Korku - Gerilim Kitapları

Başlatan V, 21 Aralık, 2009, 12:01:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

V

          Edgar Allan Poe-Bütün Hikayeleri 1-2

         Çizgi Roman dostu,sevgili Dost Körpe'nin mükemmel çevirisi ve Ithaki kalitesiyle yayinlanan Edgar Allan Poe'nin tüm eserlerinin toplandigi 5 kitaplik serinin ilk iki kitabini yillar sonra tekrardan okudum.Ilk kitapta ünlü yazar Baudelaire'nin Poe üzerie yazdigi uzun yari otobiyografik makale var."Sisede Bulunan El yazmasi,Hans Pfaall Diye Brinin Benzeri Görülmemis Serüveni,Berenice,Morella,Nefesini Yitirmek,Veba Krali,Ligea" ilk kitaptan aklimda kalan güzel öyküler.Ikinci kitaptan "Bitmis Adam, Çan Kulesindeki Seytan,Girdaba Inis,Julius Rodman'in Günlügü,Kalabaliklarin Adami,Morg Sokagi Cinayetleri,Usher Evi'nin Çöküsü,Seytanla Asla Kafan Üstüne Bahse Girme,Bir Haftada Üç Pazar" begendigim öyküler oldu.Edebiyat ve sinema alanina baktigimda Poe'nin etkisinin halen devam etmekte oldugunu görüyorum.Poe'nin fantastik, korku ve gerilim yüklü öyküleri,öykü anlatma teknigigindeki ustaligi,siirlerinin kalitesi,onu Amerikan edebiyatinin kuruculari arasina koymak için yeterli sebepler.Roger Corman uyarlamalari "Usher Evi'nin Çöküsü ve Kuyu ve Sarkaç "filmlerini çok begenmistim.Vincent Price fizigi sinema için yaratilmis mükemmel bir oyuncu.Korku filmi klasikleri ile ilgili bir baslik altinda bu filmleri tanitmak istiyorum.Selamlar...

       


"İstemem,eksik olsun.."

Lami Tiryaki

Ben de Ithaki tarafindan yayinlanan tüm öyküleri ve tek romaninin biraraya getirildigi kocaman cildi okuyorum bu aralar. 1000 sayfalik cildi tutmak edisyonunu sevmek çok güzel de kitap agir(çeker olarak yani) yahu. Yatakta, kanepede habire yorulan elimi degistiriyorum.  

Adini unuttum simdi, son okudugum hikayesinin kahramani, bir akil hastanesine bashekimin davetlisi olarak aksam yemegine gidiyor. Ancak bir süre sonra kalabalik yemek grubunun tamaminin akil hastalari oldugu ve bas hekimin de aslinda en agir akil hastasi olarak yaninda yer aldigini farkediyor. Poe'nun hafif kara mizahla süsledigi öykü bana Haluk Bilginer'in bir oyununu hatirlatti. Oyun Atölyesi'nde yillar önce izlemistik. Bir gazeteci azili canilerin kaldigi Arkham Asylum benzeri bir hapishane-islah mekanini ziyarete söylesi yapmaya gider. Gece boyunca bashekim(Haluk Bilginer) ve hemsiresi(Avrupa Yakasi'nin Ask Kadini) ile söylesi ilerlerken aslinda hapishanede isyan çiktigi ve konustugu bashekimin azili canilerin en azilisi oldugunu farketmeye baslamasiyla olay kabusa dönüsüyor. Bilginer öylesine harika bir oyun çikarmiski ara verdiginde milllet sinirleri bozulmus bir haldebirbirine bakiyordu sadece. Sus pus "nolucak simdi yahu" diye gerilmis vaziyette konusuyorduk hepimiz. Kesin bilmiyorum ama oyun Poe'dan esinlenip yazilmis sanki.

Selamlar
Lami


V

     Poe,etki alani o kadar genis bir yazar ki.Sinema,tiyatro,resim,siir,çizgi roman...April yayinciligin yayinladigi Edgar Allan Poe isimli,Poe'nin öykülerinin çizgi roman haline getirildigi bir kitap var.Alip,okuyan var mi?Bilgilendirirseniz sevinirim.Selamlar..

http://www.idefix.com/kitap/edgar-allan-poe-edgar-allan-poe/tanim.asp?sid=IEI4GSBKFA0AS3POLE3F
"İstemem,eksik olsun.."

Lami Tiryaki

Dostum ben aldim ama sonuna kadar okuyamadim. Bitirmek te gelmedi içimden. Çizimlerin hemen tamami son dönem lemanvari çizimlerde gördügümüz stilde yapilmis. Hani Leman'daki çizgiromanlarin çizildigi biçimde bile degil, direk Timsah ve Daraloglan kivaminda kötü karikatür biçiminde çizilmis. Poe'ya müthis hakaret gibi gördügüm için bitiremedim bile. Yayinevinin diger çizgi roman uyarlamasi kitaplarini  inceledigimde ayni stili onlarda da gördügüm için digerlerini almadim, almayi da düsünmüyorum. Tek merak ettigim Lovecraft'i bu çizim sekilde mi çizmisler, çizmislerse de nasil bir saçmalik çikmis ortaya?.. Bu çizimlerle maalesef ben tavsiye edemiyorum...

Selamlar
Lami

hanac

Alıntı yapılan: judas2099 - 21 Aralık, 2009, 12:51:17
Alip,okuyan var mi?Bilgilendirirseniz sevinirim.

Engin, ben kitapçida inceledim ve satin almadim.

Lami nin çok güzel anlattigi nedenden dolayi. Çizimler.

Kesinlikle bana göre degil, ama seveni çikar muhakkak.

Lami, Lovecraft'in çizimleride Poe daki gibi.

Lami Tiryaki

Bilim kurgu sever bir arkadasimi ziyaret ettigimde bana iki adet Jules Verne kitabini göstermisti. Nerden düsürdüyse orijinal olan bu baskilarin üstünde 1800'lü bir tarih vardi. Arkadasin söyledigine göre ilk baski oldugu düsünülüyormus ve kitaplara "Verne'in eli degmis". Romanlardan biri 15 Yasinda Bir Kaptan'di digerini hatirlamiyorum. Kitaplar büyük boy(orijinal frankofonlar gibi) hard cover olarak ciltlenmis, kenari sari yaldizli, parlak yagli kagida basilmis ve edisyon olarak bu günün pek çok yayinina bes çeker vaziyetteydi. Senin bahsettigin illüstre resimlerle süslü iri puntolu bir baskisi olan kitaplari durup seyretmek bile basli basina bir zevkti.

Simdi bunlari düsününce, birileri çiksada böyle evrensel klasikleri orjinalindeki gibi bassa nasil olur deyip duruyor insan...

Selamlar
Lami   

hennessy

Bugün "the ninth gate" adıyla beyaz perdeye de uyarlanmıştır. 1999 yapımı filmde lucas corso karakterini johnny depp, boris balkan rolünü frank langella, kendini üç silahşörler'deki milady karakteriyle saplantılı bir şekilde özdeşleştiren liana taillefer karakterini lena olin, gizemli kadını (yani şeytanı) emmanuelle seigner canlandırmıştır. Seyredince bu kitap aklıma geldi okumuştum tabi kitap mükemmeldi film biraz seneryo olarak değiştirilmiş

Arturo Pérez-Reverte
Arturo Pérez-Reverte İspanyol edebiyatının son yıllarda yetiştirdiği en önemli yazarlarından biri, belki de birincisi. Yalnız ülkesinde değil, Avrupa ve Amerika'da da bir hayli ünlü ve popülaritesi her geçen gün artıyor; tabiî ki kitaplarının satışı da... Geçtiğimiz yıl Jean Monnet Avrupa Edebiyatı Ödülü'nü kazanan Reverte'nin İspanyolca adıyla "El club Dumas"ı, bugüne kadar 12 dile çevrildi. Ve "pek yakında" Polonyalı ünlü yönetmen Roman Polanski tarafından filmi yapılacak; büyük ihtimalle de başrolünü ünlü oyuncu Johnny Depp oynayacak.
Dumas Kulübü, bir kulüp adı değil. Alexander Dumas'yla da doğrudan bir ilgisi yok. Arturo Pérez-Reverte öyküsünü, ipuçları Üç Silahşörler'in yazarının dikte ettirdiği rivayet edilen bir elyazmasıyla, 17. yüzyıldan kalma, engizisyoncuların elinden nasılsa kurtulmuş gizemli bir kitabın ilk baskısında bulabilecek bir dizi cinayet kuruyor. Öyküsünü anlatırken, entrika, gerilim gibi polisiye edebiyatın bütün türlerini hünerli ve incelikli bir anlatımla kullanıyor. Dumas Kulübü, okurken bir sonraki sayfanın gelmesini merakla bekleyeceğiniz, enfes bir roman...

http://www.iletisim.com.tr/kitap/dumas-kulübü-747.aspx
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Glenn Meade'in film yapılmasını kesinlikle umduğum dehşet öyküsü.

Glenn Meade İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında Mısır'da geçen ilginç ve heyecanlı bir öyküyü anlatıyor.
Yıl 1939'dur. Prusyalı bir anne ile Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, ailesinin yanında bahçıvan olarak çalışan adamın oğlu Harry'yle birlikte Mısır'a, Sakkara kazılarında çalışmaya gider. Orada güzel Alman Yahudisi Rachel Stern'le karşılaşan iki genç ona aşık olurlar. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Jack Avrupa'ya döner. Mısır'da kalan Rachel naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Dört yıl sonra, Roosevelt ve Churchill savaşın en önemli zirve toplantısı için Mısır'a gelir. Olaylar Harry, Jack ve Rachel'in Mısır'da tekrar bir araya gelmelerini sağlar, ancak bu kez farklı taraflardadırlar. Ortak konuları sadece savaşın değil, bütün XX. yüzyılın kaderini değiştirebilecek bir cinayettir. Meade'in alışılmadık ve ilginç öyküsü gerçek bir hikayeye dayanıyor. Meade, "Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu'ya gelen Roosevelt ve Churchill'i öldürmek istemeleri tarihi bir gerçektir." diyor. Kitap çok iyi anlatılmış ilginç bir öyküye dayanıyor. Gerçek ve yarı gerçek noktalar birbirlerine iyi bağlanmış, esas karakterler kusursuzca seçilmiş.

Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

rumar80

   Glenn Meade politik entrikaları iyi yazabilen bir yazar. Stalin'e suikasti anlattığı Kar kurdu, 8.gün vs güzel aksiyon öyküleridir. Kitapları Doğan kitapça basılmaktadır.

rumar80

   Hiç bu bölümü kullanmayı düşünmemiştim, ama beni gaza getirdiniz. Artık ben de aralıklarla kitaplarımı paylaşırım. Sıkı durun geliyorummmm!!!!   ;D

hennessy

Alıntı yapılan: rumar80 - 29 Mart, 2011, 22:56:26
   Hiç bu bölümü kullanmayı düşünmemiştim, ama beni gaza getirdiniz. Artık ben de aralıklarla kitaplarımı paylaşırım. Sıkı durun geliyorummmm!!!!   ;D

Çok iyi olur bende ara sıra yazacağım gene
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Raymond Chandler filmede uygulanan büyük şahaseri



Eski savaşlardan kalma yaşlı bir general. Ağır ağır ölmekte olan, geleneklerine bağlı bir adam. İki delişmen çekici kız, kayıp bir damat. Petrolden gelen, harca harca bitmez bir servet, kimden geldiği bilinmeyen şantaj mektupları. Çölün ortasında, kimi zaman karanlık bir labirent, kimi zaman romantik bir gün batımı gibi yükselen bir serap, bir yeni zaman şehri: Los Angeles. Kentin bağırsaklarındaki logar kapaklarından savrulup lağım sularında kaybolan bozuk paralar gibi harcanıp giden insanlar. Yeşil dolarlar, fildişi renkli kadın bedenleri üzerinde yükselen kadim suç. Bu suçla başa çıkamayacağını bilmesine rağmen, -belki de zaten bunun farkında olduğundan- alaycı kararlılığını hiçbir zaman yitirmeyen bir dedektif: Philip Marlowe. Ahmet Ümit Büyük Uyku'da okurlar, Raymond Chandler'ın ölümsüz karakteri Philip Marlowe'la tanışıyor. İlk kez 1939 yılında yayımlanan bu kült eser, Fatih Özgüven'in yetkin çevirisiyle tam bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Everest Yayınları olarak Amerikan polisiyesinin klasikleşmiş isimlerinden Raymond Chandler külliyatını, Türk polisiyesinin usta ismi Ahmet Ümit'in editörlüğünde sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

http://www.idefix.com/kitap/buyuk-uyku-raymond-chandler/tanim.asp?sid=QT4JQQNYUU7UNABYDKR0
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

kültürelgüncel


  İzmir'de sormadığım kitabevi kalmadıysa da bulamadığım, Kitap Fuarı'nda karşıma kitaplardandı "Anadolu Korku Öyküleri". Oldum olası Türk Mitolojisi, efsaneleri ilgimi çekmiştir. (Diğer mitolojileri de okurum. Okurum da... Türk Mitolojisi daha inandırıcı gelir bana.) Yine öyle oldu ve kısa sürede son satıra ulaştım.

Anadolu efsaneleri ve söylencelerinden beslenen, 6 genç yazarın öykülerinden oluşan Anadolu Korku Öyküleri alanında tek. "Özgün bir mitolojimiz olduğu halde neden başka bir korku kaynağı arayışı içine girelim ki?" sorusuyla kolları sıvayan bu genç yazarlar gerçekten güzel bir iş başarmışlar,

Kitapta neler yok ki? Hayaletler, büyüler, büyücüler, albastı, cinler, hortlaklar,... Daha neler neler? Öykülerin ortak noktası, kitabın adından da anlaşılacağı gibi, olayların köy ve kasaba gibi Anadolu taşralarında geçmesi. Bu da ayrı bir çekicilik sağlamış kitaba.
... (Devamı Var)
Yazının devamı için blogum: http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/04/bize-ozgu-bir-korku-anadolu-korku.html

kalidor

Bu kitabı geçen sene bayağı aramıştım. Sandman'i basan Laika yayınlarından. Çok iyi hikayeler var ve genellikle bizden. Adını hatırlayamadığım ama kuyu ile ilgili olan hikaye enfesti. Cin muhabbetinden ürküyorsanız gündüz okumakta fayda var ;D Devamı da gelsin...
Crom! Ölüleri Say...

kültürelgüncel

Alıntı yapılan: kalidor - 29 Nisan, 2011, 09:45:34
Bu kitabı geçen sene bayağı aramıştım. Sandman'i basan Laika yayınlarından. Çok iyi hikayeler var ve genellikle bizden. Adını hatırlayamadığım ama kuyu ile ilgili olan hikaye enfesti. Cin muhabbetinden ürküyorsanız gündüz okumakta fayda var ;D Devamı da gelsin...

Yayıncılar ikinci cildin "yakında" çıkacağını söylemişler. Ama 2010'da söylemişler bunu. :) Umarım ikinci cilt düşüncesinden vazgeçmemişlerdir.
Kuyu öyküsü benim de çok hoşuma gitti. O öyküden bahsetmiştim yazımda. Okumadıysanız diye buraya da koyuyorum:

" Köyün biraz dışında yaşayan dul bir kadın -aynı zamanda büyücü- olan Anşa, diğer kadınlarca hiç sevilmez. Çünkü Anşa, köydeki tüm erkeklerin başlarını aynı anda döndürecek kadar güzel ve bir o kadar da cilvelidir. Bu "dul cadı"nın, kocalarını kapmasından korkan köylü kadınlar kıskançlıklarıyla dedikodu kazanının altına yanıcı malzemeleri ellerini korkak alıştırmadan atarlar. Ve zaten hazzetmedikleri Anşa'ya karşı birbirlerini doldururlar.

Öyle ki neredeyse ölse sevineceklerdir... Peki ya ellerine tam istedikleri gibi bir fırsat geçerse... Yardım çığlıklarını duymazdan gelip, bir de ölmesine yardımcı olurlarsa... Bir koku geliyor burnuma, ocak mı açık kaldı ne?.. Hımmm... Sanırım buram buram intikam kokuyor her taraf... Yerli bir "Freddy Krauger"la karşı karşıya mıyız yoksa? İntikam almak için öteki taraftan gelen, rüyalara girerek yaşayanların dünyasına müdahale eden bir Anşa mı var karşımızda. Var, hem de bu kez öç alması gereken ikinci bir nedeni de olacak. "
Yazının devamı için blogum: http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/04/bize-ozgu-bir-korku-anadolu-korku.html