Altın Madalyon

DC Comics => Vertigo => Diğer Vertigolar => Konuyu başlatan: hanac - 05 Nisan, 2016, 18:43:43

Başlık: Preacher
Gönderen: hanac - 05 Nisan, 2016, 18:43:43
Tommikser çok yakında bize Preacher'i detaylı olarak tanıtacaktır.

Bu Sn. Mikserin 3 yıl aradan sonra forumdaki ilk tanıtımı olacaktır.  :)

(https://farm2.staticflickr.com/1468/26162148562_441091e634_z.jpg)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: pizagor - 05 Nisan, 2016, 21:58:12
Duydum ki çok da beğenmemiş. Seriyi henüz tamamlayamamış bir okur olarak iştirak edemeyeceğim bu muhabbette genelde diğerlerinden ayrı bir yere konumlandırılan Preacher hakkında yazılanlar illaki radarımda olacak. Bu tanıtımı ve peşisıra gelecek yorumları merakla beklemekteyim😳
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ercoktay - 06 Nisan, 2016, 10:00:27
Preacher benim sevdiğim bir seri. Sade ama güzel çizimleri olan herşeyle dalga geçen vahşeti bol hikayesi güzel bir çizgi roman.

Tamamladığım ilk orijinal seri idi. Yeri ayrı :)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: tommikser - 06 Nisan, 2016, 15:15:47
SPOİLER'LI ELEŞTİRİ

Uzun zamandır yazmak istiyordum Hasan abinin gazı ile yazayım. İlk olarak Tr de yayınlanacak kadar önemli bir yayın olmadığını düşünüyorum. 90 lı yıllarda belki yayımlanabilirdi ama şimdi çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum. Nedenlerini açıklayacağım. İtirazlar olacağını düşünüyorum.

İlk olarak Vaiz üzerinden bir tanrı ve ona bağlı dininin eleştirisi var. Bulunduğu toplum düşünüldüğünde sağlam bir Hiristiyanlık eleştirisi ve ona bağlı kilise kurumunun yergisi. Peki bu benim için ne ifade ediyor. Tabii ki hiçbir şey .
Ben kendimi tanımlarken dinimi müslüman olarak sıfatlandırıyorum. Bu yüzden adamın kendi dinine getirdiği eleştiri ve yergi benim için oldukça uzak ve anlamsız kalıyor.

Onların inandığı gibi bir Yaradana inanmadığımdan Vaiz ve tanrının konuşmaları oldukça havada kalıyor. Hatta bana oldukça saçma geliyor. Yani bir hiristiyanın teslis inancına göre tanrı kutsal baba olduğuna göre eleştiri onlar için makul olabilir. Ama benim inandığım yaratıcı asla bir baba sıfatında değil. Sonuçta ben yaradanımı insan sıfatına asla sokmuyorum. Bu bana o kadar saçma geliyor ki eleştirileri de fazlasıyla saçma geliyor.

Yani tanrı melekleri denemek için şeytanla meleğin çiftleşmesine izin veriyor. Eeee sonra doğan canlının onu yok etmesinden korktuğu için cennetteki tahtından kaçıyor. Vay canına. Sonrasında da o yaratık tanrıyı öldürmek için Vaizin bedenine giriyor. Eeeee, sonra da bundan korkan tanrı dünyada köşe bucak kaçıyor.

Şimdi benim bu durumda ne hissetmem lazım. Valla bana saçmalıktan başka bir şey hissettirmedi. Yani bir yaradan olacak sonra da yarattığından korkup köşe bucak saklanacak. Yani ne desem boş. Belki bir ateist için oldukça cazip gelebilir ama bana komediden öte bir şey hissettirmedi. Ya en sonu ne öyle. Tanrının mermi ile öldürülmesi. Belki Niçe'ye selam söylemiş olabilir. Belki de tanrı ölmüş olabilir ama bu nasıl bir ölümdür. Ya tanrının yaptığı kötülüklerin nedeni daha fazla sevgiye dayandırması. Sevgi açlığını bu şekilde gideriyor olması.

Beni sarmadı. Bence yayınlanmasa da olabilir. O kadar elzem de değil. Sağlam bir İslam eleştirisi ne kadar bir Hristiyanı ilgilendiriyorsa, sağlam bir Hristiyanlık eleştirisi de beni o kadar ilgilendiriyor. Sevenlere saygım sonsuz ama dediğim gibi ben sevemedim.

Tanrı kısmına takılmazsak ara öyküler de bir o kadar  güzeldi. Vaizin sapık ailesi, hazcı dünyaya tapan tarikata verdiği ders, şerif olduğunda adaleti vahşi batı tarzında sağlaması. Bir yol hikayesi klişesinin her bir adımını kullanması gerçekten güzeldi.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: hanac - 06 Nisan, 2016, 15:39:01
Hangi Vertigo ? başlığında 3 yıl önce Preacher tartışmışız.

Hikayenin özeti içi bkz.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,7423.msg96243.html#msg96243
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: dean - 06 Nisan, 2016, 16:02:12
  İtirazlar tabi olacak. Çünkü bu yazı eleştiriden çok nefret yazısı gibi olmuş. Hikayeyi sevmemiş olabilirsin, anlatım biçimini beğenmemiş olabilirsin, olan olayları da beğenmemiş olabilirsin. Lakin yazında,

"bir Hiristiyanlık eleştirisi ve ona bağlı kilise kurumunun yergisi. Peki bu benim için ne ifade ediyor. Tabii ki hiçbir şey ."

"Ben kendimi tanımlarken dinimi müslüman olarak sıfatlandırıyorum. Bu yüzden adamın kendi dinine getirdiği eleştiri ve yergi benim için oldukça uzak ve anlamsız kalıyor."

"Onların inandığı gibi bir Yaradana inanmadığımdan Vaiz ve tanrının konuşmaları oldukça havada kalıyor. Hatta bana oldukça saçma geliyor."

  gibi ifadeler var. Bu da hikayeyi en başından tarafsız bir gözle okumadığını ortaya koyuyor. Bu durumda da bu tip hikayeleri okumazsan bence senin için daha iyi olur. Boşuna keyfinde kaçmaz. Zaman kaybı da olmaz. Bu hikayeyi de Garth Ennis, İslam alemi okusun diye de yazmadı. Preacher gibi bir çizgi romanı İslam çerçevesinde okumak ne kadar doğru ? Müslüman olduğun içinde başta Preacher olmak üzere, Supernatural, Carnivàle vb. gibi Hristiyan kültürüne ait öğelerin olduğu yapımlardan rahatsız olacaksan ve tarafsız bir gözle ya da o kültürün bakış açısıyla bu ürünlere bakamayacaksan dediğim gibi hiç izlememek ya da okumamak daha doğru.

Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: Sakızlı Ohannes Paşa - 06 Nisan, 2016, 16:26:14
Ben de eleştirilmesine karşı değilim de çok garip bir açıdan eleştiri olmuş bu. Yani o zaman Game of Thrones da izlemeyelim oradaki din muhabbeti bizi ilgilendirmiyor diyerek. Bir çizgi romanda mantık neden aranır onu da anlamadım. Tencerenin doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun hesabı. Ayrıca zaten kitapta tek yaratıcıya inanılan tüm dinlere eleştiriler var. Örneğin, Tanrı yarattıklarını bu kadar seviyorsa dünyada neden bu kadar acı var sorusu kitapta önemli bir yer tutuyor. Hatta seride bir yerde şöyle bir cümle geçiyor. O kadar vurucuydu ki aklımda kalmış;

"O akşam gördüklerimden sonra emin oldum ki, Tanrı zencilerden nefret ediyor."
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: gamlıbaykuş - 06 Nisan, 2016, 16:35:07
Türkçe yayımlanmadığı için haliyle okuyamamıştım. Güneş sayesinde ve daha önceki yorumlar nezdinde konu hakkında epey bilgi sahibi oldum. Güneş'e sonuna kadar katılıyorum. Dini farklılıklarımız olsa da Hıristiyan'ın Tanrısı da Müslüman'ın Tanrısı da aynı değil mi?  Tanrı kavramının bu kadar ayaklar altına alınması bence de nahoş bir durum.
Ha olur da inanmazsın Tanrı 'ya, bu konuyu beğenir ve keyifle okuyabilirsin. Buradan çıkacak sonuç Hıristiyanlığı ya da inançsızlığı tenkit etmek değil sadece kendimce durum değerlendirmesidir. Ben de okumasam olur yani. Bu arada çizimleri güzel konunun işlenişi edebi hatta keyif verici olabilir. Lakin dediğim  gibi ben de okumasam birşey kaybetmem...
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: dean - 06 Nisan, 2016, 16:48:34
Alıntı yapılan: gamlıbaykuş - 06 Nisan, 2016, 16:35:07
Ha olur da inanmazsın Tanrı 'ya, bu konuyu beğenir ve keyifle okuyabilirsin.

  Preacher'dan keyif almanın tek yolu ateist olmak değil. Ben ateist değilim. Preacher başta olmak üzere bütün dini temele sahip hikayeleri çok seviyorum. Bunlardan keyif alabiliyorum. Çünkü onu izlerken ya da okurken kendi şahsi bakış açımı bir yana koyabiliyorum. Preacher'dan keyif almanın tek yolunun Tanrı'ya inanmamayı gerektirmesi son derece güçlü ve yanlış bir önerme bence.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: gamlıbaykuş - 06 Nisan, 2016, 16:56:26
Tam olarak öyle değil  bence. Genel konuşuyorum. Bir parça  dahi olsa inanıyorsa bir insan -dini ne olursa olsun- bu durumdan hic rahatsızlık duymaz mı? Belki ben 10 numara bir müslüman olmayabilirim ama Allah ( Tanrı)  ile böyle  dalga geçilmesi hoşuma gitmedi. Benim tek düşüncem bu...
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: dean - 06 Nisan, 2016, 17:11:05
Alıntı yapılan: gamlıbaykuş - 06 Nisan, 2016, 16:56:26
Tam olarak öyle değil  bence. Genel konuşuyorum. Bir parça  dahi olsa inanıyorsa bir insan -dini ne olursa olsun- bu durumdan hic rahatsızlık duymaz mı? Belki ben 10 numara bir müslüman olmayabilirim ama Allah ( Tanrı)  ile böyle  dalga geçilmesi hoşuma gitmedi. Benim tek düşüncem bu...

  Senin şahsi dini düşüncene benim bir şey deme hakkım yok. Sadece saygı duyarım. Benim demeye çalıştığım ise bu tip hikayeler okunuyor ve izleniyorsa, kişisel düşüncelerimizi, inançlarımızı birazcık arka plana atmamız gerektiğidir. Aksi halde bunlardan kesinlikle keyif alamayacağımızdır. Ha bu yapılamıyorsa o zaman kişi bunları okumaz ve izlemez. Ama bunlar dediğim gibi kişisel düşüncelerdir.

  Genele baktığımız zaman ise "Bir parça  dahi olsa inanıyorsa bir insan -dini ne olursa olsun- bu durumdan hic rahatsızlık duymaz mı?" görüşünü yine çok güçlü buluyorum. Preacher'ı okuyan, Supernatural'ı izleyen, Carnivale'ı izleyen ve önümüzdeki ay başlayacak Preacher dizisini izleyecek herkes mi Tanrı'ya inanmıyor. Tanrı'ya inanmak demek bu ürünlerden kesinlikle rahatsız olacağız demek değil. Sadece bir dizi ve çizgi roman olarak bunları izlemek ve değerlendirmek bizim elimizde. Bu ürünlerde Tanrı'nın ya da dinlerin ele alınışı bizim Tanrı inancımızı azaltacak ya da dine bakış açımızı değiştirecek şeyler değil ki.

Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: tommikser - 06 Nisan, 2016, 17:35:50
Şimdi Dean'in yazdıklarına cevap vereyim.

