2012 Eylül Ayı Ödüllü Yarışması - Billy The Kid / Ölmeyen Kin

Başlatan hanac, 03 Eylül, 2012, 18:44:17

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Arkadaşlar merhaba,

Bu ay toplu okuma için seçtiğimiz cilt BILLY THE KID - ÖLMEYEN KİN

1001 Roman''ın yayın hayatına başladığı ilk yayınlardan biri idi.


rumar80

   Yayınlandığı dönemde hemen aldığım ve okuduğum bir çizgi romandı. 1001 romanın aynı dönem yayınları olan Bandidos ve Pis İşler'den daha çok sevmiştim.
   Zombilerin vahşi Batı'da hayatın bir parçası olması, pis işlerin (temizlik, fahişelik vs) onlara yaptırılmasını değişik ve akıllıca bir düşünce olarak görmüştüm.
   Siyah-beyaz, çabuk okunabilen, farklı bir Western olarak düşünmüştüm.

kalidor

1001 Roman'ın başarılı kara dizi serisinin 2. kitabıydı. Askerde okuyabildiğim tek çizgiromandı. Acemilik sonrası memleketten almış ve bir haftasonu okuduktan sonra bavula atmıştım. Giderken de oradaki bir çocuğa imzalayıp vermiştim :) Örnekleri vardır ama okuduğum ilk zombi, westerndi. Bir adamın zombi olduğu halde kadınlar tarafından halen arzulanabilir olması da ilginç tabi. Billy'nin tipini sevmediğimden kanun adamının yanındaydım ama o da sonunda ısırık alınca ayvayı yemişti.
Crom! Ölüleri Say...

darkwood

1001 roman'ın çıkardığı bu güzel kapaklı, western tarzı hikayeli kitabını çıkar çıkmaz satın almıştım. Ama güzel naylon ambalajını yırtmaya kıyamadığım için henüz açıp okumak fırsatı olmadı. Şimdi vitrinimde güzel güzel duruyor.
Bu paylaşımdan sonra sanırım okumanın vakti geldi.   :-\ :D   
Darkwood Sakinleri..

ercoktay

Ben de bu kitabı diğer 1001 roman yayınları gibi fuarda almıştım. Ama okumak kısmet olmadı. Tatilden dönünce okunacaklarda öne alayım bunu.

pizagor

Ben de okuyayım artık şu albümü. Durup duruyor öylece!
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Ödülü açıklamayı unutmuşuz.

En Kahraman Rıdvan 3. ve4. cilt hediye olarak verilecektir.

kültürelgüncel


          Emir büyük yerden gelince Şerif Pat Garrett, arkadaşı Billy the Kid'i öldürmek zorunda kalmıştır. Fakat, Billy büyücü bir kadın tarafından diriltilir. Bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkan zombi salgını sonrası her taraf yaşayan ölülerle dolmuştur. Diğer zombilerden farklı olarak Billy the Kid ve arkadaşı Miguel halen normal bir insan gibi düşünebilmektedir. Billy, emrindeki zombilerle kasabalarda katliamlar yaparak ordusunu gittikçe büyütür. Asıl istediği şey ise bir zamanlar dostu olan ama ihanetine uğradığı Pat Garrett'tan intikam almaktır. Üstelik bu intikam için ikinci bir gerekçesi daha olacaktır...

***
Tommiks, Teksas, Kaptan Swing, Red Kit gibi Vahşi Batı'da geçen çizgi romanları severiz birçoğumuz. Ama bu çizgi romanlar Batı'nın vahşiliğini yansıtmaktan kaçınır, güldürü unsurlarına bolca yer verir. Ve "keskin çizgilerle birbirinden ayrılmış olan" iyilerle kötülerin mücadelesinde kazanan hep iyilerdir. Bazen geçmişte yaşamış kişilerin de sayfalarda boy göstermesine rağmen, bu maceralar gerçekten uzaktır. (Onları sevmemizi sağlayan belki de bu: Yani bizi bir süreliğine de olsa dünyanın gerçekliğinden koparması, derdi tasayı unutturması...)

Billy the Kid: Ölmeyen Kin'de ise gerek karakterler, gerekse diyaloglar oldukça gerçekçi. Yer yer acıtan, yer yer düşündüren, yer yerse gülümseten saf gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Fantastik "zombi" öğesinin kitabın tamamında ağırlığını hissettirmesine rağmen hem de.

Vahşi Batı'yı "olduğu gibi" ele alan westernlerden ve/veya zombilerin konu alındığı hikayelerden hoşlanıyorsanız; bu çizgi romanı çok seveceksiniz. Ama eğer şiddet sahnesi görmeye dayanamıyorsanız uzak durmanız sizin için daha iyi olacak.

Not: Beni çekilişe dahil etmeyin, sadece kitap hakkında yorum yapmak istedim. En Kahraman Rıdvan'lar bende var.

hanac

Yok mu yorum ekleyecek arkadaş ?

Okumuş olanlar bir daha okusun.

Okumayanlar satın alsın, sahaflarda çok rahat bulunuyor.

NIC

Hasan abi ilk çıktığında almıştım(pis işlerle beraberdi hatta)

Şimdi kitaplığımda bir türlü bulamıyorum

Bulamazsam aklımda kalanları yazacağım

pizagor

Görseller için : http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2012/09/billy-kid-olmeyen-testosteron.html


Miguel : Bu yaptığın anlamsız!

Billy The Kid : Bu aşk meselesi, mantık değil dostum ve ölümden bile daha güçlü...


Düşünebilen, tahlil edilebilen, mantık – duygu çelişkileri yaşayan sıradışı bir zombinin bir kadına duyduğu saplantılı aşkın ve tutkunun peşinde, ardına taktığı alışageldiğimiz zombi ordusuyla Meksika – Amerika sınır bölgesinde estirdiği terör ve onu cezalandırmaya hevesli çeşitlimertebelerdeki devlet görevlileri ve onların ülküdaşları - destekçileri...

Görünen hikayenin kısa özeti bu aslında. Ama bu okur metnin arka planından neler neler çıkarıyor, sırası geldiğinde değineceğim...
Sadece bu kısa özete bakarak albümün isimi olarak atfedilen 'Ölmeyen Kin' yerine 'Ölmeyen Testosteron' daha mı uygun olurdu acaba?

Bu albümde de, Romero'nun artık tüm dünyaya kabul ettirdiği orası burası kopmuş, dağılmış zombi tiplemesine yer verilmiş, tıpkı Yürüyen Ölüler'de olduğu gibi... Oysa bir de Simon Garth türü zombiler var ama belli ki onun modası geçeli çok olmuş!

Yine Yürüyen Ölüler'e benzer şekilde, okurun karşısına bir anda nedenini niçinini bir türlü öğrenemediği bir halde zombiler çıkıyor. Hatta daha da kötüsü bu zombilerin bir kaç tanesinin ihtiraslarıyla, tutkularıyla insanlardan pek de farkı yok. Zombilerin ezici çoğunluğu aşina olduğumuz düşünemeyen, hareket eden birşey farketti mi acaba yenebilir mi diye ona yönelen, ağır tempolu yaratıklarken bunlar neden diğerlerinden farklı? Bunun ipuçlarını albümün son sayfalarında ancak yakalayabiliyorsunuz...

Düşünün bir ; mazotsuz giden traktörler, enerji girdisi olmadan çalışan koca koca makinalar – fabrikalar nasıl sahiplerinin topukları popolarına vurduracaksa, akılsız tepkisiz her işe koşulan, gerektiğinde sabana, gerektiğinde at arabasına bağlanan, eline süpürge verilip temizlik yaptırılan zombiler de aynı etkiyi yaratıyor vahşi batıda. Bir nevi 'maaş + ssk'sız (ki sinir olurum iş ilanlarında '+ssk' diyerek sanki bunun bir lütufmuş gibi gösterilmesine) çalışan işçiler durumu, artı değer hooop cepte. Yok böyle bir güzellik. Olmadığı içinde beyaz adam içerisinde bulunduğu zombileştirilme tehlikesini gözardı ederek sömürebildiği kadar sömürme peşinde bu yeni durumu...


Billy The Kid : Sonra ne yapacağız Miguel? Hepsini zombiye mi çevireceğiz?

Miguel : Neden olmasın!

Billy The Kid : Çünkü canlılar olmazsa ölüler için yiyecek hiçbir şey kalmaz Miguel...


Acaba bu son cümlede bir sistem eleştirisi mi var diye yola çıkınca insanın aklına düşünceler akmaya başlıyor. Bu,vahşi batının zombi serflerinden gelen bir 'kazancı, refahı paylaş ama adil paylaş' alegorisi olabilir mi! Ya da birşeylerin yanlış gittiğinin uyarısı! Milyarlarca insanın her biri insanca yaşama hakkına sahip ama sadece hakkına, yaşama değil... Günümüzün şirinlik muskası sosyal sorumluluk denen o koca koca fonlar neden var, sistemin dişlileri arasında cılkı çıkmışları açlık sınırında da olsa hayatta tutmak, iyiliksever bir maskenin ardında bir eliyle verirken diğer eliyle alarak posasından da yararlanmak için değil mi?

Ya da bu cümle acaba çevreci bir yaklaşımla yine mevcut sisteme kendini dizginleme, kaynakları tüketmede ölçülü olma yönünde bir uyarı mı?


Chisum : Vali Wallace bu sefer halka açık bir idam olmasına karar verdi, ibret olması için... Verilen mesaj da ölülerin bile kanundan kaçamadığı olacak!

Yoksa bu albümü bir başkaldırı, bir isyan öyküsü olarak mı okumalıdır?

