Bahçe burası, yeşil ve huzurlu./Bir yerlerde bir uğultu./Birisi yanmış./Yok olmuş birisi.
Yakında!
(https://farm5.staticflickr.com/4600/39340616412_9dfc81729e_z.jpg)
"Bahçe burası, yeşil ve huzurlu.
Bir yerlerde bir uğultu.
Birisi yanmış.
Yok olmuş birisi."
Bilinmeyen bir şirketin toplantı odasında bir süper kahraman kafasından vurulur. Bedenini ateşler yutar, katili ise elini kolunu sallayarak uzaklaşır. İşte çizgi roman dünyasının iki yaşayan efsanesi Neil Gaiman ve Dave McKean'i ilk kez bir araya getiren bu devrimci eser böyle başlıyor. Bir türü aynı anda hem yıkan hem de yeni baştan inşa eden Siyah Orkide'de Susan Linden'ın tekinsiz hayatıyla birlikte grafik hikâyecilik de yeni bir olgunluğa erişmekle kalmayıp türde bir devrim gerçekleştiriyor. Mikal Gilmore'un önsözüyle açılan bu edisyon daha önce yayımlanmamış skeçler ve Gaiman'ın ilk taslaklarıyla okur karşısına çıkıyor.
"Neil Gaiman hikâyelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz." –Stephen King
"Dave McKean birinci sınıf bir çizgi roman sanatçısı. Profesyonel meslek hayatının ikinci on yılına girdiği bu dönemde, sektörün giderek artan kalitesi ve zenginliğinde dahi zirvede duruyor." –The Comics Journal
Kapak Türü: Karton Kapak
Kağıt Türü : Ivory
Sayfa Sayısı: 176
Fiyatı: 32 TL
İyidir :)
Umarım tek ciltten oluşuyordur.Yoksa Mezarlık Kitabına benzer.Fuarda fazla talep olmadığından ikinci cildinin basılma ihtimalinin olmadığını söylediler.
Bildiğim kadarıyla tek cilt.
Doğrudur, Siyah Orkide tek cilt.
Fakat Mezarlık Kitabı'nı yarıda bırakırlarsa çok ayıp ederler, zaten toplamda 2 cilt.
Alıntı yapılan: gizmoo - 17 Ocak, 2018, 18:24:31
Umarım tek ciltten oluşuyordur.Yoksa Mezarlık Kitabına benzer.Fuarda fazla talep olmadığından ikinci cildinin basılma ihtimalinin olmadığını söylediler.
İşte İthaki'nin muhteşem ötesi yayıncılık anlayışı(!) Tebrikler!
Alıntı yapılan: gizmoo - 17 Ocak, 2018, 18:24:31
Umarım tek ciltten oluşuyordur.Yoksa Mezarlık Kitabına benzer.Fuarda fazla talep olmadığından ikinci cildinin basılma ihtimalinin olmadığını söylediler.
Haber doğru ise büyük saygısızlık.
Daha önce Hellboy'u yarım bırakmışlardı. Basmazlarsa şaşırmam. Sırf bu yüzden Sandman ve Preacher'i tamamlanınca almaya karar verdim.
İdefix'te 9.90 TL'ye düşmüş.
https://www.idefix.com/Kitap/Siyah-Orkide-Clz/Cizgi-Roman/urunno=0001741804001
Ücretsiz kargo kodu: 0031AB7F
Hazır bu fiyata düşmüşken alınıp okunması gereken bir eser. Ağır tempolu, fakat sıkılmadan okunabilen, içinde korku-gerilim unsurları barındıran farklı bir süperkahraman anlatısı.
Hiç aklımda yoktu, çıktığında da almak istememiştim hem elemeler yaptığımdan, hem de şahsi sebeplerden ötürü (Neil Gaiman 'a gıcığım) içimden gelmediğinden...9.90 TL fiyatı görünce akbaba gibi damladım...Ölücü tarafımı açığa çıkardığımdan, kendimden biraz tiksindim sanırım...Hani bir laf vardır ya, o hesap; Ferzan 'ın yemini, %74 indirimi görene kadarmış...Yatacak yerim yok... ::) Şeym on miğ...
Ben de uzun zamandır "alacağım, daha sonra alırım, şimdi mi alsam sonra mı?" deyip duruyordum. Sabah verdim siparişi. Orijinal boy çizgi romanı bu fiyata zor buluruz bir daha. ;D
Okumuştum ama Gaiman'ın dilinden midir nedir pek içine girememiştim. Hikayede çok az Batman ve Poison Ivy de görüyoruz.
Alıntı yapılan: Nightrain - 05 Ağustos, 2019, 16:07:32
Ben de uzun zamandır "alacağım, daha sonra alırım, şimdi mi alsam sonra mı?" deyip duruyordum. Sabah verdim siparişi. Orijinal boy çizgi romanı bu fiyata zor buluruz bir daha. ;D
Bende aynı şekilde sürekli alma ikilemleri yaşarken bu fırsatı kaçırmadan verdim siparişi ;D Bilgilendirme için teşekkürler.
Ne Dave McKean'in fotografik kareleme tarzından ne de Gaiman'ın vasatın üzerine çıkamayan anlatısından aman aman keyif aldığımı söyleyemeyeceğim. Sadece şu beni çok şaşırttı: Bağımsız bir hikaye beklerken kendimi DC evreninde buldum...
Süper kahraman "Black Orchid=Siyah Orkide", Sheldon Mayer tarafından yaratıldı ve ilk olarak, DC Comics tarafından Haziran 1973'te yayımlanan Adventure Comics sayı:428'de ortaya çıktı (Wikipedia). Kahramana, açık bir köken hikayesi yazılmadı. Adventure Comics'teki üç sayının ardından kahraman belirsizliğe gömüldü; ancak, DC'nin diğer yayınlarına ara sıra konuk oldu.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694516_ed8b020dc8_o.jpg)
Siyah Orkide'nin ilk göründüğü sayı.
(https://live.staticflickr.com/65535/50760966343_6e0c3348c3_o.jpg)
Siyah orkide'nin ilk panelleri.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694501_d6a7cc10b9_o.jpg)
Siyah Orkide'nin alter ego'su Susan Linden ve diğer karakterleri.
Neil Gaiman, 1980'lerde Alan Moore ile arkadaşlık kurduktan sonra, zaten çok istediği çizgi roman yazarlığını gerçekleştirdi. Alan Moore, İngiliz çizgi roman yazarları: Garth Ennis, Grant Morrrison, Warren Ellis gibi, Neil Gaiman için de bir öncü olmuştur. Moore'un, türün kalıplarını bozan sihirli tekniğinden ve edebî metinlerinden Gaiman da etkilenmiş ve bunu eserlerine yansıtmıştır.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807667_962c4c2d75_o.jpg)
1970'lerdeki Siyah Orkide tasarımı.
1987'nin başında, Londra'da, Neil Gaiman, DC'nin başkanı Jenette Kahn, yönetici editör Dick Giordano ve editör Karen Berger ile görüştü. Çizgi roman senaryosu yazmak için kendisine sunulan listenin en altında yer alan karakteri seçerek "Black Orchid" dedi. Karen Berger ismi duyunca: "Blackhawk Kid mi? O kim?" diye sordu. Karakteri, editör bile bilmiyordu. Sonrasında anlaştılar. Gaiman, kahramana bir köken hikayesi yazdı; Ressam Dave McKean'in çizmeyi arzu ettiği Swamp Thing karakterini ve Louisiana bataklıklarını hikayeye yedirdi. Aralık 1988-Şubat 1989 arasında eser, üç sayı olarak yayımlandı. Kadın kahramanlar çok satmadığı için, DC'nin bile beklemediği bir satış başarısına ulaştı. Sonraki yıllarda yeni edisyonlarıyla yayımlandı. Neil Gaiman için "Black Orchid", bir tramplen işlevi gördü. Sonra "Sandman" geldi...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807577_49b4d2a495_z.jpg)
Swamp Thing&Siyah Orkide&Batman
Mikal Gilmore'un, 1991'de eserin yeni edisyonuna yazdığı şahane önsözde: "Siyah Orkide, çizgi roman edebiyatında şiddeti şiddetin eleştirisi için kullanan ilk büyük eserdir" deniliyor. Neil Gaiman, şiddetle başlayıp daha büyük şiddetle sona eren bir klasikleşmiş kalıp yerine ilk defa; şiddetle başlayarak tatlı bir rüyaya benzeyen bir sona doğru evrilen, masalsı bir zerafetle anlatılmış hikayeye dönüşüyor... Dave McKean'in fotografik gerçekçiliği ve düşsel dışavurumculuğuyla resimlediği paneller, sanki bize macerayı buğulu bir mercekten gösteriyor gibi. Görebildiklerimiz bize yetiyor...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807537_1e7f980878_z.jpg)
Susan Linden (Siyah Orkide).
SPOILER VARDIR!
Metropolis'te, bir suç örgütünün toplantısındayız. İçlerinde Brad Sterling ("Müdür" olarak anılıyor), Carl Thorne adlı bir belalı tip var. Fuhuş sektörünü ve kârlarını nasıl artırabileceklerini konuşuyorlar. Misis Emma Halliwell notları tutuyor. Toplantı sona erince, Brad Sterling, Misis Halliwell'in yüzüne dokunuyor... O ne?...Yüzdeki plastik deriden maskenin ardında suç savaşçısı "Siyah Orkide" var...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807502_7fa4b3fe8f_z.jpg)
Brad Sterling (gözlüklü)&Siyah Orkide&Carl Thorne.
Brad Sterling konuşur: "... James Bond falan, bütün o filmleri izledim. Çizgi romanları okudum. Peki, ne yapmayacağım biliyor musun? Seni sorgulamadan önce bodruma kilitlemeyeceğim. Bir çeşit, karmaşık lazer ışınlı ölüm tuzağı kurup sonra da kaçasın diye seni yalnız bırakmayacağım. Bunlar çok saçma şeyler. Ama ne yapacağım biliyor musun? Seni öldüreceğim! Şimdi."
Verilen emir üzerine Brad Sterling, kısa namlulu revolver'in horozunu kaldırır ve yakın mesafeden Siyah Orkide'nin kafasına sıkar "BAM!" diye. Üstüne benzin döküp yakarlar... ve bulunduğu yeri uzaktan kumandalı bombayla patlatırlar.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694376_344298e726_z.jpg)
Geçmişe dönüyoruz... Siyah Orkide'nin çocukluğuna. Baba Jarret Linden ile anne Joyce'un kızları Susan doğduğunda, komşuları Harry'nin oğlu Philip Sylvian 4 yaşındadır. Birlikte büyürler. Kardeşten de öte iyi arkadaştırlar. Sürekli evlerinin arka bahçelerinde oynarlar. Diğer çocukların "dörtgöz inek" dediği Philip, kitaplara ve bitkilere meraklıdır. Bütün bitkilerin isimlerini öğretir Susan'a. Susan 6, Philip 10 yaşındayken; fırtınada devrilmiş bir ağacın gövdesinden bir kale yaparlar. Mahallenin çocukları kalelerini yakar. Susan, çocukları ormanda sessizce takip eder ve cezalandırır onları. Sonra da babası Susan'ı cezalandırır. Bir hafta eve kapatır onu; ancak, diğer çocuklar bir daha Susan ve Philip'i rahatsız etmezler.
Philip, bahçenin arkasındaki kulübeyi laboratuvar haline getirir. Bitkiler üzerine çalışır. Susan, babasıyla daha çok sık sorun yaşamaya başlar: dövülür, cinsel tacize uğrar; annesi hastalanır, yataktan çıkamaz hale gelir. Susan, yaşadığı kötü şeyler sonucunda evden kaçıp, Philip'in kulübesine saklanır. Philip, Susan'a bir beslenme çantası hazırlar; gazete dağıtarak biriktirdiği 23 dolarını verir; "Senin ihtiyacın var, arkadaşlar ne için var?" diyerek. Susan da Philip'i öper dudaklarından. Philip, dilini ne yapacağını bilemez, emse mi? üflese mi? bir türlü karar veremez. "Saçlarını, geceyi ve leylakları kokluyordum" der, o anı anlatırken... Babası onları yakalar, Susan'ı döver, Philip'i tehdit eder. Sonra Susan kaybolur ortadan. Birkaç ay sonra Philip'e bir kartpostal gelir Susan'dan, Hollanda/Amsterdam'dan gönderilmiştir. Altı ay sonra,Almanya/Hamburg'dan bir kartpostal daha gönderir Susan. Üniversite'ye gidene kadar onu bir daha göremez Philip.
