Book of Thoth

Başlatan kalidor, 17 Ağustos, 2012, 16:44:48

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kalidor

Bir Thoth-Amon Sagası

Hiborya çağının en büyük büyücüsü Thoth-Amon. Bizde Alfa zamanlarında bildiğimiz çevirisiyle boynuzlu Tutamon. Conan'ın ilk öykülerinde bile bizzat kendisi teşrif etmese de sureti zuhur etmiştir. (Bkz. Kasedeki Tanrı- The God In the Bowl)

4 fasiküllük mini serinin yazarı ülkemizde Lal'in yayınladığı 50 fasiküllük ilk serinin de yazarlığını yapan Kurt Busiek (Avengers, JLA, Aquaman, Green Lantern, Astro City)  ile Len Wein (Swamp Thing, Wolverine, X-Men) .  Busiek'in ve Lein'in comics aleminin günümüzde bilinen ve önemli  yazarları olduğunu belirtmeye gerek yok.  Çizer ise Kelley Jones (Sandman, Batman, Aliens). Renklendirmeler ise Michelle Madsen'a ait. 2006 yılında yayınlanan Thoth-Amon Kitabı bize Conan'ın en büyük düşmanı olan büyücünün yaşam öyküsünü belli bir yere kadar oldukça doyurucu bir şekilde anlatıyor.


Öykü bize bilmediğimiz daha doğrusu en sonunda kim olduğunu öğrendiğimiz bir anlatıcı tarafından anlatılıyor. 4 bölüme ayrılmış olan öykü, Yılanın Uyuyuşu, Yılanın Silkinişi, Yılanın Yükselişi ve Yılanın Vuruşu. Busiek ve Wein olay örgüsünü çok iyi kurup, öyküyü ilmek ilmek işlemişler. Thoth'un yükselişinin kişisel bir vaka olmayıp bir ulusun kaderini nasıl değiştirdiğini de çok güzel anlatmışlar. 

Öykü Stigya'nın başkenti Memphia'da dilencilik ve yankesilik yapan Thoth'un çocukluğuyla başlıyor.


Zalim ve ayyaş babası tarafından çalıştırılan Thoth her akşam da muntazam  dayağını  yemektedir. Bıkkın annesi oğlu dayak yerken kocasının öfkesi kendisine yönlenmesin diye araya girmemektedir. Kızkardeşi de müdahil olmaya kalkınca cezasını almaktadır. Buraya kadar günümüzde bile devam eden trajik bir aile vakası görmekteyiz. Fakirliğin ve şiddetin kol gezdiği ailelerde büyüyen çocukların genelde suça eğilimli oldukları bilinir ama hiçbiri Thoth-Amon gibi de villain olmamıştır herhalde. Dickens vari bir atmosferde genç Thoth'un ruhunun nasıl parçalandığı ve kötülük tohumlarının kalbine atıldığını görüyoruz. Buna rağmen Thoth'un kızkardeşine karşı sevgisi ve merhameti de yok değildir.


Thoth'un arkadaşı Amon ile yaptığı konuşmalarda günün birinde bir fırsat ele geçirip basıp gitme hayalleri vardır. Thoth'un dünyasında avcılar ve avlar vardır. Kendisi gibi dilencilik yapan naif arkadaşı Amon ise gelecekten umutlu olup tanrıların birgün kendisine arzu ettiği fırsatı getireceğini düşlemektedir. Ve bu beklediği fırsat Amon'a birgün ansızın gelir. Stigya'nın tanrısı olan kuş tanrı İbis'in baş rahibi Kharantus Memphia'nın gettolarında tahteravanla geçerken genç Amon, başrahibi daha iyi görmek için bir evin çatısına tırmanır. Bu sırada siyah giysili maskeli adamları görür. Akrep Tanrı Shamash'a tapan bir klanın üyeleri olan bu adamlar İbis başrahibine suikast düzenleyeceklerdir. Bunu gören Amon avazı çıktığı kadar bağırarak askerleri uyarır. Kısa bir çarpışmadan sonra suikastçılar etkisiz hale getirilir ve İbis rahibi de son anda ölümden döner. Amon'u yanına çapıran başrahip kendisinden bu iyiliğinin mükafakatsız kalmayacağını söyler. Genç Amon ise tek dileğinin bir başrahibin yanında kalarak öğrencisi olmak olduğunu söyler. Kharantus kabul eder ve ertesi gün öğleden önce tapınağa gelmesini söyler. Genç Amon'un zevk çığlıkları taa Shem'den bile duyulabilmektedir. Bu sırada günlük hasılatından bir kaya parçasının altında sotelediği altınları kontrol etmeye giden Thoth kendisi gibi 3-4 genç tarafından küçük hazinesinin bulunduğunu görür. Can havliyle parasını kurtarmaya çalışırken feci şekilde dövülür ve paraları da gaspedilir.


