Zagor Klasik Maceralar Dizisi - Lal

Başlatan Kagan, 15 Eylül, 2009, 20:36:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

haziran00

Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 24 Eylül, 2014, 13:29:55
Üzülme haziran, hata tamamen senin değil... Adminimizin zaman zaman konular arasında küçük iç bağlantılar olduğunu üyelere bildirmesi gerekiyor... elbette senin de daha dikkatli olmanda fayda var...
Umarım başka yayınlarda yoktur bu tür atlamalar :)

köstebek

Alıntı yapılan: haziran00 - 24 Eylül, 2014, 18:07:49
Umarım başka yayınlarda yoktur bu tür atlamalar :)

Benim bildiğim 4 yayında daha var. Ama bu bilgileri buradan sana ve diğerlerine kuru kuruya veremem. baharatı ve tadı yerinde güzel bir köftenin ardından sana birkaç isim daha verebilirim.

haziran00

Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 24 Eylül, 2014, 20:55:49
Benim bildiğim 4 yayında daha var. Ama bu bilgileri buradan sana ve diğerlerine kuru kuruya veremem. baharatı ve tadı yerinde güzel bir köftenin ardından sana birkaç isim daha verebilirim.

Cumartesi programım boş gözüküyor çizgili köstebek abi :D

s.b


Ömer'in elinde Zagor bir başka güzel duruyor.


Zagor Klasik Maceralar Dizisi 99. cildiyle bizlere veda etti.


Çocukluğumuzda okumaya başladığımız Zagor'u hiç bir yayınevi bu kadar kaliteli ve orijinal sırasına sadık kalarak yayınlayamadı. Komple bir Zagor külliyatına sahip olmak artık mümkün. Lal Kitap sayesinde Zagor'u eksiksiz tamamlayabileceğiz. Tabi İtalya'daki sayılarda bizde yayınlanmaya devam ederse. Lal var huzur var arkadaş. Klasiklerde darısı Mister No'nun başına diyelim. Zaten onun da birkaç cildi kaldı.

TEŞEKKÜRLER LAL KİTAP. TEŞEKKÜRLER ZAİMOĞLU AİLESİ.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

caretta

Ömer oğlunuz herhalde Sami Bey.Armut dibine düşmüş;oğlunuz da iyi bir çizgi roman okuru olmuş anlaşılan...

s.b

Çocuklarımın hiçbirisinin çizgi romanla arası yok. Nadirattan bir iki tane okurlar. Ömer Faruk arada sırada Red Kit okuyor.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

caretta

Oğlunuz Mustafa yanılmıyorsam Kızılmaske meraklısı idi?

ferzan

    2014 Aralık ayı itibariyle külliyatı tamamlayıp yavaş yavaş okumaya başladığım Zagor KM serisinde, araya başka kitaplar ve yığınla çizgi romanlar almak suretiyle ancak 16. cildin yarısına kadar gelebildim...

    Vaktiyle Tay ciltlerinden pek çok doyurucu macerasını okuduğum Zagor'a, lise yıllarımda Lal'in Yeni Seri'si ile devam etmiştim ama bu birlikteliğimiz 30 fasikül kadar sürebilmiş, sonrasında hayat şartları, öğrencilik ve değişen beğeniler sebebiyle ara vermiş, sonrasında tamamen soğumuştum...Buzlarımızın erimesi yıllara mal olsa da, nihayet yeniden kucaklaştık bu yıl içerisinde... :)

    KM ilk ciltlerde beni neyin beklediğinden haberdardım...Vaktiyle EsseGesse okurken baygınlık geçiren benim için ( kaldı ki EsseGesse ayrı bir olaydır, sade, basit ve dinlendirici yanı ve sıcaklığıyla, bir döneme damgasını vurmuş nostaljisiyle apayrıdır her ne kadar daha ilk kareden maceranın kötü adamını anlasak bile :)  ) benzer ayardaki ilk ciltler, bunun yanı sıra Zagor'un ukalalığı ve Çiko'yu adeta köpeğin bir taraflarına dahil edip geri gün ışığına çıkarmasından mütevellit tavırlarından ötürü çok zorlandığımı itiraf ederim...Yine de bu zorlanma, hikayenin dönem gereği kolay akışı ve naifliği ile doğru orantılı da olsa, ilk 10 cildi bitirdikten sonra yavaş yavaş eski ortaokul lise dönemimde aldığım hazzı almaya başladım ve 12'den itibaren tamamen zevk seline döndü...Artık tanıdığım, bildiğim ve sevdiğim Zagor maceraları ufukta gözükmeye başladı...

