Yayınevlerinin Fiyat Politikaları

Başlatan tunaorhun, 25 Ocak, 2011, 21:51:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Göründüğü kadarıyla hemen hemen herkes yüksek fiyatlardan dertli ama çözüm yönünde öneriler getirebilen var mı?

Alıntı yapılan: BAHADIR - 27 Ocak, 2011, 17:47:26
5000 satıp 5 lira kazanacağıma 1000 satar aynı parayı kazanırım zihniyetinden başka bir şey değil...

Mesela sevgili Bahadır'a sorsam, fiyatı 7 değil de 3,5 lira olsa bir Büyülü Rüzgar'ın 600-700 değil de 5000 satacağına inanıyor mu? Veya Zagor 1500 yerine (ki çizgiromanevi sahiplerine göre bu bile iyimser bir rakam) 5000 rakamını görür mü?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


BAHADIR

Sevgili Pizagor;
Vurun dedik ama sende öldürdün...Benim o söylediğim rakam (3,5 tl den bahsediyorum) uçuk tirajlar için söylenmiş bir rakamdı...50.000 gibi...Sen o tirajaları aşacak ve satacak duruma gel inan 3,5 tl rahat kurtarır...Fiyatı 5.00 tl'ye çekip 5000 satışını yakalar mısın? dersen orasıda benim branşıma girmiyor ma 3000 basıpta 5000 tabi ki satamazsın...Ülkemizde nokta satışlarda (Kadıköy pasajı gibi) belirlediğin hedef satışı birebir baskı ile kurtarman mümkün ama diğer anlamda Türkiye genelinde 5000 lik bir satış hedefini sağlamak istiyorsan 10,000 ile 15,000 arasında bir tiraj ile baskı yapman gerek ki bu da her sayıda 5 ile 10 bin arasında bir stok maliyeti doğurur...Bazı maliyetleri gözönüne alıp o şekilde işe girersen 5000 de satarsın 6000 binde ama belki kazanacağın para şu an 1500 ile kazandığın para ile eş değer olur...orasının hesabını iyi yapmak lazım...Ama en başta değindiğimiz konuya geliyoruz.Bu hesabı yapacağım derken elit bir kısmın üzerine yük biniyor ki buda bizler oluyoruz...Az baskı yapılan kitaplar zamanla piyasadan çekiliyor...Yani bu işin özü adetli baskı yapıp birim maliyeti düşürüp düşük fiyatla okuyucuya ulaşmak elinde kalan diğer stokda piyasanın canlı kalmasını sağlar...Ama zamanın da duyduğum bir konuyu burdan yazmak istiyorum...

Bir yayınevi sahibi 1. sayı tükendiğinde yada ellerinde az kaldığında etrafındaki bir kişiye danışmışlar..."500 kadar tekrar bir baskı yapalım mı" diye ardından da "tabi ki ama 500 az olur adeti çoğaltın hatta" dendiğinde o zaman piyasada ki kitapların kolleksiyon değeri düşer" mantığında bir cevap almışlar...Diyeceğim o ki 2. el piyassındaki fahiş fiyatlardan da genel manada düşük baskı yapan yayıncılarımız mesul...Bir kitap 15 yıl sonra 20 yıl sonra değer kazansın...Kitap basılıyor 3 yıl bilemedin 5 yıl sonra karaborsa...Haydi hayırlı tıraşlar... ;D

Herşey zaman ve sürece bağlı,bu söylediklerim konusunda "hadi fiyatı düşürdük baskıyı arttırdık önümüz sayı satış patlaması yaşıyacağız" diye bir şey de yok...Sadece birilerinin öncü olması ve elini taşın altına sokması gerekiyor...,

Ama Türkiye de birileri öncü oluyor..."Bak bak zam yapmış bizde zam yapalım...", "Filanca evini şu kiraya veriyor,benim evimin ondan neyi eksik " haydaa ondan sonra ev fiyatları tavan yapıyor...Olay zaten hep spekülasyon değil mi?

Çok mu abarttım...Sevgiyle kalın...

guantanamo

Arkadaşlar Bahadır beyin söylediklerine tamamen katılıyorum.