Bu sırada yanına gelen Amon sabah olanları heyecanla arkadaşı Thoth'a anlatır ve tanrıların ona bahettiği bu lütuftan bahseder. Thoth, saf Amon'a  ısrarla rahibin onun yüzüne dikkatle bakıp bakmadığını sorar. Amon sanırım bakmadı deyince Thoth , hiç tereddüt etmeden Amon'un kafasına indirdiği taşla arkadaşının kafasını ezer. Onun dünyasında av ve avcı vardır ve Amon av olmuştur. O akşam babasının evden ayrılmasını bekleyen Thoth kızkardeşi Ayna'ya küçük hazinesinden kurtardığı bir yüzüğü hediye eder ve belki uzun yıllar görüşemeyeceklerini ama bu yüzük onda olduğu müddetçe birgün kavuşacaklarını söyleyerek sabah erken saatlerde İbis tapınağına giderek Kharantus'un huzuruna çıkar ve ismini soran başrahibe şöyle der:
-Benim adım Amon.

İbis tapınağında genç Thoth'un eğitimi başlar. Kendisini hor gören diğer öğrencileri de bir kenara yazan Thoth bu sırada diğerlerine benzemeyen, yardımsever başka bir rahip adayı ile karşılaşır. Bu başrahip Kharantus'un oğlu olan genç Kalanthes'tir. Birçok Conan öyküsünde karşılaştığımız ve Yılan tanrı Set'e karşı mücadele eden Kalanthes'e öyküde yer verilmesi oldukça isabetli olmuş. Uzun yıllar dostluk kuran Kalanthes ile Thoth'un nasıl düşman haline geldiklerini de ilgiyle okuyorsunuz.  Thoth'un olayı kesinlikle bir dark side'a geçme durumu değil. Çünkü o zaten cinayet işleyerek tapınağa gelmişti ve tüm amacı bir şekilde yırtmaktı. Fakat bir gün Kalanthes'in gizlice okuyup sakladığı parşomenleri görmesi olayı sıradan bir rahip hırsından, daha farklı boyutlara taşıyan bir sonuca dönüştürecekti. 

Bu parşomenlerde tek bir kelime bile içeriğinin ne olduğunu anlamamıza yetiyor. Acheron...
Hiborya çağından onbinlerce sene önce daha insanlığın ilk şafağında yeryüzünde hüküm süren kötülük ülkesi Acheron... Burada Acheron'a dair bazı enstantaneler görürüz.  Kısacası parşomenlerde Acheron anlatılmaktadır ve bu Thoth'un yaşamını basit bir yırtma olayından villain olma yoluna götürecektir. Artık amacı Acheron'u cehennemden yeryüzüne getirip şeytanın tahtına oturmaktır. İbis tapınağından bir süreliğine ayrılan Thoth yıllarını Acheron'u araştırmaya ve gerekli büyüleri öğrenmeye adar. Ve bu uğurda neredeyse ölür. 
Bir akşam bir meyhanede insan-yılan karışımı cübbeli bir adamla görüşen Thoth gücün kaynağını öğrenir ve yılan tanrı setin inini bulur. Burada çeşitli zorluklarla karşılaşsa da yılmaz fakat derin bir çukura düşer. Burada yüzlerce yılan Thoth'u zehirlerken efsanevi yılan başlı yüzüğe (Setin Yılan Yüzüğü-Serpent Ring of Set) ulaşır ve Set'e kendisini kurtarması için yalvarır. Bu ibis rahibi Thoth'un ölüp Set rahibi Thoth'un doğuşudur. Bu karanlık pazarlığın başlangıcıdır. Bu olaydan sonra başkent Memphia'da dehşet başlar ve bazı rahipler vahşi bir şekilde öldürülmüş olarak bulunur. Buradaki büyü sekanzları çok iyi tasvir edilmiş. Thoth'un insan suretinden bir yılan dalgasına dönüşmesi gibi oldukça başarılı geçişler var.


