Altın Madalyon

Bu başlık nasıl yanıtsız kalmış, hayret. Neyse, aklımda bir milyon tane sahne olduğu için başlığın tavanarası olması imkansız artık  ;)

"Güneş İmparatorluğu" II. Dünya Savaşı'nın acı taraflarını gözler önüne seren harika ötesi bir yapımdır. Ayrıca da Christian Bale'in parladığı filmdir.

[IMG]http://img7.ressim.net/out.php/i5804157_0092965-jpg[/img] (http://www.ressim.net/i/5804157)

Beni etkileyen bir dolu sahnesi vardır. Bunlardan birinde, bir uçak delisi olan Jim, esir kampında bir Japon uçağına hayran hayran yaklaşır. Bu arada onu fark eden bir asker bağırıp çağırmakta, aynı zamanda da onu duymayan Jim'i vurmak için tüfeğini hazırlamaktadır. Tam o sırada üç pilot Jim'e yaklaşırlar ve... En iyisi sahneyi izlemek  :)

http://www.youtube.com/watch?v=lJ1wE7Fx9a8&list=PLB95B03B09558A92A&index=5&feature=plpp_video

Bu sahneyi her izlediğimde tüylerim diken diken oluyor.  :)

Leon filminin sonunda Mathilda'nın film boyunca Leon'un gözü gibi baktığı saksı çiçeğini o kadar hengamede koruyup daha sonra parka ekmesi ve aynı anda arka fonda "Shape of My Heart"ın ana riflerinin duyulması.

 Çizgi roman uyarlamalarından bir örnek vereyim ben de. Sam Raimi'nin ilk Örümcek'inde William Dafoe'nin ayna karşısındaki sahnesi süperdir.

Ayna karşısı demişken Robert Deniro ve Taxi Driver'ı da analım ki ayıp olmasın ;)

Tim Burton'un Big Fish filminin son sahnesi harikadır. Ama burada anlatırsam filmi izlemeyenlere ayıp olur  :)

Bir de Amerikan Sapığı filminde şu sahneye bayılırım:

http://www.youtube.com/watch?v=5yflWuv8n6E&list=PLB95B03B09558A92A&index=7&feature=plpp_video

Sinema tarihinin en pislik karakterlerinden Çavuş Barnes(Tom Berenger)ın silah arkadaşı Çavuş Elias(Willem Dafoe)u
haince vurup,öldü diyerekten düşman hatlarına terkedişinden sonra bakın Çavuş Elias nasıl geri dönüyor..


http://www.youtube.com/watch?v=k9EtS_qwiSw&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=k9EtS_qwiSw&feature=related)

Alıntı yapılan: V - 14 Haziran, 2012, 23:24:48
Sinema tarihinin en pislik karakterlerinden Çavuş Barnes(Tom Berenger)ın silah arkadaşı Çavuş Elias(Willem Dafoe)u
haince vurup,öldü diyerekten düşman hatlarına terkedişinden sonra bakın Çavuş Elias nasıl geri dönüyor..


http://www.youtube.com/watch?v=k9EtS_qwiSw&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=k9EtS_qwiSw&feature=related)

Bu başlığı ilk gördüğümde aklıma gelen sahneyi yazmışsın. Direk benim de aklıma bu sahne gelmişti.

Birde Welcome to Sarejova filminden şu sahne.

http://www.youtube.com/watch?v=vb6va1KXzHU

Neil Young'un yürek söken solosu eşliğinde

manitunun gri çayırlarına  doğru uzun bir yolculuğa çıkan ve Corante'nin kayığında nihayetlenen yolculuğun

dingin-derin,siyah-beyaz tonlarla servis edildiği eşsiz western kareleriyle bezeli Jim Jarmusch'un uzun

metraj baladı:Dead Man'dan karelerle döşeli klibimiz..

http://www.youtube.com/watch?v=twgTAog1Lrg&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=twgTAog1Lrg&feature=related)

Kill Bill'erin ikisini de çok severim. Hiç bıkmam. Tekrar tekrar izlerim.

Hele şu bölümü var ya tek geçerim!  ;)

Kaç kere seyrettim kim bilir? Aynısını gözüm kapalı yapabilirim.  8)

http://www.youtube.com/watch?v=_iVqKoZnzFQ&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=_iVqKoZnzFQ&feature=related)

  Ulis'in Bakışı'nda lenin Heykelli sahne ve tabii ki final sahnesi
  Dr. Strangelove'un final sahnesi.

