Levent Gönenç

Başlatan Hayal Kahvem, 28 Mart, 2012, 19:13:35

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hayal Kahvem





Değerli  Hukukçu, Doçent Doktor Levent Gönenç'in uzun zamandır takipçisiyim. Bir hukukçunun mizahla, edebiyatla ilgilenmesinden tarifsiz kıvanç duyuyorum. Çok önemsiyorum Levent Gönenç'in düşüncelerini ve çok seviyorum yazıp çizdiklerini. Yazdığı Zamanın Çizgili Tarihi adlı kitabını maalesef halen edinemedim. Bloğu ve kişisel web sitesi, benim için tam bir okul niteliğindedir. Levent Gönenç'in 35 ülkeden 356 eserin katıldığı, 2. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali kapsamında gerçekleştirilen karikatür yarışmasında, Portre Karikatürleri kategorisinde Yılmaz Güney Onur ödülleri'nden birini almış olduğunu öğrenince nasıl sevindim  anlatamam. Sonra ömrümde bir defa bile görüp tanışmadığım biri için niye bu denli sevindiğimi düşündüm. Murathan Mungan'ın dediği gibi, edebiyat akrabalıkları, hiçbir zaman buluşup bir kahve içemeyeceğimiz insanların yeryüzüne dağılmış varlıklarını hatırlatmaz mı bize? Hatırlatır elbette. Kendisi bilmiyor ama... Anladım ki, Levent Gönenç, edebiyat akrabam olarak çoktan yerleşmiş yüreğime. Ödül kazandığı için çok sevinçliyim.






Hayal Kahvem


"bakıyorum gençliğim geçiyor uzaklardan
dudaklarımda bir ıslık
kitapların on lira olduğu zamanlardan"

Murathan Mungan / Mırıldandıklarım / Gece ve Müzik


İşittiğimden beri, Levent Gönenç'in 1992 yılında basılmış, Zamanın Çizgili Tarihi adlı kitabının takibindeydim. Kaç sahafa sordum kimbilir? Yoktu. Yapı Kredi Yayınları'ndan, Doğan Kardeş İlkgençlik Kitaplığı'nın 49. kitabıymış. Taaa o günlerden bugüne kalır mı? Düşünsenize... 21 yıl öncesinin kitabıydı. Öğrendiğime göre bu kitap bir günlüktü. Ancak, bildiğim günlüklerden çok farklıydı. Çünkü yazar 13 yaşından itibaren çocuktan ilk gençlik dönemine geçişini çizgiyle kaleme almıştı. Her çiziminin altına da, bir kaç cümle  yazmıştı. Duydum ya böyle bir kitabın varlığını... Nasıl merak etmiştim anlatamam. Çöp adam bile çizmeyi becerebilen biri değilim. Yüce Tanrı, sanatından  bir nebze damlatmamış bana ne yazık ki...  Amaaaa duuurun!.. Çizgiden etkilenen bir  bünye lütfetmiş... Çizmek elimden gelmese bile, bari çizgilerin menzilinde dolanmayı seven biriyim. Çok şükür!.. 

Diyeceğim odur ki, kafama takmıştım bir kere... Bu kitabı illa bulmalıydım. Nanananoom!.. Sonunda sanal sahafta buldum! Kitap üç gün önce kargoyla ofise geldi. O gün bugündür masamın üstündeydi. İtiraf etmeliyim ki, bugüne kadar açıp içine bakamadım. Zamanın Çizgili Tarihi'nin yazarı Doçent Dr. Levent Gönenç, bir hukukçuydu. Üstelik  Anayasa Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesiydi. Türkiye'de Seçim Uyuşmazlıkları ve Çözüm Yolları diye bir kitabı ve ciddi ciddi yazılmış Türkçe ve İngilizce sayısız makalesi vardı. Yalanım yok. Yazarından korkmaktaydım. Ne yapabilirim?

Her zaman söylüyorum, tuhaf ve önyargılı biriyim. Halim böyleyken, ne kadar merak etsem de,  bu kitabı okumaya sorgu sual etmeden nasıl girişebilirdim?  Kitabın okurunu sorgulamasını ve okumamı onaylamasını sabırla beklemeliydim.  Zaten üç gündür ziyadesiyle arazideydim. Ofise ara ara geldim. Kitabı elime dahi alamadım. Sadece odama girdikçe kitaba ürkek gözlerle baktım. Bu akşam  işim  geç bitti.  Ofistekiler çoktaan evlerine gitmişlerdi. Pencereden dışarıya baktım. Karanlık yeryüzüze adamakıllı yerleşmişti. Yorgundum. Bilgisayarımı kapamadan önce hafif bir müzik açtım. Koltuğumda arkama yaslandım. O an... Nedense  Murathan Mungan'ın Gece ve Müzik adlı şiirini hatırladım. Der ya hani... "Ne zaman otursam gecenin başına... Ne zaman müziğin... Göçüyorum boş kağıdın sessizliğine... Kalbim, kapatılmış kireç kuyusu akıyor kendine...  Bakıyorum gençliğim geçiyor uzaktan... Dudaklarında bir ıslık... Kitapların on lira olduğu zamanlardan."  O anda Zamanın Çizgili Tarihi'yle göz göze geldim. Kitabın bana gülümsediğini hissettim. Usulca elime aldım. Kapağındaki çizime tüm merakımla baktım. Sevimli bir çizimin altında,  şu cümleler vardı...  "Bugün Yekta tatilden döndü... Orada kendine bir kız bulmuş... Onu kıskanıyorum... Hayallerim acıyor."  Levent Gönenç'in hem çizimi, hem  o ilk çocukluk dönemine ait bu masum ifadesi hoşuma gitti.  Birer birer sayfalarını aralamaya, yazdıklarını ve çizdiklerini ilgiyle bakıp okumaya başladım.  Size bir şey söyleyeyim mi, Zamanın Çizgili Tarihi'ni aramama ve peşinde koşmama değdiğini düşünüyorum. Kitaplarımın arasına enfes bir çizgi günlük girdi. Keşke bu kitap yeniden basılsa... Keşke... Çünkü ebeveynlerin, öğretmenlerin hatalarını farkedeceği, aynı buhranlı çocukluk yollarından geçmekte olan gençlerin kendilerini bulabileceği, ilaç niyetine okunması gereken bir kitap olduğuna inanıyorum. Ne yalan söyleyeyim, Zamanın Çizgili Tarihi'ni çok sevdim. (2013)






pizagor

Samimi, sıcacık, okunulası bir kitapmış hakikaten. Merak ettim ben de. Nadir Kitap'ta var bir tane ama çok istemişler :)

Umalım ki YKY yeniden bassın bu kitabı da gıcır gıcır kopyaları kütüphanemize ekleyelim.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...