Canım, canım arkadaşım (orj :45) (çizgidüşler cilt:3) - SPOILER

Başlatan Zeljko, 11 Mart, 2022, 13:26:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Zeljko

[


Canım,canım arkadaşım (orj :45)(çizgidüşler cilt:3)

Yakın zamanda tekrar okuyup yine hiçbir şey anlamadığım bu "farklı" kitabı araştırmaya başladım. Okuyanlar hatırlayacaklardır kitabın sonunda Julia rüyadan uyanıyor o esnada kapı çalıyor ama gelen kişinin kim olduğu gösterilmeden sadece julia'ya "selam julia beni tanımadın mı?" diyerek hikaye sonlanıyordu. Hatta acaba devamı var mı diye de baktım ama yok her şey o sahnede nihayetleniyor güzelim hikaye anlamsız bir şekilde bitiyordu (acaba?)

Bu yazacaklarım Berardi'nin ağzından dökülen cümleler değil sadece bir varsayım olarak geçiyor ama bu varsayıma göre kitabı yeniden okuyunca taşlar yerine oturuyor kitap anlamlı hale geliyor. (devam edecek...)

Şu Gotham'ın önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim Christopher Nolan

Zeljko

Merhaba Julia, ben Giancarlo beni tanımadın mı?

Hikayenin sonuna bu ismi ekleseydik az çok zihninizde bir şeyler harekete geçecekti muhtemelen.Aslına bakarsanız kitabın finali tamda Dylan Dog'un şanına yönelik olmuş(bkz Morgana)yani ekstra okuma inceleme yapılmadan anlaması çok zor.Güzelim hikaye tam zirve noktasında anlaşılmaz biçimde bitiveriyor hani soğuk duş etkisi dediklerinden.Yazar Julianın boğazının kesildiğini gösterip sonrasında da hepsi rüyadan ibaretti diyor.

Peki gerçekten böyle mi? Görünüşe göre evet.Amaaaa "Ya Berardi, Ken Parker okuyucularıyla 'konuşuyorsa'?

İşte varsayımlar buradan yola çıkıyor.Baştan söyleyeyim hipotez çok zorlayıcı ama baştan çıkarıcı aynı zamanda ve hikayenin mantığa oturmasını sağlıyor.

Julia'nın psikanalistle yaptığı seanslarla başlayalım, Napolyon'daki düş dünyasına benzer bir işlevi yerine getiriyor gibi görünüyor,davalara eşlik edip açmazların çözüme gitmesine yardımcı oluyor.  27-31 . sayfalarda,Norma aslında julia serisini sembolize ediyor,Julia ise Ken Parker'ın sadık okuyucularını.Norma daha sonra doğduğu için Julia ondan nefret ettiğini söylüyor ama asıl nefret ettiğinin Norma'yı doğuran anne babası olduğunu itiraf etmek zorunda kalıyor.Peki anne baba metaforu aslında kim oluyor tabiiki :Yazar Berardi
devam edecek...


Şu Gotham'ın önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim Christopher Nolan

Zeljko

Birazda kitabın yazıldığı dönemden bahsedip yazar neden bu tarz bir anlatıya ihtiyaç duymuş arkasındaki nedenleri açayım;

Malum tartışma sonucu Milazzo ve Berardi ayrılmış Ken Parker alalacele sonlandırılmış okuyucu da haliyle olacakları umutla beklemedeyken sahneye "julia" çıkmıştı.Çoğu okur memnun olmasa da zamanla Ken Parker'ın tekrar çıkar ümidiyle başlangıçta çok tepki vermemişti.Ama zaman geçtikçe Berardi'ye şikayetler artmış hatta küfür ve tehditlerde dahi bulunulmuştu belkide.İşte tüm bu ahval ve şerait içinde yazıldı Canım,Canım Arkadaşım

Hikaye tıpkı Julia serisinin sessiz bir şekilde başlaması gibi Julia'nın "suküneti" ile açılıyor ardından eski dost Meg (aslında ken parkerın eski okuyucuları) çıkageliyor.Julia'da Meg'de beraber eskisi gibi yaşamaya çalışıyorlar.(Okuyucuların hem Julia hemde Ken'in çıkmasını istemelerini simgeliyor)Fakat olmuyor anlaşamıyorlar,ne yapsalar eskiye dönülmüyor.Berardi birşeylerin değiştiğini anlatmaya çalışıyor,son sahnede ise Ken Parker'ın Berardisi ve Julia'nın Berardisinin çok farklı olduğunu keşfediyor okuyucu aynı zamanda yazarın bir seçim yaptığını ve bu seçimin arkasında duracağını görüyoruz.Buradaki Meg karakterine dikkat edelim asıl adı kitabın sonunda ortaya çıkıyor Annie Grace PARKERSON(Nasıl birşeyler çağrıştırdı mı?)

Hikayenin şok edici zirvesinde Ken Parker okuyucusunu simgeleyen Parkerson Juliayı boğazını keserek öldürsede son sahnede çıkagelen Berardi kontrolün kendinde olduğunu,bir seçim yaptığını(juliayı seçti tabiiki) ve bu seçimin ne olursa olsun arkasında duracağını anlattığı cümlesini savurur: Merhaba Julia, ben Giancarlo beni tanımadın mı?Korkma ne olursa olsun yanındayım...