Susan, değişik işler yapar. Vogue dergisine manken olur. Vegas'ta bir kumarhanede kuripiyelik yaparken, sevimli ve havalı bulduğu Carl Thorne serserisiyle tanışır. Susan'ın başı kumarhane ile beladadır. Kasadan para çarptığından şüphelenilmektedir. Carl Thorne ile Susan oradan kaçarlar ve evlenirler. Eğer, "İhtiras Tramvayı"na binersen, istediğin durakta inemezsin ve son durak "Ölüm" olabilir...
(https://live.staticflickr.com/65535/50760966183_71a526b8e9_o.jpg)
Carl, pis işlerin adamıdır, belalıdır, acımasızdır, zalimdir. Silah tedarikçisidir Carl Thorne. Suç örgütlerine, gizli servislere, istihbarat kuruluşlarına, krallara, şahlara bile silah bulur. Maço Carl Thorne, bir gün, Susan'ı öldüresiye döver, zalimce döver onu... Elia Kazan'ın yönettiği, senaryosu Tennessee Williams'ın aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanmış, 1951 tarihli "A Streetcar Named Desire=İhtiras Tramvayı" adlı filmde, psikolojik sorunları olan Blanche karakteri, kızkardeşi Stella'nın kocası Stanley Kowalski'den şöyle bahseder: "O bir hayvan. Bir hayvanın alışkanlıklarına sahip. Onda insan olmayan bir şeyler var. Binlerce yıl, onun yanından geçmiş ve işte orada... Vahşi adamlarla takılma... Bazı şeyler affedilemez. Kasten yapılan zalimlik affedilemez... Bu benim fikrime göre affedilemeyecek tek şeydir. Ve benim suçlu olmadığım tek şeydir".
(https://live.staticflickr.com/65535/50760966173_6b4b82c5ee_z.jpg)
Blanche (Vivien Leigh)&Stanley (Marlon Brando)
Susan da, affetmez Carl Thorne'u; aradan geçen zamanda Profesör olan çocukluk arkadaşı Philip Sylvian'ın evine gider, Carl Thorne'a bir not bırakarak...
Büyük jüri, Carl Thorne'un pis işlerini araştırır. Susan, Carl Thorne aleyhine tanıklık yapar. Carl, yedi sene cezaevinde yatar, intikam planları yaparak. Tahliye olduğunda, oda arkadaşının isteği üzerine bir bara gider içmeye; çünkü arkadaşı: "Bir bira iç benim için" demişti ona... Carl Thorne, bardaki sarhoş adama (Dave McKean kendisini çizmiş) anlatmaktadır. O anlatırken hikayesini... Frank Sinatra'dan, "American Beauty Rose" plağı çalmaktadır müzik kutusunda:
"Camelias tragic, she can't be mine.
Magnolis magic, it makes Maggie shine.
Laurel will hug you,
Orchids divine...
Still I finally chose an American beauty rose.
Kamelya trajiktir, benim olamaz...
Manolya büyülüdür, Maggie'ye ışıltı katar...
Defne çiçeği seni saracaktır;
Orkide ilahi güzelliktedir...
Yine de en sonunda Amerikan güzeli gülü seçerim ben."
(Not: "American beauty rose", pembe renkli bir gül çeşidi olup, 1875'te yetiştirilmiştir. Çeviri için oğluma teşekkürler.)
"Ne yapacağım biliyor musun? Gidip o bo*tan Profesör sevgilisini bulacağım ve eşek sudan gelinceye kadar döveceğim onu. Hiç kimse Carl Thorne'un hayatının içine edemez!" der Carl. Sarhoş müşteri: "Baksana dostum, peki karın noolcak?" der arkasından. Carl, sırıtarak döner: "Susan mı? Onu dert etme sen abicim... or****yu çoktan öldürdüm".
Carl, gerçekten Philip Sylvian'ın evine gider. Basit bir numarayla içeri girer. Bardan aldığı şişeyle Philip'in kafasına vurur. Sonra da öldürür profesörü.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694306_1a54b9f71d.jpg)
Zamanın rüzgarları esmiş... Susan Linden... Suç savaşçısı "Siyah Orkide" olmuştur. Maceranın başında, casusluk yaparken Carl Thorne tarafından öldürülen Siyah Orkide, Susan Linden'dir. Profesör Philip Sylvian, Susan Linden'in yanan cesedinden bir parça almıştır. Bir bilim ekibi, parça üzerinde çalışarak... bitki-insan karışımı hibrid bir canlı yaratır... Susan Linden'in reenkarnasyonu Flora Black'i... Susan'ın DNA'ları ve bir orkide kullanılmış bu çalışmalarda... Çalışmalar sonunda: Yeni bir "Siyah Orkide" doğmuştur...
(https://live.staticflickr.com/65535/50760966128_9e66c200b4_z.jpg)
Çalışmaları yürüten bu bilim ekibinde: Alec Holland (O da öldürülüp Swamp Thing'e dönüşmüş), Dr. Pamela Isley (Poison Ivy'nin alter ego'su), Botanik Profesörü Woodrue (delirip, Arkham Akıl Hastanesi'ne yatırılmış) ve Dr. Philip Sylvian vardır. Flora Black'e şöyle der Philip: "Senin türündekiler, ihtiyacınızın çoğunu havadan karşılarsınız. Orkideler epifittir, yani hava bitkileridir". Flora Black'in bir de küçük kızı yaratılmıştır: Suzy.
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807317_0e4d07d3ed_o.jpg)
Yeni Siyah Orkide, Flora Black, yarım yamalak şeyler hatırlamaktadır Susan Linden ile ilgili; sorularının cevaplarını armak için Gotham Şehrine gider... Orada başka bir suç savaşçısı Batman ile konuşur. Batman'in tavsiyesiyle Arkham Akıl Hastanesine gider. Orada, Joker'i, Two Face'i, Mad Hatter'ı, Riddler'i görür. Poison Ivy ile konuşur; fakat "Ben kimim?" sorusuna cevap alamaz...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694266_70a5f0e7da_o.jpg)
Tekrar Batman'i bulur mezarlıkta. Batman, ona 'Louisiana'ya, bataklık bölgesine gitmesini' söyler. "Herkesin bildiği şeylerin çoğu yanlıştır, geri kalanına da güven olmaz" der Batman. Çünkü, herkesin öldü diye bildiği Alec Holland, bataklık bölgesinde yaşamaktadır; ancak, korkunç ve başka bir "şey" olarak...Bir bataklık şeyi..."Swamp Thing" olarak...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761807282_87f9e91373_o.jpg)
Siyah Orkide, bataklıklarda, Swamp Thing ile görüşür, sorularına cevap almak için.
Swamp Thing konuşur: "Dinle... Sana bir hikaye anlatacağım. Bir zamanlar iki oğlan çocuğu varmış... Her şeyi bildiklerini sanıyorlarmış. İnsanoğlunun, bu Dünya'ya neler yaptığını görüyorlarmış. Alec ve Phil. Alec (Alec Holland): Verimli çöllerin... Açlar için yiyeceğin hayalini kuruyormuş; Phil (Philip Sylvian) ise: Havanın... İnsanoğluna "Dünya"nın tek bir şey olduğunu... Her şeyin birbirine bağlı olduğunu göstermenin hayalini kuruyormuş Phil... Karbondioksit soluk alan... Oksijen soluk veren... Sudan ve topraktan ve havadan beslenen bitki insanlar yaratmak istiyormuş... Onları Amazon'a... Yağmur ormanlarına göndermeyi... Orada yeni bir Dünya yaratmayı... Böylece eski Dünya'yı ölümden döndürmeyi hayal ediyormuş. Alec ve sevgilisi... Sihirli bir iksir yapmışlar... Bu yüzden de öldürülmüşler. Neyse... O başka bir hikaye...
Phil, bir sürü şey yapmış... Ama şu... Bitki insanlar... Hep bir hayali olmuş... Bir hayal kırıklığı... Sonra... Bir gün, gerçek aşkı ona geri dönmüş. Susan Linden. Ben... ölmeden önce onunla bir kere karşılaşmıştım... Phil'e sığınmıştı... Phil'in hayatına bir canlılık getirmişti. Susan, bütün hayatı boyunca kaçmıştı. Erkeklerden...Ve kendisinden... Phil'le birlikte... En sonunda... kaçmayı bırakmıştı. Susan, bir silah kaçakçısı... Bir adi suçlu olan... eski kocası aleyhine... Tanıklık etmeyi kabul etmiş... Kocası da onu öldürmüş... Phil, cesetten parçalar çalmış. Susan'ın ne de olsa... Artık ihtiyacı yokmuş bunlara... RNA... DNA... Genetik malzeme. Ve... İlk kez... Ancak, o zaman... Phil'in hayali meyve varmiş.... Türünün olgunlaşan ilk örneği... kendini suçla savaşmaya adamıştır... Muhtemelen... Susan'ın ölümünün intikamını almak için... Hikaye nasıl mı bitecek? Bu senin işin".
Susan Linden'in öldürülmesinin arkasındaki kişi, yani emri veren büyük patron, suç dehası Lex Luthor'dur, Superman'in şeytani zekaya sahip düşmanı. Metropolis'teki Lexcorp şirketinin araştırmalarında kullanmak için, "Siyah Orkide"nin peşine, "Müdür" Brad Sterling, "Avcı" Vandervoort,bir kiralık katil ekibi düşer, Lex Luthor'un talimatıyla... Bu ekibin peşinde de Carl Thorne vardır...
Siyah Orkide, kızı Suzy ile Manaus'ta, amazon ormanlarındadır. Flora Black yani yeni Siyah Orkide, kızı Suzy'ye şöyle der ormanda: "Susan Linden bize kendi hayatını verdi; tıpkı Pamela Isley'in, Arkham'daki o şımarık şeye, yani Poison Ivy'ye kendi hayatını verdiği gibi...". Flora Black ve kızı Suzy, Dünya için doğal görevlerini yapmaları yanında, kendileri gibi hibrid canlıların yetişmesi için tohum ekeceklerdir ormana... Cinayetten, şiddetten, nefretten uzaktadırlar... Ta ki peşlerine düşenler onları buluncaya kadar...
(https://live.staticflickr.com/65535/50761694206_3d95d9e2c2_o.jpg)
Bu yazı vesilesiyle, Altın Madalyon ailesindeki tüm dost, arkadaş ve kardeşlerimin 2021 yılına girişini kutlarım.
Şiddet, nefret, öfke, adaletsizlik, ötekileştirme ve ayrımcılığın daha az olduğu bir yıl yaşamayı dilerim.
Kalemine sağlık abi.Çok güzel inceleme olmuş.Ben bu çizgi romanı okumuştum sen anlatınca hemen olayları hatırladım.Tekrar teşekkür ederim.
peder clemente çok güzel inceleme yazısı olmuş. Elinize sağlık keyifle okudum.
Sevgili Peder Clemente; öncelikle teşekkürler paylaşımınız için...anlatımınızı filmler, şiirler ve şarkı sözleriyle desteklemeniz takdir edilesi...yine karşımızda wamp bir kadın kahraman...eğer bu forumun üyesi isem, hayalî kahramanlarla da serüvene çıkmam kaçınılmaz olacak :) eminim artık hayal dünyası sonsuz ve kapıları hepimize açık.
Bahse konu " İhtiras Tramvayı" filmi çok güzeldir...kadın başrol oyuncusuna oscar getirmiştir...
Yeni bir yıla girerken bütün forum dostlarına mesajım; kadınları incitmeyelim ve onların bulundukları ortamı renklendireceklerine inanalım...Yeni yılda ve her zaman;
Sevgiler sizinle olsun...
Yine nefis bir yazı olmuş Pederim.
Emeğine sağlık.
Sevgili Yidar ve Abysmal'a yazı ile ilgili olumlu görüşleri için teşekkürler.
Bu kitabi henuz almamistim, almayi da dusunmuyordum. Ta ki, sizin yazinizi okuyana dek:) Manaus'un da gecmesi cok guzel :)
Elinize saglik @pederclemente 8)
Alıntı yapılan: hercai - 26 Aralık, 2020, 02:00:51
Sevgili Peder Clemente; öncelikle teşekkürler paylaşımınız için...anlatımınızı filmler, şiirler ve şarkı sözleriyle desteklemeniz takdir edilesi...yine karşımızda wamp bir kadın kahraman...eğer bu forumun üyesi isem, hayalî kahramanlarla da serüvene çıkmam kaçınılmaz olacak :) eminim artık hayal dünyası sonsuz ve kapıları hepimize açık.
Bahse konu " İhtiras Tramvayı" filmi çok güzeldir...kadın başrol oyuncusuna oscar getirmiştir...
Yeni bir yıla girerken bütün forum dostlarına mesajım; kadınları incitmeyelim ve onların bulundukları ortamı renklendireceklerine inanalım...Yeni yılda ve her zaman;
Sevgiler sizinle olsun...
Sevgili Hercai,
Beğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
Kadınlarla ilgili görüşlerinize katılıyorum.
Kadınlarla: Hayatı, yemeği, kahkahayı, filmi, müziği, şiiri, sanatı, edebiyatı, keşfetme merakını paylaşsak...Basma kalıp fikirlerle yargılamayıp onları anlamaya gayret etsek...Onlara sahip olmaya değil sahip çıkmaya,korumaya çalışsak...Her şey daha güzel olacak...
Alıntı yapılan: hanac - 26 Aralık, 2020, 12:53:35
Yine nefis bir yazı olmuş Pederim.
Emeğine sağlık.
Hanac dostum,
Resim boyutlarını ayarlamanız...
Yazıyı düzenlemeniz...
Ve yazıya link vermeniz için çok teşekkürler.
Alıntı yapılan: Nemo - 26 Aralık, 2020, 15:15:31
Bu kitabi henuz almamistim, almayi da dusunmuyordum. Ta ki, sizin yazinizi okuyana dek:) Manaus'un da gecmesi cok guzel :)
Elinize saglik @pederclemente 8)
Beğeniniz için teşekkürler Nemo dostum.
Kitabı almanıza ve okumanıza vesile olacağım için seviniyorum.Kitap Babil'de var hâlâ.
Muhteşem Peder, inceleme için teşekkürler. Açıkçası benim de pas geçtiğim bir kitap idi, ben de tedarik edeceğim en kısa zamanda.
Şimdi biraz istek parçası :) gibi olacak ama muhteşem kaleminizden "The Good, the Bad and The Ugly"'nin finalindeki "düelloyu"'da sizin yorumunuzla birgün okumak isterdim.
Alıntı yapılan: Mrtekin - 27 Aralık, 2020, 14:15:19
Muhteşem Peder, inceleme için teşekkürler. Açıkçası benim de pas geçtiğim bir kitap idi, ben de tedarik edeceğim en kısa zamanda.
Şimdi biraz istek parçası :) gibi olacak ama muhteşem kaleminizden "The Good, the Bad and The Ugly"'nin finalindeki "düelloyu"'da sizin yorumunuzla birgün okumak isterdim.
Mrtekin dostum,
Motive edici güzel sözleriniz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.(https://live.staticflickr.com/65535/50787061733_1ecbfb0e9b_o.jpg)
"İyi, kötü ve Çirkin"in bir mezarlıkta bir arada olduğu...
Kimin kime ateş edeciğinin belli olmadığı...
O ölümcül anlara göre: Harmonica, gitar, saksafon, insan sesi, zil ve vurmalı çalgıların...Ennio Morricone'nin mükemmel müziğinin devreye girip gerilimi artırdığı...
Angel Eyes'in ölüm meleği gibi bakışlarını...Colt'un kabzasına neredeyse değecek elinin tırnaksız üçüncü parmağını...
Kötünün iyisi Blondie'nin soğukkanlılığını...
Tuco'nun kurnazlığını, korkusunu ve heyecanını...
O büyüleyici final sahnesini...Sözle ifade etmek ne kadar zor olsa da: Bir gün bir western incelemesinde...Kısmet olursa yazmayı umuyorum.(https://live.staticflickr.com/65535/50787922777_6aacaa29e9_c.jpg)
Teşekkür ederim.
İnceleme yazılalı çok olmuş ancak forum anasayfasından şimdi ulaştığım için yazmakta beis görmüyorum.
Resimler ve yazı ebatları büyük olunca bir anda sayfanın ortasına gidebiliyor okur, böyle olunca da spoiler'lı alanı okuma riski var. Spoiler özelliği ile o bölümü kapatmanızda fayda var, isteyenler okurken açabilir. Bir de resimlerin ebatları ayarlanabilir sanıyorum.
Renkli ve büyük ebatlı harflerle yazmanız incelemeyi hemen sizin yazdığını belli eden karakteristik bir unsur haline gelmiş ama sebebini de merak etmedim değil. Standart boyda yazılsa daha okunaklı olabilir.
Sevgiler.
Alıntı yapılan: victor - 23 Ocak, 2021, 16:25:46
İnceleme yazılalı çok olmuş ancak forum anasayfasından şimdi ulaştığım için yazmakta beis görmüyorum.
Resimler ve yazı ebatları büyük olunca bir anda sayfanın ortasına gidebiliyor okur, böyle olunca da spoiler'lı alanı okuma riski var. Spoiler özelliği ile o bölümü kapatmanızda fayda var, isteyenler okurken açabilir. Bir de resimlerin ebatları ayarlanabilir sanıyorum.
Renkli ve büyük ebatlı harflerle yazmanız incelemeyi hemen sizin yazdığını belli eden karakteristik bir unsur haline gelmiş ama sebebini de merak etmedim değil. Standart boyda yazılsa daha okunaklı olabilir.
Sevgiler.
Bu gün itibariyle forumu işgal etmişsiniz! Son iletileri kaçırmak istemeyen bir üye olarak bu durumdan rahatsız oldum...
İletilerinizi okudum; hiç bir inceleme yazısı görmedim...bir kitabı;
-öncelikle sabırla okumak,
-aslına uygun analiz ve tanıtımını yapmak,
- eseri forum üyelerine tavsiye ederken sorumluluk hissetmek,
Eserle ilgili tanıtımı yaparken onu, bir film/bir şiir/bir şarkı/bir fotoğraf/bir tablo
ile desteklemek...yazarına/çizerine ilişkin bilgiler vermek!!!
Bu tarzı kendisine düstur edinerek foruma katkı sunan, dahası sunabilen okur alkışlanır!
İleti sayfanızda böyle bir paylaşım göremedim...
16 Ocak 2021 tarihindeki mesajınızın bir bölümü;
"...forumlar muhabbet ortamlarıdır...tanıtım iyi güzel ama, muhabbete de bekleyen vardır..."
Sizin iletileriniz bende, " hâd bildirme " yönünüzün ağır bastığı izlenimini uyandırıyor...polemik yaratarak, bilmişlik taslayarak, hiçbir şey üretmediğiniz halde " varmış" gibi yaparak mutlu oluyorsunuz.
Benim 3 yıllık üyelik geçmişimde feyz aldığım, ayak uydurmaya /katkı sunmaya çalıştığım forumu ileti çöplüğüne çevirmeyiniz! 26 yıllık eğitici geçmişiniz olmasına değil, bu birikimi icraata nasıl döktüğünüze bakılır!
Bir not; benimle polemiğe girerseniz, bir Avukatla polemiğe girdiğinizi unutmayınız!
Forumda yorumlarını ilgiyle okuduğum bir üyesiniz ama bu mesajınıza üzüldüğümü belirtmek durumundayım.
Bugün 30 civarı mesaj yazmışım forumda, tam olarak anlayamadım üyelerin okuma konforunu nasıl etkiliyor bu durum? Son mesajlarda 100'den fazla ileti yer alıyor, bırakın 23 Ocak'ı, 21 Ocak'ta yazılmış iletiler bile son mesajlarda halen yer alıyor. Kaldı ki bir günde en çok yazan üye değilim, geçmişte benzer sayıda yazan hatta daha fazla yazan oldu.
Forumdaki her yorumun inceleme olması gerekmiyor, zira bugün yaptığım paylaşımların önemli bir kısmı da dizi ve filmlerle ilgili kısa haberler. Beğenmeyebilirsiniz, okumazsınız olur biter.
Not olarak ifade ettiğiniz bölümü niye yazdığınız anlamış değilim. Forumda birçok kişinin mesleği var, konumuzla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Ancak hukuk tahsili alan bir kişinin şu ifadede bulunmasına şaşırdım doğrusu:
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 20:53:39
Benim 3 yıllık üyelik geçmişimde feyz aldığım, ayak uydurmaya /katkı sunmaya çalıştığım forumu ileti çöplüğüne çevirmeyiniz!
Bu kelimeyi benim iletilerim için mi kullanıyorsunuz, doğru mu anladım?
Bir diğer merak ettiğim husus da şu, dediğim gibi 30'dan fazla ileti yazdım bugün. Neden tepkiniz bu başlığa yazıldı merak içindeyim?
1.Benim iletilerimi sevmek zorunda değilsiniz, beğeni bile beklemeden yazmaya çalışıyorum...naçizane...
2.Bir güne 30 ileti, vayyy be? bu ileti kirliliğidir...tek kişi adına...
3.Bu forumun bir admini, yöneticileri ve bölüm yöneticileri var...hem de başarılı ve özenliler işlerinde...
4.Sevgili hanac (moderatör), bütün yazım ve resim bütünlüğüne desteğini sunuyor...
5.hanac,ferzan , justanordinarygeek, nomad, peder clemente ve diğerleri...forumdaki paylaşımlarını takip ettiklerim...
6.Bu başlığa yazmayı uygun gördüm, tam karşınızda başlıktaydı...size, özel ileti atacak değilim...
7.Bu günkü diğer iletiniz de çok manidar;
"Ucuz alacak kadar zengin değilim"...siz kim oluyorsunuz da gençleri seçimlerinden dolayı yargılıyorsunuz?
8.Mesleğimi yazmamın nedeni, siz "26 yıllık eğitimciyim" demişsiniz, benim neyim eksik?
9.Bırakalım polemiği tadında, sizden bir çizgi roman analizi bekliyorum, en kısa zamanda...
Sevgili forum üyeleri; başınızı ağrıttımsa affola...kalın sağlıcakla...
Gecenin bu saatinde keyifli bir şekilde forumu okurken bu başlığın gidişatını görünce epey şaşırdım.
Tepkinizi çok abartılı buldum. Üyelerin kurallar dahilinde her türlü paylaşımı forumda yapmaya hakkı var, isteyen inceleme yapar ve üyelerin beğenisine sunar, daha sonrasında da gelen tebrikleri kabul eder. İsteyen ise kısa ve öz bir biçimde sadece tek satırla gelişmeleri aktarır. Hatta isteyen sadece emoji ekler ve yorum bile yazmaz.
Tahmin edeceğiniz üzere forumda mesajların niteliğini belirleyen bir jüri yok. Her paylaşımın kendi içinde bir değeri var, yeter ki kurallara uysun. Kurallara uyup uymadığını da moderatörler denetliyor zaten. Clemente de moderatörlerden biri olmakla birlikte kendisine yazılan mesaja da olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermemiş.
Şunu da belirtmeden geçmemeliyim, ben de Clemente'nin yazılarını okunaklı bulmuyorum. Kullandığı yazı puntolarının büyüklüğü tüm okuma isteğimi kaçırıyor, bu nedenle ilgi çekici bulduğum yazı konuları olsa bile bugüne dek sonuna kadar bir incelemesini dahi okumuş değilim. Mavi ve kırmızı renkler serpiştirmek yerine koyu ve italik yazı tiplerini tercih edebilir. Bu tür önerilere açık olunması lazım, tepki vermelik bir durum yok. Faydalı öneriler olarak görürse alır kullanır, hemfikir olmazsa kullanmaz. Bu şekilde beğenenler de okumaya devam eder. Mesajlarınızın dörtte birinden fazlası Clemente'nin incelemelerinin yer aldığı başlıklarda olduğu için zaten kendisinin yazım şeklini biliyorsunuzdur ve üyelerin yanıtlarına da denk gelmişsinizdir diye tahmin ediyorum.
