Bilka Örümcek Adam Dönemini Sevenler Kulübü

Başlatan pizagor, 27 Eylül, 2012, 09:41:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

May Yenge'nin Galactus'un habercisi Golden Oldie olduğu hikayeye dair görseller ararken bir de buna denk geldim :D


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


tommikser

Geçen gün gizli savaşlardan sonra olan olayların anlatıldığı 57. sayıyı okudum.Bilka zamınında pat diye çıkan siyah kostüm Marmara sayesinde nasıl geldiğini de anlamış olduk.Bilkanın bu sayısında geri dönen Peter aradan geçen zamanda kaçırdıklarını ve olanları anlamaya çalışıyor.Bu arada benim favori sevgilisi Kara kedide onu merak içinde fellik fellik aramaktadır.

Kara kedi süper kahraman olmak için Peter'in en büyük düşmanı Kingpin ile çalışmış gücünü kazanmasına karşın oldukça pişmandır.En sonunda onu bulan Peter bunu öğrendiğinde ne tepki verecektir.Devamını heyecanla okuyorum.Yaşasın Bilka :D

rumar80

 57. sayı Marvel team up ile başlar. Elektrik kesintisi sonrası cinayet. Black widow ile kırmızı mavi kostümle team up yapar. Ardından kaybolur. Döndüğünde maceraya kaldığı yerden devam eder ama yanında Daredevil üzerinde siyah kostüm vardır.

Dr.ArAmAS

Liseteye ekleme devam ediyor mu bilmiyorum ama beni de yazın 😎

Dr.ArAmAS

Listeye baktım da zamanında eski kullanıcı adımla üyenolmuşum zaten 😀10 numara benimmiş

pizagor

Red Rişer :)

Dönemin çevirilerinin sevimliliğine, masumiyetine bakar mısınız... İşte bu ayrıntılar nedeniyle tekrar tekrar dönüyorum bu sayılara...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

'Yenilmezler'den önce 'İntikam Birliği' vardı :)

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

S.H.I.E.L.D.'dan önce de E.C.B. - Enternasyonel Casusluk Birliği vardı :)

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Jason P. Macendale

Herkese merhaba!.. Bilka Örümcek Adam serisinin en sevdiğim taraflarından biri çevirisidir. Doğrudan Türkçe'ye çevirilmemiş, yerelleştirilmiştir bana göre. Forumda bahsedildiği gibi hikayede geçen şarkılar, Türkçe deyimler ve hatta para birimi olarak bile Lira geçer çoğu yerde.

O yıllarda seriyi düzenli takip etme olanağı pek olmuyordu. Bazı sayılar gazete bayiine gelmiyordu veya erkenden bitiyordu. Bilka hikayeleri sıralı yayınlamamış olsa da arada alamadığım sayılar olduğu için hikayeler arasında hep bir kopukluk ve bilinmezlik oluyordu ki çocuk aklımla o kısımları kendime göre tamamlamaya çalışıyordum. Belki de bana o yıllarda bana fazlasıyla keyif veren şey buydu ve Bilka serisinin benim için unutulmaz oluşunun ve hatta eksik sayıları hala tamamlama azmimin kaynağı da bu olmalı.

Animvader

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Mayıs, 2018, 23:48:23
S.H.I.E.L.D.'dan önce de E.C.B. - Enternasyonel Casusluk Birliği vardı :)


Yalnız S.H.I.E.L.D. de tarihin en sallamasyon akronimlerinden birisidir bence  :D Türkçesini geçtim İngilizcesinin bile bir anlamı yok.

pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Türk çizgiroman okurunun Profesör Xavier ile imtihanı...



Hakikaten de zordur telaffuzu, Zavyer, İksavyer gibi çeşitlemeleri vardır ama bu Avier ilk defa dikkatimi çekti. Birkaç çizgiroman sevdalısı tanırım ki 'Otuzumdan sonra doğrusunu öğrendim şu ismin söylenişini' itirafında bulunmuştur. Yine aynı hikayede 'Matüv' isimli bir karakter daha var ki uzunca bir süre anlayamadım orijinalinin 'Matthew' olduğunu, bu ne tuhaf isim diye geçirdim içimden.

Şu Bilka dönemi bir harika dostlar ;)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Animvader

Alıntı YapHakikaten de zordur telaffuzu, Zavyer, İksavyer gibi çeşitlemeleri vardır ama bu Avier ilk defa dikkatimi çekti. Birkaç çizgiroman sevdalısı tanırım ki 'Otuzumdan sonra doğrusunu öğrendim şu ismin söylenişini' itirafında bulunmuştur. Yine aynı hikayede 'Matüv' isimli bir karakter daha var ki uzunca bir süre anlayamadım orijinalinin 'Matthew' olduğunu, bu ne tuhaf isim diye geçirdim içimden.