Nefret suçu; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar. Eğer bu suç bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.

Ben yazımda nefret oluşturacak bir nokta göremedim. Sadece dediğim şu adamın inancından yapılan dini eleştiri beni ne kadar bağlar ? Bence hiç. Nedeni de basit. Yaratanı baba olarak gören. Teslis inancına göre dini şekillendiren Hristiyanlık inancı bana oldukça uzak. Benim inancıma göre O doğmamış, doğurulmamıştır. Öyle olunca erkek kılığında ki bir tanrı bana komik geliyor. Haaa buna inanıyormuş. Onun inancıdır beni bağlamaz. Saygı da duyarım. İneğe bile tapsa bana ne. Ama beni kişiliğimi şekillendiren İslami inanca göre komik gelen bir durum.

Nefret kısmına gelecek olursak bunu batı dünyası ve sanatlarının rahatlıkla İslama söyledikleri ortada. Peygambere hakareti normal gören. Kendi komedilerinde İsa peygamberi prn yıldızı gibi karikatürize eden adamlara göre Vaiz oldukça da naif gerçekten.

İkincisi şu edebiyatta sinemada ve şiirde her şeyi beğenmek zorunluluğumuz yok. Okur, izler ve dinler kendi kişiliğimize uygun olanları süzgeçten geçirir beğendiğimi beğendim der eleştireceğimi de eleştiririm. Sonuçta yapılan sanatsa eleştiriden kaçamaz. Ben de okur olarak tanrı ile ilgili olanlar benim için komediden ibaretti diye düşünerek fikrimi açıkladım. Başkasının bunu okuyup zaman kaybetme veya bunları okuyarak canını sıkma diyecek kadar kendini benim fikrimin üzerine çıkarmasını da etik bulmuyorum. Tabii ki sence ama kimse kimsenin fikrini beğenmiyor diye onun eleştirisini de yapmasına gereksiz bir eleştiri olmuş havası vermemeli. Sevmek bir hak ise sevmemek de bir haktır. Ben gene diyorum mükemmel bir edebi eser değil. Eğer tanrı üzerine eleştiri ise oldukça naif. Çok daha sert ve iyilerini okuduğumu biliyorum.

Üçüncü olarak eser eğer tanrı eksenli kısmı çıkarılırsa güzel öyküler barındırıyor dedim. Bunları da oldukça beğendim ama günümüzde bundan daha iyi grafik romanları okuyoruz. O yüzden demem şu ki bu eser ilk olduğu için zamanın şartlarında iyi olabilir ama günümüz için o kadar da iyi değil yayımlanmasa da olabilir. Bir şey kaybetmeyiz.

Son olarak Özgür'e katılıyorum. İnanç matematik değildir. İnsanın tanrı ile olan bağı bir denklem gibi ortaya konamaz. Ben inanıyorsam inanıyorumdur. Sen inanmıyorsan inanmıyorsundur. Kimse bunu açıklamak veya ispat etmekle mükellef değildir. Sorun şu ki genel olarak, inançsızlar bu durunu kötüye kullanıyorlar. İnananlar sanki suçlu,mantık yoksunu veya zeka özürlü. Nedense de en çok da okumuş kesimden çıkıyor. Çevremizde bir sürü arkadaş var. İnanmıyor ama karşısındakinin inancına da hakir bakıyor. İnanmayanın yapması gereken tek şey inanan insanın duygularını anlamak ve onu kırmamak. Nedense bundan yoksunuz. Tanrıyı eleştiren dini ve peygamberi eleştiren arkadaşlar bunu atlayıp hakareti hak olarak görüyorlar. En büyük sıkıntı o. Eğer tanrı eleştirisi yapılacaksa dalga geçer gibi yapamazsın. İnanmamak sana bu hakkı vermez. Tutup da Tanrıyı sapık bir erkek gibi resmederse bende ona göre cevabımı veririm. İnanmamak ayrı ama inanan insanı gözetmeden dalga geçmek ayrı şeyler. Ben bu kitapta tanrı ile eleştiriden çok dalga geçildiğini hissettim. Rahatsız olmama karşın nefret şuçu olabilecek bir şey de dediğimi de zannetmiyorum.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: rumar80 - 06 Nisan, 2016, 17:42:08
 iki taraf ta kendi bakış açıları ile haklı gözükmekle birlikte sanırım Dean son paragrafı ile olayı çok iyi özetlemiş.
  Çizgi roman, dizi, film vs gibi şeyleri okur ya da izlerken keyif almak için yapılmalı alt metine bu kadar takılmamalı bence. Bu kadar derin düşünürsek her okuduğumuz kitap ya da filmde bizi rahatsız edecek bir şey bulabiliriz. Bu da alabileceğimiz zevki kısıtlar.
   Örneğin ben de Preacher konusunda nedense kendimi uzak görüyorum.  Ama bunun ne anlattığı alt metin ile ne de çizimi ole ilgisi var. O kadar pozitif bombalandım ki Preacher konusunda nedense kendimi hep uzak tuttum. Bu kadar mükemmel diye anlatılan bir çizgi romanı okuyup belki de hayal kırıklığına kapılırım diye korktum ve hiç okumadım.  Okumadığım için de kendimi hakkında yorum yapacak seviyede hissetmiyorum.
  Tek isteğim bir çizgi roman olduğunu unutmayalım.  Oku yana da okumayana da saygı duyalım.  Neler için insanlar birbirini kırarken bu seferki neden bir çizgi roman olmasın. İnançlı olmak ya da olmamak kişiye göre değişen bir kavramdır.  Bu kelimeyi kullanırken bile dikkat etmemiz gerekmekte kanaatimce.  Birine inançlı diyebilmek hakkı kendimizde olmamalı. Yoksa bir gün de biri gelip sana aynı sözcüklerle ya da başka kavramlarla saldırabilir ki bu hakkı ona sen vermiş okursun.
  Bu nedenle yazarken sadece kendimize keserek yazmayalim.  Olay çıkmaz sokağa doğru gider ve olan bize olur.
   Sevgiler
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: hanac - 06 Nisan, 2016, 18:04:09
Alıntı yapılan: tommikser - 06 Nisan, 2016, 17:35:50
Son olarak Özgür'e katılıyorum. İnanç matematik değildir. İnsanın tanrı ile olan bağı bir denklem gibi ortaya konamaz.

Özgür aka Pizagor bunu ne zaman dedi ki ?  :)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: dean - 06 Nisan, 2016, 18:21:18
  Sevgili Güneş ben nefret suçu işlemek gibi bi'şey demedim. O kısım yanlış anlaşılmış. Preacher'in dini konuları ele alışından nefret etmişsin belli ki. Bende onu belirttim o kelimeyle. Benim eleştirdiğim bir çok insandaki Preacher dine uygun değil, o zaman Preacher kötü. Dinlerin gösterdiği Tanrı bu değil. O zaman Preacher kötü, gibi bir algının oluşması. Herhalde Preacher'ın dini ele alınışı hiç bir şeye uygun değil. Bu konuları işleyen çoğu şey uygun değil. Bu sezon Supernatural'a Tanrının kız kardeşi geldi. Bu hangi dine uygun ki. Preacher zaten olaya bu açıdan yaklaştığı ve bu derece aykırı bir öykü olduğu için Preacher oldu. Preacher'ı neden beğenmediğini de anlıyorum. İslami açıdan bakarsan beğenmemen normal. Bende Preacher gibi bir hikayeyi İslam gözlüğüyle okumamamız gerektiğini söylüyorum. İslamı geç Hristiyanlar ya da Yahudiler içinde okuması çok kolay bir çizgi roman değil Preacher, bunun elbette farkındayız. Ama Preacher okuyan kişide bu açıdan bakmayacak yani olaya bende onu anlatmaya çalışıyorum.

Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: alan ford - 06 Nisan, 2016, 21:08:24
  Bir ateist için tanrının varlığı olsa olsa fantastik bir durum olur ve bundan zevk alacağının garantisi yoktur ayrıca. Fantazya sevmeyen ateist olamaz mı ;D
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: Animvader - 06 Nisan, 2016, 21:34:24
Bence kurgu dünyasının işlerini, gerek film, gerek kitap, gerek çizgiroman olsun, kendi baloncuk evrenlerinde yer alıyor şeklinde düşünmek lazım.

Yani oradaki tanrı, melek, kilise v.b. kavramlarını bizim dünyamızdaki gerçek kavramlar gibi düşünmek yerine yazarın kendi oluşturduğu dünyasının elemanları olarak düşünürsek daha fazla zevk almamızı sağlayacağını düşünüyorum.

Tabii ki söylemeye bile gerek yok, herkesin fikrine saygı duyarım.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: lampard - 06 Nisan, 2016, 22:09:21
Ben bir iş kurgu diye tamamen objektif bir tutum takınıp (öyle bir şey mümkün mü zaten? ) o eseri kendi değerlerimizden bağımsız yargılamalıyız düşüncesine katılmıyorum. Hadi çizgi romanı çok ciddiye almıyoruz, bir roman ya da filmi düşünelim, bunlar sanat yapıtı olarak nihayetinde birer düşünce formu. Bunları değerlendirirken de herkes kendi düşünce disipliniyle (bu ideoloji olabilir ya da din olabilir) hareket edecektir. Preacher'daki Hristiyanlık özelindeki din ve tanrı eleştirilerini görmezden gelmek mümkün değil, haliyle okurken bu noktadan bakmak bence çok doğal. Ben de mesela Garth Ennis'in bu konuyu sonuca bağlayış şeklini, tanrı tasvirini vs kötü buldum. Bu tarz büyük bir konuya girişecekse eğer daha iyi cevapları olmalıydı. "Madem tanrı çok iyi insanlar neden böyle acı çekiyor?"dan öteye gidememiş. Bunun dışında seride çok orjinal, çok iyi hikayeler de var ama sadece tanrı-din konusunda değil, genel olarak da çok sert bir hikâye. Mesela (SPOILER) Herr Starr'ın tecavüze uğrayıp daha sonra bu tarz cinsel ilişkiye girmekten hoşlanmaya başlaması ve tecavüzün bir miktar mizahi olarak kullanılması üzerine tepki mektupları gelmiş Garth Ennis'e. O da "bu normal bir dünya değil ben başka bi şey anlatıyorum" gibisinden bi cevap veriyordu. Bu bence kabul edilemez bir cevap. Kurgu da olsa bir şey ortaya konuyorsa o işe gelecek değer ya da etik yargı içeren eleştirilerden bu kurgu zaten diyerek kaçınılmamalı.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: tommikser - 06 Nisan, 2016, 23:42:52
Şimdi konu biraz uzaklaşacak ama ben bir örnek vermek istiyorum. Biz sonuçta bir çok sosyolojik dini ve ailesel bağlarla bağlıyız. İstesek de o görünmez bağlar bizi bir şekilde bağlıyor. Sanat da bunun benim için güzel bir örneği var. Bir okur veya izleyici olarak şunu yapabiliriz. Öykünün veya anlatılanın derinine bakmadan vay canına der mutlu mesut şekilde olaydan ayrılırız. Zamanında üzerinde oldukça düşündüğüm bir film üzerinden düşüncemi açayım.

Filmimiz Matrix. Filme çok yüzeysel ve bk filmi olarak bakar ve mutlu mesut oluruz. Neo gerçekliği buldu. Kötüleri yendi. Mermiden kaçtı. Vaay der izler çıkarız içinden. Ben bu filmde ilk izlememden uzun zaman sonra izleyince şunu farkettim. Film asla masum değil ve gerçekten çok derin bir alt metni var. Şimdi sadece zevk almak için okuyan derinlemesine irdelemeyen ya sende öküzün altında buzağı arıyorsun diyen arkadaşlara soruyorum.

Filme baktım. İsimlerin neredeyse hemen hemen tevratta geçen isimler.

