Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

connyapku

Alıntı yapılan: kalidor - 07 Temmuz, 2015, 09:14:42
Kara kaplı olan kitap mı connyapku? Hail!!!



Evet hardcover cilt. Kitap kalin olmasina ragmen kus gibi hafif. 2013 yilinda almistim daha yeni okumak nasip oldu. Kara nehrin ardinda hikayesini okuyorum. Balthus 'un Conan'i ilk gordugundeki dusunceleri ve onun vahsi biri olmasindan dolayı yasadigi tedirginlik cok guzel anlatilmis.

Vega

Kitabın bana en büyük faydası ÖSYM kurullarının paragraf sorularında kullandığı paragraf sorularını nereden bulduğunu öğretmesi oldu. Özellikle ilk bir kaç sayfada her an bir yerde biri çıkıp "Yukarıdaki paragrafta yazarın içinde bulunduğu hangi ruh haline yer verilmemiştir?" diye soracakmış gibi geliyor. Buyurun bakınız; S:17 "Artık bu evi sevmiyorum; bu geniş salonu, aynalı dar antreyi, loş mutfağı, yazları fırın gibi sıcak, kışları buzdolabı gibi soğuk olan bu küçük odayı; bu küçük odada uyumayı, uyanmayı, yerdeki sarıçiçeklerle kaplı halıyı, açık kahverengi mobilyaları, dantelli tül perdeleri sevmiyorum. Duvardaki resimler bir şey anlatmıyor bana. Seramik saksılardaki çiçekler sevinç taşımıyor, kitaplar somurttukça somurtuyor karşımda"

Yine ilk beş öykünün başına küçük birer alıntı serpiştirilmiş, en ilgimi çeken, hayranlığımı cezbeden "Ölümün Hükmü Yok" isimli öykünün başında yer alan, Dylan Thomas'ın yazdığı ve Bülent Ecevit'in çevirisini yaptığı şiir oldu. Eskiden ne güzel günlerimiz, şiir çevirisi yapacak kadar naif, kültürlü devlet adamlarımız varmış.

Öykülere dönecek olursak, diyaloglar her zaman ki gibi yapay. Az önce bahsettiğim öyküde iki işkenceci polis, gözleri bağlı mahkûmu sürükleyerek götürürken polislerde biri "Kahramanımıza bakın, nasıl da rüzgara tutulmuş yaprak gibi sallanıyor..." gibisinden bir cümle kuruyor mesela. Şu cümleyi kuran adam polislik mi yapar? Üzülme devrimci arkadaş, işkencecin en az senin kadar entelektüel. Amaçladığın devrim inceden işe yaramaya başlamış, hatta devrimin etkileri poliste bile görülmeye başlamış ama polis farkında değil. Yorumumum tamamını okumak için resmin üzerine tıklayabilisiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Hangi gazetedeydi hatırlamıyorum, bilmem kaç kupon karşılığında verilen bir yasaklanan kitaplar seti vardı ve bu kitapta onların arasındaydı. Daha ben doğmadan önce, 1977 yılında Müjdat Gezen'in fikri ile ortaya çıkmış. Her ne kadar bugünkü satış sitelerinde geri planda bırakılsa da çizimlerini yine usta bir tiyatrocu, rahmetli Savaş Dinçel yapmış. Bu kitap sayesinde Savaş Dinçel'in karikatüristliği olduğunu da ilk kez öğrendim.

Çizgilerle Nazım Hikmet, her iki sanatçının da kısa özgeçmişleri ile başlıyor. Ardından yine iki sanatçının bu sefer doğal olarak upuzun özgeçmişleri var. Müjdat Gezen'in kaleme aldığı giriş bölümünden, kendisinin turnede, otobüs yolculuklarında Tom Miks, Zagor ve Teksas okuduğunu öğreniyor, sempatimi ikiye katıyorum. Zaten Nazım Hikmet'in hayatını çizgilerle anlatma fikri de böylelikle ortaya çıkmış. Gerçi bunu ifade ederken "Bu adamlar bana ve benim gibi kim bilir kaç kişiye bu zırvaları ve bu denli kolay okutmanın yolunu nasıl bulmuşlar" gibi bir cümle kursa da görmezden geliyorum.

