Zagor'un Türk Annesi

Başlatan tommikser, 27 Ekim, 2010, 15:59:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tommikser

Türk çizgi roman çevirilerini yapanlari arastirirken Hürriyet gazetesi 28.03.2003 tarihli ve Ayda KARAR imzali bir röportaj oldukça güzeldi.Sizinle paylasmak istedim.Tahminime göre seveceksiniz.


Zagor'un Türk annesi 

 
Ayda KAYAR    

Ay Barka, tam 30 yildir sayisiz çizgi romani Türkçeye kazandirdi. Yayinlanmaya basladigi ilk günden bu yana Zagor'un çevirmenligini yaptigi için de Ay Barka'ya ''Zagor'un Türk annesi'' deniyor.

Ay Barka, deprem analizleriyle kamuoyunun yakindan tanidigi ve geçtigimiz yil kaybettigimiz Prof. Dr. Aykut Barka'nin ablasi. O, ikiz erkek kardesleri gibi matematik ögretmeni olan annelerinin izinden gitmemis. Edebiyat ögretmeni babasinin yolundan ilerlemis. Italyan Ortaokulu ve Istanbul Kiz Lisesi'nin ardindan Istanbul Üniversitesi Latin ve Yunan Filolojisi'ni bitirmis. 1970 yilinda mezun olduktan sonra is ararken, o zaman çizgi romanin en büyük adresi olan Tay Yayinlari'na çevirmek olarak basvurmus. Çcuklugunda çizgi roman meraki olmayan Ay Barka, ''Satin aldigimi hiç hatirlamam, babam kizardi zaten. Ancak arkadaslarimizdan edindigimiz ve okudugumuz çizgi romanlar vardi'' diyor. Ay Barka, çizgi roman çevirisine basladiktan sonra bu dünyanin öyle içine girmis ki, tatillere bile daktilosuyla gider olmus. Çizgi roman fanatikleri onu en çok Zagor çevirileriyle taniyor. Yayincilara göre ''Zagor'un Türkiye'deki jargonunu'' Ay Barka olusturmus. Hálá okurlarinin yüzde 85'i erkek olan çizgi roman dünyasi için oldukça enteresan bir durum bu.

MARTIN HAYRANLARI

Yeri gelmisken belirtelim, yüzde 85'lik erkek okuyucu oraninin bir tek Martin Mistere'de degistigini görüyoruz. Digerlerine oranla daha entelektüel olan ve gerçek bilgilere dayanan Martin Mistere, Türkiye'de yüzde 65 erkek okuruna karsilik, yüzde 35 kadin okur edinebilmis.

KAHRAMANIM MISTER NO

Ay Barka, çevirmen olarak kadinlarin tercih edilmesini titizliklerine bagliyor. Çünkü her bir albümde ortalama 700 konusma balonu bulunan çizgi romanlari çevirmek, düz metin çevirmekten daha zahmetli.

Ay Barka, meslek yasamini Lál Kitap'ta sürdürüyor. Bugünlerde Zagor'un iki serisini ve Mister No'nun bir serisini çeviriyor. Ama ''Bunca yildir içli dislisiniz. Peki sizin kahramininiz kim?'' sorusuna verdigi cevaptan ögreniyoruz ki, onun kahramani Mister No. Neden derseniz, ''Çok tatli, esprili bir serseri o.''

B>Çocuga çizgi roman okutun


Hayal gücü gelisir.

Merakli çocuklari, arastirmaya yönlendirir.

Sanildigi gibi siddet içermez.

Çizgi romanlarda, kahraman çok zorunlu olmadikça, kimseyi öldürmez.

Tarihi bilgiyi artirir.

Çizgi roman bir kameranin ardindan bakmak gibidir. Çocuklarin görsel yaninin gelismesini saglar.

Dürüstlük, insan haklari gibi kavramlar önceligi alir.

