Lal Conan Aylık Seri

Başlatan drfuhrer, 26 Eylül, 2011, 17:56:43

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mithrandir

Çok eskiden Alfa Yayınları'ndan bir süre takip ettiğim Conan'dan çok çok uzun bir süre sonra Lal'in çıkardığı bu aylık fasiküllerden oluşan 5 ciltlik seriyle Conan okumaya yeniden başladım. Ferzan bu seri hakkında gerekli açıklamayı çok ayrıntılı ve doyurucu bir şekilde yapmış zaten, hatırlatmak adına bir alıntıyla buraya da ekleyelim. Ciltler elime geçer geçmez iki cildi bir solukta bitirdim ve inanılmaz keyif aldım doğrusu. İyi bir çizgi roman okumanın keyfini unutmuşum doğrusu, bu keyfi tekrar hatırlamak çok iyi geldi ;D Fasiküllerin sonunda yer verilen okuyucu mektuplarında genel eleştiri, daha önce Conan'ı çizmiş J. Buscema, F. Frezetta, G. Kane gibi ustalardan sonra Cary Nord'un çizimlerinin çok kötü olduğu ve hayal kırıklığı yarattığı yönünde olmuş. Ben şahsen Cary Nord'un çizimlerini oldukça beğendim, gerçekten kendine has bir tekniği var ve  renklenirmeleri yapan Dave Steward'la birlikte çok özgün bir iş çıkarmışlar. Öncelikle eski Conan ciltlerindeki çizimleri tekrar hatırlamak adına biraz araştırma yaptım. Eski ustaların çizimleri çok güzel, eşsiz çizimler gerçekten, onların yeri doldurulamaz ama Cary Nord'da oldukça güzel ve alışılmış Conan tarzının dışında farklı bir tarz ortaya koymuş çizimlerinde, her kare bir tablo tadında. Ayrıca ikinci ciltten itibaren bir kaç fasikülde çizer değişiyor ve Greg Ruth devreye giriyor. Ruth'un çizgilerindeki gerçekçi yorum da oldukça güzel ve farklı bir tatta. Bunun dışında tamamlanmış bir seri olması da önemli bir artı. Kısacası bu ciltleri aldığım için çok memnunum doğrusu.