Öncelikle belirtelim, kitap bir çizgi roman ya da grafik roman havasında değil. Nazım Hikmet ile ilgili olaylar, konular, başkalarının anlattığı hatıralar, başından geçenler, şiirleri vs. daha pek çok şey resimler eşliğinde verilmiş. Bu açıdan çizgi roman gibi değerlendirmek yanlış olur. Çizimler karikatürize, zaman zaman da gazete kupürlerinin üzerine eklenerek çizilmiş. Önsöz'de "Şimdiki (2007) imkânlar olsa çok daha iyisini yapardım." demiş Savaş Dinçel. Bence bu hali ile çok daha güzel, çok daha emekçi işi.  Yorumumun tamamı, iç sayfa örnekleri ve yazar ve çizerin bu kitap nedeni ile yargılandıkları davada çekilmiş fotoğraflarıın olduğu arka kapak için resmin üzerine tıklayabilirsiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Sonunda bitti. Size yalan gelir, bu seri bitmeden ölürüm diye korkuyordum. 1812'de başlayan maceramız, hayırlısıyla bitti.

Aslında anlatmak, bahsetmek istediğim çok şey var. Bu seriyi okuyan biriyle saatlerce muhabbet edebilirim. Ancak burada dilimi tutmak zorundayım. Olur da bir gün okursanız tadını kaçırmak istemiyorum.

Son Ayin'de de karşımızda bir önceki kitapta genç bir subay olan ve dedesinin ve annesi Tamara'nın hayallerini gerçekleştiren Mihail var. Var ama yıllar acımasız. Mihail artık 60'ına merdiven dayamış, kalp hastası bir adam. Kendini siyasete vermiş ve yıl 1917. Birinci dünya savaşının son zamanları. Rusya bir yandan savaşla uğraşırken, bir yandan da Bolşevik ihtilali ile uğraşıyor. Mihail ve üvey dayısı şerefsiz Dimitriy (İkinci kitaptan beri gıcığım ben bu herife. Danilov'ların en irisi ama en haysiyetsizi) ile birlikte Rusya için en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Bir de vampirler Rusya'da toplanmış öldüğü söylenen Zimeyeviç'i geri getirmeye çalışıyorlar. Detaylı yorumum için resmin üzerine tıklayabilirsiniz.


İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Edirne'li yazar gördüm mü takip etmeye çalışıyorum, neler yazmışlar, nasıl yazmışlar merak ediyorum. Bu nedenle eşimle Saraçlar Caddesinde gezerken gördüğüm bu kitabı hiç aklımda yokken alıverdim. Tam emin değilim ama kitap aynı zamanda kitaplığımdaki 300 civarı (çizgi romanlarım hariç) kitap içinde Edirne'den alınan tek kitap olma özelliğini taşıyor.

Yazar Güngör Mazlum, Edirne'nin eski belediye başkanlarından olmasının yanı sıra, aynı zamanda Edirne Yerel Tarih Grubunun bir üyesi. (Kendime not: Bu grupla yakından ilgilen) Dolayısıyla romanın tarihi yönünde hiçbir sıkıntı yok. Hatta özellikle mübadelenin, nasıl yapıldığı, nelere mâl olduğu gibi noktalarda kolay kolay öğrenemeyeceğimiz bilgiler mevcut. Dahası benim için en önemlisi dönem romanlarının en eleştirdiğim yanı olan, hanlar, hamamlar, saraylarda geçen bir roman değil. Sıradan esnafların, sıradan ailelerin yaşamları, birbirleri ile olan ilişkilerinden bahsedilmiş.

