Karaoğlan ve İntihal

Başlatan Tarkan Kurt, 24 Ocak, 2011, 14:14:48

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tarkan Kurt

Merhaba öncelikle bu konuyu açmaktaki maksadım kimseyi karalamak veya emeğine saygısızlık etmek değil, Suat Yalaz gibi Türk çizgi roman tarihinin en önemli ve en üretken aktörünün çalışmalarını takdir etmemek te elde değil ama bir süredir kafama takılan bu konuyu tartışmaya açmak istiyorum.
*************
Öncelikle İntihal TDK daki tanımıyla aşırma,bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması demekmiş. Son yıllarda bu konu birçok kez akademik tezlerde gündeme geldi ama acaba bu durum çizgi romanımızda da söz konusumu?
İlginç olan ise yazar Okay Gönensin'in Suat Yalaz'ın yayınladığı Karaoğlanı, Fransada yayınlanan Timur'dan intihal yaptığı yönündeki iddiası. Suat Yalaz bir TV kanalında buna değinmiş ve şiddetle reddetmişti. Bu konuda karşılaştırma yapmadan bir şeyler söylemek zor, açıkçası Timur adlı kitap ile ilgili bir şey bulamadım ama daha önce "serüvendergisi.blogspot.com"
adresinde yayınlanmış ve şimşek süvari(Blueberry) kareleri ile Karaoğlan kareleri arasındaki benzerliklerin karşılaştırılması ilgimi çekmişti. aşağıda kareleri yayınlıyorum. Siz ne dersiniz?








HacıGeraltEmmi

 ??? kafam karıştı, ne diyeceğimi bilemedim vallahi. üretim tarihlerine bakarsak kim kimden intihallemiş öğreniriz sanırım. şahsen suat yalaz üstada konduramıyorum böyle birşeyi...

hanac

Gerçekten çok ilginç.

Özellikle kuyuya hapsetme olayında bir benzerlik olmadığı ortada, kesinlikle biri birinden intihallemiş.

rumar80

  karıncalara yem vermeyi de unutmayalım

ferzan

    Suat Yalaz ustanın erken dönem işlerinde,yani Fransa'ya gitmeden önceki çalışmalarında Prince Vaillant'tan esinlenilmiş bazı kompozisyonları ilk Kaan ve Karaoğlan öykülerinde kullanmıştır...Bunu kendisi de Lal'in bastığı son Karaoğlan serisindeki Biz Bize sohbet sayfalarında da dile getirerek,bir nevi ustası kabul ettiği Hal Foster'ı anmıştır...Fransa'ya gittikten sonra ise Jean Giraud'un çizgilerinden epey etkilenmiş(tıpkı Giraud'un bir zamanlar ustası Jije'den aşırı derecede etkilendiği gibi),hatta bir iş görüşmesi için Blueberry'nin yazarı Charlier ile bir araya geldiğinde Fransızlar için çizdiği western serisi Sony Ringo'da ki Blueberry araklamalarını (kendi tabiriyle) da esprili bir dille sözkonusu sohbet sayfalarında anlatmıştır...Yine ilk Karaoğlan çalışmalarında Burn Hogarth'ın Tarzan'ından da esinlenmeler vardır ve buna benzer pek çok ayrıntıyı da Levent Cantek'in ''Erotik ve Milliyetçi Bir İkon:Karaoğlan'' adlı kitabında görmemiz mümkündür...Hatta 80li yıllarda Güneş'e hazırladığı Semerkand Casusu'nun kapak kompozisyonu da Frank Frazetta'dandır (Death Dealer simli tablo) ve aynı yıllarda yaptığı,gazetelerde kalmış bir takım çalışmalarda(sanıyorum ki Sabah'ta yayınlanan Peygamberler Tarihi isimli çalışmada) Gustave Dore'un bazı resim kompozisyonlarını alarak,bu kez yanına Gustave Dore'un da imzasını eklemek suretiyle yayımlamıştır...Yine de mevcut çalışmalarının yüzde 20sini teşkil edebilecek bu esinlenme örnekleri,kalan yüzde 80i hiçbir zaman gölgede bırakmamıştır...En nihayetinde seriyal üretimde bulunan yerli ve yabancı eski sanatçılarda epey sık rastlanan bir durumdur bu,hatta gelenek bile olmuştur:)

    Misal,benim merak ettiğim başka bir örnek de söz konusudur...Yalnızca bir defaya mahsus olarak,Suat Yalaz ve rahmetli Sezgin Burak'ın da pişti oldukları bir panel söz konusudur...Kaldı ki hep merak etmişimdir,aynı dönemde ortalığı kasıp kavuran 2 öncül Türk çizgiromanı ve üreticileri,hiç birbirilerini yan gözle kesmişlermidir acaba diye:)..Meraklıları için hatırımda kaldığı kadarıyla macera ve bölüm ismi verebilirim...Şu an elimde olmadığı için ne yazık ki görselini paylaşamayacağım...Yanlış hatırlamıyorsam eğer,Karaoğlan'ın,Kara Panter ve devamı olan Alamut Kalesi maceralarında,ana öykünün sonuna doğru bir ovada toplanan istilacı Moğol ordusunun resmedildiği ve sayfanın yarısına hakim olan kalabalık bir panel vardır...Aynı panel,Tarkan'ın Margus Kalesi adlı macerasının başlarında,Atilla'nın at üzerinde karşıladığı Romalı elçilere gözdağı vermek için ovada toplanmış olan Hun ordusunun resmedilişinde kullanılmıştır...Epey incelememe rağmen,üslupları farklı 2 büyük çizerimizin kullanmış oldukları aynı paneli kendi tarzlarıyla mükemmel olarak resmettiklerinden öte bir çıkarım yapamadım...Yani Sezgin Burak mı Karaoğlan'dan aldı,yoksa Suat Yalaz mı Tarkan'dan aldı asla tahmin edemem çünkü her ikisi de çok özgün duruyor...Bundan başka da bu iki değerli sanatçının birbirileriyle pişti oldukları başka da bir örnek görmedim...

    Yabancılara gelirsek,uzun zaman önce bir abimin gösterdiği Kızılmaske ile başka bir çizgiroman arasındaki panel ortaklığı haricinde,somut olarak tarafımdan keşfedilmiş bir Fumetti örneği de vardır...70li yıllarda,Milazzo ustanın çiziği Ken Parker'ın Lily ve Avcı isimli ünlü öyküsünde,epey stil ve dinamik çizilmiş saldıran bir kurt figürü ve saldırmadan önce bekleşen sürüden alınmış bir paneli de yine bizde de yayınlanmış olan Lal Zagor sayı 13 ya da 14'te,Dağda Korku adıyla başlayıp Golgotha adı ile biten macerada çizer Roberto D'arcangelo tarafından kullanılmıştır...Yine sözkonusu paneli,bizden Ömer Muz da 90larda Türkiye Çocuk'a hazırladığı Kurdun İntikamı adlı eserinde kullanmıştır...

    Aslına bakarsak,ülkemizde bir dönem yayınlanan çizgiromanlarda yoğun bir esinlenme rüzgarı hakimdir...Buna hiç bulaşmamış olan Ersin Burak,Sezgin Burak,Şahap Ayhan gibi ustaların yanısıra,buna ucundan kıyısından usturuplu olarak bulaşmış Suat Yalaz'ı da görmezden gelirsek;belki sizin için hayal kırıklığı olacak ama Türk Çizgiromanı geleneğimizde epey bir esinlenme,hatta aşırma durumu mevcuttur...Fikret Kol'un 80lerde Hürriyet için hazırladığı Alpago'ların pek çok paneli Conan'dan hareketle çizilmiştir...Yerli çizerlerimizin yerli ve yabancı çizerlerden aldıkları hareket ve kompozisyonlar saymakla bitmez...Yine de bunun sadece bizde değil,dışarıda da epey yapıldığını ve bir zamanlar neredeyse bir gelenek halini almış olduğunu belirtmek isterim...

    Son olarak yeniden Suat Yalaz'a dönecek olursak,çizgi olarak etkilenip kendi tarzını pekiştirdiği Giraud haricinde başka bir sanatçıdan daha etkilenmiştir ve bunu da gururla dile getirir yazılarında...Hugo Pratt'tır bu sanatçı...Gazete sayfalarında kalmış da olsa bugün biryerlerde binlerce sayfalık bir Son Osmanlı - Yandım Ali külliyatı varsa eğer,buna sebep Corto Maltese'dir...Ama Karaoğlan'dakinin aksine,ne konu ne de çizgi olarak hiçbir esinlenme yoktur,zaten görünüş itibariyle tamamen farklı kulvarlarda eserlerdir ama Yalaz ustanın içindeki yakın tarihimiz kıvılcımını ateşlemeye yetmiştir...Başlangıç dönemleri ve aralarda çok sıkışmış olduğu yoğun zamanları haricinde Suat Yalaz,hazırlamış olduğu çizgiromanlarında tüm düzenleme ve kompozisyonlarını kendisi yapmış,dünya standartlarında bir sanatçımızdır...Başlığın açılma sebebinin karalama olmadığını ve tertemiz bir merakla açıldığını iyi biliyorum...Benim de Suat Yalaz'ı ve diğer sanatçıları savunmak gibi bir derdim asla yok...Zaten ne onların ne de benim umurumda olmayacak bir durum...Yalnızca bilgilendirmek ve edinmiş olduğum duyumları da paylaşmak adına yaptım bu uzun açıklamayı...

