Captain America Cilt Tanıtımları

Başlatan dean, 06 Haziran, 2013, 23:13:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Bildiğiniz gibi seneye Nisan ayının başında Captain America The Winter Soldier filmi vizyona giriyor onunda gazıyla gittim aldım Winter Soldier macerasını. Şimdi net bir şekilde şunu söyliyim; Şahsen gelmiş geçmiş en iyi Captain America macerası (Captain America Now felan hikaye yani, zaten john romita jr çizimlerinden de hiç hoşlanmam) Ya bi Captain America macerasından ne bekliyebilirseniz hepsi ziyadesi ile var. Aksiyon, macera, komplo, karaktarler arası ilişkiler oldukça iyi, şok anları olsun şu bu herşeyi ile bir Captain America çizgi romanı için on numara hikaye.







10/10

Film'den önce alınır,okunur. Gönül rahatlığı ile herkese tavsiye ederim.
Bu güzel macerayı inşallah kötü bir şekilde uyarlamazlar, keza imkansız gibi birşey özellikle uğraşmaları lazım kötü yapmak için.


rumar80

  Eğer bu seriyi daha önce okumadıysan devam et derim Dean. Ben Ed Brubaker sayesinde tekrar Captain America okudum. (Hoş "now" serisi ile tekrar bıraktım) Sonraki maceralarda özellikle Steve Rogers'ın ölümü ile oluşan değişiklikler de çok güzel anlatılıyor.

dean

Alıntı yapılan: rumar80 - 06 Haziran, 2013, 23:30:49
  Eğer bu seriyi daha önce okumadıysan devam et derim Dean. Ben Ed Brubaker sayesinde tekrar Captain America okudum. (Hoş "now" serisi ile tekrar bıraktım) Sonraki maceralarda özellikle Steve Rogers'ın ölümü ile oluşan değişiklikler de çok güzel anlatılıyor.
Kesinlikle devam edicem elimde The Death of Captain America ciltleri var zaten. Kısa süre içinde Red Menace macerasını da alıp hız kesmeden devam edicem.

pizagor

Brubaker dönemi için sıralama nasıl arkadaşlar?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


dean

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Haziran, 2013, 12:15:55
Brubaker dönemi için sıralama nasıl arkadaşlar?

Sırası ile yazıyorum:

Captain America : Winter Soldier (iki ayrı cilt hali de var tek cilt halide)
Captain America : Red Menace (iki  ayrı cilt hail de var tek cilt halide)
Captain America : Civil War
Captain America : The Death of Captain America (üç ayrı cilt halide var tek cilt halide)
Captain America : The Man with No Face
Captain America : Road to Reborn
Captain America : Reborn
Captain America : Two Americas
Captain America : No Escape
Captain America : The Trial of Captain America
Captain America : Prisoner of War

Bu nokta da tekrar ilk sayıdan başlıyor.

Captain America vol 1
Captain America vol 2
Captain America vol 3
Captain America vol 4

(toplam 19 sayı sürüyor yanlış hatırlamıyorsam)

olarak tamamlanıyor.

Birde 3 cilt Winter Soldier yazıyor.

pizagor

Winter Soldier için itkilendim, okuyacağım. tavsiye için teşekkürler arkadaşlar...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


dean

 Captain America Red Menace Ultimate Collection



  Hikaye, Winter Soldier cildinin bittiği yerden, hız kesmeyerek devam ediyor. İlk ciltte Crossbones, Red Skull'ın kızı Sin tutulduğu yerden kaçırmıştı. Cildin ilk yarısında Crossbones ile Sin'in ilişkisini ve Captain America ile mücadelelerini okuyoruz. (Bu ikili çıktıkları çizgi roman karesi başına nerede ise bir kişiyi öldürerek yeni bir rekora da imza atıyorlar bu arada  :) )

  Hikayenin ikinci yarısında da Londra'ya gidiyoruz. Captain America,Union Jack ve Spitfire Team-up'ı görüyoruz. Orada aynı zamanda Crossbones, Sin, Red Skull bi'de Bucky'de olduğu için Londra'da ufak çaplı bir kiyamet kopuyor tabi.

