Altın Madalyon

Bonelli Comics => Zagor => Zagor Maceraları => Konuyu başlatan: hanac - 01 Temmuz, 2012, 21:08:12

Anket
Soru: Zagor'un 'Kabus' Hikayesini Beğendiniz mi?
Seçenek 1: Çok Beğendim oylar: 19
Seçenek 2: Beğendim oylar: 3
Seçenek 3: Fena Değil oylar: 3
Seçenek 4: Beğenmedim oylar: 3
Seçenek 5: Berbat oylar: 0
Seçenek 6: Satın Almadım oylar: 7
Başlık: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması - ZAGOR KABUS
Gönderen: hanac - 01 Temmuz, 2012, 21:08:12
Arkadaşlar merhaba,

Bu ay toplu okuma için seçtiğimiz macera Zagor - KABUS.

Yıllarca bekledik ve sonunda yayınlandı.

Yeniden okuyanlar, eski lezzeti aldınız mı ?

İlk defa okuyanlar, ne düşünüyorsunuz ?

Yorumlarınız bekliyoruz.

Bu ayki ödülümüz Özer Sahaf'dan Kull Cilt 1.

(http://www.baykuscizgiroman.com/epanel/upl/6552/KULL%201.jpg)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 01 Temmuz, 2012, 21:13:38
Zagor KM almıyorum, hadi biriniz ödünç verin okuyayım bari ;D ::) :D
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: Gambit - 01 Temmuz, 2012, 23:24:03
Kull Cilt 1 o kadar iyidir ki, sirf kazanma ihtimali icin bile zagor kabus okunur  8)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 05 Temmuz, 2012, 08:40:17
Kimsenin yorum yapmaya niyeti yok herhalde.

Hafta sonu tekrar okuyayım da ilk yorumu ben yapayım.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: aa - 06 Temmuz, 2012, 20:23:45
Bugün KM 71-72 yi birlikte okuyarak Kabus'u bitirdim. Çok hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim.

Çok fantastik va saçma kısımları var. Bana göre övüldüğü kadar iyi değilmiş.


hanac'ın notu: aa dostumuzun başka bir başlıkta yaptığı yorumu buraya taşıdım.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: caretta - 10 Temmuz, 2012, 21:51:28
Bu ayki aylık ödüllü yarışmanın ilk yazısını ben yazıyorum. Daha önce  bu konuda kısa bir yazı yazmıştım. Buradan da alıntı yapacağım.
Yazıyı yazan da alıntıyı yapan da ben olunca bir sorun olmaz sanırım !

Kabus'u hem 103'lük Tay Zagorlarda hem de Zagor Klasik Seride okudum. Lal Klasik Zagor'da macera 513 sayfa. Tay Zagor'da ise 509 sayfa!
Sebebi şu: Tay 41.sayıda bir sayfa reklam var. 103'lük seride Kabus 39-45 sayılar arasında 7 kitap yayınlandı.
Her kitabın başında orijinal sayılardan birer şerit kesilmiş. Eksikliğin nedeni bu !

Tay Zagor'da kitapların boyutu daha küçük ve kareler daha küçük idi. Böyle olunca yazılar da daha küçük puntolu idi.
Lal Zagorlar daha büyük boy ve orijinal Ferri kapaklı. Tay Zagorlar ise Arslan Şükür çizimi kapaklı ve her sayının arka kapağında hayvanlar biblosu.
Bana göre tamamen bize özgü dizaynı olan Tay Zagorlar daha başta 2-0 önde başlıyor. Olumsuz yönü ise dağılan sayfaları ve makaslanan şeritleri.
Çeviri her iki seride de Ay Barka imzalı. Lal Zagor'da Kabus'un çevirisi aynen korunmuş. Bu da çevirinin mükemmeliyetini gösteriyor.

(http://f1207.hizliresim.com/z/c/9m9g8.jpg)

Bir başka nokta Lal Klasik Zagor'da Kabus macerasının ne zaman yayınlanacağı aylar önce belirlenmişti. Bu da maceranın büyüsünü bozdu.
İnsan bildiği bir şeyi beklemekten o kadar da etkilenmez. Tay Zagor'daki Kabus 15 günlük periyotta yayınlandı.
Tekrarı bol bir dizi olan 103'lük Zagor dizisinde 350'lik Zagorlarda yayınlanmayan sadece 10 macera var.
Orijinal 255.sayıda başlayan bu maceralar 280.sayıda son bulmuş. Kabus da bu maceraların sonuncusu ve serinin mücevheri.
Tay bu 10 macerayı 1-45 sayılar arasına ustaca serpiştirmiş. O zamanki heyecanı ve beklentiyi ben Lal Zagor Kabus'ta bulamadım.

Maceraya gelince: Daha ilk sayfalarda bizleri merak sarmalına alıyor. Tay Zagor serisinde henüz 2012'deki kadar Zagor serisi okumamıştık.
Kabus, farklı bir boyutta Hellingen'in Zagor'a kabuslar göstermesine dayalı bir macera.
Buna benzer tek macerayı 350'lik seride 189-192 sayılarda ve Meydan Gazetesi fasiküllerinde yer alan'Büyülü Kitap' (Lal Zagor 51.cilt)adlı macerada okumuştuk.
Şu ana kadar o kadar çok Zagor macerası okuduk ki, bu başka evren, başka boyut algısı artık o kadar kuvvetli değil. Her iki Kabus macerasını yayınlandıkları dönemler açısından  değerlendirmek gerekir.Bu açıdan da Tay Zagor Kabus'u Lal Zagor'a göre açık ara önde olur.

Macerada birçok karakter adeta resmigeçit yapmış. Drunky Duck, Albay Perry, Akoto, Baron La Plume, Hellingen, Robot Titan, Kiki Manitu ve Tonka yer alıyor. İlginç bir ayrıntı da Hellingen'in dünyaya dönmesini önlemek için ışınlayıcı kabinin yok edilmesi görevinin Hellingen'in yaratığı Titan'a bağlı olması. Yaptığı hava taşıtları ile bir türlü uçamayan Baron'un Ufo'sunun Erie gölüne kadar Zagor ve Çiko'yu götürmesi ilginç.

Bu macerada gerçek olmasa da çok sayıda ölü var: Zagor ve Tonka Shalak tarafından öldürülüyor. Çiko işkence direğinde ve ufoda ölüyor.
Albay Perry, Yüzbaşı Forbes, Arkon, avcı Henry ve karısı, Pitt kalesi garnizonu ve Darkwood kabileleri. Bu maceranın bir özelliği de Zagor'un düştüğü aciz durumlar. Hellingen'in kabusları Zagor'u deliliğin sınırına getiriyor. Rakum'un mağarasında Hellingen tarafından halı gibi dövülüyor. Shalak tarafından bıçakla vurularak kızılderili şeflerinin önünde ölüyor. Tonka'nın cesedi başında gözyaşı döküyor, üzerine titrediği kızılderili beyaz barışının bozulup Darkwood halkının soykırıma uğramasına ağlıyor. En dramatik sahnelerden birisi de çaresizlik içinde Hellingen'in mezarı başında intihar etmesi.

Kabus senaryosu çok güzel yazılmış, olayların başdöndürücü bir ivme kazandığı tempolu bir macera. Hiç hız kesmeden olaylar arka arkaya sıralanıyor. Her olay bir mantık çerçevesinde neden -sonuç olarak değerlendiriliyor. Olayların ise farklı bir boyutta geçtiğini çözme işi ise Akoto ve Kiki Manitu'ya bağlanıyor. Bu macerada Zagor'un aklı, otoritesi, ilişkileri, insani yönleri, duyguları, aidiyeti, ciddi bir sınavdan geçiyor.

Sonunda Zagor,Manitu'nun yardımı ile Hellingen'e galip geliyor. Gerçekten ölenler ise Akoto ile Büyücü Makuaty oluyorlar. Zagor'un kabuslarının
bitmesinin bedelini kızılderililer ödiyorlar!
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: rumar80 - 10 Temmuz, 2012, 22:15:15
   Kabusu yıllar önce okumuştum. Tamamen gerçek dışı bir öykü. Sclavi'nin senaryosu karmaşık. Bir çok arkadaşımız beğenmiş olsa da ben sevememiştim. Tamam Zagor'un klasik öykü şablonu dışında bir öykü ama belki de bu nedenle bu maceraya ısınamamış olabilirim. Bu öykü bir Dylan Dog öyküsü olarak bana daha uygun geliyor.
   Kısa ve öz bir not belki ama Kabus'un bende bıraktığı izlenim bu....
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 13 Temmuz, 2012, 20:36:19
Okuyup da birşeyler yazmak için daha vaktimiz var değil mi?
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 13 Temmuz, 2012, 21:02:20
Alıntı yapılan: pizagor - 13 Temmuz, 2012, 20:36:19
Okuyup da birşeyler yazmak için daha vaktimiz var değil mi?