    Şu an KM cilt 16'nın ortasındayım, yıllardır merak ettiğim, Tay dönemi ciltlerin içerisinde hep dipnot olarak düşülen '' Zagor'un Öyküsü '' ne sıra geldi...Cilt içerisindeki son 2 fasiküle tekabül eden bu macerayı da birkaç saat sonra okumaya başlayacağım...İyi kötü, az çok olayını bilsem de, yabancısı olmasam da, yıllardır okuyup bildiğim Zagor'un bu meşhur hikayesini ilk kez tam ve temiz edisyonda okumanın tadına varacağım...

    Haftasonu tatili için de peşisıra 17, 18, 19, 20 ve 21. ciltleri haklamayı düşünüyorum yola da çıkacağım için...Bakalım kaçını okuyabileceğim...Okudukça yorumlamaya çalışırım...

   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

yunusmeyra

betty,mike ve patrick wilding,rahip salomon kinsky, gezgin fitzy ...bu isimlerden ilk üçünü öğrenmek için çocukken ne taklalar atmıştık..zagor'un en önemli hikayelerinden biri olan bu sayılar yayınlandığında havalara uçmuştuk  :) kızılmaske'nin maskesiz yüzünü görmek veya mandrake'de bir türlü ele geçmeyen "kobra"nın kimliğini öğrenmek gibi bir şeydi..
not:tay'ın ilk serisi olarak bilinen fasiküllü ve 350 sayı (ilk 465 fasikül bu serinin 100 küsür cildinde yayınlanmıştı) yayınlanan seride de yayınlanan bu macerayı okumak çok sonra çıkan ve 103 sayı süren "mavi kapaklı" tabir edilen serinin, 49-50-51.  sayılarını aldığımızda mümkün olmuştu..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

caretta

Hadi biraz "çokbilmişlik"yaparak yunusmeyra'nın yazdıklarına şu eklemeleri yapayım:Zagor'un Hikayesi" fasikül serisinin 13-15 ve 199-204 sayılarında
yayınlanmıştı.350'lik siyah logolu Zagor cilt serisinde de 4 ve 50-51 ciltlerde.Fasikül Zagorlar 350'lik seride 135 cilde girmişlerdi.Lal Kitaba ben de
Zagor külliyatını yayınladığı için teşekkür ederim.Ama Tay fasikül ve cilt serilerine yetişmiş birisi olarak o baskıların,kapakların anısı bir başkadır.

ferzan

    Uzun yıllar gerek Tay, gerek Aksoy, gerek Lal dönemi karışık Zagor okumalarım bir süredir Zagor KM 1 ile başlayan kronolojik bir sürece girmişti...Geçtiğimiz Mayıs ayında KM 23. cildi de bitirdikten sonra Zagor'a yaz molası vermiştim...Geçtiğimiz haftasonu yeniden dönüş yapıp 24. ciltten devam ettim ve hem vampir baron ile ilk karşılaştığı macerayı tekrar okuyup anımsadıktan, hem de sonrasında gelen Başarısız Deneme isimli leziz ve doyurucu bir serüvenden sonra nihayet KM 25' teki '' Zagor İsyan Ediyor '' adlı uzun macerayı ( orijinal 89, 90, 91 ve 92. sayılara tekabül ediyor ) dün gece bitirebildim...