Bu konu hep ilgimi çekmiştir. Yabancı dildeki özel isimleri latince yazılışla mı almalı, yoksa transkripsiyon veya okunduğu şekliyle mi yazmalı. Ruslar mesela kendi alfabelerine çevirirken yazıldığı şekilde değil nasıl okuyorlarsa öyle alıyorlar, Mak Donalds gibi. Bizdeki resmi kullanımda olan Vaşington Büyükelçiliği veya Şikago Başkonsolosluğu da buna örnek verilebilir. Hatta biz bu konuda basında olsun yazılı metinlerde iyice işi abartarak Arap, Fars, Rus gibi latin olmayan alfabelerdeki özel isimleri yazarken direk İngilizce'den almaya başladık ve mesela Rus futbolcu Jirkov'a Zhirkov diyen spikerler veya atıyorum Humeyni'yi Khomeini şeklinde yazan gazeteciler aldı başını yürüdü.

pizagor

TDK'dan alıntılayayım:

         Latin Harflerini Kullanan Dillerdeki Özel Adlar

1. Latin harflerini kullanan dillerdeki özel adlar özgün biçimleriyle yazılır: Beethoven, Byron, Cervantes, Chopin, Eminescu, Grimm, Horatius, Molière, Puccini, Rousseau, Shakespeare; Bologna, Buenos Aires, Iorga, Ile-de-France, Karlovy Vary, Latium, Loire, Mann, New York, Nice, Rio de Janeiro, Vaasa, Wuppertal vb. Ancak Batı dillerinde kullanılan adların okunuşları ayraç içinde gösterilebilir: Shakespeare (Şekspir) vb.

2. Eskiden dili­mize yerleşmiş bazı Batı kökenli kişi ve yer adları Türkçe söylenişlerine göre yazılır: Napolyon, Şarlken, Şarl (Demirbaş Şarl); Atina, Brüksel, Cenevre, Londra, Marsilya, Münih, Paris, Roma, Selânik, Venedik, Viyana, Zürih; Hollanda, Letonya, Lüksemburg vb.

3. Yabancı özel adlardan türetilmiş akım adları Türkçe söylenişlerine göre yazılır: Dekartçılık, Epikürcülük, Kalvenci, Kalvencilik, Kalvenizm, Kartezyenizm, Lüterci, Lütercilik, Marksçılık, Marksist, Marksizm vb.

4. Ait olduğu dilde ayrı yazılan yer adları Türkçede de ayrı yazılır: Buenos Aires, Frankfurt am Main, Freiburg im Breisgau, Hyde Park, Mont Blanc, New Orleans, New York, Rio de Janeiro, San Marino, Wiener Neustadt, Titov Veles vb.

       Arapça ve Farsça Özel Adlar

Kökeni Arapça ve Farsça olan kişi ve yer adları Türkçenin ses ve yapı özelliklerine göre yazılır: Ahmet, Bedrettin, Fuat, Mehmet, Necmettin, Nizamettin, Ömer, Rıza, Saadettin; Cezayir, Fas, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan; Bağdat, Cidde, Erdebil, Halep, İsfahan, İskenderiye, Medine, Mekke, Şam, Şiraz, Tahran, Tebriz, Trablusgarp vb.

      Yunanca Özel Adlar

Yunanca adlar yazılırken Yunan harflerinin ses değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılır: Homeros, Herodotos, Euripides, Pindaros, Solon, Sokrates, Aristoteles, Platon, Venizelos, Karamanlis, Papandreu, Onasis vb.

Ancak Herodotos, Sokrates, Aristoteles, Platon, Pythagoras, Eukleides adları dilimize Herodot, Sokrat, Aristo, Eflatun, Pisagor, Öklid biçimlerinde yerleşmiştir.

       Rusça Özel Adlar

Rusça özel adlar yazılırken Rus harflerinin ses değerlerini karşılayan Türk harfleri kullanılır: Bolşevik, Brejnev, Çaykovski, Çehov, Dostoyevski,Gogol, Gorbaçov, İlminskiy, İlyiç, Katayev, Klyaştornıy, Malov, Mendeleyev, Prokofyev, Puşkin, Şolohov, Tolstoy, Yeltsin; Moskova, Omsk, Orenburg, Petersburg, Volga, Yenisey vb.

      Uzak Doğu Dillerindeki Özel Adlar

1. Çince adlar, Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır: Huangho, Kanton, Nankin, Pekin, Şanghay.

