Hariciye Günlükleri - Baobab Yayınları

Başlatan Nightrain, 12 Şubat, 2020, 16:44:50

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain



Hevesli bir yeni mezun olan Arthur Vlaminck, Quai d'Orsay diye bilinen Fransa Dışişleri Bakanlığında, Bakan Taillard de Vorms'un ekibinde işe başladığında kendisini nelerin beklediğinden habersizdir. Fakat çok geçmeden entrikalar, büyük egolar ve stres dolu bir dünyaya adım attığını anlar.

Üstelik, Bakan öyle sıradan bir politikacı da değildir, filozof ve şairlerle dirsek temasında, Antik Yunan'dan alıntılar yapan, hırslı ve tarihe geçmeye niyetli, entelektüel bir siyasetçi.

Hariciye Günlükleri, 11 Eylül sonrasında, bugünkü Ortadoğu manzarasını şekillendirecek olan ABD'nin Irak işgaline giden yolda olup bitenlere farklı bir bakış sunan bir çizgi roman. Aynı zamanda, diplomatik arenada yaşanan bilek güreşlerinin ve ayak oyunlarının perde arkasına dair derinlikli ve zihin açıcı, güçlü bir mizah.

Fransa Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin'e danışmanlık yaptığı dönemde başından geçenlerden yola çıkan Antonin Baudry, Abel Lanzac takma adıyla dışarıdan sıkıcı görünebilen diplomasi dünyasında geçen son derece ilginç ve keyifli bir hikâyeye imza atıyor. Ödüllü çizer Cristophe Blain'in canlı çizgileriyle hayat bulan bu eser, okuyucuları hariciyenin mutfağında ender rastlanacak eğlenceli bir gezintiye davet ediyor.

Fiyat: 60 TL
Sayfa Sayısı 200, Ciltli
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

hanac

İlginç bir tercih olmuş.

Sanırım okur hedef kitlesi farklı olacak.


darbove

Genelde baobabın yayınları seçki oluyor. Yayınlarını genel olarak beğeniyorum.
The Bird of Hermes is my name, eating my wings to make me tame.

Gabby



Özgün adı: Quai d'Orsay
Yazan: Abel Lanzac
Çizen ve renklendiren: Christophe Blain
Fransızca aslından çeviren: Doğan Şima
Yayın tarihi: Ocak 2020





Hariciye Günlükleri'nin yazar ve çizeri, eserlerinin 2013 Angoulême Uluslararası Çizgi Roman Festivali en iyi albümü seçilmesi sonrası ödülleriyle...

***

Quai d'Orsay, Paris 7. bölgedeki bir cadde adı olmasına karşın, bakanlık binasının bu cadde üzerinde bulunmasından dolayı Fransa dışişleri bakanlığı anlamında kullanılıyormuş. Tıpkı Demirel'li yıllarda, Ankara'daki "Güniz Sokak" adının, bir dönemin siyasi tarihine tanıklık eden ve bu sokak içinde yer alan Süleyman Demirel'in konutuyle özdeşleşmesi gibi... Abel Lanzac müstear adıyla bu öyküyü kaleme alan Antonin Baudry aslında Jacques Chirac cumhurbaşkanlığı dönemi dışişleri bakanı Dominique de Villepin'in danışmanlarından biri olarak görev yapmış yani işin mutfağında bizzat bulunmuş eski bir diplomat imiş.

İletişim'in yayınladığı "Gözden Irak'ta" kitabının da yazarı olan Erbil eski başkonsolosu Aydın Selcen'in önsözüyle başlayan Hariciye Günlükleri'ni ben çok beğendim. Siyasi hiciv ve bürokrasi hantallığı üzerine zarif bir alaycılığın yanında gündelik hayattan esprilerin bir panelden diğerine ardı sıra patladığı bir çizgiromana epeydir denk gelmemiştim. Bu arada söz açılmışken, bürokrasi deyip de geçiştirmemek lazım, Fantom'un ormandaki on kaplan gücünün resmi dairelerindeki karşılığıdır geçmiş yılların bürokrasisi. Öyle ki işiniz bittiğinde girişteki enerjik haliniziden eser kalmaz, çıkış kapısına yürüyecek derman bırakmaz, bezdirir adamı...
:)

***




11 Eylül sonrası, kankası İngiltere'yi de yanına alarak Irak'ı -kitapta "Uzdem Krallığı" olarak geçiyor- işgal etmeyi kafasına koymuş Bush yönetiminin bu kararına karşı çıkan ve 2003 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşma alkışlarla karşılık bulan dönemin Fransa dışişleri bakanı Villepin gerçek hayatta da çizgiromandaki haline yakın biri miydi bilmiyorum ama ben açıkçası bu kurgusal dışişleri bakanı karakterini çok sevdim.