Şehirde katliamlar artarken Thoth İbis tapınağına geri dönmüştür ve gizli gizli Set'e hayvanları kurban ederek güç kazanmaya çalışmaktadır. Bu ritüellerinden birinde,  işkillenmeye başlayan başrahip Kharantus Thoth'u iş üstünde basar ve ne dolaplar çevirdiğini anlar. Thoth'la aralarında geçen büyü mücadelesinde yaşlı Kharantus yenilir ve zihni Thoth tarafından ele geçirilir. Thoth başrahibi konseyde Set'e hizmet etmekle suçlar ve zihni kontrol altındaki  Kharantus'ta bunu kabul eder. Ceza bellidir ve  ölümden beterdir. Kendine gelen İbis rahibinin son haykırışları fayda vermez ve konsey başrahibin aklını alarak ağzından salyalar akıtarak gezinen bir zavallıya dönüştürür. Bundan sonraki yaşamında bir dilenci olarak yaşamaya mahkum olan Kharantus'u Thoth kendi hizmetine almak ister ve bu kabul edilir. Zamanında kendini tapınağa kabul eden yardımsever rahip artık Thoth'un ayak işlerini yapan zavallı bir uşaktır. Kharantus'un oğlu Karanthes ise babasının bu haline kahrolur ve babasını aklamaya ant içer.

Tapınaktaki rahiplerden biri 18. Sıradan Stigya tahtının varisi olan prens  Cstephon'dur ve Thoth'un en başından beri bu rahibe bir ilgisi vardır. 18. Sıradan birisinin tahta çıkması için öndekilerin ya ölmesi ya da kendi istekleriyle tahttan çekilmeleri gerektiğinden prensin yaşamının tapınakta geçmesi beklenirken Thoth önce Stigya kralını daha sonra ise diğer varisleri bir bir ortadan kaldırır, bir kısmı ise dehşeti görüp kendileri tahttan feragat ederler. En son prensin babası da feci bir şekilde ölünce genç rahip hiç beklemediği taca sahip olur. Tabi tacın asıl sahibi Thoth'dur. Baş İbis rahibi olan Thoth ismini değiştirerek artık kendisine şöyle hitap edilmesini ister:
--THOTH-AMON--

Ülke Thoth'un hırsları sebebiyle kadim dostlarıyla bile savaşa girmekte ve halk kıtlıktan kırılmaktadır. Artık halkın İbis'e olan güveni azalmış, yeni bir tanrıyı benimsemeyi konuşanların sayısı artmaya başlamıştır.  Set taraftarlarıyla İbis taraftarları da sokaklarda birbirlerine girmeye başlamışlardır.  Kalanthes en iyi arkadaşı olarak gördüğü Thoth'tan iyice şüpheye düşmektedir. Kalanthes, Thoth'u bir ritüel esnasında yakalar, savaşırlar  ve  babası gibi Thoth'a yenik düşmez ama kaçar. Daha sonra Kalanthes İbis ve Stigya'yı düşünen dostlarıyla Thoth'u öldürmek için bir plan yaparlar fakat başarısız olurlar. 



Thoth buna cevap olarak Kalanthes'i mahkum ettirir ve kral, Thoth'un baskıları ile Stigya'nın yeni tanrısını ilan eder. Yılan tanrı Set... İbis putları yıkılır ve yerine Set'in putları dikilir.  Savaşlar ve kıtlıklar ise devam etmektedir.  Kral Ctstephon, eski dostu Kalanthes'i öldürtmez ve sürgüne göndermekle yetinen bir emir verir. Bu kralın son emridir. Thoth kralın zihnini tamamen ele geçirir, artık kral yerine Thoth konuşmaktadır.  Kalanthes ise çarmıha gerilerek ölümü beklemektedir. Stigya'nın üstüne ise kara bulutlar ve kötülük çökmüş ve Acheron yavaş yavaş gelmeye başlamıştır.  Bu aralarda Thoth'un uzun süredir duymakta olduğu vicdanının sesi iyice yükselmiştir fakat o bunu önemsememektedir. Acheron'u  yükseltmek için son büyülerini yapan Thoth genç bir kızı kurban eder ve kirli ritüelde son deme ulaşır. Kızın vücudunda Acheron'un kadim büyücüsü Xaltatun dirilir. (Xaltatun daha sonra Conan'ın kral olmasından sonra tekrar diriltilecek ve Conan'ın tahtan indirilip zindana düşmesine yol açacak kumpasta başrolü oynayacaktır. ) Fakat Xaltatun Acheron egemeliğini Thoth'a vermeye niyetli değildir ve Thoth burada hatasını anlar. Xaltotun, Thoth'un bedeninde geri dönerek Acheron'u yönetecektir.  Böyle bir sonuç beklemeyen Thoth kurban edilen kızın dönüştüğü canavarla mücadeleye girişir. Bu esnada çarmıhtan Danu'lu Akkad denilen bir barbar önderliğindeki isyancılar tarafından kurtarılan Kalanthes, Thoth'a yardım eder ve cehennemden gelen yaratıkları isyancıların yardımıyla yokederler. En son Xaltotun iblisi de İbis'in gücüyle yok edilmesinden sonra Kalanthes Thoth'a sıkı bir yumruk atarak yere serer ve kendisini çarmıha tekrar asıp asmayacağını alaylı bir şekilde sorarak babasını alıp Stigya'dan gider. Tabii ikili arasındaki mücadele uzun yıllar sürecektir.  Bu arada Thoth'un kızkardeşinin büyücünün daha fazla Set taraftarı toplamak için  kara büyüyle yapmış olduğu bir kıtlık sonucu açlıktan öldüğü haberi gelir ama Thoth'un kalbi taştan bile sert olduğu için bunun üzerinde durmaz bile. Thoth'un kafasının içinde yankılanan sesin sahibi de ortaya çıkar. Bu  ses Thoth-Amon'un hırsına kurban giden ilk kişi olan ve Thoth'un Kitabı'nı da yazan arkadaşı Amon'a daha doğrusu Amon'un ruhuna aittir. Amon'un herşeye rağmen karanlıkta kaybolup giden arkadaşı için bir umudu vardır.



