Kara Murat'ın babası Rahmi Turan'la röportaj yaptım

Başlatan kültürelgüncel, 10 Mayıs, 2011, 21:22:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kültürelgüncel


Yayın sorumlusu olduğu bütün gazeteleri yüksek tirajlara ulaştırmasıyla ve en önemlisi yarattığı "Kara Murat" karakteriyle ünlenen Rahmi Turan şimdilerde Hürriyet Gazetesi'nde köşe yazıları yazıyor. Turan, defalarca beyaz perdeye uyarlanan Kara Murat'ın ilk filmi dışında pek de memnun değil.


Yenilenen kostümü ve tabii ki değişen başrol oyuncusuyla Kara Murat'ın yeni filmi yıl sonunda gösterime girecek. Aşağıdaki röportajda üçlemenin ilk filmi olan ve Aralık 2011'de gösterime girmesi planlanan "Kara Murat Mora'nın Ateşi" hakkında da bilgiler bulacaksınız. Hatta filmin ilk fragmanı da aşağıda mevcut.

İşte Rahmi Turan'la hayatı, gazeteleri ve Kara Murat hakkında yaptığım röportaj: (...)

Devamı için blogum: http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/05/rahmi-turan-roportajm.html

ferzan

    Hoş bir röportaj olmuş,ellerine sağlık sevgili kültürelgüncel...
    Kara Murat'ın,özellikle Avrupa'da geçen serüvenlerinde bariz bir Michel Zevaco etkisi vardır...Pardayan romanlarını okurken,bazı cümlelerin bile doğrudan kullanıldığına denk gelmişliğim olmuştu ama bunu karalamak için değil,yazınsal olarak beni en çok saran biri yerli,diğeri yabancı bu iki esere olan hayranlığımdan ötürü belirtmek istedim...Yoksa bu etkilenmeler yalnızca ayrıntılar için geçerli,zira Kara Murat alt metinlerinde muhteşem bir kurgu yatar ve çoğu zaman havada kalmış bir detay bulamazsınız...
    Kara Murat dergilerine çok sonraları,sahaflar vasıtasıyla ulaşmıştım ama benim filmleri harici ilk tanışmam,99 yılı Gözcü gazetesinde Ergin Asyalı'nın çizgileriyle olmuştu...Abdullah Turan'ın kompozisyonlarını kendi stiliyle yeniden çizip,bilgisayar ortamında renklendirerek okuyucuya sunuyordu ve format yine altyazılıydı...Bu formata ısınmam da Kara Murat sayesinde olmuştur...Hatta ısınmak ne kelime,şu an böyle altyazılı bir tefrika hazırlayıp resimle deseler,uçarak resimlerim... :)
    Bugüne dek epey serüvenini biriktirmişliğim oldu Gözcü gazetesinden...Neredeyse 6-7 tane falan...Az gibi duruyor böyle deyince ama her maceranın en az 150-200 gün,hatta bazen 250 üzeri sürdüğünü gözardı etmezsek,epey çok oluyor... :)
    Kara Murat serüvenlerinde beni bugüne dek rahatsız eden tek bir ayrıntı hatırlıyorum...Adını anımsayamadım ama Çin topraklarında geçen bir serüveniydi...Öykünün bir bölümünde Kara Murat'ın yolu,Pekin'in ara sokaklarında bir handa kumar oynatan güzel bir kadınla kesişiyor...Ama ortaçağdan henüz çıkmış bir uzakdoğu diyarında,çarklı rulet ne arar?..Hadi,belki bir ihtimal,rulettir,çarktır,kökü uzakdoğuya uzanıyor olabilir ama tavernadaki kadının Kara Murat'a yanaşıp:''Kumarda şansınız yok,belki bu yüzden aşkta kazanırsınız...'' gibilerinden bir cümle sarfetmesi beni öldürüp öldürüp diriltti ilk okuduğumda...Yahu,Kara Murat mı okuyorum,James Bond mu bilemedim...Değerli usta Rahmi Turan,elbette gün be gün kapı gibi metinler yazmak mecburiyetinden ötürü böyle detayları atlamış,üzerinde çok durmamış oabilir...Hele gazetedeki onca işin arasında...Anlayışla karşılanır elbet ama ben bir türlü yediremedim işte... :-\
    Bahaneyle,Pardayanlar serisine de değineyim son paragrafımda...Sanıyorum,kendi kuşağımdan (yaşım 24) bu müthiş roman serisini okuyan tek kişiyim...Bugün,genel olarak 35-40 yaş üzeri bir kesimin hatırladığını biliyorum...Yine de bu yorumumu okumuş olan herkese şiddetle tavsiye ediyorum...Yalnızca Pardayan konusunda şahsım,ormanda on Altın Madalyon itkisi gücündedir... :)
Tuğla gibi 10 kitaplık bu eserin ilk 7 kitabını 15 günde bitirmiştim liseye başladığımda...Sürükleyicilik ne kelime,sofrada bile elimden düşmüyordu...Sonraları defalarca yeniden başladım ama ilk seferki gibi 10 kitabı birden bitirmek nasip olmadı...Bir tek 2008 yazında,ailemin evden uzakta olduğu bir dönemde mevcut paramı çizgiromana harcadığım ve günde tek öğünle idare etmek durumunda kaldığım birkaç günlük bir dilimde,açlığımı unutmak için hergün bir cilt bitiriyordum...Açlığı unutturmuyor,daha da körüklüyordu imansız roman...Hele Pardayan'ın bir lokantaya girip her kitapta en az birkaç kez masayı etler,börekler,şaraplar ve omletlerle donatması.... ;D
    Özellikle Baskan yayınlarının 70lerde çıkardığı o eski ama şık seriyi bulursanız sahaflarda,kaçırmayın derim...Bana teyzemin atmaya yeltendiği bir sandık dolusu kitabının arasından yadigar kaldı...1700'lü yıllarda,Paris ve çevresinde serüvenleri geçen bu dürüst ve mert şovalyenin buram buram tarih,aşk ve entrika kokan maceralarını bebekliğinden itibaren yaşlılığının son günlerine dek okuyabilirsiniz bu seride...Seriyal olduğu için de ilk kitaptan başlama zorunluluğundan bahsetmiyorum bile...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kültürelgüncel