7 senedir bu forumda olan ve sayısız inceleme yazmış biri olarak benim eleştirmem gayet doğaldır sanıyorum. :)
Ayrıca üyelerin meslekleri, kariyerleri gibi konular için foruma yeni katılan üyelerin kendini tanıttığı bir başlık var. Arzu eden orada yazabilir, bu başlıkta pek alakalı durmuyor... Başka bir üye yazdığı için siz de yazdığınızı söylemişsiniz fakat o üye burada yazmamış.
Sonuç olarak, forumda herkesin paylaşımı kıymetli. Sadece belirli üyelerin yazacağı, diğer üyelerin alkışlayacağı bir platform değil burası. Yeter ki kurallar dahilinde olsun. Bir üye incelenen çizgi romanları merak etmiyordur ve okumadan geçer, aynı üye sinema haberlerini merak ediyor olabilir ve başka bir üyenin foruma katkı sağlamadığı düşünülen yorumlarını daha çok beğenebilir. Bırakalım da buna her üye kendisi karar versin.
Hangi üyenin nereden alışveriş yaptığı da yine bu başlığın konusu değil. Referans verdiğiniz konuyu okudum, isteyen üye ucuz olduğu için internetten almayı tercih eder, isteyen üye ise kargoda cildin yıprandığını düşünerek "ucuz etin yahnisi yavan olur" düşüncesiyle hareket eder. Yine bırakalım da her üye kendisi karar versin.
Alıntı yapılan: xmenac - 23 Ocak, 2021, 23:08:13
Gecenin bu saatinde keyifli bir şekilde forumu okurken bu başlığın gidişatını görünce epey şaşırdım.
Tepkinizi çok abartılı buldum. Üyelerin kurallar dahilinde her türlü paylaşımı forumda yapmaya hakkı var, isteyen inceleme yapar ve üyelerin beğenisine sunar, daha sonrasında da gelen tebrikleri kabul eder. İsteyen ise kısa ve öz bir biçimde sadece tek satırla gelişmeleri aktarır. Hatta isteyen sadece emoji ekler ve yorum bile yazmaz.
Tahmin edeceğiniz üzere forumda mesajların niteliğini belirleyen bir jüri yok. Her paylaşımın kendi içinde bir değeri var, yeter ki kurallara uysun. Kurallara uyup uymadığını da moderatörler denetliyor zaten. Clemente de moderatörlerden biri olmakla birlikte kendisine yazılan mesaja da olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermemiş.
Şunu da belirtmeden geçmemeliyim, ben de Clemente'nin yazılarını okunaklı bulmuyorum. Kullandığı yazı puntolarının büyüklüğü tüm okuma isteğimi kaçırıyor, bu nedenle ilgi çekici bulduğum yazı konuları olsa bile bugüne dek sonuna kadar bir incelemesini dahi okumuş değilim. Mavi ve kırmızı renkler serpiştirmek yerine koyu ve italik yazı tiplerini tercih edebilir. Bu tür önerilere açık olunması lazım, tepki vermelik bir durum yok. Faydalı öneriler olarak görürse alır kullanır, hemfikir olmazsa kullanmaz. Bu şekilde beğenenler de okumaya devam eder. Mesajlarınızın dörtte birinden fazlası Clemente'nin incelemelerinin yer aldığı başlıklarda olduğu için zaten kendisinin yazım şeklini biliyorsunuzdur ve üyelerin yanıtlarına da denk gelmişsinizdir diye tahmin ediyorum.
7 senedir bu forumda olan ve sayısız inceleme yazmış biri olarak benim eleştirmem gayet doğaldır sanıyorum. :)
Ayrıca üyelerin meslekleri, kariyerleri gibi konular için foruma yeni katılan üyelerin kendini tanıttığı bir başlık var. Arzu eden orada yazabilir, bu başlıkta pek alakalı durmuyor... Başka bir üye yazdığı için siz de yazdığınızı söylemişsiniz fakat o üye burada yazmamış.
Sonuç olarak, forumda herkesin paylaşımı kıymetli. Sadece belirli üyelerin yazacağı, diğer üyelerin alkışlayacağı bir platform değil burası. Yeter ki kurallar dahilinde olsun. Bir üye incelenen çizgi romanları merak etmiyordur ve okumadan geçer, aynı üye sinema haberlerini merak ediyor olabilir ve başka bir üyenin foruma katkı sağlamadığı düşünülen yorumlarını daha çok beğenebilir. Bırakalım da buna her üye kendisi karar versin.
Hangi üyenin nereden alışveriş yaptığı da yine bu başlığın konusu değil. Referans verdiğiniz konuyu okudum, isteyen üye ucuz olduğu için internetten almayı tercih eder, isteyen üye ise kargoda cildin yıprandığını düşünerek "ucuz etin yahnisi yavan olur" düşüncesiyle hareket eder. Yine bırakalım da her üye kendisi karar versin.
Ortalıkta hakaretler, sinkâflı laflar uçuşurken terketmemişsem bu forumu, yönetici olarak sizin hâd bildirmenizle asla terk etmem...Size ne ki, benim yorum yazıp, beğeni koyduğum paylaşımların peder clemente'nin olmasından...ben noktayı koymuşken, VİKTOR 'u bırakıp bana mobbing uygulamışsınız...VİKTOR'u sevenler diye başlık açın, peder clemente'nin sayfasını kirletmeyelim...yöneticinin başarısı; üyeleri bölmemek, polemiğe çanak tutmamak ve tarafgir olmamak ve saygınlığını koruyabilmekten geçer...7 yıl değil 70 yıl da geçse farketmez...zehirinizi akıtmışsınız ya, keyifli geceleriniz olsun!
Ha bir de; yöneticilik, yönetilenler ona saygı duyuyorsa anlamlıdır...yoksa, tırıs gelir tırıs gider...SAHÎ VİKTOR SİZİN NEYİNİZ?
Ne demek istediğinizi anlayamadım? Bölüm bölüm alıntı yapayım.
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 23:45:28
Yönetici olarak ortalıkta hakaretler, sinkâflı laflar uçuşurken terketmemişsem bu forumu, sizin hâd bildirmenizle asla terk etmem...
Ben kimseye had bildirmedim, öyle bir fonksiyonumuz da yok zaten forumda. Sizle hemfikir olunmayınca yine abartılı tepki göstermişsiniz. Cümlenin ilk bölümünü de anlamadım, bu dedikleriniz ne zaman oldu?
