The Weight of the Crown

Başlatan kalidor, 29 Mayıs, 2012, 14:43:53

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kalidor

Bu one-shot öykü hakkında birkaç güne uzun bir yazım gelecek. Bir adam aynı öyküyü hem yazıp hem de çiziyorsa iş var demektir. Olayı tam kavramak için"Mad King of Gaul" adlı online öyküyü okumakta fayda var. (8'er sayfalık 2 sayı)




Crom! Ölüleri Say...

hanac

Etkileyici bir kapak olmuş.

Tanıtımını sabırsızlıkla bekliyoruz.

s.b

Çocukluğumuzdan beri devam eden Conan sevdamız hiç bitmeyecek. Sayenizde, her ne kadar okuyamasakta bu serilerden haberimiz oluyor. Teşekkürler.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

kalidor

Rica ederim Sami Abi. Ben de Teks dev albümdeki maceraları sizin yazılarınızdan takip ediyorum. Dev albümlere başlama itkisi bile oluşmadı desem yalan olur :)  The Weight of the Crown 2009'da yayınlanmış bir macera. 13gezegen pre-order olduğu için getiremiyordu. Türkiye'de satışta olan büyük ihtimal tek kopyayı  Baykuş Kitap'ın internet sitesinden bulup aldım. 
Crom! Ölüleri Say...

HacıGeraltEmmi

Merakla beliyoruz. Yazıyı bolca görsel ile süslemeyi unutma lütfen :D

kalidor

Dün akşam bir solukta okuyup bitirdim. Yazar ve çizer Darick Robertson. Hem yazıp hem çizen sanatçıları hep takdir etmişimdir. Çizimleri ve senaryoyu beğendiğimi söylemeliyim. Yazıkki kısa bir macera. Maceramızın mottosu ise: Kişi ektiğini biçer

Olayın zaman örgüsü aslında Türk okurlarına oldukça aşina. Marmara Çizgi'nin yaklaşık 1.5 sene önce yayınlamış olduğu ve önümüzdeki haftalarda 2. cildi çıkacak olan Conan: Kimmerya serisini okuyanlar veya okuyupta unutmayanlar hatırlayacaktır. Conan'ın çocukluk aşkı ve nişanlısı diyebileceğimiz Coillan isimli hatun Conan'ın Kimmerya'ya geri dönüşü sonrası gelişen bazı entrikalar sonucunda öldürülmüştü. Maceranın sonunda kafası fena halde bozulan Conan da gerekli temizlikleri yaptıktan sonra çekip gitmişti. İşte "The Weight of the Crown" macerası da 1. cilt ve 2. cilt arasındaki boşluğu dolduran bir macera. Bu öyküde Conan şimdiye kadar hiç olmadığı kadar anti-hero. Okurken Conan'dan nefret ediyor, Crom belanı versin diyorsunuz. Barbarlık böyle birşey.

Maceraya gelirsek:

Akilonyanın batı sınırlarında bir vadi olan Gaul'u koruyan bir savaş lordu vardır. Gaul'un Çılgın Kralı olarak ün salan bu adam bereketli Gaul topraklarını istila etmek isteyen haydutları, maceracıları ve küçük orduları başarıyla geri püskürterek aynı zamanda sınır muhafızlığı yapmaktadır. Bir nevi özerkliğini ilan edip tacını takan bu deliden Akilonya yönetimi yaka silkip illallah etseler de sınırların güvenliği için ses çıkartmamakta ve ölüp gitmesini beklemektedirler. Conan'da Kimmerya'dan çıkışında paralı askerlik için Gaul ordusuna girmiş ve kısa zamanda gösterdiği vahşet ve kafa,kol vb kesme becerisiyle ordu içinde yükselmiştir. Kimmerya'da morali acayip bozulan Conan yaşadığı boşluğu kazandığı akçeler ve kanla doldurmakta, üzüntülerini şarap ve kadınla unutmaktadır. Yine bir saldırı anında Kral ölür ve krallığın korkak vezirleri o hengamede kendilerini koruyacaklarına inandıkları Conan'ı oldu bittiyle kral seçip tacı takarlar. Sabık kralın oğlu ise bir iki mızmızlansa da Conan çocuğa tekmeyi basar. Genç yaşta kazandığı krallığı bir süt çocuğuna verecek hali yoktur.


Evet bu macerada Conan ilk defa kral olma zevkini tadar. Ama krallık sorumluluğunu taşıyabilecek midir? İyi bir savaşçı aynı zamanda iyi bir kral mıdır? Deli Kral her nekadar bir savaş lordu da olsa bazı anlaşmazlıkları yılların verdiği deneyimle diplomasi ile çözme becerisine sahiptir. Fakat genç ve gürbüz Conan için diplomasi sadece zayıfların işi olabilirdi. Alfa zamanlarında da zaman zaman macera sonlarında Conan'a ufak memleketlerin krallıkları, hünkarlıkları veya kraliçenin jigolosu olma önerileri gelse de Conan az biraz düşünür sonra vazgeçerdi. Bu macerada ise toyluğundan olsa gerek tacı başına geçirmekte tereddüt etmez.