Son söz:Hikayeyi bu varsayımla tekrar okuduğumda tüm taşlar yerine oturdu,çok beğendim.Tabii hepsi birer varsayım sağdan soldan birleştirdiklerimi paylaştım belkide çok farklı niyetlerle yazıldı ama bir kerede yazdıklarımla hikayeyi okursanız daha anlamlı geleceğini garanti ederim
Şu Gotham'ın önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim Christopher Nolan

Mösyö Lejant

Tek mesajda toplamak yerine neden ayrı ayrı yazdığınızı merak etmedim değil ama esas merak ettiğim husus, maceradan detaylar verirken forumun spoiler özelliğini kullanmamış olmanız...

karlıova

Alıntı yapılan: Zeljko - 11 Mart, 2022, 19:41:27
Birazda kitabın yazıldığı dönemden bahsedip yazar neden bu tarz bir anlatıya ihtiyaç duymuş arkasındaki nedenleri açayım;

Malum tartışma sonucu Milazzo ve Berardi ayrılmış Ken Parker alalacele sonlandırılmış okuyucu da haliyle olacakları umutla beklemedeyken sahneye "julia" çıkmıştı.Çoğu okur memnun olmasa da zamanla Ken Parker'ın tekrar çıkar ümidiyle başlangıçta çok tepki vermemişti.Ama zaman geçtikçe Berardi'ye şikayetler artmış hatta küfür ve tehditlerde dahi bulunulmuştu belkide.İşte tüm bu ahval ve şerait içinde yazıldı Canım,Canım Arkadaşım

Son söz:Hikayeyi bu varsayımla tekrar okuduğumda tüm taşlar yerine oturdu,çok beğendim.Tabii hepsi birer varsayım sağdan soldan birleştirdiklerimi paylaştım belkide çok farklı niyetlerle yazıldı ama bir kerede yazdıklarımla hikayeyi okursanız daha anlamlı geleceğini garanti ederim

Zeljko üstat enteresan bir bakış açısı sunmuşsunuz maceraya. Oldukça gerilerde kalan bir albüm ama geri dönüp tekrar okuma isteği uyandı bende. Sanırım İtalyan forumlardan faydalandınız. Ken Parker ve Julianın ortak fanları olanlar için güzel bilgiler. Teşekkürler katkılarınıza

hercai

                                          Julia
                      Bir Kriminoloğun Maceraları
                     SEVGİLİ, SEVGİLİ ARKADAŞIM
  Bu sayıda en çok ilgimi çeken, Julia'nın " kişilik çözümlemeleri" oldu...özellikle psikanalistiyle olan görüşmelerdi bunlar:
  " Başkasına yapılan iyiliğin arkasında hep biraz egoistlik yatar. Ben bunu bilinçli yapmıyordum ama bu, eski bir okul arkadaşına yapılan bir iyiliğin ötesinde, bir anlamda yanlızlığıma da merhem olmuş oluyordu.
   ******
  .Belli davranışların altında yatan karmaşık duyguları anlayabilmek için, yıllarca psikanelistlere gitmek gerekti ve bu konuda bana en çok mesleğimin faydası dokundu. Kriminoloji insanların ruh hallerini çözümlemeye çok yardımcı olur.
   ******
   Ağır suçlara bulaşmış biri, siyah ve beyaz gibi uçlarda gezinen, büyük çelişkiler yaşamaz. Gri gibi sınırları belirlenmiş tonları aramak zorundadır ve bu da kişinin karekter özelliğini şekillendirmiş olur.
   *******
   Normalde benim bağlantıda olduğum insanlar iki tip tepki verir; ya davranışlarımdan dolayı benden nefret edip uzaklaşırlar, ya da aşırı bir hayranlıkla çok yakın dururlar" sf 278, 279
   Maceramızda herşey Julia'nın kapı zilinin çalınmasıyla başlar; küvetten âlelacele fırlayan Julia bornozunu giyerek kapıyı açmaya hazırlanır...etraftaki bazı eşyaları saçıp dökerek, merdivenden âdeta kayarak; bir de üstüne üstlük kedisi Tony'in kuyruğuna basarak nihayetinde kapıyı açar:
   -  Kimsiniz?
   -  Beni tanımadın mı?
      Ben sevgili arkadaşın, !Meg Bolan'ım!
Saldırgan, iri kıyım köpeği Gloc da yanındadır.
                                   sf. 269, 270
     Julia Kendal karekteri oluşturulurken; berrak , duru güzelliği, naif, çıtı pıtı görüntüsüyle Audrey Hepburn'un tercih edilmesi çok isabetli...
     Yine, Julia'nın yardımcısı Emily'de Whoopi
Goldberg'den esinlenilmesi.
     
     Julia'nın maceraları benim çok ilgimi çekmişti. Özellikle o bir dedektif değil, başarılı bir kriminologdur, yani suç bilimcidir. Suçluların davranış biçimlerini anlayabilmeleri için , insan psikolojisi konusundaki bigilerini polislerin hizmetine sunar...
     Bu maceranın başında olduğu gibi, sonunda da Julia, çalan kapıyı şüpheyle açar!
     Sevgili Zeljko çoğumuzun yaptığı gibi okuyup geçmemiş...maceraların kaynağına inmiş...hani derler ya;
     - Yazar burada ne demek istemiş?
     Yaşasın Julia Kendal, Ken Parker'i mağlup etmiş :) şaka tabi ki!
Verdiği bilgiler için teşekkürler...bu kısacık macerayı bile 2,3 kez tekrar ettim...konu basit görünmesin derim!
       -"Spolier" vermişsiniz, otur (0) demeye kalkmışlar ki, hiç olmamış...
  Sevgiler sizinle olsun