Temmuz sonuna kadar yarışma devam edecek.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: rumar80 - 13 Temmuz, 2012, 21:36:03
  Ödüllü konu yaz tatiline girdi. Sakin sakin yazın.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 18 Temmuz, 2012, 22:34:21
Nedense bu "Toplu Okuma" olayı pek kabul görmedi.

Ne yapsak, bu olaya bu aydan sonra son mu versek ?
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: alan ford - 18 Temmuz, 2012, 22:47:47
  Bence iyi bir fikir ve hemen vazgeçmemek lazım. Özellikle değeri bilinmeyen çizgi romanlar için bir farkındalık yaratsa yeter. Ben devam etmesinden yanayım.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: kedidiro - 18 Temmuz, 2012, 23:30:38
Alıntı yapılan: alan ford - 18 Temmuz, 2012, 22:47:47
  Bence iyi bir fikir ve hemen vazgeçmemek lazım. Özellikle değeri bilinmeyen çizgi romanlar için bir farkındalık yaratsa yeter. Ben devam etmesinden yanayım.
kesinlikle aynı fikirdeyim... popüler çizgi romanları değil de kıymeti bilinmemiş eserlere, ya da yerli üretimlere dikkat çekmeye devam edilmeli... geçen ay siperlerdeydik'i bu vesileyle okuyan ve çok memnun kalan dostlar olmuştu...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: tommikser - 18 Temmuz, 2012, 23:45:09
Bence de devam etmeli.Hatta okunmayan veya bilinmeyen kitaplar üzerinden olmalı.10 paylaşım bile olsa haberi olmayan insanların ilgisini çekebilmek çok önemli.Ben siperlerdeydik'i bu vesile ile okudum mesala.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 19 Temmuz, 2012, 01:22:07
http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2012/07/kabus-ah-eh-nai-delilik.html (http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2012/07/kabus-ah-eh-nai-delilik.html)


Kabus... Ah-Eh-Nai... Delilik...

Bataklıktaki kulübenin dışında tembel tembel uyuklarken gördüğümüz Çiko ve avlanmaya çıkan Zagor... Sıradan bir Zagor hikayesinin başlangıcı gibi herşey. Birkaç panel sonra Çiko'nun başına saçmasapan komik bir durum gelecek diye beklerken dile gelen bir geyikle ilk şaşkınlığı yaşar okur:

'Beni öldürmek istiyorsun değil mi?'

İşte böyle başlıyor Zagor'un sıradışı destanı. Öyle bir destan ki Zagor evreni şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde dağılıyor. Öyle bir destan ki Zagor'u Zagor yapan ne varsa sorgulanıyor. Tüm değerleri, bütün inandıkları ve inandırdıkları adım adım alaşağı edilirken Zagor ilahlık mertebesinden yavaş yavaş uzaklaşıyor, insanlaşıyor, sıradanlaşıyor...

İlk kendisini sorgulamak durumunda kalıyor Zagor: Önce karşı çıktığı, sonrasında kabullenmek durumunda kaldığı 'Ah-Eh-Nai'nin yani deliliğin pençeleri arasında, yaşadıklarından hangilerinin gerçek, hangilerinin deli aklının yarattığı dehşet dolu hayaller olduğunu bilememenin çaresizliğine kapılıyor...

Hele Naatani Dağı'nın kutsal mağaralarında Akoto'nun da başrolde olduğu o delilik nöbeti yok mu... Tam bitti derken defalarca yeniden başlayan o dehşet karşısında Zagor'un akıl tutulmasını soluksuz takip ediyor okur. Akoto'nun dönüşümlerinin gerçekliğini tahlil edemeyecek durumdaki Zagor, yaşadığı bu kabusu önce reddetse de en sonunda hayatta kalma içgüdüsüne yenilip Akoto'yu Rakum'un kutsal okuyla vuruyor. Dostu kollarında 'Ben... ölüyorum baltalı İlah... İçindeki şeytan Ah-Eh-Nai beni öldürüyor...' diyerek can veriyor...
Bu sayfalara soluksuz dalan okurun durumu da Zagor'dan farksız: neyin gerçek, neyin Zagor'un deliliğinin bir parçası olduğunun ayırdında değil. Akıl sağlığı yerinde bir insanı bile delirtebilecek Naatani'deki bu ralli hikayenin en çarpıcı bölümlerinden birisi. Kurgusu ve çizgileriyle tutsak olunan bu sayfalarda okur Zagor'un yerine koyuyor kendisini! Gerçek olmadığını düşündüğünüz bir kabusun içindesiniz ama korkuya yeniliyorsunuz. Dehşet dolu hayalleriniz değil, aslında o da hayal ürünü olmasına rağmen, bile bile bir dostunuzu öldürmeniz sizi deliliğe sürüklüyor. Zagor'un o güne dek verdiği en zor sınav bu belki de. Lakin Zagor kendisinden bekleneni ortaya koyamıyor ve mücadeleden yenik ve zihnen dağılmış bir şekilde çıkıyor...

Zagor'u kısmen toparlamaksa Akoto'ya kalır. Ama Zagor iyiyim diyemez bir türlü, sonraki sayfalarda görüleceği gibi beynini kemiren delilik düşüncesi her fırsatta ikilemlerinin ve kendine dair tereddütlerinin su yüzüne çıkmasına neden olacaktır...

Deliliğinin kaynağı ise yakında kendini gösterecektir: Hellingen!

Ölümden dönen Hellingen, nefretinin kaynağına ulaşmış, ona bütün bu kabusları göstermeye başlamıştır. Naatani Dağı'ndaki hesaplaşmada tam Zagor'u öldürmek üzere tetiği çekecekken Çiko, Perry ve Ottowaların yaylım ateşine maruz kalır. 'Böyle biteceği yazılıydı' diyerek son nefesini verdiğine inandırır Zagor'u. Oysa şeytani planının daha başlangıcındadır...

Sclavi bu hikayede çok güzel bir öbür dünya tarifi yapar bir yandan da. Akronluların ışınlama kabininde yokolduktan sonra kendini sonsuz bir boşlukta bulan Hellingen burada birkaç dakika mı yoksa birkaç yıl mı geçirdiğini bilemeden sürüklenir. Bu Hellingen'in cehennemidir aslında, cezasını tamamladığında da cennetini bulacaktır. Sonsuz boşlukta ümitsiz bir şekilde sürüklenirken karşısına bir uzay gemisi çıkar. Kiki Manitu Hellingen için tam ona göre teknolojik bir oyuncak tasarlamıştır. Öldüğünü kabullenebilse bu uzay gemisinde Hellingen icatlarıyla uğraşacak, varlığının bu safhasını mutluluk ve huzurla geçirecektir. Ancak şöyle der Kiki: 'Hellingen'in nefreti öylesine büyüktü ki öldükten sonra bile yaşadı...'

Zagor ölüp de öte tarafta gözlerini açtığındaysa kendisini yemyeşil bir çayırda bulur ve Kiki Manitu karşısında durmaktadır. Zagor'un 'Ben neredeyim?' sorusunu 'Olmayı hayal ettiğin yerdesin Zagor...' şeklinde yanıtlar... Sclavi'ye göre öte dünya yaşarken hayalini kurduğumuz, bu tarafta ne kadar kötü bir karakter sergilersek sergileyelim yaptıklarımızın bedelini ödedikten sonra hepimizin yeni bir şans elde ettiği, ölüm anından sonraki varlığımızı huzur ve mutluluk içerisinde sürdürebileceğimiz bir yerdir. Ve bu yer gerçektir! Kiki Manitu Hellingen için yarattığı uzay gemisinin gerçek olduğunu söyler Zagor'a...

Kiki Manitu Zagor'a sonsuz sayıda evrenin ve dünyanın varlığından da bahseder. Hellingen Zagor'a kabusları getirmemiş, aksine onu kabuslarla dolu başka bir gerçekliğe çekmiştir. Dolayısıyla Zagor aslında bir süredir kendi hayatını değil, başka bir hayatı yaşamaktadır.
Mevzu alternatif gerçeklik olduğunda yazar çok daha cesur olabiliyor, emek emek ortaya çıkan karakterleri harcarken ikinci kez düşünme gereği bile duymuyor. Hatta o kadar fütursuz davranabiliyor ki aynı hikayede Zagor'u bile iki kez öldürüp geri getirebiliyor.
İlkinde Shalak tarafından önce bütün o göz boyamaları açıklanarak küçük düşürülen ve sonra da öldürülen Zagor, Makuaty'nin sihirli ilaçları sayesinde kısacık bir an için Kiki ile karşılaşıp ölümden geri döner. İkinci ölüm sahnesi ise Hellingen'in mezarının başında gerçekleşir. Tüm değer verdiklerini kaybetmiş ve psikolojik olarak tamamen dağılmış bir halde Zagor silahını başına dayar ve tetiği çeker. Akoto ise zamanı geri alan bir büyüyle Zagor'u ölümden geri çağırır. Ancak Akoto'nun da dediği gibi Manitu herşeye muktedir değildir. Her iki ölümden dönüşte de cana can kuralı işler. İlkinde Makuaty, ikincisinde ise Akoto hayatlarını kaybeder...