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 23:45:28
Size ne ki, benim yorum yazıp, beğeni koyduğum paylaşımların peder clemente'nin olmasından...
Ben Clemente'nin yazım stiline yönelik eleştiride bulundum ve siz de hangi noktalara dikkat çektiğimi bilecek kadar bu konu başlıklarını okumuşsunuzdur dedim. Ekstra bir anlam çıkarmaya lüzum yok, gayet açık ve net yazdım.
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 23:45:28
ben noktayı koymuşken VİKTOR 'u bırakıp bana mobbing uygulamışsınız...
Yine abartılı bir tepki daha, mobbing kavramını iyi bilirim. Dediğinizle yakından uzaktan alakası yok, yönetim bilimleri alanında ihtisas yaptığımı burada ifade edeyim. Benim başlıkta size yanıt vermemin yegane sebebi, üyelerin forumda kurallar dahilinde yazma hakkı olduğunu belirtmekti.
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 23:45:28
VİKTOR'u sevenler diye başlık açın, pede clemente'nin sayfasını kirletmeyelim...yöneticinin başarısı; üyeleri bölmemek, polemiğe çanak tutmamak ve tarafgir olmamak ve saygınlığını koruyabilmekten geçer...
Benim o yönde bir başlık açma niyetim yok, isterseniz siz açabilirsiniz. Herhangi bir başlığı kirlettiğimi de düşünmüyorum, benim yazılarım kir değildir. Lütfen böyle tabirler kullanmayın. Sizin eleştirilerinizi beğenen forum yöneticileri olduğunda bir itirazınız yokken karşıt görüşe bu kadar tepkili olmanız şaşırtıcı. :) Siz sadece inceleme yazan üyeleri okuyorsanız başarı kıstasınız bundan ibaret olabilir elbet, bakış açısı.
Alıntı yapılan: hercai - 23 Ocak, 2021, 23:45:28
7 yıl değil 70 yıl da geçse farketmez...zehirinizi akıtmışsınız ya, keyifli geceleriniz olsun!
Ha bir de; yöneticilik, yönetilenler ona saygı duyuyorsa anlamlıdır...yoksa, tırıs gelir tırıs gider...SAHÎ VİKTOR SİZİN NEYİNİZ?
Zehirle neyi kastettiğinizi anlayamadım ama az önceki kir benzetmesinde olduğu gibi böyle benzetmelerden rahatsız olduğumu hatırlatırım.
Sormuşsunuz madem, yanıtlayayım; Viktor benim bir şeyim değil. Bu forumun bir üyesi ve her üyenin sahip olduğu haklara sahip bu forumda.
Yönetici xmenac;
Bana cevap hakkı doğuracak şekilde yorum yapmışsınız...son kez, ama son kez size cevap yazıyorum!
1.Yazımın tümünü değerlendirmek yerine, cümlemi düzelttiğim halini bile beklemeyerek, âdeta panter edasıyla polemiğe dalmışsınız!
2.Yazımdan bölüm bölüm kesitler almış,
"ipten adam alırım" moduyla acîz avukat telâşıyla tarafgir davranmışsınız...çünkü forumda 3 gün önceki olup bitenden bile bihabersiniz.
3.Peder Clemente'nin yazı sitilini beğenmiyorum, paylaşımlarını da okumuyorum diyerek onunla da polemiğe girmişsiniz...ve onun kültür, emek, birikim ve büyük uğraş vererek yazdığı paylaşımları karalamaktan çekinmemişsiniz...altını kirlrttiğimiz bu başlık ve diğer paylaşımlarında neredeydiniz? Sahi kendisine bu eleştirinizi yapıcı ve tavsiye şeklinde iletebilirdiniz...
4.VİKTOR da meğer sizin gibi puntolardan ve resimlerin ebatlarından muzdaripmiş...ne tesadüf, aynı paydada buluşmuşsunuz.
5.Gerçek yöneticide bulunması gereken olmazsa olmazları önceki cevabımda belirttim...ilâveten, iki üye arasına bodoslama dalmak ve polemiğe başka bir yöneticinin "paylaşımlarını beğenmiyorum ve okumuyorum"diyerek; hem iki üyeyi
uzlaştırma çabasını göstermekten aciz kalmışsınız, hem de yönetici arkadaşınızı rencide etme yoluna gitmişsiniz...
SAHİ BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURDUNUZ MU?
6.Çok merakınızı celbetmiş olmalı ki, sormuşsunuz;"Peder Clemente kardeşiniz mi, kuzeniniz mı?"
Kardeşim değil, çünkü ben gencim :)
Kuzenim de değil???
Avukatı hiç değilim :)
Forumda kendime,"idol" olarak seçtiklerimden diyelim.
( . )
Ben kendi adıma bu konuyu noktalıyorum, görünen o ki farklı düşünüyoruz. Farklı bir bakış açısına sahipsiniz ve konuyu farklı yorumluyorsunuz. Benimle alakasız konular beni ilgilendirmiyor, yine aynı şekilde yapmadığım şeyler de beni alakadar etmiyor. Farazi meseleler nedeniyle daha fazla yanıt yazmak istemiyorum.
Şu hatırlatmayı da merak eden üyeler için yapayım, forum yazılımı hangi üyeler aynı profil bunu yorumlayıp forum yönetimine bildiren bir özelliğe sahip. Dolayısıyla bir üye birden fazla profille giriş yapıyorsa bu anlaşılır. Victor'un eski bir üye olan Lejant olduğunun anlaşılması da bu şekilde fark edildi zaten. Yine aynı şekilde, aynı internet bağlantısı aracılığıyla forumda yazan birden fazla üye varsa bunu da forum yazılımı forum yönetimine bildiriyor. Biz zaten böyle durumlar olduğunda fark ediyoruz ve üyelerle iletişim kurarken bunu göz önünde bulunduruyoruz. Örneğin üyeye bir soru sorduysak ya da iletişime geçtiysek aslında yanıtını az çok tahmin ederek soruyoruz / yazıyoruz. :) Ancak foruma bu durumu yansıtmıyoruz, kişiler kendisi açıklasın diye bekliyoruz. Yine de forum kurallarını uygularken göz önünde bulunduruyoruz.
Selamlar, iyi günler.