ÇIZGI ROMAN TARIHININ KOMIK OLAYLARI

Çizgi romanin Türkiye'deki tarihinde komik anekdotlar da var. Ay Barka'nin Tay Yayinlari'nin sahibi Sezen Yalçiner'in izniyle bize aktardigi bazi isim degisikliklerinin öyküleri söyle:

Ken Parker ilk kez yayinlanacakti. Sezen Yalçiner, ''Parker'' kalemlerine gönderme yaparak ''Bu dolmakalem markasi, olmaz'' dedi. Böylece Ken Parker'in Türkiye'deki adi ''Alaska'' oldu.

Ombrax yayinlaniyordu. Ancak Tommiks daha çok satinca, benzerlik kurulsun diye adi ''Tom Braks'' olarak degistirildi.

Martin Mystere'in yayinlanmasina karar verildigi zaman Ermeni olaylari gündemdeydi. ''Martin''in Ermeni ismi ''Artin''i hatirlatip tepki toplamasindan korkuldu. Bunun üzerine kayip Atlantis ve Mu kitalarindan yola çikan hikayeleri içeren çizgi roman Türkiye'de ''Atlantis'' adiyla yayinlandi.

Jeriko'nun da asil adi ''Jesus''. Isa anlamina gelen Jesus'un da tepki alacagi düsünüldü. Böylece Jesus, Türkiye'de birden bire ''Jeriko'' oluverdi.



Lami Tiryaki

Ay Hn'la ikisi yüzyüze üç defa defa muhabbet etme imkanim oldu. Ilki Tay Yayinlari tasinmadan önce depodan çizgi romanlari satin aldigim gün tanismistik. Efsanenin annesiyle ve dahi Tay'in duayen çevirmeni ve yöneticisiyle tanismak hayatimin unutulmazlari arasindadir. 80'lerin izlerini tasiyan genis bir pantolon ve zarif bluzuyla Zagor'un gerçek annesine bakar gibi bakiyordum kendisine.

Daha sonra 2002'de kaybettigimiz agabeyi Prof. Aykut Barka'nin bassagligi için aramistim ve Ay Hn'la 40dk civari süren bir sohbet gerçeklestirmistik. Tüm nezaketiyle sorularima cevap vermis, bende kaybi için üzüntülerimi dile getirmistim. Ve nihayet Ilyas Erkul'un Büyülü Rüzgar magazasinin açilisina gelmisti Ay Hn. Orada da ben dahil tüm okuyucularin sohbetlerine büyük nezaketle yanitlar vermis, yeni yayinlar ve çevirileriyle ilgili doyumsuz sohbetler yapmisti.

Okuyuculari ve dostlariyla çok güzel dostluklar içinde olan bu zarif hanimefendiye daha nice uzun ve basarili yillar dilerim. Gönül isterdiki, ülkemizde yayin yapan çizgi roman dergileri Ay Hn gibi, Inci Hn gibi bu isin duayenleriyle ilgili çalismalar da yapsin, fuarlarda çizgi roman dünyasinin bu isimsiz kahramanlari da imza günü sohbet günü vs davet edilsinler ve bizler de güzel sohbetlerden yararlanalim. Hani Ferri, Milazzo efsanedir bizim için inkar edemeyiz. Ama bize ait çizgi roman emektarlarimiz daha kiymetlidir. Keske onlari da birileri bizimle biraraya getirse...

Selamlar
Lami    

tommikser

     Sizi bilmem ama bende inat vardir. Arnavut inadim tutumu birakmam pesini. Sabah gene böyle gittim ise aklima takmistim takmasina ama nasil olacagini düsünüyordum. Bismillah deyip aradim Lal'i. Valla olmaz dediler. Veremeyiz. O zaman benim teli vereyim belki de olabilir. O zaman alalim bakarsiniz olabilir dediler. Bir ümitle kapattim teli. Is vakti aklimdan çikip gitti.
      Eve gittim. Biraz mayismisim tam o arada tel çaldi. Bilmedigim bir numara. Açtim Alo dedim. Karsi taraftan çok tatli bir bayan sesi Alo dedi. Ben Ay BARKA. Bir anda gözüm hafif karardi desem yalan olmaz. Heyecanlanmistim. Sesim titredi. Özür dilerim Ay Hanim kusura bakmayin ama gerçekten heyecanlandim. Ilk defa çocuklugumu etkileyen ve bende önemli bir iz birakan birisiyle konusuyorum dedim. Çok içten bir gülüs hissettim. Kendimi tanittim. Altin Madalyon sitesinde yerel yöneticiyim. Sitenize bakmak istedim ama kayit istiyordu ben bilgisayar ortamindan hoslanmadigim için kayit olmadim dedi. Gene de bekleriz dedim ve 30 dakikaya yakin bir konusma gerçeklestirdik.
      Lami agabeyi hala hatirliyordu. Kiskanmadim desem yalan olur. Demek Tay yayinlarinin deposunu bosaltmis ve de Ay Hanim unutmamisti. Sonunda asil konuyu açtim. Biz Zagor,Teks severler  olarak sizinle sohbet etmeyi çok istiyoruz.Fuar zamani epey gelen olacak acaba bizimle beraber çay içip sohbet eder misiniz dedim.Ya ben dedi pek öyle insan içine çikamam dedi.Aliskin degilim.Valla dedim hepimiz özellikle ben çok isterim ama zorlamakta istemem.Vaktiniz olsa da görüssek,siz bizim için ve Boneli çizgi romanlari için ülkemizdeki en degerli bayanlardan birisiniz.Zaten çizgi roman dünyasinda birkaç bayandan birisiniz.O da söz vermeyeyim ama olabilir dedi.Anlayacaginiz belki de Ay Hanimla güzel bir sohbet bizi bekliyor olabilir.Simdiden heyecanlandim.Yazarken bile heyecanlaniyorum.

Hayal Kahvem

Selam,

Firsat buldukça Altin Madalyon'un sayfalarini ögrenmeye çalisiyorum. Ay Barka'i çok merak ediyordum. Iyi oldu bu yazismalari görmem.

Çizgi Roman için yazilanlar ne kadar dogru. Hap gibi hazir elime geçti. Kullanirim ben bunlari müsadenizle:) Tekrar okumakta fayda var:

Hayal gücü gelisir.

Merakli çocuklari, arastirmaya yönlendirir.

Sanildigi gibi siddet içermez.

Çizgi romanlarda, kahraman çok zorunlu olmadikça, kimseyi öldürmez.

Tarihi bilgiyi artirir.

Çizgi roman bir kameranin ardindan bakmak gibidir. Çocuklarin görsel yaninin gelismesini saglar.

Dürüstlük, insan haklari gibi kavramlar önceligi alir.

