SAYI: 11 - YILLAR SONRA!

Başlatan s.b, 30 Nisan, 2012, 23:57:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

s.b



                                                      SAYI: 11 - YILLAR SONRA
Yazan: Claudio Nizzi. (D.1938 Setif, Cezayir) - Çizen: Goran Parlov D. 1967 Pola, Hırvatistan


Kanada topraklarındaki Saskatchewan düzlüğünde kış sona ermek üzere olsa da kar hala atıştırmaya devam ediyordu...
Nehirde bir kano sessizce ilerliyodu. Küreklerin sesi bile çevreye hakim olan derin sessizliği bozamıyordu...

Kano da üç silahlı asker dikkatle ilerlemekteydi.

Jim Brandon düşüncelidir.
-- Bu sefer de elimizden kaçarsa onu bir daha yakalayamayız, Jim Brandon sözü! Yarım saat önce bir kürk avcısı onu nehrin bir kolunda, yanında kendi gibi iki serseriyle giderken görmüş. Biz onlara yetişemesek bile kuzeyden kızaklarla yola çıkan diğer devriyeye yakalanacaklarına eminim. Avımıza hiç bu kadar yaklaşamamıştık!

Nehrin kenarına çekilmiş kanoyu farkedince Jim düşüncelerden sıyrılır. Eliyle kanoyu işaret ederek...
-- Bir kano! Kıyıya!

Tüfekleri ellerinde dikkatle kıyıya çıkarlar.

Jim
-- Gözünüzü dört açın. İzler çok taze...

Jim izlere dikkatle bakar.
--Üç kişi, izleyelim.

İzledikleri adamlar da kurdukları pusuda onları beklemektedir. Birkaç kızılderili hemen mevzilenir.

Jim Brendon ve iki askeri izleri takip ederek ölüme doğru ilerlemektedir.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

darkwood

Bu kitabı almak ve okumak henüz kısmet olmadı, hikayesi güzel bir şekilde başladı.
Çizgiromanlarda karlı ortamlarda geçen hikayeleri her zaman beğenerek okuduğumu söyleyebilirim.
Bakalım devamı ve itkisi nasıl olacak.
Darkwood Sakinleri..

Gambit

Alıntı yapılan: s.b - 30 Nisan, 2012, 23:57:56
Jim Brandon düşüncelidir.
-- Bu sefer de elimizden kaçarsa onu bir daha yakalayamayız, Jim Brandon sözü! Yarım saat önce bir kürk avcısı onu nehrin bir kolunda, yanında kendi gibi iki serseriyle giderken görmüş. Biz onlara yetişemesek bile kuzeyden kızaklarla yola çıkan diğer devriyeye yakalanacaklarına eminim. Avımıza hiç bu kadar yaklaşamamıştık!

Nehrin kenarına çekilmiş kanoyu farkedince Jim düşüncelerden sıyrılır. Eliyle kanoyu işaret ederek...
-- Bir kano! Kıyıya!

Tüfekleri ellerinde dikkatle kıyıya çıkarlar.

Jim
-- Gözünüzü dört açın. İzler çok taze...

Jim izlere dikkatle bakar.
--Üç kişi, izleyelim.

İzledikleri adamlar da kurdukları pusuda onları beklemektedir. Birkaç kızılderili hemen mevzilenir.

Jim Brendon ve iki askeri izleri takip ederek ölüme doğru ilerlemektedir.

bayaa komplike bir senaryo olmus, tex yazarlarina sapka cikarmak gerek (!)

Ken Parker gibi senaryo ve diyaloglar konusunda asmis bir cizgi roman varken, insanlarin bu kadar basit bir senaryo ve diyaloglara sahip Tex gibi bir cizgi romana yonelmesinde yatan sebepleri arastirmak icin bir tez rahat yazilir.  Yillardir hep ayni konuyu isleyen Tex in bu kadar populer olmasinda yatan sebepleri iyi irdelemek lazim. Pazarlama konusunda, satis konusunda cok ipucu verecektir

s.b

Tex'in bu başarısının sebebi karakterinde gizli. Hiç laga luga yapmıyor, kodu mu oturtuyor. Karşısındaki kim olursa olsun fark etmiyor onun için. Ranger Karargahını bile zaman zaman takmayarak komutanlarıyla da ters düşüp yıldızını bırakabiliyor.
O aynı zamanda Navajo'ların efsane reisi Gece Kartalı'dır. Bir ara Tex'in nasıl bu ünvanı aldığını da geniş geniş anlatacağım.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

caretta

Sami Bey,
    Forumda neredeyse Teks yazan ben kalmıştım.Sizin de klavye başına oturmanıza çok
sevindim.Benden tam destek.Teks'e selam;yazmaya devam...

hanac

Küçükken Teks okumazdım.

Malum sebepler; fazla gevezelik, fantastik konular yok, espriler çocuksu değil vs.

30 yaşından sonra okumaya başladım diyebilirim  :)

BAHADIR

Alıntı yapılan: darkwood - 01 Mayıs, 2012, 01:33:01
Bu kitabı almak ve okumak henüz kısmet olmadı, hikayesi güzel bir şekilde başladı.
Çizgiromanlarda karlı ortamlarda geçen hikayeleri her zaman beğenerek okuduğumu söyleyebilirim.
Bakalım devamı ve itkisi nasıl olacak.

Tex'in dev albümlerindeki bütün maceralar ve çizerler birbirinden güzel ve ayrıcalıklıdır...

Ama Ortiz'in çizdiği "Büyük Soygun" ve Milazzo'nun çizdiği "Colorado'da Kan" daha bir başkadırlar...

