Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları 02 - Hayırsız Ada

[Chuck]

Yeditepe Canavarı ve Hayırsız Ada'yı okudum. İkinci ciltte ilk cilde göre çizimleriniz çok daha iyi olmuş. Bizden de böyle kaliteli eserlerin çıkması gurur verici. . Seyfettin Efendi'nin daha çok duyulmasını, hakettiği değeri görmesini umuyorum

[devrimk]

Yeditepe Canavarı ve Hayırsız Ada'yı okudum. İkinci ciltte ilk cilde göre çizimleriniz çok daha iyi olmuş. Bizden de böyle kaliteli eserlerin çıkması gurur verici. . Seyfettin Efendi'nin daha çok duyulmasını, hakettiği değeri görmesini umuyorum

Teşekkürler, bir sonraki Olağanüstü Maceralar daha da iyi olacak.
Duyurmak için elimizden geldiğince çabalıyoruz, bakalım.

[alan ford]

  Yine bir solukta okunan bir kitap olmuş.  Seyfettin Efendi dönemin aydınlanmacılığına halel getirmeden Holmes vari dedektifliğine devam ediyor .  Aziz Nesin'in öyküye girişi de çok güzel olmuş. Bayıldım

[devrimk]

  Yine bir solukta okunan bir kitap olmuş.  Seyfettin Efendi dönemin aydınlanmacılığına halel getirmeden Holmes vari dedektifliğine devam ediyor .  Aziz Nesin'in öyküye girişi de çok güzel olmuş. Bayıldım

Teşekkürler. İlginç bir şekilde (belki daha öncesinde Muazzez İlmiye Çığ'ı koyduğumuz için) Mehmet Nusret olayını kimse yadırgamamış, aşağı yukarı konuştuğum herkes farketmiş ve sizin de dediğiniz gibi keyif almış. Seyfettin Efendi'nin küçük sürprizleri diyelim.

[battlehammer]

Daha önce adını bile duymamıştım böyle bir çizgi romanın. İlgimi çekti, bu hafta sipariş edip okuyacağım. Özellikle bakmıyorum linklere, ön gösterimlere vs.

[Ralph]

Daha önce adını bile duymamıştım böyle bir çizgi romanın. İlgimi çekti, bu hafta sipariş edip okuyacağım. Özellikle bakmıyorum linklere, ön gösterimlere vs.

Uzun süredir çizgi roman gündeminde Seyfettin Efendi. Benim ilgimi ilk Hayırsız ada macerasıyla çekmişti fakat diğer yayınlara yönelmiştim. Açıkçası çizimler biraz fazla basit ve kötü gelmişti ama öyküleri merak etmiyor değilim.

Başlama vakti geldi geçiyor bile.

İlgilenenler için Hayırsız Ada'nın konusu:

Izdıraplı feryatlar, düşman henüz İstanbul'a girmeden, işgal yüreklerde sessiz haykırışları yükseltmeden çok önce halkın kulağında yer etmişti. II. Meşrutiyet'in ertesinde, Sultan Mehmet Reşat sembolik tahtında otururken, yeni hükümet 1328 (1910) senesinde İstanbul sokaklarını kuduz salgınından gözetmek amacıyla on binlerce köpeği telef olmaları için sürgüne gönderme kararı almıştı. Şehrin onursuz ve insanlıktan uzak serserilerinin, eline yevmiyeleriyle birlikte demir kıskaçlar tutuşturarak köpekleri kan revan içinde mavnalara istiflettirdikten sonra Fenerbahçe burnundan 3 fersah açıktaki kıraç bir kaya parçasına, Sivriada'ya terk ettiler.

Kuduzun hızla yayıldığı adada, on binlerce köpek birbirlerini parçalarken çıkan hırlamalar, uğuldamalar ve iniltiler, dalgalarla birlikte şehre her vurduğunda sessiz kalanlar bile anladı; bu işte hiçbir hayır yoktu. 1330 (1912) yılında Marmara havzasında yaşanan müthiş zelzeleden İstanbul'un işgaline kadar sayısız uğursuzluk, o iniltileri kimi zaman avaz avaz kimi zaman içten içe devam ettirdi.

1925 senesi İstanbul'unda kimse duymasa da Hayırsız Ada'dan hâlâ feryatlar yükseliyordu ve gece beraberinde şehre dehşeti getiriyordu. "Yeditepe Canavarı" vak'asını yeni aydınlatmış İfşa-yi Sırr Teşkilatı muvazzafları Seyfettin Efendi ve esrardaşları Doktor Aziz, Pehlivan İsmail, Casus Esat ve Mühendis Münevver bu sefer insanlıktan yoksun, ziyadesiyle vahşi bir alçaklıkla yüzleşmek zorunda kalacaktı.