Daha ilk sayfalardan itibaren, altı danışmanın da dahil olduğu "konuşma metni" hazırlama telaşının içinde buluyorsunuz kendinizi. Ne oluyor demeye kalmadan bu tatlı telaş önce koşuşturmacaya çok geçmeden de eğlenceli bir curcunaya dönüşüyor. Bu karışıklığın baş aktörü de, odadan odaya sürekli hareket halinde, aklına estiğinde çat kapı içeri dalıp hiperaktif tavırlar sergileyen telaşe müdürü bakanın ta kendisi...:) Heraklitos'tan, Demokritos'tan alıntılar yapmayı çok seviyor, Tenten'den örnekler veriyor; Bunları yaparken de ellerini kollarını orkestra şefi veya pandomim sanatçısı ustalığında kullanıyor. Çizer, bakanın enerjisini, heyecınını ve arada coşup kaptırdığı hallerini Minos Boğası veya Darth Vader'e dönüştürerek  bu eksantrik karakterin haleti ruhiyesini okura ustaca yansıtmış.





***




Eseri Fransızca aslından dilimize aktaran Doğan Şima'nın çevirisi de gayet akıcıydı. "nato mermer nato kafa" ve üstteki karedekine benzer birkaç espriyi yerelleştirmesi de yerinde olmuş. Önsözde font olarak Times Romanın tercih edilmesi -doktora tezlerinde çokça kullanımından olsa gerek- bana tez girişlerini çağrıştırdı. Arka kapaktaki editoryal tanıtım metnindeki gibi Helvetica sanki daha şık durur hem de fazladan font çeşitliliği oluşmazdı diye bir an aklıma düştü... Baobab yayınlarına bu güzel seçki için teşekkür ediyorum.

Bitirirken Hariciye Günlükleri'nin, Kasım 2013 te gösterime giren film uyarlamasının da olduğunu ve Eylül 2013'te Saint-Sébastien Film Festivali'nde en iyi senaryo dalında özel jüri ödülünü kazandığını not olarak düşeyim. Ayrıca Fransa'nın Oscar'ı olarak anılan 2014 César ödülüne en iyi adaptasyon dalında aday gösterilmiş, ödülü alamasa da filmdeki bayan oyunculardan Julie Gayet en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüne layık görülmüş. İlaveten Kanada, Toronto Uluslararası Film Festivali'nde özel sunum gösterimi yapılmış.




nocardia

Sayın Gabby'e bu tanıtım yazısı için çok teşekkür ederim. Ben de kitabı bu yazıdan 7-8 gün önce okuduğum için kendisinin bütün vurucu noktaları öne çıkardığını görüyorum. Kitabın baskı kalitesi ve boyutundan da memnun kaldım. İtki isteyenlere selam olsun.

alan ford

  Kitabı az önce bitirdim ve yazmak için foruma girdim ama sağolsun Gabby şahane yazmış zaten. Ekleyecek sözüm yok. Benim gibi bu bürokrasi ve diplomasiye pek meraklı olmayan birine bile bir solukta okutturdu kendini. Hariciye'nin hiç bitmeyen 7/24 koşuşturmasını sürükleyici bir dille aktarmak hiç kolay değil bana kalırsa ama ikili şahane bir uyum yakalamış. Hiperaktif bir bakan, aklıselim bir özel kalem, hiç bitmeyen işler ve bütün bunların ortasında acemi bir söylem danışmanı. Heyecanlı bir macera romanı gibi okuyor, o telaşı iliklerinizde hissediyorsunuz. Baobab şaşırtmaya ve sevindirmeye devam ediyor. Yeni kitabı da merakla bekliyorum.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir