Corto Maltese

Başlatan hanac, 24 Ocak, 2011, 15:43:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

İlk sayıyı "Bir Tuz Denizi Şarkısı" nı okudum.

Açıkçası çok değişik geldi, bildiğimiz çizgi romanlardan çok farklı.

Öncelikle çok iyi tarihi bilgiler yeralmakta; mizah, aksiyon ve drama hepsi birarada.

Çizimlere çok ısınamadım, kurgu da çok değişik geldi.

Ama bir merak uyandırdı, gerisinide alacağım.

TR de yayınlanmış kaç sayı var acaba ?

Galiba 2 sayısı TR de yayınlanmamış, neden ?

Bilenler bilmeyenleri bilgilendirirse çok sevinirim.

ferzan

    Bildiğim kadarıyla Corto Maltese'in 10 kitabı yayınlandı Hasan abi...Sırasıyla;
- Bir Tuz Denizi Şarkısı
- Oğlak Burcu Altında
- Corto Git Gidebildiğin Kadar
- Corto Maltese Sibirya'da
- Venedik Masalı
- Kayıp Kıta Mu
- Tango
- Semerkant'taki Altın Yaldızlı Ev
- Keltler
- Etiyopyalılar
    Bir de yine Dost Kitabevinden çıkan,Bir Tuz Denizi Şarkısı'nın uzun ve ayrıntılı bir roman versiyonu basıldı yine Hugo Pratt'ın kaleme aldığı...Onun haricinde Corto Maltese Sibirya'da,Bir Tuz Denizi Şarkısı ve şu an hatırlayamadığım bir macerası daha Hugo Pratt anısına,Pratt'ın stiline ve sahneleme alışkanlıklarına uygun biçimde çok hoş birer animasyon film olarak hazırlandı...Sibirya macerasını konu alan film bir zamanlar bende vardı...
    Özellikle Semerkant'taki Altın Yaldızlı Ev bende çok fantastik bir tat bırakmıştı...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

alan ford

 Corto'nun orijinalinde bazı sayılar renkli, bazıları siyah beyaz, bazıları hem renkli hem siyah basılmış.  Dost sadece renkli basılan sayıları yayınlamadı, diğerlerinde de siyah beyaz edisyonları tercih etti.  Günübirlik bir İstanbul ziyaretinde Gon'a uğradığımda YKY'nin yayın haklarını aldığı ve tüm seriyi eksiksiz basacağını söylemişlerdi.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

hanac

Arkadaşlar bilgiler için teşekkürler.

Ben de biraz araştırma yaptım 2 kitap TR de yayınlanmamış, 10 kitap yayınlanmış.

Aşağıda yazılanlar vikipedi'den araklanmıştır.

On kitap içinde Semerkant 'taki Altın Yaldızlı Ev yaşadığımız coğrafyada geçmekte olup netameli konuların etrafında dönmektedir.
1921'de Rodos'ta başlayan hikâye Adana'da, Van'da devam ediyor. İttihatçılar, Kızılelmacı'lar, Panturancı Kürtler, Ermeni Komitacılar,Yezidiler hikâyenin kahramanları arasındadır.
Enver Paşa 'nın son konuşmasını yaptığı kişi, yine Corto 'dur. Enver Paşa Corto 'yla konuştuktan sonra atına biner yaşamının finali -Hugo Pratt yorumuyla- bu serüvende çizilmiş gibidir.


Yayınlanmayan 2 kitap şunlardır;

Corto'nun gençliğini anlatan 1905 yılında geçen "La Giovinezza - Gençlik" ve 1924 yılında geçen "Gizli Gül".

s.b

Defalarca elime alıp sayfalarına baktığım ve bir türlü çizimlerine ısınamadığımdan dolayı satın almadığım çizgiroman. Belki bir gün okurum. Belki bu kış gününde iyi de olabilir.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

emre ozdamarlar

Corto Maltese karakterini cok seviyorum.
Dost Kitabevinin cikardigi edisyonlarda baski kalitesi, sayfalar, kapak vs cok guzel ama beni rahatsiz eden 2 durum vardi.

