hristiyanlığın özünde yer alan
"yanak"(Sana bir tokat atana,diğer yanağını çevir) ve,"Tanrı'nın hakkını Tanrı"ya,İsa'nınhakkını İsa'ya "
ilkeleri, yüzyıllar boyu(protestan ve anglikan kiliseleri doğana dek)hristiyanlar üzerinde kilise baskısını,kabulcu ve
teslimiyetçi,muverhafazakar hristiyanlar yaratılmasını amaçlamışlardı.Artık "daral" gelen halk(Pek te halkın eliyle
oldu denemez.Halk toplumsal haraketlerde genelde "araç" konumunda kalmıştır.İvmeyi hep üst yapı siyasi iktidarı
elinde tutanlar belirler) kiliseyi siyasi hayattan men etti ve bir zamanlar
her iki iktidar kılıcını elinde bulunduran kiliseye sadece ruhani iktidarın kılıcını bıraktı.Dünyevi iktidarın kılıcını da
krala teslim etti.Bu düşüncenin bizlere yansımış en geliştirilmiş örneği ise "laiklik" düşüncesi tabiki.Protestanlık
(dinin insan eliyle şekillendirilmesi,mevcut dünya şartlarına göre
uyarlanması düşüncesi) islamiyet üzerinde de etkili olmuştur.Bugün kral(şimdilerde parlemento,başkan vs.)kendi
iktidar alanını da aşarak dinin alanını da müdahale etmekte,"devlet" eliyle din şekillendirmektedir .Bu durum ülkemizde
de,tüm hristiyan toplumlarda da kabul görmüş
düşüncedir.Bir tek yahudiler "şeri" kurallara sıkı sıkı bağlı kalmışlardır ki,bugün yeryüzündeki tek şeriat devleti de İsrail"dir zaten..

"İstemem,eksik olsun.."

tommikser

Aslında benim bir bakıma rahatsız olduğum bir duruma el atmışsın abi.Batı kaynaklı yayımların çoğu Hristiyanlığın propagandasını oldukça iyi yapıyorlar.Çok güçlü birer misyonerlik aracı olduğu aşikar.Okuduğum Amerikan çrlerde bu sos gereğinden fazla kullanılıyor ki bu beni rahatsız ediyor.Adalet elçisi olan bir Daredevil acaip derecede hristiyandır mesala.Konun içinde din fazla olmaması gerekirken duruo dururken günah falan çıkarır.İlk okuduğumda beni çok rahatsız etmişti.Burada bir bakıma Conan'ı severim.Krom'a tapmasına karşın krallığında kimsenin dinine karışmamış hatta eşi farklı dinden olmasına karşın onu ilgilendirir demiştir ki onun adil bir kral olduğunu bastıra bastıra anlatmıştır.Aslında çrde dinin incelenmesi ve iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

V


Çizgi roman ve din konulu bir başlık açmak gerekir bence.

Konu din olunca,sınırları zorlayan Gart Ennis'in "Preacher"'ını bir oku bakalım.Daradevil masum "şeytan" kalır Ennis'in yanında..



"İstemem,eksik olsun.."

ErenKoyunoglu

Preacher muhteşemdir ama dindar insanları hakikaten oldukça rahatsız edebilir. Yine de okumamış tüm arkadaşlara şiddetle tavsiye edebileceğim bir çizgi romandır.

kalidor

Bugün Garth Ennis ve Steve Dillon ikilisinin beraber çalıştığı Arkabahçe Yayıncılık'ın yıllar önce yayınladığı İnfazcı -Hoşgeldin Frank- cilt 1 ve 2 'yi bir solukta okudum. Hikaye olarak pek birşey yok ama aksiyon bol. İnfazcı bir suç ailesine kafayı takıyor ve tamamını temizliyor. 2004 yılındaki fiyasko Punisher filminin bazı sahneleri buradan esinlenilmiş. Neyse hikayede kendisine "Ulu" diyen ve günah çıkarmaya gelen suçluları baltayla öldüren bir manyak rahip vardı. Bizim de zamanında sayko Pokeimamımız vardı :D

http://www.dailymotion.com/video/x8dxdk_sayko-kemal-pokeimam_fun
Crom! Ölüleri Say...

rumar80

   Garth ennis ve Steve Dillon'ı bu kadar sevdiysen Marvel'ın çıkardığı Punisher max serisini (60 küsur sayıyı Garth ennis yazdı) okumano tavsiye ederim

kalidor

Sponsor bulursam ancak okuyabilirim :) Yoksa benim yıllık bütçe daha ilk quarterde patlayacak :D
Crom! Ölüleri Say...

rumar80

   Bende olsa vallahi verirdim, ama daha önce de söylediğim gibi genel olarak Punisher'ı sevmiyorum. O nedenle rutinde aldığım bir kitap da değil. Max serisinin de bir ya da iki cildini tesadüfen okudum.

gamlıbaykuş

Ben Punisher'i her zaman okumak istemişimdir, manyakça da olsa düşünceleri hoşuma gidiyor (Ne de olsa hayal dünyası). Bir ara Gerekli Şeylerden yayınlanacağına dair dedikodular oldu ama hevesim kursağımda kaldı...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...