--Altın Madalyon, içinden kılıç, balta ve kara büyü geçen forum--
Crom! Ölüleri Say...

Nemo

Küçükken okuduğumda çok etkilendiğim baş düşmanlardan birisi olan Thoth-Amon'un hayat hikayesini, Kalidor'un yazısı ile okumak çok keyifliydi. Eline sağlık ilkel çağların yenilmez savaşçısı :)
Özel Alfa Ajanı

kalidor

Book of Thoth ile beraber Dark horse'un yayınlamış olduğu mini serilerin tamamına yakınını sizlere aktardım. İleriki günlerde Daughters of Midora ve birkaç kısa öykü daha aktaracağım inşallah. Robert E. Howard'ın imkanı  ve ömrü olupta 3 ciltlik bir Conan destanı yazabilseydi bugün Yüzüklerin Efendisinin esamesi okunmazdı. Hail Conan!
Crom! Ölüleri Say...

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Nemo - 17 Ağustos, 2012, 17:57:41
Küçükken okuduğumda çok etkilendiğim baş düşmanlardan birisi olan Thoth-Amon'un hayat hikayesini, Kalidor'un yazısı ile okumak çok keyifliydi. Eline sağlık ilkel çağların yenilmez savaşçısı :)
tamamen,kalidor  :)
roy thomas'ın anlatımıyla;barbar conan sayı 74'te,john buscema ve kendisinin ,stigress gemisi ve bizim meşhur yolcularımızı
stigya'nın en büyük liman kenti "khemi'ye" götürdüğünden (yazdığından) bahseder..bu sayıda conan en meşhur düşmanlarından,kendiside stigyalı olan  "thoth amon" , bir "düş" sahnesiylede olsa tekrar maceraya katılır..sonrasını roy şöyle anlatır:"..aslında,kimmeryalıyı REH'ın öykülerindekinden daha önce "thoth" ile şahsen tanıştırmak için sabırsızlanıyordum ,böylece bunu da araya sıkıştırdım.ne var ki,sonradan bazı okurlarında belirttiği gibi ilerleyen maceralarda tamamıyla "barbarın" varlığından habersiz görünen "thoth"'un "conan"'ı bir kabusta husursuz etmesi çok da mantıklı değildi..
"thoth'un görüntüsünü kullanarak  conan'ı uyaran bir başkası mıydı?" diye bana sordular... omuzlarımı silkerek "belki", deyip geçtim..tıpkı irlandalı şair william butler yeats'in yaptığı gibi -o bölümü yazdığımda ne anlama geldiğini sadece "crom" ve "ben" biliyorduk..şimdi sadece "crom" biliyor..  ;)

not:ilgili alıntılar "lal" den çıkan "klasik maceralar" ciltlerinin sonundaki ,roy thomas yazılarından derlenmiştir..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

kalidor

Thoth-Amon'un yani bizim Tutamon'un hayatını anlatan harikulade bir hikaye. Dark Horse'un Conan evreninde yapmış olduğu en büyük hizmet! Çizimleri de çok beğendim. Sonu biraz daha iyi olabilirdi belki ama olsun. Kurt Busiek'in ellerine sağlık.

Puanım : 10/10
Crom! Ölüleri Say...