SORUN SÖYLEYELİM

[köstebek]

Sayın köstebek renkli Teks ve Zagor ne oldu? Bu gidişata göre Oğlak Teks'leri herhalde Temmuz-Ağustos'ta çıkar! Yapmayın yani bu kadar aydır
bekliyoruz.Durmadan Şu çıkacak bu çıkacak diyorsunuz daha ortada Teks'in gölgesi bile yok!!!

Sadece bir iki gün sabır, o kadar.

[s.b]

Pazar günü Kadıköy'e gideceğim inşaallah. O zamana kadar renkliler gelirse ne alâ. Yoksa ayvayı yediniz ona göre. İlker abimize selam ve saygılarımızla iletiniz efendim.

[s.b]

Gerçi ben biliyorum yarın renklilerin raflarda olacağını ama gene de belli olmaz bu matbaacıların işi.

[DAMPYR]

Çok fazla seriye girmek bi yandan iyi piyasada çok çeşit çizgi roman oluyor,bir yandan da kötü eldeki serilerin yayınlanma süreleri şaşıyor.Umarım Çizgi düşler bunun altından başarıyla kalkar...

[köstebek]

Çok fazla seriye girmek bi yandan iyi piyasada çok çeşit çizgi roman oluyor,bir yandan da kötü eldeki serilerin yayınlanma süreleri şaşıyor.Umarım Çizgi düşler bunun altından başarıyla kalkar...

Yapabiliriz diye düşünüyoruz, ama belli de olmaz ki. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

[pearl jam]

Yapabiliriz diye düşünüyoruz, ama belli de olmaz ki. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

bence de yapabilirsiniz. büyümek belki risktir ama mevcut ekonomik düzende her ticari kuruluş için de şarttır. çizgi düşler her türden çizgi roman severin ilgisini ( ve parasını ) çekebilecek durumda şu anda. yani her serinin müşterisi farklı ve bu serilerin hepsi de satabilecek, kar getirebilecek kalitede. bu seriler düzenli olarak para kazandırmaya başladıkça çizgi düşler büyüyecek daha çok grafiker, çevirmen çalıştırabilecek, belki ilerde daha çok seri düzenli olarak yayımlanabilecek. bu belki iyimser bir senaryo ama ben artık gerçek bir çizgi roman piyasası oluşmaya başladığını düşünüyorum o yüzden en olası senaryolardan biri bu bence.

Kitap okumayı seven çizgi romana da ilgisi olan ama bundan bir kaç yıl önce pahalı diye almayan bir akrabam bir iki kitapla ( önce ntv sonra yky kitaplarıyla ) bu işe başladı ve şimdi her ay çizgi roman siparişi veriyor yeni kitapları benden önce alıyor bütün yaz kendisine çr taşıdığım 21 yaşındaki kardeşim kısa sürede benim bütün arşivi okudu. bu örnekleri verebiliyorum çünkü nihayet çizgi roman piyasası kadıköy tutuculuğundan sıyrılmaya başladı ve bir pasaja sıkışıp kalmaktan kurtuldu. o zaman görüldü ki aslında çizgi roman okuyabilecek başka bir kitle de var. lafı çok geveledim kısaca türkiye'de piyasa için iyimserim. bu çeşitlilik sürdükçe piyasanın her sene biraz daha büyüyeceğini düşünüyorum.  Çizgili Düşler de bunun farkında ve buna uygun hareket ediyor bence. nihayet okuyucu ( müsteri ) olarak ciddiye alınmaya başlandık çizgili düşleri bu kararından dolayı tebrik ediyorum. ( görüldüğü gibi kimseyi yemiyoruz  )

Çizgili köstebeğin de bu konudaki görüşlerini merak ediyorum madem sorun söyleyelim ben de bunu soruyorum : Türkiye'de çizgi roman piyasasının şu anki durumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz ?

[köstebek]

bence de yapabilirsiniz. büyümek belki risktir ama mevcut ekonomik düzende her ticari kuruluş için de şarttır. çizgi düşler her türden çizgi roman severin ilgisini ( ve parasını ) çekebilecek durumda şu anda. yani her serinin müşterisi farklı ve bu serilerin hepsi de satabilecek, kar getirebilecek kalitede. bu seriler düzenli olarak para kazandırmaya başladıkça çizgi düşler büyüyecek daha çok grafiker, çevirmen çalıştırabilecek, belki ilerde daha çok seri düzenli olarak yayımlanabilecek. bu belki iyimser bir senaryo ama ben artık gerçek bir çizgi roman piyasası oluşmaya başladığını düşünüyorum o yüzden en olası senaryolardan biri bu bence.