  Muhteşem Winter Soldier hikayesinden sonra asla hayal kırıklığına uğratmayacak şekilde devam ediyor Captain America hikayesi. Ed Brubaker Captain America karakterinin doğasını, okuyucunun isteklerini, beklentilerini kafasında çok iyi çözmüş ve hikayeyi ilmek ilmek işliyor gerçekten.

 


9/10

pukay

şu mübarekleri türkçe görsekte okusak diye ini inim inliyorum.

dean

CIVIL WAR : CAPTAIN AMERICA





Bu sefer ki cilt, Civil War'un (Marvel'ın bence en iyi Event'ı) geçtiği dönemde Captain America ve etrafındakilerin başından geçenleri anlatıyor. Aslında cildin bir ana hikayesi yok. 3 sayı ve 1 adet Winter Soldier One-Shot'ın dan oluşuyor. İlk sayı Sharon Carter'ın psikolojisi ve kararsızlıkları üzerine duruluyor. İkinci sayı Winter Soldier ve Nick Fury ortaklığı üzerine. Üçüncü sayı ise Captain America ve Hydra örgütü arasında geçiyor. Tabi çokça Civil War göndermeleri var. Civil War'u okumayana pek anlam ifade etmez bu cilt. Aslında tam bir geçiş cildi, zaten her sayı Red Skull ve bir başka kötü adamın şeytani planları ile bittiği için bu rahatça anlaşılabiliyor. Winter Soldier One-Shot'ı na gelirsek. Genelde görmeye alıştığımız Captain America flashbackleri şimdi Bucky üzerinden işliyor. Geçmişe onun bakış açısıyla gidiyoruz.Bu sayıda onun, yeni dünyaya alışmasını izliyoruz. Konuk kahramanlar var; Young Avengers, Namor gibi. Yeni karakterlerinde tanıtımıyla artık "The Death of Captain America" zamanı geldi diyebiliriz.





6.5/10

hanac


Nightrain

Dr. Doom çok karizmatik bi villain
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dean

Alıntı yapılan: Nightrain - 26 Haziran, 2013, 15:22:19
Dr. Doom çok karizmatik bi villain
Doctor Doom'u ben de severim. Ama hiç bir zaman Fantastic Four'un arc-enemy'si olma fikrine alışamadım ve bu yüzdende potansiyelini yakalıyamadığını düşünüyorum. Nerede ise bütün zamanını kozmik olaylarla geçiren Fantastic Four en büyük düşmanının zamanda yolculukla bozmuş, bir avrupa ülkesi diktatörü olması hiç hoşuma gitmiyor. Açıkçası Doctor Doom'u bir Iron Man villian'ı olarak görmeyi tercih ederdim.

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

berkuralcan

Oh oh oh, neler dönmüş :D

Arkadaşlar, Dr. Doom öyle Spider-Man'le, Iron Man'le baş düşman olacak kadar düşürülecek bir adan mı yahu? Bu adam Reed Richards'la yin-yang gibi yaratılmış bir karakter - biraz daha ön planda kullanıldığı serileri düşünürseniz, Marvel Dünyası'nın açık ara bir numara, Marvel Evreni'nin de sayılı kötü karakterlerinden birisi kendisi.

Önce şu "bir Avrupa ülkesi diktatörü" konusundan başlayayım. Kurgusal bir ülke olduğu ve Marvel haritalarına baktığınızda oldukça küçük gözüktüğü için ilk anda hayal edebilmek zor belki ama, Latveria öyle küçümsenecek bir ülke değil. Doom'un teknolojik üretimleri ve belki biraz da sadece kendisinin varlığından dolayı, ülke ufacık boyutuna rağmen Marvel Dünyası içinde bir süper güç olarak görülüyor.

Hatırlarsanız Civil War öncesindeki Nick Fury's Secret War serisinde, (Doom o sırada ülkenin kontrolünde olmamasına rağmen) Nick Fury bu ülkenin Amerika'ya karşı supervillain'ları desteklediğini kanıtlıyor, fakat hükümet kendisine buna rağmen müdahale yetkisi vermiyordu. O yüzden Latveria'nın diktatörü olmak öyle pek küçümsenecek bir şey değil, adamın Dünya politikasının en etkili üç dört figüründen biri olduğu anlamına geliyor - ki bu bile Spider-Man'den, mevcut durumunda Iron Man'den çok daha ayrı bir seviyede olduğunu gösterebilir.