Terminator 2'nin sonu çok etkileyici ve duygusaldır. Sinemada herkes ayakta alkışlamıştı, hiç unutmam.

Rocky 2 nin son sahnesi.

Rocky ve Apollo yerdeler ve ikisi de kalkmaya çalışırlar.

Rocky ayağa kalkar, Apollo düşer.

http://www.youtube.com/watch?v=LEGY_fLBCsQ

Müzik eşliğinde inanılmazdır. 2:48

Not: Wang Yu'nun oynadığı bütün sahneler zaten unutulmaz birer film karesidir.

(http://wildgrounds.com/img/news/wp-boxeurmanchot2.jpg)

   Godfather filminde Michael yeğeninin vaftiz babası olurken, adamalrı teker teker ortalığı temizlemektedir.
Bu filmin her karesi benim aklıma kazınmıştır. Al Pacino'nun zirveye çıkış filmi

Türk filmlerinden Canım Kardeşim'de çaldıkları TV'yi kurduktan sonra Tarık Akan yan odaya kardeşini uyandırmaya gittiğinde öldüğünü görüp  "Kahraman" diye bağırınca, Halit Akçatepe'nin yüz ifadesi de unutulmazdır.  Tarık Akan'la yapılan bir röportajda en sevdiği filmlerini sorduklarında --"Canım Kardeşim"in yeri ayrıdır ama değeri bilinmemiş bir filmdir-- dediğini okumuştum. Gerçekten de Kemal Sunal'ın figüran ve Metin Akpınar ile Adile Naşit'in de küçük rollerde oynadıkları bu filmde Cahit Oben'in bestelediği ana theme müziği de mükemmeldir.

  Fatih yazınca bir anda gözümün önünde canlandı canım kardeşim. Gerçekten çok güzel bir filmdi. Metin Akpınar kan simsarı rolünde idi. Sağol Fatih.

   Star Wars Episode 5: Empire Strikes Back ve '' No, I am your father '' sahnesi.İlk önce prequel üçlemeyi seyretmenin en kötü noktası da bu sahnede şok geçirenlere katılamamak oldu   :(   
    http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4  (http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4)

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Haziran, 2012, 15:19:34
  Fatih yazınca bir anda gözümün önünde canlandı canım kardeşim. Gerçekten çok güzel bir filmdi. Metin Akpınar kan simsarı rolünde idi. Sağol Fatih.

"Kancı Kansız İbo" gibi de manidar bir ismi vardı..

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Haziran, 2012, 15:02:49
   Godfather filminde Michael yeğeninin vaftiz babası olurken, adamalrı teker teker ortalığı temizlemektedir.
Bu filmin her karesi benim aklıma kazınmıştır. Al Pacino'nun zirveye çıkış filmi

aynı filmin son sahnesi...diana keaton aşık olduğu savaş kahramanı michael corlaone'nin bir mafya babasına dönüştüğüne inanmak istemez... ama salonun aralık kapısından görülenler son derece nettir...michael büyük koltuğunda otururken tüm adamlar sırayla gelip elini öperek bağlılıklarını sunmaktadır ve artık o '' don michael corlaone '' dur...

Bizim Süperman'de kahramanımızın kurtarmaya gittiği profesöre "profesör sen kaç kurtul, ben bunları oyalarım" dediği sahne ;D
Cüneyt Arkın'ın bir filminde iple ağaca bağlı sol kolunu çekerek koparması (sağl el bağlı değil dikkatinizi çekerim) ;D

Alıntı yapılan: kedidiro - 15 Haziran, 2012, 16:49:46

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Haziran, 2012, 15:02:49
   Godfather filminde Michael yeğeninin vaftiz babası olurken, adamalrı teker teker ortalığı temizlemektedir.
Bu filmin her karesi benim aklıma kazınmıştır. Al Pacino'nun zirveye çıkış filmi

aynı filmin son sahnesi...diana keaton aşık olduğu savaş kahramanı michael corlaone'nin bir mafya babasına dönüştüğüne inanmak istemez... ama salonun aralık kapısından görülenler son derece nettir...michael büyük koltuğunda otururken tüm adamlar sırayla gelip elini öperek bağlılıklarını sunmaktadır ve artık o '' don michael corlaone '' dur...

Biraz öncesinde Michael karısına "Sana işim hakkında soru sorma demiştim." der Ardından "Bir seferlik" sormasına izin verir. Karısı eniştesini öldürtüp öldürtmediğini sorduğunda karısının yüzüne bakarak yalanını söyler: "Tabii ki hayır."

Alıntı yapılan: Berkdinho - 15 Haziran, 2012, 15:33:25
   Star Wars Episode 5: Empire Strikes Back ve '' No, I am your father '' sahnesi.İlk önce prequel üçlemeyi seyretmenin en kötü noktası da bu sahnede şok geçirenlere katılamamak oldu   :(   
    http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4  (http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4)

Bu sahneyi izledikten sonra dark side geçmeyi isteyen bendeniz obi-wan'ın uzaklardan gelen o sesi ile irkildim Murat sen bize lazımsın bu sahnenin bende figürleri bile vardı halada bir yerde olacak....

Esas benim için sahne budur

(http://i13.tinypic.com/4xw4b3o.jpg)

İyi kötü ve çirkin hepsi bir birine bakar kamera hepsini gösterir kim kimi vuracaktır acaba?

Unutulmaz film unutulmaz sahne

CIA'ı silahsız alt eden müthiş beyin akbabanın üç günü CIA bir bölmü topluca temizlemek ister ama bir kişi hariç oda yemek almak için dışarı çıkmıştır......

(http://bluraymedia.ign.com/bluray/image/article/984/984682/3-days-of-the-condor-20090519030702762-000.jpg) - (http://standingcinema.files.wordpress.com/2009/12/condor-poppedpea.jpg)

Benidemi öldüreceksin hayır der emirler değişti................

le professionnel

Büyük oyuncu büyük usta Jean-Paul Belmondo'nun müthiş sahnesi katilin vurulmadan önceki son sahnesi

(http://img.youtube.com/vi/DK8pjN5Q_cM/0.jpg)

12 Angry Men

Arka pencereden sonra tek kamera üzerine kurulmuş nefis bir film daha amerikan adaletini eleştiren en güzel filmlerden biri bir suç işlediği söylenen bir çocuğun idam edilip eilmemesi kararlaştırılıyor bazıları karımı bezbol maçına yetiştirmem lazım diyor bazıları sevgilimle buluşacağım hemen idam edelim gitsin diyor ve.............

(http://moviescrunch.com/wp-content/uploads/2011/07/12-Angry-Men-Juror-1.jpg)

Belki kadın olduğum içindir... Bilmiyorum... Haydi... Vaziyetimi, kadın olmama yorup, haksızlık yapmayayım. Bütün kadınları benimle aynı  kefeye koymayayım... Şöyle söyleyeyim... Tuhaf biriyim.  Çünkü ben, hayatı aklımla değil, duygularımla anlamlandırmayı severim. Çok kereler tecrübe ettim. Benim şu küçük akıl terazim, akılla ölçülen, biçilen, izah edilen bilgileri çekmiyor. Hayatın anlamını akıl yoluyla açıklayan hiç bir bilgi bana yeterli gelmiyor.  Hayatım ancak duygular, hisler, hazlar sayesinde anlam kazanıyor.  Lafı çok uzatmadan kısa keseceğim. Hemen sözümü Ratatouille adlı animasyon filmin bir bölümüne getireceğim.




Filmde Anton Ego adlı bir yemek eleştirmeni vardır. Vedat Milör misali restorantları dolaşır, yazılar yazar. Ancak bu yemek eleştirmeni, eleştirilerinde feci acımasızdır. Egosu tavan yapmış vaziyette gezer, önüne getirilen yemekleri gerim gerim gerilerek yer.  Onu memnun etmek kolay değildir. Filmi anlatmak istemiyorum. Seyretmeyenlere hararetle tavsiye ediyorum. Bir gün... Anton Ego, gene o haşmetli egosuyla bir restoranta gider. Gösterilen masaya geçer, oturur. Restorantta herkes çok heyecanlı ve endişelidir. Acaba eleştirmen yemekleri için ne düşenecektir? Ünlü eleştirmenin önüne rustik bir Fransız sebze yemeği olan Ratatuille getirilir. Anton Ego'nun bir elinde kalem diğer elinde çatal vardır. Belki her tadışında olumsuz bir şeyler yazacaktır. Anton Ego... Yemekten bir parça alır. Ağzına atar. Yemeğin tadını hissettiği anda, bu lezzet onu alıp çocukluğuna götürür. Annesini hatırlar.  Yemeğin verdiği hazla, belki uzun zamandır eksikliğini hissettiği mutluluğu yaşar. Ve bir animasyon film, hayatın anlamının küçük hazlarda gizli olduğunu seyirciye geçirir. İşte şimdi ben bu durumu bildiğim hiçbir akıl yoluyla izah edemem. Fakat hissedebilirim. Hayalini kurabilirim. Biliyorum anlatamadım vaziyetimi. Tamam. O zaman filmin o bölümünü seyrettirebilirim:)

Alıntı yapılan: Berkdinho - 15 Haziran, 2012, 15:33:25
   Star Wars Episode 5: Empire Strikes Back ve '' No, I am your father '' sahnesi.İlk önce prequel üçlemeyi seyretmenin en kötü noktası da bu sahnede şok geçirenlere katılamamak oldu   :(   
    http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4  (http://www.youtube.com/watch?v=h6sj89xgnl4)

Bu sahne değil ama Luke'un ağacın kovuğunda Dart Vader ile çarpışıp sonunda Dart Vader'ı kendisi olarak gördüğü sahne çok etkileyicidir. Ki Le Guin'in Yerdeniz Büyücüsü kitabından esinlenmiştir.

 

(http://1.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S_RvN0iH3gI/AAAAAAAAH-g/44FeRC9JiUs/s320/51GAS3VCA2L__SS500_.jpg)

Bridges Jones'un Günlüğü'nde filmin kahramanlarından Mark ve Daniel'in dövüştükleri sahne vardır.
Hayatımda seyrettiğim en komik iki erkek dövüşüdür.
İki İngiliz ancak bu kadar mizahi  vaziyette yumuklaşır demek ki diye aklımdan geçirmiştim. Çok komiktir... Çoook.. :D

(http://2.bp.blogspot.com/_ceyizxRPuYQ/S_RdSJKzD5I/AAAAAAAAH-I/LRXV3V_D87o/s320/62973.jpg)

Alıntı yapılan: hennessy - 15 Haziran, 2012, 21:31:06
12 Angry Men

Arka pencereden sonra tek kamera üzerine kurulmuş nefis bir film daha amerikan adaletini eleştiren en güzel filmlerden biri bir suç işlediği söylenen bir çocuğun idam edilip eilmemesi kararlaştırılıyor bazıları karımı bezbol maçına yetiştirmem lazım diyor bazıları sevgilimle buluşacağım hemen idam edelim gitsin diyor ve.............

(http://moviescrunch.com/wp-content/uploads/2011/07/12-Angry-Men-Juror-1.jpg)

çok sevdiğimiz 12 angry man'dan bir başka sahne DİKKAT SPOİLER GELİYOR
jüri üyelerinden biri için çocuğun suçlu olduğu kesindir. çünkü kenar mahallelidir, amerikalı değil göçmendir, zaten bu göçmenlerin hepsi suça meyillidir bla bla bla... o konuştukça masadakiler birer birer kalkıp odanın değişik köşelerine çekilirler... çocuğun suçlu olduğuna inananlar bile bu açık ırkçılığa sırtlarını döner. konuştukça batar, sonunda içlerinden biri 'kapa çeneni de otur yerine'' der...bir köşeye siner kalır ve filmin sonuna kadar sesi pek duyulmaz olur...ırkçılıkla ilgili olmayan bir filmden klasikleşmiş bir ırkçılık karşıtı sahne... bakalım youtube'dan buraya koymayı becerebilecek miyim
http://www.youtube.com/watch?v=gTDhgR3p12w

madem ki youtube'dan film karesi eklemeyi becerdim... o zaman buyrun bir başka klasik sahneye...laurence olivier ve dustin hoffman'lı ''marathon man''den Is it safe? ( güvende mi?)
http://www.youtube.com/watch?v=dG5Qk-jB0D4

Alıntı Yapaynı filmin son sahnesi...diana keaton aşık olduğu savaş kahramanı michael corlaone'nin bir mafya babasına dönüştüğüne inanmak istemez... ama salonun aralık kapısından görülenler son derece nettir...michael büyük koltuğunda otururken tüm adamlar sırayla gelip elini öperek

Biraz öncesinde Michael karısına "Sana işim hakkında soru sorma demiştim." der Ardından "Bir seferlik" sormasına izin verir. Karısı eniştesini öldürtüp öldürtmediğini sorduğunda karısının yüzüne bakarak yalanını söyler: "Tabii ki hayır."

Son olarak ta doktor beyin ve benim bahsettiğim o muhteşem final sahnesi...