    - CİDDİ İPUCU İÇERME İHTİMALİ YÜKSEK PARAGRAF -

    ( Ben bu macerayı okumadım, okumam da derseniz devam edin...Yok, ben bu macerayı okumadım ama çok da etkilenmem, okuyacağım derseniz gene devam edin...Ben bu macerayı okudum, o yüzden devam edeceğim diyorsanız zaten durduğunuz kabahat, lütfen devam edin... )


     Bu macerada Seminoller ve onların şefi Manetola ile ikinci kez karşılaşan Zagor, türlü olaylar ve haksızlıklar sonucu yerlerinden olan bu insanların davasını üstleniyor ve eski dostu Manetola ile sırt sırta çarpışıyor, beyazlara ilk kez bu denli sert bir şekilde sırt çeviriyor sanırım şu ana dek okuduğum klasik macera ciltler içerisinde...Acı, ihanet, fedakarlık, yanlış anlaşılma, peşin hükümlülük, hilekarlık, yiğitlik ve daha pek çok sıfatı içerisinde barındıran bu hüzünlü maceranın finalinde Manetola'nın ölümüne, Zagor ile Çiko'yu zorla güvenceye alıp umutsuz mücadelesine geri dönen Liberty Sam ve sağ kalan Seminoller'in de akıbetinin meçhullüğüne tanık oluyoruz...

    Manetola ve Seminolleri'nin bahsini ilk kez Lal Yeni Seri 12. sayı ( renkli özel sayı, orijinal 400. sayı ) Gökkuşağı Köprüsü'nde duymuştum ve hatırlamak için bu sayıyı yeniden karıştırırken ister istemez spoiler yedirdim kendi kendime... :) Bu renkli özel sayıda gökyüzü çayırlarında tüm ölmüşlerinin ruhuyla karşılaşan Zagor, Manetola'yı da görüp kısa bir sohbete dalıyordu...Bu kadarını hatırlıyordum ama Manetola'ya içinin rahat olmasını, diğer Seminoller ile Liberty Sam'in hala hayatta olduğunu söylediği kısmı unutmuşum...Dolayısıyla dün bitirdiğim macerada hem Seminoller'e, hem Manetola'ya, hem de Liberty Sam'e üzülürken, bu kendi haltım olan spoiler okuması sonrası Liberty ile diğer Seminoller'e olan üzüntüm geçtiği gibi maceranın etkisi de uçtu gitti, haliyle onları katleden beyazlara olan sinirim de geçti...Şu an Liberty Sam ve Seminoller'den nefret bile ediyor olabilirim, o denli dengesiz duygu patlamaları yaşattı bana bu spoiler...Renkli özel sayının ortalarında bir yerde yer alan o son balonu okumayacaktık... :P

   
    - CİDDİ İPUCU İÇERME İHTİMALİ YÜKSEK PARAGRAF' ın sonu -

   
    Şaka bir yana, okduğum en unutulmaz öykü olmasa da Zagor kronolojisindeki önemli maceralardan biri olduğu şüphe götürmez diye düşünüyorum...Bir sonraki macera olan Vudu' nun, bu macera bittikten hemen sonra kaldığı yerden devam edermişçesine başlaması da ayrıca ilginç geldi...Şu ana kadar en azından bir önceki macerayla aynı coğrafyada olsalar bile birkaç gün geçmiş olurdu...Ya da o maceranın sonuna son yazılmaz, direk sonraki sayıda devam ederdi ama bu kez hem macera sonlandı, hem de hemen ardından başlayan macera bir önceki finalin bıraktığı dinginlikten başladı...Bir de onu okuyalım bakalım...

    Her okuduğumu değil ama paylaşmaya değer bulduğum serüvenleri kabaca masaya yatırmaya devam edeceğim buradan...Bakalım, bu başlıktaki bir sonraki iletimin konusu hangi macera olacak...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    Son iletimden sonra Ağustos boyunca başka Zagor okuyamamışım, bu akşam kaldığım yerden, yani KM cilt 26'dan devam edebildim nihayet...

    Hemen öncesinde, henüz akşam üzeri bir solukta okuduğum Mister No KM 7. cildin son iki fasikülünü de sayarsak, bugün Guida Nolitta ( yani Sergio Bonelli ) metinlerine doymuş oldum ama hiç de şikayetçi değilim...Ne tesadüftür ki arka arkaya okuduğum iki ayrı karakterin maceraları da su altı ve dalış konularıyla ilgiliydi ama bir farkla...Mister No'nun ''Carlos Gomez'i Kim Gördü '' ve '' Elmaslar '' başlıklı iki fasiküle yayılan ( KM cilt 7 ) macerasının aksine, Zagor'un bu akşam okuduğum serüveni 5 fasiküle yayılıp toplamda 388 sayfa sürdü...Mister No'daki gibi hızlı bitecek bir serüven olur diye başına oturdum ama sonra yarım bırakamadım, akşamı Zagor'a adamış olduk ama 388 sayfa su gibi aktı desem yeridir...