Alıntı yapılan: ferzan - 26 Eylül, 2011, 21:14:28
    Bildiğim kadarıyla Lal'in bu serisi 2004 yazında başlamıştı...Bayiide 24 sayfalık (16 sayfa efsaneye giriş adına tadımlık çizgiroman + serinin yazarı Kurt Busiek'in,serinin çizeri Cary Nord'la yaptığı bir söyleşi de yer alıyor,R.E.Howard da unutulmuyor elbette.) sıfırıncı özel tanıtım sayısını görüp direk atladığımı çok net hatırlıyorum.Sonraki ay 1.sayıdan başladı ve her ay,Amerika'da olduğu gibi 24 sayfalık doyurucu (bana göre tabi,sayfa sayısı çok olmayan aylık seriyal çizgiromanlara bayılırım çünkü) fasiküller halinde 50 ay boyunca kesintisiz yayınladı...Seride genel olarak R.E.Howard'ın kemikleşmiş Conan ve Hiborya evrenini konu alan hikayelerinin yeniden yazılıp çizilmesi olayı vardı...Hatta 70'lerde ilk önce Barry Windsor Smith'in çizdiği ''Fil Kulesi'' öyküsü (orijinal sayı : CTB - 4 ) de bu seride 3 sayılık fasiküllere bölünerek yeniden yazılıp çizilmişti...Bu arada sırası gelmişken belirteyim,ne Barry Smith'in çizdiği Fil Kulesi,ne de Busiek-Nord ikilisinin Fil Kulesi,bence tüm zamanların en iyi Fil Kulesi öyküsünü ve çizimlerini Roy Thomas-John Buscema ikilisi yapmıştır...Alfa'dan takip eden Conan'cılar bilir ve muhtemelen benimle aynı fikirdedir... ;)
    Lal Kitap bence bu seriyi hakkıyla yayınladı...Okur mektupları köşesinde de Alfa zamanında olduğu gibi okuyucu çalışmalarına,uzun mektuplara ve cevaplara bolca yer verdi,rahmetli Ali Recan'ın hatırasını ihya etti...Bir de,Dark Horse ile Lal Kitap arasında sadece 2 ya da 3 ay fark vardı,hemen geriden,güncel bir şekilde takip ediyorduk seriyi...Amerika'da 21.sayı yayınlanıyorsa,bizde o ay 18. ya da 19.sayı çıkmış oluyordu...Eş zamanlı yayınlanması ve ciltlerde toplama yerine Türk okurlarının az sayfa sayısından ısrarla yakınmalarına rağmen orijinal formata sadakatini sürdürmesi ile sıkı bir okur olarak benden 100 puanı kaptı... :)
    Bir de derginin arka sayfalarından birinde yer alan,iki adet stripten oluşan klasik tatta ve yarım sayfalık ''Çift Silahlı Bob'' diye bir bölüm vardı...R.E.Howard'ın yaşamından gerçek kesitleri,çağdaşı olan fantastik edebiyat yazarlarıyla olan yazışmalarını,kendi etik anlayışı ile dünya görüşünü ve yine kendi ağzından ve kaleminden dökülen aforizmaları konu alıyordu,derginin en sevdiğim bölümlerden biriydi bu 3-5 karelik bantlar...
    Serinin birkaç çizeri vardı ama en çok görünen esas çizer Cary Nord ile zaman zaman tek sayılık hikayelerde muhteşem işler çıkaran Greg Ruth'tu...Özellikle Cary Nord'lu sayıların mükemmel bir renkçisi vardı,sanırım adı Dave Stewart'tı...Nord,öyküleri çinilemeden karakalem olarak teslim ediyormuş,kalan herşeyi Stewart hallediyormuş...Bence alışılmışın dışında ve çok hoş sayfalardı hepsi...
    Cary Nord,okurlarca epey eleştirildi...Eleştirilerin bazılarına sonuna kadar katılmakla birlikte,çoğu kez Cary Nord'a fazlasıyla yüklenildiğini düşündüm...Evet,Conan'ı başlarda gerçekten kısa çiziyordu ama Conan'a has o karakteristik barbarlığı ve aksiyon sahnelerindeki dinamizmi sonuna kadar veriyordu...Üstelik çinilemeyle uğraşmayıp renkçiyle beraber böyle bir yol tutturmuş olmalarının,Conan'ın sıradışı ve vahşi dünyasına da çok yakıştığını söylüyordu...Kesinlikle katılıyorum...
    Serinin yazarı Kurt Busiek,genel olarak R.E.Howard temellerinin ve hikaye tekrarlarının pek dışına çıkmıyor gibi görünse de,bence aralarda kendinden çok güzel denemeler yapıyor,ustalıkla dahil edebiliyordu öykülere...
    Kaçıncı sayı olduğunu hatırlamıyorum ama sanırım Howard'ın 100.doğum günü şerefine bir sayıda özel bir öykü vardı ''Masalcı'' diye...Temelde Howard'ın kısa hayat çizgisini yorumlayan çok hoş bir Conan öyküsüydü...Çünkü Conan'la Howard aynı öyküdelerdi,üstelik Howard özüne dönmüş bir şekilde,Howard olarak değil de o çağın gariban bir masalcısı olarak... :)
    Bunlar haricinde söyleyebileceğim,seri 50.sayıda bitti...Hem Amerika'da,hem de Türkiye'de...Dolayısıyla tamamlanmış bir seri...Bu 50 sayıyı edinmeyi düşünürseniz,1.sayıdan önce çıkan özel tanıtım sayısını muhakkak alın derim,çünkü efsane orada başlıyor...Hem de yıllardır Conan okurken merak ettiğim bir konuya değinerek...''Şunu bilin ki Prens'im....'' Bu cümledeki prensi ve anlatıcıyı da görüyoruz seri boyunca...
    Herşey kadim bir çağda,doğuda yeni fethedilmiş bölgeleri araştıran ve bir yandan bulunan eski yıllıkları karıştırmaya meraklı doğulu bir şehzadenin can sıkıntısıyla başlıyor...Yeni alınan bölgeler kolaçan edilirken,bir yeraltı mahzeninde yan devrilmiş çok eski bir heykel buluyor şehzadenin adamları...Yıllıkları karıştırıyorlar,bölge hakkında ufak bir araştırma yapıyorlar ve bulundukları yerin,bir zamanlar Tarantia diye bilinen başkente ait olduğunu,tahtında kılıcıyla oturan heykelin de o kentin barbar kralı olduğunu öğreniyor...Derhal bulunan Nemedya kayıtlarını vezirine tercüme ettirmeye başlıyor ama ihtiyar,asık suratlı ve cin bakışlı vezir,bir türlü yanaşmıyor...Sonunda mecburen ikna oluyor,kayıtlarda bu barbarın ne kadar abartıldığından ve muhtemelen ilkel bir klanın fazla pohpohlanmış basit liderlerinden biri olduğunu öne sürüyor ama şehzade caymıyor,ısrarla kendinden çağlar önce yaşamış bu adamın hikayelerini,Nemedya kayıtlarından öğrenmek istiyor ve Conan'ın 17 yaşlarındaki dönemlerinden itibaren seri başlıyor...
    Seri boyunca asıl anlatıcı olarak Nemedya kayıtları,vezir ve can kulağıyla dinleyen prens sıkça görülüyor...Hatta bir sayıda prens,başka fethettikleri bölgelerdeki bir isyanı da Conan adına tutulmuş kayıtlardan birinde öğrendiği gibi bastırıyor ama bu şehzade ve vezir,ana öykü gidişatında anlatıcı ve dinleyiciden çok daha fazlasını oluşturuyorlar...O da okumak isteyenlere sürpriz olsun... :)
    Benim gibi Alfa dönemi Conan'larına hastaysanız,John Buscema ve ekürisine tapıyorsanız,Roy Thomas'ı anıyorsanız,bu seriyi okurken muhtemel ön yargılarınızı bir kenara bırakmanız gerekebilir...Çünkü önce yadırgayacağınız ama sonra seveceğiniz güzel bir seri...Tabi o derece Conan hayranıysanız...
    Söylemeyi unuttum...Bir de serinin ortalarında 3 sayılığına bir konuk yazar geliyor...Aslında yazar olmayan,çizer de olan bu adam yalnızca bazı kompozisyonlara fikir olarak katkıda bulunup söz konusu bölümlerin senaryolarını yazıyor,farkı anında hissediliyor...Kimden mi bahsediyorum,tabii ki Hellboy'un babası,yaratıcısı ve çizeri Mike Mignola'dan... :) Bu üç sayı,tam da onun stili kurbağalı bir fantastik hikaye...

kalidor

Bu ciltler ABD'de aslında 5 değil 6 cilt olarak yayınlanmıştır ve Greg Ruth'un çizimlerini yaptığı öyküler yani Conan'ın çocukluk dönemi öyküleri "Born on the Battlefield" adıyla ciltlenmiştir. Yani fasikül bazında değil de öykü bazında ciltlenmiştir. Bizde ise Lal 0-51 arası fasikülleri sırasıyla ciltlemiştir. Cildin biri de diğerlerine göre kalın olmuştur. 2012'de Lal'in depoyu boşaltması sebebiyle bu ciltlerin ve KMS'lerin tanesi 10-11 TL'ye kadar düşmüştü.  Şimdi Lal'in web sitesine bakarsanız zaten ellerinde Conan felan kalmadığını görürsünüz.
Crom! Ölüleri Say...

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

HacıGeraltEmmi

Depoda kalanları yeniden piyasaya sürmüş olması daha muhtemel. İdefixin uydurmasıdır 2016 baskı olayı. Yeniden stoklarına girince yapmışlardır.
Basacaklarsa klasik serinin Belit'li kısmını bitirsinler bari. >:(

s.b

Alıntı yapılan: designer73 - 28 Aralık, 2016, 15:23:16
Depoda kalanları yeniden piyasaya sürmüş olması daha muhtemel. İdefixin uydurmasıdır 2016 baskı olayı. Yeniden stoklarına girince yapmışlardır.
Basacaklarsa klasik serinin Belit'li kısmını bitirsinler bari. >:(

Dediğiniz gibi, Klasik Seri devam etsin.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

pizagor

Yayınlandıktan 10 sene sonra okuduğum bir seri oldu Dark Horse Lal Conan'ları. Bu 51 fasiküllük Conan serisinin sonu sanki böyle planlanmamış gibi geldi bana. Conan'ın çok kısa bir dönemine odaklanıyor olmasını geçiyorum, paralel ilerleyen Şehzade ve vezirin öyküsünde, aralarındaki o adı konmamış gerilimle ilgili anlatılması planlanan ve fasiküller boyunca okuru gayet bilinçli bir şekilde farklı çıkarımlara yönlendiren ama sonrasında reyting düşüklüğünden erken final yaptırılan diziler gibi aceleye getirilerek sonlanan bir hal vardı.

Ama özlemişim Conan'ı. Okurken taytlılardan gına geldiğini o kadar net hissettim ki. Aaron'ın Conan'ı umuyorum yalan olmaz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


connyapku

Marvel Conan the Barbarian Kurt Busiek  serisini Omnibus olarak yayimlamis. Beni sasirtan  baskisinin Turkiye'de yapilmis olmasi. Cin'de yapilan baskinin kagit kalitesinin daha kalin oldugundan bahsediyor. Keske bizde de basilsa.

https://www.youtube.com/watch?v=H2xuMwBtu2Q/

KenParker

Alıntı yapılan: connyapku - 24 Kasım, 2020, 18:12:05
Marvel Conan the Barbarian Kurt Busiek  serisini Omnibus olarak yayimlamis. Beni sasirtan  baskisinin Turkiye'de yapilmis olmasi. Cin'de yapilan baskinin kagit kalitesinin daha kalin oldugundan bahsediyor. Keske bizde de basilsa.

https://www.youtube.com/watch?v=H2xuMwBtu2Q/

Madem baskı Türkiye'de yapılmış yayınevi bir atak yapıp Türkçesini bize kazandırsa iyi hamle olurmuş.