Manaus: Çocukluk Hayalim...

Başlatan tommikser, 05 Eylül, 2011, 16:46:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mister NO

Dünyanın akciğeri: Amazonlar


Amazon yağmur ormanları, kapladığı beş buçuk milyon metrekarelik alanıyla dünyanın en büyük ormanları. Dokuz ülkenin sınırlarına giren Güney Amerika'daki Amazonların yüzde 60'ı Brezilya'da. Okurumuz Esra Çabukcan, 40 bin ağaç türünü barındıran bu ormanları yazdı.






On binlerce yıl öncesinin yaşam biçimiyle hayatını sürdüren kabilelerle tanışıp dünyanın en büyük nehrini görmek, dünyanın akciğerleri sayılan Amazon ormanlarını inceleme fırsatı bulmak, Latin Amerika'nın en büyük ekonomilerinden biri haline gelen Brezilya'yı da daha yakından tanıma fırsatı bulmak için yola çıktık.

İstanbul'dan 14 saat süren uçuşumuzdan sonra Sao Paulo'ya vardık. Saatleri 4 saat geri aldık. 4 saatlik başka bir yolculuktan sonra bu kez adres Manaus. Saatleri iki saat daha geri aldık. Uçağın camlarının  ıslandığını fark ettim. Yoğun bir yağmur var. Yağmurlukları çıkardık. Bizi ormanın derinliklerine götüren teknelere bindik.





Rionegro Nehri'nin kahverengi sularında sessizce ilerliyoruz. 2 saatlik tekne yolculuğundan sonra otelimize vardık. Nehrin üstüne kurulmuş, ahşap bir yapı yıllarca her bir parça eklenerek yapılmış gibi. Odalara iskele şeklinde kurulmuş ahşap köprülerden yürüyerek geçtik. Her odanın kapısı yerli halk tarafından yapılan, genellikle Amazonlarda yaşayan hayvanlar ve bitkilerden esinlenilmiş resimlerle süslenmiş.

Nehirde timsah ve piranha yaşadığını söylemekte fayda var. Güneş batar batmaz kanoya benzer bir kayıkla Kayman timsahını görmek için yola çıktık. Gecenin karanlığında ilerleyen tekne ve yerli rehberimizin birden suya atlayarak 90 santimetre boyunda yavru bir timsahı elleriyle yakaladı. Timsah hakkında genel bilgiler verdikten sonra nehre geri bıraktı.


KUŞLARI GÖRMEYE GİDİYORUZ





Sabahın ilk ışıklarıyla farklı kuş türlerini görmek için Bubin Gölü'ne gittik. Bir ara rehberimiz yukarı bakmamızı söyledi. Ağacın tepesinde tembel maymunla karşılaştık. Seslerini bilmediğimiz hayvan sesleriyle gölün derin sessizliğinde ilerledik. Muhteşem kareler yakaladık.

Rionegro Nehri'nin en derin bölümüne geçtik. Kıyıya yaklaştık. Binlerce yıl öncesinin yaşam biçimini koruyan yerli halkın evlerine misafir olduk. Suları bol olduğu için kendi sebzelerini ve meyvelerini yetiştirebiliyorlar. El sanatıyla uğraşıyorlar. Renkli takılar, mutfak ürünleri yapıyorlar. Rengârenk evleri özel boyanmış, halkı neşeli, halinden memnun ve mutlular.

Kauçuk ağacını gördük. Kauçuktan ayakkabı, tabak yapmışlar. Futbol sevgilerinin nereden geldiği belli oluyor. Her bahçede bir kale var. Dönüş yolculuğunda bardaktan boşanırcasına aniden bastıran yağmura tutulduk. Israrla 'Yanınızda yağmurluk bulundurun' demelerinin sebebi de anlaşıldı. Sırılsıklam olduk. Öğleden sonraki programımızda bulunan piranha avı ve nehirde yüzme olayını ertesi güne bıraktık. Güzel yağmurda otelin keyfini çıkarttık. Maymunlarla birlikte kahve içip, tatlı yedik. Bir şeyler yiyip içerken yanınıza aniden gelen maymunlar sizi şaşırtmasın. Hepsi arkadaş canlısı.






Ertesi sabah erkenden kalkıp pirana avına çıktık. Ancak nafile. Kedibalığıyla yetindik. Balık tutma sevdasını bırakıp timsahlar ve piranhalara ev sahipliği yapan Rionegro Nehri'nin plajına gittik. Yolda bu ürkütücü nehre nasıl gireceğimi düşündüm. O ana kadar parmağımın ucunu dahi suya değdirmemiştim.

Plaja yaklaştık. Kanodan inerken suyla ilk kez temas ettim. İnanılmaz sıcaktı.  Herkes nehre girdi. Dayanamadım. 'Amazon Nehri'ne girmeden döndüm' dememek için sıcak suya kendimi bıraktım. Yine aniden yağmur bastırdı. Bu kez telaşlanmadım. Zaten sudaydık. Keyfini çıkardım. Yağmur hızlanınca rehberimiz uyardı ve sudan çıktık. Tek kelimeyle 'muhteşemdi'.

Kanomuz hızla yağan yağmurun etkisiyle sulara gömüldü. Plajda iki saat mahsur kaldık. Ama hiçbirimiz endişelenmedik. Plajın keyfini çıkardık. Otelden gelecek kanoları bekledik. Dalga nedeniyle üç kanoyla gruplar halinde otele döndük.

AMAZON'DA SON GÜN...





Beklenen an geldi. Amazon ormanlarının derinliklerinde keşif zamanıydı. Akşamından plan yapıldı. Su geçirmeyen botları giydik. Böcek ve bineklerden korunmak için  uzun kollu üst ve pantolon giydik. Paçalar pantolona girdi. Yağmurluk olmazsa olmazımızdı.

Sabah nehrin kıyısında buluştuk. Herkes hazır. Teknelere bindik. Ormanın güzelliğine daldık. Orman ve nehir birbirine karışmıştı. Ağaçların nehre yansıması inanılmazdı. Daha önce hiç bu kadar derin kökleri bulunan, bu kadar farklı bitkiyi bir arada görmemiştim. Rehberimiz sıtmayı tedavi eden bitkinin yapraklarını gösterdi. Tadı çok acıydı. Bengay ilacının hammaddesini buldu. Son olarak da yerden fındığa benzer bir şeyler topladı. Birini hemen kırıp içinden duta benzeyen bembeyaz şeyi ağzına atıverdi. Bir tür kurt! Yerli halkın en değerli besin kaynağı ve dünyanın protein değeri yüksek besiniymiş.






Maceralı bir günü daha geride bırakıp ertesi gün Manaus'ta bulduk kendimizi. Unutulmaz bir deneyimdi Amazonlar...



Esra ÇABUKCAN 6 Eylül 2014  Hürriyet- Kelebek