Dragonero 1 İncelemesi - Ejderha Kanı - Simyacının Sırrı

Başlatan pikofarad, 25 Eylül, 2014, 09:54:34

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pikofarad

Dragonero ile ilgili Kayıp Rıhtım'ın yarışmasına yazımı gönderdikten sonra Altın Madalyon için ciltleri tek tek inceleyerek daha farklı bir çalışma yapmam gerektiğini düşünüp bu incelemeyi hazırladım. Forumumuzda Dragonero'nun kendine ait bir bölümü olmadığından yazımı buraya yazmaya karar verdim. Aslında fantastik evrenlerde yazacak pek çok konu olacağından Dragonero'nun da kendi forumu olması düşünülebilir. Yöneticilerimiz bunu değerlendirecektir.  :P

Şu an için orijinal dilinde, Dragonero dünyasıyla bizi tanıştıran tek maceralık sayıdan başka bu ay itibariyle İtalya'da aylık seride 16 sayısı çıkan ve bir de yıllık special (renkli) sayısı yayınlanan Dragonero yoluna emin adımlarla ilerliyor. Ülkemizde ise herşeyin başlangıcı tek maceralık sayı (:) ) ve aylık sayılarda da henüz 2 ciltte toplam 4 sayı yayınlanmış durumda. Bu incelemeleri güzel dilimizde yayınlanan sayıları takip ederek yapacağım.

Bu yazının konusu ise 1.cilt. Bu cildimiz birbirinin devamı niteliğinde olan ilk iki sayıyı içeriyor. Devamı demişken 2.ciltte yer alan 3 ve 4. sayılarla birlikte ilk 4 sayı aynı macerayı anlatmakta. Yani 4. sayı sonunda hikayemiz sonlanacak, yeni sayıyla yeni bir maceraya atılacağız. Bu ayrıntıyı verdikten sonra 1.cildimizle devam ediyorum. Cildimizin içindeki sayılarımız şu şekilde;

1.   sayımızın adı: Ejderha Kanı
2.   sayımızın adı: Simyacının Sırrı



Bu sayılarda bir yandan karakterlerimizi tanırken diğer yandan da hikayeye ve bu yeni diyara ısınıyoruz. Hal böyleyken bile hikayeye giriş panellerinde bizi çok nefis bir kovalamaca karşılayınca, neler olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da sayfaları hızla çeviriyoruz. :)

İmparatorluk adına gizli bir görevi icra eden kahramanlarımız Ian Aranill, ki kendisi Dragonero oluyor, ork savaşçımız Gmor, ki kendisini ork olmasına rağmen çok sevdim, orman elfimiz Sera, ki fantastik evrenlerde ben genelde elfleri sevmem ama bu ablaya karşı nötrüm, bir de Ian Aranill'in kız kardeşi olan teknokrat Myrva, ki kendisini sevdim çünkü mekanik bilimiyle yakından ilgili :). Yukarıda bahsettiğim kovalamaca sonunda kovaladıkları elemanın sürpriz hareketleri neticesinde afallama noktasına gelen ekibimizi Sera ablamız kıvrak bir hareketle devirirken, suya düşmesine rağmen yanmaya devam eden kötü kişimiz, Ian Aranill'in aklına yıllar önce İmparatorluk gözlemcisi olarak katıldığı bir savaşta karşılaştığı çok tehlikeli bir silah olan Sönmeyen Ateşi'in gelmesine sebep olur ve durumun önemi daha da ortaya çıkar.

Yıllar öncesine geri dönüşler yaparak ilerleyen hikayede Ian Aranill, hem bize o hikayeden bahsederken hem de asıl görevleri olan silah kaçakçılığının arkasında kimlerin olduğunu araştırmak için ekibiyle birlikte yollara koyulurlar. Hikayedeki bazı noktalardan bahsetmemeyi tercih ediyorum çünkü hayati ipuçları (spoiler) verip de okuma zevkini baltalamak istemiyorum. Yolculuklarına yararlı bilgiler elde etmeyi umdukları kadim büyücü Alben'i bulmak için devam ederler ve bu cilt bu şekilde devam eder.

2.bölümümüz olan "Simyacının Sırrı" bölümünde ise Alben'e ulaşan ekibimiz ellerindeki bazı ipuçlarından ve ilk sahnedeki kovalamaca sonunda karşılaştıkları ( cesedin suda yanmasından başka :) ) garip bir olaydan O'na bahsederek yardım ve ipucu talep ederler. Bunlardaki amaç hem silah kaçakçılığının arkasında kimin olduğunu bulmak hem "Sönmeyen Ateş"in sırrını çözmek, hem de az önce size söylememek için türlü türlü kelime oyunlarına başvurduğum garip olayın nasıl olduğunu çözmek. :)

Bu ciltten daha fazla bahsetmeyeceğim ancak hikaye ikinci sayıyla beraber daha bir oturuyor ve heyecanlı oluyor. Dragonero hikayelerinin geçtiği Erondar diyarının orasını burasını kahramanlarımızla birlikte gezerken yolumuz son derece karanlık bir mekanda sonlanıyor. Bakalım 2. ciltte bizi neler bekliyor olacak.

NOT: Ian Aranill'ın, yani Dragonero'nun, bu ünvanı nasıl aldığını tek maceralık sayısında okuyabilirsiniz. Birinci ciltte bundan yüzeysel olarak bahsederek bize neler olduğunu ucundan anlatıyor. Önemli bir konu olmasına rağmen bu konulara çok girmedim. Umarım o konuya da bir başka incelemede ya da Dragonero ile alakalı başka bir başlıkta değinirim.

Son Söz:

Dragonero benim için çok güzel bir tecrübe oldu. Yeni bir fantastik evren hem de çizgi roman. :) Klasik öğelere sahip olsa da çok farklı özgün ırklar, oluşumlar, olaylar da mevcut. İlerleyen sayılarda yenileriyle de mutlaka karşılaşacağımızı düşünüyorum. Özellikle teknoloji ve mekanik bilimine yönelen teknokrat loncası ilgimi çekiyor. Daha fazla bir şeyler okumak istiyorum onlarla ilgili. :) Bunun gibi pek çok güzellik ve en güzeli keşfedilmeyi bekleyen onlarca bölgesiyle Erondar şans verilmeyi kesinlikle hak ediyor.

Bir Not Daha: Orjinal Kapaklar, orjinal dilinde aşağıda. Çizgi Düşler tek ciltte ön kapağa 1.sayının, arka kapağa ise 2.sayının kapağını basarak 1. ciltte 2 kapağa da yer vermiş.


hanac

Alıntı yapılan: pikofarad - 25 Eylül, 2014, 09:54:34
Forumumuzda Dragonero'nun kendine ait bir bölümü olmadığından yazımı buraya yazmaya karar verdim.

Artık kendine ait bir bölümü var.  :)

Akşama yazını detaylı olarak okuyabileceğim.

Emeğine sağlık.