LEGENDE - Yves Swolfs / Prestij Yayın

Başlatan hanac, 30 Mart, 2011, 09:09:04

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Prestij Yayın frankofonlara ve Yves Swolfs'a devam ediyor.

Durango'dan sonra Swolfs'un başka bir eserinin de telifini almışlar, LEGENDE (Efsane)

Avrupa'da şu ana kadar sadece 5 sayı yayınlandı. İsimlerini ben google çeviri ile çevirdim, hata var ise kabul etmem.  :)

1. sayı (Mayıs 2003) - Kurt Çocuklar



2. sayı (Aralık 2004) - Derin Ormanlar



3. sayı (Nisan 2006) - Büyük Sürek Avı



4. sayı (Ekim 2008) - Rüyaların Ustası



5. sayı (Şubat 2011) - Yüksek Arazi


tommikser

Kapaklar süper abi.Tam kapak olmuş.Peki iç çizimler nasıl acaba?Konu nası translate fransızcanla bir baksana abi?

hanac

15. yüzyılın başlarında Avrupada geçen bir ihanet, entrika hikayesi gibi anladım.

Sanki fantastik unsurlarda yer alacak gibi.

bkz. Rüyaların Ustası

Lami Tiryaki

Konuyu okuyunca aklıma geldi. Bir ara tarihi çizgi romanlarımızla ilgili tartışmalar vardı. Tarihi konuların dışına çıkamıyoruz, nedir bunlar terkedilmeli artık filan diye. Konu, tarihi konuların dışına çıkamamak değil yeni ve çağdaş çizgi roman eserleri yaratılamamasıydı aslında. Ancak hiç bir gerekçe tarihi konulu çizgi romanların modası geçmiş ve artık üretilmemesi gerektiğini açıklayamaz. Bakın Avrupa çizgi romanlarına, hala dünya kadar tarihi konulu çizgi roman üretiyorlar. Fantastik ögeler katıyorlar, geliştiriyorlar. Doğan Kardeş'te bir dolu örneğini gördük, yaşadık. Marvel karakterleri bile tarihi kişiliklere dönüştürüldü.

Tarihi konulu çizgi romanların modası asla geçmez. Elimizdeki en kıymetli çizgi romanlarımızın hala tarihi konulu olmalarıda bunun en iyi kanıtıdır.

Selamlar
Lami

tommikser

Valla Lami abi Tarkan'ı siz çok beğeniryosunuz.Ama şimdi sası geliyor insanlara.Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Lami Tiryaki

Alıntı yapılan: gunessemerci - 30 Mart, 2011, 11:29:51
Valla Lami abi Tarkan'ı siz çok beğeniryosunuz.Ama şimdi sası geliyor insanlara.Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Ne geliyo, ne geliyo?..  ??? sası ne dimek ya?...

Selamlar
Lami

hanac

Ha ha ha

Güneş'in yazdıklarından bende hiçbirşey anlamadım.

Aman karışma dedim kendime, Lami anlamıştır dedim.  :)

tommikser

Sası bizim oralarda-Manisa civarında- üzümlerin tadı güzel olmadığında söylenir.Yavan tadsız manasında  ;D

hanac

Alıntı yapılan: gunessemerci - 30 Mart, 2011, 11:29:51
Mesala Zagor'un Kandrax gibi bir büyücü düşmanı olsa.Karanlık maceralar yaşasa fena mı olur?

Zagor'un Kandraks ile 3 macerası var zaten. bkz.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1040.msg1298.html#msg1298

Güneş, konudan sapmayalım 

Lami Tiryaki

Bazıları "sası" sever Güneş'im. Sevmeyenlerin alamadığı tadı alırlar.

Selamlar
Lami

Tarkan Kurt

Tarkan'a sası (yavan) diyenin kellesi tiz vurula. Herkes beğenmek zorunda değil ama Tarkan benim için vazgeçilmez. Hatta lezzetlerin en güzeli.

Tarkan Kurt

Bu arada konuyu dağıtmadan kapakları çok beğendiğimi de ilave edeyim.

tommikser

Tarkan elbet güzeldir.Karağolan,Yüzbaşı Volkan...Ama Türk çizgiromanlarının en büyük sıkıntısı bence zaman içinde sasılaşması.Yani sasılaşmasa bir Zagor bir Teks gibi neden olamadı?

Bizim yazarlık kısmında büyük sıkıntımız var.Bakın dediğim çrlere bir nokatadan sonra çıkmaza girerek sasılaşıyorlar.Biz sevenleri sevmeye devam ediyoruz ama diğer kesim yenilik arayışında olduğundan uzaklaşıyor.

İşte bence bu yüzden Tarkan ve diğerleri sası.Yoksa karaktere ve güzel çizimlere laf yok.Senaryo kısmındaki kısırlığa lafım sadece.

hanac


tommikser

Ben bu detaycı çizimleri çok seviyorum.Franız ekolünün güzelliğide burada bence.Aslında ekollere bakıldığında diğerlerinden daha güzel görünüyor göze.Amerikan çizgi romanının grafik tarzı güzel olmasına karşın,bazen reklam afişi okuyormuş hissi uyandırıyor insana.

İtalyan ekolünde de en büyük sıkıntı bence renkten uzak kalmaya çalışması.Zaten renkli 100. sayılarda da renkle ilgili sıkıntılar göze hemen çarpıyor.Renkten bu kadar uzak kalan ekol,kendi renklendirme sitilini yaratamamış görünüyor.

Amerikan ekolünde renklendirme çok güzel olmasına karşın dediğim gibi sanki biraz havada kalıyor.Fransız renklendirmelerinde yaprakların tonlamaları dahi göze çarpıyor.

Ülkemiz çizgi romanının bir ekolü olmadığı ortada.Zaten yeni çizim denemeleri de oldukça az.Bizim en çok etkilendiğimiz ekol ister istemez İtalyan ekolü.Renklerden uzak,taramalarla verilemeye çalışılan bir derinlik anlayışı hakim.

Bu kuralın dışında kalan vede göze çarpan Çapa Grubu.Çapa açık açık Amerikan ekolünün etkisinde olduğunu bize gösteriyor.Renklendirmeli son çalışmasını okumadığımdan bir yorum yapmam doğru olmaz ama Amerikan renklendirmenin etkisinde olduğundan eminim.

Bence Türk çizgi romanı ekollerin içinde daha çok Fransız ekolüne yakınlaşmalı.Renklerden fazla uzaklaşmamalıyız.Conan gibi mükemmel konulu ve çizimli bir karakter dizayn edebilirsek o zaman itirazım olmaz.Onun gibi enfes tarama ve çizimlere kimin itirazı olabilir ki?

Birde bence kitap boyutunda sıkıntımız var.İtalyan ekolünün diğer handikapı da kitabın küçük olması.Fransız ve Amerikan ekolündeki gibi büyük boyutta yapılmayan basım,detayların kaybolmasına neden oluyor.Çizer daha ziyede kontur çizimlere odaklanıyor.Fraznsız ekolünde yan çizimler de öndeki çizimler kadar mükemmeldir.Bu yüzden yeni nesil çizgi romanlarımızın Fransız ve Amerikan ekolünün sentezi olması gerektiğini düşünüyorum.İtalyan ekolününde yazınsal kısmının bizi etkileyeceği zaten ortada.

Bence sası çizgi romanlardan kurtulabilmenin yolu,kendi yolumuzu en güzel şekilde bulmak.Diğer ekolleri reddetmeden kendi yazım ve çizim sentezimize ulaşmaktan geçiyor.

Saygılar...