Bu güçlü hikayenin sonu da ayrı çarpıcı. Hikayeyi başarılı bulmamın bir ölçütü de sonunda öldüğünü kabullenen Hellingen'e duyduğum acıma hissi, elveda diyerek doğan güneşe doğru yürüyen Hellingen'e hissettiğim sempati... Çok güçlü bir öykü bu!
Yine bu destanın son sayfalarından aklımdan hiç çıkmayacak birkaç panel...

'Git ve sakın arkana dönme. Ve benim yaşadığımı düşün... Çünkü öldükten sonra ancak bizi sevenlerin anılarında yaşayabiliriz. Ölümsüzlük nefrette değil sevgidedir... Bu yüzden ben hep seninle birlikte olacağım... Hep burada olacağım...'

Akoto bu sözleri söylerken Zagor ağlamaktadır...

Tıpkı dostu Tonka öldüğünde olduğu gibi...

Tıpkı o tepeye çıkıp beyaz adamın Darkwood'da yaptığı katliamı gördüğünde diz çöküp ağlamaya başladığı gibi...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: kalidor - 19 Temmuz, 2012, 12:22:08
Bu macerayı çok merak ediyorum ama artık Temmuz ayına yetiştiremem. Bu arada dün kabataslak bir hesap yaptım da evde okunmayı bekleyen Türkçe-İngilzice 32 sayfadan 400 sayfaya kadar irili ufaklı yaklaşık 150 çizgiromanım var. Bir taraftan da almaya devam ediyoruz dehşet ki ne dehşet :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: tommikser - 19 Temmuz, 2012, 15:02:38
Bu aralarda insan gibi kavramından uzağım desem yeridir.Yok çr'dı yok romandı derken araya birde çocuk gelişimi ve psikolojisi kitapları araya sıkıştı.Deli gibi okuyorum deli gibi ehahehehehehahah.

Kabus'u bitirdim.Hatta ikinci cildi okuyacağım diye tatilde gözüm çantadaydı.

Şunu diyebilirim ki kitap gerçekten ilkleri bir araya getiriyor.Yayınlandığı zamanı düşünürsek Sclavi'nin hayal gücü enfes.Hayal içinde hayal,boyut içinde bıyut ve bu arada neler olduğunu anlamaya çalışan şok içinde ki bir okuyucu kitlesi.Bence senaryo ile bu konuda İtalyan'lar pik yapmış.Ben çok beğendim.Haa günümüze göre nasıl değerlendirirsin dersen.En vasat marvellerde bu evrenlerden ve olaylardan bol bol var.Yalnız asla bu tadı Zagor'daki gibi bulmak kolay değil.

Bence herkes bir kerede olsun okumalı.Zagor sevenlerin dışında ön yargısı olan arkadaşların okuyup yorum yapmasını isterim.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: BAHADIR - 19 Temmuz, 2012, 16:23:26
Comics okuyorum ama okuduğumuz onca comics öyküsü ile bu öykü pek kıyaslanamaz bile...

Okuyalı çok uzun zaman olduğu için bazı ayrıntıları hatırlamakta güçlük çekiyorum...

Sclavi bir efsane yazmıştır ve bu öykünün üstüne belki de başka bir Zagor öyküsü yazılamayacaktır...Ne uzun Zagor sagaları ne de başka öyküler...

Sevgili Umar'ın dediği gibi bu hikaye gerçek dışı bir hikaye değil...Bu aslında Zagor'un hikayesi değil...Bu başlı başına Hellingen'in hikayesi...Hellingen'in ölümü kabulenemeyişinin hikayesi...Hellingen'in cennetinde bile huzur bulamayışının hikayesi...Zagora olan nefretinin büyüklüğünün hikayesi...(Tabi birde Sclavinin büyüklüğünün hikayesi...)

Zagor burda en son irdelenecek konu sanırım...

İlk önce Akronlularla olan öyküyü, sonra bunu ve en sonda Lal'de yayınlanan öyküyü yeniden okuyasım geldi...Kısmet belki okurum...Zorda olsa...

Bu arada Hasan konu ödev halini alıpta "oku ve yorumla" denilince sanırım insanlarda psikolojik olarak ters etki yapıyor...

İsteyen yazar isteyen yazmaz...Bu kişinin bileceği bir iş... Yalnız ödül kısmını kaldırsanız bile yorumlama kısmının kalması ve her ay bir kitap seçilmesi taraftarıyım...Yazan sayısı sınırlı bile olsa okuyan bir kısım muhakkak vardır...

Bir satır bile bir kişinin merak edip okumasına sebep olacaksa yada kitap hakkındaki düşüncelerini (olumlu-olumsuz) değiştirecekse sanırım sorun yok... :)

Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 19 Temmuz, 2012, 16:34:02
Herhalde bir 20 yıl aradan sonra tekrar okudum.

Tabii, bazı şeyleri daha önceden hatırladığımdan sürpriz unsuru ortadan kalktı.

Önce çizim ile başlayayım, bence çizim olarak Ferri'nin düşüşe başladığı döneme denk gelmiş.

Hikaye 1988 yılında yayınlanmış, Bonelli 2 yıllık stoklar halinde çalıştığına göre en kötü ihtimalle 1986 yılında çizilmiş olsun.

Demek ki üstad 57 yaşında imiş. Bence üstadın en iyi dönemi 40-50 yaş arasıdır.

Senaryoya gelirsek, Zagor gibi karakter açısından bakarsak devrim niteliğinde.

Paralel evrenler, Ki Ki Manitu ile ilk tanışma (daha sonra epey karşımıza çıkacaktır), 500 sayfa süren bir hikaye vs.

Senaryoda tempo hiç düşmüyor, Zagor resmen mahvoluyor.

Ve silahı şakağına dayıyor ..........

Kısacası 20 yıl sonra bile bende çok iyi izlenim yarattı.

Tebrikler Sclavi, başarılarının devamını dilerim.  :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 19 Temmuz, 2012, 17:00:00
Alıntı yapılan: BAHADIR - 19 Temmuz, 2012, 16:23:26
İsteyen yazar isteyen yazmaz...Bu kişinin bileceği bir iş... Yalnız ödül kısmını kaldırsanız bile yorumlama kısmının kalması ve her ay bir kitap seçilmesi taraftarıyım...Yazan sayısı sınırlı bile olsa okuyan bir kısım muhakkak vardır...

Tamam tamam devam edeceğiz, üstüme gelmeyin.

O zaman her ay bir arkadaşdan okunacak kitabı / hikayeyi seçmesini rica edeceğiz.

Önümüzdeki ayın konusunu alan ford dan rica ediyoruz.  :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: alan ford - 19 Temmuz, 2012, 17:56:39
  Berk Uralcan'ın yazısıydı yanlış hatırlamıyorsam. Watchmen'in neden bu kadar önemli olduğu üzerine harika bir yazısı vardı.  Aslında Moore'un Watchmen ile yaptığı yapıbozumu, Sclavi Kabus ile yapar. Kahraman dediğimiz modeli parçalara ayırır. Bildiğimiz Zagor- Çiko ikilisini ters yüz eder ve bunu da müthiş bir hayalgücüyle yapar. Yazarken Watchmen'den etkilenmiş midir bilmem ama Watchmen'in comics alemi üzerinde yaptığı etkiyi Kabus'un da fumettiler üzerinde yaptığını düşünüyorum.