Sonundaki ayrıntıyı unutmuşum ki sahneyi unutulmaz kılan belki de orası

http://www.youtube.com/watch?v=it_9yqEKA60

Bazı filmleri seyredince, sanki içinize portakal şurubu gibi bir şey akıtılıyor sanırsınız. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'ni tekrar tekrar izleyip bu duyguyu hissedince, her defasında yeniden kendinize şaşarsınız. Hele Yüzbaşı Corelli'nin mandolin çaldığı sahnelere gelince, aynı karşısındaki Penelope Cruz'un canlandırdığı Pelegia gibi tam kalkıp gidecekken, sandalyede öylece oturur kalırsınız. Güzelikte yekta bir resmi seyreder gibi, filme uzun uzun dalarsınız. Peki müzik? Mandolinden çıkan ezgilere ne demeli? Mandolinin ezgilerini işitince, zamanla tıp oynarsınız da kendinizi öncesiz ve sonrasız sanırsınız.

  kimse eklemeden ben ekleyeyim...işte unutulmaz bir final sahnesi daha.'' ölü ozanlar derneği''
http://www.youtube.com/watch?v=UJsjNNp0foE

çeviri için bir not : ''oh captain, my captain'' walt whitman'ın bir şiirinin başındaki hitaptır. ''kaptan , kaptanım'' en basit çevirisi olmalı, trt'deki bir gösteriminde''albayım sevgili albayım'' gibi bir çevirisini de duymuşluğum var. ancak benim en sevdiğim çevirisi şiirin ülkemizde çevirisini yapmış olan can yücel'inkine bağlı kalındığı ilk sinema gösterimindeki tercüme...şöyle çevirmiş can baba ve çok yakışmış : '' oy reis koca reis''

   Nuwanda dışında tüm ekibin Bay Keating'i satması ama daha sonra günah çıkarmalarını bir türlü kabullenemedim. Onlara hep kızgınım.

Kedidiro, ne şahane filmdir sahiden Ölü Ozanlar Derneği. Direkman yüreğe tesir eden filmlerden.
Hatırlattınız ya... Hele bu bölümünü seyrettim şimdi... Of... Müthişti.
Bu filmi seyretmemiş olan fanilere acırım.  ;)

Sağolun. :)

Schindler's list te kucuk kizin daha sonra yakilan cesetler yigininda  taşınırken görünmesi.. filmdeki tek renkli görüntüdür adamın rüyalarına girer,mahveder  :-X

 bir sinema şaheseri değil belki ama sıcacık bir filmden defalarca izlesek de hep aynı keyifle güleceğimiz bir sahne... köyden indim şehire, altın sayma sahnesi.

http://www.youtube.com/watch?v=iqbLOm8SCSI

 bir de bizim aile filminden unutmadığımız, unutamayacağımız bir sahne... '' ben yaşar usta''
http://www.youtube.com/watch?v=PluhjSF1qfU

Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 16 Haziran, 2012, 01:05:02

(https://live.staticflickr.com/65535/48223697382_5b6b3a58d6_o.jpg)

Bazı filmleri seyredince, sanki içinize portakal şurubu gibi bir şey akıtılıyor sanırsınız. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'ni tekrar tekrar izleyip bu duyguyu hissedince, her defasında yeniden kendinize şaşarsınız. Hele Yüzbaşı Corelli'nin mandolin çaldığı sahnelere gelince, aynı karşısındaki Penelope Cruz'un canlandırdığı Pelegia gibi tam kalkıp gidecekken, sandalyede öylece oturur kalırsınız. Güzelikte yekta bir resmi seyreder gibi, filme uzun uzun dalarsınız. Peki müzik? Mandolinden çıkan ezgilere ne demeli? Mandolinin ezgilerini işitince, zamanla tıp oynarsınız da kendinizi öncesiz ve sonrasız sanırsınız.

http://www.youtube.com/watch?v=ZWyyqH7Fiks&feature=player_embedded (http://www.youtube.com/watch?v=ZWyyqH7Fiks&feature=player_embedded)

Harika bir filmdir. Christian Bale oynuyor, bir izleyeyim demiştim başta. Sonra bir bakmıştım ki film ruhuma işlemiş. Geçtiğimiz günlerde romanını bir sahaftan edindim. Elimdeki roman biter bitmez okuyacağım.

                                                       ********

Dövüş filmleri 90'ların ortasına kadar fırtına kadar esti. E biz de o filmlerle büyüdük. Her birinin farklı bir hatırası vardır benim için ama The King of the Kickboxers'ın yeri her zaman bir başkadır. O filmden bir sahne: Usta Prang'ın sabrını taşıran haraç çetesinin sonu kötü oluyor.  ;D

http://www.youtube.com/watch?v=XJz6EbwiSHg