Birincisi fontlar, dogrudan bilgisayar fontu oldugu cok belliydi. Ikincisi de ceviri cok iyi degildi gibi sanki, yanlis kelime, yanlis tercume yoktu diye hatirliyorum ama cumleler biraz donuktu, dogal degildi, su gibi akip gitmiyordu. Her yerde surekli cevrilmis bir yazi okudugumu hissediyordum.

Yine de Dost Kitabevi'ne saygilarimi sunuyorum, böylesine önemli bir eseri Turkiye'de yayinladiklari icin.

alan ford

  Özellikle ilk üç ciltteki hafif pürüzlü ve mat karton kapaklar çok güzeldi. (Bunun bir adı var mı bilmiyorum) Sonra pürüzsüz ve daha parlak kapaklarla tamamladılar seriyi. Keşke başladıkları gibi bitirselerdi.

Emre çeviri hakkında senin söylediklerine benzer şeyler söylenmişti zamanında. Yanlış hatırlamıyorsam Virgül dergisinde çıkan bir yazıda, Hugo Pratt'ın şiirsel dilinin çeviride kaybolduğundan bahsediyordu yazar esefle.

Son olarak bu kahramanımız da Zagor gibi bir albümle müzik dünyasını da teşrif etmiş. 3CD'lik albüme 125 TL benim bütçemi aşar ama deli gibi merak etmiyor da değilim hani :)

http://www.ikmalistasyonu.com/product.php?id_product=86
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kalidor

Turkishtime isimli ekonomi/iş dünyası dergisinin temmuz sayısında 2 sayfalık bir çizgiroman haberi gördüm. Geçmişte 100 binlik satışlardan bugünkü 2 binlik tirajları anlatmışlar. NTV yayıncılık'la ilgili kısa bilgi vermişler. Örneğin Machbeth ve Frankestein 50 bin, Dava 40 bin basılmış. Yine de istedikleri gibi bir kazanç elde edememişler. Bu arada yılsonuna kadar Türk klasiklerinin uyarlamalarıyla, Corto Maltese'de yayınlayacaklarmış!!! Dost Yayınevi'nin yayınlamadığı renkli 2 cildi de yayınlarlar herhalde. Bir de İlyas Abi'yle de görüşüp kısa bir bilgi vermişler. İlyas abi ayda 3.000 (Üçbin) farklı türde çizgiroman satıyormuş :o Ortalama 15 TL'den ayda 45.000 TL ciro..Waooww Allah bereketini artırsın :D Gerekli Şeylerden Mişel Bey'de 2 bin adet renkli çizgiromanın maliyeti 5.000 TL iken, siyah beyazın 3.000 TL'ye malolduğunu söylemiş.
Crom! Ölüleri Say...

kalidor

"Corto, git Gidebildiğin Kadar..." albümünü Dost Yayınevi'nin internet sitesinden sipariş ettim, 3 günde geldi. Fiyatta oldukça makul. Bir Tuz Denizi Şarkısı'nın roman versiyonunu da 3 TL'ye aldım. Git Gidebildiğin Kadar albümü şu an piyasada özellikle İstanbul'da pek yok gibi. Aranırsa bulunur tabi de zahmet çekmemek ve ilerde seri eksik kalmasın diyorsanız hiç düşünmeden internetten alın. Sitede 2-3 TL'ye başka güzel kitaplar da var.
Crom! Ölüleri Say...

alan ford

 Bu arada Corto diğer frankofonlar bölümündeymiş forumda , şimdi farkettim. Doğma büyüme İtalyan olsa da , frankafonlara daha yakın duruyor. Güzelliği biraz  bu melezliğinden sanırım :)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Peyami

[IMG]http://i56.tinypic.com/6ie1e0.jpg[/img]

CORTO MALTESE: HAYALKIRIKLIĞINDAN BEĞENİYE GİDEN BİR YOLCULUK
Halen devam eden deniz mevsiminde, bayram tatilini de fırsat bilerek  çocukluğumdan hatırladığım Corto Maltese'ye başlamanın uygun olacağını düşünerek, kronolojik sıraya göre gitmek açısından "Corto Maltese – Gençlik Yılları"yla seriye giriş yapmaya karar verdim. Bu seçimimde "The Young Indiana Jones Chronicles"ı çok başarılı bulmamın da etkisi olabilir ama şimdilik konuyu dağıtmayalım. İşe yazarın hayatını kısaca okumak ve bazı röportajlarını seyretmekle başladım, kısacası daha fazla keyif alabilmek için herzamanki gibi önhazırlıklarımı tamamladım. Fakat sonrası tam bir hayalkırıklığı oldu. Evet, yanlış duymadınız; tam bir hayalkırıklığı..! Beklentim mi yüksekti yoksa ıskaladığım bir şeyler mi oldu anlayamadım.

Bir kere albümün başında 15 sayfa süren ansiklopedik seviyede bana göre sıkıcı ve gereksiz bir giriş var. Çin-Rusya-Japonya-Avrupa arasındaki siyasi ve ekonomik  ilişkilerden, o dönemde Japon ve Rus ordularındaki rütbelerin hangi apoletler ve manşetlerle temsil edildiğine kadar uzanan uzun sayılabilecek bilgiler sıralanmış. Hugo Pratt çok gezen bir yazar olmasına karşın tarih okumaya da düşkün birisi olarak tanındığından, bu bilgilerin bazılarının albümün senaryosunu anlamak için işinize yarayacağını düşünüp dişinizi sıkıyorsunuz ama kitabın sonuna geldiğinizde bunca bilgi yerine bir kaç sayfalık tanıtıcı tarih bilgisinin yeterli olacağını anlıyorsunuz. 

Esas sürpriz ise kitabın son sayfalarına kadar Corto Maltese'nin gözükmemesi. Öykü başlarda Rasputin ve Jack London üzerine kurulu iki koldan ilerlerken, sonlara doğru Corto'nun ortaya çıkmasıyla tek bir yataktan akmaya başlıyor. Anlayacağınız bir Corto Maltese albümü demek de pek doğru olmayabilir. Ama neticede Corto Maltese'in Gençlik Yılları olarak sunulmuş. Tuhaf bir durum yani. 

Konuya gelirsek, beklentime kıyasla hayal kırıklığı yarattı. Corto zaten ortalıkta yok, Rasputin ile Jack London karakterleri de yeterince derin işlenememiş. Diyaloglarda etkileyici sözler pek yoktu. Çizimlere baktığımızda, okuduğum pek çok çizgiromana nazaran ortalamanın altında kalan karikatürize desenler olduklarını söylemem lazım. 

Ben mi yanlış yerden başladım yoksa bu çizgiroman mı bana göre değil tam anlayamadım. Halbuki okumadan önce konu olarak kendime yakın bulmuştum. Bir çırpıda tüm seriyi bitiririm herhalde derken, gerisini okumama yönünde bir eğilim oluşuverdi. Haksızlık da etmek istemiyorum. Herhalde "Bir Tuz Denizi Şarkısı" albümünü de okuyup tamam mı devam mı kararını sonra vermek en doğrusu olacak.

[IMG]http://i51.tinypic.com/16bes1h.jpg[/img]

BİR TUZ DENİZİ ŞARKISI
"Bir Tuz Denizi Şarkısı"na "Gençlik Yılları" albümünden kalan önyargılarımın gölgesinde başlarken açıkçası pek ümidim yoktu. Başlangıç yine "National Geographic" tarzı bir bilgi dökümüyle yapılıyordu. Yalnız bu sefer illüstrasyonlara ağırlık verilmiş, tarihi içerik kısa tutulmuştu. Hikayeye başlamadan önce ise Umberto Eco'nun bir giriş yazısı vardı. 

UMBERTO ECO'DAN TUHAF GİRİŞ YAZISI

Giriş yazısı deyince yazar ya da eser hakkında izlenimler, ufak tefek bilgiler falan okuyarak hikayeye ısınmayı bekliyor insan. Burada ise böyle bir durum yok. Yazının neredeyse tamamında bir takım coğrafik çelişkiler ve tutarsızlıklardan bahsedip durmuş. Hani IMDB'de "Film Hataları" bölümü vardır ya (Goofs), aynı tarz ama sıkıcı mı sıkıcı bir yazı. Sadece sonuna doğru birkaç paragrafta çizgiromanın atmosferine ve ruhuna dair fena sayılmayacak birkaç laf ediyor hepsi bu. Açıkçası hoşuma gitmedi.