Gördüğü rüyayı kâhinlere yorumlatmak istemesiyle Tevrat'a konu olan Babil kralı Nabukadnezar, filmde düşsel/sanal dünyaya karşı verilen savaşın mobil kalesine, bir hoverkrafta ismini vermiş. Hoverkraftın modelinin numarası olan Mark 3 no: 11 ise İncil'in Markus bölümünün 3. babının 11. mısraına tekabül ediyor.

(Mark 3:11): "Murdar ruhlar onu gördükleri zaman önünde yere kapandılar ve sen Allah'ın oğlusun diyerek haykırdılar." Zion, İncil'de dünyanın yok edilmesinden sonra Allah'ın iyi kullan için kuracağı krallık olarak geçiyor.

Filmde ise zaten mahvedilmiş dünyada Matrix'ten kurtarılan insanların yaşayacağı tek şehir, insanlığın kurtuluşunu sağlayacak kişiyi bulmaya kendini adayan ve potansiyel Mesihi düş dünyasından uyandırıp gerçekler dünyasına davet eden karaktere Yunan mitolojisinde uyku tanrısı Hipnos'un oğlu olan Morpheus ismi verilmiş.

Hristiyan teolojisinde Baba-Oğul-Kutsal Ruh'tan oluşan Teslis yani Trinity filmde Asi-Zevce-Koruyucu şeklinde bir kadın kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Filmde Morpheus'un Baba, Neo'nun Oğul, Trinity'nin de Kutsal Ruh olduğu bir teslisin varlığından da sözedilebilir.

Cypher, Şeytan'ın isimlerinden Lucifer'e, bir gönderme. Âdem'in kendisinden üstün olmasını kabullenemeyerek isyan eden şeytan gibi Cypher da Neo'nun seçilmiş kişi olma olasılığını kabul etmeyip karşı safa geçiyor (John Milton'ın Kayıp Cenneti'nde Şeytan kendini oğul İsa'ya hatta Tanrı'ya üstün gördüğü için isyan eder.)

Gibi yüzlerce alt metni olan bir film bu. Sadece bu filmde değil Holivud sinemasında bu olay çok yaygın. Geçen gün izlediğim Yedinci Oğul filminde mesala. Cadının evine bakın. Neredeyse hemen hemen camii. Duvarlar kapılar çiniler. Yani buna önemsiz deyip geçmeliyim. Sadece zevk alarak unutmalı mıyım ?

Ben okurken veya izlerken bu kadar yüzeysel bakamıyorum. ÇR roman içinde bu geçerli alt metni her zaman merak ediyorum. Beni çok rahatsız ederse de okuyanların dikkatini çekiyorum. Okuyan kişi benim gibi takılmazsa sorun yok. Okuyup geçebilir. Ama dediğim gbi ben bunların o kadar masum gülünüp geçilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Bu çr için yazar bilinçli veya bilinçsz bir şekilde bunu yapmış. Tanrı kavramını sadece kendi inancı imiş gibi kullanarak boşaltmasını ben saf duygular içinde görmüyorum.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: nikopol - 07 Nisan, 2016, 00:11:46
Internette Star Wars'ta Alevilik propagandasi yapildigina dair bir yazi okudum. Iki paragrafi sizlerle paylasmak istiyorum:

"jedi konseyi toplantısı kesinlikle cem ayinidir. yoda ve jedi şövalyelerinin bir şekilde cem tuttuğunu resmen görüyoruz, fakat bunu galaksinin farklı bir döneminde, o dönemdeki hali ile yapıyorlar. bildiğiniz gibi şamanizmi islam'a adapte eden aleviliğin adaptasyon yeteneği şaşırtıcıdır."

"aleviliği araştırmamdan sonra yoda karakterinin tam bir alevi dedesi olduğuna resmen karar verdim. gerek berdüş görünümü, gerek özlü sözleri (deyişler ile olan benzerlik) gerek yaşlı oluşu (dedelik) yoda'nın alevi dedesi olduğu gerçeğini adeta yüzümüze çarptı."

SW cizgi romanlarini yayinlayacak yayincinin bu konu hakkinda bizleri bilgilendirmesi yerinde olur.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: maeglin - 07 Nisan, 2016, 01:53:21
Alıntı yapılan: nikopol - 07 Nisan, 2016, 00:11:46
Internette Star Wars'ta Alevilik propagandasi yapildigina dair bir yazi okudum. Iki paragrafi sizlerle paylasmak istiyorum:

"jedi konseyi toplantısı kesinlikle cem ayinidir. yoda ve jedi şövalyelerinin bir şekilde cem tuttuğunu resmen görüyoruz, fakat bunu galaksinin farklı bir döneminde, o dönemdeki hali ile yapıyorlar. bildiğiniz gibi şamanizmi islam'a adapte eden aleviliğin adaptasyon yeteneği şaşırtıcıdır."

"aleviliği araştırmamdan sonra yoda karakterinin tam bir alevi dedesi olduğuna resmen karar verdim. gerek berdüş görünümü, gerek özlü sözleri (deyişler ile olan benzerlik) gerek yaşlı oluşu (dedelik) yoda'nın alevi dedesi olduğu gerçeğini adeta yüzümüze çarptı."

SW cizgi romanlarini yayinlayacak yayincinin bu konu hakkinda bizleri bilgilendirmesi yerinde olur.


Komik ve anlamsız bir şey. Cem ile söz konusu söylenen şeyin alakası yok. Hayır zaten bu zaytung tadında haber insanlar tarafından nasıl ciddiye alındı onu da anlamadım  ;D

Durun profesörün ismini de vereyim de tam olsun. nam-ı diğer sarıbıyık https://goo.gl/wGtKKz
Daha vahim olan ise bu tarz saçma şeylerin şöyle haberler sonrasında açığa çıkmasıdır. http://goo.gl/uTRSRD

Aslında böyle bir şey olsaydı sizin görüşünüz ne olurdu onu daha çok merak ettim.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: hennessy - 07 Nisan, 2016, 07:17:23
Bir SW fanı olarak Konseyin büyük ihtimalle kral Arthur efsanesinden esinlenerek yapıldığını tahmin ediyorum.

Anakin Jedi şövalyesi  olurken yoda ışın kılıcı ile sağ ve sol omzuna dokunarak onu Şövalye ilan ediyor.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: s.b - 07 Nisan, 2016, 10:31:58
Alıntı yapılan: tommikser - 06 Nisan, 2016, 23:42:52

Ben okurken veya izlerken bu kadar yüzeysel bakamıyorum. ÇR roman içinde bu geçerli alt metni her zaman merak ediyorum. Beni çok rahatsız ederse de okuyanların dikkatini çekiyorum. Okuyan kişi benim gibi takılmazsa sorun yok. Okuyup geçebilir. Ama dediğim gbi ben bunların o kadar masum gülünüp geçilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Bu çr için yazar bilinçli veya bilinçsz bir şekilde bunu yapmış. Tanrı kavramını sadece kendi inancı imiş gibi kullanarak boşaltmasını ben saf duygular içinde görmüyorum.


En mühim kısmı burası zaten. tommikser abimiz çok iyi izah etmiş. Teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: pizagor - 07 Nisan, 2016, 13:36:52
Çıkarımlar - Kafama takılanlar:

Koca koca insanlarız ama hala en basit konularda fanatizm ve holiganlık peşindeyiz.

Okur ya da izleyici, hangi sıfatı taşıyorsak taşıyalım illaki bir özdeşleşme çabası içerisindeyiz. Kendi görgü, bilgi, entelektüel düzeyimiz paralelinde kolay yollu bir 'bildiğimize yakınsatma', 'kendinden bir parça bulma', bulamıyorsak da 'Bu bizden değildir' topyekün reddetmesi düşüncesindeyiz.

Feci önyargılıyız. Hemen 'madem öyle yazmış, okumaya gerek duymuyorum öyleyse' çıkarımını yapabiliyoruz. Oysa o sonuca devşirme bilgiler üzerinden değil de bizzat deneyimleyerek ulaşsak daha iyi olmaz mı?

Feci çifte standartlıyız. Din çerçevesinde düşünürsek Thor çok mu masumdur, çok mu kabul edilebilirdir? Öyleyse neden en mütedeyyinimiz bile yayıncısına Thor için alkış tutar?

Kurgu denen şeyde yazara sınırlama getirilebilir mi? Aksi durum faşizm olmaz mı?

Bu başlığın bende uyandırdığı tek hissiyat böylesi tartışmalı bir eseri neden erteleyip durduğumu sorgulamaktan başka birşey değil...
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: pizagor - 07 Nisan, 2016, 14:29:33
Alıntı yapılan: hanac - 06 Nisan, 2016, 18:04:09
Özgür aka Pizagor bunu ne zaman dedi ki ?  :)

Konuyla ilgim yoktur, kamuoyuna duyurulur.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ferzan - 07 Nisan, 2016, 20:43:03
    Herşey bir yana, Preacher serisini "Haberci" başlığıyla 90ların sonları, 2000lerin başlarında Takvim gazetesi "devamı yarın" ibaresiyle gün be gün tefrika etti ya, bence eserin kendisinden bile daha büyük bir bombadır bu... :)

    Daha önce başka başlıklarda iki sefer bahsini yapmıştık hatta bu Takvim mevzusunun...Preacher serisinin en az %70lik kısmını Takvim sayfalarından hatırlıyorum...Sayfa komşusu olan Karaoğlan, Battle Angel Alita, Kahraman Şerif, Patrona Halil ve Hellboy ile birlikte... :o Hatta Ramazan ayına denk gelen dönemde aynı sayfadaki dini tefrikalarla bile sütun komşusu idiler.

    Kim derdi ki bizim bu tartışmamızdan belki 16-17 sene önce, bugün berber gazetesi olarak bildiğimiz Takvim, Dark Horse ve Vertigo 'nun köşe taşlarını tefrika edecek...Aynı sayfada hem yerli, hem tarihi, hem underground, hem İslâmî eserleri bir arada sunacak, fumetti ile comicsi, alternatif ile mangayı, yerli ile yabancıyı aynı sayfada buluşturacak...

    Yaşasın çizgi romanların kardeşliği, yaşasın Takvim gazetesi kafası... :)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: rumar80 - 07 Nisan, 2016, 20:48:03
 Dorukhan bunu gerçekten bilmiyordum.  Inanilmaz bir hikaye. Takvim gazetesinde James Bond stripleri yayınlandığını hatırlarım ama bunu bilmiyordum.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ferzan - 07 Nisan, 2016, 20:50:32
    Yukarıdaki gruba kesinlikle James Bond stripleri de dahildi Umar Abi, iyi ki hatırlattın...Hâlâ saklarım 300-400 kadar James Bond stribini...Takvim bambaşkaydı...
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: rumar80 - 07 Nisan, 2016, 21:44:55
  Yıllar önce arkabahçe Nişantaşı'nda o dev yerdeyken 3 adet James Bond cildi almıştım stripleri içeren ve keyifle okumuştum.
  Ne kadar Bond olursa olsun stripler hep Sean Connery'i Bond olarak model olarak kullanıyordu.
  Bu aralar yeniden comic olarak çıkıyormuş. Haberiniz olsun.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: hanac - 08 Nisan, 2016, 14:08:42
Preacher'i bilmeyenler için kısa bilgi vereyim;

1995-2000 yılları arasında 66 fasikül, 5 özel sayı ve 4 sayılık bir mini-seri olarak yayınlanmış.

Yazar:    Garth Ennis

Çizerler:    Steve Dillon ve Glenn Fabry

Garth Ennis abimiz;

(https://farm2.staticflickr.com/1557/26032753700_2c69812dc9.jpg)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: yunusmeyra - 07 Kasım, 2016, 21:05:02
Alıntı yapılan: ferzan - 07 Nisan, 2016, 20:43:03
    Herşey bir yana, Preacher serisini "Haberci" başlığıyla 90ların sonları, 2000lerin başlarında Takvim gazetesi "devamı yarın" ibaresiyle gün be gün tefrika etti ya, bence eserin kendisinden bile daha büyük bir bombadır bu... :)

    Daha önce başka başlıklarda iki sefer bahsini yapmıştık hatta bu Takvim mevzusunun...Preacher serisinin en az %70lik kısmını Takvim sayfalarından hatırlıyorum...Sayfa komşusu olan Karaoğlan, Battle Angel Alita, Kahraman Şerif, Patrona Halil ve Hellboy ile birlikte... :o Hatta Ramazan ayına denk gelen dönemde aynı sayfadaki dini tefrikalarla bile sütun komşusu idiler.

    Kim derdi ki bizim bu tartışmamızdan belki 16-17 sene önce, bugün berber gazetesi olarak bildiğimiz Takvim, Dark Horse ve Vertigo 'nun köşe taşlarını tefrika edecek...Aynı sayfada hem yerli, hem tarihi, hem underground, hem İslâmî eserleri bir arada sunacak, fumetti ile comicsi, alternatif ile mangayı, yerli ile yabancıyı aynı sayfada buluşturacak...

    Yaşasın çizgi romanların kardeşliği, yaşasın Takvim gazetesi kafası... :)

beyazıt kütüphanesi ziyaretimde bazı yayınları karıştırırken (doğan kardeş 1975 sayılarında yayınlanan "valerian"ı tespit için yaptığım  bir ziyaret ;onu yarın ayrıca ilgili başlığa yazacağım...) ferzan'ın hatırlattığı preacher yani "haberci" tefrikası takıldı aklıma...kapanışa yakın istediğim gazete ciltlerini karıştırırken rastladım...bazen "haberci" ile aynı sayfada bazen hemen yan sayfada o yıllar gazeteyi karıştırmış dostlarımızın hatırladığı (takvim'in çizgi romanları pul kadar yayınlamasına rağmen harika ve bol çeşit sayfalar ve bantlardı...) james bond ve kahraman şerif bantları var...ayrıca biri manga olan  2 çizgi roman ve karaoğlan maceraları var...bunların hepsi yarım sayfada veya dörtte üçlük alanda ,geri kalan yerler mizah ve karikatür...2000 senesi içinde 31 temmuz'a kadar yayını yok.ilginçtir ağustos ayı cildini bulamadık gazetenin  :o onun için ağustosun kaçında başlamış bilemiyorum ama eylül ayında ful devam edip ekim ayının 10'unda yarım kalmış gözüküyor...ancak 2000 ocak ve temmuz ayları arasındaki gazete içi "haberci" sayfası görünmüyor;bu sürede bir ekte varsa bilmiyorum.. ama "haberci" çizgi romanının yani preacher'ın 10 ekim 2000 tarihli son sayfasını gördüm,sonra kesilmiş veya benim bilmediğim bir ek varsa ona geçmiş olabilir..öbür çizgi romanların yerleri az çok sayfa içinde değişse de devam etmiş...
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ferzan - 08 Kasım, 2016, 00:46:32
    Tarkan Abi, eğer imkânın olursa 2000 yılı harici 99 yılından da gelişigüzel birkaç genel foto alabilir misin Takvim 'in çizgi romana ayrılmış sayfalarından?.. Hatta 97-98 senelerinden herhangi bir cildin herhangi bir sayısından da çizgi romanlara ayrılmış kısmın genel bir görüntüsü de olabilir...En zengin dönem 2000 oncesiydi çünkü. Olur da fırsatın olursa ekstra birkaç foto alabilirsen abi, beni çocukluğuma ve ergenlik arifemdeki o güzel zamana ışınlamış olursun...  :'(
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: yunusmeyra - 08 Kasım, 2016, 02:05:33
Alıntı yapılan: ferzan - 08 Kasım, 2016, 00:46:32
    Tarkan Abi, eğer imkânın olursa 2000 yılı harici 99 yılından da gelişigüzel birkaç genel foto alabilir misin Takvim 'in çizgi romana ayrılmış sayfalarından?.. Hatta 97-98 senelerinden herhangi bir cildin herhangi bir sayısından da çizgi romanlara ayrılmış kısmın genel bir görüntüsü de olabilir...En zengin dönem 2000 oncesiydi çünkü. Olur da fırsatın olursa ekstra birkaç foto alabilirsen abi, beni çocukluğuma ve ergenlik arifemdeki o güzel zamana ışınlamış olursun...  :'(

yeni turda listeme yazdım Ferzan hocam ne demek  :) ben akıllı ve fotoğraf çekebilen herhangi bir telefon kullanmadığım için bugün  anlattıklarımı foto ile destekleyemedim açıkçası  ::) küçük boy dergilerden ve çizgi roman ciltlerinden aldığım notlara ,'kütüphanelerimizin muhteşem siyah-beyaz fotokopileri" eşlik ediyor  ;) önceden,en azından Beyazıt`ta olan renkli tarayıcılar nereye gitti ve neden  ??? 1999 depreminden önce ,hatta bırakalım o kadar eskiyi 10 sene önce gördüğüm ve dokunduğum bazı yayınlar neredeler  >:( bazı ciltlerin içinden kimler fasikül kapaklarını kesmiş almış vs vs

ve sen anlatıyorsun ya yukarıda ; "ramazan sayfalarını"da hatırlıyorum diye;Cemal Dündar`ın güzel illüstrasyonları ve ramazan bantları eşlik ediyor diğer çizgi romanlara ve 2000 senesinin ilginç bir özelliği neymiş biliyor musun (ciltleri karıştırınca hatırlıyor fani  ::) ) ;aynı milâdi yıl içinde 2 ramazan bayramı denk geliyor biri 8 ocakta biri 27 aralıkta...onun için ramazan çizimleride coşmuş o yıl  :) yayinlanan mangalardan biri mesela "ölüm meleği" bir diğeri " deniz kızının sarayı"...arada başka serüvenler...bazen western,hatta ana akım dışında çizim ve diyaloglara sahip bazı çizgiler...tabii bunlar çoğunluk "küçücük" yayınlanmış...dediğim gibi benim hafızamda kalanlar ise james bond,kahraman şerif ve karaoğlan (en büyük alan ona ayrılmış ve gerçekten sade bir renklemeyle güzel görünüyor) maceraları idi...