Ancak kurgu kısmı için maalesef aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Bu kısımlar sanki biraz aceleye getirilmiş, kontrol edilmemiş ya da özenilmemiş gibi duruyor. Herhangi biri tarafından bir son okuma yapıldığını düşünmüyorum. Onlarca anlatım bozukluğu var. Üçüncü tekil anlatımla başlayan paragraf, birkaç cümle sonra birden bire birinci tekil anlatıma dönüveriyor. Ortam tasvirleri yapılırken kısa, kesik, devrik cümleler kullanılmış. Tasvir edilir gibi değil de sanki envanter tutulur gibi. Safiye'nin kolunda dört bilezik. İkisi sağlam, ikisi ezik. Üzerindeki yelek Bosna yünü. Kazağı kırmızı... gibi. (Kitapta böyle bir şey yok ama tasvirler bunun gibi)
Detaylı yorum için resmin üzerine tıklayabilrisiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

pizagor



Bu, sokaklarda yaşayan bir çocuğun öyküsü, çevremizdeki her gün sayıları artan yüzlercesi gibi. Bu mutlaka okunması gereken ancak hatırlamak üzere değil, unutmak unutabilmek için okunması gereken bir öykü. Yoksa o yükü, Nelio'yu, diğer çocukları, herbirinin kendine özgü hikayelerini, hüzünlerini, nedensiz mutluluklarını, sefaletlerini, acılarını taşımanız çok kolay değil. 'yan dünya yan, bat dünya bat', hissettirdikleri bunlar kitabın. Kitapta yeralan bir Voltaire alıntısının da dediği gibi:

Mümkün olan dünyaların en iyisi buysa diğerleri nasıldır kimbilir?

Tavsiye için teşekkürler kedidiro...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Rüzgarlara Söyleyen olanca hüznü ve sürükleyiciliğiyle araya girince yarım kalan diğer kitabıma döndüm; Doğan Cüceloğlu - Başarıya Götüren Aile.

Sezgisel olarak farkında olduğum ama buna rağmen çocuk yetiştirirken yaptığım kimi yanlışları gayet anlaşılır bir dille anlatıyor Doğan Hocamız. O sayfalardan çok ders çıkardım kendime... Şimdi aklıma bir de 'Mış Gibi Yaşamlar' kitabı takıldı Doğan Hoca'nın, içinde kendimi bulmaktan korkuyorum!
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Vega

12. Gezegen, çoktan beri merak ettiğim, gökten gelen tanrılar, düşen melekler ve dünya üzerinde aklımın almadığı bazı şeyleri biraz daha anlaşılır kılmak üzere Mehmet Mollaosmanoğlu tarafından tavsiye edildi. Yıllar önce okuduğum ve hayran kaldığım Tanrıların Arabaları kitabının ardından ufkum iyice açıldı.

Kitap dünyamızın çok ama çok uzun zaman önce Nefilimler adı verilen bir ırk tarafından sömürge gezegen olarak seçildiğini, uzun süre dünyamızda faaliyet gösterdikten sonra, ağır işlerde kullanmak üzere insan ırkını yarattığını ve sonra çeşitli nedenlerle Tanrı Enlil'in bizden kurtulmak isterken kardeşi Enki'nin bizi nasıl savunduğunu anlatıyor. Yazılı tarihin Sümerliler ile ortaya çıkmasından öte, dünya üzerinde ilk yaratılan insanların (homo sapiens) bizzat Sümerliler olduğunu öne sürüyor. Bunu ispatlamak için tabletler (ipad değil, kil tablet), kazılar, Eski Ahit, Tevrat ve İncil gibi kitaplardan yararlanıyor. Ayrıca tanrı, adak, ibadet gibi kavramların ne şekilde ortaya çıktığı, insana tarımı, hayvan evcilleştirmeyi kim, nasıl öğretti bunlardan da bahsediliyor.

Şunu da belirtmeliyim ki, bu kitabı okuyunca semavi dinlerdeki yaratılış hikâyesini kökten reddedebileceğiniz gibi, kendi inanç pencerenizden bakarak "bunların hepsi zaten Kuran'da yazıyor" diyenlere de rastlamanız olası. Zira dünyaya inan bu ırkı Nefilimler olarak kabul etmenin yanı sıra, Kuran penceresinden bakarak bu tanrıları yoldan çıkan kavimlere iyiyi doğruyu gösteren, ekin ekmeyi, demir dövmeyi öğreten ve sayıları 124.000 olan peygamberlerle de eşleştirebiliriz. Görünen o ki daha bir kaç yüzyıl boyunca bu kitapta anlatılanlara tamamen objektif bakabilmenin mümkünü yok. Yorumumun tamamını okumak için yazar Mehmet Mollaosmanoğlu'nun bu kitap için, bana özel tasarladığı resme tıklayabilirsiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

nicholaihel

Ekseriyetle birden fazla kitabı ayna anda okuyorum.


kalidor

Buz ve Ateşin Şarkısı (Taht Oyunları) Serisi 4. kitap - George R.R. Martin


Zekası ve Bilgeliğiyle Tyrion Lannister - George R.R. Martin (Tyrion'ın seri boyunca  Aşk'tan, İkna Sanatı'na, Politikadan, Aile Değerlerine dair vs sarfettiği aforizmalarının çizimlerle süslendirilmiş bir kolajı)


Kahvehane Hikayeleri - 2 İngiliz seyyahın 19. yüzyıl sonlarında İstanbul'da çeşitli kahvehanelerde dinlemiş oldukları kısa öyküleri aktardıkları ilginç bir derleme.

Crom! Ölüleri Say...

pizagor

20 küsür yıl önce, eniştemin kitaplığından elimi attığım Beyaz Diş ile başlayan Jack London yolculuğumda sanıyorum üçüncü durağımdı. Kendimi fena kaptırmıştım bu kitaba, bir çırpıda okuduğumu hatırlıyorum. Şimdi yeniden ellerimde, sayfalarını çeviriyorum; Martin Eden...

Birçok baskısı arasından nedense yine ilk okuduğum Oda Yayınları baskısıyla, ilk okuduğum kapağıyla satın almayı tercih ettim...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Alıntı yapılan: nicholaihel - 01 Ekim, 2015, 00:07:53
Ekseriyetle birden fazla kitabı ayna anda okuyorum.




Bu kitap hakkındaki yorumların nedir sevgili nicholaihel?

(yazması ne kadar zor bir isimmiş bu, şimdi farkettim :)  )
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


emre ozdamarlar

Paranin Yukselisi'nin belgeselini izlemistim kaliteli bir yapimdi.

nicholaihel

Pizagor, ben çok beğendim. Okuması keyifli, neden sonuç ilişkileriyle, somut örneklerle konuyu besleyen bir "tarih" kitabı. Paranın tarihi ve tarihin paradan nasıl etkilendiğine dair iyi bir derleme. Para, borç, faiz, tahvil, borsa gibi kavramlar nasıl doğdular, toplumla, dinlerle, uluslarla ilişkisi nasıl... Daha örnekler uzayabilir. Tavsiye ederim.

pizagor

Alıntı yapılan: nicholaihel - 01 Ekim, 2015, 14:07:07
Pizagor, ben çok beğendim. Okuması keyifli, neden sonuç ilişkileriyle, somut örneklerle konuyu besleyen bir "tarih" kitabı. Paranın tarihi ve tarihin paradan nasıl etkilendiğine dair iyi bir derleme. Para, borç, faiz, tahvil, borsa gibi kavramlar nasıl doğdular, toplumla, dinlerle, uluslarla ilişkisi nasıl... Daha örnekler uzayabilir. Tavsiye ederim.

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 01 Ekim, 2015, 11:30:12
Paranin Yukselisi'nin belgeselini izlemistim kaliteli bir yapimdi.


Aldım hemen, tavsiye için teşekkürler...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...