Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tommikser

Everst Sherlock holmes cilt 1 e başlıyorum.

pizagor

Alıntı yapılan: pizagor - 01 Ekim, 2015, 08:22:05
20 küsür yıl önce, eniştemin kitaplığından elimi attığım Beyaz Diş ile başlayan Jack London yolculuğumda sanıyorum üçüncü durağımdı. Kendimi fena kaptırmıştım bu kitaba, bir çırpıda okuduğumu hatırlıyorum. Şimdi yeniden ellerimde, sayfalarını çeviriyorum; Martin Eden...

Birçok baskısı arasından nedense yine ilk okuduğum Oda Yayınları baskısıyla, ilk okuduğum kapağıyla satın almayı tercih ettim...



Maalesef yine aynı şey oluyor bunda da. O eski tadı, o eski okuma keyfini yakalayamıyorum. Hem karakterin uğruna yola çıktığı o ulvi aşk anlamında hem de karakterin azimle katettiği yol itibariyle fazlasıyla romantik ve hayalperest geliyor bana...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


emre ozdamarlar

John Le Carre'dan Panama Terzisi'ne basladim bu haftasonu.

Vega

Kitabımızın kahramanı bir kadın. İsmi, mesleği belirtilmese de, dini bütün, tasavvufla ilgilenen, yalnız yaşayan bir kadın. Hakkında iç dünyasının derinliği dışında dünyevi hayatına dair çok fazla bir detay yok.  Bir gün bir yerde tesadüfen Mehmed isminde biri ile tanışıyor. Bundan sonra içinde bir şeylerin değiştiğini, hayatında bir şeylerin eksilirken, başka bir şeylerin tamamlandığını hissediyor. Hisleri Mehmed de vücut buluyor. Peki ya Mehmed kim? O ise bambaşka bir muamma. Belki büyük bir aşkın başrol oyuncusu, belki bir şeyler öğrenmeye vesile sıradan bir figüran. Benim tahminim, evvelce yaşadıklarından yorulan, kırılan, aşk için çabalamaktan vazgeçen, bu nedenle artık  "kısmetse nasıl olsa kendiliğinden olur" diye düşünmeye başlamış bir adam.  Kötü biri değil ama aşk için çabalamaya gönüllü de değil.
Kitap Paulo Coelho'nun bir iki kitabında gördüğüm bir anlatım tekniği ile anlatılmış. Ana karakterin iç sesi, kendi yargıları, kendi yorumları üzerinden gidilmiş. Ancak bu noktada bu kitabın kısa tutulmasının işin özünü daha iyi anlatılmasını sağladığını söyleyebilirim. Özellikle benim gibi bu tarz kitaplara nötr yaklaşan okurların dikkatini dağıtmadan, sıkılmadan okuyabilmesi açısından çok faydalı.  Kitapta seven bir kadının yaşadığı platonik aşk, en saf, en temiz, hatta en özel duyguları tüm içtenliği ile anlatılmış.  Âşık bir insanın aşk halinden deliliğe, oradan keder ve nefrete, en son kabullenmeye ve sevgisinin büyüklüğünden affetmeye geçişi ustaca işlenmiş. İnsanın başka birine değil de, aslında hayallerindeki birine sevdalandığı, marifetin sevilende değil de sevende olduğu vurgulanmış. Yazar bu anlatımlarını birbirinden güzel mısralarla süslerken, bazı yerlerde de ayetlerden örnekler vererek kadının hezeyanlarına, çıkarımlarına Kuran mantığında açıklamalar getirmiş.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Kitap yazarın kitaplarındaki tüm klişeleri bir arada bulundurma gibi bir özelliğe sahip. Başlarken iki üç farklı sahnede, kitabın konusu hastalığa yakalananlar ya da ölenler, dahi ama aynı zamanda isyankar, gıcık, kendini beğenmiş bir doktor adayı, bu adayın son derece güzel ama ezik, pısırık, sevgilisi ne derse yapan kız arkadaş, pis işlerin döndüğü bir sağlık kuruluşu, bu kuruluşta kafasına göre hastaları öldüren bir akıl hastası, esas oğlanı takip eden bir adam ve esas oğlanı takip eden adamı takip eden bir adam... Kısaca kitap, tüm Robin Cook şablonlarının bir araya sıkıştırıldığı bir rar dosyası gibi. Bir de ana karakterler her kitapta olduğu gibi son derece yakışıklı/çekici. Robin Cook romanlarında asla çirkin kahramanlar başrol oynamaz. Ama bilin ki sürükleyici. Eğer benim gibi haddinden fazla Robin Cook romanı okuyup, kitaplar arasındaki benzerliklerden bıkmamışsanız, keyif almanız garanti.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

alan ford

 İş Bankası 'dan Hayvanların En Güzel Tarihi ve John Berger'den Görme Biçimleri , sonrasında sırada Salman Rusdhi'den Geceyarısı Çocukları var.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

pizagor

Şimdi Kerkenez'i aldım elime...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Sakızlı Ohannes Paşa

William Faulkner- Ses ve Öfke

alan ford

  Bugün Edirne Kitap Fuarı'nda hanım Stephen Jay Gould'un İnsanın Yanlış Ölçümü , Fırtınadaki Kirpi ve Pandanın Başparmağı kitaplarını almış. Hepsi de merakımı cezbeden konular , Geceyarısı Çocuklarını erteleyip bunlara dalacağım gibi  :)

 
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Vega

Şimdi yaklaşın, sanırım internet ortamlarındaki en aykırı yorumlardan birini yapacağım. Kusura bakmayın ama başıma bir iş gelmeyecekse ben beğenmedim. Tamam, gerçekten harika bir dünya, muhteşem bir konsept üstüne kurulu. Neredeyse  "Orta Dünya" kuracak bir zemin hazırlanmış. Ancak anlatım öyle ağdalı, öyle süslü ki keyif kaçırıyor. Hoş eda, hoş seda, pür eda, pür cefa gırla. Girizgah çok uzun, asıl macera çok geç başlıyor, saçma sapan bir yere gidiyor, birden bire bitiyor.

Doğru tahlil ettiysem konu 1681 yılı civarlarında geçiyor. Aradım, mamafih bulamadım. Elif Şafak'ın Mevlana'ya domates yedirmesine demediğini bırakmayanlar, İhsan Oktay Anar'ın adamın birinin kakasından domates çekirdeği çıkarmasına tek kelime etmemişler. (Ulan elif Şafak'ı bile savundurdunuz ya bana) Ayrıca Ebrehe demişken, Ebrehe'nin peşinde olduğu şey, özellikle de Uzun İhsan Efendi'nin düşünde canlandırdığı dünya... Bence çok daha derin işlenmesi gereken konulardı.

Yorumun tamamı için
İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Harun Ça

Talihsiz Serüvenler Dizisi'ne başladım. 2-3 güne bir cilt şeklinde 13 cildi bitirmeye çalışacağım.

antiochia

Harper Lee-Bülbülü Öldürmek

Sakızlı Ohannes Paşa

Buz ve Ateşin Şarkısı 2 - Kralların Çarpışması

maeglin

Hiç okumamıştım, hep de merak etmişimdir, keşke daha önce okusaymışım dedim,

Küçük Prensi okuyorum, evet.


emre ozdamarlar

Alıntı yapılan: Vega - 21 Ekim, 2015, 08:47:44
Ancak anlatım öyle ağdalı, öyle süslü ki keyif kaçırıyor.

Benim icin Ihsan Oktay kitaplarinin en hosuma giden yani kullanilan dil.Öyle suslu ki okumaya doyamiyorum :)