ÇİZİMLER VE HİKAYE
Hikaye başladığında ilk dikkati çeken çizimlerin iyi yönde tamamen değiştiğiydi. Kareler daha özenli ve ustaca resmedildiğinden okuyucuyu çizgiromanın içine çekme konusunda üstlerine düşen görevi yerine getiriyorlardı. Karakterlerin çizimleri de ilkindeki karikatürize çizimler yerine daha kişilikli ve özgündü. Yani görsellik açısından bambaşka bir manzara vardı karşımda. Yine de, çizimlerin daha önce tanıttığım "Shelena"daki ya da mesela "Le Gardien du Feu"deki kadar hoşuma gitmediğini söylemeliyim. Ama kendine has bir tarzı olduğunu ve yakıştığını da kabul etmek lazım.

Sayfalarda ilerlemeye başladıkça hikayenin de sürükleyici ve kaliteli bir örgüye sahip olduğunu anlamam uzun sürmedi. Bir sonraki sayfada ne olacağını merak ettiren ve karakterlere vurgu yapmaktan çekinmeyen bir tarzı vardı. Sanki bir Melville romanı okuyormuşum gibi hissettim kendimi. Zaten Hugo Pratt için de Melville kitaplarının ayrı bir yeri olduğunu karakterlerinin kütüphanelerinde sık sık onun kitaplarının olmasından anlıyoruz. Hikaye sinematografik bir dille yazılmış gibi geldi bana. Hugo Pratt'ın gençliğinde klasik anlamda sinemayla karşılaşan ilk nesilden olduğunu düşünürsek, yazı tarzı üzerinde ciddi bir etkisi olmuş olduğunu düşünüyorum.

CORTO VE DİĞER KARAKTERLER BANA NELER DÜŞÜNDÜRDÜ?
Bir kere belki sürpriz gelecek ama albümdeki favori karakterim "Slutter" oldu. Artık kendime yakın hissettiğimden midir yoksa bana göre Hugo'nun kitapta çizdiği en başarılı kişilik olduğunu düşündüğümden midir tam bilmiyorum. Garip bir şekilde bende epey bir duygusallık yarattı. Ayrıca en çok saygı uyandıran karakter olduğunu da eklemem lazım. Son kısımda, bir çizgiromanda rastladığım en dramatik sahnelerden birisinini yaşattı bana.

Bir kaç yerde etkileyici diyaloglara rastlamak da mümkün. Örneğin sonlara doğru Sbrindolin ve Corto arasındaki konuşma ya da Slutter'in sona yaklaştığını düşündüğü anlarda Corto ile sahildeki konuşması da farklıydı ve diğerleri arasında kendini belli ediyordu diyebilirim. Henüz okumamış olanlar için buraya almıyorum.

Rasputin ve Keşiş ise Slutter'e göre daha merkezi karakterler olarak gözükmelerine karşın diyalogları biraz zayıf gibi geldi bana, sanki yeterince derin değildi diye düşünüyorum. Kişilikleri daha etkileyici bir şekilde işlenebilirdi bence. Ha bir de Tarao karakterini başarılı buldum. Hugo'nun yerli karakterleri bir fon olarak kullanmayıp, kişilikli bir şekilde ele alması takdire değer. 

Corto Maltese karakterini tek cümleyle ifade edersek, gemisinin dümenine vicdanını oturtmuş mert bir denizci diyebiliriz. Hugo, Corto'yu klasik anlamda bir kahraman olarak kullanmıyor, onun aracılığıyla etrafında gelişen olayları ve rastladığı karakterleri anlatmak istiyor gibi geldi bana.   

TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
Kitabın Türkçe çevirisinin hepsini karşılaştırmadım, sadece başlangıçtaki Umberto Eco'nun kaleme aldığı giriş yazısına ve rastgele bir kaç balona kıyaslamalı olarak baktım. Vardığım sonuç şu: genel olarak çevirmen kaynak dildeki metni anlamış ama, burası epey ünlemli bir ama, Türkçe'ye aktarırken sorun yaşamış. Katır kutur diyebileceğimiz akıcı olmayan ve anlaşılırlığı zedeleyen bir Türkçe kullanmış.

