Titana Saldırı 1. Cilt İncelemesi

Başlatan pikofarad, 11 Mayıs, 2015, 16:06:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pikofarad

Titana Saldırı mangasının 1. cildinin incelemesiyle karşınızdayım.



Titana Saldırı, Hajime İsayama tarafından yazılmakta olan bir manga. Güzel dilimize Gerekli Şeyler tarafından geçtiğimiz Mart ayında kazandırılmıştır. Bu ay içinde de (Mayıs 2015'te) 3. cildi piyasaya çıkmış olacak. Serinin yazarı Hijame kardeşimiz oldukça genç bir mangaka. Kendisi 1986 doğumlu. (Benden sadece 3 yaş küçük :) ) Bu açıdan bakıldığında da yetenekli bir arkadaş olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle birinci ciltten edindiğim izlenimle söylemeliyim ki, tarz olarak aksiyon ve ciddiyeti ağır basan; esprili ve yer yer absürt olabilen yanları olmayan bir anlatıma ve bu yönde çizimlere sahip. Ciddi bir konu, ciddi çizimler, sert, yer yer vurucu bir manga. Distopik özellikleri ağır basan bir hikayesi var. Şahsen distopyanın her çeşidini sevdiğimden olsa gerek konu beni daha ilk bölümlerden yakaladı ve sonlara kadar akıcı bir şekilde sayfalar arasında panellerin içinde tuttu.

Çok uzatmadan genel hatlarıyla konuya ve cilde değineyim. 1. cilt ilk 4 sayının biraraya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Bölümlerimiz:

1.İki bin yıl sonraki sana
2.O Gün
3.Terhis Töreninin Gecesi
4.İlk Savaş


Manganın başladığı tarihlerden 100 yıl önce Titan adı verilen en uzunu (!) 15 metrelik devler ortaya çıkarak; o yıllardaki trajediden kurtulan bir grup insandan başka, tüm insanları yiyerek yok etmişlerdir. Bunun üzerine insanlık kendisini bir çeşit duvarlar sisteminin içine hapsetmiş ve yıllar içinde aşılamayacak 50 metrelik dev ve güçlü duvarların içine şehirler kurmuştur. Bu şekilde yaşamaktadır. Tabi süre bu kadar uzun olunca artık insanoğlu dış dünyada neler olup bittiğini, nelerin var olduğunu bilmemektedir. Bu konuda konuşmak, okumak yasaktır. Çünkü dışarıda gizemleri hala çözülememiş Titan adı verilen devler yürümektedir ve tehlike her ne kadar geçmiş gibi gözükse de aslında durum çok farklıdır.

Krallığın seçkin birliklerinden "Araştırma Birliği" üyeleri özel olarak eğitilmiş ve adına "3 Boyutta Hareket Ekipmanı" (detayları ve çizimleri kitapta) denilen özel bir aygıt ve silahla dışarıdaki dünyanın derinliklerinde yürüyen Titanları avlayarak hem onları yok etmeye hem de onlar hakkında kısıtlı olan eldeki bilgileri arttırmaya çalışırlar.

İşte böyle bir ortamda herşeyin kontrol altında olduğunun düşünüldüğü bir günde cildin başındaki ilk sayfada yer alan panellerdeki çizimlerin arka planına doğru yol aldığımızda, o noktaya gelirken nelerin yaşandığını okuyoruz ve ilk panellerde gözüken manganın kahramanları Eren, Mikasa ve Armin ile tam yüzyıl sonra yaşanan yeni trajediye tanıklık ediyoruz. 50 metrelik duvardan çıkan ve duvarı tutan bir el ve ardından gözüken Titanın kafası bilinen ve bilinmeyen herşeyi altüst eder. Düşünebiliyor musunuz? 50 metrelik duvardan en fazla 15 metre olduğu bilinen Titanlar yerine 60 metrelik bir titan çıkıyor. Doğal olarak içerideki şehirleri ve kralın bulunduğu bölgeleri koruyan ilk duvar olan "Maria Duvarı"nıda gedik açılıyor ve içeriye pek çok Titan girmeye başlıyor ve kıyımlar başlıyor. Titan abiler yakaladıklarını cup diye mideye indiriyorlar. Burada kahramanımız Eren'in yaşadığı tarifi zor bir trajedi var ki açıkça söyleyeyim ben de bu bölümden çok etkilendim. Özellikle bahsettiğim panellerin son sahnesi çok acıklıydı.

"Gi.... Gitmeyin...." (*Katırt*)

Açıkçası bu ilk bölümlerdeki aksiyon; oluşan trajediyi ve karmaşayı çok iyi yansıtıyor. Kendimi o sahnelerin içinde hissettiğimi söylemeliyim.

Eren'in ve Mikasa'nın gözleri önünde yaşanan bu trajediden tam 5 yıl sonrasına gidiyoruz ve bir kez daha Titanlara yem olan insanlar kendilerini toparlamış ve ikinci duvarın arkasına çekilmiş durumdalar. (Rose Duvarı) ( Bir de Sina Duvarı var. O duvar en içte ve kralın bulunduğu bölgeyi koruyor. Bu bölge ile ilgili bir bilgimiz yok). Bu yıllarda Eren, Mikasa ve Armin'i askeri eğitim birliğinden mezun olmuş olarak görüyoruz. Şimdilik daha fazla karakterlerden bahsetmeyeceğim zira onlarla ilgili izlenimleri size bırakıyorum. Ancak bayan karakterimiz Mikasa çok yetenekli bir kız. Hatta bu durumu manga içinde birkaç yerde görmek mümkün. Özellikle bir panel var ki orada yüzünüzde hafif tebessümle bunu okuyabilirsiniz.

Her neyse hız kesmeden biraz daha devam edip, incelememi bitireceğim aslında yazacak çok şey var.Belki bu incelemeye siz de düşüncelerinizi yazarsanız bu başlık üzerinden 1. cildi tartışmaya devam edebiliriz. Karakterleri de ilerleyen bölümlere bırakacağım.

Manga pek çok soru işaretiyle devam ediyor. Konuda pek çok gizem var. Titanlar nereden çıktı? Neden insanlara saldırıyor? gibi onlarcası kafamızı kurcalıyor. Cildin sonlarına doğru Titanlarla ilgili bir miktar bilinen bilgiye ulaşabiliyoruz. Bu bilgilerin olduğu panelleri hevesli bir şekilde okudum. Sonunda ise öyle bir yerde bitiyor ki hikaye 2. cildi almayanı döverler demek istiyorum. :)

Son söz:

Farklı, ciddi, sert, vurucu bir manga. Hikaye devam ettikçe insanın kafasında pek çok soru işareti beliriyor. Bunların ipuçları azar azar veriliyor ve bazı bölümler yavaş yavaş aydınlanıyor. Bu açıdan merakı sürekli yukarılarda tutuyor hikaye. Hiç bahsedilmeyen şeyler var. İnsan merak ediyor. :) Distopya unsurları mevcut. Bu açıdan türü sevenlerin denemesi gerekir diye düşünüyorum. Ben Titana Saldırıyı sevdim. 2. cildini ise en kısa zamanda okumak istiyorum.