Tek bir şeyi merak ediyorum "Büyük Soygun" macerasını yazan Nizzi nasıl böyle dehşet bir hikaye yazmayı başardı acaba...ki "Colorado'da Kan" macerasını yazan da Nizzi'dir...Bunları gerçekte Boselli yazmış olmasın... ??? İnanmak güç. :)

hanac

Az önce bitrdim, çok vasattı.

Goran Parlov'da Nizzi'nin yüzlerce kez yazdığı sıradan senaryodan sıkılmış olacak ki bazı çizimlerde özensiz davranmış.

Netekim Dev albümler içinde okuduğum ez zayıf halka idi.

hennessy

Alıntı yapılan: hanac - 01 Mayıs, 2012, 11:00:00
Küçükken Teks okumazdım.

Malum sebepler; fazla gevezelik, fantastik konular yok, espriler çocuksu değil vs.

30 yaşından sonra okumaya başladım diyebilirim  :)

Bu yorumu okuyunca sanki kendimi gördüm :)
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

ferzan

    Bu albümü yıllar evvel parasızken, göz bandı, kanca ve tahta bacak ile okumuştum kurukafalı kara bayrak altında...O zamanlar epey beğendiğimi hatırlıyorum...Bu kez doğru düzgün, arşivimde kanlı canlı beklemekte olan haliyle kronolojiyi bozmamak suretiyle bir daha okumak bugüne nasip oldu...

    Bilen bilir bendeki Goran Parlov hayranlığını...Büyülü Rüzgar, Volto Nascosto, bizde henüz yayınlanmamış bazı Nick Raider ve Ken Parker Magazine kısa öyküleriyle İtalya 'da rüştünü çoktan ispatlayıp hızlıca Amerikan pazarına sıçrama yapmış, Punisher Max, 5 Ronin, Y: The Last Man, Starlight gibi hemen hemen hepsi bizde de yayınlanmış eserlere katkılarda bulunmuş bu değerli bileğe günümüzden 22 yıl evvel, henüz 29 yaşındayken Teks işi verilmesi bence abartılacak kadar güzel bir olay...

    Her zamanki Parlov kıvraklığı ve rahatlığıyla sayfalar akarken, Milazzo 'nun öğrencisi olmanın tüm maharetini kullanmış ve kendine Büyülü Rüzgar 'a değin giden o başarılı yolu açmış bu albümle...İkinci okuyuşumda hikayeyi halen beğendiğimi ve gram sıkılmadığımı görmek, bugünün Teks okumasında beni mutlu eden bir başka unsur oldu...

    Bu arada, vaktiyle Parlov hakkında bir şeyler karalamış olduğumuz link de burada dursun, merak eden ya da hatırlamak isteyen baksın; :)
    http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,9110.0.html
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

KenParker

Biribirinden yetenekli çizerin arasındaki yolculuğum devam ediyor. Ben Teks okumayı severim ama tutkunu olduğumu söyleyemeyeceğim. Bundan önce sadece iki üç sayısından sadece birini beğenebiliyordum. Gerek hikayeleri gerekse erken dönem çizerleri gözüme vasat geliyordu. Özel albümler serisini almadan önce de beklentim yine bu yöndeydi. Üç beş tanesini okuduktan sonra yanıldığımı çabuk anladım. Teks'i Preacher ciltleriyle eş zamanlı okuyordum ama Preacher'i bir kenara atalı çok oldu. Okuma zevkine diyecek yok. Hele çizimler. Özel albüm serisi sadece Teks severlerin değil hiç şüphesiz her çizgi roman severin kitaplığında bulunmalı. Bu albümlerin neredeyse her biri dokuzuncu sanat şaheseri.

Bilindiği gibi Sergio Bonelli özel albümler için dünyanın önde gelen çizelerine teklif götürmüş. Bunlardan kabul edenler olduğu gibi hem çizim tarzı farlılığı, hem fumettinin kendine mahsus kuralları hem de 200 sayfanın üstünde çizimin uzun uzun uğraş gerektirdiği gerekçesiyle bazıları kabul etmemiş. Bonelli açık yürekli bunların isimlerini sıralıyor. Keşke çizseydi de görseydim dediğim bu ünlü çizeler arasında kimler yok ki? Hugo Pratt, Eni Bilal, Frank Miller, Moebius, Manara. Buraya önceden kabul etmeyen Ernesto Garcia Saijas gibi bazı ismlerin sonradan kabul ettiği notunu ilişeyim.

Yıllar sonra albümü Bonelli tarafından efsanevi çizer, şahsımın birinci ismi, ipek gibi havada uçuşan çizgilerin, siyah ve beyazı kağıt üstünde sanata dönüştüren; azıcık renkle eşsiz tablolar çıkaran çizim dahisi, tüm bunların yanında aynı zamanda usta hikaye yazıcısı Hugo Pratt'a ithaf edilmiş. Ayrıca senaryosu Hugo Pratt'ın Wheeling'inden izler taşıyormuş. Muş diyorum çünkü Wheeling gibi bir eser henüz Türkçede yayınlanmadı...

Hayatı film gibi geçen kişiler vardır. Yıllar Sonra albümü de o kişlerden birinin hayatının üstüne, Zane'nin macera dolu yaşamının sonuna eğiliyor. Sonunun nasıl gerçekleştiğini okuyan görür. Şu kadarını söyleyeyim; bu macera akıyor.

Çizeri Goran Parlov'dan bahsetmeye gerek var mı?.. Her zaman beğeniyle okumuşumdur. Bir kez daha beğeniyle okudum, dokuzuncu sanatını zevkle seyrettim.