Çincede soyadları küçük adlardan önce gelir. Soyadları çoklukla tek hecelidir, küçük adlar ise bir veya iki heceden oluşur. Bu adlar büyük harfle başlar; heceler arasına çizgi konur: Sun Yat-sen, Lin Yu-tang. Yalnız Konfüçyüs gibi yaygınlık kazanmış adlar bitişik yazılır.

2. Japonca adlar da Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır: Tokyo, Hiroşima, Nagazaki, Osaka, Kyoto; Hirohito, Kayako Hayashi, Sbuishi Kato, Masao Mori.

      Türk Devletleri ve Topluluklarındaki Özel Adlar

Türk devletleri ve topluluklarındaki kişi ve yer adları Türkçede yerleşmiş biçimlerine göre yazılır: Azerbaycan, Özbekistan; Taşkent, Semerkant, Bakü, Bişkek; Abdullah Tukay, Abdürrauf Fıtrat, Bahtiyar Vahapzade, Baykonur, Cafer Cebbarlı, Cemal Kemal, Cengiz Aytmatov, İslam Kerimov, Muhtar Avazov, Osman Nasır vb.





Şahsi fikrim okunduğu gibi yazılması gerektiği. Latin alfabesi dahi olsa misal Fransızca'nın telaffuz tuhaflığı büyük dert. Goşin'e gelene kadar neler neler dedim Goscinny için, hala da doğruluğundan kuşkuluyum. Ya da meşhur Don Quisotte'u düşünelim, eğer ki Türkçeleştiren Don Kişot demeseydi nasıl bir telaffuz çeşitlenmesine giderdi bu mevzu kimbilir.

Araya gereksiz bir bilgi... Yıllar önce bir yazı okumuştum; Don Kişot'un ilk çevirisi İspanyolca'dan yapılmış, eğer ki orijinal dili olan Portekizce'den olsaymış şu anda Don Kijot diyor olacakmışız.

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

https://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2018/05/ilk-opucuk.html

İlk Öpücük...

Eski yardımcısı olarak Misterio'nun yerine geçen Danny Berkhart, Jameson tarafından kiralanır ve Örümcek Adam'ın peşine düşer. Plan iyi işlemektedir, Misterio'nun teknolojisini kullanan Danny, Peter'ı çıldırmanın eşiğine sürükler. Tüm bunlar olurken, Örümcek Adam ve Peter Parker ruhen ve bedenen günbegün çözülürken, Berkhart tarafından sürekli olarak ayrıntılarla güncellenen Jameson'ın yüzünde güller açmakta, kendisini tanıyanların anlam veremediği bir mutluluk ve bonkörlük hali yaşamaktadır. Ancak sevgili 'Duvar Sürüngeni'mizin popüler ifadeyle oyunu görüp sahte Misterio'yu polise teslim etmesiyle işler bir anda terse döner. Danny karakoldaki o tek telefon hakkını Jameson için kullanır ve ondan 'kendisinin ismini polise açıklamamasına karşılık' avukat talep eder. Tehlikenin kokusunu iyi  alan yılların kurdu Jameson ise telefonu kapatır kapatmaz soluğu Avrupa'da alır. Ama sandığı gibi güvende olmayacaktır. Sorun gelir orada da onu bulur, bir zamanlar Amerika'da silah teknolojileri üreten bir kurumda çalışmış ve sonrasında kovulmuş ( ve sırf bu çok sağlam nedenle Amerika'ya ve Amerikan halkına büyük bir nefret duyan ve intikam arayan 😆) Siklon tarafından kaçırılır. Jameson, gönderdiği telgrafla Robertson'dan bir milyon dolarla birlikte hemen Paris'e gelmesini ister, Robertson da Peter Parker'dan kendisine eşlik etmesini...



Peter Parker'ı yolcu etmeye Kennedy Havaalanı'na gelen Mary Jane, bir süredir aralarındaki buzların eridiği Peter'a, uçağına binmeden önce işte bu ateşli öpücüğü verir. Dönüşte Peter'ı bekleyen o çok büyük sürprize rağmen çizgiroman panellerindeki tüm zamanların en güzel aşkının başlangıcı olur bu öpücük. Robertson'ın o yangözle bakarken, keyifle kıs kıs gülümsemesine kadar aklıma mıhlanmış bir paneldir. Parker şansının aslında hiç de Peter'in söyleyegeldiği gibi olmadığının ispatı unutulmaz bir karedir...

Kim ne derse desin, şanslı hergeledir Peter Parker...


Not: Panel Bilka Örümcek Adam serisinin 27. albümünden alınmıştır.


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...