Vakti zamnında sevgili NIC39'un yaptığı çağrıyı yinrliyorum. Sclavi buraya yumruk havaya. Bu yılki Tüyap'a Sclavi gelsin :D
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: NIC - 19 Temmuz, 2012, 18:25:03
Gelecek ayın kitabı Persapolis olabilir

Güneş bu kadar beğendiyse güzeldir,Kız babası olarak merak ettim şimdi
Başlık: Ynt: 'Kabus'a Ne Kadar Kaldı?
Gönderen: kuzguncuklu - 20 Temmuz, 2012, 23:11:39
Bugün kabus macerasını okumus bulunmaktayım.Kisisel fıkrime göre cok karmasık bir maceraydı.Bana göre en iyi macerası degıl.Acıkca söyleyeyim begenmedım.Herkese selamlar
Başlık: Ynt: Ynt: 'Kabus'a Ne Kadar Kaldı?
Gönderen: konyakficilari - 21 Temmuz, 2012, 14:27:14
Alıntı yapılan: kuzguncuklu - 20 Temmuz, 2012, 23:11:39
Bugün kabus macerasını okumus bulunmaktayım.Kisisel fıkrime göre cok karmasık bir maceraydı.Bana göre en iyi macerası degıl.Acıkca söyleyeyim begenmedım.Herkese selamlar

bence çok beklenti oluştuğu için bir nevi sukutu hayal oldu..
dusunsenize yillarca tay baskisindan baska baskisi yok, olan TAY baskisi da neredeyse bulunmuyor. Sevenler "kabus" asagi "kabus" yukari anlatiyor; ister istemez insan merak ediyor..
bir de çizimleri TOP 10'da 1 numarada, ayrica arada bir iki tane alinti ile tanitimini yapinca merak had safhada oluyor..

tabii bir de HELLINGENli hikaye olmasi da cabasi :))
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 22 Temmuz, 2012, 23:46:45
Alıntı yapılan: hanac - 19 Temmuz, 2012, 16:34:02

Önce çizim ile başlayayım, bence çizim olarak Ferri'nin düşüşe başladığı döneme denk gelmiş.


Sevgili Hasan'a katılmıyorum... Özellikle hikayenin ilk iki albümünde Zagor'un yüzündeki o deli ifadenin bir benzerini ya da o etkiye yaklaşabilecek olanını şimdiye kadar herhangi bir ekolden herhangi bir çizerde denk gelmedim... Üstad belki de en iyi işlerinden birisini yapmış Kabus'ta...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 22 Temmuz, 2012, 23:53:13
Bu hikayeyi beğenmedim diyen de çok fazla... Bu okumamda 25 yıl önceki tadı almadım diye düşünürken Kabus üzerine yazdığım yazı için kafa yormaya başlayınca Sclavi'nin ve Kabus'un büyüklüğünü yeniden takdir etmekten kendimi alamadım...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 25 Temmuz, 2012, 11:59:41
Şu ana kadar yorum yazan 9 kişi var;

aa, caretta, rumar80, pizagor, gunessemerci, Bahadır, hanac, alan ford ve kuzguncuklu.

Yorum yazmak için son 1 hafta.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: NIC - 25 Temmuz, 2012, 15:51:28
Alıntı yapılan: hanac - 18 Temmuz, 2012, 22:34:21
Nedense bu "Toplu Okuma" olayı pek kabul görmedi.

Ne yapsak, bu olaya bu aydan sonra son mu versek ?
Hasan abinin çr muhtırası biraz işe yaradı ama halen yeterli değil,darbe gerekiyor sanırım

     Kabus hikayesi konusunda çoğu arkadaşımızla hemfikirim,Sclavi'nin çılgın attığı kişilik bunalımları(zagorda pek görülmez),uyuşturucu sanrıları,ölümü kabullenememe,kızılderili soykırımı gibi temelarla yoğrulmuş destansı bir hikayedir.Ne Yıllar önceki etkiyi verememiş olması,ne de Ferri'nin çizim hataları bunu değiştirmez

      Hikaye Nolittianita Zagor halkasının ilk kırılışıdır,bundan öncekilerde genel anlamda aynı şablon kulanılarak Zagor yazılmıştır.Yine de bu Sclavian Zagora dylan hikayesi diyemeyiz,en azından kabuslar dedektifinin 'politically correct' duruşu zaman zaman değişkenlik gösterebiliyor.

     Bonelli'nin şablonunu ikinci ve daha uzun değiştiren yazar ise Boselli'dir(bknz Dampyr)Her zaman derim Boselli zagorları en okunabilir senaryolara sahiptir.

     Hikaye en uzun Zagor hikayesidir ama hiç sıkmaz(çikonun şaklabanlıkları dışında)keşke daha uzun olsaydı dersiniz

     Çizimler daha öncelerin aksine çoğu yerde iki bant halinde çizilmiştir,Sclavi'nin özellikle Ferri'den bu şekilde istediği hatta zorladığı rivayet edilir.Böyle olunca olağanüstü tablosal çizimler ortaya çıkmış ama orantısal hataları örtememiştir.

     Zagor'un 2. kez öldüğüne şahit oluruz,ilki yine üstadın yazdığı başka bir boyutta geçen (kara lorddu sanırım) hikayede vuku bulmuştur.(Üçüncüsü için bkz. Vudu İntikamı)

     Hikaye çok sert söylemlere de sahiptir,özellikle kızılderilerle ilgili olanlar insanın boğazını düğümler,hatta Kitapta beni en çok etkileyen sayfalar şunlardır;
(http://desmond.imageshack.us/Himg225/scaled.php?server=225&filename=146zx.jpg&res=landing)
(http://desmond.imageshack.us/Himg12/scaled.php?server=12&filename=147cb.jpg&res=landing)
  (http://desmond.imageshack.us/Himg576/scaled.php?server=576&filename=148cr.jpg&res=landing)


Bu kadar güzel senaryoda itirazlarımda var elbet;

En karaktersiz yan karakter Çiko malesef zagor'un en zayıf halkası,bir groucho olamıyor,şaklabanlıktan öte gidemiyor.Tek güzel yanı kitabın sonunda Zagorla düşman olmaları ve baltayı kafaya yiyip ölmesiydi  :P

  Akotoyu en son bıraktığımızda sivilceli ergenliğe yol alıyorken,karşımıza yağız bir delikanlı olarak çıkması buna rağmen Zagorumuzun yüzünde en ufak bir kırışıklık,şakaklarda beyazlama,tansiyon,şeker prostat görülmemesine parallel evren deyipte geçilemez sanırım

   Böyle bir hikayede herşeyden biraz varken,Aşk'ta olsa olmaz mıydı?Koskoca kitapta Doğru düzgün hiç bayan görünmez,Bu da  'Zagor gizli gay'de haberi mi yok' diyenleri haklı çıkaracak nitelikte olmuyor mu ey altınmadalyon?

   Dünyayı fetedecek herşeye sahip bir adamın,Zagoru altedememesi,onu basit bir karakter yapmaktan öteye gidemezken,Sclavi hikayede onu Ademin cennet'ten kovulması akabinde tövbe etmesine benzer metaforlarla karşımıza çıkarması,Hellingene sınıf atlatmıştır.Yoksa Hellingen bir Hogan,Xabaras,Skotos,Myrna hatta Nat Murdo hiç değildir

   Sclavi bundan sonra Tek bir Zagor hikayesi daha yazar(Bkz:Çiko'nun Kabusu)

  Hikaye enfestir ama artık Zagor ya bitsin ya da Ultimate Zagor gibi bir hikayeye başlansın;Çiko'nun olmadığı,doğru düzgün bir baltayla heryere yürüyerek gitmediği,soytarı kıyafetini çıkarıp daha sert bir diziyle belki Zagor'da bize yeni şeyler söyleyebilir

    Yazımızı Sıtkısıyrıl'ın güzel bir şiirle sonlandıralım;
Entarisi ala benziyor.
Şeftalisi bala benziyor.
Çatlak profesör tipiyle,
Hellingen kime benziyor?

Üstte saç çıkmıyor.
Yanları uzatıyor.
Bu imaj anlayışı ile,
Hellingen kime benziyor?

Ben sana düşmanım diyor.
Dünya onun olacak sanıyor.
Bu devirde bu kafayla,
Hellingen kime benziyor?

Bıkmıyor, usanmıyor.
Her delikten çıkıyor.
Buruşuk dede siniriyle,
Hellingen kime benziyor?

Laftan, azardan anlamıyor.
Dayaktan kötekten bıkmıyor.
Kafadaki çentiğiyle,
Hellingen kime benziyor?

Kah kabileleri ayartıyor.
Kah uzaylıyı kışkırtıyor.
Bitmeyen kiniyle,
Hellingen kime benziyor?

Bir gün robot yapıyor.
Bir gün gemiye takıyor.
Zehir gibi kafayla,
Hellingen kime benziyor?

Yenilse de takmıyor.
İdealinden vazgeçmiyor.
Aslında biraz da,
Hellingen bana benziyor.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: NIC - 25 Temmuz, 2012, 16:03:32
  Kabus'la alakası yok,dün tesadüfen öğrendim burda paylaşayım

   Kuzeybatı geçidi hikayesinde Zagor yarı körken bir insan figürü ile karşılaşmış,hatta yerliler buzdan heykelini yapmışlardı,yerlilerde bu adamın soyu ile karıştıkları için renkli gözlüydü.O şahsiyet gerçekten yaşamış,ismi Henry Hudson

(http://data:image/jpeg;base64,/9j/4AAQSkZJRgABAQAAAQABAAD/2wCEAAkGBhQSERUUExQWFRQWGBcaGBcYGBkaGBwaGhsYGBgXGBcYGyYfFxojGhcXHy8gIycpLCwsGh4xNTAqNSYrLCkBCQoKDgwOGg8PGikcHCQsLCwpLCksKSkpKSksKSksLCwpLCwpKSksKSksKSksKSksKSwsLCksLCksKSksLCkpKf/AABEIAOAA4AMBIgACEQEDEQH/xAAbAAABBQEBAAAAAAAAAAAAAAAFAQIDBAYAB//EADoQAAEDAgMGBQQBAwQCAgMAAAEAAhEDIQQxQQUSUWFx8AaBkbHBEyKh0eEyQvEUI1JiB4IVchYzkv/EABkBAAMBAQEAAAAAAAAAAAAAAAABAwIEBf/EACURAQEAAgICAQQCAwAAAAAAAAABAhEDMRIhQRMiMlEEYRRxkf/aAAwDAQACEQMRAD8A89GZTxGiaBzTm/nqvUcpN1PYf8Jozz48E4390AoBTwk3PZK0ZoBWmQpGtyTWt+FJ9NAKR7Ju77jjwTtzL0T2st6cfRBo2t+OKdFsuKjqVoyueH7Oip1Kpm5kDMCw9cys3ORqY2r76g1cB1Kj/wBYw/3D8oa8A3bYdPk6qB7ojLvosfUa8Bn/AFDeI1zt7qQceizrqnD3XU6pBkWPJOZlcGhGieymYQnD7Yc3MSMuf8orhawqD7T14rcylZssIaZ76rgPlSbh/Hyk+mfdaIzdumRz4qUNPJN3fzKAY1v4/SZHx7qYNM98FCYnvigGHqlAErnZ/wCEjDeenBIOkXvHf+FxgCTxSPqAny5JdwZW11/SAg3TKcF0QU8NsgjI5pwb55JxHuuDUAsJ7GnmkptUrKdkA1g+NFJGSSLeif8AT6IM19hJVStiC4Ws3TOT04d5LsY7Qcb/AK75qJzxpfyuY06A92Us8/iKY4/NNAkx7d+w9Uv0TNwOgz/PurVDBOeYEQbHrzOq0uy/Bj3D+0DpPqT/ACufLKY9ujHC5dMk6kDm3TS/qZH4hQf6OeI9x5G/uvT2eAG5726eTRH7TMV4KgHc/q0/wbKX18Vf8bN5i/C56xwUJprYbR8KVGmzTOsDznms/i8G8GHNuNf2rY5y9I5YXHsPawZp8FsOBg8u7qZ2DIi3UJ7MKRpbTvvRb2xpewWNDxumN6PI8x8hWw0yf0ULds5wIc0HiP580RwlYPHB2o4EBWwz36Syx0UM7uo3Nz81YaM+/RRbt8uKomiA9/hMME+nurAYPbgotwA2+OKAh1SkDvuycRf5sm7l0GjfmU7X1XObeOvukdn0lARkWT91dCUOSJ0wlGXkE4n3SjogH0wITmXXMYOl/hSUxyQHNHwuqwATwBKW3Y59VBjT/tmO7hFuoc7DmjUmSZ/z3wUuHPD+owJ4Tayg35J4C/4gKxgRcE98/b1XJXRHovhXYjRTDnCXEfgrWYagBAQTwvWDqQNrwOvd/KFoGjgvN5LbldvW45JjNLFKmpjQBTaAjmrNNYOqVbYzX5jTvJCtq+EKdQTA3hrx5FaoGyhqla66Z3vt5+PCLZu0ZR8e0DyV1nhanF2tPUcVpq9GVDUCLll+2pMZ1AZ2yGgQGiOEWWL8Z+HA0GrSG69tzGo1XoNWtF0B2riPtIOvffVGGVxu4MsJnjqvO9n4sPBn+oZ8+itMZ8oXVpfSxBAyLvwdO+CKU8/XvNe5x5eU28LPHxujIE24hRO5RCsD9JkfK2wgcE3XzCsEGVCQQfRBoKg1sum+eqkDe5TS0ygIbRHwpHi3qmgap4PykTp7unNyvwTS74TmZICWmxSgKFhKc1yAfuAf45qDGiWOUs274qDG/wBBjsSEsump2oUGCb2Ez36qWm6XQNT+cv2fNQUnGfS3mp8PYNAznenp3PkuWrvQPDmNO6BHDdAGWhcfQ95bag6wJzt6rHeEMLDQYOQieYt6C3+Vr6GgXn813dPT4prHa/h3cVaaE3DUQrDntGoU2rUJJTHPlPe8XuENfVh2aK1E9cxmqOIcp8XXBIHVVcTiWERbmkcVKvmg20aZuZtCKVdqU2/1OA6oLjNrU3NO64EwjTW9MRtsf79P09CrLO8rKHbTD9amc5JGnBTNdlb2Xs/x/wAHifyfzpZTd35Ti4gf4XOJ9+C6HOikpj+ald36BRlvPvuUBCAZJ6pS26Uj51TWt+O7INWJsnlvymQn658UiKCeKfKYRzT2jQBBla49xzXb0fhEsN4fqkSRuj1Pp8EohQ2UGEQAXDjc9I0UrySKY8doZhtl1H6bo4uHS4Geqm2vsdrKLiJJtJy52HqtTgS10g52n21zv7pm1NmtdTIjO34MeeajeS1eccjzEMhXtnYYFzQ4QCRfUzp7rSUf/GlVzN76jQ7RpB9xrCDVcBVoVRTqNhwy4dQdQsTkxy9StXjyx92PR/DtP/Zac5AJ76QEXqbQZSYXvIACH7Op7tNjZyaB5gKntd4LhvTDdOfH2XnW7y29OTU0q43xHiq5igCxmhyJ6k5IRjMFjXX+rfX7z55qfanijcG6yAeJ0Heiz1TbjjM096HAH6lQ70mQIYCLWOQMWV8JlepEM7hPVtOq47G0DP1KgHJ0hT7M8aVp+5xd1VfaAqtYx+65jajQ5ty5jpvYm7TyS7P2MahDoj9/C1da+6JY78vstbDD+IHPblkOystt3xK5tQhhuPxZbvwxsVhpEOF15x4p2KaWNcwA/c6W8YOQHmpccxuS/NllMfQc2lXrmbwdSn1NgVWid5RM2oWwBTa6Rbee4kRP/Fw3cjoiFfHVGEB7S2QDuklzS3i2