darkwood

Bir çizgiromanin bizim okuyabilecegimiz bir seviyeye gelmesi için, çogu okuyucunun bilmedigi veya bir kitabi okurken hiç düsünmedigi genelde arka planda kalan birçok gizli kahramani vardir. Kapak çizerinden tutun, çevirmeni, matbaacisi, renklendiricisi,  görsel yönetmeni, editörüne kadar bu ise gerçekten emek veren önemli bir kesim bu unsurlarin basinda gelir.  Konu ve çizimler kadar, okuyucunun bir çizgiromani sevebilmesi açisindan bunlar çok önemli ayrintilardir. Özellikle çevirmenlerin okuyucuya çizgiromanin ruhunu, içerdigi mesajlari tarafsizca tam, uyumlu ve dogru olarak yansitmasi gerekir. Bunun için, önce kendi dilini iyi bilip kullanmasi sonra yabanci dil bilgisinin çok iyi olmasi, dahada önemlisi bu isi gerçekten severek, emek vererek yapmasi gerekir. Çevirmenin isi sadece hazir kelimeleri Türkçe'ye çevirmekten ibaret degildir. Öncelikle kitabi okuyup konunun içerigini iyice kavramasi ve okuyucuya verilmesi gereken mesaji çok iyi anlamasi gerekir.  Daha sonra bu konuya sadik kalarak, her karede bulunan çizimlere göre, kendinden de bir seyler katarak imla hatalarina düsmeden, akici ve düzgün bir uslup ile konusma metinlerini yazmasi gerekir.
Zagor'u okurken bunlarin hepsini zaten bir arada en güzel sekli ile görüyoruz.  Sn.Ayda KAYAR'in Türkçeyi güzel kullanmasi disinda, kendinden bir seyler katarak ortaya koydugu; kitaplarin konusma baloncuklarindaki samimi, seviyeli, nükteli paragraflarini okumak bizlere ayri bir keyif veriyor.
Sevgili Günes'in ve Lami'nin konu ile ilgili güzel yazilarini okuduktan sonra, Zagor'a kültürlü ve zarif, sihirli bir bayan elinin degdigini ögrenmek ve bunu arkadaslar ile paylasmak çok güzel. Birde bunun üzerine Tüyap kitap fuarinda, Zagor'un efsanevi çizeri mütavazi kisiligi ile Ferri yi ve nesesi ve sempatikligi ise yazari Burattini'yi  de gördükten sonra  Türkiyede Zagor'un neden bu kadar çok sevildigini anlamak çok normal.
Forum paylasimlarimiza gelirsek, her geçen gün sayilari artan bayan üyelerimizin katilimlari ile formumuz simdi çok daha renkli ve seviyeli olma yolunda emin adimlar ile ilerliyor.
Darkwood Sakinleri..

Hayal Kahvem

Darkwood, güzel bir toparlama yapmissiniz. Ellerinize saglik. Altin Madalyon'un yeni üyesi olarak isimden firsat buldugumda, Altin Madalyion'un sayfalarinin arasinda dolaniyorum.
Bu bölüm çok ilgimi çekti. "Zagor'un Türk Annesi" basligi tam da duruma denk düsmüs. Güzel bir paylasim bu..

Bazan ne düsünürüm biliyor musunuz? Zagor ya da Ken Parker baloncuklarini metin gibi yazsam mesela... Ortami da azicik tasvir etsem:)  Sahane bir öykü çikar bence..
Sebebi iste inandigim  arkasindaki güçlü donanim... Aslinda çizgi romanlarin kimler tarafindan çevirildigi ve mutfaginda kimler oldugu daha fazla durulabilse keske..

Önemli bir konu daha ne biliyor musunuz? Çevirilerde Tükçe'nin iyi kullanilmasi. Çizgi Romanlarin bu kadar egitimli insanlar tarafindan çevirilmesi, Türkçe'nin bozulmasini da engelliyor.
"You are right" cümlesini "dogrusun" diye çeviriliyor ve  dilimize böyle yerlesiiyor.Oysa "haklisin" diye bir kelimemiz vardir. Iyi çevirmenlerin elinde bu konu sorun olmaktan çikiyor, bilakis
düzletmelere yardimci oluyor.

Çizgi romanlarin Türkçe'ye böyle bir hizmeti var yani.. Ve  çok önemsiyorum ben bunu... Çok duruyurulmali...


kahramanlarsinemada

Ferri geldigi hafta kendisi ile ilgili basinda hiç haber çikmamasi üzücüydü. Sanirim etkinliklere de katilmadi :(

caretta

Ay Barka ile tanışıp sohbet etmeyi ben de çok arzuluyorum.
Facebook'tan Karakoç Teks'leri çevirip çevirmediğini sormuştum. "Hayır,ben çevirmedim."diye cevap vermişti.
Bugün bile o seriyi kimin çevirdiğini bilmiyorum. Rahmetli İnci Aslıer facebook arkadaşım idi.
Şimdilerde Teks çevirilerini yapan Zeynep Akkuş da facebook arkadaşım.
Zaman zaman mesaj yazıyorum, nezaketle cevap veriyor.