not:sanırım preacher takvim`de, başlangıç olarak rastgele seçilen, ama kendi içinde bir aksiyon devamlılığı olan 97-98 yılında çıkan orjinal fasiküllerden taranarak yayınlanmış...mesela bugün not aldığım görseller sanırım orjinal 39-40. fasikülden ve altta onlardan biri :

(https://c1.staticflickr.com/6/5804/22806858368_43e07d6a65_c.jpg)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: yunusmeyra - 11 Kasım, 2016, 21:13:15
not: preacher`ın ,takvim gazetesinde yayınlandığı  bilgisini vererek; "çizgi roman yayıncılığı tarihimizin kayıp bir dönemini"  kayıtlara geçiren Ferzan dostumuza teşekkürler  :)

(https://c2.staticflickr.com/6/5503/30985195825_24fe242dce_c.jpg)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ghostrider - 13 Kasım, 2016, 23:05:35
Herkes Türkçe yayınlanmasını istiyor ama Sansürsüz yayınlamaları imkansız olduğu için orijinal dilinde okumak daha iyidir.Efsane bir çizgi roman ama sansürlü olursa hiçbir anlamı kalmaz.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: egeman45 - 30 Ocak, 2017, 01:32:15
Yıl oldu 2017, Preacher basacak bir babayiğit yayınevi hâlâ çıkmadı. Çok mu şey istiyoruz?
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: Nightrain - 30 Ocak, 2017, 10:40:33
Çok şey istemiyoruz. Preacher'in yanında Transmetropolitan'da basılmalı.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: kryy22 - 30 Ocak, 2017, 12:30:16
Çok şey istemiyoruz. Preacher'in yanında Transmetropolitan bir de The Invisibles basılmalı.  ;D İstekler bitmez ama özellikle bu üç Amerikan klasiği gerçekten basılmalı  :)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: Nightrain - 30 Ocak, 2017, 12:32:51
The Invisibles de olur. Morrison'un eseri sonuçta. :)
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: kharon - 10 Aralık, 2018, 14:35:42
Alıntı yapılan: yunusmeyra - 11 Kasım, 2016, 21:13:15
not: preacher`ın ,takvim gazetesinde yayınlandığı  bilgisini vererek; "çizgi roman yayıncılığı tarihimizin kayıp bir dönemini"  kayıtlara geçiren Ferzan dostumuza teşekkürler  :)

(https://c2.staticflickr.com/6/5503/30985195825_24fe242dce_c.jpg)

ne kadar buyuk bir bombaymis bu ya :)

cevirisi nasildi acaba, sayfa sayfa kiyaslamak isterdim dogrusu  :o
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: ghostrider - 10 Aralık, 2018, 19:42:16
Bütün seriyi Tr olarak okudum ; muhteşem bir seridir.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: gamlıbaykuş - 10 Aralık, 2018, 23:56:52
Alıntı yapılan: Mrtekin - 10 Aralık, 2018, 18:45:42
Bu arada; Preacher (Vaiz)'in 2. cildi nerede kaldı yahu, haberi olan var mı?

İthaki yine sürüm sürüm süründürüyor seriyi.

Ocak ayında gelebilirmiş.
Başlık: Ynt: Preacher
Gönderen: kharon - 16 Aralık, 2018, 20:14:39
Preacher - Glenn Fabry kapaklari
https://paneller.blogspot.com/2018/12/preacher-glenn-fabry-kapaklari.html


Gelmis gecmis en iyi cizgi roman serilerinden biri Preacher'in yaraticisi elbette yazari Garth Ennis ve cizeri Steve Dillon'dir ama Preacher'i bu kadar basarili yapan unsurladan biri de Glenn Fabry'nin kapaklari kanimca.

Fabry de digerleri gibi 2000 AD geleneginden yetismis Britanyali bir sanatci, kariyerine Slaine ve Judge Dredd gibi islerle baslamis. Ekiple tanisikliklari da o yillara uzanmakta zaten. Cizgi roman cizerligi birakmasa da kapak cizerligine yogunlasmis bir isim.

Ennis 1991 yilinda Hellblazer'i (Amerika'daki ilk buyuk isi olan ) yazmaya baslayinca Fabry de kapaklari cizmeye baslar , bu isbirligi 1995 yilinda yayinlanmaya baslayan  Preacher'da da surer ve Fabry dizi boyunca  birbirinden guzel 75 kapaga (66 normal 9 ozel sayi) imza atar. Fabry'nin gercekci, detayli, karanlik ve vahsi kapaklari Preacher icin bicilmis kaftandir. Kapak kompozisyonu mutlaka o sayinin icerigi ile iliskilidir; kimi zaman da olup biteceklere dair ipuclari da vermektedir.

Fabry sosyal medya hesabindan akciger kanseri oldugunu acikladi bu yil ve halen hastalikla bogusmakta, umariz hastaligi yener ve daha uzun yillar kapak cizmeye devam eder.

(https://farm5.staticflickr.com/4911/45625867544_96a467c8e8_o.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4898/46298729002_956101c371.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4904/45625927074_4ab7a71214.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4821/32477169988_7af63ce5ef.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4910/46298728722_9f473fc091.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4837/31409825537_891b3b5889.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4866/32477169678_12e99104c3.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4901/31409825327_66223dd3d3.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4851/32477169478_0aefc8b125.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4864/46349220771_0c5450f514.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4900/32477169318_3ebcb9f880.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4892/31409824827_e2a186a5e7.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4888/46349220231_ee28eb6616.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4814/32477169008_92023f6a49.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4836/31409824597_03d77f72bf.jpg)

(https://farm5.staticflickr.com/4811/46349219981_b840b4c71c.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4888/31409824407_f13c1232c2.jpg)