    KM Cilt 26'nın 3. fasikülünün yarısında '' Müthiş Dövüş '' adıyla başladı macera...Aynı cildin 4. fasikülünde '' Mısırlı Hammad '' adıyla devam edip bir sonraki cilde sarkmış oldu...27. cildin ilk üç fasikülünde de '' Okyanus '' ve '' Korsan Bayrak '' başlıklarıyla devam edip '' Yılan Kaptan '' isimli 3. fasikül itibariyle sona erdi...O sebeple maceranın adını tam olarak veremiyorum, siz beğendiğiniz gibi seçin başlıklardan... :)

    Kaptan Fishleg ve tayfası ile yanlış hatırlamıyorsam ya ikinci, ya da üçüncü karşılaşmaları oldu bu uzun serüvende...Son maceraları itibariyle Zagor, epeydir Darkwood'dan uzaklardaydı ve Haiti'de kalakalmışken, Darkwood'a dönme fırsatını ararken şans karşısına Fishleg ve mürettebatını çıkardı ama sürpriz bir isimle birlikte ; Kazmakürek Bill...Pek tabii ki Darkwood biraz daha bekleyecekti, zira Zagor'la Çiko, istemeseler de bazı gelişmelerden ötürü dönüşlerini ertelemek durumunda kalacaklardı...

    Batıklı, defineli, 19. yüzyıl usulü dalışlı, korsanlı morsanlı, bol miktarda sömürgecilik izleri de gördüğümüz, eski İspanyol maceracıların mirasını da konuya dahil eden keyifli bir maceraydı, tam anlamıyla bir Zagor macerasıydı ama finalinde gene tatlı bir ters köşe ile o dönem fumettilerinde pek kullanılmayan bir karakter değişimi ve manevrası ile gülümsetmeyi de bildi...

    Ne tesadüftür ki aynı gülümseme, yine güzel bir karakter manevrası ve değişimi ile akşam üzeri okuduğum Mister No macerasının finalinde de belirmişti...Zagor'un ve Mister No'nun iki ayrı macerasının arka arkaya bu akşama denk gelmesi de ayrı bir güzel oldu...Her iki karakterin de yaratıcısı ve senaristi olan Nolitta ( Bonelli ), böylece pişti olmuş oldu...

    Böylelikle 27. cilt itibariyle orijinal 99. sayıyı yarılamış oldum...Aynı sayının ikinci yarısında başlayan 50 sayfalık bir dolgu hikayesinden sonra 27'nin son fasikülü, yani 100. orijinal sayı itibariyle ben de Zagor Klasik Seri'de dalya deyip '' Dostum Gitar Jim '' isimli renkli macerayı okuduktan somra Zagor'a gene bir süreliğine ara vereceğim...Bu arayı vermeden önce de genel bir ilk 100 sayı değerlendirmesi yapmak üzere yine burada yerimi alacağım... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    ZAGOR İLK 100'ÜN ARDINDAN...

    Vee, Zagor Klasik Maceralar Dizisi 27. cildin son fasikülü olan renkli ''Dostum Gitar Jim'' serüveninin son sayfası itibariyle ilk 100 sayıyı geride bırakmış oluyorum...Vatana millete hayırlı olsun... :D

    Öncelikle, neden 25 ciltte değil de 27 ciltte tamamlandı ilk 100, oysa Klasik Maceralar (KM) basımı usulü her 4 fasikülden bir cilt oluştuğuna göre 25.cildin de 100. sayıyı barındırması gerekiyordu, 25'in, yani çeyreğin netliği dururken 27'nin çetrefilliği neden diye sorarsanız, hemen açıklayayım... :) İlk 8 ciltte 4 değil 3'er adet fasikül yer alıyor ve bu fasiküllerin her biri normal aylık sayfa adedi olan 94 sayfadan değil de 128 sayfadan oluşuyor... Bu sebeple kalınlığı aynı olmasına rağmen ilk 8 cilt, 3'er adet fasikül barındırıyor...Yani seri ilk 24 sayı boyunca 128 sayfalık fasiküller halinde devam edip sonrasında 94 sayfaya inmiş...Böylece 9. ciltten itibaren de her cilde olması gerektiği gibi 4 fasikül düşmüş ki, KM ve süper cilt mantığı zaten 4 fasikül= 1 ciltten ibaret olmuştur her daim...Bu son derece gereksiz bilgiyi de verdikten sonra genel değerlendirmeme geçebilirim artık... :)

