Seyreden var mı bilmiyorum ama bu akşamki bölümde Küçük Osman dolaylı olarak çizgi romanla tanıştı.Ama tahmin ettiğimin aksine çizgi roman mevzusu daha fazla yer aldı.En çok da Zagor'un mevzusu geçti.Tay Zagor'lardan birini satın alan Osman, derste okurken yakalandı ve ceza aldı.Ancak daha sonra da Zagor'u bırakıp Karaoğlan oldu.
Seyrederken çizgi romanların bahsinin geçmesi oldukça hoşuma gitti ama yaklaşık olarak o yıllarda yaşayan büyüklerime daha farklı duygular hissettireceğini düşünüyorum.
bende evde gecen sahneyi seyrettim. hoşuma gitti,hele o zamnlar çizgi romanlara kötü gözle bakıldığı bir dönemde,evdekilerin Osman'a destek çıkması beni sevindirdi. Umarım bu itki ile şimdiki çocuklarda bilgisayardan kafalarını kaldırıp, çizgi romanın varlığını keşfederler.
Gerçekten de öyle bir geçmiş zaman ki! Osman'ın Zagor'unu kaptırdığı sahne, benim Tarkan'larımı ilkokul öğretmenime kaptırdığım güne götürdü beni. Hey gidi günler :) Bugünmüş gibi hatırlarım, teneffüste okumaya öyle kaptırmışım ki zilin sesini bile duymamışım. Sınıfa gitmeyince öğretmenimiz aramaya çıkmış ve sırtım duvara dayalı elimde Tarkan'larla yakaladığı beni kulağımdan çektiği gibi sınıfa götürmüştü. Ben ucuz kurtulmuş sayıyordum kendimi, bir kulak bükülmesi ve iki cetvel darbesiyle kurtulmuştum. (okullarda hala dayak varmı bilmiyorum ama bizim zamanımızda feci şekilde vardı). Olan güzelim Tarkan fasiküllerime olmuş, buruşturularak yanan kömür sobasına atılmışlardı. :'(
Okul ya da evlerdeki kömür sobaları hepimizin korkulu rüyası olmuştur. Kuzenimin bana hediye ettiği kocaman bir Doğan Kardeş serisi bir öfke anında evi ısıtmaya yaranmıştı. :'(
(okullarda hala dayak varmı bilmiyorum ama bizim zamanımızda feci şekilde vardı).
Şimdi okullarda dayak yok...En azından ben atmıyorum..Çizgiromana gelince tam aksine okumaları için destek oluyorum.Günümüzde insanlar o kadar az okuyorki ben ne bulursanız okuyun diyorum.Okumaları daha çabuk gelişiyor.Konuşma yetenekleri artıyor...
Tabi o yıllarda tv, bilgisayar atari vb. olmadığından, biz çocuklar çizgi romanları ve mizah dergilerini takip ediyorduk.
Çizgi romanda tay ve ceylan yayınları, mizah dergilerinde ise gırgır fırt ve çarşaf dergileri vardı.
Bu yayınlar sadece gazete bayilerinde satılırdı. Yanlış hatırlamıyorsam tay yayınlarının yeni sayıları cuma günü gazete bayilerinde oluyordu.
Fakat benim okuduğum ilkokulda çizgi romanlara karşı bir ön yargı yoktu, tabi derste okumuyorduk ama okula getirip orada takas ettiğimizi hatırlıyorum.
Birde o dizide ilgimi çeken laklak adlı oyuncak oldu, görünce hemen hatırladım sanırım 1973-1974 yıllarıydı ben 6-7 yaşlarındaydım o oyuncakla çok oynamıştım. Diziyi çekenleri o döneme ait bu kadar ince detayları atlamadıkları için tebrik ediyorum.
Herhalde çoğumuzu alıp ''öyle bir geçen zaman'' lara götürmüştür...
Evet sadece çizgi roman için değil her şey için dayak vardı (şimdi yok)
Ve evet, çizgi romanlarımın ısıttığı termesifonların suyuyla çok duş aldım...
Geçen haftalarda Pis yedili dizisinde Orçun karakteri cezadan kaçmak için tuvalete saklanıp Demirbaş Tommiks okuyordu. Klasik bir görüntü ama...
Evet abi o sahneyi ben de görmüştüm. Hemen foruma yazmayı düşünmüş ama diziyi izlemeye ara verememiştim.