Bazı yerlerde Corto'nun şiirsel bir dili olduğunu ve çevirmenin bunu yansıtamadığı iddia edilse de, ben öyle bir duruma rastlamadım. Bir kere bir kaç balon haricinde bu albümün Fransızca'sında şiirsel bir dil falan yok. Gayet basit ve düz bir Fransızca kullanılıyor. Sorun Türkçe'ye aktarımın genelde hatalı değil ama kötü cümlelerle yapılmış olması. Bunu şuna benzetebiliriz, hani buz pateninde bir teknik bir de artistik puanlar verilir, burada teknik puanlar geçer seviyede olmasına karşın, artistik yan yetersiz kalmış.

Bir de söylemeden edemeyeceğim, o final balonu nasıl bir çeviriydi ya öyle? Bu kadar mı olur yahu? Bilmeyenler ya da kıyaslama yapma imkanı olmayanlar için söyleyeyim. Hugo Pratt son balonda romantik bir şekilde veda etmek istemiş ve belkide ilk kez bariz şekilde şiirselliğe başvurmuş ama Türkçesi virgüllerin yeri dahi korunarak, "ben bir çeviriyim – bu dilde misafirim" diye ağlayacak şekilde aktarılmış. Aslında çevirinin tamamını da özetleyen bir örnek olduğundan aşağıya alıyorum.

"İşte böyle, albatrosun beyaz kanatları pasifiğin tekdüze esintisiyle salınır ya öyle, almış başını, serseri, gidiyordu. İşte hakiki gemicinin teknesi, dün ve bugün, hep, işte bu 1915 yılı ocağının herhangi bir günü, süzülüyordu, "Bir Tuz Denizi Şarkısı" da bitiyordu..."

Valla olmamış, kimse kusura bakmasın. Diğer cümleler hadi neyse ama final balonu üzerinde biraz çalışılarak güzel bir şekilde tercüme edilmeliydi çünkü Hugo Pratt burada biraz da ÇRın ruhunu yansıtan güzel bir sözle final yapıyor. Bu tarz özellikli cümleleri birazcık uğraşıp sağlam çevirmek gerekir. Hani eleştirmek kolay sen nasıl yapacaktın ki diye düşünenler çıkabilir, çok da zor değil arkadaşlar, örneğin aşağıdaki şekilde çevrilebilirdi:

"Bir Tuz Denizi Şarkısı" 1915 yılına ait bir Ocak ayında sonlanırken, hakiki denizcilerin yelkenleri, tıpkı pasifik okyanusunun tekdüze esintisiyle kafasına göre hareketlenen beyaz albatros kanatlarınınkine benzer bir özgürlükle, dalgalanmaya devam ediyordu."

[IMG]http://i52.tinypic.com/2il2eqr.jpg[/img]

KISA KISA
Corto hakkında bilgi bulmak için interneti karıştırırken "Jairo" isimli Arjantin'li meşhur bir şarkıcıya rastladım. "Corto Maltese" adında bir şarkısı var ve beklediğimden çok daha iyi çıktığını söyleyebilirim. Youtube'dan dinleyebilirsiniz. Genelde bu tarz şarkılar pek başarılı olmaz ama bunun hikayenin ruhunu yansıttığını düşünüyorum. Bilhassa Corto okurken dinlemek atmosferi iyice hissetmenizi sağlıyor.

Bu çizgiromanın Fransız yapımı bir animasyon serisi de çekilmiş. Çizgiromanı okuduktan sonra onu da seyrettim ve aslına sadık bir çizgifilm adaptasyonu buldum karşımda. Fakat açıkçası çizgiroman daha etkileyici geldi bana. 

Okumalarım sırasında karşılaştığım müjdeli bir haberi de paylaşmadan olmaz. "Gençlik Yılları" ve "Bir Tuz Denizi Şarkısı" arası dönemdeki (1905-1913) maceralarının, henüz adı açıklanmamış bir senarist ve çizerin yönetimindeki bir çalışmayla yayınlanması planlanıyormuş. Diğer bir deyişle Corto'nun çıraklık dönemi ve olgunlaşması konu edilecekmiş.

