Yeniçeri - Arkabahçe

Başlatan Hayal Kahvem, 12 Nisan, 2011, 11:29:33

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hayal Kahvem



Gazetede "Topkapı'da hologram Yeniçeler dolaşacak" diye bir haber okuyunca, o kadar hoşuma gitti ki, hayalperest ruhum depreşti. Bir elimi koydum yanağıma ve kendimi ışınladım Topkapı Sarayı'na. Konu daha ihale aşamasında olmasına rağmen, ben çoktan saraydaydım ve Yeniçerilerle Topkapı Sarayı'nı dolaşmaya başlamıştım bile. İşte şimdi koridorlarında dolaşıyorum hayalimde. Sağımdan solumdan rap rap rap yeniçeri askerleri geçiyorlar kocaman adımlarıyla. Japonların samurayları varsa bizim de yeniçerilerimiz var öyle değil mi? Keşke Yeniçerilerin çizgi romanları olsa ve filmleri çevrilse... Şimdi ben buradan Cüneyt Arkın'lı Malkoçoğlu ve Karaoğlan filmlerine geçerim ama geçmeyeyim... Suuuss! Resmen şimdi var ya Topkapı'dayım... Aaaa! İnanmıyorum... Bir Yeniçeri ile gözgözeyim! diye hayaller kurmadım mı sanıyorsun? Kurdum inan ki! Neyse sonra kendime geldim çok şükür... Keşke Yeniçerilerle ilgili bir çizgi romanımız olsa diye hayıflana hayıflana konuyla ilgili yazıları araştırıyordum ki sanal dünyada, gözlerime inanamadım. Bir sitede 2004 tarihli "Özel Dosya-Amerikan Çizgi Romanı, Türk Politik Hayatının Aynasıdır! :Yeniçeri" başlıklı bir yazı gördüm. Bir araştırma yazısıydı ve yazarı Ümit Kireççi'ydi. Üç dizilik bu çok ilginç araştırma yazısının tamamını (http://www.cizgiroman.gen.tr/dosya/28 ) siteden girip mutlaka okumak gerekir. Ben Ümit Kireççi'nin yazısından bir bölümü buraya alacağım:


"1566 yılında DC okurlarının yakınen tanıdığı iblis Etrigan, İzmit'e - (dikkatinizi çekerim benim yaşadığım şehre:) -yaratık ordusuyla saldırır. Kanuni Sultan Süleyman şanlı ordusuyla karşı koysa da başarısız olur. Bu sırada Merlin ortaya çıkar ve Arthurvari bir Excalibursal buluşla, Kanuni'nin kılıcını taşa saplar, bir büyü kitabını da yanına bırakır. Etrigan avucunu yalar ve gelecekte dönmek üzere gider.Yıl 1999 İzmit depremi. Doktor Selma Tolon, depremzedelere yardım ederken yeraltına düşer. Kılıcı ve kitabı bulur, çarşaflı şalvar karışımı, kırmızı üstüne ay-yıldızlı kostümlü Yeniçeri'ye dönüşür, ilk icraat olarak da Türkiye başbakanını teröristlerin suikastinden kurtararak vatanseverliğini dışa vurur.Aslında dergiyi okuma imkanı bulanlar benimle hem fikir olacaklardır. Çıkış öyküsü fazla basit ve fazla zorlama kurmaca; ancak yer yer Türkçe konuşmaların geçmesi, isimlerin Türkçe olması inanılmaz bir zevk veriyor. Bir de hayal ettiğimiz gibi kahramanlık merkezi olarak İstanbul yerine İzmit merkez alınmış. Dahası ülkemizi temsil eden süper kahraman da bir kadın olmuş (Ben çok hoşlandım ama acemi çizerler nedense hep bayrak desenli bir erkek kahraman çizmeye eğilimli oldukları için hayal kırıklığına uğramış olabilirler)." Aynen böyle yazmış Ümit Kireççi.


Neticede anladım ki:
1- Demek ki Yeniçeri adında bir çizgiroman kahramanımız var.
2-Bu kahraman İzmit'te yeraltına düşüyor ve Yeniçeri'ye dönüşüyor.
3-Bu kahraman hem Yeniçeri, hem İzmitli, hem de kadın:)
4- Bu yazının yazarı ise Sevgili Ümit Kireççi!

