Before Watchmen - İthaki Yayınları

Başlatan Nightrain, 03 Ekim, 2019, 15:16:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Bloodslince

Alıntı yapılan: Nightrain - 24 Ekim, 2019, 21:46:34

Watchmen konusunda ne kadar güzel günler yaşıyoruz değil mi? :) Kapakları beğendim.
"Gotham'ın beyaz şövalyesini aldım ve bizim seviyemize indirdim. 
Çok zor olmadı.
Bildiğin gibi delilik yerçekimi gibidir.
Sadece hafifçe itmek gerekir."
[shadow=red,left]Joker[/shadow]

Bloodslince

Wathcmen: Başlangıç | Komedyen - Rorschach

Öncelikle çizimleri ve baskı kalitesini çok beğendiğimi belirteyim. Gelen kargoda herhangi bir problem yoktu, gayet temiz bir kitap geldi elime. Kapak bildiğiniz üzere orijinal kapak değildi ve İthaki kendi kapağını tasarlayıp, DC onayıyla bu şekilde bastı. Kapaktaki Rorschach ve Komedyenin orijinal halleri en son sayfalarda var, hatta diğer kapak örnekleri de verilmiş bilginiz olsun. Orijinal kapak mı bu mu diye sorarsanız, yeniliklere açık olmak bu kadar zor olmamalı derim ve bu kapağı çok beğendiğimi belirteyim. Tabi ki zevkler ve renkler, herkesin beğenisi farklıdır.

Fotoğraflarda oynama yapılmamıştır, ortam ışığında çekildiği gibidir. Faydalı olması dileğiyle.






















Merak edenler için orijinal kapak:

"Gotham'ın beyaz şövalyesini aldım ve bizim seviyemize indirdim. 
Çok zor olmadı.
Bildiğin gibi delilik yerçekimi gibidir.
Sadece hafifçe itmek gerekir."
[shadow=red,left]Joker[/shadow]

İdrava

Görseller için teşekkürler. Ama okuyanlarnda yorum yapabilir mi? Hikaye iyi mi?

nicholaihel

Bermejo harika bir çizer! Alırsam sırf onun için olur.

KenParker

Watchman Başlangıç serisi öne çıkmış iki karakterle seriye başlamış. Komedyen ve Rorsach tabiki. Önsöz, sonsöz, kitabın yazılış çizilişiyle ilgili yazılar falan aramayın. Alan Moore'un bu seriye müsade vermediği biliniyor ve Alan Moore'un bu düşüncesine rağmen sen bu çizgi romanı yaparsan utanmadan önsöz gibi şeyler yazamazsın. Kağıt kalitesinden balonlamaya, çizimden renklere kadar comic dünyasının alameti farikalarından nasibini almış. Bunlar zaten olması gerekenler olduğu için es geçeceğim.

En çok merak edilen yere hikayeye geçelim. Hemen söyliyeyim Alan Moore bunları okumuşsa yere tükürüp okkalı bir küfür savurmuştur. Fakat ben Alan Moore değilim dolayısıyla kendi bakış açımla anlatacağım. İlk hikaye Komedyen'le başlıyor. Başlangıç hikayeleri bilindiği gibi Watchman baş rollerinin köken hikayelerine dayanıyor. Her bir kahramana kitabın aslına uygun gidebilecek geçmiş uydurulmuş. Gidebilecek diyorum çünkü kitabın asıl yazarının kurgusundan ayrı, farklı kişilerin yazdığı uydurma hikayeler bunlar.

Komedyen, Amerika başkanı Kennedy gibi kimselerle arkadaş olan, CIA, FBI, Amerikan ordusu kimmiş, bunların yerine işler yapan tek kişilik bir ordu rolüne bürünmüş. Akla hemen Kaptan Amerika gelmiştir herhalde. Zaten Komedyen'in omzundaki yıldızla kırmızı beyaz tişört kolu bunu hatırlatıyor. Bir farkla; Komedyen denen espiri fukarası itici mi itici kişi, kazanmak için her yolu mübah gören, en yakın arkadaşının karısına sarkacak kadar dengesiz, diğer yandan ''Nirvana'ya eriştim, ben herşeyi biliyorum, aydınlanma çağı bende başlar.'' pozlarında  bir alkol düşkünü. Bir farkla dedim ama epey fark söyledim. Az bile söyledim bu sefih dengesiz için:)