Kitap okumayı seven çizgi romana da ilgisi olan ama bundan bir kaç yıl önce pahalı diye almayan bir akrabam bir iki kitapla ( önce ntv sonra yky kitaplarıyla ) bu işe başladı ve şimdi her ay çizgi roman siparişi veriyor yeni kitapları benden önce alıyor bütün yaz kendisine çr taşıdığım 21 yaşındaki kardeşim kısa sürede benim bütün arşivi okudu. bu örnekleri verebiliyorum çünkü nihayet çizgi roman piyasası kadıköy tutuculuğundan sıyrılmaya başladı ve bir pasaja sıkışıp kalmaktan kurtuldu. o zaman görüldü ki aslında çizgi roman okuyabilecek başka bir kitle de var. lafı çok geveledim kısaca türkiye'de piyasa için iyimserim. bu çeşitlilik sürdükçe piyasanın her sene biraz daha büyüyeceğini düşünüyorum.  Çizgili Düşler de bunun farkında ve buna uygun hareket ediyor bence. nihayet okuyucu ( müsteri ) olarak ciddiye alınmaya başlandık çizgili düşleri bu kararından dolayı tebrik ediyorum. ( görüldüğü gibi kimseyi yemiyoruz  )

Çizgili köstebeğin de bu konudaki görüşlerini merak ediyorum madem sorun söyleyelim ben de bunu soruyorum : Türkiye'de çizgi roman piyasasının şu anki durumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz ?

Bence şu birkaç yıl ülkemizdeki çizgi roman tarihi için dönüm noktası olacak. Bence biraz iddialı olabilir, ama "altın çağlar"dan birini yaşıyoruz.

1970'lerdeki gibi çizgi romanlar onbinlerce satmıyor ve gazete bayilerinde pek bulunmuyor, ama bu daha iyi. Çünkü o zamanlar en önemsenmeyen yayınlardı, çocuklar için her türlü saçma sapan şekilde satılıyorlardı. Şimdi en azından çizgi romanların itibarı iade edildi. Artık çocuk kitabı olarak kesinlikle görülmüyorlar. Daha özenli baskılar, çeviriler, boyutlar aranıyor, uğraşılıyor. Belki en iyileri 1.000 civarında satıyor, ama bir süre sonra bu rakam da artacak görünüyor. Aslında 1.000 sayısı bizim sektörün yayınlarının düzenli yapılabilmesi için bence yeterli...
Ülkenin şu anki kitap evi sektörünün rakipsiz sahibi durumundaki D'n'R'lar kitapçılarında artık çizgi romana özel birkaç raf ayırtmaya başladılar. Bu raflar daha da büyüyecek.
Şu aralar her ay 30 veya 40 civarı çizgi roman düzenli olarak yayımlanıyor. Bu uzun yıllardır hayal bile edilemeyen bir rakam. Önümüzdeki bir veya iki sene çok önemli, her şey orada belli olacak. Saman alevi miyiz, yoksa ortalığı yangın yerine mi çeviririz göreceğiz.

Ama ben yukarıda bahsettiğim bu 1.000 kişiden çok umutluyum. eğer bölünüp yok olmazsak, en kötü kendi aramızda bir tür çizgi roman kulübü boyutlarında yayımcılığın düzenli olarak sürebileceğine inanıyorum. Ama hâlâ karnımızın yumuşak kısımları ve hassas olduğumuz yerler var. Hepsi de aşılabilir sorunlar.

[Ralph]

Bence şu birkaç yıl ülkemizdeki çizgi roman tarihi için dönüm noktası olacak. Bence biraz iddialı olabilir, ama "altın çağlar"dan birini yaşıyoruz.

1970'lerdeki gibi çizgi romanlar onbinlerce satmıyor ve gazete bayilerinde pek bulunmuyor, ama bu daha iyi. Çünkü o zamanlar en önemsenmeyen yayınlardı, çocuklar için her türlü saçma sapan şekilde satılıyorlardı. Şimdi en azından çizgi romanların itibarı iade edildi. Artık çocuk kitabı olarak kesinlikle görülmüyorlar. Daha özenli baskılar, çeviriler, boyutlar aranıyor, uğraşılıyor. Belki en iyileri 1.000 civarında satıyor, ama bir süre sonra bu rakam da artacak görünüyor. Aslında 1.000 sayısı bizim sektörün yayınlarının düzenli yapılabilmesi için bence yeterli...
Ülkenin şu anki kitap evi sektörünün rakipsiz sahibi durumundaki D'n'R'lar kitapçılarında artık çizgi romana özel birkaç raf ayırtmaya başladılar. Bu raflar daha da büyüyecek.
Şu aralar her ay 30 veya 40 civarı çizgi roman düzenli olarak yayımlanıyor. Bu uzun yıllardır hayal bile edilemeyen bir rakam. Önümüzdeki bir veya iki sene çok önemli, her şey orada belli olacak. Saman alevi miyiz, yoksa ortalığı yangın yerine mi çeviririz göreceğiz.