Süper kahramanların 80 kere ölüp dirildiği bir çizgiroman dünyasında Corto bu çalışmayı hak ediyor bana sorarsanız. Elbette hakkıyla yapılması şartıyla. Hugo Pratt olmadan bu mümkün mü? En azından denenmesinde fayda var.

***
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, bence bu çizgiroman renkli okunur. Türkiye'de siyah-beyaz basılması belki hiç yoktan iyi oldu diye düşünülebilir ancak renkli basımının yapılmasının da önünü tıkadığını düşünüyorum. Keşke siyah-beyaz yerine biraz daha beklenip  renkli basım yapılmış olsaydı, çünkü çok fark ediyor.

Benim Corto Maltese maceram hayal kırıklığıyla başlayıp beğeniye dönüşen bir yolculuk oldu. Sıradaki seferim "Oğlak Burcu Altında" albümüne olacak. İnşallah yine kötü bir sürprizle karşılaşmam.

Corto Maltese'nin bu macerasının, bilhassa pasifik adaları ve denizde geçen serüvenlere ilgi duyanlar için kaçırılmayacak bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Fumetti'lerden Mister No ya da Fransız-Belçika ekolünden Bernard Prince gibi çizgiromanlar hoşunuza gidiyorsa, muhtemelen bu albüm de beğeninizi kazanacaktır. Yalnız bu serinin dramatik tarafı bu saydıklarıma göre biraz daha yoğun. Dolayısıyla klasik fumetti ya da süper kahraman okuru hoşlanmayabilir.

kalidor

Peyami Bey ne müthiş bir yazı olmuş. Ben "Bir Tuz Denizi Şarkısı" ile Corto'ya başladığım için oldukça beğendim. Çevirisinin çok kötü olmadığını belirtmeniz yüreğime su serpti :)
Crom! Ölüleri Say...

hanac

Jairo'nun Corto Maltese Şarkısı için bkz.

http://www.youtube.com/watch?v=y2bHsuTpCfg

Bu güzel yazı için teşekkürler Peyami.

Ben CM ye mecburen "Bir Tuz Denizi Şarkısı" ile başladım.

Gençlik Yılları ne yazık ki türkçe olarak yayınlanmadı. (Niye yayınlanmadı, bilen var mı ? )

alan ford

Alıntı yapılan: Peyami - 01 Eylül, 2011, 23:27:18


UMBERTO ECO'DAN TUHAF GİRİŞ YAZISI

Giriş yazısı deyince yazar ya da eser hakkında izlenimler, ufak tefek bilgiler falan okuyarak hikayeye ısınmayı bekliyor insan. Burada ise böyle bir durum yok. Yazının neredeyse tamamında bir takım coğrafik çelişkiler ve tutarsızlıklardan bahsedip durmuş. Hani IMDB'de "Film Hataları" bölümü vardır ya (Goofs), aynı tarz ama sıkıcı mı sıkıcı bir yazı. Sadece sonuna doğru birkaç paragrafta çizgiromanın atmosferine ve ruhuna dair fena sayılmayacak birkaç laf ediyor hepsi bu. Açıkçası hoşuma gitmedi.


  Kesinlikle hayatımda okuduğum en anlamsız ve en saçma önsözdü. Koskoca Eco niye böyle bir önsöz yazmış anlayamadım.  Edebi kıskançlıktan başka bir şey gelmedi aklıma. Bu arada kitabın sonunda Hugo Pratt'ın 35.000 kitaplık kütüphanesinden bahsediliyor ki,  gerçekten kıskandırır adamı ;)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

s.b

NTV Yayınları'ndan çıkan bu renkli seri poşet içinde 1. ve 2. sayısıyla birlikte satışta. Daha önce siyah beyaz olarak Dost Kitapevi tarafından yayınlanan Corto bu sefer NTV'den renkli olarak yayınlanmaya başladı. Dost büyük boy olarak yayınlamıştı. NTV ise fumetti boyutunda yayınlıyor. Hatta biraz daha dar olmuş. Bu boyut daha güzel olmuş. Neden derseniz? Resimler pek öyle büyük boyutta güzel duracak kalitede değil. Ben de bu sebepten Dost'un Corto Maltese'lerini alıp okumamıştım. NTV çizgiromana devam ettiği sürece daha çok çeşite kavuşacağız gibime geliyor.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN