'' Bir dostuna yarasını gösterir gibi''**

Başlatan kedidiro, 08 Aralık, 2012, 23:54:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kedidiro

       Maus'u okuyorum. İnsanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ait ilk elden bir tanıklığın iç burkan ama her karesinde umudu da barındıran hikayesi. Yeniden basılmasından, kendi dilimde okuyabilmiş olmaktan mutluyum. Tıpkı daha önce okuyup çok sevdiğim diğer kişisel hikayeler gibi (uçma sanatı, beşir'le vals, yalınayak gen, persopolis, cenaze evi şenlik evi vs...) burada da öncelikle samimiyet etkileyici. Objektif olmak gibi bir dertleri yok, çünkü hikayelerini kendi yaşadıkları gibi anlatıyorlar. Ama anlattıkları şeyler aynı zamanda bir çağın, bir coğrafyanın, bir insanlık durumunun veya bir tarihin de hikayeleri. Zaten bu yüzden çizildikleri yerden kilometrelerce uzaktaki insanların da yüreğine dokunabiliyorlar.
   Şimdi izninizle derdime veya soruma gelmek istiyorum. Biliyorum çok köklü bir çizgi roman geleneğimiz yok ama bu ülkenin de yakın, uzak geçmişinde anlatılması gereken bir sürü hikaye var. Peki, bizim çizgi romancılarımızdan niçin bu hikayeler çıkmıyor? Yanılıyorsam bilen dostlar düzeltsin ama Ersin Karabulut (sandıkiçi) , Kutlukhan Perker (masalmafya), Ender Özkahraman ( orası öyküleri)  gibi genelde mizah dergilerinin içinde tek sayfaya çizilmiş hikayelerin toplandığı albümler dışında pek bir şey yok elimizde. Ben kendi adıma örneğin Türkiye'de iç göçün veya Almanya göçlerinin, 12 Eylül öncesi dönemin kardeş kavgasının çizgi romanlarını da okumak isterdim. Yok mudur bunları yaşamış, eli çini kalemi tutan bir çizgi romancımız... Neden anlatmazlar hikayelerini? Okunmayacak olduğunu mu düşünürler , veya zülfü yare dokunmaktan mı çekinirler, yayıncı mı bulamazlar? Ya da çizildi bunlarda ben mi bilmiyorum. Bunlara dair bilgisi, ilgisi, düşüncesi olan dostlar varsa aramızda sorum onlaradır.  cevaplarınızı paylaşırsanız sevinirim. Bin selam...

** Konunun başlığını Ahmet Arif'in şiirinden ödünç aldım

hudaverdi

  selam,
türkiye yakın tarihi hakkında az da olsa bi kaç çizgi romanın elimden geçmişliği var.necdet şen in hızlı gazeteci tiplemesi ni okumadı iseniz tavsiye edebilirim.deja vu albümü 12 mart öncesi ve sonrasını,mülteci hayat yaşamak zorunda kalanları,bacı albümü ise 12 eylül öncesi ve sonrasını anlatır.memet ile memo albümü güneydoğu sorununu,toplumcu bir bakış açısı ile alır.
parantez yayınlarından çıkmış seriyi sanırım kolayca bulabilirsiniz.
galip tekin in bazı öykülerinde bi kaç kare ilede olsa zaman zaman bi şeyler okuduğumuda hatırlıyorum.
bunların dışında yaş grubunuzu bilemiyorum,tüm bir gırgır,limon,leman külliyatında da iyi bir malzeme vardır.
(yaw hakikaten,şimdi yazarken fark ettim,hakikaten çok az yerli çalışma var:))

emre ozdamarlar

Bu konular uzerine adam gibi yazilmis cok roman da yok bildigim kadariyla.
Biraz uzak durmaya calisiyor herkes sanki böyle hassas konulardan.

s.b

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 09 Aralık, 2012, 02:44:21
Bu konular uzerine adam gibi yazilmis cok roman da yok bildigim kadariyla.
Biraz uzak durmaya calisiyor herkes sanki böyle hassas konulardan.

Özellikle Yakın Tarih veya daha doğru adıyla Saklı Tarih bir tabu olarak duruyor. Bu konuya "yanarım" korkusuyla yanaşılamıyor.
Fakat meşhur Kurtlar Vadisi havasında bir çizgiroman kendine okuyucu bulur diye düşünüyorum. Gerçi ben bu diziyi seyretmiyorum ama müptelası çok.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

yunusmeyra

ilban ertem'in hikayeleri bu türe rahatlıkla sokulabilir..çünkü sıradan,bizden insanlar üzerinden tam da günlük yaşamı ve ele aldığı portrelerin karakterlerini,toplumsal konumlarını,dertlerini bize anlatır (üniversiteli mahmut v.s.) yine mizahi çizim tarzlarıyla özgün  çizgi romanlar olan "Zontellektüel Abdullah","Aydınlarla zontaların savaşı","ayşegül savaşta" ile kemal gökhan gürses..suat yalaz'ın "Enver Paşa", "Topal Osman" gibi tarhi ve biyografik dökümana dayalı çizgi romanları..latif demirci'nin kısa öykülerinden "The Selamın Aleyküm","Eyvah Mezun Oldum"..gazeteci-yazar Mehmet Barlas'ın yazmaya başladığı "Kayıp Yıllar " hakan alpin tarafından çizilmişti...( vakit gazetesi veya yeni şafak olabilir..)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

kalidor

Mehmet Barlas Vakit'te hiç yazmadı, Yeni Şafak'ta ise uzun yıllar yazdı. Şu an Sabah'ta olması lazım.
Crom! Ölüleri Say...

yunusmeyra

doğru söylüyorsun kalidor bende mehmet barlas'ın bu gazetede veya (yeni akit,anadolu'da vakit v.s.)yazmadığını hatırlıyorum ama sanki hakan alpin'in çizdiği ve mehmet barlas'ın yazdığı bant tipi çizgi romanın yayınlandığı gazete bu saydığım gazetelerden biriymiş gibi kalmış hafızamda..
ancak son baktığım bir kaç arşiv notu yenişafak olduğunu teyit ediyor gibi..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

omega red

Levent Cantek bu tür bir grafik roman albümü hazırlıyor şu sıralar.

kedidiro

    cevaplarınızı okudum dostlar ilginize teşekkür ediyorum. bahsi geçen çizgi romanların çoğunu okudum.(mehmet barlas'ınkini ilk kez duydum) ancak ilban ertem'in hikayeleri dışındakilerin bahsettiğim hissi tam olarak karşılamadığını düşünüyorum. örneğin necdet şen'in 'hızlı gazeteci'si veya kemal gökhan'ın 'ayşegül savaşta'sı belki olması gerektiği gibi daha dışardan bir bakış içeriyor bence. hatta haddim olmadan biraz ileri giderek ''hızlı gazeteci"nin hikayelerindeki tiplemeleri ve hikayeleri çok prototip bulduğumu hatırlıyorum. mizah dergilerindeki örneklerin de çoğu tek bölümde başlayıp biten hikayeler ki bunu da çizgi roman saymalı mıyız emin değilim.
   son olarak çok sevdiğim iki örneği anmak isterim;
     1-yıllar önce radikal'de yayınlanan kemal gökhan gürses'in aile içi durumları çok samimi bir dille çizdiği sıcacık bantı - şu 35 (sonra 37) yaşım - (bu kitap olarak yayınlandı mı?)
     2- en iyi ihtimalle 16 yıl önce okuduğum, ama ne çizgisini ne hikayesini asla unutmayacağım tek sayfalık ender özkahraman hikayesi - kamber ateş nasılsın?-

emre ozdamarlar

Kamber Ates Nasilsin gibi bir hikaye bugun cizilirse yazani da cizeni de mahkeme yollarinda surunur gibime geliyor.

Bu arada hikayenin ismini duyar duymaz tuylerim diken diken oldu hatirlayinca,ki ben de 90li yillarda okumustum, öylesine aklima kazinmis.

Zamaninda hem pkk hem de jitem icin calismis Abdulkadir Aygan'in röportajini okumustum, su an isvec'te yasiyor kendisi, Musa Anter cinayetini anlatiyordu, kanim donmustu okurken, bir yandan da hikayede hollywood senaryolarina tas cikartacak malzeme oldugunu, birilerinin bunun filmini cekmesi gerektigini dusunmustum.

hudaverdi

Kamber ateş tv dizisi oldu.(bu Kalp seni unutur mu)

emre ozdamarlar

Ardindan da genelkurmay aciklama yapmisti ordumuz rahatsiz oluyor vs seklinde bildigim kadariyla. :)

alan ford

  Ender Özkahraman'ın İletişim'den çıkan Yıldız Tutulması da bu tip hikayelerin iyi örneklerinden bence.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

alpi

Alıntı yapılan: kedidiro - 10 Aralık, 2012, 15:35:30
    cevaplarınızı okudum dostlar ilginize teşekkür ediyorum. bahsi geçen çizgi romanların çoğunu okudum.(mehmet barlas'ınkini ilk kez duydum) ancak ilban ertem'in hikayeleri dışındakilerin bahsettiğim hissi tam olarak karşılamadığını düşünüyorum. örneğin necdet şen'in 'hızlı gazeteci'si veya kemal gökhan'ın 'ayşegül savaşta'sı belki olması gerektiği gibi daha dışardan bir bakış içeriyor bence. hatta haddim olmadan biraz ileri giderek ''hızlı gazeteci"nin hikayelerindeki tiplemeleri ve hikayeleri çok prototip bulduğumu hatırlıyorum. mizah dergilerindeki örneklerin de çoğu tek bölümde başlayıp biten hikayeler ki bunu da çizgi roman saymalı mıyız emin değilim.
   son olarak çok sevdiğim iki örneği anmak isterim;
     1-yıllar önce radikal'de yayınlanan kemal gökhan gürses'in aile içi durumları çok samimi bir dille çizdiği sıcacık bantı - şu 35 (sonra 37) yaşım - (bu kitap olarak yayınlandı mı?)
     2- en iyi ihtimalle 16 yıl önce okuduğum, ama ne çizgisini ne hikayesini asla unutmayacağım tek sayfalık ender özkahraman hikayesi - kamber ateş nasılsın?-
Kemal Gökhan Gürses'in Radikal'de çizdikleri  ''Kırk'ından Sonra'' adıyla İş Bankası yayınlarından çıktıydı..

kedidiro

Alıntı yapılan: alpi - 11 Aralık, 2012, 15:19:44
Kemal Gökhan Gürses'in Radikal'de çizdikleri  ''Kırk'ından Sonra'' adıyla İş Bankası yayınlarından çıktıydı..
işte bu güzel haber.teşekkürler, umarım bulmayı da başarırım.