bjoum3OdOWTC99h9Gq4uaHXLSfYhFy7lw4Ko+n/uNI4G/orjje3JdvD+O3HzTWWnHv1Ka5sfn2Tjl6nuyWp6+nBWRRPFu+AGijdTsf5U7qds+HBRPZz4/CAiLeHdl30/hSR78uCj4fwgKu+uSb1vIJS7PzSNIGSYFyTbLP0WowGyGhg3T9+rrenRDvDuBJcX/wDHLzz/AB7rQsOhDTPkdQubky96dHFj62lwzXMzG8L936D0U1TDB4nI6Zen5yS0sIy269w6/vTqr7cOGjKbRI/hRXBKlAtMyLX8vTJXsFVFRzb6iwvqn/TBknKedvXohOBq/SxLZyLvdZy941rD1lFzaOzamJxjwHOY2nZpBIg2NvVRbWwj6gbTriXsMteB/UBn5wjVav8ASZiag/qmR6BZXw3tWticSGvMtAe6Og/ZXHN63Ph23xl1flrKAgRyVfG4A1SBP+ONs1PRdc8rKxTqXsZU1Qyl4LpNG8W7xv8A1X84VLH+HaD3b5pydSKm7MWuCJm0SM1uKNdpFwqFbYtN5JEjPI98FqZWdVPxxvcZPa+0H1N2nusDWgNAAmBlAyGVkcwmzAymLRqfdE8PsKkw70SeJM/4TsZEWRbs5qdK2x6wa4hAPHWFAr0q3C3yPlEKb4dM9f5TPFdL6lCeGnIoxuqM8dsZjdm0C/fDDxLd6G3uQREgE6Awhu1HurVN51zpGQHDotFs+kyo2HQr3/w9NuXPhZV+pZ2leGXpjsRhyC3je35T21TblCLbToDfYIyN/QqDE7MsY1ynSF3cHJ9vtwfyOL7vSoTz9vdNI5+3BLWw7m27uoCF2Sy9OOzXZ7pIN+HBc4fbnx4Z+iQDO/Bc/L1TIhHPXlwhRg2HTknE+41HRNFggKxCcw/KjCfKRtz4f2aDRpkOuRJ855oidjvj7YI1jkqOyGg06Z1DG5kaK43ZtQ3FvX4XDl27seonZs6oB/TPS/fkp6OFc3+wg68L+Z+F2H2XVk/efyPzKsU9k1DB+q4D1HW6y0RwnNs6TEIPtjZdpANrg987o8zZ7sjUcTxtklfQOUz/ABqgA7T9ekf+T2gEf925jzQygRh6ofuxILXCIMWyRPEYV1AuqMEsd/WzLzbwIRai9lano8f9hcforjzx8b/Ttwzmc/tQ+sJluR+VPRdqqeOp/Se0RYzCmomNLKS4lTfEc+5U3+qhUvrWCjqVLILS9iNoQ25QLF7bgcScgOKqY7EudYKbCbEMF7yA4gxOluKcLpdfg3tude81axdA/Sh2oWf2ttzEMMCm1zYvDwT1DcyhuK8Yuc2I05yOV8k5hWbnjO1V9R1Gtu/2nKNNUWO0JbEzKyTMcazzJHK/BE6dU7txp31VcsEsM+9dJG1N+qOUnzyCKmjfLTsIJst29VJOVhw8keoXK6cJqOXO7yRVMDJ0Hf5QXaGALIcBYxI4LVUaYPl3+0tbCtMjjPTK83Vcc7jUssZlGGaQO+fRIHhLWoGm5zTpbrzHIphdb+R2V2Rx1xOcHgo3mB3+k8uj8aqMkdkJhAR8J0/OqjnJPlINhsmp/sMibjL+dMlocBTqvaC2pBz0sslsDEf7YtOYz5n4RfC4iCJcWi5MTyuY81xZT27cb6jU0cBWi7/a/wCFawuBfB3jPDj/AJQjB4qlrVeeIE/tFKGKpgWD3Hp56+iw2ndhHdfMfKrmm7/iTHK3urorA5NPn/Hf4U++YsJ6pACxOGe8QWGOqD4vDPwx+ozLVgGZ/carWurPtAHqh20KZcPu4+XeSVkvqnLZdxlG7RdivuyDLgczz4IjhcRvDpaFDhcF9Cq5o/of9zemrfI+4UGJBpPnQ6hceU1dO/C7x2L03ymfWkGDy+VToYwHkq202k/dTqGmT/UbEWsCQdeizJ+27bOl+lVZTlzonRCdpYvfJ+o+4MFouBN92OP8oFjKtVzwN/edyka55q9hvDBgfVeRyaPW5m54rox8cJu1y5XPkupFfE7WYwCMybjkOhuqmOwVOpT+o5wBm8G+VpCPHwvgyI+q5jhxdf8AKGbS2BQZb67iM8wZEZZdE/rS30L/AB8te9f9BP8A4+lnTcfnX82V7DVyBuu9eYP6hCXYMTDSeSlpUH2G9l1lXtmU9uWbxvoW2XV3bZkmwC0uGb9p/Ofv0We2RhGtJdMmYk2tyWnw9O8k2/KZRYwca+XffsrBaDAF+ijDxPfFEsBRBzHTpySNntsbFc9lhcSRx5iVjHyCQZBBIM8co9V6/VwcjvvJee+K8FuV5Au8Seup810cOfvSHLj8gDjc+XBRuHynz8Li6D6rpcyoW28hCefeUxrbJC+yQGth1PtImL+4RmRvA6ye/wAoDsR1nxn9pPTL3RVtW4nz+Mly5z268L9sHNkbRzAgmbA+uQzH6K0tHD1XXJbxiF5/SrfiZPTmthst5ePte3IWsb6ypWKSjD8K6fuqX4BWWuHX5VKngyP6j+PPTNXTuNEkz5rLRj6ztBEWyj0Vau9xFx58M+KtU8SXGGMMcdE9+zTO850DhP7QADF4cPbuH7YMtPA/riEHxLc2VM9BoeYK2VTAB39IHVZ/H4GxY+4n7XRdvSdCp54eX+1ePk8fXwyFeuaTuR4/tQV9pSYjTvyCIbXw+5Z4lpydp66HkVnqmH3bgzMQs4YS323nnZPt6EdmOl+8eOZ9VoqePB+25Pmsjh3loBnOPSf8+qIUcRlNzqfSPwnlxbpYc2poXxOB+roCe9UPxXhN8A7ojkimD2tu/wBViY9BEn8ldi/ER3YBvLueR1HSfwpTHOdLZZYXtlsfso0mzI5xwQzDVoeNYz78ld2ntI1GwL6nqZB+FUwtMmoIyDrjpHuZ/K68MdT24c8pb9rQ4BogRrGffFaLBUiWmOfCeQnihez6MjoO+i0eEpR16d+qdKIMPhJI0vco5haTYzy/CqMpCcrTORzRDDBsdL6wkaQUWReMuKw/j/BhoY9ukg34xHfNb0YdpGixnj3DgUQQcnDW0TnfJa4790Zz/GsB9TjySb0fkZpASekDVO3vcrvcSmcl255rt39pQeHNIk+CxW47eOWR6FH3g/pZStXjWMuCMbE2m2o3d/ublzGkdMvJR5J8rcd+BGkPuEzchEtk4tzagIJEWj3Qh1G0z6/CtYb7SCc3xugRkYG9fr3CjVo9Bp1HPMAk53Pd0VwWyci4yef64LzrAbQcyqC0wQYz04cxYWW+G1S9o3dQD0m+eXup2KbFH1mMEDP8lRtouqEF1m8P2uwGAj7nG51Ks1H7x3W24rIRmlvGGzHEd8lQxmEvui5Jy0H4RWo4U234d/lMwtEwXvzOnAaBMMntbYMNhsyTloSsL4g2C6lk0t1+0mDB4Gwz5L2LDs33lxFhYcOvfBAPFWzPrtc0T9sZec+kynKO3jhrHdEa+wvdS0cQdLj3Pbk7H4J1PMEWtPUg+hVA1C1ts4n3Pv7BUT3pfdtEG5Onrp7fChO0jnOU31v/AAAqFQwIHDPUmw9vdROf7/ge2SNFcqstsCZuAPWf37IlsbDl03zknygfKDsBMC/HL0str4T2C4t3nCALATmbScstPJFPH2KbLwpjiIGfPv8AC0GEw53bxc5R3OihwuHsN0ZcPbjlPoi+Dwk5mDz77lTqiNjC2DFr998FcwtVjhe0p7aZGeXqpvoNd3EJB3+iaRNo5WKwH/kWi2m1gB/qJ1vbX8rc4qi5rTumeRtwOa8t8a7UNauBEbjeNr3/AEqcU3knyXWLOzwHDh3dKB8/CZvew4LnG+fHgu5yKNfEtbr5a/yqFXHkm1gqZPZSBRuTcxSPqHW6lwuJcxwc0w4GR+VWgqWkLrLTa7N23Trva0tLXHQXbYEmDnlp0VjEuP1Z1F40GUCPwsPTqljgWkggyCPdHqfiebvpyeIMT1BWNfpuZftpg7dcXkEZQP8At+kV/wBZuvBa64DYg8v8rOtxQfTY4TBb1gyd4crqdlcuLYP3QZJ/6/3HyWNKSvR8F4nD6bGuduuyJyFtZi0rQ4Sq1jSZkG/Z1XklPFfaS24BI9ciepR3BbdIosGYM2vp2FmxrbdUP91wccgbftPx+IuGt1sgGxvEk/Y8QbQRkeRRfCDefvkZWHyVkxBoFNkdyo8FQDgSRnP5zUO0Km8Q3iiOHp7rEiZPxP4XZiQGD7S2SI453639V5ptzwhVokjdcQYy4G9xx/S9twVy4njCh2lg2lzCBcuvPIHRal0LNvBKfhqq7Nh6Rx5q7hfA9cw5zbGDMiANV7rU2QzduBNp/H6UeH2e00wANI9JAT82fGPLtkeCGtu8cIvP/tI4rYYXABoADbARGnIWRjD7KbLm5QbdLH9q5QwoY4gydR825fKztsEo4AyYsQb8Vfw2HaTcbr/Q5XV+tR3TvAden7SVaAcJBvmCgIHGLOy4/wAaKvVoxdtuinp4m5a+3W1vlDNt7TZhgC5wgzbXyAugBHi7bDqdAtEhziACO+C8txtUuquMycpngjHiDbzsS8uNmgWE93WeZ+uC6uHHXtz8uW/Tj+kod0ueSaR3ZKXX8+S6EGYFOe+v5SG3FWSN1k58/VVCVzrJgPtt3qml3r/lOwlXQ9ldXZBmM+ygFiYXNKSm+PNPe2Cc79+SCX9n7XdSERvNN4nLmOB6o3szaoqfUAEECwJEkXnLgsoR335rmVC0ggkO4ix/CWmpdPQMM77HSYFptexnLX+VYpY3ea7QMZLRwAMnqTOaymwdrg79OrUI3oLXONpEjdJ0sfwjlEw6N5p3hutAIMg5kAHgCsWNyjmC2hutDiRvEgNkcXXdGcWhEm+JKzahh9mmA3S1jbLyWPfXO9Ppy4DoFbqYndfUfoDYcXQD5gE3WdNeT0aj4mY3/cqG+W60TfW3BG8J4gp1WHcN4yOfpqvHzi96lvSZDzPD7gL8rg+qLbH2kWbriYkhreZJ04xJWbi1vb1TDRE375JmJd97D/2+IXlrvENQ1C9r3M/9ie8kewXjclgNQbzmSZFp0EgWByS8Q9FF1Xwb7Ec3e+SwzP8AyFVzLGRNwCZHmiFfxtSoN33Sd4y1ozIN5M2A4paoaWq/dqg8QR8/tS4l1pGYWOb47pVyB/8ArcCI3og8pGvJZva3/kKsXkUyGMBIFpJjiSNYyT8aW3qn+paWSTaM0Ew/ieiKhpio0zlDgb8OffFecY3xlUq4VzCYymP7hN/yQs3Qrkutzy4QnMC8my8aeK3vxBp03brWENtaTEG40vHkszidqPqmKji4tBDZ4CflUKmIl7X8QSf/ALAfNiqeLxO7SL5gkEc50PVUkYtD9rbTkhrTZpknnoPJSYDagcYdAdbof5QMnNNNRVl0nZtrC7npyXGZ6FBtnbWiGvNtD+0akdwrS7Ts0z+MdkO+79VVjuFPix93kPhQjvvyUFTGlEWfe3y79tUP3Va2dW3T3/nVII3tIJaVap/cIOY/VvZLjaINx300/wD5lVqbyLjz6IBzhFjYj3v8ridO9dfRW6rN9sjP4ufTkqY4c+/b3QDXd275J2GxRpvD22IMjqkBtHeiR9K0jmgDo8WDP6X36fd9s9M/JETjhVpseL2O8P8Ai6b25rGh3JSUMU9hlriOPPLMapaPbbYKpLHjIHcHmXCI5xKZjNobzrWAs0cAMvPj1WVftmqXNJM7hDgIgSIuR+EUo4+m/wC4ODeLXGCPPUJaPY1UxJeWlti8SeAIMOPTVTMxoJLAf7S0HiZBnzcPQoUMY1zCKZkNIbORP9xgcJt/6ptJp8ylo9i2ErF7t0W48hqSnbU2h9QS3+0kf+pIg/iOUhUq9WPqbv8Ae9wJH/XMepUdDMkCQBfpkR5go0e/g+jiYBf/AMRbroocbUG9IP2ukg9TJB5j9KLF2aGjLed7x7D8p2HobzTbvOfL9ps/0fUxO4GtFzB3hx3o+3yb+So6Z3RUIJI3ftOsOO76xITaWDL3k87qHaG0WUXtYZMD7g3QlxIGece6AlezcoOe7LeHr82QDaG0jUgCzW5D3J5qTa+3TXhv9LG5N58TzgIVvJwqc5NXJCUwcUV2btGIY/LQ/tCV29PffJOXRWbE8ez7vLnwEZ3VV7YOfd4RDalGBbIX05cLe3mqbWy08Qbfj893SgQQUrHQmjvvzS9+6AKYXEBwgzpPkbSZHHU/pVq9ItdOn+e/lV6NTdKvvdvCRlf58+GUDkgGUau4Qf7TIzynNTYrDyN5o6juSM81VygG4VjDYjdJabi/51HPK/ugKwE9e/49UjKkHjlbp16K5j8JBluRNvfhfTL0Com/UfxrwgflI1p1Ia6a8vg58so4KtWw5b35dU6hVIgZ98PJWQ8d+QF+oGsXtCAGkJlu/L+URqYUOuLC377tNlSq0HCJGffwUAuHxbqZlhg/g5ZjVXX+IKhEDdbbNoh3qcvJDCO/z+kgb3+EAV2VtgUw5rxvMJm2bTxE59EY/wDymlTYfptc95y3hDQeJGZ6LIn8d/pdMIsPYvszbv03f7g32lxJOoJN468Fc2n4qBpllJpbNi4wDBmQAOMm6zc2hNnspUCtLxJXa3da+ABFgN6P/tEoa55JkmTnfPrz/lMhcgOLl3fuuz76Bc1iZESyuI776LoQCjvv1ShNHynNCA//2Q==)

Wikipedide şöyle yazıyor;
 
Henry Hudson (1565–1611) bir İngiliz kâşif ve denizcisidir. Nerede doğduğu, öldüğü ve yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. En büyük keşfi Kanada'daki Hudson Körfezi'dir. Körfezin ismi, Hudson'ın soyadından gelmektedir.
1610 yılında Discovery adlı gemisiyle Kanada'nın kuzey kıyılarına yol aldı. Çok zor koşullarda keşif yolculuğuna devam etmekteki ısrarı sonucu gemi mürettebatının ayaklanması sonucu Hudson, oğlu ve birkaç sadık adamı bugün kendi adıyla anılan körfezde bir filikada ölüme terk edilirler.
İsyan eden mürettebat İngiltere'ye döndüklerinde hapse atılmalarına rağmen Yeni Dünya'ya dair edindikleri değerli bilgiler yüzünden kovuşturmaya uğramazlar.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 29 Temmuz, 2012, 22:19:51
Son 2 gün.

Süper Kull cildi sizin olabilir.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: yunusmeyra - 31 Temmuz, 2012, 01:59:28
evet çizgi roman okurları ve dostları yarışmamızın son 22 saati..son yorumları,eleştirileri ve kişisel düşüncelerinizi bekliyoruz.."ödülde" sağlam,sizede çıkabilir..  :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 31 Temmuz, 2012, 17:19:51
Rakibim az, şansım yüksek :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: yunusmeyra - 31 Temmuz, 2012, 19:19:28
  bu macera konusunda söylenebilecek her şey zagor'un seri yayınlarından ve önceki 4 hellingen'li macerasından bağımsız değildir..lal'in yayınladığı KM ciltlerinin iç kapağında kısaca değinilir bu maceralara ve yeni dizi içindeki orijinal numaralarına..donatelli ve ferri tarafından çizilen maceralardır bunlar..
    hellingen'in envai çeşit "kötücül" projeleri ve saldırı planları ve kurnazlıklarıyla karşılaşırız bu 4 macerada.."Titan" ı tanırız..titan'ı diriltecek "denizaltıyı" görürüz..her defasında yenilir ve "deli" bilim adamı etiketiyle derdest  edilir..ancak 3. ve 4. maceralarda hellingen'in karakteri boyut kazanır..içindeki dizginlenemeyen "insanlara karşı" öfkesine ve kıyıcılığına iyice şahit oluruz..iş "birleşik devletler" işgali ve sonrasında dünyanın imhasına yönelmektedir..artık hellingen'in zagor ve insanlar için tam bir kabusa dönüştüğü okuyucu tarafından kabul edilir...hele hele "tutsak" bir hellingen'in uzaylı "akron" ırkını bile kendi "ütopyası" için kullanabilir duruma gelmesi ile hellingen zaten "yaşayan kabus" durumuna gelmiştir..4. hellingen'li maceranın sonunda hellingen'in "ışınlama kabininde" ,"yok oluşuna" veya "gözden kayboluşuna" şahit oluruz..ama içgüdülerimiz bize belirsiz bir gelecekte bu "kabus'un" tekrarlanacağını fısıldamaktadır..
    "kabus" adlı macera tamda böyle bir gelecekte ortaya çıkar..üstad  sclavi, ele almıştır artık "hellingenli destanı"..çizer ise üstad ferri'dir..uzun bir maceradır kabul ancak maceranın sürprizleri,heyecanlı gel-git'leri ve peş peşe gelen cevabı zor soruları hiç hız kesmez..bir önceki sayfada caretta ve pizagor'un çok genişçe ve önemli dönüm noktalarını işaretlediği ,önemli anlarına dikkat çektiği sağlam bir özet sunmaktalar..evet 42 yaşında bir çizgi roman okuru olarak bu ve önceki hellingen etiketli maceraların bendeki etkileri daha farklı..ancak "kabus" macerası ortaya koyduğu sorular ve cevaplar ve kahramanların bu dramatik yapı içindeki boyutlarının "derinleşerek" çoğalması bende hep ayrı bir tat bırakmıştır..şahsi olarak ,zagor bu macera ile gözümde daha da büyümüştür..hellingen'in bu kadar "zeki" ve "kötü",zagor'un bu kadar dibe vurduğu "efsane" maceramızda "tipler" "karakterler" haline gelir..
     kızılderililerin dediği gibi bir "ah-eh-nai"" durumu yaşanmaktadır.."delilik"..ancak bu kızılderililere göre tamamen kötü bir şey değildir,hatta "manitu"nun dokunduğu bir kişi olmanın ayrıcalıklı bir yanı vardır..(bu arada bizim kültürümüzde ve yaşantımızda da özellikle geçmişte "delilere" bakış açısını hatırlamak faydalı olur..hakikati arayan insanoğlunun başka bir "gerçeklik " yaşayan "delilerimizden" hakikate değen bir duyuş,dokunuş,"himmet" beklediği çok olur..hasan kaçan'ın "deli ziyasını" bir düşünün veya bir çok tasavvuf anlatısında "deli" gözüyle bakılan ,gel git'li haller sergileyen "can"ları,dost"ları,"derviş"leri..
    geçen maceranın genç ve bilgeliğe "aday,kahraman kızılderilisi "akoto" yardım etmek ister bu "kabuslar" içindeki zagor'a..öyküde devamlı "neatani" dağında yalnız kalarak ,"hakikat" yolunda düşüncelere dalan "akoto" nun da ,ancak zagor'a yardım ederken "bilgeliğe" ulaşacağını görürüz..tamam "bilge" rakum'a saygı duymakta onun ruhunun esintilerinden faydalanmaya çalışmaktadır..onun mirası "kutsal ok ve yaya" sahip çıkmaktadır ,ancak onun "farkındalığını" tetikleyen başka başka yaşam ve dünyalar olduğunu ona söyleten bu "emanetlerin" kırılması ve zarar  görmesi olur.."hani bu dünyada zarar görmeyecekti bu "ok ve yay"" diye sorar kendine..o zaman bu dünya önceden algıladığımız "dünya" değilde bir başkası mıdır???..delilik,akıl,gerçek ve farklı dünyaların varlığı ile ilgili bir çok "soru" gelir önümüze..rüyalar ve gerçekler karışmaktadır bir birine..rüyaları gerçeği kavramada bir yol olduğu konuşulur,hakikate ulaştıran bir çok farklı yol olduğu hissettirilir..cennet ve cehenem ile kişinin kendi "kıyameti"nden bahsedilir..çiko ve zagor ikişer kez "ölür"!!! farklı dünyalardan birbirine geçişler yaşanır..   
   hellingen ,"uzun" bir zaman, "uzay" sandığı "hiçlikte" olmanın ve yalnızlığın acısını çeker..pizagor'un dediği gibi içindeki acı ve öfke ,onun" cenneti" olabilecek "uzay aracı" ile karşılaşsa da hayatının bu farklı "uzantısında", "cehennemini" yaşamasına sebep olur..zaman ve evrenler arası seyahati ve zagor'un kabusu olacak "kötülükleri" "bir evrenden diğerine taşımayı" öğrenmiştir..(aslında tamamen bir "iblis" formuna bürünmektedir ki bu bir sonraki maceranın yani D&E YAYINLARINDAN  ülkemizde de yayınlanan 6. Hellingen'li maceranın konusudur..) zagor ömrünü adadığı "barış"ın tükenişine şahit olur..shalak liderliğindeki Kızılderililer ilk önce onurunu sonra canını alır..zagor en diptedir: "ben öyle bir ilahım ki,Kızılderililerin saygısını kazanmak içiç onları aldatıyorum." Ve kahreder!bu sefer "hiç"liğe yuvarlanan zagor'dur..ancak bu "hiç"lik onun "algılarını" açar..kiki "manitu"yu  anlar ve hakikati kavramaya başlar..bir şaman bir başka dünyada ona şöyle demektedir: "ne kadar düşünce varsa o kadarda dünya vardır.." aynı anda "akoto"da "kutsal ok ve yayın" kırılışı ile bunu sorgulamıştır..farkındalığı ,akoto'yu "fedakarlığa" yöneltir..bu zagor için yapılan bir yardım ve "kendi sonu" gibi görünsede "hakikatin" bulunuşu ve gerçek "bilgeliktir"..ölümsüzlük "sevgi" ile mümkündür,"nefret"ile değil! "hangi dünyayı yaşarsak yaşayalım sevdiklerimizin hatıralarında yaşayacağız" demektir bu..sevgi varsa "ölümsüzlük" mümkündür..hellingen'in payına düşen ise ,nefret ve öfkesinin sonucu "unutuluş" ve "yokoluş"tur..kabus olarak hatırlanacaktır..
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: BAHADIR - 31 Temmuz, 2012, 19:29:12
Okuması gerçekten zordu... Hiç olmazsa büyük - küçük harf uyumuna dikkat edip, bir de paragraflara bölseydiniz, bu kadar uzun yazının okuması bir nebze daha kolaylaşırdı...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: yunusmeyra - 01 Ağustos, 2012, 00:19:19
notlar:(çiko zagor'u kurtarmak için en hızlı bu macerada koşar ve yine onu öldürmek için bu macerada silahını peşpeşe ateşler,UFO'nun tanımlanamayan değil "ultra" hızlı cisim olduğunu bu macerada öğreniriz..zagor silahını bu macerada şakağına dayar,"beyazlardan" ilk defa bu kadar nefret edip bir "beyaz" olduğuna bu kadar "lanet" eder..beyaz askerleri yoketmel için "intikam" yeminini bu macerada eder...zagor'un ensesindeki çipe,kımız içen zagor ve hellingen'e,"makro moleküler düzenleyici" tabirine bu macerada şahit oluruz..)
          (hellingen'in bu gidişli gelişli halleri ve çılgın bilim adamı kimliği esinini bir sonraki 6.macerada boselli yazımı bir senaryoda bir kez daha ama bu seferde çok orjinal bir buluşla okuruz.. D&E yayınlarının editör sayfasında "nolitta"dan (üstad bonelli!) alıntılanan bir cevapta bu tarz "ölüp dirilme" ve "tekrar doğuşların" senaryo yazımı bağlamında çok hoşuna gittiğini okuruz..hellingenli esin kaynağının ise italya'da çizgi romanın "altın dönemine" denk gelen 30-40' lı yılların "kötücül" bilim adamı "VİRÜS" ve onun senaryo yazarı    Pedrocchi olduğunu  söyleyecektir..

(http://img423.yukle.tc/images/601VIRitalyan_cizgiromani.jpg)

bahadır ,dediğin gibi yazıyı istiflemeye çalıştım ama bu kadar kurtarabildim  ::)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: hanac - 01 Ağustos, 2012, 16:23:23
Bu ayki yarışmayı Atilla abi (caretta) kazanmıştır.

Kendisini tebrik ediyoruz.

Çok kısa süre içinde Ağustos yarışmasında görüşmek üzere kendinize iyi davranın.
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: kalidor - 01 Ağustos, 2012, 16:43:53
Atilla Abi'ye tebrikler, güle güle okusun. Ama benim gönlümün kazananı YunusMeyra'dır. :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: NIC - 01 Ağustos, 2012, 18:10:19
tebrikler Caretta abicim,bence Kull'un yanına bir ikide teks sıkıştıralım  ;D,herkese katkılarından dolayı teşekkürler(favorilerim ise pizagor ve yunusmeyra)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: rumar80 - 01 Ağustos, 2012, 18:14:34
  Tebrikler Atilla abi. Benim de favorim yunusmeyra. Onun yazılarının bende yerleri ayrı. Gerçi bu aralar Avengers'ı ihmal ediyor ama... ;)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: caretta - 01 Ağustos, 2012, 21:18:25
Teşekkürler arkadaşlar.Ben de Pizagor ve Yunus Meyra'nın yazılarını çok beğenmiştim.Kaliteli yazılar forumumuza herzaman zenginlik katar...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: yunusmeyra - 01 Ağustos, 2012, 21:20:54
sayın caretta'ya fumettilere olan ilgisi ve sevgisi ayrıca forumumuza en gerekli zamanlardaki katkıları dolayısıyla teşekkür ederiz ve kutlarız..
  (rumar avengers'ları okuyor ama yazamıyoruz doğru..aslında yazacak çok şey oluyor ama yaz sıcakları ve hayatımızı düzene koyma faaliyetleri bizi gönül rahatlığıyla yazmaktan alı koyuyor..yoksa biliyorsun "avengers forever.."  ;) )
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması ...
Gönderen: pizagor - 01 Ağustos, 2012, 23:13:54
Beğenen arkadaşlara da, beğenmeyenlere de teşekkürler :)  :)  :)
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması - ZAGOR KABUS
Gönderen: pizagor - 27 Eylül, 2012, 12:56:38
Başlığa anket eklenmiştir...
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması - ZAGOR KABUS
Gönderen: Dylandog - 22 Ekim, 2018, 20:27:12
Kabus tam bir baş yapıt beğenmeyenler neyi beğeniyor dogrusu merak ediyorum
Başlık: Ynt: 2012 Temmuz Ayı Ödüllü Yarışması - ZAGOR KABUS
Gönderen: ghostrider - 22 Ekim, 2018, 20:50:51
Çok güzel bir hikaye olup severek okumuştum. Birden farklı duyguları barındıran bir başyl yapıttır.