Şurda kaç kişiyiz ki, meblağlar yüksek.

devrimk

Asıl sorun dönüp dolaşıp aynı yere geliyor, çizgi roman yaygın değil ve bunu yaymak gerek. Bilhassa dağıtım firmasıyla anlaşmadan beş-onbin adet satmak mümkün gözükmüyor. Dağıtımı yapılacak fiyatlar aşağı çekilecek ki okulda okuyan öğrenci de alabilecek, trene binmek üzere olan adam da.
Yani fazla baskı yapıp elini taşın altına sokmak yeterli değil "Nasıl fazla satış yapabilirim?"in stratejisini geliştirmeli yayıncılar.

pizagor

Kitabı fazla basıp birim maliyeti düşürmek fiyatların bize düşük yansımasını sağlar mı? Yayıncı satamayacağı miktarda niye kitap bassın ki...

İşte hepimiz aynı noktaya geliyoruz...

Çizgiroman fiyatlarının nasıl düşeceğinin yanıtı çok açık, okur potansiyelini artırmak, benim bugün için uçuk olarak nitelendirdiğim, bir zamanların dudak bükülen 10.000li rakamlarına ulaşmak...

Peki fiyat düşürmek bunu sağlar mı, hiç sanmıyorum?

Okur sayısını artırmak bizim işimiz değil, yayıncının düşünmesi gereken konu deyip buna pek girmiyoruz ama işin ucu bana dokunuyor nihayetinde...

Beyin fırtınasının yapılması gereken konu bu, yoksa bir çizgiroman sevdalısını kurtaracak hiç birşey yok...

Mesela Lal'in gazetelerle dağıttığı çizgiromanlar bu konuda faydalı olmuş, aramıza bazı okurlar katmış olabilir...

Şu anda çocuklara yönelik yayınlar geleceğin çizgiroman sevdalılarını yaratıyor olabilir...

Var mı bu konuda önerileriniz?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Sevgili Devrim'le hemen hemen aynı şeyleri yazmışız. Ben yazarken farketmemişim devrim'in de yazdığını. Kusura bakmayın tekrar gibi olmuş...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


rumar80

   Çocukluğumuzda "çocuk kitabı" olarak adlandırılan kitaplardı çizgi romanlar. Çocuğa kitap mı almak lazım? Ver bir Mandrake, al bir Tarzan vs. Çocuğu bu verilir, çocuk okur, sonra da okuya okuya bunları mı okuyorsun yararlı şeyler okusana olurdu. Ama bu sayede bizler GERÇEK çizgi romanlarla karşılaştık. Bir de üstüne haftalık çizgi roman dergileri gelince. Hayat daha da renklendi.
   Ya bugünün çocukları? Bir kere televizyon dene alet onları esir almış durumda. Çizgi roman olarak ta TV'den gördüklerini kabul ediyorlar: Ben 10, Dora, Cars, Winnie the Pooh. Sizce bizim çocukluğumuzdaki "çocuk kitapları"na benziyor mu? Çocuk dergisi olarak sunulan Doğan Kardeş te onlardan çok bize hitap etmiyor mu?
   Şimdi aranızdan "örümcek adam var ya?" diyenleri duyar gibiyim. Ama D&R ve benzeri dükkanlarda satılan örümcek adamın bizim sevgili Peter Parker ile bence yakından uzaktan alakası yok. Sadece çocuklar okusun diye yapılmış, incir kabuğunu dolduramayacak maceralar. Peki bu çocuklara HOZ örümcek adamı versek ne olur? Belki iyi bir deneme olur ama bence affallama olasılıkları da yüksek.Daha ciddi çizimler, daha sert konular....
   Çocuklar renkli şeyleri sever. Benim kızım evde sadece comicslerime bakıyor. Thor'un pelerini ilgisini çekti, vs. Bir de Star wars'lara (o da klon savaşları nedeni ile Ahsoka'lı olanlara). Yine de renkli çizgi romanları karıştırmaktan zevk alıyor.
   Bunlardan gelmeye çalıştığım nokta şu: Ben 10 kuşağını bizim tarafa (gücün aydınlık tarafına) çekmek zor. Ara bağlantının sağlam kurulması lazım. İki tarafa da değebilen bir yayın ile çekilmeliler. Bu yayını bulmak ta yayınevinin (eğer istiyorsa) tercihi.
   Kişisel bir örnek verirsem: Klon savaşlarının çizgi filme göndermeli ayrı bir serisi var ABD'nde. Bu serinin basılması (bu sadece benim bu konu için yarattığım bir teoridir) çizgi filmi izleyen çocukları cezbedebilir. Buradan yavaş yavaş gerçek Star wars alemine geçilebilir. Benim kızım klon savaşlarını izlerken, artık benimle orjinal filmleri de izliyor.