Ama tabi bunun ötesinde, Latveria diktatörlüğünün Doom'un tanımlayıcı özelliği olmadığını hatırlamak gerekiyor. Doom'un tek olayı Latveria'yı yönetmek değil - kendisi çok daha komplike, farklı işlerle uğraşan bir adam. Latveria kendisinin anavatanı, bu ülkede son derece izole bir hayat sürmesi de bilimsel / büyülü işlerine daha rahat yoğunlaşmasına olanak sağlıyor. John Bryne döneminde iyice yerleştirilen "sofistike, elit, yalnız" adam fikri de bununla paralel: Dr. Doom kendisini kıyaslayabileceğimiz çeşitli kötü karakterlerin aksine öyle dünyayı ele geçireyim, alemin kralı olayım gibi fikirlerle kafayı bozmuş bir tipleme değil, kendi dünya görüşü içinde bilim ve sihrin sınırlarını zorlamak ve bunun için herhangi bir etik kaygı duymamak, yarattığı buluşları da istediği gibi kullanabilmek istiyor. Bunun için de Latveria gibi kendisinden başka kimsenin sözünün geçmeyeceği bir alana ihtiyaç duyuyor. Latveria amaç değil, araç bir anlamda.

Bunun dışında, kendisinin Fantastic Four'un ait gözüktüğü kozmik seviyenin dışında olduğu da doğru değil. Doom gerek gördükçe çeşit çeşit kozmik olayla ilgileniyor - ama kendisinin öyle bir (bir ölçüde haklı da olan) egosu var ki, kendisi ile ilgili şeylerden sonra geliyor bu. Doom'un bence, hem kozmik olaylarda ne kadar önemli olabileceğini, hem de egosunun kendisini nasıl şekillendirdiğini gösteren en iyi örneklerden birisi şu:





Doom'la Richards'ı birbirine bağlayan mesele şu: Bu iki adam, süper güçlerinin ötesinde, dünyanın en akıllı iki insanı. Bruce Banner'lar, Tony Stark'lar, Hank Pym'ler, bunlar elbette çok önemli - fakat Reed Richards ile Victor Von Doom'un zeka seviyeleri Dünya'nın çok üzerinde kalıyor - bir anlamda, bu karakterler "kozmik güç"lerden çok ,"kozmik zeka seviyelerine" sahip karakterler. Evet, Fantastic Four tabi ki sık sık kozmik maceralarda yer alıyor, ama örneğin, Hickman'ın büyük macerasında olduğu gibi, belki de FF tarihinin en önemli kozmik hikayesinde, sonuç olarak Doctor Doom'un yardımına ihtiyaç duyuyorlar.

Bu "yardım" meselesi de çok ayrı bir boyut tabi - Reed ve Doom'un ilişkisi, Spider-Man - Doctor Octopus gibi "Sen iyisin, ben kötüyüm" gibi bir olaydan ibaret değil. Bu adamlar bir şekilde dünyayı kendi görüşlerine göre daha iyi bir yer haline getirmeye çalışıyorlar, ve sonuç olarak zaman zaman birbirlerine ters düşüyorlar. 1960'ların başındaki klişe dönem bir yana, Doom ve Reed Richards genelde birbirlerini rahat bırakmayı tercih ediyorlar - ve aralarında kötülük, iyilik dışında bağlar da var - Doom'un, doğum sırasında hem kendi, hem de çocuğunun hayatı tehlikeye giren  Sue Richards'ın hayatını kurtarması ve Valeria Richards'ın doğumunu kendi elleriyle gerçekleştirmesi gibi.



Bir adım daha ileri gideyim, mesela bu ay çıkan New Avengers # 7 dergisine göz atarsanız, Dr. Doom ile Reed Richards'ın çok enteresan bir konuşması var - son derece haklı olan Doom'ken, rollerin bu ikili arasında nasıl değiştiğini, kahraman olanla, kötü olanın adeta birbirlerinin rollerini oynadığını görebilirsiniz.