Yine istilacılara karşı zaferler kazanılmaya devam edilir, Conan ordusunun en başında yine istilacıların kellelerini uçurur ve her savaşın sonunda kaldırdığı bir kelle ile kasım kasım kasılır. İyice zevke, sefaya, şaraba, kadına dalan Conan için varsa yoksa savaş ve kan vardır. Fakat bu savaşlar genelde savunma savaşları olduğu için bir yağma ve ganimet elde edilememekte sadece dul kalan kadınlar ile yetim kalan çocukların sayısı artmaktadır. Kış yaklaşmakta fakat kral memleketle ilgilenmediği için tarlalar sürülmemekte, ekinler kalkmamakta ve vahşi hayvanlar cirit atmakta, besi hayvanlarını parçalamaktadırlar. Conan uyarılara da kulak asmamakta, kimsenin sözünü dinlememekte malın ve şarabın dibine vurup gününü gün etmektedir. Artık tek elle kasılarak havaya kaldırıp gösterdiği kellere de kimse dönüp bakmamaktadır. Yavaş yavaş kıtlık başgösterip halk iyice kırılmaya başlayınca Conan'ın kalın kafası dank eder fakat iş işten geçmiştir. Oturup kel kel düşünmeye başlar, "Crom beni lanetlesin" demekten başka çaresi kalmamıştır. İşte bu sıralarda Conan'ın istemiyorum ama yan cebime koy diyeceği bir olay olur. Bir ordu yine vadiyi kuşatır. Conan kalan bir avuç adamıyla savunmaya çıkar. Adamlar açlıktan kalkanlarını zor kaldırmaktadırlar. İstilacı ordunun başındaki komutan gelir ve miğferini çıkartır. 2 kış önce ölen kralın, kovulan oğlu hakkı olan tacı almak için geri dönmüştür. Kısa bir flashbackla prensin anne tarafından akrabalarının olduğu Nemedya'ya gittiğini orada kas yapıp irileşip asker toplayıp epik bir dönüşe imza attığını görürüz. Prens zamanında kendisini umursamayan halkını unutmamıştır. İşte vatan sevgisi böyle birşeydir. Conan'a bir iki beylik laf eder. Conan'ın elindeki kılıç ve başındaki taç artık daha ağırdır. Tacı çıkartarak prense verir ve Gaul halkına üzüntüsünü iletir. Bu arada çekip giderken "Bak git oğlum, arkamdan gelen olursa biçerim" demeyi de ihmal etmez, karanlık ve soğuk memleketine doğru topuklar.
[

Şunu bilin ki Prensim;
Bu kısa krallık macerası Conan için büyük bir deneyim olmuştur. Yıllar sonra Akilonya'nın zindanlarından çıkıp elleriyle boğup öldüreceği tiran Numedides'in kanlı başından tacını alırken Akilonya'yı bir savaş lordu olarak değil akıllı bir adam olarak bilgece yönetecektir.
                                                                                                                                   
--Bir Nemedya Efsanesi--
Crom! Ölüleri Say...

HacıGeraltEmmi

Alıntı yapılan: kalidor - 12 Haziran, 2012, 13:53:22
Alfa zamanlarında da zaman zaman macera sonlarında Conan'a ufak memleketlerin krallıkları, hünkarlıkları veya kraliçenin jigolosu olma önerileri gelse de Conan az biraz düşünür sonra vazgeçerdi. Bu macerada ise toyluğundan olsa gerek tacı başına geçirmekte tereddüt etmez.

;D güzel özet olmuş, teşekkürler

hanac

Nefis bir maceraya benziyor.

Conan'ı da Hulk kadar severiz.

Soru: Conan'ın yeşil olanına ne denir ?

Cevap: HULK  :)

Gambit

Konu iyi olabilir ama cizimlere alisamadim sevemiyorum

kalidor

Kısacık ama müthiş bir öyküye sahip. Maceranın başlangıcı ilk önce online yayınlanmıştı. ("The Mad King of Gaul" daha sonra matbu olarakta çıktı). Conan'ın gençlik dönemlerinden pek bilinmeyen kısa bir krallık macerası. Conan'ı tam bir anti-hero olarak okuyabileceğiniz, sıkı bir öykü.  Çizimler de iyi. Yalnız piyasada pek bulunmuyor ne yazıkki.

Puanım: 10/10
Crom! Ölüleri Say...

afacanx

Özetinden anladığım kadarıyla çok güzelmiş.