kedidiro

   kendi çizgi roman evrenimde yaşar giderken altın madalyon ailesine girdikten ve çizgi roman konusunda düşünen, yazan insanları tanıdıktan sonra ben de kendi çapımda gözlemlerimi arttırmaya çalıştım ve konuyla ilgili birkaç tespitimi paylaşmak isterim:
  1- belki bizim teksas tommikslerimizi değil ama yavaş yavaş aşılamayla yeni nesillere çizgi romanın sevdirilebileceğini düşünüyorum
  2- bu konuda özellikle agatha christie polisiyeleri tarzı çizgi romanları son zamanlarda çok sık öğrencilerimin elinde görür oldum
  3- aynı şekilde ntv yayınlarının izlediği çizginin sağlıklı olduğunu düşünüyorum: önce edebiyat klasikleriyle başladılar,sonra sherlok holmes vb.. polisiyelere girdiler, baktılar ki oluyor gibi buffy serisine de başladılar
4- son zamanlarda öğrencilerime,çocuklarıma,eş dost çocuklarına hediye olarak çizgi roman vermeye gayret ediyorum ve aldığım dönüşler genelde olumlu...bu konuda sizlerin deneyimlerini ve tavsiyelerini de duymak isterim
5- geçtiğimiz gün bir öğrencimin ithaki yayınlarından çıkmış joe sacco'nun 'filistin' isimli çizgi romanını okuduğunu ve arkadaşlarının da okuma sırasına girdiğini gördüm...benim bundan çıkardığım ise doğru kanalları devreye sokarsak Türkiye'de çizgi roman okuru arttırılabilir ki izlenecek yol konunun çıkış noktasında belirtildiği üzere hali hazırdaki çizgi roman okurunun etinden sütünden yününden sonuna kadar yararlanmaya çalışma yerine yeni okurlar kazanmaya dönük stratejiler olmalı...
6- ve bence en büyük sorun biz taşradaki çizgi roman okuru, okur namzeti veya alıcısının çizgi romana nasıl ulaşacağı konusunda yayınevlerinin hiçbir çabasının olmaması

Lami Tiryaki

Alıntı yapılan: BAHADIR - 28 Ocak, 2011, 09:13:00

Bir yayınevi sahibi 1. sayı tükendiğinde yada ellerinde az kaldığında etrafındaki bir kişiye danışmışlar..."500 kadar tekrar bir baskı yapalım mı" diye ardından da "tabi ki ama 500 az olur adeti çoğaltın hatta" dendiğinde o zaman piyasada ki kitapların kolleksiyon değeri düşer" mantığında bir cevap almışlar...Diyeceğim o ki 2. el piyassındaki fahiş fiyatlardan da genel manada düşük baskı yapan yayıncılarımız mesul...Bir kitap 15 yıl sonra 20 yıl sonra değer kazansın...Kitap basılıyor 3 yıl bilemedin 5 yıl sonra karaborsa...Haydi hayırlı tıraşlar... ;D

O "etraftaki kişi" ben oluyorum arkadaşlar. Ömer'cim izninle bir düzeltme yapayım. 500 değil 1500 basmaktan bahsetmişlerdi. Çünkü 10000 basılıp-bayilerdeki iadeler hariç-sayıların tümü bir kaç ay içinde satılmıştı. O 1500 tekrar basım için de sein bahsettiğin türde düşünceleri vardı. Bu olay 2002 yılında olmuştu.