Bu kadar güzellik bir arada olabilir mi?
Şimdi bakar mısın, okuduğum bir gazete haberi ve bendeki merak tabii ki, beni nerelere getirdi! Hayret edilecek şey! Sence de çok ilginç değil mi? Ve hayat ne tesadüfler ve ilginçliklerle dolu öyle değil mi?



kalidor

Yeniçerinin elindeki kitabın büyü kitabı olmadığını hatırlıyorum ??? Neyse bu hikayede Batman dahil bir sürü DC kahramanı vardı. Olayları başlatan ise ruhunu şeytana satan üst düzey bir askerdi :D Bir ara Batman bizim Batman ilimize de gidiyordu. Neyse benim dikkatimi çeken hikayedeki cin tasvirleriyle folklorik ve yer yer dini olarak tasavvur edilen cin tasvirinin uyuşmasıydı. Yani ateşten olmaları, hızlı hareket etmeleri. Biliyorsunuz batı kültüründe cinler (djinns) Peter Pan giyiminde altın düşkünü, şakacı yaratıklar. Bu karşılaştırma Wishmaster filminde de geçiyordu.
Crom! Ölüleri Say...

rumar80

   Yeniçeri sonra bir daha ortya aktif olarak çıktı mı? Bilen var mı acaba? Ben sadece day of vengeance kısa serisinde tüm mistik kahramanların arasında göründüğünü hatırlıyorum o kadar.

pizagor

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2012/08/yeniceri-mi-yoksa-bize-bicilen-yeni.html

Yeniçeri mi yoksa bize biçilen yeni çehre mi!

1566...

Osmanlı İmparatorluğu...

Kanuni Süleymaniye Cami'nden bozma olarak çizilmiş sarayının penceresinden avludaki kanlı savaşı izlemektedir...

Ve korkmaktadır...

Çünkü savaş kendi askerleri ve iblisler arasındadır...

Kanuni veziri Merloch ile görüş alışverişinde bulunurken Merloch bir anda Merlin'e dönüşür ve geçmişine dair bir hikaye anlatmaya
başlar. Asırlar önce Merlin Kral Arthur'un tahtını ele geçirmek isteyen cadıyı, Morgan Le Fay'i durdurmak için yarım kan kardeşi iblis Etrigan'ı cehennemden kurtarmış ve ondan yardım almıştır. O günden beri Etrigan sırf zevk için dönemin en güçlü imparatorluklarını yıkmakta, Merlin de Etrigan'ın peşinde ona engel olma çabası içerisindedir. Etrigan'ın şimdiki hedefi olan Osmanlı İmparatorluğu da düşmek üzeredir...

Lakin Merlin'in bir planı vardır: Excalibur'un Anadolu versiyonunu yaratmak... Bu amaçla ikili saraydan uzaklaşıp küçük bir köye gelir. Kanuni'nin kılıcı yere saplanır, tam Merlin kılıcı güçle büyüleyip mühürlemek üzereyken Etrigan'ın baskınına uğrarlar. Artık Merlin'in endişeleri katlanmıştır çünkü elindeki Ebediyet Kitabı'nın Etrigan tarafından ele geçirilmesi sonun başlangıcı olacaktır. Kanuni'nin önerisiyle sözkonusu kitap da kılıcın yanına eklenir ve mistik paket hazırlanır. Kılıç artık onu yerinden çıkaracak yiğidini beklemektedir, yanında bir de sihir kitabı bonusuyla...

1999...

İzmit Türkiye...

Deprem felaketinin tam ortasında, herşeyini ortaya koyarak hayat kurtarmaya çalışan bir kadın doktor... Bu kahraman kadın çökmek üzere olan bir binadan depremzedeleri çıkarmayı başarır ama yıkıntının altında kalır. Hayattadır...

Ve yıkıntılar karşısına zemine saplanmış bir kılıç ve eski Türkçe bir kitap çıkarır. Şöyle yazmaktadır kitapta :

'Her kim ki bu kılıcı kumdan çıkarır, bu büyük imparatorluğa rehberlik edip muhteşem yarınlara götürür.'

Selma Tolon kılıcın kabzasını kavrar ve saplandığı yerden çıkarır. Böylece Yeniçeri doğar...

Doğmaz olaymış...

Türk deyince fes – şalvar – peçe – müslüman dörtgeniyle sınırlı algısından bir adım öteye gidemeyen Batılı, özellikle de Amerikalı bir beyinden başka ne çıkabilirdi ki zaten! Bütün bu cehalet hemen kendini Yeniçeri isimli Türk kahramanın kostümünde belli ediyor, hikaye kurgusuyla birlikte de kendini kabul ettiriyor... Çok mu zor hikaye ettiğin bir ülkenin yaşamı, insanları, kültürü, coğrafyası hakkında bilgi toparlamak! Internet ne güne duruyor, google ne işe yarıyor, yabancı gezi siteleri beni benden daha iyi tanıyor!