Acaba Billy The Kid The Kid'in önderliğindeki zombi tayfası düzene başkaldıran ezilenler – serfler mi?

Chisum, düzenin ağababalarını, derebeylerini, gücü – sermayeyi – toprağı elinde bulunduranları mı simgeliyor?

Vali Wallace, ağababaların 'düzen' dedikleri kendi çıkarlarını korumak adına kurdukları sistemin kanunlarının uygulayıcısı seçilmişler olabilir mi? O nasıl bir düzendir ki insanları sadece hayattayken bağlamakla yetinmemekte, ölüyken bile kendine karşı sorumlu hale getirmektedir?

Patrick Garrett ve John Poe ise küçük menfaatler için düzenin gerektirdiği cezalandırıcılığı - kötü çocukluğu üstlenen taşeronlar desek olur mu? Böyle tipler güce taparlar, kim güçlüyse onun kucağında olmayı severler. Nitekim yaşadığı onca gelgitlere rağmen Patrick Garrett da o küçük ısırığa kadar tekrar tekrar güçlü tarafın yanında durmakta, onun direktiflerine uygun piyonluğu kabul etmektedir. Gerçekten taraf değiştirmesi ve isyanı ise sınıf değiştirdiği, serflerin arasına katıldığı an başlamaktadır...


Miguel : O zaman neden ölüler hayata dönüyor?

Billy The Kid : Belki dünyanın sonu Miguel... Ya da yeni bir başlangıç... Ya da sadece Tanrı'nın espri anlayışı...


Yüzlerce paneli geçtikten sonra beni ilk düşündüren sayfa Billy The Kid ve Miguel arasında geçen bu konuşmanın karelerinin bulunduğu sayfa oldu. İster kıyamet, ister mahşer, ister daha havalı olacak şekilde armageddon, artık nasıl adlandırmak isterseniz, tek tanrılı dinlerin tamamının bahsettiği o topyekün dirilişte, herkesin jargona göre aslında birer zombi olacağını farkettim ilk defa...

Hayattan kopmak, gerçekliği bir an için unutup hayallere dalmak için reçeteme yazdığım çizgiromanların sayfaları beni böyle noktalara taşıyorsa bir sorun olmasından kuşku duyarım. Alt metin bulacağım diye çizgiroman okuyamaz olmuşum. Oysa otur, ilk defa karşılaştığın bir kurgunun, vahşi batıya taşınan 'Ölülerin Şafağı'nın tadını çıkar değil mi... Ama yok! Peşisıra deney babında yeni çıkan Zembla'yı okuyacağım. O sayfalardan da alt metin çıkarabilmeyi başarabilirsem hayallerimi kaybettiğim o geri dönülmez noktada olduğumun yasını tutmaya başlayabilirim artık...

Bu arada yazar Roberto Recchioni şu yazdıklarımı okusa kesin 'Adama bak ne anlamlar çıkarmış şu kitaptan...' der o da ayrı :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


BAHADIR

Billiy The Kid "Ölmeyen Kin" westerne getirdiği farklı bakış açısı ve çizgileri ile klasik Fumetti kalıplarının dışında olmakla birlikte ilk okuduğumda çok abartı bir çizgiroman gibi gelmedi...Ama şu var kendini okutmuştu ve final güzeldi...

Aynı dönem çıkan "Pis İşler" i ne yazık ki bitirmek nasip olmadı...Ya çizgisinde ya anlatımından yada çeviriden kaynaklanan bir problemden hikayeye giremedim...Rafta öylece duruyor...Bir gün bitiririz inşallah!...

Hemen bu konunun peşinden değilde gelecek aylarda "Ayın konusu" seçilirse okumak için de bahanemiz olur...

kedidiro

     zombi hikayeleriyle işim olmaz açıkçası ama madem ki sevgili faik böyle takdir etti ve forumumuzun en önemli köşelerinden biri olarak görüyoruz bu aylık çizgi roman okuma işini o halde el mahkum okuyup yazacağız yorumumuzu... ancak yakında büyükşehir olması planlanan 317000 nüfuslu bir köyde oturduğumdan burada henüz bu çizgi romanı bulamadım... işin ödül kısmı önemli değil, benim yöneticilerimizden ricam ay bitse de başlıklar açık kalsın ki er geç yazalım yorumumuzu... bin selam

pizagor

Bu başlıklara bir de Beğendim - Beğenmedim - Ne beğendim ne de beğenmedim gibi bir anket de ekleyebiliriz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pearl jam

Alıntı yapılan: pizagor - 19 Eylül, 2012, 11:47:55
Bu başlıklara bir de Beğendim - Beğenmedim - Ne beğendim ne de beğenmedim gibi bir anket de ekleyebiliriz...

Güzel bir fikir olduğunu düşündüğüm için kimseye sormadan anketi ekledim ve çok beğendim :)