Altın Madalyon

Çizgi Roman Üzerine Genel Paylaşımlar => Anketler ve Yarışmalar => Aylık Ödüllü Konular => Konuyu başlatan: rumar80 - 15 Ağustos, 2011, 21:35:49

Başlık: Ödüllü Ağustos 2011 konusu
Gönderen: rumar80 - 15 Ağustos, 2011, 21:35:49
    Eveet arkadaşlar Ağustos'un ortasına geldik. Yeni bir konu açma yeni ödül verme zamanı.
    Konumuz basit: İlk okuduğunuz çizgi roman hangisi?
    Haydi bakalım anılarda yolculuk başlasın. Bakalım neler okuyacağız
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 15 Ağustos, 2011, 21:38:23
   Geleneği bozmayalım.
   Okuduğum ilk çizgi roman Kızılmaskedir. Daha önce de yazdığım gibi okumayı öğrenmeme yardım eden çizgi romanların başında gelir Kızılmaske.
   Konusunu ilk hatırladığım çizgi romanlar ise iki adettir
   İlki binbirsuratın Tommiks ile ilk karşılaşması ikincisi ise Zagor'un kurt adam macerasıdır. Bursa'ya yaptığımız bir gezide Uludağ inişi gittiğimiz evde evin sahibi vermişti. Nasıl etkilemişti anlatamam.
  Ya siz?
  Sizi hangisi etkiledi?
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hanac - 15 Ağustos, 2011, 21:47:16
İlk okuduğum çizgiroman Greystorm idi.  :)

Şaka bir tarafa, ben Almanya da büyüdüm.

Yaz tatili için istanbula gelmiştik, halamın oğlu bir poşet dolası çizgiroman verdi.

Tommiks, Teksas, Mister No, Zagor, Conan, Yüzbaşı Volkan falan vardı.

Ama ilk hangisini okudum hatırlamıyorum

Şimdi düşündümde, Asteriks de okumuş olabilirim.

Umar,

Bu çekiliş için senin sponsorluğunda Yalınayak Gen serisini vermeyi öneriyorum.

Ne dersin ?
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 15 Ağustos, 2011, 21:49:03
   O zaman Yazı bitirirken sağlam bir hediye de vermiş olalım:
  Konumuza yorum yazıp anısını paylaşan bir üyemize tam takım Yalınayak Gen hediye edilecektir.
  Kolay gele
  Böyle itki dostlar başına
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Berkdinho - 15 Ağustos, 2011, 21:58:28
   Benim okuduğum ilk çizgi roman Tommiks'dir.Milliyet'in 20 sayı olarak verdiği serinin 4,5,6,7 ve 12 numaralı sayılarını okumuştum.Tommiks'ten intikam almak için onun yerine geçen kızın olduğu maceranın sonundan itibaren El Mistero macerası ve benim en sevdiğim Tommiks macerası olan Demir Sakal macerasıdır.En Sevilen Tommiks Maceraları diye bir başlık olsaydı bunu yazardım.Okuduğum ilk maceralardan olması dolayısı ile mi bilmiyorum bu maceraların her biri benim için çok önemli ve güzel maceralardır.Demir Sakal macerası ise bence çok sıkı bir maceradır.Demir Sakal, kardeşi Leonardo, tırsak vali ( Ya da belediye başkanı), merhum bir Nevada Ranceri'nin babası ( Ve ölene kadar Tommiks'e yardım etmesi) aklımda kalan karakterlerdir.Ayrıca Ölüm Adası'ndaki dev gorile karşı verilen zorlu mücadele ve adanın yok olması macerayı Tommiks maceralarında fazla görülmeyen fantastik unsurların da bulunduğu bir macera haline getiriyor.En son olarak da Salasso'nun kayıkçı teknesi ve lokomotiften oluşturduğu '' Yedi Denizlerin Belası '' macerayı renkli bir havaya sokmaktadır.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: NIC - 15 Ağustos, 2011, 22:01:03
Ben daha okuma yazma öğrenmeden dayılarımın çrlarının resimlerine bakardım.Ananemlerin üst katındaki oda dayılarımın çrları,kasetleri,çizimleri,bayan resimleri ;D ile doluydu ve oraya gitmeye bayılırdım,halen o günleri hatırlayınca göğsüme sanki bir fil oturur efkarlanırım.Tam hatırlamıyorum ama sanırım Proteo isimli bir çrdı benim ilk okuduğum,Tam çr gibi değilde böyle ansiklopedi tadında bir şeydi,yahu yoksa conanmıydı,zagorda olabilir bilemedim şimdi :-\

Proteo;
(http://a1108.hizliresim.com/11/8/15/16081.jpg)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hanac - 15 Ağustos, 2011, 22:01:42
Alıntı yapılan: Berkdinho - 15 Ağustos, 2011, 21:58:28
Demir Sakal macerası ise bence çok sıkı bir maceradır.Demir Sakal, kardeşi Leonardo, tırsak vali ( Ya da belediye başkanı), merhum bir Nevada Ranceri'nin babası ( Ve ölene kadar Tommiks'e yardım etmesi) aklımda kalan karakterlerdir.Ayrıca Ölüm Adası'ndaki dev gorile karşı verilen zorlu mücadele ve adanın yok olması macerayı Tommiks maceralarında fazla görülmeyen fantastik unsurların da bulunduğu bir macera haline getiriyor.En son olarak da Salasso'nun kayıkçı teknesi ve lokomotiften oluşturduğu '' Yedi Denizlerin Belası '' macerayı renkli bir havaya sokmaktadır.

Berk iyi hatırlattın, gerçekten süper bir maceradır.

Hemen bulup okumak istiyorum.

HOZ sağolsun, Tommiks'in bütün essegesse külliyatı elimde mevcuttur.  :)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: s.b - 15 Ağustos, 2011, 22:10:09
İlkokula giderken çr hayatım başladı. İlk okuduğum çr Tommiks'tir. O zamanlardan aklımda kalan en güzel macerası ise binbir surat ve Tommiks'in yıllık izine çıktığı sivil macerası idi.
Tommiks okumaya başladıktan birkaç gün sonra Teksas'ı elime almıştım. Onda da unutamadığım macera ilk macerasıdır. Yani yetim Rodi'yi yanına aldığı macera. Birde Çelik Blek'in Ölümü adlı macerayı hiç unutamam. Bu macerayı okurken ağlamıştım. Çocukluk işte.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: alan ford - 15 Ağustos, 2011, 22:10:35
  Şimdi ben tam hatırlamıyorum desem ayıp olacak. Ama hafıza-i beşer nisyan ile malulmuş. Ne yapayım. Aklımda kalanlardan bir demet sunayım.  Edgar Alan Poe'nun Altın Böcek hikayesini hatırlıyorum mesela . Bir misafirlikte elime geçmişti. Ansiklopedik bir cildin içinde okumayı yeni söken bir çocuk için " çizgili harikalar diyarı". Cildin ismi neydi falan hiç hatırlamıyorum. Ama futbolla ilgili bir çizgi roman da vardı içinde. Bir iki kitap uyarlamasıda. Aklımda bir Poe kalmış. ( Kafatasından sallandırılan böcek büyüledi sanırım beni)  Gönlümün fantastik edebiyata meyledeceği o zamanlardan belliymiş daha. 
 
Sonra aynı evde Bir Atlantis fasikülü. Hangi macera hatırlamıyorum ama dalgıç kıyafetleriyle Martin ve 30000 yaşındaki Java hala aklımda. Geçmişin Sırları' nda böyle bir sahne var ama Bermuda Şeytan Üçgeni'nde de var. Sanırım okuduğum bu ikincisiydi.

Sonra kabak çiçeği gibi açılma dönemi. Burhaniye'de ki Kırtasiyeci Ali'de çizgi romanların keşfedilmesi.  Annemim sürekli muhalefeti, ama bir yandan Swing okuması , Babamın biraz gönülsüz (o da annemin zoruyla)  muhalefeti ve istisnasız hepsini okuması falan filan işte.

  Son olarak yukarıdaki çizgi romanlarla tanışmama vesile olan  ,  yıllar sonra kendi kıymetli kitaplığından Yarışan Karikatürler, Tan Oral ve Tonguç kitaplarını "Sen çizgi romana meraklısın , al bunları , ilgini çekebilir" diyerek çıkartıp hediye eden Celal Tuna'yı tekrar rahmetle anmak boynumun borcudur.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: ferzan - 15 Ağustos, 2011, 22:11:36
    İlk okuduğum,daha doğrusu okuyamadığım,resimlerine 100lerce kez bakıp okumayı söker sökmez bir 100 kere daha hatim ettiğim ilk çizgiroman ''Hızır Bey - Saint Jean Korsanları'na Karşı'' macerası idi...1986-1991 tarihli bir sürü Türkiye Çocuk dergilerinin içindeki diğer yerli çizgiromanlar da cabası.Fasikül olarak ilk okuduklarım,Meydan Gazetesi'nin verdiği Zagor - Mesaj 1 ve 3'tü...Sonrasında Milliyet'in hediyesi olan 9 ufak Red-Kit fasikülü,biraz daha sonra hangi gazetenin verdiğini anımsayamadığım 32 sayfalık Mister No - Pantanal'e Yolculuk 2 (fasiküldeki adı başkaydı ama hatırlayamadım),1995'te Sabah'ın verdiği ve hacı dayımın bir bana,bir de diğer dayımın oğluna olmak suretiyle ikişer adet aldığı saman kağıda basılı 16 sayfalık Todd McFarlane'li Spider-Man fasiküllerinden biri ve biraz daha sonra babaannemlerde bulduğum 2 adet Batman-Şovalye'nin Düşüşü fasikülü.İlginç olan nokta,babaannemden çıkmış olması.Bu yüzden unutamadım sanırım... :)
    Bunlar haricinde ergenliğimin bitiminde,koleksiyona başlama kararı almamdan evvel çizgiroman açlığımı gideren Milliyet Kardeş,Türkiye Çocuk,Buggs Bunny,Şirinler ve Heidi dergileri de susuzluğumu gideriyordu.
    İlk biriktirdiğim gazete çizgiromanı Karaoğlan - Hind Yıldızı,ilk aldığım ve biriktirmeye başladığım seri Kral Conan 4 - Tranicos'un Hazinesi ve ilk satın aldığım yerli çizgiroman ise Karaoğlan - Ban'ı Çiçek (Leman) idi...
    Çok yanlış bir yarışma konusu olmuş,uyuyan devim uyandı,girer çıkar yazarım ben bu başlığa.Yıl yıl,ay ay hepsi hatırımda... :)
    Yukarıda belirtmeyi unuttum,bir de Tommiks fasikülü olacak ilklerim arasında...Tamam,başka yazmayacağım...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: haysat - 15 Ağustos, 2011, 22:47:58
Güzel bir konu,düşüneni tebrik etmek lazım.
7,8 yaşlarında Giresun'da köyde kalıyorduk ve ben hastalanmıştım.
Çocukluğun verdiği mızmızlanmalar ve yaramazlıklar hat safhada idi.Bir akşam babam elinde 2 tane kitapla geldi.Bak bunları sana aldım dediğini ve sayfaları karıştırarak bana uzattığını hatırlıyorum.
Kitapların birisi,Tommiks diğeri Jeriko idi.Önce ikisininde sayfalarını gelişi güzel baktıktan sonra Tommiks'te karar kılarak bir solukta okumuştum.
Belkide çocuk  karekter olarak gördüğüm için kendime daha yakın hissetmiştim.Jeriko ise daha farklı gelmişti.
Ve sonuç olarak,

Sağol baba beni çizgi romanla tanıştırıp,hayatıma böyle kahramanlar kazandırdığın için.

Sağol Tommiks,sağol Jeriko çizgi roman hayatıma sizlerle başlayıp bana kendinizi sevdirdiğiniz için(nefrette edebilirdim)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: poe - 15 Ağustos, 2011, 22:48:33
Milliyet çocukla öğrendim zaten okumayı-yazmayı. özellikle de karl may'ın hikayelerinden yapılan çizgi romanlara bayılırdım. o zamanlar televizyonda bonanza gibi bir dizinin de olduğunu , her pazar bir john vayne filminin de tek kanallı tvlerde yayınlandığını düşünürseniz ne harika günler yaşadığımızı anlarsınız.

şimdilerde ne karl may'ın hikayelerinden uyarlama çizg romanlar var nede bonanza. olsada zaten o eski tadı alamayız...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Mister NO - 15 Ağustos, 2011, 23:18:16
Henüz okula gitmediğim yıllarda 5 yaşındayken (başlamama 1 sene kala)ışıklar içinde yatsın babam bana "Teksas Tommiks alalım mı sana okuyalım mı?" diye sorup nasıl bir şey olduklarını anlatmıştı.Ben de isterim deyince evimizin yanındaki bakkaldan her hafta Teksas-Tommiks almaya başlamıştık.Bazen tek başıma gider alırdım.Bir çeşit abonelik gibiydi.Bakkal sattığı sayıya göre getiriyordu sanırım.Eve gidince annem,babam,teyzem sıkılmaz bana bu kitapları tekrar tekrar okurlardı.Ben okuma bilmediğim halde yazılanları ezberler zamandan tasarruf edip bana kısaltarak okuyanları"orda şöyle yazıyordu"diye uyarırdım.Misafirliğe gelenler şaşırır hayret ederlerdi bu duruma. :D Okula gidip de okumayı öğrenince ise bu kitapları okuyarak okuma sevgimi geliştirdim.Yine sevgili babam Milliyet Çocuk çıkınca da "ister misin?" diye sormuştu.Her hafta düzenli onu da okumaya başlamıştım.Şanslı bir çocukmuşum.Ders kitaplarının içinde gizli gizli çizgi roman okumadım.(Babamlar öyle okurlarmış gençliklerinde).Teşekkürler sevgili babam bana çizgi romanı ve okumayı sevdirdiğin için...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: kültürelgüncel - 15 Ağustos, 2011, 23:35:18
İlk okuduğum çizgi roman Tommiks macerasıydı galiba. Zaten bir çizgi romansever olan babamın elinden almıştım. Ardından Teks, Asteriks, Red Kit, Zagor, Kaptan Swing,... şeklinde sıralandı okuduklarım.

Lami Abi(Tiryaki), bir yazısında "Önemli olan ilk okuduğun çizgi roman değil, ikinci okuduğun. Çünkü ikinci okuduğun kitabı kendin belirlemişsindir." gibisinden bir şeyler demişti yanlış hatırlamıyorsam. Ama ben bu sözün tersine onlarca çizgi roman okuduktan sonra nihayet aradığımı bulabilmiştim.

Bir gün bir gazete bayiinde Aksoy'un ikili paketlerinden birine rastladım. Babamın "Evdekileri oku önce" demesine karşın "Alalım" diye diretince amacıma ulaştım. Doğrusunu söyleyeyim; yalnızca kapaktaki "Atlantis" yazısı için almak istemiştim onu.

Paketin içinde Martin Mystere 1. ve 10. sayılar vardı. "Çıldıran Kent" ve "Orfeo'nun Yüzü"  Lal Kitap'ın MM'a el attığını öğrenseye kadar defalarca okuduğum sayılar oldu bunlar. Her ikisi de yarım(iki kitaplık maceranın ikinci kitabı) olmasına rağmen hem de...

Yalnız bir şeye dikkat ettiniz mi? Çoğu kişi Tommiks'le başlamış çr okumaya.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: yalcinerol345 - 16 Ağustos, 2011, 00:06:15
İlkokul 1.sınıfta okuma yazma öğrenince çarşıda bir tezgahta macera romanlarının satıldığını görmüş ve okudukça bunlardan bir hayli almıştım.Bu romanlardan 10 civarında okuduktan sonra bir gün gazeteciyi gördüm.İçeri girince, duvarda, sürüyle, kapaklarında süper resimlerin olduğu çizgiromanları gördüm.Param sadece birine yettiği için en beğendiğim kapak olan Kızılmaske'yi aldım.Böylece kimsenin yardımı olmadan çizgiromanı böyle keşfettim.Okuyuş o okuyuş, yaklaşık 40 senedir aynı hevesle okumaya devam.Hem de tür ve çeşit ayırmadan.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: pukay - 16 Ağustos, 2011, 01:42:53
ilk okuduğu çizgiroman batman'di ilkokula giderken babam nerden bulduysa getirmişti al seversin diye,
sonra da pişman olmuşta çünkü ondan sonra verdim kendimi çizmeye,yazmaya
hala pişmandır ulen nerden aldık ne güzel mühendis,doktor'luğa heves ediceğine çizime heves ettirdik seni diye,
resim,heykel en sonda grafik tasarım okudum gine beğendiremedim kendimi
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: sefik - 16 Ağustos, 2011, 11:13:02
Benim ilk okudugum cizgiroman Cin Ali'ydi ;D
Sanirim aslinda herkesin ilk okudugu da oydu ;D
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 16 Ağustos, 2011, 11:26:18
   Maalesef benimki değildi. Hatta ben hiç Cin Ali okumadım. Babam ve onun çizgi roman tutkusu sayesinde ilkokula gitmeden okumayı öğrenmişim. Cin Ali'nin C'sini bile görmedim o yüzden
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: tommikser - 16 Ağustos, 2011, 11:30:00
Cin Ali'yi saymazsak(ki cin Ali sirkteye de bayılırdım.Filin tıraş yapması falan çok fantastik gelirdi) ilk okuduğum çr Milliyetin 1986'da verdiği boy boy Redkit'lerdi.Büyük boy renkli ve çok eğlencelilerdi.

Ama tutkunu olmamı sağlayan çr başkaydı.Bir gün O zaman Tv1 olan o kanalda Süpermen tüm gazete bayilerinde diye bir ilan vardı.O ilanla beraber başladım babama alalım da alalım diye.Artık gına geldi demek ki ona da tamam dedi gidelim alalım.

O zaman Selçuk'ta oturuyoruz.En büyük gazete bayisine gittik.Babam sordu Süpermen var mı diye .Adam yok dedi.Benim üzüldüğümü gören babam dayanamayıp adama sordu başka bişey var mı diye?Bence hayatının en en büyük hatasını yapmış oldu.Adam  Conan var dedi.Babam ver o zaman dedi.Kabını hatırlıyorum.Kımızı küçük boy Conan'lardandı.Sert kapak.

Eve gittim.Odamda okumaya başladım.Ama nasıl korktuğumu anlatamam.Bir ara korkudan yarım bıraktığımı hatırlıyorum.Ama korkuya karşın engellenemez bir okuma hevesi var.Okuyorum korkuyorum,korkuyorum okuyorum.Yok ölüler canlanıyor,yok kafalar havada uçuşuyor.Yok Conan küfür ede ede savaş naraları atıyor.Okurken nefesimin kesildiğini hatırlıyorum.

O zaman anladım ki hayatımın bir parçası çr olacak.Çok şükür aramıza mesafeler girse de son yıllarda hiç okumadığım kadar okudum.İyi ki babamda bulaştırmış bu işe.

Bu arada İzmir toplantısına babamda gelecek.Oda Teksas-Tommiks'le başlamış.Babam Teksas'cı amcam Tommiks'cidir.Babam der yav çocukken bile Tommiks saçma gelirdi.Erkek adam Teksas gibi olacak dermiş.Vurdu mu indirecek.Ağzı süt kokan çocuktan kahraman mı olur diye düşünürmüş.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 16 Ağustos, 2011, 11:35:56
Bizim nesil (ihtiyarlar tayfası  ;D ) okumayı çizgi romanlardan öğrenmiş hep. Ben de Tarkan sayesinde okumaya başladım, çizime heves ettim. İlk okuduğum macera Gümüş Eyer idi (ya da aklımda ilk yer eden). Tarkan'ın intikamını aldığı sayıyı bayiden aldığımda sevinçten zıplaya zıplaya eve döndüğümü hala hatırlarım. Sayfaları çevirip çevirip Kostok'un kesik kollarına neşe içinde bakmıştım (biraz psikopatlık mı var ne?). Okula başlayıp okumayı iyice sökünce harçlıklarda envai çeşit çizgi romana gitmeye başladı. Ama benim için en güzel gün Perşembe idi, çünkü Tarkan her hafta o gün çıkardı. Atıl kurt :)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: pearl jam - 16 Ağustos, 2011, 11:43:17
vay be ne kadar çok çizgi roman tutkunu babalar varmış! Benim ki de  çizgi roman tutkunu ama okumaya değil atmaya  tutkun ;D

İlk okuduğum çizgi romana gelince; kesinlikle hatırlamıyorum!! Tahmin yapmam gerekirse muhtemelen çocuk dergilerinde okumuşumdur ilk kez ( Cin Ali'yi saymıyorum :) )

Çizgi roman kitabı olarak da Tom miks Teksas veya red kit'tir herhalde. öff hiç bir şey hatırlamıyorum bu başlık benim gibi hafızası zayıflar için değilmiş..
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: ErenKoyunoglu - 16 Ağustos, 2011, 12:19:15
Sanırım ilkokul 1. veya 2. sınıftı. Babam Mandrake ile gelmişti. Daha sonra o yıllarda Tay Yayınlarının Mandrake'lerini düzenli olamasada uzun süre takip ettim. Hatt ilk göz ağrısı diye 250'lik Tay ilk seri Mandrake'leri tam takım olarak seneler sonra aldım. Hala çizgiroman koleksiyonumun en değerli parçasıdır.
Sevgiler,
Eren
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: dursar - 16 Ağustos, 2011, 12:20:00
BEN DE OKUMAYI CIZGI ROMANDAN OGRENDIM.
KARAOGLAN-KAAN  1962
SAYGILAR
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: kalidor - 16 Ağustos, 2011, 12:21:59
Ben de net olarak hatırlayamıyorum ne yazıkki. Gazetelerin verdiği Red Kit, Kaptan Swing ve abimlerden kalma Güneş gazetesinin Asterikslerini çocukken okuduğumu hatırlıyorum. Sanırım 52 veya 55'lik Tay'ın çıkardığı Teksas'ların da evdeki 15-16 sayısını döndürüp döndürüp okumuşumdur. Aradaki eksik sayı ve dolayısıyla eksik kalan macera aklıma geldikçe içim halen cız eder :D Conan'la tanışmam ortaokul 1 veya 2 olduğu için ilk okuduğum macerayı bile çok net hatırlıyorum. "Lanetlenmişlerin Mekanı". Marmara Çizgi'nin yayınladığı 3. SSOC cildinde var hatta.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: tommikser - 16 Ağustos, 2011, 12:25:59
Sevgili dursar biraz daha detaylı anlatsan sevinirim.nasıl tanıştığını ve ne hissettiğini merak ettim valla. ;D
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: pizagor - 16 Ağustos, 2011, 12:45:42
İlk çizgiromanım Kervan Yayınları'ndan bir Asteriks idi...

Çizgiromanla ilk karşılaşmam ise babamın cuma akşamları eve geldiğinde bond çantasından çıkardığı Gırgır ile oldu...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: kedidiro - 16 Ağustos, 2011, 13:31:46
      çizgilerle ilk karşılaşmam ilkokula yanlarında başladığım ailenin büyük oğlunun her hafta alıp kendisinden önce bakmamıza çok öfkelendiği gırgır, fırt dergileriyle oldu...ardından okumayı öğrenir öğrenmez öğretmenimizin elimizden tutup götürerek üye yaptığı kasabamızın kütüphanesi ve neredeyse sadece bana açık milliyet çocuk, doğan kardeş ciltleri...milliyet çocuğun ortasındaki dünya klasiklerinin bu günkü çizgi roman sevdamın temelini oluşturduğunu söyleyebilirim...belki ilk okuduğum değil ama aklımda en yer etmişi jules verne'nin '' aya seyahat''i....klasik anlamda ilk okuduğum çizgi romanı ise hatırlamıyorum. zira birçoğumuz gibi nerdeyse kendimi bildim bileli çizgi roman okuduğumu dolayısıyla okuryazarlıkla çizgi roman okurluğumun birlikte başladığını söyleyebilirim...ancak yine de ilk okuduğum çizgi romanın tommiks olabileceğini tahmin ediyorum.çünkü biz çocukken çizgi romanın adı '' teksas-tommiks''ti...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: kahramanlarsinemada - 16 Ağustos, 2011, 18:30:56
Okuduğum yerine baktığım demem daha mı doğru olur acaba :D Daha okula gitmeden bir akrabamızın 13-14 yaşındaki oğlunun Zagor'a olan ilgisi benim de Zagor ile tanışmamı sağladı. Hangi macerasını olduğunu hatırlayamıyorum ama aralarında en çok etkileyen beyin gücü ile insanlara hükmeden adam ile mücadelesiydi. Okurken defalarca "bu sefer kesin öldü" diye düşünmüştüm ;D
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hennessy - 16 Ağustos, 2011, 21:40:20
(http://www.englishryan.com/upimg/userup/0803/01004522F00.jpg)

Dayımın odasından ufakken çıkmazdım plakları ile frizbi oynardım akşam da o benimle öyle oynardı :) kitapların arasında Tenten'i görünce ingilizce olarak tabi anlamayarak manalı manalı bakmaya başladım karıştırdım ve gelmiş geçmiş gelecek ve gelen tüm kahramanların en sevdiğim adamı ile karşılaştım bir gemi kamarasında oturmuş viskisini yudumlayan bizim dertli Kaptan Haddok namı değer "Gagalımemeli", "Ostorogot", "Başıbozuk", "Turta kalıbı", "Ölü Gömücü" veya "Halı Tüccarı sözleri tanıdığım dehşet adam onun hala kırık merdiven taşından düşüşü aklımdan çıkmaz Dupont ve Dupond  gelmiş geçmiş en komik ikililerden biri cüzdanlarını kaybettikleri ve buldukları sahne hala aklımdan çıkmaz :) Profesör Turnösol deli mi dahi mi çözümlenemeyen adam bazen yaptıkları ile herkesi şaşırtan ama bazen de yaptıklarından mana çıkaramadığım adam masanın üzerinde sandalye ile uçtuğu sahne muhteşemdi

Tekboynuzun Esrarı ve decamı kızıl korsanın hazinesi en sevdiğim hikayesi idi

(http://kaybedenlerkulubu.info/Comics/unicorn.gif)

seneler geçsede aynı hikayeleri kaç kere okusamda benim için hababam sınıfı gibidir her zaman güldürecek birşeyler bulurum içinde iyiki Tenten i okumuşum iyiki çizgileri ile büyümüşüm....
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 16 Ağustos, 2011, 22:19:54
   İki gün içinde 24 değerli arkadaşımız bizimle anılarını paylaştı. Siz de paylaşmak istemez misiniz? Haydi klavye başına
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: siyahderikoltuk - 17 Ağustos, 2011, 00:52:50
Her misafirliğe giden ufak çocuk gibi bende, hele ki kendi akranım yoksa, yetişkinlerin kendi aralarında,kendi dillerinde konuşmalarına maksimum 5 dakika dayanıp, -hadi gideliiiim,sıkıldım beeen diye mızmızlanmaya başlayan bir çocuktum. Bir gün noolduysa çok net hatırlamıyorum ama sanırım babamıın yeğeni, divanın altından (eskiden herşey nedense divan,çekyat vs. altınamı konurdu yaw?) bir deste kitap çıkardı. Babam şöyle bir karıştırdı desteyi Tommiks'i bana uygun gördü veeeee... Kendi paramla aldığım ilk çizgiromansa Kaptan Amerika. Daha önce sadece Örümcek Adam ve Superman okuyan bünyeye nasıl ilaç gibi gelmişti. Şimdi bazen o eski Kaptan ciltlerini elime alıp kurcaladığımda nasılda naifmiş o dönem, uyduruk kötüler, tatsız diyaloglar.. Keşke daha çok comics basılsa ülkemizde yaa :(....
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 17 Ağustos, 2011, 00:57:09
    İşte o naiflik yüzünden hala o dönem omicslerini bugünkülerin birçoğuna tercih eder ve hala toplarım
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: sinançalık - 17 Ağustos, 2011, 01:20:37
İlk okuduğum çizgiroman fantastic four'un eski ufak ciltlerindendi. Normalde çizgiroman okuyanlara o döndemde tuhaf gözle bakıldığında ev ortamına alıpta okumaktan çekiniyordum. O yüzden bi 2. el kitapçının camında çizgiroman kısmını gördüm ve daldım içeri...Zaten marvel evrenine hasta olan ben sağı solu kurcalarken superman'leri bi kenara itip ne kadar marvel karakterine ait çizgiroman varsa kucakladım. İçlerinden bi kaptan america birde fantastic four ilgimi çekiyordu. Sırf Thing için fantastic four'u aldım ve böylelikle çizgiroman alemine adım atmış oldum....
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: gamlıbaykuş - 17 Ağustos, 2011, 12:12:41
Çizgiroman işine girmeme her haftasonu gittiğimiz yakın bir akrabam vesile oldu o da dolaylı yönden. Masasından duran çizgiromanların kapakları ilgimi çekmişti. Bu kapaklar kime aitti tabi ki Aslan Şükür. O kadar hoşuma gitmişti ki (Daha küçük bir çocuğum okuma bile bilmiyorum) ne zaman gitsem hepsine tek tek bakar inceler yerlerine geri koyardım. Sonra okula gitmeye başlayınca eve gazete ekleri olarak çizgiromanlar girmeye başladı. Hangileriydi hatırlayamıyorum. Artık tam adamakıllı okumaya başlayınca kendim aldığım bir çizgiromana sahip olmak istedim ve bayinin yolunu tuttum. Kapağından etkilendiğim bir yayını aldım. O yayın Conan idi ve Conan halen favorilerim arasındadır. İyiki varsın ÇİZGİROMAN :)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Tarkan Kurt - 18 Ağustos, 2011, 07:56:15
Çizgiromanla tanışmam Tarkan'la oldu. Babaların çocuklarına Tarkan ismini koyduğu yıllarda büyüdüm. Tabi Tarkan'ın yanında Kara Murat ve sonraları Kızılmaske, Red Kit, Tex, Zembla ve böyle uzayıp giden bir liste :) Hey gidi günler heyyyy.....
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 18 Ağustos, 2011, 20:36:24
    Eyyyy forum ahalisi,
    Forumda kim kimdir soruyorsun, avatar değiştiriyorsun, ama Yalınayak geni unutuyorsun!!!!!!
    Geç klavyenin başına yaz yazabildiğin kadar.
    Kolay gelsin
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hennessy - 18 Ağustos, 2011, 20:38:01
Professor X bilinç altımızdan mesaj gönderdi :) hadi klavyelere hucum
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Carnage - 18 Ağustos, 2011, 21:35:15
İlk okuduğum çizgi roman galiba benim de Tommiks idi. Dayım gayet düzenli bir şekilde seri olarak biriktirmiş okumayı sökünce bana hediye etmişti. Daha sonra rahmetli Vehip Sinan'un Topuz'u ve gene yakın zamanda kaybettiğimiz Turhan Selçuk'un Abdülcanbazı'nı okumaya başladım. Suat Yalaz'ın Karaoğlan'ı ve Talat Güreli'nin Hızır Bey'ini de aynı sıralarda okuyordum. Comics alemi ile tanışmam biraz geç gerçekleşti İlköğretim 4'te iken Bilka ile tanıştım ve kendimi bu büyülü aleme iyiden iyiye kaptırdım.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: barisvolkan - 18 Ağustos, 2011, 22:02:46
yarım asırı devirmiş bir çınarın ilk okuduğu ilk çizgi roman tabiki teksas- tommikstir.bundan tam 50 sene önce ilkokula giderken daha okumayı bile çözmemiştim.Ama resimlerine bakarak anlamaya çalışıyordum.daha sonra abime oku diye yalvararak okuturdum..tabiki harçlıgımdan bir kısmını okuma karşılıgı almak üzere..baktım olmuyor.bu iş  böyle olmaz,isyan etmek boş...okumayı çok çabuk çözmem gerekirdi.ve gayretle çözdüm.zevkle okumaya başladıgım ilk çizgi roman resmine bakarak abimin baştan sagma okudugu tommiks,in kulver kalesi idi. Ne hazla okumuşum ki hala tadı damagımda-dimagımda kalmış.ceylan yayınları yeni bir müşteri daha kazanmakla kalmamış,yeni katılımları saglayacak bir taraftar bulmuştu.ceyhan-adana arası 43 kilometre artık bana yol olmuştu. kuruköprüden alıp ceyhana geliyor hatta sergi bile açıyor ve para karşılıgı okutuyordum.......
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: zoncel - 19 Ağustos, 2011, 09:52:32
Ilk cizgi Romanlarim 1978 yilinda okumaya basladigim  anneannemin Teksas  ve Tommiks serileri ile Teks idi. Essegesse gerilerde kaldi ama cizgi roman tutkum Teks ve  Mister No ile tam gaz devam ediyor


Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Vega - 19 Ağustos, 2011, 16:33:05
İlk okuduğum çizgi roman hayal meyal hatırladığım kadarı ile teyze oğlunun patlattığım zulasından bulduğum Conan'lardı.

O yıllar daha ilkokul iki yada üçteyim. Her normal yurdum çocuğu gibi hayallerimde sırasıyla bir hafta doktor, bir hafta polis olmak var. Malum hafta doktor, hatta kaç farklı doktor çeşidi olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmasa da "tıp doktoru" olmak istediğim ve bunu herkese ilan ettiğim haftalardan biri. Ben Conan okumanın doktorluk kariyerimin sonu olacağından habersiz yaz sıcağından kaçıp boş bir odanın duvarının serinliğine sığınmış Kimmerya da dolaşırken teyzeme yakalandım. O da küçücük masum bir beyni çizgi roman denen aşağılık, zavallı mikrop yuvası şeyden korumak isteyen her sağduyulu yetişkin bir birey olarak:

- E hani sen doktor olacaktın dedi.
- Evet olacağım tabi dedim bende.
- Ama böyle Conan okursan olamazsın dedi ve gitti.

Ben saatlerce Conan okuyunca neden doktor olamayacağımı düşünüp durdum ve kendimce bir sonuca vardım. Eğer Conan gibi kan, şiddet, kopan kafa kol ve bacaklarla dolu bir neşriyatı okumaya devam edersem, bunlardan zevk alan biri olarak doktor olduğumda masada baygın yatan hastanın gerekli gereksiz orasını burasını keser, kan görme zevkimi tatmin etmeye çalışırdım. Öyleyse yapılacak tek bir şey vardı. Bunu yapmak gerçekten zordu ama yapmam gereken şey belliydi ve bnu yapmaktan beni hiç bir şey alıkoyamazdı. Netekim yaptım. Doktorluk hayallerimi Kimmeryanın kanlı topraklarına, kafamı da Conan ın rutubet kokan sayfalarına gömüp çizgi roman okumaya devam ettim.

Aradan geçen 25 yılın sonunda teyzemin bana sadece Conan okuyacağına git ders çalış demeye getirmiş olabileceği aklımı kurcalıyorsa da şimdiki işimden de gayet memnunum. Sanırım kendi kendime madalyonun öteki yüzünden hikayeler yazmaya daha o zamanlar başlamışım.

Yaşasın çizgi roman...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: muzafferg - 19 Ağustos, 2011, 21:56:11
O kadar küçüktüm ki aslında pek de hatırlayamıyorum,ama büyük ihtimalle Milliyet gazetesinin verdiği o küçük boyda ve saman kağıda basılmış Red Kit'lerden biriydi :) Tabi bilindiği gibi çevirisi de tıpatıp orjinal karşılığı değildi,bazen kahramanlarımız yoldayken Türk Sanat Müziği'nden eserler seslendirebiliyolardı,şaşırıyodum küçük hâlimle 'bunlar bizim şarkıları nereden biliyo ya?' diye :) Yine Milliyet'in o serisinin tamamı mevcuttu bir ara bende.Sonra biraz daha büyük baskılarını çıkardılar ama yine orjinal hâlinde değildi tabi :)

Tüm bunlar dayımın teras kattaki çizgi roman ve kaset dolu odasına yaptığım(çoğunlukla gizli) seyahatler sonucu oluyordu tabi.Dayım şimdi memur oldu,Anadolu'nun başka bir köşesine gitti,şimdi üniversite için ben başka bir köşesine gidiyorum...Ama o odanın kokusu hâlâ aklımda.Hüzünlendirdin beni Red :)

Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: kültürelgüncel - 19 Ağustos, 2011, 22:11:21
Alıntı yapılan: muzafferg - 19 Ağustos, 2011, 21:56:11
(...) Tüm bunlar dayımın teras kattaki çizgi roman ve kaset dolu odasına yaptığım(çoğunlukla gizli) seyahatler sonucu oluyordu tabi.Dayım şimdi memur oldu,Anadolu'nun başka bir köşesine gitti,şimdi üniversite için ben başka bir köşesine gidiyorum...Ama o odanın kokusu hâlâ aklımda.Hüzünlendirdin beni Red :)

Alıntı yapılan: hennessy - 16 Ağustos, 2011, 21:40:20

Dayımın odasından ufakken çıkmazdım plakları ile frizbi oynardım akşam da o benimle öyle oynardı :) kitapların arasında Tenten'i görünce ingilizce olarak tabi anlamayarak manalı manalı bakmaya başladım karıştırdım ve gelmiş geçmiş gelecek ve gelen tüm kahramanların en sevdiğim adamı ile karşılaştım (...)

Alıntı yapılan: Carnage - 18 Ağustos, 2011, 21:35:15
İlk okuduğum çizgi roman galiba benim de Tommiks idi. Dayım gayet düzenli bir şekilde seri olarak biriktirmiş okumayı sökünce bana hediye etmişti. Daha sonra rahmetli Vehip Sinan'un Topuz'u ve gene yakın zamanda kaybettiğimiz Turhan Selçuk'un Abdülcanbazı'nı okumaya başladım. Suat Yalaz'ın Karaoğlan'ı ve Talat Güreli'nin Hızır Bey'ini de aynı sıralarda okuyordum. Comics alemi ile tanışmam biraz geç gerçekleşti İlköğretim 4'te iken Bilka ile tanıştım ve kendimi bu büyülü aleme iyiden iyiye kaptırdım.

Canına yandığım! Benim niye çizgi romansever dayım olmadı ki?
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: ferzan - 20 Ağustos, 2011, 01:49:10
    Benim de çizgiromansever bir dayım yoktu ama çizgiromanın manyağı bir dayım vardı.Bir bayram sabahı kahvaltı için anneannemlere gittiğimde,40 yıllık radyodan yayılan ezgiler eşliğinde tam iki buçuk saat boyunca,Zagor'un ''Kayıp Topraklar'' adlı çok uzun bir serüvenini anlatmak suretiyle tüm masanın baygınlık geçirmesine sebep olmuştu ama başta dedem olmak üzere,kimse gıkını bile çıkaramamıştı.O derece hani...
    İlk Tay dönemi Zagor ve Teksas'larını gıcır gıcır sakladığı kolileri atılmadan önce bulup kendime ayırdığımda,hazine sandığı bulmuş gibi sevinmiştim.Sonra o süper ciltlerin hepsi Pınar Kitap(İzmir)'ın raflarında yerini aldı.Sattığıma hala pişmanım ama en azından doğru yere gitti.Çünkü kapak içlerinde İsmail Hakkı Yerlikaya damgası vardı ve Pınar Kitap'ın sahibi de oğlu Muzaffer Ceyhan Yerlikaya idi.
    Sonra birşeyler oldu,alışılmadık şeyler yapmaya başladı dayım.Tuhaf bir sürece girdi.Ortadan kaybolmadan kısa bir süre önce benim arşivdeki Lal Yeni Seri Zagor'lara göz dikti,bir punduna getirip hemen vermemiştim.Yoksa canına okunacaktı koca serinin.Diyeceksiniz ki,''Dayın mı önemli çizgiroman mı,adam kaybolmuş sen neyin derdindesin?''Ama onunki çok acaip bir kaybolmaydı.Farklı adreslerden,farklı isimlerle ve farklı senaryolarla mektuplar yazmaya devam etti,kendi ölüm haberini birkaç kez verdi ama unuttuğu birşey vardı;yalnızca dayım mektubu Word'te yazıp aldığı çıktının altına imzasını atar,öyle zarflayıp gönderirdi :D Yine yalnızca dayım,peşinde kara adamların olduğundan bahsederek,sözde ailesini korumak için bu yolu seçtiğini belirtirdi.Zira defalarca Denizli'deki şatomuzdan bahsediyordu.
    Dayımın izine geçen yaz başına kadar rastlayamamıştık ama az çok tahmin ediyorduk.Alakası olmayan bir ülkede,gençliğinde son sınıfta ayrılmak suretiyle yarıda bıraktığı üniversite eğitimini tamamlamış,yükseğini yapmış,bir kez daha evlenmiş ve ekstra 2 yeğen daha dahil etmiş soyağacına.Hala çizgiroman okuyor mu bilmiyorum ama okumuyorsa çok şey kaçırmış demektir.
    Bir de hacı dayım var,o en büyükleri.Beni Todd McFarlene ile tanıştıran adam. :) Daha geçen yaz,namazlıklarının arasından çıkan gıcır gıcır Tay Teksas ve Zagor fasiküllerini almama izin vermişti telefondan.Zaten Tommiks'in 67 yaş versiyonu,genç mi genç bir adam.Yengem yakaladığında ya da çizgiroman bahsi geçtiğinde hala gözlerinin içi güler.
    Alakasız oldu,kusuruma bakmayın artık.Dayı görünce dayanamadım.Böyle dayılarım vardı benim ama hem mesafelerden,hem de başka engellerden dolayı çok sık görüşemedik.Bahaneyle onları da anmış oldum.
    Bu arada,yazımın başında dayımın sofrada anlattığını söylediğim Kayıp Topraklar macerası gerçekten var mı?Ben çok iyi araştıramadım ama küçük dayıma da çok güvenmiyorum.Şimdiye dek öyle bir maceraya rastlamadım eski ciltlerde.Bazen kendi kafasından uydururdu maceraları,çok da güzel uydururdu ama...Gene onlardan biri olsa gerek ama iki buçuk saat,insaf...
   
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: yunusmeyra - 20 Ağustos, 2011, 23:37:09
(http://i53.tinypic.com/2ludjyd.jpg)


75-76 senelerini şöyle böyle hatırlıyorum..ilk okula başlamama daha bir iki sene var.. zonguldak'ta oturuyoruz.. 50 ve 25 kuruşların kullanımda olduğu, 2,5 ve 5 liralık demir paraların ''çocuk ellerimize'' ağır geldiği yıllar..ülkenin siyasi bunalımlı yıllarını idrak etmekten çok uzağız..eve bir-kaç gazete alınıyor..tam anlayamadığım fotoromanlar ve çizgi öyküler var bunlarda..sonraları isimlerini öğrendiğimiz;Tarkan ve karamurat,fatoş ve güngörmüşler,dedektif nik(bunu yanlış hatırlamıyorum galiba ki hürriyet'in en uzun süre yayınlanan bantları) ve bizimkiler(sezgin burak'ın eseri (kardeşinin çizmeye devam ettiği..),bir başka gazetenin pehlivan tefrikalarına çizilmiş desenler(Şahap Ayhan)..milliyetin çocuk dergilerinin bazı sayılarının bizde olduğunu hatırlıyorum birde..bu ekler daha önceki senelerden alınmış ve saklanmış galiba..hani çocuklar büyüyüp okuyacak diye..bir de ''çitlembik'' adlı bir ekteki çizgi öyküler..bu sonuncusu bir derginin çocuk eki olmalı..babam çizgi-romana çok meraklı,bense resim çizmeye ve sadece resimlerini izlediğim çizgi-romanlara bakıp,sözüm ona onları çizmeye çalışıyorum..babam merakı ve yeteneğiyle bana gazete ve dergilerdeki tipleri çiziyor,2 yaş küçük kardeşimle bizde bunları ''12''lik tabir edilen kuru boyalarla,pastel veya ''gazlı'' kalemlerle boyamaya çalışıyoruz..televizyonda her hafta sonu filmler,çizgi filmler..(tek kanal,siyah-beyaz) ancak televizyonda izlenen bir western filmi sonrası sokağa dökülen bizler için hayat renkli..hemen iki gruba ayrılıyoruz:kovboylar ve kızıldereliler..bizler 5-6 yaşında olduğumuzdan yaşça büyüklerin ''çırağıyız''..galiba bu''büyükler televizyonla yetinmiyorlar..çünkü mahallede iki grup ,tepeciklerin ardında savaş pozisyonlarını aldıklarında;atılan mermiler için ''degav'',''bang bang'',''zıp zıp'' gibi sesler duyuluyor..kızılderili cephedeyse ''pis soluk benizli'' türü bağırışmalar..bizler ise ya silah doldurma görevi veya okları toplayıp ''şeflere'' geri getiren rolündeyiz,olmadı iki cephe arasında bazen karşılıklı ''taş'', ''toprak ''atmayla şiddetlenen ''kovboyculuk'' oyunlarında haber taşıyan ''elçi'' görevi üstleniyoruz..''çelik blek'' ''rodi'' ''tommiks'' isimlerini ilk burada duyuyorum..bazen de yeni yapılan inşaatların 1-2. katlarından inşaat kumu tepelerine atlarken, düşman ''bizans''a karşı ''malkoçoğlu'' ve ''karamurat'' oluyoruz..bu isimleri hem yazlık hem kışlık sinemalardan hatırlıyoruz(ne ilginç değilmi bu yıllarda zonguldakta ve yakın mahallelerinde bile bir-çok sinema var)..ama büyüklerden duyduğumuza göre bunların dergileri de var..bir çok arkadaşımızın ismi tan ,tarkan gibi hatta..bazen bu dergileri değiş tokuş ederken görüyoruz onları..ama daha elimizi alıp bakmışlığımız yok..
bir de kovboyculuk oynarken , bütün kahraman kovboy film ve kitaplarına rağmen neden kızılderili olmak isteyenler daha fazlaydı!?(en azından bizim taşramız da..) kafaya takılacak bir ton "tavuk" tüyü,olabildiğince tepe,su birikintisi, "yay" ve "ok" yapmaya yarayacak "kavak" ağacı dalları.. özgürce "bağırış çığırış",yuvarlanmaca,koşmaca.. ayrıca aynı malzemeyle "Türk Akıncısı" olabilmenin rahatlığı muhakkak önemliydi..
bazen (özellikle hafta sonları) ambalaj kutuları içinde ''abilerin'' üzerine titreyip,kıskançlıkla birer birer ancak görücüye çıkardıkları ''resimli kitapları'' görür merak ederdik..isimleri zagor,kızılmaske,teksas,tommiks,tarkan,tolga..daha yeni yeni ismini duyduğumuz onlarca farklı kitap olurdu bu ''kolilerde''...futbol oynanırdı..yakın dere ve su birikintilerinde kağıttan gemiler yüzdürülür,bunlara korsan gemisi havası verilip taşlarla batırmaya çalışırdık..üstümüz başımız batardı..''majorette'' vs markalı küçük arabalarımız olurdu ceplerimizde..''yarışçılık'' oynardık..yere,toprağa küçük -dar yollar çizilir,başlangıç noktasına konan herkes arabasına sırayla vurarak,rakibinden önce bitiş noktasına ulaşmaya çalışırdı..istanbul'a göre taşradaydık..dere,tepe,hayvan,nebat görerek ve her oyunumuzu büyük şehirlere göre daha fazla ''esrarengizlik'' taşıyan taşra mekanlarında oynadık..ama ister ''kovboyculuk'',ister ''yarışçılık'', ister ''korsancılık'' olsun ,bir de bakardık ki (yaz tatillerinde istanbula gittiğimizde veya kuzenlerimiz,arkadaşlarımız bizim oturduğumuz şehirlere geldiğinde..) oyunlar,rol dağılımları Türkiye'nin her yerinde aynı veya çok benzer.. dedim ya daha okuma yazmamızın olmadığı bir seneden bahsediyoruz...misket oynardık..çeşit çeşit tipleri vardı bu oyunun..bilye tekerlikli arabalarımıza, ilkel ''scooter''larımıza atlayıp biraz gezindikten sonra ,düz bir toprak alan bulur ve ceplerimizden bilyelerimizi çıkarırdık(bu bilyeler bir de çeşitli olurdu;tek renkli ve soluk kahve,mavi,yeşil olanlar yanında rengarenk olan ''alaman'' (alman!) bilyeleri en gözde olanlardı..ya ''mors''oynardık,ya ''tumba''..''tumba'' da renkli -eski gazoz kapakları yanyana toprağa sokularak dizilir,5-10 metre ileriyede bizlerin bilyelerimizi serbestçe atacağımız sınır çizgisi çizilirdi..buradan dizili duran ''gazoz kapağı''sırasına sırayla atış yapılır..sağ baş,sol baş veya ortadakinin vurulması istenirdi..vuran gazoz kapağı ''hazinesini'' alırdı..böylece ceplerde oyuncak arabalar,bilyeler,gazoz kapaklarından oluşan yükler olurdu..bir de''tipitip''ler..
''tipi tip'' deyip geçmeyin..bizim çizgi romanlar ile hemhal olmamızda bence büyük etkisi vardı..nasıl olmasın..kutu kutu alınırdı bu sakızlar..hemen açılır 1-2-3-4 kareden oluşan karikatürleri biriktirilirdi..okuma bilen arkadaşlarımız bunları bize kurdu..ama espri çok önemli değildi..bizler 500 civarında galiba olacak bu seriyi biriktirmeye çalışırdık..biriktirirken oyunlarını da oynardık..duvar üzerinden herkes sırayla bir ''tipi tip'' bırakırdı,bir an yeni ''tipi tipini''bırakanın kağıdı diğerlerinin üzerine düşerse ,üzerine düştüğü kadar "tipi tipi" alırdı..eksik serileri tamamlamanın bir yolu da buydu..''alt-üst-orta'' ve ''hangi tipi tipin numarası büyükse o alır" oyunu oynanırdı..tipi tiplerin tişörtlerini giyerdik..bir de aileler birer kutu sakız alırdı ,çok ufak karlarla satardık..çoğunuda biz açar koleksiyonumuzu tamamlamaya çalışırdık..günlerce cepte gezen karikatürler ''hamur'' gibi olurdu..ama sıkıldıkça çıkarıp birbirimize hava atar,evde yayar bakardık..aslında okumayı bilmesek de bir-çok görsel malzemeyle beraberdik..tabii en hoşumuza gidenler çizgili-resimli olan dergiler,ekler,kitaplardı..mahalledeki 'büyükler'' hala ceplerindeki,kolilerindeki kitapları değiş-tokuş ediyor,zagor,teks,tommiks,mandrake vs. isimlerini
daha sık duyuyor,daha çok merak ediyorduk..renkli karton kapaklar,kalınlı-inceli ciltler ,samanlı kağıda basılı sayfalar,sayfalar..okuma öğrenmeliydik..sırf bunun için ve yaptığım resimleri birilerine göstermek için,bende olmayan gazoz kapakları ve tipitipleri bulmak için bile okula gidip önlük giyilebilirdi..
  okula başlamadan eve milliyet çocuk dergileri alınmaya başlanmıştı..bence bu derginin en iyi yıllarıydı..bazılarını büyüklerimize okutuyor ama çoğunlukla resimlerine bakıyorduk..ilkokula başlayıpta birinci seneyi bitirdiğimizde eski dergi sayılarını okumakla işe başlamıştık..derginin orta eki önceki yıllarda pembe panter vs iken,şimdi tam macera dünya klasikleri veriliyordu...yalan değil ben jules verne'leri burada okuyup sevdim,"tom sawyer" ve "denizler aslanını"  burada tanıdım..1-2''inci sınıfta 30-40 klasik eserin çizgi-romanınıda olsa okumuş çocuklardık...rahmetli ''mıstık'' ın (mustafa eremektar) hayal gücümüzü ateşleyen ''uzay çocuklarını'' sabırsızlıkla beklemeye başlamıştım..red kit'ler ne güzeldi ve kocaman "sigara" içerdi..  (ve biz hiç sigara içmeye özenmezdik..hatta şehir meydanlarında kaçak sigara satan "torbacı" çocuklar ve "ayakkabı boyacısı" çocuklar içerken bile sigaraya özenmedik,sigaraya özenme ve başlama çok sonraki süreçlerin ve farklı durumların ürünüydü....) daha sonra,çok çok sonra "belçika-fransız ekolü" dendiğini öğreneceğimiz bir-çok farklı seri burada yayınlanıyordu...ten ten,red kit,bernard prince,..bu arada babamın gençliğinde, 50'li-60'lı yıllarda sıkı bir çizgi-roman okuru olduğunu annemden öğreniyorduk..hatta ilginçtir eski eski galata köprüsünde ve çemberlitaş sineması önünde, (''avare'' filminin seyircilerinin sinema kapıları kırdırdığı dönemde!) okunmuş teksas-tommiks sattığını babam yeni anlatıyordu.. babamda bizle beraber tekrardan çizgi-roman okumaya başlamış,dergi ve kitapları bizim yerimize takip eder olmuştu..anneme de red kit çizmesi için baskı yapıyorduk..''büyüklerin'' kolilerde değiş -tokuş ettikleri kitapları tanımaya başlamıştık..aslında ilk okuduğum çizgi-roman için biraz düşünmeliyim..
sanki ilk "reel çizgili" çizgi roman okumaya "larry yuma" ile milliyet çocuk dergisi ile başladım..(günlük gazete sayfalarındaki çizgi dizileri düzenli takip etmiyordum o yaşlarda..) mutlaka okuduğumuz,karıştırdığımız,göz attığımız bir gazete çizgi-romanı ,dergi veya cilt olarak bir çizgi roman vardır ancak ben milliyet çocuk ile ilk tanışmamı başa yazmak istiyorum..
şimdi size bir yazar kadrosu sayacağı; Sulhi Dölek,Halit Kıvanç,Haldun Taner,Oktay Akbal,Orhan Boran,Mücap Ofluoğlu,Aziz Nesin,Ülkü Tamer,Muzaffer İzgü,Umur Bugay,.. daha ne isimler...bizim gözümüzü kırpmadan okuduğumuz çizgi romanlarla dolu dergimizde yazıları sık sık yayınlanan yazarlardı..mıstık'tan rüyalarımıza dahi giren fantastik(hem de konuşan,duygulu uçan daire kahramanıyla..) çizgi öyküleriyle "uzay çocukları"..temel reis,püskül ile çilli,kaptan'ın çocukları,hafiye 99 gibi tek sayfalık çizgi öyküler..pembe panter,larry yuma gibi çizgi seriler..derginin orta sayfasında ek olarak verilen 32 sayfalık klasik dünya yazarlarının eserlerinden uyarlanmış çizgi romanlar,sayfa içlerinde çizgilerle düzenlenmiş belgeseller..enid blyton ve vivet kanetti(ki o sevimli desenleriyle "sempe" ,"pıtırcık'ın" okunurluğunu bir kat daha arttırırdı..) gibi dünya yazarlarından macera veya komik öyküler..sonraki yıllarda (80'lerde); "demir yumruklu adam"(bernard prince),baytekin(hatta konuşma balonsuz alex raymond çizimleri..),Tarzan(burne hogarth ve hal foster çizimleri..)şimşek süvari(blueberry),"uzaylı robensonlar(bir bilim kurgu..),şimşek santrafor,peş peşe yayınlanan Formula 1 yarışçılarını konu alan "reel çizimli" çizgi romanlar,Sinan Gürdağcık'tan "mırnav", Nuri Kurtcebe'den "gaddar davut" ,kız-erkek bütün çocukların çok sevdiği "cim cime"..
tercüman çocuk ise git gide artan çizgi roman açlığımı bastırmak için çareler ararken keşfettiğim 2. dergiydi..ilginçtir baskı renk ve tasarımı,yazı fontları daha bir çok şeyi milliyet çocuğun yanında daha sorunlu görünürdü..ancak bir "tengiz" serisi vardı ki,Şahap Ayhan tam da o yaşlardaki bizler için çizmişti.. "yüzbaşı volkanı" ilk yerli kahraman olarak ve müstakil dergilerinden önce bu derginin sayfalarında tanımıştım..cenk Koray bizim için yazılar yazardı..ilk okuduğum "reel çizimli" bilim kurgu-fantastik çizgi roman "dani fütüro" adlı kahramanın bir öyküsüydü ve tercüman çocuk sayfalarındaydım..(mıstık'ın uzay çocukları,daha esprli ve karikatür tarzındaydı..).."tunga" ise taş devrindeki maceralarıyla bizi cezbediyordu..sonraki yılların "thorgal" ve bir miktar "aria"sı ise tam fantastikti..sanki tercüman çocuk yayınladığı çizgi roman adetini ve özellikle "reel çizimli "serileri arttırarak daha çok çizgi roman dergisi oluyor,milliyet çocuk ise "reel" serileri azaltarak ve "test" okul sayfalarını arttırarakokul dışı zamanlarımızın "korkulu" rüyası oluyordu..(galiba büyük şehirlerden başlayarak eğitim-öğretim paralı olamaya başlıyor,özel okullar ve sınavların önemi ve sayısı artıyordu..)
küçük yaşlarda çoğunluğunu okuma bahtiyarlığına eriştiğim diğer bir "ilk göz ağrısı"(aslında 3.sü!)"yaman" çocuk dergisiydi..daha sonra tercüman çocuk dergisinin yayınlayacağı "uzay ajanı luk" yani "luc Orient" ile ve ilk süper kahraman thor ve hulk ile burada tanıştım..(80'lerde Süpermen tercüman çocukta yayınlanacak ve benim en sevdiğim dergi formatı ile (siyah-beyaz ancak kopya değil!) seri dergi olarak çıkacaktı..sonralarıda B yayınları yayınlayacaktı..)"bob morane benim fantastik macera dalındaki "martin mystre"'den önceki favorimdi.."taş devri" güldürüyor ve" bruno brazil" ise aksiyonu eksik etmiyordu..gerçi çizgi roman türleriyle ilgili bilim kurgu,fantastik.korku,macera,aksiyon gibi ayrımlarımız daha yoktu ama çizgi romanın bir "sanat" dalı (sanat ne demekti onu ancak ilkokul sözlüklerinde yazan kadar biliyorduk o da ayrı tabii..) ve 100 yıllık bir tarihi geçmişi (basılı eserler ve gazete ,dergi yayını olarak..) olduğunu ilk "yaman" dergisinde okumuş ve boş bir iş yapmadığımız duygusuyla "gururlanmıştık"..
herhalde yanlış hatırlamıyorumdur;gır gır ve çarşaf dergileri de bizim okula başladığımız yıllarda,evde arzı endam ediyorlardı..rahmetli babam bunları kendi okuduğu için alıyordu galiba..ama sürekliliği daha çok milliyet çocuk dergileri ve sonra sonra tercüman çocuk dergileri alarak sağlıyorduk..bakkalın,sinemanın,kırtasiyenin bir köşesinde satılan eski sayı zagor ve teksas-tommiksleri görüp almamız,78 yılı sonrasına rastlayacaktı...ve, evet doğrudur;zagor,teksas-tommiks o senelerde başı çekerdi..bizde 'büyükler'' gibi kafatası mağarasında kızılmaske'nin ''yüzü'nün'' görüneceği maceraları aramaya ,değiş tokuşlar yapmaya başlamıştık..artık konularımız zagor-çiko tanışması,mandrake'nin tibet'te aldığı eğitim,''8''çetesinin lideri,zagorun babası-annesi kim olduğu falandı..zembla ve kötü çizgi olarak gördüğümüz tarzan(akim!) okumaya karşı tavır geliştirirdik..o yaşta mister-no bile bize soğuk gelirdi (ancak bir-kaç yıl sonra Judas , jeriko ve alaska'yı okumayada başlıyacaktık..)neyse ileri senelerin beğenileri,dergileri ve akımları ayrı bir başlık olmalı..
kısa bir geriye dönüş yapalım.. ailece,oturulan her yemek ve kahvaltı masasında annemin bütün itirazlarına rağmen,sağ elimizin altında,masa üstünde illaki bir ''ceylan yayını'' veye ''tay yayını'' olurdu...

dağınık cilt ve fasiküllerini ele alıp sadece uzun uzun sayfalarını karıştırdığım zagor , mandrake ,kızılmaske fasiküllerini de sonraki aşamaya yazmak en iyisi.. 78-79 yıllarında ve takip eden 1-2 sene içinde ''tay yayınları'' ve ''ceylan yayınları'' serileri ile tanışmamız ,daha doğrusu çocuk dergisi formatı dışında çizgi-roman okumaya başladığımızda, mandrake ve kızılmaske daha rahat okuduğumuz çizgi-romanlardı..maceraların uzun olmaması,karmaşık gözükmeyen çizimler,heyecan-merak-fantezi unsurunun had safhada olması, o yaşlarda bizi en çok çeken öğelerdi..bir de kocaman çizer imzalarının olması tam idrak edemesekte en azından bunları Türklerin çizmediğini anlamamıza yardımcı olmuştu..(sonradan bu imzada biri yazar, biri çizer iki kişinin olduğunu anlamamız uzun zaman alacaktı..)
bir de yayınevi ve isimlerini çok hatırlayamadığım renkli-resimli çocuk kitapları var ki(buna ayşegüller ve elbise kesip giydirdiğimiz ve daha çok kız çocuklar için tasarlanmış ''şebnem'' serisini de eklemek lazım..) bunlar bize görsel girdiler sunarlardı,düşlerimiz için ve biz bu anlatı tarzını hep en başa yazdık..

ve biz öylel bir yazılı-görsel malzemeyle ve merakla harmanlandık ki daha bir-kaç sene sonra alaska'yı, mister-no'yu, judas'ı,martin mystre'yi ve conan'ı çok okuduk ve çok sevdik...
not:bu yazını daha kısa bir halini 1-2 sene önce "resimli roman" forumuna göndermiştim..bir kısım ayrıntılarla genişletip, son halini vererek yeniden yazdık..
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 20 Ağustos, 2011, 23:56:20
yunusmeyra dostum, çok güzel anlatmışsınız o güzel günleri. çocukluğuma döndüm okurken. Admin olsam çekiliş mekiliş yapmadan ödülü bu güzel mesajın sahibine verirdim ;D
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 21 Ağustos, 2011, 00:18:32
   Sevgili yunusmeyra klavyenize sağlık. Süper bir dil, süper anılar çok güzel olmuş. Aslında bizim bu ödüllü konuları açarken amacımızın biri de bu.
   Dostlar gönüllerinden geleni klavyeye aktarsın doya doya yazsın.
   Tekrar sağol
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: yunusmeyra - 21 Ağustos, 2011, 00:59:05
öncelikle ,biraz uzun olan yazımızı okuduğunuz için ben teşekkür ederim
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: Tarkan Kurt - 21 Ağustos, 2011, 09:16:03
Sevgili Yunusmeyra yazını okurken 70 li yıllarda Adana'daki çocukluk yıllarıma gittim. Adeta o ilk çocukluk yıllarım gözümün önünde canlandı, meğer biz 70 li yılların çocuklarının ne çok ortak yönü varmış.....
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 23 Ağustos, 2011, 21:36:59
  Bu başlığa bugüne kadar birbirinden güzel anılar yazıldı. Paylaşan tüm dostlara teşekkürler.
Neden siz de yazmıyorsunuz? Bizlerle tutkunuzun başlangıcı olan dergiyi paylaşın. Belki de Yalınayak gen ve duygusal maceralarını da biz sizle paylaşırız
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: FerdiFon - 25 Ağustos, 2011, 23:43:00
Öncelikle Böyle Bir Konu Açtığınız İçin Çok Teşekkürler  ...
1978 Yılıydı  10 Yaşındaydım  ,  Kurban Bayramının 1. Günü  Rahmetli  Teyzemlere  Bayram Ziyaretine Gitmiştik , Benden  4 Yaş Büyük Olan Teyze Oğlumu Sordum  Ali Abim Nerde Diye  Rahmetli  Teyzeme  Oda  Ali Abin Herzaman Olduğu Gibi Bahçede Kulübesinde Diye Yanıt Vermişti  Şaşırmış Ve Meraklanmıştım  Ve Hemen Bir Solukta  Bahçeye  Çıkmıştım  Bahçenin  Bir Köşesinde Sonradan Öğrendiğime Göre Ali Abim Kendi İmkanlarıyla Şirin Ve Küçücük Bir Kulübe Yapmış  İçeriye Girdim , İçerisi Özen Ve İtina İle Dizilmiş  Boy Boy Çizgiroman Doluydu  Bayramlaştık Ve Abi Ne Yapıyorsun Bunlarda Ne Diye Sormuştum  Oda Çizgiromanın Geniş Bir Açıklamasını Yapıp Bana Bir Tane Uzatmıştı  Üzerinde  ZAGOR Yazıyordu İlginç Gelmişti Bana Ve Sayfalarını Karıştırdıkça  Hoşuma Gitmişti  Dilersem Bende Kalabileceğini Söylemişti  Ve Ben Bu Kitabı Bayram Boyunca Tekrar  Tekrar Okumuştum  , Daha Sonra  Bu Çizgiromanları Nereden Elde Ede Edeceğimi  Öğrenmiştim  Ya Gazete Bayilerinden  Yada  Şehrimizin Tek Olan Sinemasının Önünden ,  Sinemanın Önünde  Hafta Sonları Cumartesi Ve Pazar Günleri  Herkes Toplaşır Kimi Çuval Dolusu Kimiside Sandık Dolusu  Çizgiromanlarını  Büyük Bir Özen İle Dizer  Ya Satış Yaparlar  Yada Değişirlerdi  Bende Kendimce Bir Tezgah Yapardım Ve Büyük Bir Zevk İle Kitaplarımı  Dizer Müşteri  Beklerdim  , Bir Çok Kitabı Alır Satar Yada Değişirdim Ama ZAGOR'un Yeri Bende Hep Ayrı Olurdu  Adeta Müptelası Olmuştum  Ve Halende En Favori Çizgiromanım ZAGOR'dur  ...


                                                                                                                                           Ahmet Çakay  ...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 28 Ağustos, 2011, 09:00:46
  Son dört gün. Bayram hediyesi olarak yalınayak gen almak isteyenler. Anılar denizinde dolaşmak isteyenler.Haydi buyrun
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 31 Ağustos, 2011, 14:09:44
  Son güne geldik. Yalınayak Gen için son saatler.
  Maalesef İstanbul dışında olduğum için kazananı Cumartesi açıklayacağım ama bu katılmanızı engellemesin. Yazın
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: gamlıbaykuş - 03 Eylül, 2011, 18:07:04
Abi hadi, sonuçlar açıklansın. Ödülleri ben istiyorum benim olmalı :)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hennessy - 03 Eylül, 2011, 18:08:04
bana söz vermişlerid :)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: rumar80 - 03 Eylül, 2011, 18:15:20
    Ekrem ve Murat'a kötü haberim var.
  Yalınayak Gen bir Alan Moore, hayranına gitti.
  Adamın tanrısal güçleri var tabii. Kesin çekilişi etkiledi.
  Tebrikler Preacher (EREN KOYUNOĞLU)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hennessy - 03 Eylül, 2011, 18:16:51
ağlamak istiyorum ağlayamıyorum tebrikler sevgili Eren
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: gamlıbaykuş - 03 Eylül, 2011, 18:18:31
Yine boynum bükük kaldı... Ben de tebrik ediyorum...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: hanac - 03 Eylül, 2011, 18:18:52
Sayın Koyuncu'yu tebrik ediyorum.

Şu anda ağlıyorum.  ;)
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: darkwood - 03 Eylül, 2011, 19:43:52
Tebrikler Eren, kıymetini bil. Güzel günlerde okumanı temenni ederim.
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: FerdiFon - 03 Eylül, 2011, 20:38:43
Ödülü Kazanan Arkadaşı Tebrik Ederim İyi Günlerde Okuma Dileğiyle  ...
Başlık: Ynt: Ödüllü Ağustos konusu
Gönderen: ErenKoyunoglu - 03 Eylül, 2011, 23:03:21
Arkadaşlar teşekkür ediyorum. Genelde bu tür işlerde çok şanssız olduğum için sonuca bakmamıştım bile (unuttum aslında).
Tekrardan teşekkürler.