Bu yüzden, Reed ile Doom arasındaki ilişkisi, "birbirlerinin arc-enemy'si" olmanın çok ötesinde. Tavsiyem, konuyla ilgili her zaman olduğu gibi, Jon Hickman'ın Fantastic Four'daki hikayesinin okunması. Bu ekibin karakterizasyonu, ilişkileri nasıl yapılır konusunda ders gibi bir seri bu, Doom'a da ciddi bir perspektif getiriyor.

Spider-Man ve Iron Man gibi karakterlerle Doom'u kıyaslamaya gelince... Doom bu karakterlerle kıyaslandığında - eğer bahsedilen ciddi bir hikayeyse - çok farklı bir seviyede yer alıyor. Yine New Avengers'dan bir örnek vermek gerekirse, bir önceki sayıda Reed Richards ve Illuminati-vari New Avengers grubu, Dünya'nın kesin ve net yokoluşunu önlemek için Latveria'da duruma müdahale etmek zorunda kalıyorlar. Doom'la aslında  alakası olmayan bu hikayede, Doom'un şatosu da etkilenmiş oluyor - ve Doom birinin çıkıp kendi evinde ona saldırma fikrini gülünç buluyor. Kendisinin bir karakter olarak anlaşılmasını sağlayacak en iyi sahnelerden birinin bu olduğunu düşünüyorum:

http://i.imgur.com/S5KbJrS.jpg

Doom'un şahsi tutumunu en iyi gösteren sahnelerden bir başkası da, bana kalırsa Mephisto ile yaşadığı bir sahne. Doom'u kontrol etmek isteyen Mephisto, Dünya gezegenini göstererek, "Bana yardım et, burası senin olsun" şeklinde bir teklif yapıyor, Dr. Doom da elinin tersiyle reddediyor: "İstesem benim olur zaten, bunun için senin teklifine ihtiyacım yok."

Bir karakter olarak Dr. Doom, kendisi üzerine yazılıp çizilenler okunduğunda, göründüğünden çok daha özgün, Galactus gibi, Joker gibi, kendi karakter tarzını yaratmayı başarabilmiş bir figür. Dr. Doom'un çeştili eğlencelik serilerde daha komik resmedilişlerini görmüş olabilirsiniz - ama ciddi serilerde Doom'un rolünü biraz daha okumanızı tavsiye ederim, Reed Richards'la bu kadar ayrılmaz olarak yazılan bir karakter için, Tony Stark, hele hele Spider-Man'ı baş düşman olarak görmek Doom'un güç seviyesine, yapabildiklerine ama her şeyden önce karakterizasyonuna bir hakaret bana kalırsa.

dean

  Berk, ben kısa yazim derken sanırım yanlış anlaşıldım. Biraz daha açıyim demek istediğimi. Benim Doctor Doom ile ilgili sıkıntım gerçek potansiyali göz önünde bulundurulduğunda, hak ettiği konumda olmamasından kaynaklanıyor. Benim en sevdiğim Villian tiplemeleri, onların gözünden bakıldığında aslında haklı olanlar (Magneto, Sinestro vs.) Doctor Doom'da böyle. Basit bir Villian olarak kestirilip atılamaz, lakin bu kadar derinlikli olan bir karakterin Marvel evreninde bu şekilde kullanılmadığıda bir gerçek.

  Aslında Iron Man'ın villian'ı olma konusu da buradan doğuyor. Son zamanlarda bakıldı zaman Marvel evreninde hikayeyi götüren her şey ya Avengers dergilerinde ya da yine Avengers'la birebir alakalı Event'larda oluyor. İşte Doctor Doom bunlara çok uzak kalıyor. Belki Iron Man gibi popüler bir karakterin Villian'ı olsa daha fazla kullanılabilirdi. Serpent ve Sin bile bir sürü yan hikayeye ayrılmış bir eventta düşman olarak çıkıyor. Ama Doctor Doom gibi bir karakter resmen geçerken uğruyor çizgi romanlara.

  Reed ile Doom ilişkisine zaten söyleyeceğim bi'şey yok. Ama ne olursa olsun The Thing'in Dr.Doom üzerine "It's clobberin' time!"  diyerek gelmesi görüntüsü bana güzel gelmiyor. Bi'de şurda şahsen önemli bir ayrım yapmak istiyorum bak Reed ile Victor arasındaki ilişkiyi seviyorum ama Fantastic Four Dr Doom ilişkisini sevmiyorum.