Sevgili Ferzan,
Öncelikle bu güzel yorumunuz için çok teşekkürler. "Pardayanlar"ı okumadım henüz ama bu büyük "itki"nden sonra bir haftada bitirmeyi düşünmeye başladım. :D  :D
İzniniz olursa yanıtınızı röportajın altına yorum olarak kaydetmek istiyorum. Ne dersiniz?
Selamlar...

ferzan

    Dilediğin gibi kullan dostum,hatta bundan sonra yapacağın herhangi bir röportaj için de coşup zırvalarsam,onları da istediğin gibi kullan...Nacizane yorumum senindir...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kültürelgüncel

Alıntı yapılan: ferzan - 10 Mayıs, 2011, 23:25:11
    Dilediğin gibi kullan dostum,hatta bundan sonra yapacağın herhangi bir röportaj için de coşup zırvalarsam,onları da istediğin gibi kullan...Nacizane yorumum senindir...
"Zırva" yerine "değerli yorumlar" demeliyiz bence :) :) Bu arada yalnız röportajlara değil, yazılarıma da beklerim!  ::) ::)

Tarkan Kurt

Öncelikle röportaj çok güzel olmuş, tebrik ederim. Bununla birlikte Kara Murat denince sadece Rahmi Turan'ın isminin geçmesi beni rahatsız ediyor. Tamam Fatih'in Fedaisinin  yazarı ve yaratıcısı odur ama Kara Murat karakterini çizerek ete kemiğe büründüren çizerinin de bu tür rüportajlarda en azından adı geçmeli diye düşünüyorum. Aynı zamanda Tolga ve Durakoğlu'nun da yaratıcısı olan Abdullah Turhan'ın o müthiş çizgileri olmasaydı, bir dönem Türkiye de "çizgi-roman" yerine "Tarkan-Kara Murat" kelimelerini kullanabilirmiydik? Kara Murat'ı bu kadar sevebilirmiydik? Zagor demek ne kadar Ferri demek se, bence Kara Murat demekte Abdullah Turhan demektir. Sonraları Kara Murat'ı çizen Süleyman Gök gibi isimlerin de hakkını yememek lazım ancak onlar Abdullah Turhan'ın çizimlerini bozmadan devam etmeye çalışmışlardır. Bir röportajda okuduğum kadarıyla Abdullah Turhan'ı zamanında çekilen Cüneyt Arkın'lı Kara Murat filmlerinin galasına bile davet etmemişler.
Kara Murat filminin yeniden çekimleri ise sürpriz oldu diyebilirim. İnşallah iyi bir iş çıkarırlar, filmi fazla sulandırmadan çekerler. Film haberinden sonra belki bir yayıncı da Kara Murat'ın en azından Tarkan gibi kaliteli, renkli bir serisini basmayı düşünür. 

alan ford

 Pardanyanların Baskan baskısı 7 kitabını bir kitapçıda 2-3 TL'den bulmuş hemen almıştım. Arada eksikler olduğu için başlayamadım seriye. Bulup tamamlamak farz oldu artık.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kültürelgüncel

merhaba! yorumlarınızı okudum. herkese teşekkürler. Abdullah Turhan konusunda haklısınız. o olmasaydı kara murat yalnız bir roman kahramanı olarak kalabilirdi. onu es geçmek mümkün değil. bilgisayarım normale döndüğünde yazının sonunda bunu belirteceğim.

fazla uzun yazamıyorum,kusura bakmayın. bilgisayarımda sorun var.  :( harflere basınca çeşitli klasör ya da programlar açılıyor. ve bir de outlook... nedenini bilip,yardımcı olabilecek birileri var mı? bu mesajı ekran klavyesiyle yazdım.

cankazmaci

Güzel bir röportaj olmuş, teşekkürler. Ayrıca bilgisayarınız için de üzüldüm, bi kaç araştırma yapıp kayda değer birşey bulursam haber vereceğim. :)

kültürelgüncel

Alıntı yapılan: cankazmaci - 11 Mayıs, 2011, 18:40:06
Güzel bir röportaj olmuş, teşekkürler. Ayrıca bilgisayarınız için de üzüldüm, bi kaç araştırma yapıp kayda değer birşey bulursam haber vereceğim. :)
Ben teşekkür ederim. :) Çok sevinirim. (Özelden de yazabilirsiniz.)
Not: Şu an kendi bilgisayarımdan yazmıyorum.