Edebiyat Muhabbetleri

Başlatan V, 15 Temmuz, 2010, 22:08:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hayal Kahvem


Okudum. Beğendim. Arz ederim.  :D

Hayal Kahvem


Ukulele ile türkü çalabilmeye başardım. Bahtiyarım :D

NOT- Youtube'da Etkili Müzik Eğitimi adı altında müzik öğretmeni Can  Kahramansoy, hazırladığı videolarla  en baştan ukulele öğretiyor. Epey ilerledim.  Minnettarım.

Hayal Kahvem

Karamba karambita! Edebiyat Muhabbetleri'nin okunma sayısı 100 bini geçmiş :D

Vay canına sayın seyirciler! Ne güzel ::) :D

Hayal Kahvem


Okudum. Okuyorum. Okuyacağım.  :)

battlehammer

Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 28 Nisan, 2022, 22:36:46

Okudum. Okuyorum. Okuyacağım.  :)

Transmetropolitan alınmış, muhteşem.  8)

Hayal Kahvem


KİTAP... OKUDUM... OKUYORUM... OKUYACAĞIM


ÇİZGİ ROMAN... OKUDUM.


FİLM SEYRETTİM

Kinowa59

Benim bu yazacağım da yazılı edebiyat konusu olduğu için bu sayfaya yazacağım. Bu sabah Marmaris'te,  hastahane de kasaplık sığır gibi _ özür diliyorum, sığır ağır bir benzetme oldu; koyun diyeyim _ randevu sıramı beklerken, eşi dostu arayayım, hâl hatır sorayım vakit geçer. Diye düşündüm. Önce forumdan Ömer Bahadır bey'i aradım, bakalım yeni çizgi roman projesi var mı diye. Daha günaydın der demez müşterileri araya girdi. Yoğun olduğu için hiçbir şey soramadan, sonra görüşürüz dedim ve TLF kapattık. Bir dostumuzu daha aradım, kitaplardan haber var mı diye, abi çok yoğunum, bugün bekliyorum, pazartesi ara dedi ve TLF kapattık. Daha sonra, İlker özer bey'i aradım, Zagor özel ciltleri soracaktım, ne vakit çıkacak diye. Ona ise hiç ulaşamadım. Allah Allah dedim, bugün insanlar amma da yoğun. Kitap yayını yapan kimi arıyorsam ya vakitleri yok, ya da TLF hiç açmıyorlar. Istifle, istifle , istifle ..? Yığın bakalım dolarları..? avroları..? Depolayın bakalım TL leri..?  altın ve elmasları..? Vahşi batı, Bill kid' e , Jesse James ' e kalmadı, sizlere mi kalacak..? 

Kinowa59

Bugün  Alman şair ve filozof Frederick von shiller'in bir sözcüğünü anımsadım. " Böcek olmayı kabul edenler, ezilince şikayet etmemelidir." Evet değerli dostlar nerede kalmıştık .

Saki

Genelde çok ucuz bit meyvedir, dünyanın her yerinde oluyor ve her bir aile pazardan elma alabiliyor..

..dolayısıyla edebiyatta da her zaman bir tema olmuştur...

Örneğin...

Dünyada en güzel bir hikaye olan Pamuk prenses hikayesinde zalim üvvey anne güzel bir elmanın yarısını zahirleyip Pamuk prenese yediriyor..Çok şükür prens ve arkadaşları Pamuk prensesin tabutunu taşıyorken yere düşürüyorlar ve Pamuk prenesin bogazında kalan zehirli yarım çıkıyor ve kız hayata dönüyor...

New  York 19. yüzyılın ortalarında elma ağaçlarıyla sarılıdır. Bunun için de diğer ismi Big Apple, yani Büyük elma..

ABD de en büyük bilgisayar ve elektronik parça üretici şirketin ismi Apple, logosu ise ısırık elmadır...

İsviçre de 300 yıl evvel başka işi olmayan keskin ok nişancısı Wiliem Tell kendi oğlunun başına elma koyup bunları ok ile vuruyormmuş..

İngiliz matematikçi ve fizikçi Sir İsac Newton bir gün bir elma ağacının gölgesinde oturup derin derin düşünürken, başına bir elma düşüyor...Bu deha insan elmayı başına doğru çeken kuveetin de, Ayı dünyanın etrafında döndüren kuvvetin de aynısı olduğu sonucuna varmış ve bu kuvvete Genel Çekim kuvveti demiştir...

Kinowa59

" Yaşamak ciddi bir uğraştır " demiş; büyük Ozan, Dünya şairi Nazım Hikmet. Ve ben , sıradan bir emekçi emeklisi kinowa 59 bayram olarak diyorum ki , " ya sen ciddiye alırsın yaşamı,  ya da yaşam seni savurur gider." Bayram 'ın ilk günü, uzun yürüyüşlerimden en uzununu gerçekleştirmek üzere Antalya, Elmalı ilçesi yaylalarında yürüyüşüme başladım. Dağlar, dağlar ve oba'lar , köyler gördüm. Atatürk'ün, " nerede bir Yörük varsa orası Türk yurdudur " söylemine uygun olarak Yörük' lerin misafiri oldum. Yaylalarında, oba'larinda, kıl çadırlarında geceledim. Bol bol ayran içtim. Şalgam suyu içtim, buz gibi soğuk derelerde yüzdüm, zirvelerde yıldızlarla, dolunayla arkadaşlık ettim. Kısacası değerli dostlar; bayram 'ın ilk iki günü, Tex, Zagor ve Ken Parker okumakla kalmadım. Kahramanlarım gibi yaşadım. Tex gibi çadırda yattım. Zagor gibi dolunay'i, yıldızları izleyerek düşüncelere daldım, ve Ken Parker 'in gene yıldızlı bir gecede bir ulu ağaca sırtını verip Karl Marx' in kapital isimli başyapıtıni okuduğu gibi gecenin ıssızlığın da ( zihnimde ) o sayfaları okudum. Biraz Tex, biraz Zagor, ve çokça da Ken Parker oldum. Sonra değerli dostlar , bayramın üçüncü günü konakladığım köylerin birinden 5 litrelik şalgam suyu ve yöresel ürünler alarak Köyceğiz'e, evime döndüm. O gece bir 35'lik küçük rakı'yla ( alkol sağlığa zararlıdır ) aşırı sıcaktan bunalmış vaziyette  5 litrelik şalgam suyunu bir saatte içtim. Ve sonuç: gözlerimi hastahane de açtım. Şeker hastalığımı hesap etmemiştim. Şekerim 600'e fırlamış. Tam üç gün hastanede kaldım. Hâlâ toparlanamadim. Değerli dostlar, siz siz olun, şeker , kalp, tansiyon vs. hastasıysaniz sakın sıcak havalarda alkol almayınız. Şalgam suyuyla alkol hiç almayınız. 5 litrelik şalgam suyunu rakı'yla bir saatte kesinlikle içmeyiniz. Bayramı zehir ettim kendime. Kalınız sağlıcakla.

Saki

Hayat ciddiye almamak içi yeterince ciddidir, demiş İngiliz yazar Bernard Shaw.

kedidiro

Kendinize dikkat edin Bayram bey... Ruh kocamasa da beden ihtiyarlıyor ve biz bazen bunu unutabiliyoruz maalesef. Gelmiş geçmiş olsun inşallah.