Hikayenin bir sonraki safhasına TSK mensubu Kazım Anka dahil olur. Etrigan'ın akıl hocalığındaki General Kazım Anka her TSK generalinin gizli gündemi olan :) güzel ülkemin yönetimini ele geçirmek için ruhunu ve bedenini İblis'e açmıştır. İblis ise BOP'un gizli gündemini açık eder okura :

'Sevgili General neden bu küçük ülkenin  idarecisi olmak isteyesin ki... Bir imparatorluğa sultan olmak varken?'

Niye İblis sultanlık diyerek İslami demokrasi (artık nasıl oluyorsa) elbisesini bize uygun gören BOP'u hafif hafif pompalamaya başlıyor okurun bilinçaltına, niye Cumhuriyet zavallı, Osmanlı ise muhteşem gösterilmeye çalışılıyor!

Pekiyi ya bunları dile getirenin İblis olmasına ne demeli, tesadüf mü yoksa metafor mu aranmalı bu noktada!

Hayırdır CIA Marvel'dan sonra DC'ye de mi sızmış acaba!
 
Hikayeye dönersek, İblis'le güçlenen General Anka ülke yönetimini ele geçirmiş, oryantalist ateş cinlerin estirdiği terör tüm ülkeyi sarmıştır. Böylece ülkemiz Adalet Birliği'nin gündemine girer. Generalin ordusunu Batman açıklar : 'Müfrezesi hükümetin İsrail'le olan ilişkileri güçlendirmesine itiraz ettikleri için ordudan atıldı.'

Batman'in bu açıklamasını neresinden tutsanız elinizde kalıyor, ama ne yaparsınız ki tarihi yazmak galip gelenin, güçlü olanın hakkı!

Batman, Wonder Woman, Aquaman, Green Lantern'ın desteğiyle Yeniçeri 'Müslümanlığın yüzkarası' generale kadar ulaşır, son hesaplaşma başlamak üzeredir. Daha en baştan İblis'in, bedenine ve ruhuna göz diktiği Yeniçeri ona kendisini sunar. Tereddütsüz atlar bu teklife İblis. Son noktada Yeniçeri secdeye varır ve İblis bu vücudu terkeder. Çünkü İblis daha zamanın başlangıcında Allah'ın önünde eğilmeyi reddetmiştir, şimdi mi bunu kabul edecektir. Çünkü o aslında şeytan değil, gurur sahibi bir melektir...

Albümü okurken Türk dedikleri bu kadın kahramanın ne kadar bizi yansıttığını sorguladım sürekli. Söylemi ve yaptıklarıyla Yeniçeri olsa olsa Müslüman bir kadın kahramandır. Ulusal falan değil, düpedüz ümmettendir...

Ama yalan yok, bu hikayede büyük kurtarıcı ağabey Amerika temasını şiddetle öne çıkaran öğeler bulamadım. Bu dediğime itiraz olabilir, arayan illaki bu durumun antitezini destekleyecek birşeyler bulacaktır albümde. Lakin o bulunanlar misal yakın tarihli Avengers filmindekiler gibi mutlak ve kuvvetli olmayacaktır...

Koray Özbudak şöyle yazmış albümün önsözünde :

'Yeniçeri'yi yayınlamımızın en büyük nedenlerinden biri de bu tarz tartışmalar. Belli periyotlarla gündeme gelen bu çizgiroman,çeşitli spekülasyonlara, hatta komplo teorilerine konu oldu. Arka Bahçe Yayıncılık olarak bu tartışmaların daha sağlıklı yapılmasını ve insanların kulaktan dolma bilgilerle değil, kaynak malzemeyi doğrudan okuyarak fikir edinmesini sağlamak amacıyla bu dergiyi yayınlamaya karar verdik. Tek kusuru konu edindiği ülkeyi çok iyi bilmemek olan naif ve iyi niyetli bir öykü mü, büyük bir komplonun art niyetle yazılmış bir parçası mı...'

Bu zeka fışkıran senaryoda Batman ve Batman ili esprisine yer verilmiş ama Of ilçesi unutulmuş. Senaristlere hatırlatalım, olur da New 52'de Yeniçeri'ye yer verilirse bu sefer de bunu kullansınlar...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...