Saygı ve selamlarımla :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

yalcinerol345

Benim bildiğim Sn.Suat YALAZ bazı maceraları gölge çizerlere çizdirmiştir. Kanlı Sultan macerasının yayınlandığı o seride (Güneş gazetesi) bir mektuba cevapta böyle yazmıştı.
Bu sayfalardaki çizgileri Bozkaşi hariç Suat YALAZ'ın çizgilerine benzetemedim.

ferzan

    Ah..Hayalet çizer olayı tamamen aklımdan çıkmış benim...Bir de öyle bir durum var değil mi? :)
Üstelik Abdullah Turan'dan tutun da Ragıp Derin'e varıncaya kadar...Benim de kafam allak bullak oldu şimdi ??? :-\ ;D
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

yalcinerol345

İntihal'e bi örnek de ben vereyim.Ferri'nin çizdiği,Zagor'un, Klasik maceralarda ilk yayınlananlardan birinde, kamçılı adamla kavga sahnesi var.Bu sahne aynen EsseGesse Teksas'ın ilk maceralarından ÇeLik Blek'in kamçılı bir düşmanla yaptığı kavgadan alınma.Sahneler birbir aynı.

hanac

Ben bunlara esinlenme diyemem.

Birebir taklit edilmiş sahneler.

Esinlenme yapıyorsan, biraz değişiklik falan da yaparsın.

Burada orijinali alınmış ve bakarak çizilmiş.

Kim yaparsa yapsın hoş değil.

Tarkan Kurt

Ferzan özellikle yapmış olduğun detaylı açıklamalar ile konuya katkından dolayı teşekkür ederim, ancak yukarıdaki resimlerde esinlenmenin biraz daha ötesi var gibi, burada Hasan'ın da dediği gibi resmen bakarak çizilmiş, özellikle kuyu sahneleri neredeyse birebir aynı, yine benzer şekilde bozkaşi macerasından alınan karelere bakacak olursak Karaoğlan'la alttaki yerlinin attan iniş sahnelerindeki çizimler neredeyse birebir aynı. Yerde yatan adamın yatış şekli parmaklarının duruşuna kadar aynı. Son resimdeki karıca sahnelerindeki olağanüstü benzerlikte esinlenmeden çok taklidi andırıyor. Tabi ki bunlar büyük üstadın yaptığı işleri gölgelemez ama hoş da değil.

s.b

Bu yazdıklarınızı okuyunca aklıma 25-30 yıl önce gece gündüz uğraştığım cizgiroman çalışmam geldi. Yazdığım senaryoya uygun resimler arardım Zagor, Atlantis(Martin Mystere), Mister No, Kızılmaske, Mandrake ve Conan'da. 5-6 sayfa çizmiştim tamamı alıntı karelerden oluşan çizgiromanımı. Önce kurşun kalemle çizer sonra da üstünden dolma kalemle geçerdim. Nerden bileceğim rapidoyu falan. O günlerden elimde kalan bir çalışmam yok ne yazık ki.

Çizgiroman ressamlarının başkalarının resimlerini, benim yaptığım gibi kendi yetersizliklerinden dolayı taklit etmeleri o kadar da önemli değil bence. Yani ressam bir sahneyi kafasında tasarlayıp çizime başladığında "ya olmuyor, kafamdakini kağıda dökemiyorum" deyip bir arayışa girerde daha önce "falanca kitapta şöyle bir resim vardı onu bu sahneye koysam harika olur" deyip uygulasa bence fena değil iyi olur. Ha bu tarz çalışmak usta bir ressama yakışmaz diyebilirsiniz. Ama sanatçının bir tıkanma noktası olabilir. Ve o noktada böyle bir "nane" yemesi o çizgiromanın kalitesini düşürmez.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

pizagor

Ne intihaldir, ne esinlenmedir, ne kopyadır, net sınırları çizlebilmiş konular değil bana kalırsa...

Hatırlarsanız kapaklarda son trend deyip şu resimleri koymuştum :







ve daha sonra buna kapaklara gönderme gibi yumuşacık bir isimlendirme verildiğini öğrenmiştim...

Bana sorarsanız bunları intihal şeklinde nitelendirmeyelim de 'Giraud'ya Gönderme' :) diyelim...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


rumar80

   Sevgili Özgür, senin gösterdiğin kapaklarda insanlar yerdeki bir kameraya bakıyorlar ama değişik pozlar vermekteler, Eyyüp beyin örneklerinde birebir benzeme var. Bence senin örneklemen farklı

pizagor

Sevgili Umar, müzakere becerileri eğitimi aldım da kimseyi kırmadan, ne şiş yansın ne kebap tarzı uzlaşma yolunda egzersiz yapıyorum :)

Ama yine de bence çok farklı değiller... Bu üçüne bakıp (ki ilki Losers olmalı) etkilenme - intihal - kopya yok diyemeyiz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Özgür Bomb Quenn kapağını yüklemek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorsun.  :)