Selamlar
Lami

hacibabs

Herkese merhaba,bu veya bu gibi konular birazda fikir ayrılığı nedeniyle tartışma ortamı açtığı için forumlarda çok ilgi görüyor.Buna başka sitelerdede şahit oldum.Lal zammını ilk duyan profesyonellerden biri de benim.İlk düşünceleri ince sayılarda 7.5 ve klasiklerde 30.-tl idi zam geçmişide kapsayacaktı.Şiddetle itiraz ettim.Uzun süredir zam yapmamaları kendi politikaları idi ve mazeret sayılamazdı.Yalnız benim itirazım 7.5 ve 30.-tl ye değil eski sayılarıda buna dahil etmeleri idi ki bu uygulama sanırım sadece Türkiye'de var.Avrupa'nın bir çok ülkesinde sahafi pozisyona düşmemiş tüm kitapları fiyatı bir ay sonra yarı fiyatlara düşer ama bu bizde olmaz.Nedeni ise çok basit.Kitabı 1000-1500 arası basan yayıncı ben 600 tane satar amorti ederim depomda kalan benim karımdır diye düşünmek zorundadır.Düne gidince 10000 değil 100000 haftalık tirajları gören biri olarak ortamı size biraz anlatayım.
Bisiklet sadece çok zengin aile çocuklarında mevcut.Topu olan santrfor oynar.Oyuncaklarımız ciklet kartları marangozlardan alınmış tahta parçaları ve kıl testeresi-çelik çomak gibi genellikle kendi imal ettiğimiz oyuncaklar ve misketki hayat etrafında dönerdi.Kız erkek ilişkileri kesinlikle platonik.Şimdi bu ortama Teksas_Tommiks-Teks-Kinova-Kit Taylor ve Pekos Bill gibi kitapları çıkarttığınızda alternatifsiz bir malzeme sunmuş oluyorsunuz.Her eve girdi.
Bu güne gelelim.Bisiklet sahibi olmayan çocuk görmüyorum,ehliyeti alan hemen arabasını çekiyor,futbol artık her yaşta insanın yapabildiği bir spor,bekaret yaşı 15-16 lara inmiş.Cep telefonları neredeyse artık buzdolabı olarak bile kullanılacak atariler bilgisayarlar teknoloji dolu dizgin gidiyor.Çocuk ne yapsın çizgi romanı babası elinden tutup getiriyor nostaljisini tanıtmaya ama çocuk bakmıyor bile.
Benim 25 yaş altı müşterim 2-3 adet forumlarda kaç tane var.15 yaş altı için ne düşünüyorsunuz?
100000 baskı yapıldığında kitabın satılmayanı kağıt fabrikasına,satılanı külaha,sobaya ve ana babamızın hışmına kurban gidiyordu ve bu yüzden altın kural çalıştı(bir ürün çok üretilir ve tamamı tüketilirse 30 yıl sonra ciddi değerler yapabilir).
Şimdi ise 1000-1500 baskı var ama kitabın hepsi 30 sene sonrada mevcut olacak çünkü kimse atmıyor yakmıyor yok etmiyor.Tay Zagorun 1. cildinden temiz olarak Türkiyede 100 adet acaba var mıdır?Ya Ceylan Zagor 6 ciltlik seriden bilinen sadece 1 kişide takım mevcut.Tüm koleksiyoncuları aşağı yukarı tanırım gizliler hariç piyasada mevcut olan tüm kitaplar 50 yi geçmiyor.
Son olarak bir küçük anekdot:Oğlak 15 günlük sayısını 12.-tl yaptı doğru çok yüksek bir fiyat ama onlar diyorki sabredemeyen veya orijinal kapak görmek isteyen parası olan bunları alsın yada sabredin tanesı sayıda 5.-tl ye gelen ciltler veya 6.-tlye gelen kutuları alıp ucuza mal edin.
Sağlıcakla kalın.Tayfun Alemdağ

Underfined

O kadar Kendimizi yiyip bitirmemize rağmen Hoz da yapmış yapacağını...
Dylan Dog 12TL Den 15TL ye
Swing 24TL den 26TL ye yükselmiş..Gazamız mübarek olsun...

rumar80

    Darısı gerekli şeyler ve 1001 romanın başına  >:(

V

Lal elindeki "hit"lerle piyasayı belirliyor adeta.Diğer yayınevlerinin Lal'in piyasayı ateşlemesini
takip etmeleri trajik tabi..1001 Roman'a dikkat!Zamları yakında patlatır..Oğlak,Gerekli Şeyler.
Marmara Çizgi,NTV gibi yayınevleri bambaşka alemlerde zaten..
"İstemem,eksik olsun.."

gamlıbaykuş

Çizgiromanların çoğalması ve tabiki talebin olduğunu da gören yayıncılar bu fırsatı değerlendiriyorlar. Bu hayra alamet birşey değil aslında. Fiyat politikaları geriye bir dönüşü tetikleyebilir. Hadi hayırlısı diyelim...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

Tarkan Kurt

Aslında bu konuyu okumak istemiyorum çünkü çok sinirleniyorum. Yayıncılar artık neredeyse ansiklopedi fiyatına çizgi roman satmaya başladılar. Bizi herhalde sağılacak inek gibi görüyorlar. Aslında altın yumurtlayan tavuğu kestiklerinin farkında değiller, ya da umurlarında değil.