Köken hikayesi için başkan Kennedy ile Komedyen'i kanka yapmışlar. İyi bir hamle. Peki bunu iyi işleyebilmişler mi? Kitabın başında kanka oldukları görülen olay akışında hemen ardından Kennedy'nin vuruluğunu öğreniyoruz. Ne oluyor demeye kalmadan Vietnama gideceğiz. Arada farklı olaylar yaşanıyor, spoiler vermeden şu kadarını söyliyeyim, ortalarda ve sonda bu suikaste tekrar dönülecek ama ne yazık ki Peki suikast nasıl yapıldı'nın cevabı verilmeyecek. Çünkü karmaşık anlatıda ne demek istendiği tam anlaşılmıyor.



Adamımız Vietnam'a gider. Kızıllarla çarpışır. 'Onurlu kahraman Amerikan askeri Vietnamlıları kurtarıyor' klişesini artık günümüz okuru pek yemediği için ortaya karışık işler yapar. Bir yandan Vietnamlı çocuklarla kağıt oynayıp eğlenir, diğer yandan kadın çocuk demeden katliam yapar mesela. Aslında düşünüyorumda dönemim ruhunu en iyi anlatan sahne, ta başta verilen boks sahnesinde detaylandırlabilirdi. Boks sahnesinde görülen kişi spor dünyasının efsanelerinden Muhammed Ali Clay dünya ağır siklet boks şampiyonu olmuştu ve savaş için askere çağırılınca karşı çıkmış, şöyle söylemişti:

"Asker kaçağı değilim. Ne bayrağımızı yakıyorum ne de Kanada'ya kaçıyorum. Burada kalacağım. Beni hapse mi tıkmak istiyorsunuz? Olur, istediğinizi yapabilirsiniz. 400 yıldır zaten hapisteyim. Üç beş yıl daha yatacakmışım ne çıkar. Ama katillere yardım edip fakirleri öldürmek için 15,000 km'lik bir mesafe katetmeyeceğim. Ölmek istesem, burada ölürüm. Şimdi, sizinle kapışarak ölürüm. Benim düşmanım sizlersiniz. Çinliler, Vietkonglar veya Japonlar değil.
Özgürlüğümü istediğim zaman bana karşı çıktınız. Hakkımı aradığımda bana karşı çıktınız. Eşitlik istediğimde bana karşı çıktınız. Benden bir yere gidip sizlerin uğruna savaşmamı mı istiyorsunuz? Ben haklarımı ve dinî özgürlüğümü elde etmeye çalışırken sizler bana Amerika'da bile destek vermediniz. Kendi memleketimizde bile beni savunmadınız."


Tabi savaşa katılmayı reddetmesi kendine pahalıya mal oldu. Gençliğinin baharında, sporda başarı göstereceği en iyi çağında yıllarca boks yapmaktan men edildi. Yıllar sonra geri döndüğünde yine fırtına gibi esti ve defalarca ağır siklet boks şampiyonu olarak Greatest lakabını aldı. Ondandır Vietnam saçmalığından sonra her Amerikan başkanının Muhammed Ali'yle poz verip puan toplamak istemesi. Komedyen hikayesinde bunlar anlatılmıyor tabi.

Peki ne anlatılıyor. Beyazlarla aynı lokantada yemek yemesi bile yasak olan zencilerin direnişi anltılıyor üstünkörü. kahraman Komedyen olayı kendine mahsus yöntemleriyle çözüverir. Gösteri yapan siyahi grubu yoldan çıkarmak için mağazaların vitrin camlarını kırar ve hırsızlık yapmalarına meydan verir. Gösteri yapanlar kırılan camları görünce birden bire gösteriyi bırakıp, tüm düşüncelerini değiştirip yağmaya koşarlar. Eşit hakları falan unutuverirler birden. Yersen.

Detaylara girmeden, genel kurguyu bilerek tam aktarmadan anlatmaya çalıştım. Genel itibariyle beğenmediğimi, anlatımın vasatın altında olduğunu söyleyebilirim.



Gelelim asıl beklediğim hikayeye. Benim favorim esas oğlan Rorsach'a. Onun hikayesi oldukça kısa tutulmuş. Ya da ben sevdiğim için bana öyle geldi :) Geçmişini Alan Moore detaylı aktardığı için fazladan köken uydurmaya kalkmamışlar. Sadece kısa bir hikayeyle sahne vermişler. Kısa olmasına rağmen çok beğendim. Yeri geliyor dayak atıyor yeri geliyor dayak yiyor. Ancak ne olursa olsun Rorsachlığını konuşturuyor ve asla pes etmiyor.

Çizimleri çok hoş. Lee Bermejo farklı çizgilerini konuşturmuş yine. Kendine mahsus atmosferi hemen kendini belli ediyor. Onun Batman Noel çizgi romanını okumuştum. Hala tadı damağımdadır. En iyi Batman hikayelerindn biriydi.

Puan vermeyi gereksiz bulurum. Her okuyanda farklı anlamlar kazanacak subjektif izlenimlere rakam söylemek bana doğru gelmez. Zaten bilindiği gibi her kişinin beğenisi farklı. Yine de eğer puan vermem gerekseydi Komedyene 5, Rorsach'a ise kısa olmasına rağmen 8 derdim. Serinin bundan sonrakileri almayı düşünmüyorum.

pizagor

Alıntı yapılan: Nightrain - 24 Ekim, 2019, 21:46:34


Sanırım bundan henüz haber yok. En son dün baktığımda kendi sitesinde henüz görünmüyordu.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Bloodslince

Alıntı yapılan: pizagor - 02 Kasım, 2019, 19:45:59
Sanırım bundan henüz haber yok. En son dün baktığımda kendi sitesinde henüz görünmüyordu.

Hızlı gittiler zaten, biraz nefes aldırsınlar ya... Gelir yakında haberi, şimdi Sandman 7 mesaileri vardı, o yüzdendir.  :)
"Gotham'ın beyaz şövalyesini aldım ve bizim seviyemize indirdim. 
Çok zor olmadı.
Bildiğin gibi delilik yerçekimi gibidir.
Sadece hafifçe itmek gerekir."
[shadow=red,left]Joker[/shadow]

ferzan

    Daha Ozymandias - Kızıl Korsan cildi perşembe günü ön siparişten çıkıp stoklara girdi... :) Gece Kuşu - Dr Manhattan cildini bence yeni yıldan önce beklemeyelim...Ekim ayında iki adet Watchmen: Başlangıç ile bir adet HC Watchmen çıkardılar...Bence bu senenin son ayları için görüp görebileceklerimiz bundan ibarettir...Aksi takdirde her cildin mandalla tele asılıp "15 günde bir çıkar" ya da "her hafta bayinizden ısrarla isteyiniz" gibi anonslarla duyurulmasını talep ederim herhalde... 8)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Barmen Minik

içindekiler kısmı olmasına ragmen sayfa numaraları yok :D orjinalinde de yok galiba çok ilginç bir anlayış

Mrtekin

Before Watchmen'den "Ozymandias-Kızıl Korsan" cildini okudum. Bu serinin genel olarak beğeni oylaması yükseklerde olmasa da;

"Ozymandias" kısmı benim hoşuma gitti. Adrian Veidt'in çocukluğundan başlayarak hayatı, maskeli kahraman "Ozymandias" oluşu, "Büyük Planı"nı nasıl tasarlayıp adım adım nasıl uyguladığı ve Watchmen'in başlangıcına kadar olan tüm süreç; yazar "Len Wein" tarafından gayet güzel doldurulmuş. Meraklısına, Türkiye'de geçen küçük bölümler de var.

Ve fakat, çizer Jae Lee'nin çizimleri gerçekten müthişti. Çok temiz ve fevkalade estetik çizgiler; hikayeyi havalandırmış.

"Kızıl Korsan" ise eh ortalama. Belki de ana temanın bir benzerini "Karayip Korsanları"'nda önceden seyrettiğim için çok hazzetmedim. Çizimler de biraz kakafonik geldi.
They drew first blood...

ferzan

    Before Watchmen ciltlerine geçmeden önce yıllar evvel Gerekli Şeyler edisyonunu alıp okuduğum Watchmen 'in, alındığı günden beri ikinci okumayı bekleyen İthaki edisyonunu 10-12 güne yaymak suretiyle baştan bir daha okudum...Pek çok detay silinmiş aklımdan, okudukça hatırladım...İlk okuyuşumda alamadığım tadı aldım...Yalnız bir oturuşta bitirmek benim için imkansız olduğundan, her bölüme bir gün ayırdım, bazen iki gün elime alıp kapağını açmadığım oldu ama 10-12 günlük bir sürecin sonunda nihayet geçen gün bitirip Before Watchmen ciltlerine geçebildim...

    Komedyen ile Rorschach 'ın işlendiği ilk cilt kendini güzel okuttu, yalnız zaman zaman yazar çok akıcı olabilecekken bilerek mi akışa çelme takmak istemiş anlamadım...Yersiz bir akış sektesi hissine uğradığım oldu yer yer...Belli belirsiz geçiş kopuklukları vardı sanki ama geneline baktığımızda canavar gibi albümdü...Komedyen 'in bölümleri ağırlıklı olarak Vietnam 'la ilgiliydi ki savaş anlatıları türünde okumayı en sevdiğim dönemdir Vietnam...Bir Garth Ennis ya da Jason Aaron anlatımlı Vietnam öyküleri ayarında olmasa da Komedyen 'e olan merakım dolayısıyla kayıtsız şartsız okudum ve tat aldım...Rorschach 'ın bölümleri ise karakter dolayısıyla çok daha ilgimi çeken bölümler oldu...Açıkçası daha uzun sürmesini isterdim ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Rorschach bölümleri bence kalitesini Lee Bermejo 'ya borçlu...Metnin çok ilerisinde bir görselle mini seriyi olduğundan çok daha iyi göstermiş...Salt hikaye bakımından ele alırsak ortalama sayılırdı...Karakterin kendisi ve çizerinin mahareti olmasa çok sıradan bir seri olurdu muhtemelen...Yani yazarın muazzam bir şey kattığını sanmıyorum...Aslında her iki karakter için de düşüncelerim aynı...

    Öte yandan, güzel detaylar vardı...Komedyen 'deki Kennedy 'li ilk bölümde son kısma bağlanan malum sarışına dair komplo teorisi ile Rorschach 'ta hikayenin geçtiği 1977 senesi dolayısıyla New York sokaklarında karşımıza çıkan malum taksici, harika detaylardı...Sırf bu iki detay bile ilk cilde dair fikrimi törpülememe sebep oldu diyebilirim...

    İkinci cilt Ozymandias ile Kızıl Korsan 'ın henüz başlarındayım...İlk fasikülü okudum sadece...Biraz yavaş gideceğim, çünkü Ozymandias antipatik bulduğum yegane karakterdi ve geçmişinin ilk bölümünü okurken de oldukça antipati depoladım diyebilirim...Bu hislerimiz karşılıklı olacak ki yazarın da Ozymandias 'ı işlerken karaktere kattığı ekstra ukalalık ve Türkiye 'ye geldiği bölümün resmedilme ve sonrasında bahsedilme şekli epey eksik ve itici geldi...Hatırlarsınız, Watchmen ana seride Ozymandias 'ın İskender 'in izinde Türkiye 'den de geçtiği işlenmişti bir panelde...80 'li yıllarda Türkiye resmeden bir İngiliz çizerden bekleneceği üzere oldukça oryantalist bir kare ile bu kısım anlatılmıştı fakat içerlememiştim...Klasik batının tüm detaycılığını ve araştırma becerisini doğu söz konusu olduğunda vasat ezberlerle geçiştirmesine yıllardır aşina olduğumuzdan umurumda bile olmamıştı fakat Ozymandias ilk bölümde, 2014 sonrası üretilmiş bir çizgi romanda Karadeniz 'de bir yerleşimin o şekilde resmedilmesi ve limandaki Türkler 'in tasviri beni epey itti...Conan 'ın Hiborya Çağı 'nda bile görmediğimiz tatta Hırsızlar Kenti Shadizar ayarında bir atmosfer ve neandartel adamlardan hallice sefil Türkler vardı...Her zamanki gibi seçkin ve mükemmel aryan ırkından birinin bu sefillere haddini bildirmesi ve burada tecrübe ettiği sefil görüntüyü ve pis kokuyu daha sonrasında aktarma şekli ile hayal kırıklığına uğrattı...En ufak bir detayı atlamayan, bir tüfeğin pimine kadar her türden farklılığı tüm ayrıntısıyla resmedebilen batılı çizgi romancıların iş doğuya geldi mi en basitinden bir Google araması bile yapmaması ilginç geliyor...Geçtim 1950 'leri, Orta Çağ 'da bile Karadeniz kıyılarının öyle görünmediğine eminim...Bilinçli bir tercihse saygı duyarım, belki yazarın özel isteğidir ve bu coğrafyaya kendince sebeplerden ötürü antipatisi vardır...Bilemem...Ama profesyonellik adına fazlasıyla yadırgadım ve yakıştıramadım diyebilirim...Her halükarda bu cilt benim için karaktere olan soğukluğumdan ötürü (söz konusu detaylardan değil, genel olarak aşırı zeki ve mükemmel tasvirlerden tiksindiğim için) yavaş ilerleyecek gibi görünüyor...

    Gelelim Before Watchmen serisi ile ilgili genel fikrime...

    Watchmen gibi eserler efsane olarak, kült olarak kalmalı bence...Tamam, kısa soluklu çok iyi hikayeler çıkabilir bazı karakterlere dair ama bu eseri DC evrenine katmak (sanırım öyle bir niyet ve yeltenme söz konusuydu) ya da mevcut popülaritesinden nemalanmak olmamalı...Bir Alan Moore gibi tat vermiyor işte...O yazsa daha farklı olurdu belki ama adam istememiş bile ötesinin berisinin anlatılmasını...Yukarıda da belirttiğim gibi, Komedyen ve Rorschach cildini epey beğendim ama içimde bir şeyler de eksik kaldı hep...Sıkılmadan okusam da, Rorschach bölümlerinde ilgim katlansa da; hatta Rorschach 'a dair apayrı bir seri istencim bile olsa da kendi kendime şunu demeden edemiyorum: "Gerçekten gereği var mıydı?"...

    Bu seriyi almaya ve ilgiyle okumaya devam edeceğim...Orijinal boy olması, görsel uyarlamanın göz acıtmaması vs. gibi sebeplerden ötürü İthaki edisyonu Watchmen cildi ile birlikte harika duruyor rafta...İçerik de kendini her şekilde okutuyor ama işte...Bir şeyler eksik dedim ya, o eksiklik yakasını bırakmıyor insanın...Adı konamayan, tanımlanamayan bir eksiklik...Olmasa daha iyi olurdu dedirtebilen bir eksiklik...Hem olmuş, hem olmamış diye dengesizce düşündürten bir acayiplik...Göze hitap ediyor, zihne hitap ediyor ama insanın kalbine tam giremiyor...Alan Moore 'un izinde ama Alan Moore olamayan ve tam da bu sebepten ötürü gerekliliği sorgulanabilecek bir silsile...

    Lanet olsun ki arşivlik...Almadan, okumadan da edemiyor insan...Başlayacağım Watchmen 'ine de, evveliyatına da...Ne düşüneceğimi şaşırdım...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

İdrava

Harika bir yazı olmuş ferzan. Ve cümlenin sonunda ilahi ferzan diyip bir kahkaha attım. Evdekiler ne oluyor dedi.😂

Bloodslince

Alıntı yapılan: ferzan - 13 Kasım, 2019, 20:43:09
    Before Watchmen ciltlerine geçmeden önce yıllar evvel Gerekli Şeyler edisyonunu alıp okuduğum Watchmen 'in, alındığı günden beri ikinci okumayı bekleyen İthaki edisyonunu 10-12 güne yaymak suretiyle baştan bir daha okudum...Pek çok detay silinmiş aklımdan, okudukça hatırladım...İlk okuyuşumda alamadığım tadı aldım...Yalnız bir oturuşta bitirmek benim için imkansız olduğundan, her bölüme bir gün ayırdım, bazen iki gün elime alıp kapağını açmadığım oldu ama 10-12 günlük bir sürecin sonunda nihayet geçen gün bitirip Before Watchmen ciltlerine geçebildim...

    Komedyen ile Rorschach 'ın işlendiği ilk cilt kendini güzel okuttu, yalnız zaman zaman yazar çok akıcı olabilecekken bilerek mi akışa çelme takmak istemiş anlamadım...Yersiz bir akış sektesi hissine uğradığım oldu yer yer...Belli belirsiz geçiş kopuklukları vardı sanki ama geneline baktığımızda canavar gibi albümdü...Komedyen 'in bölümleri ağırlıklı olarak Vietnam 'la ilgiliydi ki savaş anlatıları türünde okumayı en sevdiğim dönemdir Vietnam...Bir Garth Ennis ya da Jason Aaron anlatımlı Vietnam öyküleri ayarında olmasa da Komedyen 'e olan merakım dolayısıyla kayıtsız şartsız okudum ve tat aldım...Rorschach 'ın bölümleri ise karakter dolayısıyla çok daha ilgimi çeken bölümler oldu...Açıkçası daha uzun sürmesini isterdim ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Rorschach bölümleri bence kalitesini Lee Bermejo 'ya borçlu...Metnin çok ilerisinde bir görselle mini seriyi olduğundan çok daha iyi göstermiş...Salt hikaye bakımından ele alırsak ortalama sayılırdı...Karakterin kendisi ve çizerinin mahareti olmasa çok sıradan bir seri olurdu muhtemelen...Yani yazarın muazzam bir şey kattığını sanmıyorum...Aslında her iki karakter için de düşüncelerim aynı...

    Öte yandan, güzel detaylar vardı...Komedyen 'deki Kennedy 'li ilk bölümde son kısma bağlanan malum sarışına dair komplo teorisi ile Rorschach 'ta hikayenin geçtiği 1977 senesi dolayısıyla New York sokaklarında karşımıza çıkan malum taksici, harika detaylardı...Sırf bu iki detay bile ilk cilde dair fikrimi törpülememe sebep oldu diyebilirim...

    İkinci cilt Ozymandias ile Kızıl Korsan 'ın henüz başlarındayım...İlk fasikülü okudum sadece...Biraz yavaş gideceğim, çünkü Ozymandias antipatik bulduğum yegane karakterdi ve geçmişinin ilk bölümünü okurken de oldukça antipati depoladım diyebilirim...Bu hislerimiz karşılıklı olacak ki yazarın da Ozymandias 'ı işlerken karaktere kattığı ekstra ukalalık ve Türkiye 'ye geldiği bölümün resmedilme ve sonrasında bahsedilme şekli epey eksik ve itici geldi...Hatırlarsınız, Watchmen ana seride Ozymandias 'ın İskender 'in izinde Türkiye 'den de geçtiği işlenmişti bir panelde...80 'li yıllarda Türkiye resmeden bir İngiliz çizerden bekleneceği üzere oldukça oryantalist bir kare ile bu kısım anlatılmıştı fakat içerlememiştim...Klasik batının tüm detaycılığını ve araştırma becerisini doğu söz konusu olduğunda vasat ezberlerle geçiştirmesine yıllardır aşina olduğumuzdan umurumda bile olmamıştı fakat Ozymandias ilk bölümde, 2014 sonrası üretilmiş bir çizgi romanda Karadeniz 'de bir yerleşimin o şekilde resmedilmesi ve limandaki Türkler 'in tasviri beni epey itti...Conan 'ın Hiborya Çağı 'nda bile görmediğimiz tatta Hırsızlar Kenti Shadizar ayarında bir atmosfer ve neandartel adamlardan hallice sefil Türkler vardı...Her zamanki gibi seçkin ve mükemmel aryan ırkından birinin bu sefillere haddini bildirmesi ve burada tecrübe ettiği sefil görüntüyü ve pis kokuyu daha sonrasında aktarma şekli ile hayal kırıklığına uğrattı...En ufak bir detayı atlamayan, bir tüfeğin pimine kadar her türden farklılığı tüm ayrıntısıyla resmedebilen batılı çizgi romancıların iş doğuya geldi mi en basitinden bir Google araması bile yapmaması ilginç geliyor...Geçtim 1950 'leri, Orta Çağ 'da bile Karadeniz kıyılarının öyle görünmediğine eminim...Bilinçli bir tercihse saygı duyarım, belki yazarın özel isteğidir ve bu coğrafyaya kendince sebeplerden ötürü antipatisi vardır...Bilemem...Ama profesyonellik adına fazlasıyla yadırgadım ve yakıştıramadım diyebilirim...Her halükarda bu cilt benim için karaktere olan soğukluğumdan ötürü (söz konusu detaylardan değil, genel olarak aşırı zeki ve mükemmel tasvirlerden tiksindiğim için) yavaş ilerleyecek gibi görünüyor...

    Gelelim Before Watchmen serisi ile ilgili genel fikrime...

    Watchmen gibi eserler efsane olarak, kült olarak kalmalı bence...Tamam, kısa soluklu çok iyi hikayeler çıkabilir bazı karakterlere dair ama bu eseri DC evrenine katmak (sanırım öyle bir niyet ve yeltenme söz konusuydu) ya da mevcut popülaritesinden nemalanmak olmamalı...Bir Alan Moore gibi tat vermiyor işte...O yazsa daha farklı olurdu belki ama adam istememiş bile ötesinin berisinin anlatılmasını...Yukarıda da belirttiğim gibi, Komedyen ve Rorschach cildini epey beğendim ama içimde bir şeyler de eksik kaldı hep...Sıkılmadan okusam da, Rorschach bölümlerinde ilgim katlansa da; hatta Rorschach 'a dair apayrı bir seri istencim bile olsa da kendi kendime şunu demeden edemiyorum: "Gerçekten gereği var mıydı?"...

    Bu seriyi almaya ve ilgiyle okumaya devam edeceğim...Orijinal boy olması, görsel uyarlamanın göz acıtmaması vs. gibi sebeplerden ötürü İthaki edisyonu Watchmen cildi ile birlikte harika duruyor rafta...İçerik de kendini her şekilde okutuyor ama işte...Bir şeyler eksik dedim ya, o eksiklik yakasını bırakmıyor insanın...Adı konamayan, tanımlanamayan bir eksiklik...Olmasa daha iyi olurdu dedirtebilen bir eksiklik...Hem olmuş, hem olmamış diye dengesizce düşündürten bir acayiplik...Göze hitap ediyor, zihne hitap ediyor ama insanın kalbine tam giremiyor...Alan Moore 'un izinde ama Alan Moore olamayan ve tam da bu sebepten ötürü gerekliliği sorgulanabilecek bir silsile...

    Lanet olsun ki arşivlik...Almadan, okumadan da edemiyor insan...Başlayacağım Watchmen 'ine de, evveliyatına da...Ne düşüneceğimi şaşırdım...

Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Before serilerini henüz okuyamadım, sırada bekliyor. Dikkatimi Türkler kısmı çekti. Günümüzde dahi yapılan Batılı dizi veya filmlerde Türkiye algısı çoğu kez saçma sapan işleniyor. Nikita dizisinde Türkiye de öyle bir bölüm çekmişlerdi ki plakalar arapça, bütün kadınlar peçeliydi. Özellikle giyim kuşamda hep Arabistan tipi göstermeye çalışıyorlar. Onun haricinde beyaz adam her zaman tarihin akışını değiştiren rolünde kalmış demek ki. Çünkü iyi ne olusa aryan ırkındandır. Ne iyi ise Batıdır, Avrupadır. Ne kötüyse Doğudur. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, Tarihi kazıların hepsi medeniyeti bu topraklarda gösterirken, uyduruk Avrupalı ve Batılı sözde bilim adamları uydurma ve çürütülen arkeolojik kazılarla tersini iddia etmeye çalışmaktadır.

Alan Moore dan aldığım zevki bu serilerde alamayacağımı biliyordum, bu kısa incelemede üzerine tuz biber oldu.

Tekrardan elinize sağlık.
"Gotham'ın beyaz şövalyesini aldım ve bizim seviyemize indirdim. 
Çok zor olmadı.
Bildiğin gibi delilik yerçekimi gibidir.
Sadece hafifçe itmek gerekir."
[shadow=red,left]Joker[/shadow]

Nomad

@ferzan
Eline sağlık. Döktürmüşsün yine üstad.

pizagor

Alıntı yapılan: Nightrain - 24 Ekim, 2019, 21:46:34


Kaldı bu da, hızlı başlandı sonra frene basıldı. Arkadaşlar, var mı bilgisi olan?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...