Ama ben yukarıda bahsettiğim bu 1.000 kişiden çok umutluyum. eğer bölünüp yok olmazsak, en kötü kendi aramızda bir tür çizgi roman kulübü boyutlarında yayımcılığın düzenli olarak sürebileceğine inanıyorum. Ama hâlâ karnımızın yumuşak kısımları ve hassas olduğumuz yerler var. Hepsi de aşılabilir sorunlar.

Bunları duymak gerçekten çok güzel. Ben de birkaç sene içerisinde daha fazla kitleye ulaşılabileceğinin kanaatindeyim. Yeni yayınlar ve çizgi romanın sanat olduğu algısı iyi kötü oturmaya başlıyor. Yeni yayınlarla birlikte herkes kendisine hitap eden eseri bulabiliyor, bu da insanlara çizgi roman okuma alışkanlığı katar. Sanırım sonunda yavaş yavaş Türk Çizgi Roman okuru da rahata eriyor...Bu durumda payı olan tüm yayınevlerine teşekkürler.

Bir de Altın Çağ dediğimiz 70'lerde dediğiniz gibi çocuk işi olarak görülen, özensiz işlerdi açıkçası. Ve tam bir Western çöplüğüydü. Çizgi Romanın adı "Teksas-Tommiks" olarak kaldı yahu! Ben açıkçası bu dönemi bin kere 70'lere tercih ederim, iyi kötü kendime göre yayınlar bulabiliyorum rahatlıkla. Eh yayınevlerinin bazı şikayetleri olsa da onlar da en azından memnun diyebiliriz, e gelecekte daha iyi bir piyasamızın olacağı da aşikar.

[abselemon]

Bu dönem bence de en güzel dönemlerden biri olma yolunda ilerliyor. Niye derseniz; bunun birkaç sebebi var.

1- Yıllar önce yapılması gereken düzenli, sıralı ve de düzgün, itina ile çevrilmiş ve de kolleksiyonluk şekilde çıkmaya bu dönemde başladı çizgiromanlar.

2- Satıcılar artık alıcılara büyük önem veriyor. En azından çizgi düşler, hoz gibi firmalar. Özellikle bu iki firma eskik ve de yarım kalan serileri devam ettiriyor. İnsanlara bunları düzgün biçimde edinme şansı veriyor. Hatta Çizgili Düşler bunu bir adım öteye taşıdı, ne basalım diye sordu

3- Okuyucular artık ne bulursa almıyor. Herkes sevdiği seriler neyse ona yöneliyor. Fumetti sevenler fumettiye, diğerlerini sevenler diğerlerine gibi.

4- Okuyucular Dünya genelini de takip ediyor. Yayıncılara seri tavsiyesinde bulunabiliyor.

5- Firmalar baskı kalitesinde baya yol aldılar, Jbc Batman ile istendiğinde ne kadar harika kolleksiyonluk seriler çıkarılabileceğini herkese gösterdi.

Onun için bu dönem benim için Çizgi Roman'ın altın dönemi olmasa da Gümüş dönemi. Umarım böyle de devam eder.

Saygılar

[s.b]

İşte verdiği sözü tutan yayınevi böyle olur.

[İlyas Erkul]

İşte verdiği sözü tutan yayınevi böyle olur.

Ne yani biz sözünü tutanlardan değilmiyiz sami abi 

[s.b]

Siz başımızın tacısınız Sayın Büyülü.

[hennessy]

Tex i aldım baskı güzel olmuş ellerinize sağlık ama dediğim gibi hala içimde utke oğlak gibi kuşe kağıt benim için daha iyi olurdu

[tommikser]

Abi oğlak'da kuşe kağıt yayınlamadı.Beyaz kağıt kullandılar.

[hennessy]

Abi oğlak'da kuşe kağıt yayınlamadı.Beyaz kağıt kullandılar.

Kuşe dediğim beyaz kağıt demek istedim ben öyle olsun isterdim. Ha bu kötümü kesinlikle değil