    Geçtiğimiz Aralık (2014) ayında başlayan Zagor Klasik macera kronolojik okumalarım öncesi çokça Zagor okumuşluğum vardı...Şöyle bir 80 sayı falan okumuştum yanlış hatırlamıyorsam...Meydan Gazetesi fasikülleri ( 1995 olsa gerek ) ile başlayan Zagor serüvenim tadımlık Aksoy sayıları, elime geçen 25 adet kadar Tay dönemi süper ciltleri, fasikülleri ve Lal Kitap dönemi Yeni Seri ilk 30 sayı itibariyle devam etmişti...Zagor'un bende oldum olası ayrı bir yeri oldu, istisnasız en sevdiğim fumettilerimdendi ama ne vakit üniversiteye başladım, giderek soğur gibi oldum dağarcığımdaki çizgi roman çeşitlemeleri arttıkça...En sonunda ne hikmetse düşman kesilir gibi oldum fumettiye, şablonlarına çamur attım durdum ama çok değil, 10 sene içerisinde artık tamamen olgunlaşan ve çeşitliliği çoktan kucaklamış bünyemce evvela Teks ve Julia olmak üzere tüm eski fumettilerime geri dönmüş oldum ve minimum eksikle ne yapıp edip her bir seriyi, her bir karakteri tamamlamaya çalışıp dönüşümlü kronolojik okumalara giriştim...O sebeple hem Tex, hem Martin, hem Mister No, hem Dylan Dog, hem Nathan Never, hem de Dampyr okumalarımla birlikte aralıklarla dönüşümlü devam ettiğim için bu denli ağır gittim, 9 ayda ancak 27.cilde gelebildim...

    Yine de bu gecikmede en büyük etken, benim dönüşümlü okumamdan ziyade Zagor KM ilk ciltlerin verdiği sıkıntı diyebilirim...Klasik maceralar ister fumetti olsun, ister comics, her zaman için bir parça ızdıraplıdır bugünün okuru için...Apayrı bir sevda, apayrı bir gönül ister, yoksa kolay değil 60'lı yılların anlatımından başlamak hem fumettiye, hem de comicse...Ben de bu bilince bir parça varabildiğimden, dizimi kırdım, dişimi sıkıp oturdum ilk ciltlerin başına...

    Gerçekten de daha önce söylenenlerin tamamına katılıyorum...Zagor ilk maceralarında fazla kendine güvenen, ukala ve ezici bir karaktere sahip...Bilhassa Çiko'ya köpek muamelesi yapması, tüm şapşallıklarına rağmen Çiko'yu oldukça mazlum ve gariban gösteriyordu...Buna rağmen bugün Çiko'ya en gereksiz hareketinde dahi kızamıyorsam, bunda ilk maceralardaki masumiyetinin ve saf bir sadakatle dostunun kusurlarını görmezden gelen yüce karakterinin büyük etkisi vardır...Genelin aksine, Çiko ilk maceralar için daha erdemli, daha gönülden ve daha mazlumdur, Zagor ise adeta bir şerefsizden hallicedir...Biraz abarttım tabi... :)

    Yine bu ilk maceralarda Zagor'un eziciliği ve tüm düşüncesizliğiyle Çiko'yu sürekli bozup kırması bir yana, 60'lı yılların başlarının getirdiği her türlü seriyal klişe de yer alır, bir dizi absürtlük beraberinde...Yine de bir EsseGesse tadı da bırakmaz bu ilk maceralar...EsseGesse'yi aralıklarla okuyan ama çok da sevemeyen, sadece kafa boşaltmak için elinde tutan biriyim...Bir dönem Teksas Tommiks kuşağının tutkusuna ortak olup onların ruhunu daha iyi hissetmek adına elime alırım arada ama asla Bonelli üretimlerindeki gibi arka arkaya okuyamam...O sebeple EsseGesse daha sade ve çocuksu bir yapıya sahiptir fumetti beğenimde, Zagor ise ilk maceralarına rağmen bu sadelikten uzakta, başka türden bir sadeliğin kollarındadır...Yine de klasik maceralar söz konusu olduğunda 1940'ların sonunda başlamasına rağmen ciddiyetini ve temel omurga atmosferini en bozmayan Tex serisidir diyebilirim...Ama konumuz Tex değil vesselam... :)

    İşte ben de ilk ciltleri binbir güçlükle, sabırla okurken, bu hiç de kolay yenilip yutulamayan naifliğin ne vakit geçip de o tanıdığım Zagor atmosferine gireceğini beklerken, 8.ciltle birlikte farkında olmadan geride bırakmışım erken dönem durağanlığını...Yani ilk 20-24 sayı sonrası...8. ciltten sonra Zagor, yatağında yolunu bulmuş bir akarsu misali akmaya başladı önce dingin bir yavaşlıkta, sonra giderek hızlandı ve çağlayana dönüştü...15. cildi de geride bıraktığımda artık bu çağlayana ben de kapılmış oldum...Ve Mayıs ayı civarı neredeyse ilk 20-23 cildi geride bırakabildim...Sonrası sakin bir şekilde acelesiz geldi, zira Zagor artık zevk idi, en güzel dönemleri başlamıştı ve hiç de acele etmedim bitirmek için...Ara duraklardan sonraki ilk önemli durağım 27.cilt, yani 100. sayı oldu...Bu arada ilk renkli Zagor serüveni 100. sayıdan önce 84. sayıda ( ''Koleksiyoncu' isimli macera ) yer almıştır ve bu da KM seriden 23. cilde tekabül eder...

    Peki bu ilk 100 sayıda neler oldu?..

    Dönüşümlü okumalarım sağolsun, herşey çorba gibi karıştı gözükse de sıyrılan bazı detaylar oldu, Zagor evreni ile ilgili pek çok şeyin ilklerine tanık olduk, 600 sayı ve onlarca ekstra albüme konu olan iyi ya da kötü pek çok yan karakterin çıkışına tanık olduk...Bu ilk 100'lükde 3 kez Hellingen'i gördük, 3 kez Kazmakürek Bill'i gördük, aralarda karşımıza sayısız kere Trampy çıktı, Doc ve avcı tayfasını gördük...İki kez Seminoller'i görüp acı kaderlerine tanıklık ettik...Kaptan Fishleg ve tayfasını 3 kere falan gördük, ve her gördüğümüz karakterle tanışması, ilk yol kesişmesi oldukça keyifli oldu...İlk 24 sayı sonrası Zagor'un ukalalığı azaldı ve çok kısa bir süre sonra artık tamamen bildiğimiz can Zagor olup Çiko'ya insan gibi davranmaya başladı, hakaretleri ortadan kayboldu...Çiko ise fındık fıstık olmaya devam etti...Zagor'un öyküsünü okuduk, dönemin klişeleri aksine bu orijin hikayesi son derece kaliteli ve sıradışıydı...Kızılderili ve haklarının savunucusu Zagor'un, geçmişteki en büyük Kızılderili soykırımı yapanlardan birini oğlu olduğunu ve kendisinin de az kırım yapmadığını gördük...Patrick Wilding'in Zagor'a dönüşmesini çok karanlık bir vicdan muhasebesi sonucu güçlükle gerçekleştiğine tanık olup bir dönemin azılı Kızılderili avcısı babasına dahi kızamadık...Zaten orijinal 400. sayıda, ( Lal Kitap 12. sayı ; Gökkuşağı Köprüsü ) Zagor'un babasının gökyüzü çayırlarında, öldürdüğü tüm kızılderililerle beraber arınmış bir ruhla dolaştığını ve çoktan katledilen yerlilerce affedildiğini ve onların ruhlarıyla beraber Zagor'u öbür dünyada karşılayacağını boğazımız düğümlenerek görecektik...Ve daha niceleri...

    Bu 100 sayı itibariyle Zagor'u gönlümüzde Zagor yapan o muhteşem gerilim ve atmosfere sahip kaliteli seçme öykülerinden de okumuş olduk epeyce...Gerek doğa üstü, gerek fantastik, gerek bilimsel, gerek mitolojik, gerekse coğrafik pek çok malzemenin renklendirdiği içi dolu öyküler görmüş olduk...Ve Tay döneminde okuduğum, Baron Bela Ragosi ile ilk karşılaştığı maceranın da bu ilk 100 sayıda olduğunu belirtmeden geçmeyeyim...Atladığım ve unuttuğum niceleriyle birlikte 100. sayının kapanışı da yine ilk 100 sayı boyunca aralıklarla 3 kere gördüğümüz Gitar Jim ile yapmış olduk...Gitar Jim, aman aman namuslu biri olmamasına rağmen süreç içerisinde kendini sevdiren sevimli kötülerden sadece biriydi...Ayrıyetten kölelik, sömürü ve askeri hiyerarşi gibi konulara da oldukça değinildi bu 100 sayıda...

    İlk 8 cilt itibariyle dura kalka engebeli arazide devam eden yolum, 10-15 ciltten sonra akarsu kıvamında seyretti ve yukarıda da dediğim gibi giderek daha da hızlandı...Ama biliyorum ki bu daha birşey değil...Çağlayan sonsuza kadar akmayacak belki ama biz çağlayanın döküldüğü yerde biraz soluklanıp bu kez bayır aşağı yuvarlanmaya devam edeceğiz diye düşünüyorum korkunç bir hızla...Zira Zagor evreninde bana göre giriş dönemi bitti, 250 sayı kadar sürecek çok çılgın ve tadından yenmeyecek bir gelişme dönemine girdiğimi var sayıyorum ve biliyorum ki her macera bir öncekinden daha lezzetli gelecek, dolgu malzemesi olan kısalar bile...O yüzden hiç acele etmeden Zagor KM okumalarıma aralıklarla devam edeceğim...

    Zagor gerçekten çok ayrı ve çok özel bir seri benim için...Verdiği keyif tarifsiz ve en azından tüm KM ciltler boyunca bunun devam edeceğine şüphem yok...350'den sonra kaliteden ödün vermeksizin hafif bir duraklama dönemine girip 400'lerin ortalarına doğru tamamen gerileme dönemine geçeceğini ve 600'lere kadar da eski güzel maceralara nazaran nötr bir havaya bürüneceğini biliyorum, zira bazılarını okudum külliyatı tamamlamadan önce...Yine de önümde birbirinden kaliteli, hayal kırıklığına kesinkes uğratmayacak en az 250 sayı olduğundan içim rahat...

    27.cilt de bittiğine göre geriye kaldı 72 cilt...Bundan sonra KM ciltler sona ereceğinden, Yeni Seri'den devam edeceğim fasikül olarak ama artık kaç ay ya da kaç sene sonra sıra gelir onlara bilemem...Şimdi Zagor'a gene bir müddet ara verme zamanı...Diğer fumettilerde de ''dalya'' diyebilmeli... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Tuco Ramirez

Peki Ferzan bey bu ilk 100 sayıda en çok beğendiğin maceralar hangileri ve neden. İlk 5 tanesi mesela...

ferzan

    27 cildin tamamını hatırlayamasam da cilt sırtlarına bakınca en aklımda kalan ve en keyif aldığım maceralar şunlar olmuş;

    - Cilt 16 'daki Zagor 'un Öyküsü
    - Cilt 22 'deki Kar Şahinleri
    - Cilt 24 'teki Zagor Vampire Karşı
    - Cilt 24 'te başlayıp 25 'e sarkan Başarısız Deneme ve Esrarengiz Sis başlıklı macera
    - Cilt 26 da başlayıp 27 'ye sarkan Mısırlı Hammad ve devam eden başlıklara sahip uzun korsan ve define macerası. 100 sayı değerlendirmesinden bir önceki iletimde bahsettiğim macera yani. :)

    Şöyle bir bakınca, 16.ciltten sonra olmuş hep favorilerim. Biraz vakitsizlik, biraz da ihmalden sevdiğim maceralar hakkında çok yazamadım ama 101 'den itibaren not düşeceğim okunup iz bırakan maceralar hakkında. Böylelikle ben de daha kolay hatırlamış olurum. :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com